Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
I7*CASIM1998SALI CUMHURİYET SAYFA
17
SuçüstüAnkara Emniyet
MtJdürlüğü Küçükleri
Koruma Şube
MCJdürlüğü
dedektifleri,
Cumhurbaşkanlığı
Kcıpası at yanşlan
sırasında 18 yaşından
kiiçük çocuklann
kumar oynayacağı
ihbarını aldılar. Ihbarı
değerlendiren
dedektifler,
pç çocukyaştaki
-J L H.Y'ninyanş
öncesi 5 milyon
liralık bahis oynadığını
saptadılar ve çocuğu
kumar oynamaya
babası Mesut Y.'nin
özendirdiğini
belirlediler. H.Y.'nin
oynadığı bahisle 17
milyon 500 bin lira
kazanması üzerine
dedektifler, babası
Mesut Y.'nin
otomobiline kadar
gelen Türkiye Jokey
Kulübü yetkililerinden
kumar parasını teslim
alan H.Y.'yi suçüstü
yakaladılar. Baba
Mesut Y.'nin çok üst
düzeyde görev
yaptığını ve zaman
zaman "Benim
yakınım da olsa
yakalayın" şeklinde
rfadeler kullandığını
belirten Ankara
Emniyet Müdüriüğü
yetkilileri çocuk
H.Y.'nin ise ilk
rfadesinde, "Bana cici
dedem Turgut, bir
koyup üç almayı
öğretmişti" dediğini
açıkladılar.
Etektronik posta: someposta.cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Avnıpa Biriiği'nin parası
Euro piyasalan
sarsacakmış...
"Bizim piyasaya Euro vız
gelir. Asia tıns aider!"
A
yrılıkçı ve ırkçı terör örgütü PKK'nin lideri
Abdullah Öcalan'ın İtalya'da yakalanma-
sı, milli ve manevi duyguları fena halde ka-
' barttı; mehter takımlan meydanlara çıka-
rak marşlar çalmaya başladı; ülkücü tosuncuklar
bıraksalar Roma kapılarına dayanacaklardı...
Uluslararası uyuşturucu kaçakçılığının medarı if-
tiharı.ve Susurluk'un ülkücü kahramanlarından Ya-
şar Öz, tutuklu bulunduğu Metris Cezaevi'nde yi-
ne kendisı gibi tutuklu olan bir Italyan vatandaşını
rehin aldıktan sonra cep telefonuyla televizyonların
canlı yayınlarına katılarak "Avrupa, Avrupa, duy se-
sımizi" dedi.
Hükümet, Öcalan'ın Türkiye'ye iadesindeki en
büyük engel idam cezasını kaldırmak için nemen ya-
sa değişikliği yapmak üzere kolları sıvadı.
Ancak mehter takımının çaldığı müzik Avrupa'da
beğeni ile karşılanmadı ve bir ritim bozukluğu oldu-
ğu anlaşıldı. Uyuşturucu kaçakçılığı sanığının cep
Tren
telefonu da Avrupa'nın kapsama alanına giremedi.
Iç hukuk kurallarını bugüne dek Avrupa Insan Hak-
lan Sözleşmesi 'ne göre düzenlememekte büyük ka-
rarlılık gösteren Türkiye'nin, gırtlağına kadar kana
bulanmış bir teröristin iadesini sağlamak için idam
cezasını kaldırma girişimi tabii ki samimi bulunma-
dı, bilakis "sizde işkence var" gibi yeni engeller or-
taya sürüldü.
Bu arada komünizmin yıkıldığı Moskova'dan ka-
pitalist ABD'nin zoruyla çıktığı anlaşılan Öcalan'ın,
Roma'ya Italya'daki komünistlerin daveti ile geldi-
ği ve cezaevinde değil konukevinde tutulduğu yo-
lundaki iddialar ağırlık kazandı.
Italya'daki bol sol partili koalisyon hükümetinin bü-
tün bu gelişmeler karşısında sessiz kalması ve hat-
ta Avrupa ülkelerinin de sessizliği yeğlemesi ve en
önemlisi Almanya'nın "aradığı" PKK liderinin iade-
sini henüz istememesi "oyun"un boyutlarının tah-
minlerin üzerınde olduğunu gösterdi.
Kırmızı bültenle aranan PKK'nin Avrupa'daki söz-
cüsü Kani Yılmaz'ın İtalya'da yaptığı temaslar, aran-
makta olan birçok PKK'linin Roma'da ve Avrupa'nın
başka kentlerinde elini kolunu sallayarak boy gös-
termesi ve İtalya'da hükümet ortaklarınca Öcalan'a
siyasi sığınma hakkı verilmesi yolundaki girişımler,
Türkiye'nin insan haklannda ve demokraside ve
çağdaşlıkta "mehter takımı" gibi iki ileri bir geri gi-
derek bir yere varamayacağının somut işaretleri ol-
du. Irak'ta ve Kuzey Irak'ta kendı hesabını yapan
ABD'nin eline bakmanın çare olmadığı; Batılı olma-
nın gereklerini yerine getirmenin kaçınılmazlığı, yok-
satrenin kaçmaktaolduğu; yakında Avrupa Konse-
yi'nden de çıkartılmanın söz konusu olabileceği bil-
mem anlaşılabildi mi!
SESSÎZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE
.* -
100 yaşına gfrecekti; artık ölümsüz
Kafalardaki sanğa 1914 yılında kar-
şı çıkmıştı.
1915'te Edirne'de Mustafa Ke-
mal'le tanışmasını anlatırken "Eğer
ben O'nu kendi kişiliğim içinde duy-
masaydım ve bütün yaşamım onun et-
kisiyle yol almasaydı, bugün karşınız-
daki insan olamazdım" derdi.
192û'de "çeteci" olmuş, Batı Trak-
ya'da telgraf tellerini keserek düşma-
nın haberleşmesini önlemişti.
Bağımsızlık yolunda canını ortaya
koymuş, Kurtuluş Savaşı gazisiydi.
Cumhuriyet yolunda daha büyük
görevler üstlenmişti.
1923'te Aydın'da, Balıkesir'de, Iz-
mir'de ilköğretim müfettişiydi. Dini
tedrisatla çalışanları meslekten çıkar-
dığı için gururlu ve fakat "Ben eğitim
ustası değilim, eğitim işçisiyim'
diyecek denli mütevazıydı.
İlköğretim Genel Müdürü Is-
mail Hakkı Tonguç'un şube mü-
dürüydü.
Arkadaşlannın "Koca Şef'iydi.
"Ben soyumla sopumla anılacak bir
ad sahibi değilim. Babamın köyünü
kendime soyadı aldım" derdi.
Yazardı, "Köyün Gücü"nü yazmış-
tı. Üç evi vardı, Köy Enstitüleri ve Çağ-
daş Eğitim Vakfı'na vermişti.
Emekli öğretmen Ferit Oğuz Bayır
Izmir'de Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp
Fakültesi Hastanesi'nin kardiyoloji
servisine kaldırıldığında 100 yaşına
girmesine 56 gün vardı.
Hastane odasındaki birkaç saat için-
de ölümsüzlüğe vardı.
PALAS PANDIRAS
MûTıt BozacıBizden ne köy olur ne kasaba...
Ama önümüz seçim, bir de bakmışsın il olmuşuz!
OKUR MEKTUPLARI
İletişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95
» Türkocağı Cad. $9/41 Cağaloğlu 34334 tstanbul
Türk Telekom9
dan açıklama
"Okur MektupJarı" köşesınde 3 Aralık'ta yayımîanan
Istanbul'dan Biilent Ö/türk'ün "KabJolu TV" başlıklı
yazısına Türk Telekom Basın Müşavirliğınden bir
açıklama geldı: Kablolu TV hizmeti verilen Ankara.
fstanbul, lzmir, Adana, Gaziantep, Bursa, Kayseri. Konya
ve Antalya illerimizde hizmeti yaygınlaştırmak, kana!
sayisını arttınnak ve mevcut sistemi yeni teknolojilere
adapte etmek amacıyla Gelır Paylaşımı esasına dayalı TV
ve Radyo Dağitım Sistemleri lnteraktif Hizmetler Proje
Uygulamalan başlatılmıştır. Söz konusu proje
uygulamalan kapsamında Istanbul tli de yer almakta olup,
hizmetin ihtiyaçlara, gelişmelere ve fizıbılıte
çalışmalarına bağlı olarak Kadıköy semtine de
uzatılabilmesı mümkün olabilecektir. Bilgilerinize arz
ederiz.
Türk Telekom Basın Müşavirliği
FP'nin yapması gereken
Mustafa Kemal ve arkadaş-
lannın kurduğu Cumhuriyet bir-
çok ülkelerdekinden farklı bir
cumhuriyettir. Kuruluşunun 75.
yılını böyle güzel, büyük bir
coşku ile kutlamak gurur \ eri-
yor. 0ç kuşak da Cumhuriyetın
değerini bilmelidir. Bilinçli ol-
BirAtatürk Kızı:
Ülkü öğretmen
Kendisini Güneydoğu'nun
Idil'inde tanıdım. ÇYDD'nin
öncölüğûnde yapılan 2. Idil
Festivali'ne birlikte gittiğimiz 35
kişiJik grup içindeydi.
O dingin, mütevazı duruşu.
aydınhk yüzü. saçlannda
öğrencilerine aktardığı bilgi ve
eğitim yıilannın ak izleri... Bir yı!
önce öğretmenlikten emekli
olmuş bu güzel insan, şimdi
Idil'de... Festival için gittiğimiz o
korkulan Güneydogu'nun çok
şeyden mahrum ilçesinde,
Ingilizce öğretim ve eğitim
verecek gücü yettiğince. Bu yıl
bölgeye atanan öğretmenlerin
ancak yüzde 4O'ı göreve başlamış,
biîinen nedenlerle. O, bu duruma
meydan okumak, genç
öğretmenlere örnek olmak.
oradaki gençlere el uzatmak adtna
gönüllü öğretmenlik yapma karan
ile gelmişti îdil'e. Biz festival
sonrası evlerimize dönerken, onu
bİraz buruk ama saygı ve sevgiyle
tdil'de bıraktık. Özverisi bizim
gönlümüzü ısıttığı gibi Jdilli
çocukJan da ısıtacak. Inanıyorum
ki; artık tdil'de görevi sona ermiş
olan Kaymakam Hüseyin Parlak,
nasıl idilJi çocuklann
gönüllerinde taht kurmuşsa, onu
tanıdıktan sonra nasıl Idilli
;ocuklann her biri kaymakam
jlmak istiyorlarsa; Ülkü
iğretmenin aydınhğını yaşadıktan
ionra da Idilli çocuklar birer Olkü
İğretmen olmak isteyecekler.
Üoıran Serhan /
Bakjrköy-İstanbuJ
ma mecburiyetındedir. Ben ilk
ku^aktanım. Bırey olarak. bir
yurttaş olarak hâlâ coşkulu ve
duyguluyum.
Çünkü Cumhuriyetin çok zor
şartlaraltında kurulduğunu bi-
liyorum.
Hepimiz biliyoruz. Bilme-
yenler varsa onlar da
okuyup, araştınp öğ-
renmelidır.
"Cumhuriyet fazi-
lete da\anan bir ida-
redir. Cumhuriyet fa-
zilerrir."
Mustafa Kemal
Atatürk
Atatürk'ün bu sözü-
nün Fazilet Partisi ta-
rafından "'Cumhuri-
jet faziJettir"' kısnıının
alınarak ekranlarda
gösterilmesi. Cumhu-
riyetin ilk kuşağı ola-
rak beni çok üzdü.
Çok zaman güzel
sözlerdençalıntılarya-
pıiıyor. üzücüdür.
Büyük önderimizin
bu sözünün tamamınm
yazılması ve altına
'Mustafa Kemal Ata-
türk' isminin konma-
sı şarttır.
Yıllar sonra bilege-
çerli değerli sözlerin-
den birinin bölünerek
kullanılması kanımca
yanlıştır. Buna dayalı
olmamız yurttaşlık gö-
revimizdir.
Ata'mızın o güzel
sözünün Cumhuriye-
tin kuruluşunun 75. yı-
lında da tekrar tekrar
yazılmasının, okunma-
sının, hatırlanmasının
çok gerekli olduğuna
inanıyorum.
Tamamının yazılma-
sını, altına da 'Musta-
fa Kemal Atatürk' is-
mınin konulmasını Fa-
zilet Partisi'nden rica
edivorum.
F. Fikret
Arsianerer
HAYTANLAR tsmiL GÜLGEÇ
ÇİZGÎLIK KÂMtL MASARACI * • ' - • - • • • - '
HARBİ SEMİH POROY
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 17 Kasım
^SP^,
/VW mSLAĞINA REKOR FİYÂT..
1388'PE BU6ÜU, ÜMLÜ y/IZAe F/&4MZ
ZOA44Wfi//> A/r £i.rAZHJ 3OO SAYFA, COıV-
, sorneey's Müztyepe ttuetjLt/fu r*ı&4~
RSKO/Ç B/g &X4ri/l S^rrLM/fTi: 2. M'/£-
123 8/Ai POLAgf 8a 7-Aeit/e D£Ğ/U, ' E
Ü
£/t£, SÖZ KONUSU SAYFALAPfM ÜÇTE
. KAPKA'NIN ELYAZIU GOMAH SAYHUA&fNf
JOS£F K.,
SUÇSUZtC/Ğc/HU
Bi/S rPAM/i BorUM
İLAN
T.C.
BURDUR İZALE-İ ŞUYU SATIŞ
MExMURLUĞU'NDAN
DosyaNo: 1998/15
Burdur merkez Konak Mahallesi, Gökaşan Sokağfnda kain. cilt no 5, sayfa 454, pafta 3, ada 332, parsel 1 numarasında
kayıtlı taşınmaz Burdur Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1998'407,492 sayıh karan ile satılacaktır.
Satışa konu Burdur Merkez Konak Mahallesi, Gökaşan Sokağı, parsel 1 numarasında kayıtlı, 86.72 m2 miktannda alt kat-
ta iki dükkân, üst katta ev olarak kullanılan, arka tarafta odunluk ve kömürlügü olan, yığma, duvarlan kerpiç sıvalı, tahmi-
ni 1945-1946 yıllannda yapılmış, kiremit örtülü, elektrik ve suyu mevcut, şehir merkezinde, imar durumuna göre nizamı
bitişik, çıkmaz yol ile beraber işlem görmeden ruhsat görülemez şerhli, taşınmazm muhammen kıymeti: 1.500.000.000.- li-
ra, •
1. Taşınmazın 1. satışı 8.1.1999 giinü saat 14.00-14.10 arasında Burdur Belediye Müzayede Salonu'nda açık arttırma ile
yapılacak bu arttırma değerinin yüzde 75'ini bulmadığı takdirde ikinci arttırma 18.1.1999 günü aynı yer ve saatte yüzde
40'ını geçtiği takdirde yapılacaktır.
2. Satış peşin para ile yapılır ancak isteyen alıcıya 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir, satışa iştirak edenlerin yüz-
de 20 teminat yatırması. KDV ihale, damga resmi, alıcıya, tellaliye satıcıya aittir.
3. Satış bedeli verilen müddette ödenmezse tlK'nin 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. tki ihale arasındaki farktan
ve yüzde 50 faizden alıcı ve kefilleri mesuldür.
4. Ihaleye iştirak edenlerin şartnameyi gönnüş, münderecatım kabul etmiş sayılacaktu-. Başkaca bilgi almak isteyenlerin
memurluğumuza müracaat etmeleri ilan olunur. 26.10.1998
Basın: 53065
GÖRÜŞ
MURTAZA DEMİR
Jmam Bildiğini Okur!
Bir önceki (10 Ekim '98) aynı başl/klı yazımda,
MGK'nin 30 Eylül '98 tarihli toplantısında Dıyanet'e
önerdiğiyaklaşık 17.000 imam kadrosuna dikkat çek-
miş; bunun, şeriatçılara, (Sn. llhan Selçuk'un deyi-
miyte, mürtecilere) verilen ardıarkası gelmeyen taviz-
lerden bin olduğunu; laik imam olmadığını; böyle bir
beklentinin eşyanın karakterine aykın olduğunu irde^
leyerek, sonuçta imamın bildiğiniokuyacağını.. bildi-
ğinin de şeriat olduğunu söylemiş, çözüm önerileri-
mi bu yazıma bırakmıştım. Her şeyden önce söyle-
meliyim ki, ben de geleceğimizi tehdit eden birinci
olgunun gericilik olduğuna kesin inananlardanım.
Gericiliğin çıplak (takıyyesız) yüzünü görmek için,
herkesin Iran'ı, Cezayir'i, Pakistan'ı, Afganistan'ı ve
Madımak Katliarnı'nı yaşaması gerekmemeli. Aklı
olan ve kuşkusuz onu kullanan herkesin, çevremiz-
deki ülkelere bakarak siyasal islamın bu ülkeleri ne
nale getirdiğine, bu güzelım ülkelenn, Kaddafi gibi
deliler ile Saddam, Esad, Taliban gibi insan kasap-
lannın insafına kaldığını görmesi; ibret ve kuşkusuz
önlem alması gerekir. Mürteci, dünyanın her yerinde
mürtecidır. Gericilik yanşının sonu sefalet ve iç
boğazlaşma; galibi de her zaman olduğu gibi baş-
ta Birleşik Amerika olmak üzere, emperyalizmdır.
Sekız Yıllık Temel Eğrtım, özel camılerın Dıyanet'e
devri vb. gibi tedbirlere karşın, koşar adım mesafe
almayı sürdüren gericiliğin ivmesi, böylesine palya-
tif, ciddiyetsız ve birbirinden kopuk önlemlerle dur-
durulacak gibi değildir. öyleyse ne yapmalı?..
Her şeyden önce kafamızı kumdan çıkarmalı, ger-
çekleri görmeliyiz. Sn. Başbakan, türban sorununa
hoşgörü istiyor. Türban savaşçılan'nın türbanla ye-
tinmeyeceklerini, esas amacın üniversitelerden son-
ra ülke yönetimi olduğunu bilmiyor mu? Biliyor ama,
gericilere şirin görünmek istiyor: Eski ve en tehlikeli
siyasi alışkanlık o/an, partiyarannı ülkeyaranna ter-
cih etme yanlışını seçiyor.
Demokratik olmayan ve istenmeyen sonuçjar üre-
ten militarist yöntemlerin yanlışlığı görüldüğüne gö-
re, tek ve doğru yöntem, laikliğin, evrensel boyut-
lanyla uygulanmasıdır. Çünkü laıkliğı ne anlayabil-
dik ne de gerçek anlamıyla anlatabildik. Sadece /a-
fını ederek. ıçını boşalttık. Laik devfet, çocuklanna
yasa zoruyla din dersi okutur mu? Bir mezhebe,
(Oryanet'e) altı bakanlığın bütçesine eşit büyük-
lükte bütçe ayırabilir mi? Normal lise sayısından
fazla imam okulu, ilköğretim okulundan fazla ca-
mi açar mı? Öğretmenden fazla îmam istihdam
eder mi? Batılı ülkelere öykünerek anayasamızı la-
iklik, özgürlük, sosyal hukuk devletı gibi cümlelerle
süslediler ama, 1950'lerden sonra bu ilkeleri yok far-
zetmekle kalmayıp, şeriatçının örgütlenmesi için yüz-
binlerce mekân ve kadro tahsıs ettiler. Soyup soğa-
na çevirdikleri bu fukara devletin egıtime, işçiye, dok-
tora, öğretmene, hâkime veremedıği trilyonlarca pa-
rasını Diyanet'e verdıler. Dev\etolanaklanyla, (Atatürk'ün
Partisi'ni yönetmekle övünenlerden tutun, liberalle-
re değin hepsının ortak katkılanyla) yüzterce imam oku-
lu açtılar: Şeriat ordularına göz yumdular.
Kısacası 'din'le oynadılar: Onun, siyaseten kulla-
nıldığında ne denli tehlikeü bir araç olabileceğini kav-
rayamadılar. Şeriatçı hang'ı tavizi istediyse verdiler. Dev-
let olanaklarını peşkeş çektiler!.. Sonuçta bugünün
şeriatçısı, devleti ve bürokrasiyi eline geçirmiş; eko-
nomiközerklığını kazanmış, siyasal partisinı kurmuş,
iktidar istiyor. Süngünün ucunu görünce bir anda de-
ğişiyor, ehlileşiyor. ama vazgeçmiyor; bekliyor.
"1920'nin rövanşını afacağtz!" "Kanlı mı otsun,
kansız mı!" diyor. Adam sankı restoranda pirzola si-
parışı veriyor!.. 1920'lerin şartlarında devlet, mürte-
ci kalıntılanna göre bilinçli ve ne yaptığını bilen ko-
numdaydı. Bugün öyle değıl... Diyanet'in yüzde 9O'ı,
imam okulları, MEB kadrosunun aşağı yukan yansı,
laik diye avunduğumuz birçok devlet okulunun, yüz-
lerce özel lisenin, dershanenin ve Fethullah okullan-
nın potansiyeli arkalannda... Şimdi 6 milyon örgütlü
güçleri var. lslamcı parti 1960'ların sonunda kuruldu
ve otuz yılda bu güce ulaştı. 28 Şubat uyanışına kar-
şın, devletin onlaratemin ettiği bataklığı besleyen ka-
na)\arda hasar yoktur. Şeriatçı partı lehıne sürdürü-
len mürteci üretimi daha bir kararlılıkla devam edi-
yor. Işte devlet yönetiminin baktığı halde görmek is-
temediğı dehşet verici gerçek bu...
Tam sekız yıldan bu yana:
Zorunlu din derslerinin kaldınlmasını, Diyanet'in
devlet bünyesinden çıkartılmasını, bir master plan
çerçevesinde gereksinim fazlası olan imam oku-
lu ve Kuran Kurslarmın kapatılmasını, devlet bü-
rokrasisine egemen olan ırkçı-gerici yüksek bü-
rokratlann temizlenmesi gereğıni yazıp çizıyorum.
Hem siyasal Islamın altyapısı olan bu kurumları dev-
letten finanse edip hem de siyasal Islama karşı çıkı-
yor görüntüsü inandırıcılıktan uzaktır. Amaç, tavşa-
na kaç, tazıya tut nıyetiyse, yazıktır bu ülkeye... Oy-
le değil de.. doğru çözüm arayışı ise.. o halde tek re-
feransınız, yurt sevdası, demokrasi ve çağdaş eği-
tim olmalıdır. Bunun yanında mürteci üretimine en-
gel olacak radikal - ıvedı onlemlerı de göze almak
gerekir. Bu hastalığın başka reçetesi yoktur. Sorunun
bir de atbaşı giden ekonomık boyutu var.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLOANSAĞA:
1/ Aynntılı de-
nız hantası. 2/
Anadolu'da,
özellikle Doğu
Karadeniz dağ-
lannın yüksek
kesımlerinde
yaygın geçici
kırsal yerleş-
me... Sam- 6
sun'unbirılçe- j
sı.3/Etilezzet-
h bir bahk... 8
Mert, kalender g
ve babacan
kimse. 4/ Sıfınn aln ay-
lıktan bir yaşına kadar
olan yavrusu... Yiyecek
bulamayan, yoksul kitn-
se. 5/ Bir ilimızin mer- 3
kezı.ö/Adlansıfatyap- .
makta kullanılan birya-
pım eki... Bir renk...
"Sana ibret gerek ise '
Gel göresin —'lerr'
(Yunus Emre). 7/ £v-
rende ya da düşüncede
yeralan...Bırgöstenne
sıfatı. 8/Çözgü ya da atkının kumaş yüzeyı üzennde ken-
diiıginden bir desen oluşturdugu her tûr kumaş... llkel
bir silah. 9/ Eskıden kökboya bitkısının köklennden, bu-
gün ise bıreşım yoluyıa elde edılen kırmızı boyarmad-
de.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Kaza ya da başka birolayı karadakilere bildirmek ıçın
gemilerden denize saluıan içı mekruplu şışe... Bir nota.
2/ Asya'da bir ırmak.. Altı mukavva ile beslenmış, üs-
tü sırmalı işleme. 3/ Gemilerde mızana dırefinın gen-
sindekı yelken... Isysnkâr. 4/ Yolsuzca ya da zorla elde
edılen mal. 5/ Yararlanılan uygun koşul... Sodyumun
sımgesı. 6/Birnota.. Ender, seyrek... Kötülük, fenalık.
II Her yanı suyla çcyrili kara parçası... Fazıl Hüsnü
Dağlarca'nın bir şiır kitabı. 8/ Porrreleriyle tanınmış
XVI. yûzyıl Osmanl, minyatürcüsü... Bir sayı. 91 Ken-
di köşesine çekilip eıliye sütlüye kanşmayan.