Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14KASIM1998CUMAR
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ SİRMEIV
Şimdi Ne Olacak?
El insaf!
Fatura yine Deniz Baykal'a çıkıyor. Gel de is-
yan etme.
Hemen belirteyim, Deniz Baykal'ın ne parti içi
politikasını destekliyorum ne de genel politikası-
nı.
Deniz Bey'in, elimde, açıklayacağım, dediği ve
bir türtü açıklayamadığı bantlaria ilgili tavrını da
onaylamıyorum.
Ama son krizin faturasını Baykal'a çıkarmak da
bir insafsızlık. Tersi olsaydı ve bunca şaibe karşı-
sında CHP Genel Başkanı hükümeti desteklesey-
di, ona haklı olarak yine bir fatura çıkarılmayacak
mıydı?
Daha önce de belirttik. Salt Korkmaz Yiğit gi-
bi bir adamın iddialarından yola çıkarak, hükme
varmak, tabii ki yanıltıcıdır. Ama eldeki başka ve-
riler, daha önceki duyum ve bilgiler, bu bantla bir-
leştirildiğinde, ortaya çıkan gerçekleri de göz ardı
edemezsiniz.
Dün de bu sütunda belirtildiği gibi, Mesut Yıl-
maz kendini savunurken bile bir gerçeği bütün
çıplakhğıyla gözler önüne sermiştir.
Evet Başbakan, Arena programında, kendini sa-
vunurken, Güneş Taner'e, "Korkmaz Yiğit'e yar-
dım etmemesi talimatı verdiğıni" söylemiştir. Bu
itiraf hükümetin düşürülmesi için yeterlidir. Çünkü
başbakanlann görevi, işadamlanna yardım etmek,
onlara tüyo vermek, devlet bankalarından ya da
nüfuzunu kullanarak özel bankalardan kredi bul-
mak ya da kimilerine engel olmak değildir.
Ama Mesut Yılmaz, bütün iktidan boyunca, bu-
nu yaptı. Kendine bağlı işadamları oluşturmak için
devletin kaynaklarını hoyratça ona buna dağıttı.
Turistik alan ilan edilen yerlerin tahsisinde yol-
suzluklara gösterilen tepki, bugün Korkmaz Yi-
ğit'in kuklasına devretmiş göründüğü Yeni Yüz-
yıl'da tam sayfa manşet bile oldu.
Evet bu yolu açan, Mesut Yılmaz değil, bu şa-
ibenin altında buiunan da, yalnızca Başbakanlık
Konutu değil, daha üst makamlar da var. Ama,
ANAP'ın daha Turgut Özal dönemindeki kurulu-
şundan bu yana, sıyası partı kımliği yanında, bir li-
derin kendi siyasi ve kişisel çıkarları ya da partinin
oy hesapları çıkarian için bir iş takip bürosu halin-
de oluşturulmuş olması, Mesut Yılmaz'ın yolsuz-
luklarının soruıtıluluğunu hafifletmiyor.
Yılmaz ile özal'ın farkı, birincinin bu talandan ai-
lesini de müstefit kılması, ikincisinin ise kendisi ve
yakınları için bir şey ıstemeyip salt siyasal hesap-
lanyla devlet kaynaklann; talan etmesidir.
Boğazına kadar pisliğe batmış olan bir sistem
içinde bu erdem gibi görülse de gerçekte, böyle
bir tavır yine de namussuzluktur.
Her neyse, şimdi bütün bunları bir yana bıraka-
lım da, bundan sonra ne olacağına bakalım.
Türkiye'nin şu andaki acil sorunu, artık kaçınıl-
mazlaşmış olan seçime kadar varacak hükümeti
oluşturmaktır.
Bütün kurum ve kuralları düzgün, tüm partileri
sistemin geregini yerine getiren demokrasilerde,
bu durumlarda iş son derece kolaydır. Parlamen-
to aritmetiğinden çıkabilecek bir hükümet görevi
devralır.
Türkiye'de de teorik olarak bu olanak vardır. FP-
DYP koalisyonu, yeni hükümeti oluşturup parla-
mentodan güvenoyu alabilir.
Ama, Türkiye'yi, yeniden "şaibe-şeriat" koalis-
yonuna teslim etmenin doğuracağı, sosyal, eko-
nomik ve politik sorunları görmemek için, kör ol-
mak gerekir.
Belkı de en iyi çözüm, parlamentonun destek-
leyeceği tarafsız bir seçim hükümetidir.
Böyle bir hükümetin, her seçim öncesi yaşadı-
ğımız ve ekonomiyi yerle bir eden, seçim ekono-
misi uygulamasına başvurma zorunluluğunu duy-
mama gibi bir başka üstünlüğü de vardır.
Bütün mesele bu gerçekleri, kısa erimli kısır çı-
kar hesaplanndan bir türfü sıynlamayan politik oli-
garşinin liderlerine anlatabilmektir.
TTB'den sağlık bütcesine tepki
'Sağlıkbütçesi
bir Malki
cinayeti etmiyor'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türk Tabipleri
Bırlıği Merkez Konseyi
(TTB). Türk Eczacılan
Birliği (TEB), Türk
Hemşıreler Dernegi,
Sağlık ve Sosyal
Hizmet Emekçileri
Sendikası (SES), Türk
Dişhekimleri Birliği ve
Türk Veteriner
Hekimler Birliği ortak
eylem düzenleyerek,
Sağlık Bakanlığı'na
aynlan 1999 bütçesini
protesto ettiler.
Bu yılki sağlık
bütçesinin "bir Malki
cinayeti" bile etmediği
vurgulanan eylemde,
sağlığa genel bütçeden
en az yüzde 10 pay
aynlması gerektiği
belirtildi.
Sağlık Bakanhğı
bütçesi dün TBMM
Plan ve Bütçe
Komısyonu'nda
göriişülürken hekimler
ve sağlık çahşanlan
Yüksel Caddesi'nde
protesto eylemi
düzenlediler. Burada
yapılan açıklamada.
genel bütçeden sağlığa
en az yüzde 10 pay
aynlması gerektiği,
ancak bu yılki bütçenin
"bir Malki cinayeti''
bile etmediği
vurgulandı. Tek
sorunun bütçenin
miktan olmadığı
vurgulanan açıklamada.
sağlığa aynlan
kaynaklann da iyi
kullanılmadığına dikkat
çekildi. Açıklamada
şöyle denildı:
"Türkiye'de yıllardır
izlenen ekonomik
politikaJar ve sağlık
poütikalan sonucunda,
sağlık hakkının
doğuştan kazaıulmış ve
devlet taranndan
güvence altında bir hak
olduğu unutulmuş,
unutturulmuştur.
Bugün birinci
basamakta yer alan
sağlık ocaklanndan
devlet ve ünhersite
hastanelerine kadar her
kurumda dernek, vakıf
vb. adı altında bağışlar
yoluyla para
toplanmaktadır. Özel
sağlık sektörii ise kamu
sağlık kuruluşlarunn
çökertilmesi poütikalan
üe eş zamanlı olarak
kamudan
beslenmektedir. Bizler
hükümetçe önerilen bu
utanç verici duruma
itiraz ediyor,
kabullenemiyoruz. Bu
ülkede yaşayanlar eşik,
ulaşıiabüir, nitelikli,
ücretsiz bir sağlık
hizemiten ulaşmaya ve
yararlanmaya
layıknrlar."
İçişleri, DGM Başsavcılığı soruşturmasmm ilk ayağınm sonuçlanmasmı bekliyc
Gökçek görevden ahnabibı
Melih Gökçek - Zor durumda.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
içişleri Bakanlığf nın. "çetekurarak
ihalelere fesat kanştıniığı''
gerekçesıyle gözaltına alınan Melih
Gökçek'i. tutuklanması durumunda
göre\den alabileceği bildirildi.
Bakanlığın. tutuklama olmaksızın
DGM Başsavcılığı'nın
"soruşturmanın güvenliğp açısından
görevden almması konusunda istemde
bulunması durumunda da Gökçek'ın
durumunu gözden geçirebileceğıne
dikkat çekildi
Ankara DGM Savcısı Nuh Mete
Yüksel'ın; Içişleri'nin fezlekesi
üzerine beledıye kaynaklannın ihale
yoluyla gericiliğe aktanlmasına ilişkin
olarak başlattığı soruşturma sürüyor.
Ankara DGM Başsavcılığı, gözaltında
buiunan Melih Gökçek, Saün
Çöllüoğlu, Cengiz Hasmer, Yasemin
Seviniş (Hasmer), Musa Malu,
Mahmut Salman ve Zeytin Demirci
hakkında soruşturmanın
derinleştirilmesi için Ankara
Emniyeti'ne 4 günlük gözaltı süresi
verdi. Gözaltına alınanlann sayısının
artabileceği bildiriliyor. Soruştunna 35
kişiyi kapsıyor.
Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle
Mücadele Şubesi ekiplerinin vakıf
bünyesinde yer alan paravan şirketler
Murat AŞ, Kevser Proje, Furkan
Planlama. Tayfur Proje Planlama,
Abide Proje. Feza Teknık ve
Çakıroğullan şirketlerinde yapılan
aramalar sonucu elde edilen döküman
ve bilgisayar disketleri
incelemeye aldı.
Şirketlerden 21 'inin paravan olarak
kurulduğu, ihalelere katılım sayısını
arttınnaktan başka işlevleri
Afyon'da sürdürülen duruşmada sanık yakınları Cöktepe ailesine saldırdı
Polistenpolise suçlamalarMERİH AK
AFYON - Gözaltında dö-
vülerek öldürülen gazetecı
Metin Göktepe davasının
dünkü duruşmasmda polis-
ler. karşılıklı suçlamalannı
sürdürdüler. Sanık polisler-
den Seydi Battal Köse. Gök-
tepe'yi dövenlerin içinde bu-
lunduğunu söylediği polıs
memuru Yalcın Aydeniz'in,
Istanbul Asayış Şube Mü-
dürlüğü'ndeki sorgusu sıra-
sında oradaki görevli yakın-
lannca kollandığını bildirdi.
Mahkemenin isteğiyle tanık
olarak Siirt'te ifadesi alınan
Aydeniz'in, sanık avukatla-
nndan Ahmet Ülger'ın yar-
dımını aldıgını vurgufaması.
mahkemede yalancı tanıklık
tartışmasına neden oldu.
Mahkeme, Köse'nin. baskı-
lar karşısında tarafsızlığını
yitirdiği gerekçesiyle "reddi
hâkim" istemini kabul et-
mezken. Yargıç Mustafa Bi-
nşık, "Bana baskı yapacak
adam daha anasından doğ-
madı" dedi.
Yargıtay 1. Dairesi'nin Af-
yon Ağır Ceza Mahkeme-
si'nin karannı bozmasının
ardından yeniden başlanan
yargılamanın dünkü dufuş^"
masına, destek amacıyla Is-
tanbul. ızmir ve Ankara'dan
yaklaşık 800 kışi geldi. "Çe-
telerc kıyak. emekçiye davak:
bu abtukayıkılacak" slogan-
ları atan grup. Metın Gökte-
pe'nin posterini açarak polis
kordonuna kadar yürüdü.
Mahkeme salonunda ise
birkaç duruşma önce sanık
avukatlanndan Ahmet Ül-
ger'in gazetecilere. "Bun-
dan böyle biz de sanık yakın-
lannı buraya getireceğiz.
Mahkeme günleri beş bin Id-
şM buraya yığacağu" sözle-
nni doğrular görüntüler ya-
şandı. Sanık yakınlan dün-
kü duruşmaya büyük ilgi
gösterirken FadimeGöktepe
dışında Göktepe ailesi de du-
ruşmada hazır bulundu.
Mahkeme kurulu ilk önce
Köse'nin "reddi hâkim" is-
temini ele aldı. Köse'nin.
•Yargısjz infaza kurban gftti-
ği' yolundaki açıklamasi ve
Afyon'da sanık yakınlannıntepkisiylebaşlayan duruşma sonrası sanık yakınlan Göktepe ailesi
mahkeme başkanı Mustafa
Binşık'ın baskı altında oldu-
~g"tT fâ7afsızlıg~ını yTfîrdiği
savlan tartışıldı. Bu sav lara
sertyanıt veren Birışık. "Ba-
na baskı yapacak adam daha
anasından doğmadı. Kimmiş
o baskı.M yapanlar. söyle biz
debilelİnTdedı.
Göktepe'nin öldürüldüğü
gün spor salonunda görevli
bir amir olduğu için ceza al-
dığını savunan Köse. döne-
min Istanbul Emniyet Mü-
dürü Orhan Taşanlar, Emni-
yet Müdür Yardımcısı Ke-
mal Bayrak. İlçe Emniyet
Müdürü Mehmet Aü Aydın
.4kdemir'in de buyruğu ve-
ren amirler olarak sorumlu
turulması gerektiğini dıle ge-
tirdi.
Mahkeme kurulunun, red-
di hâkim istemini kabul et-
memesinın ardından duruş-
mayageçildı. Tutuklusanık-
lann hazır bulunduğu duruş-
maya, Bilecık 9. Jandarma
Er Alay Komutanlığf nda as-
kerliğini yapan ve bir önce-
ki duruşmada hakkında yok-
luğunda tutuklama karan alı-
nan "Murat Polat gelmedi.
Müdahil avukatlar, Polat'ın,
yokluğunda tutuklama kara-
rının ardından askerden de
kaçtığını savundu.
Siirt Emniyet Müdürlü-
ğü'nde görevli ve tanık ko-
numundaki Yalçın Ayde-
niz'in talimatla alınan ifade-
si, mahkemede en çok tartı-
şılan konu oldu. Aydeniz'ın.
Siırt Ağır Ceza Mahkeme-
si'nde aiınan ıfadesinde, tu-
tanağa, 'Tanık ısrarla' diye
geçen. "Benyaalı olarak ha-
arladığım diİekçeyi okumak
istivorum, okutmak istedi-
ğim yazıyi İstanbul'da Avu-
kaf Âhmet l'lger'in bürosun-
da onunla beraber hazırla-
dık. Avukat bana bu yazıyı
okunıamı söyledi" sözleri.
tartışmanın ana konusu oldu.
MüdahiJ Avukatlardan
KamilTekinSürek. bu bilgı-
nin, tanık konumundaki bir
kişinın sanık avukatınca na-
sıl yönlendırildiğini göster-
diğini belirtti. Sürek, "Ken-
disine faksla gönderilen ve
okuduğu ifadesinden dolayı
hakkında yalan tanıklıktan
işlem vapılmasını ve bu faksı
gönderdiği söylenen Avukat
Ahmet Ülger hakkında, ya-
lancı tanıklığa yönlendirme
konusunda gerekenin vapıl-
masını, mahkemenin takdi-
rine bırakıyoruz*' dedi.
Bunun ardından söz alan
Köse de denetçilerce yapılan
sorgular sırasında bazı tanık-
larca Göktepe'yi dövenler
arasında belirlenen Ayde-
niz'in bu davada yargılan-
mayışına dikkat çekti. Gök-
tepe soruşturmasının Istan-
bul Asayiş Şube Müdürlü-
ğü'nce yapıfdiğını anımsa-
tan Köse şu bilgileri verdi:
"Sanık durumundaki Ay-
deniz'in, daha sonra asayişte
görevli olan polis kardeşi ve
yine asav iştc görevli olan eniş-
tesinin savesinde kurtarüma-
sı için bazı kişilere suçlama-
lar yöneltilmiştir. Olay son-
rasında Burhan Koç isimli
ve gazetecilere saldırdı.
polis memuru, doktora çık-
mak için \idte kâğıdı rsternbş-
tir. Daha sonra, \alçın Ayde-
niz'in copunun Koç'un kolu-
na geldiği ve bu yüzden dok-
tora gftmek istediğini öğren-
dim. Sporsalonuna getirilen-
leri karşılavanlar arasınday-
dı A>deniz. Göktepe'nin öV
dürülmesinden sonra görev-
li olan Asayiş bürosu, kcyfi
olarak soruşturma yapmış-
tır."
Avukat Ülger kendisine
yöneltilen suçlamalann asıl-
sız olduğunu belırtirken, sa-
nıklann artık boş yere ceza-
evınde yattığını ve tahliyele-
rinin gerektiğini vurguladı.
Müdahil avukat Sürek ise,
Köse'nin sözlerine dikkat
çekerek Göktepe'yi döven-
ler içinde Yalçın Aydeniz ve
Burhan Koç'un bulunduğu-
nu savundu ve Koç'un rutuk-
Ianmasını istedi. Heyet. du-
ruşmayı 11 Aralık'aerteledi.
Duruşma sonrası sanık ya-
kınlan Göktepe ailesi ve ga-
zetecilere saldırdı.
Kamuran Çörtük ihale aracısıAJVKARA(Cumhu riy et
Bürosu)-
Kamuran Çörtük'ün
Yılmaz'ın yakın arkadaşı
sıfatıyla Türkbank'm
satışına ilışkin gelişmeleri
aşama aşama izledıği de
Başbakan'ın anlatımlanyla
ortaya çıktı. Korkmaz
Yiğit'le telev izyon pazarlığı
> apan Çörtük'ü arayarak
türkbank'ı 500 milyon
dolann altında bir fiyata ve
Alaattın Çakıcı ile bir
bağlantısı varsa Yiğit'e
vermeyeceklerini
söylediğini kaydeden
Yılmaz. Çörtük'ün böyle bir
ilişkinin bulunmadığını
söylediğini bclırttı.
Yiğit'e teminat ambargosu:
Yılmaz. ıhalenın
yapılmasının ardından
özelleştirme bedelinin
ödenmesınde ortaya
çıkabilecek açığın kamu
bankalanndan mektuplanv la
karşılanması konusunda da
engelleyici bir tavır
sergilediğini söyledi.
Yılmaz. Taner'i arayarak
"Bu adam bana gelerek
medyadakı gırışimlerini
anlartı. Bak atlamavın hiçbir
kamu bankasından
kendisine kredi veya mektup
veımeyeceksiniz" talimatı
verdığıni aktardı.
Patron Çakıcı mı? Başbakan
Yılmaz, Korkmaz Yiğıt ile
Çakıcı arasındakı ilişkide
kimin patron olduğu
konusunda tereddütleri
bulunduğunu söyledi.
Ihaleye katılmaktan
vazgeçen Yiğit'e Çakıcı'nın
"illagir'* baskısı yaptığını
belirten Yılmaz "Ben daha
Çakıcı ile Korkmaz Vığit
arasındaki ilişkide
hangisinin patron,
hangisinin tabi olduğunu
anlamış değilim. İlk
konuşmaya bakarsanız,
Korkmaz Yiğit ona talimat
veriyon ama dün akşamki
haline bakarsanız 'tirtir
titriyorum' diyor" dıye
konuştu. Yılmaz "Eğer,
Korkmaz Yiğit. Türkbank
ihalesini kazanmış olsavdı
Alaattın Çakıcı, bu ihaleden
bir pay alacak mıydı"
şeklindeki soruva da "Evet,
miktannı bile biliyoruz.
Pcşin olarak ödenmiş olan
kısmmı da biliyoruz. Ama
bu, gizli vürütülen bir
soruşturmanın bulgusudur"
yanıtını verdi. Bu miktann,
yüzde 5 karşılığı 30 milyon
dolar olduğu kaydedildi.
Güvenlik birimleri
'kusuriu': Ihalede en yüksek
fiyatı Korkmaz Yığit'in
vermesinin ardından MİT'e
"Korkmaz Yiğit'le ilgili
dosya gönderin" talimatı
verdığinı. MlT Müsteşan
Şenkal Atasagun'dan
"Dosya yok" yanıtı aldıgını
kaydeden Yılmaz.
emniyetten de herhangi bir
bilgi gelmediğini söyledi.
Emniyet'ten 8 Ekim'de.
Fikri Sağlar'ın açıkladığı
kasetteki bilgılerin
bulunduğu bir not
getirildiğini anlatan Yılmaz,
kaset üzerindeki incelemeye
ilişkin emniyet yazısmda.
kasetin tstanbul'da
kaydedildiği ve ölüm tehdidi
içermediği için çok
önemsenmediğinin ortaya
çıktığını söyledi. Yılmaz.
kendisine bunu ileten
Kaçakçılık ve Organize
Suçlarla Mücadele Daire
Başkanı ile Istihbarat Daıre
Başkanı'nın "Biz bu iste
kusurluyuz, ama kötii niyetli
değiliz. Bir atiama olmuş"
dediklerini anlattı. Bu
bilgileri veren yetkililerin
başta Çakıcı operas\onu
olmak üzere son dönemde
gerçekleştirilen operasyonu
düzenleyen emniyet
yetkilileri olduğunu
kaydeden Yılmaz "Ama
ısrarla takibime rağmen 3
ay, bu kaset
açıklanmasından bir gün
öncesine kadar bana
gelmedi" diye konuştu.
Şantaj kaseti: Yılmaz,
Yiğit'in iddialannı "şantaj"
olarak nitelerken Devlet
Bakanı Taner'in Yiğit'in
sahibi olduğu Bank
Ekspres'in varlığına el
konulmadan önce böyle bir
kasetin varlığmdan haberdar
olduğunu söyledi. Yılmaz
"Bankaya el konursa kasedi
açıklayacağını söylemiş. Biz,
buna rağmen Bank
Ekspres'e el koyduk.
Bankanın dolandınlmış
olduğu raporlarla savcüığa
intikal etmiş, savcılık da
tutuklama karanyla hukuki
süreci başlatmışör" dedi.
Başansız operasyon: Sonuç
olarak Yılmaz, ihalenin
Çakıcı'nın etkisi dışında
gerçekleştirilmesi için
"devlet gelenekierine aykm
biçimde'' satış işleminde
devreye girdi.
Ancak ihalenin Çakıcf ya
haraç veren, yakın ilişkide
buiunan neredeyse "kader
arkadaşı" olarak
nitelenebılecek Korkmaz
Yiğit"te kalmasına engel
olamadı.
BİTTİ
Vatanseverler, insanlar, doğaseverler, toprak erozyonu size
sevebileceğiniz hiçbir şey bırakmıyor.
T.E.M.A.
Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıklan Koruma
Vakfı
Tel: (0.212) 281 10 27 / 268 09 85
Kirlenen Dünyamızı
Fidan Dikerek Arıtalım
ORMAN BAKANLIĞI
AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ
bulunmadığı belırlendi. Yüksel'in
soruşturmasına göre. şeriatçı Murac
Vakfı ve bağlantılı şirketlere aktanli
kaynağın tutan 70 trilyon liraya
ulaşıyor.DGM tarafindan tutuklanm
durumunda Gökçek'in İçişleri
Bakanlığı'nca görevden alınabilecej
bildirildi. Bakanlığın, DGM
Başsavcılığı'nın "soruşturmanın
güvenliği" açısından görevden
alınması konusunda istemde
bulunması durumunda, Gökçek'in
durumunu gözden geçirebileceğine
dikkat çekildi.
FP'de
Gökçek
tedirginligi
SEBAH.4T KARAKOYUN
ANKARA - Ankara Büyükşehir
Beledıye Başkanı Melih
Gökçek'in gözaltına alınması
FP'de paniğe neden olurken, bu
gelişme karşısında alınacak
tutum partide ikileme yol açtı.
Gökçek'in gözaJtına
alınmasına tepki göstermek için
bazı eylemler vapılmasını
isteyen bir grup milletvekili, FP
Genel Başkanı Recai Kutan'dan
onay alamadı. FP grubundaki
paniği gidermeye ve
miHetvekiUerini sakinleştirmeye
çalışan Recai Kutan,
soruşturmadan bir şey
çıkmayacağını belirtirken,
"ihaleîerin altında Gökçek'in
değil, beledıye başkanvekilinin
imzasının bulunduğunu"
savundu. -;
thalcye fesat kanştırma •
Istanbul Büyükşehir Belediye \
Başkanı Recep Tayyip 4
Erdoğan'ın görevden
alınmasının ardından belediye
olanakjannı şeriatçı Muradiye •••r,
Vakfı "na aktarmak, çete ,~*.
oluşturmak ve ihaleye fesat
kanştırmakla suçlanan Ankara
Büyükşehir Belediye Başkanı
Melih Gökçek'in gözaltına
alınması FP'de tedirginlige yol
açtı. Erdoğan ve Gökçek'in yanı
sıra Atatürk'e hakaret içeren
sözleri nedeniyle görevden
alınan Ağrı Belediye Başkanı
Zeki Başaran başta olmak üzere
bazı milletvekillerini de hedef
alan "yargı kıskaa". FP
kulislerinde partiye yönelik bir
dava hazırlığı endişesine
neden oldu.
Gökçek'in gözaltına
alınmasının ardından paniği
gidermek için FP grubunu
olağanüstü toplantıya çağıran
Recai Kutan, milletvekillerine
"temkinH" olmalan uyansında
bulundu. FP milletvekillerinin
büyük bölümünün katıhmıyla
hafta sonu Jstanbul ve Izmir'de
yapılacak olan il tararnası
programmın iptal edilip
edilmemesi FP grubunda
tartışmaya neden oldu. Bir grup
milletvekilinin prograrmn iptal
edilerek Gökçek'in gözalttna
alınmasmı protesto için
harekete geçilmesi
doğrultusundaki önerisi Kutan
ve parti yönetimince
engellendi.
^Partiye zarar verefaflir*
Olası bir gerginligin partiye
daha da zarar verecegini
savunan parti yönetimi,
soruşturmanın sonuçsuz
kalacağını ve Gökçek'in serbest
bırakılacağını belirterek
miHetvekiUerini
sakinleştirmeye çalıştı.
Gökçek'in gözaltma alınması
partiyi hedef alabilecek bir
soruşturma kaygısına da yol
açtı. Ağn Belediye
Başkanı Zeki Başaran ile
hazn"ladığı broşür nedeniyle
hakkında soruştunna açılan
Hatay MiHervekili Mehmet
Sıl^'la ilgili disiplin işlemi
başlatarak partiyi güvence
aJtına almaya çalışan FP
yönetimi. parti içindeki
köktencilerden gelen baskılar
üzerine bu işlemi
sonuçlandıramadı. Parti
içindeki köktenci unsurlann
temizlenmesi gerektiğini
savunan bazı FP'liler, partiye ",
zarar verecek davranışlarda
bulunanlann zaman 'l
geçirmeden ihraç edilmemesi j
durumunda, kapatılan RP'nin
yaşadışı sürecine benzer bir
durumla karşı karşıya <
kahnabilecegine dikkat
çekiyorlar.