16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER jltcemizde olaylann hızlı değişimi güvensizlik yaratıyor; bu da büyükleri de çocuklan da etkiliyor Fürldye gündemi lıasta ediyorİstanbul HaberServisi-Çok hızlı sey- den Türkiye gündemi, güvensizlik lgılıyor. Susurluk skandalı. çeteler. kasetler. )syalar. organize suç örgütleri, YÖK. rban derken kamuoyu. gündemi izle- ekte zorlanıvor. Uzmanlar gündemin bu denlı hızlı -'ğişimının ınsanları "ruh hastası" ıptıgını belirterek ~Yaşanan olavlar sanlarda kızgınlık, öfke. kaygı gibi du- ımlara neden oluvor. Bunlan bazılan ine atarken bazılan dışa vurup şidde- vöneliyor" dedıler. Çocuklann da güvensiz bir ortamda iyümek zorunda kaldıklanna dıkkat ;ken psıkolog Ayşe Kayhan. -Çakıcı, •te, rüşvet vermek gibi bazı tanım \e ıvramları kafalanna şimdiden verleş- rmek durumundalar. Biz çocuklanmı- • Uzmanlar hızlı değişiminin insanlan "ruh hastası" yaptığını belirterek "Yaşanan olaylar insanlarda kızgınlık, öfke. kaygı gibi durumlara neden oluyor. Bunlan bazılan içine atarken bazılan dışa vurup şiddete yöneliyor" dediler. za bu kavramlann yanlış olduğunu an* latırken zorianacağız. Çünkii bu işin "ona> lanan' bir yanı var" diye konuştu. Boğaziçı Ünıversıtesı(BU)Sosyolo- ji Bölümü Başkanı Prof. Dr FanıkBir- tek. ülke gündeminin hızlı değışimini "Herkesin başı dönüyor" diye özetledi. Bırtek. "Ümitle ümitsizlik iç içe. Hem çok iyi yerlere hem çok kötü yerlere gi- düebUir" dedı. Toplumun bu hızlı degişimden kay- naklanan belirsiz duruma karşı gelişti- receği tepkinın. içe kapanma ve çekın- genlik şeklınde olacağını anlatan Bır- tek. "Yaşanan gelişmelerin şiddete yöne- lik yansımalannın bağlantılannı gör- müyorum'" diye konuştu. Olaylann insanlarda kavram karma- şalanna vol açtığını vurgulayan psiki- yatrist Prof. Dr. Özcan Kökıîel de "Bu ka> ram karmaşasının sosyal psikolojide yarattığı durum. bugüne kadar gelişmiş olan değerlere karşı bir güvensizlik duv - gusunun oluşmasuıa neden olmaktadır" dedı. Köknel. yaşanacak kavram çatışma- lanndan dolayı insanlarda kaygı. endi- şe. öfke ve kızgınlık gibi duygulann be- lireceğini vurgulav arak şöyle devam et- ti: "Bu duygular her insanda farklı bi- çimde dışa vurulur. Kinıi insanlar bu duygulan iç dünvalannda kurgularlar. Bu tür kişilerin ruh sağlıkları tehlikede- dir. Da\ ranışlannı dışan vurma eğili- mindeki kişiler ise saldırgan ve şiddete eğilimli eylemleıie kendilerini ifade et- meve yönelebilirler. Bu iki davranış bi- ciminin dışında, kinıi insanlarda ve top- lumda bir savunma mekanizması geli- şebilir. Bu da beraberinde bir duyarsız- laşmayı getiriyor." Psıkolog Ayşe Kayhan ıse yaşanan ve kırlenen sürecın çocuklan da olum- suz yönde etkıleyeceğine dikkat çektı. Çocuklann güvensiz bir ortamda yaşa- mak zorunda kaldıklanna değinen Kay- han. "Çocuklar Çakıcı gibi, riişvet ver- mek gibi bazı tanım ve kavramlan ka- falanna şimdiden yerleştirmek duru- mundalar ve biz çocuklarunıza bu kav- ramlann yanlış olduğunu anlafırken zorianacağız. Ç ünkü bu işin"onav lanan' bir yanı var. Çocuklar onlann davranış- lannı "repertuvarlanna' alıyorlar" diye konuştu. Siyasilerin sergiledikleri. yazılı ve görsel basına yansıyan davranışlann, çocuklarca onaylanabilir davranışlar olarak algılanmasını tehlikelı bir durum olarak niteleyen Kayhan. "Bu nesilden ne çıkacağının sonuçlannı tahmin et- mek çok güç. Bilime dönüp baktığımız- da. olumsuz yetişme ortamlannın ne gi- bi sonuçlara neden olduğunu görebiliyo- ruz. Fakat, hiçbirolumsuz vetişme orta- mında. savaşlar dışında.devletin güven- sizlik zemini bilim alanına ahnmamış- nr"dedi. îenfoniye ievlet haczi İZMİR (Cumhuri\et Ege Bürosu)- Iz- ıir Devlet Senfonı Orkestrasfnın SK'ya aıt bınadakı prova salonu, 'kira tışından' kaynaklanan farkın ödenme- ği gerekçesıyle Çalışma \e Sosyal Gü- ;nlik Bakanlığı tarafından kapatıldı. Ic- ı memurlannın dün prova salonunu ka- ıtması üzenne. salonda bulunan müzık etleri icra deposuna göndenldı. IZDSO Müdürü Numan Pekdemir. >run çözüme kavuşturulamazsa, kuru- ıun SSK bınalarında bulunan diğer bı- mlerinın de başına aynı olayın gelece- ıne dıkkat çektı. İZDSO Müdürü Pekdemir. yaklaşık 3rt yıldır SSK ile Kültür Bakanlığı ara- nda süren anlaşmazhk >üzünden ken- ılenne iki hafta süre verildiğinı ve dün ra memurlannın prova salonunu ka- ıttıgını bildirdi. SSK'nın. kiranın "tü- ;tici endeksine" göre ödenmesini iste- ıgını. Kültür BakanlığYnın ise. "Mali- ; Bakanlığı'nın verdiği artışa göre öde- ıeyapın" talımatını verdıgıni kaydeden ekdemir, sözlerini şöyle sürdürdü: Maliye Bakanlığı. mesela yüzde 63 di- 3r. onu ödüyoruz ama Tüketici Yasa- 'na göreartış >üzde95 ise. aradaki yüz- e 30"luk farkı ödeyemiyoruz. Ödersek. ize ammet çıkıvor. Bu sorunu Kültür akanlığı'nın çözümlemesi gerekiyor. SK'ya ait bir başka binadaki yerleri- ıiz de problemli. Sırada. 11 adet büro- ıuz daha \ar. Onlann da başına ayıu »run gelecek." ıVIUIı '/İİHİİI Almanlar Alanya'yı sevdiANTALYA(AA)-Alanya, Alman vatandaşlanntn adeta ikınci vatanı... Tatil için gelen Alman tunstler, yörenin büyüleyici ortamına kapıla- rak Alanyalı olrnaya başladı. Türkiye'nin gözde turizm mer- kezlerinden biri olan Antalya'nın Alanya ilçesi, artık, ruristlerin sade- ce gezip görüp gittikleri yer olmak- tan çıktı. tlçe, adeta tunstlenn ikin- cı vatanı oldu. Ülkelerinde emekli olan Alman- lar, yaşamlannın kalan bölümünü doğal güzelliği, tarihi ve külrürel çe- kiciliğiyle eşsiz olan Antalya ve yö- resinde sürdürmeye karar veriyor. Alanya'ya tatil amacıyla gelen tu- ristler, geri dönmeyerek önce ev ki- ralıyor. bir süre sonra ev satın alarak burada yaşamaya başlıyor. Türk-Alman Dostluk Derneği Alanya Şubesi Başkanı Fahri Viğit, ilçede ev alan yabancılann yüzde 98'inin Alman vatandaşı olduğunu belirtti. Yiğit. Alanya'da sürekli oturanlar ile yörede ev sahibı olan, ancak birkaç ay gelen yabancılann sayısının 4 bin 500 olduğunu dile getirdi. 293 89 78 (3 HAT) BETTİNA YAĞMUR MEHMET YAĞMUR RESİM /HEYKEL SERGİSİ 3 Kasım - 21 Kasım 1998 Şehit Adem Yavuz sok. 12 Kızılay / ANKARA Başak Sigorta Sanat GalerLsi, Başak Sigorta'nın bir kültür hizmetidir. BAYBURT ASLIYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1997 94 Davacı DSİ Genel Müdürlüğü Yekilı Av. Hıkmet Be- kar tarafından davahlar Bayburt ılı. merkez Alıçlık kö- yünden Abdurrahım Güleç (ölü), mirasçılan Zarife Gü- İeç arkadaşlan aleyhine mahkememize açılmış bulunan tescıl davasının yapılan açık duruşması sırasında verilen ara kararı gereğınce. Davacı vekılı dılekçesınde Alıçlık köyünde kaın 406 parsel nolu ve istimlak evrakında 64 parsel numarası ile gösterilen taşınmazda 170 m2'lık kısmın davacı ıdare adına tescılinı talep etmiş olup, Bay- burt ılı merkez Alıçlık köyünden ölü Abdurrahman Gü- leç mirasçılan. Zarife Güleç. Lütfiye Güleç, Burhanettin Güleç. Hamdı Güleç, Selfınaz Güleç. Hakkı Güleç, Lüt- fü Güleç ve Hacı Güleç'ın tüm aramalara rağmen adres- lerı tespit edılıp davetıve teblığ edılemedığinden ılanen teblığıne karar venlmiş olup duruşmanın bırakıldığı 30. 11.1998 günü saat 9.00'da duruşmada hazır bulunmala- n veya kendılennı bir vekille temsıl ertirmelen. duruş- mada hazır bulunmadıklan ve kendılennı de bir vekille temsıl ettırmedikleri takdırde duruşmalann vokluğunda yapılıp karara bağlanacağı hususu HUMK'nın 213 ve müteakıp maddelen gereğince davetiye yerine kaım ol- mak üzere ılanen teblıS olunur. Basın: 54861 ÇIKTI 52 Türk, 27 yabancı şairin Nâzım Hikmet üzerine yazdığı 103 şiirinin yeraldığı Tüyap Kitap Fuan Alt Kat 9. Sok. Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Sıraselviler Cad. 48 Kat: 1 Taksimist. Tel: (0212)252 6314-15 ILAN T.C. ANKARA G A Y R İ M E N K U L SATIŞ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN ÖDEME EMRİNİN İLANEN TEBLİĞİ DosyaNo: 1998 641 Alacaklı: T. Halk Bankası AŞ. Demircıler Sıtesı Şb. Yekilı: Av. Sevhan Höbek, Cıhan Sok. 29 14 Ankara Borçlu: Azmı Çelık. Özgürlek Sokak. 11 1 Kalaba Ankara Alacak Tutan: 3.781.471. 579 TL'nın takıp tarihi 22.7. 1998 tarihinden itibaren % 120 faız. Av. ücretı ve ıcra masrafı ile bırlıkte tahsılı. tpotek belgesı: Ankara Yenimahalle 1. Bölge Tapu Sicil Müdürlüğü'nün 17.12 1997 gün. 11889 yevmıye numaralı. Merhunun neolduğu: Ankara. Yenimahalle. Demet, 15829ada, 1 parseîde. 5. blok, 4 kat. 30 numaralı mesken. Rehın \eren 3. şahıs: Hüseyın Çelık Ipoteğın paraya çevnlmesı yolu ile borçlular hakkmda yapılan takıpte borçlu Azmı Çelık'ın adresı tespit edılemediğinden adına ödeme emrinin ilanen tebliğine karar venl- miş olmakla. Işbu ılanın yayımı tanhınden itibaren 30 gün içınde borcu ödemenız, borca karşı bir ıtırazınız varsa teblıgı tanhınden itibaren yedı gün içınde vazılı veya sözlü olarak (ıpo- tek hakkına ıtıraz edılemez mad.150) ıcra daıresıne bıldırmenız, borcun bir kısmına ıtı- razınız varsa o kısmın cıhet ve mıktannı açıkça göstermedıgınız takdirde ıtıraz etmemiş sayılacağmız. s,enet altındakı ımzayı ınkâr edıyorsanız aynca ve açıkça bıldırmenız. ak- sı takdırde senettekı ımzavı kabul etmış sayılacağınız. süresı içınde itiraz edılemez ve borç ödenmezse alacaklının gaynmenkulün satışını isteyebıleceği ıhtar olunur. Basın: 54952 MALATYA ASLİYE 3. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosvaNo- 1998 669 Davacı Okumuşu Çogaitma, Okuyanı Koruma Deme- ğı vekıllen tarafından davalı Deryam lnşaat Tunzm Sa- nayıı ve Tıcaret Lımited Şirketı alevhine açılan tazminat davasının devamı sırasında davalı adresı meçhul oldu- ğundan adına ilanen teblıgat yapılmasına karar venldı- ğınden: Davalı Deryam lnşaat Tunzm Sanayı ve Tıcaret Ltd. Ştı'nın duruşmanın atılı bulunduğu 1.12.1998 günü saat 9.00'da mahkeme salonunda bızzat bulunması, veya kendisını bir vekille temsil ettirmesi aksi takdirde duruş- malara yokluğunda devam edılip, yokluğunda karar ve- nlecegı hususu dava dılekçesının teblıgı yenne kaım ol- mak üzere ılan olunur Basın: 54892 3ülden Kut Resim Sergisi 14 Kasım -14 Aralık'98 AYKUŞ SANAT CALERİSI Sok Orgen 1 sıles rA-Blok Çfkırg&îursa (K»} 232 U!X tlöl IS2V} ?U ti a oss matematik dersi verilir. 587 82 52 TÜYAP Çınar Standında Cumartesi-Pazar 14.00-19.00 A Katında, Sunay Akın Ayçöreği ve Denizyıldızı Akgün Akova Elimi Tut Yeter B Katında, Cezmi Ersöz Hayalleri Yak Evi Isıt Kitaplarını imzalıyor Çınar Vayınlan, Rıfat llgaz Kûltur Merkezi Sıraselvıler Caddesı No 90/3 80060 Beyoğlu ' İstanbul Telefon 212 293 23 98-99 Faks 212 293 28 96 e-maıl cınanlgaz@tur1(net İLAN T.C. ANKARA ASLİYE 6. TİCARET MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI'NDAN DosyaNo: 1997617 Davalılar: 1- Suvaribey Erdem, Özçelik tş Merkezi. No: 56, Ostim-Ankara 2- Ahmet Gel, Pınarbaşı Mahallesı. Şehıt Hakan Turan Sok. 17 3 Keçıören- Ankara Davacı Cemal Selvı vekılı tarafından davahlar Suvaribey Erdem ve Ahmet Gel aley- hine mahkememize açılan menfi tespit davasının yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararı uyannca: Mahkememızce vukanda yazılı adresınıze dava dılekçesı eklenerek duruşma günü- nü bıldınr teblıgat çıkanlmış, ancak adresinızde tanınmadıgınız gerekçesı ile tebligat bıla teblığ lade edılmış olmakla zab/taca yaptırılant tahkikattan adresinizın tespıtı müm- kün olmadığından dava dilekçesı ve duruşma gününün ılanen tebliğine karar venlmış- tır. 8.12.1998 günü saat 09.45'te yapılacak olan duruşmada davahlar olarak bızzat hazır buiunmanız veya kendınızı bir vekille temsıl ertırmenız. gelmedığınız takdırde HLMKnın 213. maddesı gereğınce yargılamaya yoklugunuzda devam olunacağı hu- susu dava dılekçesi ve duruşma günü yenne geçerli olmak üzere ılanen teblığ olunur. 04.11.1998 Basın: 54953 DUZCE SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN SayıNo: 1997 1066 Esas Müteveffa Alı Bayer lehıne vasıyet edılen Kızılay Derneği Genel Başkanlığı vekılı Av. Denız Özcan olan vasıyetname davasında mırascı olan mehmet oğlu, 1962 doğum- lu Yüksel Bayer"ın 1. Doğa Caddesı N: 76 Sedat Sımavı llkokulu Rahmanlar Cevizli adresınden bütün aramalara rağmen adresi tespit edılememış. müteveffa Kadir oglu. 1330 doğumlu 22.8.1997. tanhınde vefat eden Alı Bayer'in Düzce 3. Noterliği'nin 17.10.1998 tanh ve 13825 sayılı vasıyetnamesı içenğinde T.C. hudutlan içınde olup menkul ve gavnmenkullenmım evlenip de evlı olarak öldügürn takdırde ölümümden sonra eşıme, bekâr olarak öldüğüm takdirde tüm menkul ve gayrimenkullenmin ölü- mümden sonra geçerli olmak üzere Kızılay Genel Merkezf ne bıraktım. diyerek sözle- nnı bıtırmi!) olmakla, Yüksel Bayer'in bu şekilde Alı Bayer tarafından düzenlenen va- sıyetnameye itirazlannın olup olmadığı, şayet itirazlan var ıse bırav içinde itiraz ettıği- nı mahkeme dosyasına bıldırmesı veya 17.12.1998 tarihlı duruşmaya gelmesı aksi tak- dırde vasıyete itiraz etmemiş sayılacagı ılanen teblig olunur. 21.10.1998 Basın: 54859 Nisan - Mayıs - Hazıran - Temmuz - Ağustos 1995 dönemine aıt geçıci vergi makbuz asıllan kaybolmuştur. Hükümsüzdür. Eczaahaşı Karo Seramik Sanavi ve 71c. A.Ş. Lise dıplomamı kaybettım hükümsüzdür. SERDAR SL'MER DEGİŞEN DUNYADAN HÜSEYİN BAŞ MAI Öldii, Ama... Ülkemizde, uzun süre kamuoyunun dikkatin- den özenle kaçırılan, 29 zengin sanayi ülkesinin aralarında Türkiye'nin de yer aldığı OECD bünye- sinde kapalı kapılar arkasında sürdürülen ünlü Çok Taraflı Yatırım Anlaşması (MAI), Fransa'nın, geçen 20 Kasım'da yapılması öngörülen toplan- tıya katılmayacağını açıklamasıyla, en azından OECD çerçevesinde. geri dönülmez bir biçimde rafa kaldırılmış görünmektedir. Avrupa Işbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) bünyesinde 1995'te oluşturulan MAI taslağı, doğ- rudan ya da dolaylı yabancı yatırımcılara, rekabet kaygısıyla, yerel yatırımcılar karşısında eşitlik sağ- lanması bahanesı ardında çoğu Birleşik Devletle- re ait çokuluslu şirketlere uluslarüstü ayrıcalıklar tanınmasını ve bu ayrıcalıkların çeşıtli yaptırımlar- la güvence altına alınmasını amaçlıyordu. Ancak, daha önceki yazılarımızda da altı çızıldıği gibi, MAI'nin aynntılarına bakıldığında, "Böylesibiran- laşmanın benzerine rastlanması için kolonyaliz- min en azgın dönemlennde sömürgelere karşı büyük bir küstahlıkla dayattığı kıyasıya talan dö- neminin karanlık çağına uzanılması gerekmekte- dir." özetle, anlaşma, nalıncı keseri gibi sürekli ço- kuluslu yatırımcılara yontmakta, ev sahibi ülkele- rin hükümranlık haklarını sıfırlayan inanılmaz ay- rıcalıklar içermektedir. O kadar ki, başta Fransa olmak üzere çok sayıda üye ülke, özellikle çevre- nin korunması, kültürel ve sosyal alanlarda çeşit- li 'istisnalar' ve 'çekinceler' koyarak anlaşmanın şem'nden az da olsa kendilerini sakınmanın yolu- nu aramışlardır. MAI'nin gerçekleşmesiyle aslan payını alacağından kuşku bulunmayan Birleşik Devletler bile aynı yolu seçmek durumunda kal- mış ve anlaşmaya dört yüzü aşkın 'istisna' ve 'çe- kince' koymak zorunluluğunu duymuştur. Aslında, 1997'de 350 milyar dolara ulaşan ya- bancı yatırımlann ortak kurallara bağlanmasının gerekliliğine karşı çıkan yoktu. Ancak bunun yo- lu ev sahibi ülkelerın hükümranlık haklannın hoy- ratça çiğnenmesıne karşın, yabancı yatırımcıya kabul edılemez ayrıcalıklar, giderek çağdaş kapi- tülasyonlar sağlamak değildi. 'Çokpazann, pazan öldürdüğü', ultraliberaliz- min Uzakdoğu'da patlak veren, yayılarak sürece- ği kimsenin saklısı bulunmayan küresel krizle ip- liğinin iyice pazara çıktığı bir dönemde, MAI türü kölelik anlaşmalarının kolaylıkla hayata geçirilme- si, kuşkusuz, olası değildi. Nitekim, ilk ve öldürü- cü darbe Fransa'dan gelmekte gecikmedi. Jos- pin'ın sol yelpazenın hemen tümünü içeren ço- ğulcu koalisyonu; sendikalann, çevrecilerin, sivil toplum kuruluşlarının, medyanın.. özellikle de ko- münistlerle yeşillerin çabalarıyla, MAI denilen bu 'ultraliberal saatli bombayı' etkısiz hale getırme- yı başarmıştır. Başbakan Ltonel Jospm'in, karannda, bizzat görevlendirdiğı Mauroy ve Fabius hükümetleri- nın eski bakanı, Avrupa Parlamentosu milletveki- li Catherine Lalumiere'in konuyla ilgili raporu önemli rol oynamıştır. Lalumiere, temmuzdan ey- lüle yüze yakın Fransız ve Avrupalı uzman nezdin- de yaptığı görüşmelerden sonra düzenlediği sö- zü geçen raporda "doğrudan ve dolaylı yatırım- ların ekonomi ve finans sektörünün tümünün kü- resel ölçekte serbestleştirilmesini öngören MAI tasarısının son derece sakıncalı olduğu" görüşü- ne yer verirken, gerçeklerden kopuk, her türlü si- yasal denetimden yoksun uzmanların, kötü niyet- lerı olmasa da, dünya ekonomik dengesini ne denli tehlikeye atabileceklerini de ortaya koymuş- tur. Tehlike ortadan kalktı mı? Tam tersine bu, MAI tehlikesinin bütünüyle or- tadan kalktığı anlamına gelmemektedir. OECD'nin iki numaralı sorumlusu Johanna Shelton 'yenibir çerçevede uzlaşma aranması' gereğinden söz et- mekte gecikmemiştir. Başka bir deyişle, MAI bu kez başka bir çerçevede ele alınacaktır. Bu çer- çeve, Birleşik Devletler'in ve çokuluslu şirketleri- nin borusunun çok daha güçlü öttüğü, kısa adı OMC olan Dünya Ticaret Örgütü'dür. Kapıdan ko- yulan şimdi bacadan girmenin uğraşı ıçindedir. Üstelik, OMC bünyesinde, MAI benzeri bir anlaş- manın yabancı yatırım ihtiyacında kıvranan geliş- mekte olan ülkelere dayatılması daha kolay ola- bilecektir. Içerde, kamu mallarını mafyanın gölge- sinde özel kişilere peşkeş çekmekte sakınca gör- meyen ultraliberalizm sevdalılarının, ülkenin do- ğasını ve zenginliklerini çokuluslu yırtıcılann tala- nından sakınacaklan, kuşkusuz, beklenmemelidir. Başkan Clinton, son G-7 toplantısında 'dünya ekonomisıne ınsancıllık koymaktan' söz etmekte- dir. Büyük sanayi ülkelerı, sermaye hareketlerinin daha iyi denetlenmesi gereğinden dem vurmak- tadır. Birleşik Devletler, IMF'ye hatın sayılır kaynak- lar aktarma kararındadır. 7 zenginler, çok geç ka- lınmış olsa da, bundan böyle, Avrupa'da sosyal demokrat yönetimlerin baskın duruma gelmeleri- nin dekatkısıyla, 'pazannkrallığı'konusunda, sö- züm ona, daha az katı olacaklar, krizin eşiğinde bekleşen gelişmekte olan ülkelerle, yoksul kitle- leri ünlü 'uyumplanlarının 'yıkımından sakınacak- lardır. Şu çarpıcı sözler IMF'nin Genel Müdürü Mic- hel Camdessus'e ait: "Liberalleşme bazen sağ- duyuya karşı bir biçimde yönlendirilmiştir. "Ger- çek şu kı devlet karşıtı Hayek'ç/ modadan sonra, şimdi 'devletten yana' kurama dönüldüğü gözlen- mektedir. IMF'ye gelince, biz asla değişmedik. Benim kuramım herzaman 'üç el' kuramı olmuş- tur: pazann görünmeyen eli, adaletin eli (devletin adaleti) ve dayanışmanın eli. Bu üç elin birtikte ça- lışması gereği vardır." Doğru söze ne denir? Ama gerçek bütünüyle başka. Çünkü, ultraliberalizmin büyük destekçisi IMF'nin şimdiye değin çalışan tek eli, sadece ve sadece pazarın görünmeyen eli olmuştur. MAI öl- dü diye erken zafer çığlıkları atılmamalı. Çokulus- lu yırtıcılann talanı için şimdilerde, küllerinden bu kez Dünya Tıcaret Örgütü bünyesinde yeniden doğmasının uğraşı veriliyor. Kimse rehavete kapılmasın, tehlike geçmiş değil. Tatile çıkmadan kalbinizi kontrol ettiritu TÜRK KALP VAKFÎ 79 Mayıs Cü. No: 8 Şışlı/İSTANBUL Tet (0 212) 212 07 07
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle