22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 »CASIM 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Son yıllarda özelleştirmeyle ilgili 30'a yakın karar hükümetlerce uygulanmadı Yasalar yok sayıldı:ELALYILMAZ tZMİR-Türk Ticaret Bankası'nın (T- ~B) satışında yaşanan ve "Korkmaz Yi- jt'in kaseti"yle ortaya saçılan "mafya- iyaset" bağlantılannın diğer özelleşîir- ne girişımlerinde daha yoğun yaşandığı- ıa dikkat çekıldi. Kamu Tşletmeciliğini kliştirme Merkezi Vakfı (KİGEM) Ge- lel Sekreteri Mehmet Yüksel Barkurt 992 yılında DYP-SHP koalisyonunu ku- an Süleyman Demirel ve Erdal tnönü hü- .ümeti döneminde "dtş itibann^edeten- nemesi" gerekçesiyle yargının siyasi bas- .ı altma alındığını anımsatarak, "Sümer- »ank. Etibank, Kümaş ve Havaş gibi ö/cl- eştirme gûişimlerinin TTB'nin sanşında ırtaya çıkan skandaldan farkı yoktur. iunlann dosyalan açıldığuıda bu tüm çıp- aklığıyla görükcektir" dedi. Barkurt, DYP-SHP koalisyonu döne- oinde Demirel- Inönü ikilisinin ÇİTO- JAN ve USAŞ'ın satışına yargının "ha- ır" demesi sonrasinda bir prensip kara- JVÎGEM Genel Sekreteri Barkurt, Türkiye'deki yargının askıya alınmasıyla özelleştirme uygulamalannın ulusal bağımsızlığı tehdit eder boyutlara ulaştığını belirterek, bunun önüne geçilebilmesi için son SEKA örneğindeki kararlıhğın sergilenmesi gerektiğini vurguladı. n aldıklannı vurgulayarak şöyle konuştu; "Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Güneş Taner de 1998 yılı içinde basına yansıyan bir demecinde, yargı kararlan- nın ve hukuk devletinin askjya alınması- na yönelik açıklamaiarda bulunmuştur. Sayın Taner bir sö> leşisinde, özelleştirme uygulamalarına vönelik vargının verdiği sa>ısız iptal ve vürütmcyi durdurma ka- rarlannın kendilerinizordurumda tnrak- üğını açığa vurarak, 'Danıştay Türki- ye'nın kaderini elinde tutuyor' sözteriyle yargının tümüyle devre dışı bırakılacağı bir düzeni öztediğini ortaya koymuştur." Barkurt, özelİeştırmelere karşı K.1- GEM'ın açtığr 30'un üzerindekı davanın idare aleyhine sonuçlandığını, ancak yar- gı kararlannın hiçbirinin uygulanmadığı- nı da anımsatarak şunlan söyledi: "1980'den sonra yüzlerce özefleştirme ğ- rişiminde bulunuldu. Bunlardan izlenebi- len 112'sinin çoğu hakkında >argı tarann- dan 'iptal \e yürütmeyı durdurma' karar- lan \erildi. Ancak hiçbiri uvgulanmadı. Bütçeye gelir sağlama dışmda hiçbir ama- cı olmayan özeUeştirmeierle dış borç faiz ve ana parasının ödeneceği konusunda IJVIF'ye sözler verildi, anlaşmalar yapıidı. Örneğin, IMF'yle imzalanan Yakın tzle- meAnlaşması'yla 1998yılıitiban\laözel- lestirmeden elde edilecek gelirlerin 5 mil- yar dolara kadar olanının 2 milyar dola- n>la dış borç ana para ve faiz ödemesi ya- pılacağı taahhüt edildi. Bu rakamın I999'da 3 müyar düzeyine çıkardacağı da aynı anlaşmayla kabuüenildi. IMF'ye su- nulan ve Hazine MüsteşarüğVnca 26. 6.1998'de yayımlanan 'Ekonomık Polıtı- kalar Bildtrgesi°ndeenflasyonla mücade- ledeözelleştirmeniıı anahtar role sahip ol- duğunun altı çirilmiştir. Diğer yandan, ÖİB'mn21.8.1998'<fcyayımladıği Türkı- ye'de Özelleştirme' raporunda, 1986- 1987 vıllannda gerçekleştirilen özeUeştir- melerden 4.S mil\ar dolar kay nak sağlan- dığı \c bunun 4.6 milyar doiannın kulla- nıldıgı belirtilmiştir. Bu kullanımda iseye- ni bir yatınm söz konusu olmadığı gibi hiç- bir istihdam arüşı da sağlanmamıştır. So- nuç olarak, özelleştirme uygulamalannın sürmesi için yargı üzerindeki siyasi baskı- nın şiddetini arthrarak yoğurüaşöğj gö- rülmektedir." KJGEM Genel Sekreteri Barkurt, Tür- kiye'deki yargının askıya alınmasıyla özel- leştirme uygulamalannın ulusal bağunsız- lığı tehdit eder boyutlara ulaştığını belir- terek, bunun önüne geçilebilmesi için son SEKA ömeğindeki kararlıhğın sergilen- mesi gerektiğıni vurguladı. Barkurt, "SE- KA'da hukuku arkasuıa alan işçinin ka- rarhbğı vesürekli eylem inadıyia bu girişim- den vazgeçilmiştir. Bu mücadelertimözel- leştirmealanlanndapratiğe geçjrUmelidir'' dedi. Türkiye'de özelleştirme ginşim \e uygulamalannın başlatıldığı 1980'liyıl- ların başından bu yana gerçekleştirilen sa- tışlardan 112 tanesi dava konusu oldu. Bunlar hakkında yargının verdigi karar- lardan hiçbiri uygulanmadı. Olkemizde 15 yıldır tartışılagelen uygulamalarla ulusal bağımsızlığın tehdit altına girdiğine dikkat çekilirken yem. süt ve çimento sektörlerin- deki özelleştirmeler tamamlandı. Devlet bu alanlardan tümüyle çekildi. 200türbanh öğretmen %örevden ılındı BARIŞ POSTER (stanbul Milii Egitim Müdürü Ömer Balıbey, Istanbul'da 200 dolayında türbanlı öğretmen hakkında soruşturma başlatıldığını, bu öğretmenlerin yüzde 80'inin türbanlannı çıkardıklannı, soruşturma sürerken türban takmakta ısrarlı olanlann da ilçe kaymakamhkJannca açığa alındıklannı söyledi. Balıbey, 20 stajyer öğretmenin de türban taktıklan gerekçesiyle görevine 6Dn-verildiğini belirtti. Istanbul'da bazı ılçelerdekı okullarda öğretmenlerin yönetmeliklere aykın olarak derslere •rörbanla' girrnesini değerlendiren Ömer Balıbey, "Türbanla derse girmekte ısrar eden kişiler hakkında uyarma, kınama, maaş kesimi, kademe ileriemesinde durdurma gibi cezalardan sonra, suçun yinelenmcsi durumunda son aşamada meslekten men cezası verüebüiyor" dedi. Balıbey, okullarda sözleşmeli olarak ders vermek isteyen ögretmenierle ilgili olarak Milli Eğitim Bakanlığı'nın bir çalışması olduğunu, bu konuda Maliye Bakanlığı'ndan görûş alındığını söyledi. Istanbul'da halen yaklaşık 6 bin kişilik öğretmen açığı olduğunu vurgulayan Balıbey, bu açığı kapatmak ve DğTetmenlerin niteliğini vükseltmek için ;alışmalann sürdüğünü caydetti. Şu an tstanbul'da gönüllü )larak. hiçbir ücret stemeden ders veren 200'ün üzerinde gönüllü iğretmen olduğunu ıntmsatan Balıbey, bu )ğretmenlerin daha çok ıkademisyenler, nühendisler ve yabancı lil bilgisi olan ev laumlanndan ıluştuğunu söyledi. ialıbey şöyle devam tti Hiçbir ücret talep tneden, gönüllü olarak jehnbu ğıetmenlerimiz ercllikle İngitizce, ıhlap tarihi, tarih, 'Ugsayar gibi derslere ûnorlar. Bu kişiler, alşmak istedikleri ögede, önce açığı olan l<üun müdürüne "siracaat ederek, i(loma ve gerekli •e»eleri gösteriyorlar. atları uygun olan ve ftol müdürünün de •ıyınıalan ^etmenler, ilgili ilçe amakaınııun da •nınun ahnması / Tumunda göreve ^üyorlar." KESK'ebağhHaber-SenveTürk-tş'e o J « | l l " 11 * i * * 1 rin iptal edihnesiniistedL Son skandallar- bagiıHaber-IşSendikasıüyelerivePet- oCIlCllKâUirClâll O Z 6 1 1 6 Ş l i r m 6 p r O t 6 S l O l â T l la özelleştirmelerin ardmdaki sermaye- rol-İş, "işyerindekiözeDeştirmeveta- mafya-siyaset üçgeninin açığa çıkögmı şeronlaşma r uygulamalarınıdünkitleselgösteriyleişbıra- çükiüğünü, eğitim. sağlık gibi devktinü<:retsiz\çrmesige- kaydeden Faydah, Türkiye'de özelleştirme kanah ile kara karak protesto ettiler. Türk Telekom Başmüdürlük bina- reken temel hizmetlerin parah hale getirildiğini söyledL para aklandığını söyledi. Favdak özelleştirnıeler ve enerji sıönündeaçıklama yapan Haber-SenGenel Başkanı tsma- Öte yandan Enerji Yapı Ybt-Sen Genel Başkanı Cengiz ihalelerindemedyapatronlarınayapılaneşitdağıQmnı''te- ilÇuıar,çahşanlariçinbütçedenaynlanpayıngiderekkü- Faydah dün yapüğı yazıh açıklamada, tüm özeDeştirmeie- sadürolupounadıgınısordu.(Fotograf: UĞL'RDEMİR) BURDUR BELEDtYE BAŞKANI DA AYNI KAZADA YAŞAMINI YİTİRDÎ Gülçin Dci'yî kaybettik\urt Habeıieri Servisi - Burdur Be- lediye Başkanı Armağan İlci, gazete- mizin Burdur muhabirliğini yapan kar- deşi Gülin llci'yle birlikte Afyon'un Dinar ilçesi yakınında geçirdikleri tra- fık kazasında yaşamlannı yitirdiler. Kazada llci'nin şoförü AhmetOguzda öldü. Devlet Bakanı Metin Gürdere'yi Antalya Havalimanı'nda karşılayan ve Burdur'un Bucak ilçesine kadar baka- na eşlik eden Armağan Ilci, daha son- ra tzmir'e gitmek üzere konvoydan ay- nldı. Muhabirimız Gülçin flci'nin de içinde bulunduğu, Ahmet Oğuz'un kul- landığı 15 DL 001 plakalı makamoto- mobili, Dinar'a 5 kilometre kala, sürii- cüsünun kimJıği henuz belirlenemeyen 03 FF 077 plakalı kamyonla çarpıştı. Kazada, Burdur Belediye Başkanı Ar- mağan İlci ile şoforü Ahmet Oğnz öl- dü. Kazada ağıryaralanan arkadaşımız Gülçin İlci şuuru kapalı halde Isparta Devlet Hastanesi'ne kaldınldı. tlci, bu- rada yapılan müdahalelere karşın saat 14.00 sıralannda yaşamını yitirdi. Kazada genç yaşta yaşamını yitiren Armağan tlci, ilci dönemdir CHP'den Burdur Belediye Başkanı olarak görev llci'nin 13 Kasım tarihli son gündemi • Devlet Bakanı Metin Gürdere, Hacı Ömer Külliye Yaptırma Derne- ği'nceyaptmlan Bucak Hacı ömer KüMyesi'nin açılış töreni için Bur- dur'a geiiyor. Camiler, sosyaltesis- ler ve kütüphaneden oluşan külliye- nin açıltşı, Burdur'un Bucak ilçe- sinde cuma namazından sonra ger- çekleştirilecek. • Burdur 'da temel eğitim başarı- su Burdur Milli Eğitim Müdürü A rif Yücedağ, 27 bin 600 öğrencinin 1255 derslikte öğrenim gördüğü Burdur'da Syıllık zorunlu, kesinti- siz temel eğitimde önemli başan sağlandığını kaydettL Yücedağ,yurt genelinde var olan ilköğretimde okullaşmada ters orantutm Burdur ilinde daha küçük boyutlarda ya- şandığına dikkat çektL • Burdur Belediyesi öncülüğün- debaşlatılan Burdur Yerel Gündem 21 Çakşmaları kapsamında çalış- ma gruplan oluşturuldu. Gruplar, başkan ve kent konseyi temsil- cilerini seçecekleri ilk toplanttlanm yapıyorlar. yapıyordu. 1948 yılında Burdur'da dünyaya gelen İlci, Ankara Hukuk Fa- kültesi'ni bitirdi. 1973'te CHP Genç- likKollan'nagirdi. 1980'de CHP'nin il sekreterlıği görevine getirildi. 1985'te Burdur Barosu Başkanlığf na seçildi. İlci, evli ve iki çocuk babasıy- dı. Genç yaşta kaybettiğimiz arkadaşı- mız Gülçin tlci ise 10 yılı aşkın süre- dir gazetemizin Burdur temsilciliğini 'Atatürk ilkeleri eğitimle korunur' İstanbul Haber Servisi - Atatürk' ün Tür- kiye'yi Ortaçağ'dan modern çağa geçirdi- ği vurguianarak u Bugünküsıkınülanmtnn enönemli nedeni Atatürk'ün gösterdiği yot- da gjtmememizdir" denildi. Mavi Haliç Lions Kulübü'nce Atatürk'ü Anma Haftası kapsammda "Atatürk Üke- lerini Korumak veÇumhuriyetimizi Yaşat- mak" konulu birtoplantı düzenlendi. Ord. Prof. Dr. Reşat Kaynar. Atatürk'ün Cum- huriyet'i ve Cumhuriyet'in ilkelerini koru- mak için üç yol gösterdiğini belirterek "Bunlar. okur-yazarügı artırmak, teknik eteman yetiştirmek ve halka Cumhuriyet'i anlatnıakü" dedi. Millet Mektepleri. Köy Enstitüleri, Halkevleri gibi kurumlann ka- patılmaması gerektiğini savunan Kaynar, "Biz teknik eleman yerine imam yetiştir- dik. İ stelik aydın imam yerine şeriatçı i- mam yetiştirdik" diye konuştu. Milli Eği- tim Bakan Danışmanı Refet Angın da, Cumhuriyet'i ve Cumhuriyet'in nitelikle- rini korumanın ve yaşatmanın temel yolu- nun eğitim olduğunu v urgulayarak. Ata- türk'ü ancak anlayarak ve anlatarak yücel- tebileceğimizi ifade etti. başanyla yürütüyordu. Geçen yıl evle- nen lici, ağabeyi Armağan tlci'nin ba- sın danışmanlığının yanı sıra Anadolu Ajansı için çalışıyordu. Burdur ve çev- resinin sorunlanna duyarlılığı ile tanı- nan İlci, kentteki çok sayıda çevre ör- gütünde etkin çalışmalar yürütüyor, çevre konulanndaki konferanslara ko- nuşmacı olarak katılıyordu. İlci, Ispar- ta ve Burdur'da yayımlanan bazı şeri- atçı gazeteler ile Burdur'daki bazı yet- kililenn de hedefiydi. llci'nin özellikle türbanla ilgili haberle- ri Burdur'daki yetkilileri rahatsız etmişti. Gazetemizin en başanlı muhabirleri arasında sayılan tl- ci. son haberinde Isparta Süley- man Demirel Üniversitesi'ndeki şeriatçı ve ırkçı kadrolaşmaya değinmişti. İlci bu haberi yaz- madan önce, aynı olayla ilgili daha önce yazdıklan nedeniyle cumhuriyet savcılığına ifade vermişti. Gülçin tlçi, önceki akşam ga- zetemize geçtiği son gündemin- de üç haber yazacağını iletmiş- ti. llci'nin gündeminde Burdur Milli Eğitim Müdürlüğü'nün 8 yıllık temel eğitimle ilgili başa- nsı, Burdur Belediyesi öncülü- ğünde başlatılan Yerel Gündem 21 çalışmaları ve Bakan Metin Gürdere'nin Hacı Ömer Külli- yesi'ni açacağma ilişkin haber- leri yer aiıyordu.. İlci, külliye- nin açılışım izlemek üzere ağa- beyi Armağan İlci ile yola çık- mıştı. İlci kardeşler ve şoförleri Ahmet Oğuz'un ölümü Bur- dur'u yasa boğdu. Göreve gider- ken yaşamını yitiren Gülçin İl- ci, ağabeyi Armağan tlci ve şo- för Oğuz'un cenazeleri bugün Burdur'da yapılacak törenin ar- dından toprağa \erilecek. Paulo Coelho İstanbuVdan ayrûdı "Simy acı", onu dümada en çokokunan çağdaş yazaıiardan biri yaptı._ "Brida, Valkürİer. Pi- edra Irmağuun KJ>ısındaOturdum, Ağladım" vesonyapıti "Beşinci Dağ^ isegünümuzdeonu Gabriel Garcia Y1arquez"in arkasından en çok okunan Latin Amerikalı yazarlardan biri ko- numuna getirdL TÜYAP17. İstanbul Khap Fu- an'nda gösterilen se\gi ise kendisini bir hayü şasırtd. Okurianna "Kalbimin sesini dinlevın" diye seslenen yazar Paulo Coelho bu kez Sof- va'daki okurianna "merhaba" demek için ön- cekigece sessiz sedaşız İstanbul'dan aynldMFo- toğraf: AYKLT KÜÇL KKAYA) ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Çeteler, Çeteler... Ihaleye fesat karıştırmak amacıyla çete oluştur- mak suçuyla sorgulanan Korkmaz Yîğit'in, gözal- tına alınmazdan önce kasete aldırdığı ıddialarının ne gibi gelişmelere yol açabileceğini kestıremiyo- rum. Zaten işin doğrusu, bu gibi konularda yazı yazmaktan da müthiş ürküyorum. Zira benim du- rumumdaki yazarlar, yazılannı bir gün önceden teslim etmek durumunda. Yani ben cumartesı gü- nü yayımlanan yazımı, cuma sabahı vermek duru- mundayım. Ve hızla değişen siyasal gündemımiz- de öyle değişimler oluyor ki; bir gün önce kaleme alınan bir yazıdaki beklentiler bir gün sonra tüm "kıymet-i harbiyesi'ni yitiriyor. Ama Türkiye'nin gündemini böyle sarsan bir ko- nuda, sessiz ka/mayı da içime sindiremiyorum. Aynca okurlarımın, 'Toktamış Hoca bu konuda ne düşünüyor?" diye merak ettiklenne eminim. Ve bu nedenle, yanılma riskini de göze alarak, bu ko- nudaki görüşlenmi siz değerli okurlarımla paylaş- mak istiyoaım. Doğrusunu isterseniz, Başbakanımız Sayın Me- sut Yılmaz dahil olmak üzere, Türkıye'deki "sağ ve merkez sağ" siyasetçilerden çok önemli bir bö- lümünün Türkiye'deki "ülkücü mafya"\ıe "çeteler- le" şu, ya da bu biçimde ilgili olduklannı düşünü- yorum. Zira bunlar genellikle aynı "ocaktan" gel- medirterveyaşamlarının bir noktasında, yollan ke- sişmiştir. Fakat gene doğrusunu isterseniz, boğazına ka- dar batmış durumdaki bir Korkmaz Yiğit'in, hiçbir nesnel kanıt getirmeden yaptığı suçlamaların, salt doğruian içerdiğini de düşünmüyorum. Bu işın ar- dında ne gibi komplolar olabileceğini tahmin et- meme karşın, bunlan dile getirmenin spekülasyon olacağını düşünürüm. Fakat şu kadanndan emi- nim ki; "Ben battım, onlar da batsın" gibisinden bir anlayış ve intikam arzusu, bu konuşmanın te- mei nedenini oluşturmaktadır. Korkmaz Yiğit'in bantını izledikten sonra edin- diğim izlenim, "AJaattin Çakıcı beni tehdit ettiği için korktum ve ona yanaştım. Fakat Türkbank ihalesinde onun adını kullanarak kımseyı tehdit etmedim, zira en üst düzeyden destek sağlamış- tım" oldu. Hükümet ortağı partilerin ve muhalefe- tin, bu söylenenlere şaşırmasına da çok şaşırdım. Acaba bunu bilmıyortar mıydı? Çeteler ve mafya her yeri sarmış durumda. Ve bunun temel nedeni de, "göz yumulması" ve si- yasaJ destek sağlanması. Türk siyasal yaşamındaki liderlerin hemen tümü, Hazine arazisi üstüne yapılan gecekondulara ta- pu dağıtmış ve seçimler öncesinde, tapu sözü ver- miştir. Arazi mafyası ya da gecekondu mafyası olarak isimlendinlen bu mafyanın sağladığı rant, Korkmaz Yiğit'in tokatladıklanndan çok daha faz- ladır... Ihale Yasası'nda birkaç ufak değişiklikle ortadan kaldınlabilecekolan "ihalemafyasının", devlet ta- ahhütlerinden sağladığı rant da Korkmaz Yiğit'in çaldıklannın çok üzerindedir. Kaldı ki; yukarıda sö- zünü ettiğim iki tür mafyanın, yani arazi ve rrtüte- ahhit mafyalarının besledıği silahlı adanVar, başka alanlarda kullanılan çetelerin de çekirdeğini oluş- turmaktadır. Büyük kentlerimizin sebze ve meyve hallerı de çetelerin denetimindedir, pazarcı esnafın ilişkılerı- ni ve satış yapma olanaklannı denetleyenler de çetelerdir. Geçenlerde; Karaköy ve Karaköy Altgeçiti çev- resinde işportacılık yapan bazı arkadaşlar gele- rek, durumlannı anlatan bir dilekçe verdiler. Sık sık karakola çağrıldıklannı ve ağır davranışlara hedef olduklannı iddia ettiler. Eğer "sırtı kalın" bir mafya babası gelerek, "Ben sizikorurum"dese, hemen güdümüne girecekler. Böyle yönetim olur mu? Bu adamlar, ben kendimi bildim bileli oralarda ekmek paralannı çıkartırlar, ailelerine bakarlar, çocukları- nı okuturiar. Aralarmdan çocuğunu mühendıs çı- kartan, doktor çıkartan var. Eğer bir kanunsuzluk söz konusu ise bunca yıl akılları neredeydi? Yetki- lileri bu konuda sağduyuya davet etmek istiyo- rum. Mafya ve çeteler her yeri sarmış. Çek ve senet mafyası gibi dallanmış budaklanmış mafyaları bir yana bırakın, arabanızı bir sokağa park etmek ıs- tediğintz zaman da "mini mafyalara" muhatap olu- yorsunuz. Peki 75. yıldönümünü kutladığımız Atatürk Cum- huriyeti, nasıl bu noktalara geldi ve bu açmazdan nasıl kurtulacağız? Devleti; halka hizmet için değil, kendi çıkarlan- na hizmet etmek ve bir anlamda devleti soymak için ele geçiren "sağcı siyasetçiler", zirvelerde çe- teler oluşturunca, bu çeteler kademe kademe alt- lara doğru yayıldı. Atalanmız, "Balık baştan kokar" demişler. Biz- de de öyle oldu. O halde yapılması gereken şey, zirvelerdeki kokuşmayı engellemek ve zirvedeki temizliği kademe kademe aşağılara doğru taşı- mak. Bu iş pek kolay değil, ama başka yolu da yok... 8. Yerel Cazetecilik Meslek içi Egitim semineri yapıldı 6 Yerel Basın merkeziıı çekîrdeğidir' HATtCE BtÇER S1VAS - Türkiye Gazeteciler Ce- miyeti ile Konrad Adenauver Vak- fı 'nca ortaklaşa düzenlenen "8. Ye- rel Gazeteeilik. Televizyvncuhık ve Radyoculukta Meslek İçi Eğitim Se- mineri'' Sıvas'ta yapıldı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nail Güreli, yerel basının merkezm çe- kirdeğı olduğunu \e iletişim işlevi- ni yenne getırdiğıni söyledi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nail Güreli. Konrad Ade- nauver Vakfi ile 52 seminer düzen- lediklerini ve bu seminerlere yakla- şık 550 gazetecinin katıJdığını dile getirdi. Türkiye'de yerel gazetecili- ğin önemınin. tarihsel gelişimine bakıldığında anlaşılacağını kayde- den Güreli, "Agızİarda'bir söz var arbk. Verel ve ulusal basın, ben bu- nu kabul etnüyonım. Yerel basın da ulusal basındır. Bu yiizden bir >an- taşhğl düzeltmekistiyorum. Yerel ba- sın birimkri merkez birimlerin çe- kirdeğidir. Basın iletişim işlevini ye- rine getirir. Yaygın basının tekeldol- masınu çoksesh'likle bağdaşmavan panzehir olarak kabuJ edi.vorum" • Sıvas Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Aydın Deliİctaş da yerel basın çahşanlannın "gazeteciliğin onuru ayaklar altına alınmasın, yok olmasm diye üç-beş kuruşa çalışarak ayakta kalmaya çalıştıklannı" anlattı. dedi. Türkiye'de demokraside sıkın- tı olduğunu belirten Güreli, demok- rasideki sıkıntmın, demokrasinin önkoşulu olan basmı da etkilendiği- ne dikkat çekti. 8. Yerel Gazeteeilik, Televizyon- culuk ve Radyoculukta Meslek tçi Eğitim Semineri'nde Cumhuriyet Ünıversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferit Koçoğlu'da, yaygın basınm Sıvas'a daha fazla ilgi göstermesini isteye- rek, 1993'te yaşanan olaylann ken- ti olumsuz etkilediğinı, bu etkinin yalnız basın yoluyla kalkabıleceği- ni belirtti. Koçoğlu, "Düşmanımız cehalettir. Savasımız da cehalede ol- mahdır" dedi. Sıvas Gazetecıler Cemiyeti Baş- kanı Aydın Deiiktaş da yerel basın çahşanlannın "gazeteciliğin onuru ayaklar altına alınmasın. >ok olma- sm diye üç-beş kuruşa çalışarak ayakta kalmaya çalışnklannT an- lanı. Seminerie Konrad Adenauver Vakfi Türkiye Temsilcısı Dr. Schön- bohm, Dünya gazetesi sahibı Nezih Demirkent, Bayburt Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sadık Yavuz. Eri- angen Üniversıtesi Öğretim Üyesi Araştırmacı Dr. Horst l nbehaun. Rize Gazeteciler Cemiyeti Bakanı Faik Bakoğlu. gazeteci-) azar Yard. Doç. Dr. Ahmet Turan Alkan. Ne\- şehjr Gazeteciler Cemiyeti Başka- nı Muammer Başer. TGC Yönetim Kurulu üyesi Zeynep Atikkan. ga- zetemiz hukuk müşavin Fikret İl- kiz, thlas Haber Ajansından Fevzi Kahraman. .Anadolu Ajansı'ndan Tuncay Yıldırun konuşmacı olarak katıldı. Ikı gün süren semmerde *A- jans Haberciliği'', "SrvasÖrneğinde Anadolu Basınının Tarihsel Gtlişi- mi", "Şehirierin Ruhu \e Mahalli Gazeteİer", "Yerel Basının Karşılaş- hğı Sorunlara Çözüm Önerileri", "Yerel Basına Genel Baloş", -Med- ya ve Kişilik Haklan" tartışıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle