18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKİM1998CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER istanbul DCM Hanefi Avcı tanıklık yaptı İstanbul Haber Servisi - Eski Emnıyet Genel Miidûr- lügü lstıhbarat Dairesi Baş- kanvekili Hanefî Avcı, PKK itirafçısı Abdurrahman Ka- yıkçı'nm yargılandığı dava- da tanık olarak ifade verdi. tstanbul l No'luDGM'de- ki davaya TCY'nin 168 2. maddesi uyannca 22.5 yıla kadar ağır hapis cezasıyla yargılanan tutuksuz sanık Abdurrahman Kayıkçı katıl- dı. Duruşmada tanık olarak dinlenen Avcı şöyle konuş- tu: " Sanık, PKK örgütünön en önenıli adamlanndan bi- riydi. 3 arkadaşıyla biriikte örgütten avrılıp Vejin örgü- tünü kurdu. Abdurrahman bu örgütün sorumlusu\du." Örgütün diğer adamı Meh- met Şener'in PKK tarafın- dan Suriye'de öldürüldüğü- nü söyleyen Avcı, kendisi- nin o dönemde tstanbul'da görevli olduğunu vurguladı. Bir operasyon sırasında sa- nığı yakaladıklarını belirten Avcı, Kayıkçı'nm daha son- ra her konuda kendilerine yardırncı olduğunu dile ge- tirdi. Örgütün faaliyetleri ve kamplanyla ilgili olarak Ka- yıkçı'nın kendilerine aynn- tıh bilgi verdığinı kaydeden Avcı, "Bunlann yanı sıra Kayıkçı, dosyalara yansıma- yan birçok konuda bize bilgi verdi. Benim şahsi görüşüm, Kayıkçı bu konuda verebüe- ceğj her tûriü bilg$\i bize ver- dL" Bu olaylardan sonra P- KK'nin Abdurrahman Ka- yıkçı'ya yönelik bir operas- yon hazırlığı yaptığı istihba- ratını aldıklannı anlatan Av- cı, kendilerinin de onu uyar- dığını ve sürekli yerdeğiştir- mesini sağladıklannı belirt- ti. Sanığın askerlık yaptığı dönemde de yetkılilere bilgi vprdjğini açıklayan Avcı, o- hu» ^eıdi^i bügilerden son- rjj ^KK'nın hiçbir ciddi fa- âliyet yapamadı|ını öne sür- dü. Mahkeme heyeti, eksik- lerin giderilmesi amacıyla duruşmayı erteledi. Cindoruk 'Suriye'ye tanınan süre uzun' İstanbul Haber Servisi - Demokrat Türkiye Partisi (DTP) Genel Başkanı Hüsa- mettin Cindoruk. Suriye'nin çıkarlannın, banş için Türki- ye ile anlaşmayolunda oldu- ğunu belirtti. ISO Yönetim Kurulu Başkanı Hüsamettin Kavi de "savaşın biç künse- nin istemediği. düşünemedi- ği bir gerçek olduğunu" be- lirterek ortada 15 yıldır ya- şanan çok ciddi maliyete Türkiyenin katlanmak iste-~ mediğini söyledi. Tûrkiye Genç Işadamlan Derneği'nin (TÜGİAD) Ceylan Otel'de düzenlediği "Liderier Zirve Toplanb- a'na katılan Cindoruk, bir gazetecinin "Abdullah Öca- lan bu krizden sonra Şam'dan kaçnuş olabilir mi" sorusu üzerine, "Bu konuda hiçbir bilgim yok. Ama olsa Şam bunu acıklar" dedi. Hü- kümetin Suriye'ye tanıdığı 45 günlük süreyi uzun bul- duğunu kaydeden Cindoruk, "Bu mesetenin siyah beyazı daha erken çıkabilir. Diplo- matikmüzakereler. arabulu- culann bevanlan ile çıkabilir. Diplomauk yolla çözülebilir " dedi. Suriye'nin bugün en güçsüz döneminı yaşadığını öne süren Cindoruk, "San- nuyorum bir yanhş yapsın. Banşgdebilir. Bugüne kadar banş için uğraş verdik, çok da sabır gösterdik" diye ko- nuştu. Cindoruk, Libya lide- n Muammer Kaddafi'nin Suriye kriziyle ilgili çıkışını ise "hezeyan" olarak değer- laıdırdi. İSO ile TÜBÎTAK arasın- dı imzalanan işbirliği proto- kolü için düzenlenen tören- <tn sonra gazetecilerin so- nlannı yanıtlayan Hüsamet- tn Kavi, Italya Parlamento- sı'nda sözde sürgünde Kürt prlamentosunun toplanma- snın, Türk-ltalyan ilişkile- rne verdiği ve vereceği za- nrlan Italyanlara vurgula- nak amacıyla ISO'nun grişimlerde bulunacağını da syledi. Başbakan Mesut Yılmaz, 4 doğalgaz kombine çevrim santralmm yapım sözleşmesini imzaladı ELektrik üretiıııiııe büytik \atuıııı• Başbakan Yılmaz, Türkiye'nin sanayileşmiş ülkelerin seviyesine varması için 800 milyar dolarhk altyapı yatınmına gereksinim olduğunu belirtti. Yılmaz, bu yatınmlan devletin tek başma gerçekleştiremeyeceğini söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yılda 38 milyar kilovatsaat elektrik üretimi ile enerji sı- kıntısvnı hafıfletecek olan 4 yeni doğalgaz kom- bine çevrim santralının yapım sözleşmesi An- kara'da imzalandı. Başbakan Mesut Yılmaz, Türkiye'yı Fransa'mn seviyesine çekebilmek için en az 800 milyar dolarlık yanrıma gerek- sinim bulunduğunu belirterek "Altyapı açığı- nın kapatdabilmesi için, devletin imkânlan ya- nında özelsektörün imkânlannı. vabancı serma- yenin imkânlannı da harekete geçirmek zorun- dayız" dedi. Başbakan Yılmaz, Devlet Konuke- vi'ndeki törende yaptığı konuşmada, gelişmiş ülkelerle altyapı farkının ortadan kaldınlması konusuna değinirken Fransa'yı öraek gösterdı. Fransa'mn gerek nüfus, gerek coğrafi açıdan Türkiye ile karşılaştınlabilir bir ülke olduğunu kaydeden Başbakan, şunlan söyledi: "Türldye'yi bu ülke ile karşüaşürdığıınızda gördüğümiiz. Fransa'da fert başına elektrik tü- ketimi 8 bin kilovatsaat, Türkiye'de ise 1500 ki- lovatsaat Sadece elektrik enerjisinde değü, oto- yol Fransa'da 10 bin kflometre. bizde 1600 kilo- metreye daha yeni ulaşıldı." Dığer ülkeler dıkkate alındığmda, gelişmiş ülkelerle Türkiye arasında çeşitli alanlarda 5-6 kat fark olduğunu kaydeden Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu farta kapatabümek, mesda bir Fransa se- viyesine ulasabilmek için; enerji alanında, U- manlarda, otoyollarda, telekomünikasyonda, Türldyeolarak harcamamızgereken yaünm tu- tan 800 milyar dolar. O ülkeler seviyesine ula- şabilmek, yani hedefunize ulasabilmek için bu miktarda bir yannma mecburuz. Ama de\ lerin ünkânlanyla, bu yannnun gerçekleştirüemeye- ceğiortada.Attyapı açığmm kapaulabilmesi için, devletin imkânlan yanında özel sektörün im- kânlannı, yabancı sermayenin imkânlannı da harekete geçirmek zorundayız." Yapım sözleşmelerine göre. yap-işlet mode- liyle gerçekJeştirilecek santrallardan, Gebze do- ğalgaz çevrim santralı 1540 megavat, Izmir Ab- ağa santrab 1520 megavat, Adapazan santralı 770 megavat, Ankara santralı ise 700 megavat kurulu güce sahip olacak. Gebze, tzmir, Ada- pazan doğalgazçevrimi santrallanmn inşası ve işletimi Intergen-Enka konsorsiyumu, Ankara doğalgaz santralı da National Power-Bayındır konsorsiyumunca gerçekleştirilecek. Yeni 4 enerji santralının toplam maliyeti, yaklaşık 3.5 milyar dolan bulacak. Yılda 38 milyar kilovatsaat elektrik üretme- si beklenen 4 doğalgaz çevrim santralının ya- pımının bir yılı kredi görüşmeleri ve üç yılı da inşa olmak üzere 4 yû içinde bitirilmesi öngö- rülüyor Yıldırım. Suriye'ye fazla su veriliyor 'Yapüan anlaşmalan Şam yöneümiçiğniyor' EMtNEKAPLAIS ANKARA- GAP'tan sorumlu Devlet Bakanı Salih Yıldınm, 1982 yılında yapılan anlaşmaya göre saniyede 500 metreküp ön- görülmesine karşın Suriye'ye sa- niyede 973 metreküp su verildi- ğini belirterek Fırat Nehri'nin debisinin azaldığı dönemlerde, Türkiye'nin kendi su rezervleri- ni kullandığını vurguladı. Suri- ye'nin Türkıye'ye minnet duy- ması gerekirken Asi Nehri'ni kullanarak zarar vermeye çalıştı- ğını anlatan Yıldınm. "Bu ülke- nin istekleri kabul edilemez" di- ye konuştu. Suriye'nin PKK'ye desteğini çekmemesiyle başlayan buna- lım, yıllardır bu ülkeyle yaşanan su sorununu ye- niden gündeme getirdi. Cumhu- riyet' in sorulannı yanıtlayan Devlet Bakanı Yıldınm, 1982 yılında ya- pılan anlaşma uyannca Suri- ye'ye 500 metre- küp su verilmesi- nin öngörüldüğü- nü, ancak Türki- ye'nin verdiği miktann 973 met- reküpe çıktığına dikkat çekti. Fırat'ın debisinin bazı dönem- lerde azaldığma ve 380 metrekü- pe kadar düşdüğüne işaret eden Yıldınm, "Bu durumda açık, kendi su rezervlerimizden karşı- lanıyor. Aksi takdirde Suriye bu suyu bulamaz, ihtiyacını gider- nıek için herhangi bir yol yordam kullanamaz. Bu konuda onlann yapması gereken işlevleri sıkmö- lan ve vükümlülükleri biz taşıyo- ruz. Onlann CAP'tan ötürü Tûr- kiye'yeminnetveşükran duyma- ları gereldyor" diye konuştu. Suriye'nin Asi Nehri ile ilgili politikalannı da değerlendiren Yıldınm, şu görüsleri dile getir- di: "Asi'de aşağı havza konumun- • GAP'tan sorumlu Devlet Bakanı Salih Yıldınm, Suriye ile gerginliğin 'su' boyutunu değerlendirdi. Saniyede 500 metreküp yerine 973 metreküp su verildiğini, Şam hükümerinin Tûrkiye "ye minnet duyması gerekirken zarar verdığini belirten Yıldınm, • bölgedeki su sorununun aşıLması için objektif ve akılcı öneriler getirdiklerini vurguladı. daki ülkeTürkiye. Fu-atta da Su- riye aşağı havza ülkesi konumun- da. Biz Funt ile ilgili konuda on- lara sıkıntı yaratmayacak her türlü tedbiri almamıza karşın, Asi" nin suyunun yüzde 98'hıi kuflanarak Türkiye'ye vapabile- cekleri en büyük zaran vermeye çahşıyorlar. Ama, biz buna karşın 'Biz Fırat'ı kullanırız' savında biç bulunmadık. Yöneticilerin, hatah tutumlan yüzünden Suri- ye halkııu cezalandırmav ı akhmı- zın köşesinden geçirmedik. Ama onlann en büyük çelişkisi, tutar- sızhklan açısmdan bu önemli bir örnektir." Suriye'nin sulama teknikleri açısından telcnolojisinin zayıf ol- duğunu, yeraltı su seviyesindeki yüksekliğin yan- lış sulama teknik- leriyle birleşme- siyle toprağın ve- rimliliğinin düş- rüğünü söyledi. Yıldınm, "Bunu dengeleme açısın- dan onlara en bü- yük katkı GAP'ör" dedi. Yıldınm, böl- gedeki su soru- nun aşılması için objektif ve akılcı öneriler getirdiklerini vurgulaya- rak Suriye'nin "ortakteknikko- mite'' toplantılanna bile katılma- dığına dikkat çekti. Suyun hakkaniyet ölçüsünde kullanılabilmesi için daha önce çeşitli öneriler getirildiğini kayd- eden Yıldınm, Suriye'nin bu platformlara katılmaktan kaçındığını anlattı. Suriye'nin suyun bölüşülmesini istediğini kaydeden Yıldınm, "Tûrki- ye'nin su üzerinde hakkının ol- madıgını iddia ediyorlar. Su üze- rinde yapüacak her türlü tasar- rufla ilgili kendilerinden müsa- ade ahnmasını istiyorlar. Tabii bu bizim devlet hukukumuza ters, kabullenmemiz mümkün değU" diye konuştu. Avrupalı öğrencilerin istanbul turu Avrupa Oğrencileri G«nel Forumu (AEGEE-İstanbul) mekri, Sokrates Eğhim Progranu kapsamında dün İstanbul'un tarihi ve ruristik yeıierini gezdiler. Hollanda ve Yugoslavya'dan gelen 21 öğrenci, AEGEE-İstanbul üyelerinin düzenlediği etkinlikler kapsamında atöhe çalışmalan ve söyleşilere katilacak. ,\EGEE- Istanbul üyelerinin etkinlikleri, 13 Ekim'e dek sürecek. Amaçlanm, "Avrupa Ölçülerinde çağdaşkğa inanan oğrencileri ortak bir çaü altuıda toplavan bir düşünce ve eylem platformu olmak" olarak belirieyen AEGEE-İstanbul üyesi öğrenciler, 1992 yıhnda faaliyete gectikkrini, 130'a yakın üyeleri bulunduğunu, bu sayıvı arttrmak istediklerini söyİedüer. 1985'te Paris'te kurulan AEGEE, 200 şubesinde toplam 20 bin üyeye sahip. 1995 vıhnda başlatılan Sokrates Eğhim Progranu. Avrupa'nin en büyük akademik işbirliği ve öğrenci değişim progranu olarak deferlendiriliyor. Uluslararası Frankfurt Fuarı Yaymcûara vekitaba yapüan baskılar knandı METtNGÜR FRANKFURT - 18 Eylül 1949 'da ilk kez açılan uluslarara- sı Frankfurt Kitap Fuan, 105 ül- keden kanlan yayınevleriyle dün- ya kültürünü, yayın yaşamım yi- ne Frankfurt'ta bulusturdu. 7 Ekim'de açılan ve 12 Ekim'e ka- dar devam edecek Uluslararası Frankfurt Kitap Fuan, Alman- ya'nın eksiksiz organizesiyle çe- şitli dillerde kültürel etkinlikler tüm yoğunluğuyla sürüyor. Ya- zarlann okuma toplantılan, pa- neller, insan haklan üzerine tar- tışmalar ilgiyle izleniyor, çeşitli ülkelerde basma, yayınevlerine yapılan baskı kınanıyor. Dünya Yayıncılar Birli- ği yöneticileri yaptıklan konuş- nıalarda dünya- nın neresinde olursaolsun kita- ba yönelen bas- kıya karşı müca- dele edeceklerini vurguluyorlar, sansür tanıma- dıklannı açıklı- yorlar. Dünya Yayın- cılar Birliği tara- findan yayıncı AyseNurZarakolu'na verilen İn- san Haklan Ödülü töreni sırasın- da Türkiye kınandı. Pasaport so- runu zamanında çözülemeyen AyşeNur Zarakolu, ödül törenin- de bulunamayınca tepkilere ne- den oldu. Alman Kitapçılar Bir- liği Başkanı Gerhard Kurtze, ödül töreni açış konuşmasında, "Salman Rüşdü olayınagösterdi- ğimiz tepkide başanh olmuştuk, ama bayan Zarakolu'na pasaport verilmesi içüı Ahnan dev leti tara- fından girişimde bulunduk. Ama bir netiee alamadık, protesto et- tik. Türkiye'den gelen açıklama- da bir dava nedeniyk mümkün ounadığı belirtiliyor. Biz ulusla- rarası destek gördük. Türkiye baskı sonucu Zarakolu'na pasa- • Dünya kültürünü buluşturan Frankfurt Kitap Fuan'nda Dünya Yaymcılar Birliği yöneticileri nerede olursa olsun kitaba yönelik baskılara ve sansüre karşı mücadele edeceklerini açıklıyorlar. Dünya Yaymcüar Birliği, yayıncı Ayşe Nur Zarakolu'na Türkiye'nin pasaport vermemesini protesto etti. port verdi, sevindik. Törene yeti- şemeyeceği içm onsuz yapacagız. Bir hafta konuğumuz olacak" de- di. Ödül töreninde Ayşe Nur Za- rakolu'nu eşi Ragıp Zarakolu ve oğlu Sinan temsil etti. Ayşe Nur Zarakolu'nun ödülü oğlu Sinan'a verildi. Sinan böy- le bir ödülü annesinin yerine al- dığı için teşekkür etti ve onur duyduğunu söyledi. Yüzlerce ga^ zetecinin ve davetlinin izlediği ödül töreninde Ayşe Nur Zarako- lu'nun yazıh konuşmasını oğlu Sinan okudu. Ayşe Nur Zarako- lu, kendısi için büyük önem taşı- yan ödülü almakla çok mutlu ol- duğumu, 20 yıldır taviz verme-1 den, resmi otoriteler karşısındâ ezilmeden ilkeli biryayıncılıksür- dürdüklerini be- lirten konuşma- sında, "Bu ödü- lün bana verüme- sindeki en önemli etkenin, tüm bas- kı ve yasaklara, hapis ve para ce- zalanna rağmen, Türkiye'de ya- vimlama, düşün- ceyi ve kimlikkri ifade etme özgür- lüğü adına sür- dürdüğümüz mücadele otduğu bitincindeyim" dedi. Fuara katılan ülkeler arasında 2434 yayıneviyle Almanya başı çekiyor. Ingiltere 919, Fransa 306, Japonya 308, ABD 828. Or- tadogu'dan Suriye 2, Suudi Ara- bistan 5, Israil 10, Kazakistan 1, Rusya 62, Libya 1, Türkiye 17 yayıneviyle katılıyor. Bu veriler resmi açıklamalar. Türkiye'den yayınevlerinin dünyanın bu ünlü fuanna ilgi göstermedikleri dik- kati çekiyor, izleyicilerin eleştiri- lerine neden oluyor. 75 yayıne- vinden aldığı birer ikişer kitaplar- la katılan Kültür Bakanlığı'nın standı ve hazuiıklan çok yetersiz. İlk gün basma bir katalog dahi veremediler. IMF-Dünya Bankası, maliye bakanlan, merkez bankalan guvernörleri küresel bunalım için ortak bir tutum alamadı Ejnperyalizm krizuıe çözüm bulamıyor ERGİNYILDIZOĞLU LONDRA - IMF-Dünya Bankası, çeşitli ülkelerin maliye bakanlan ve merkez banka- lan guvernörleri yılhk toplantısı, Ctinton'un "son 50 vıun enciddikrizi'' sözleriyle açılmış- tı. Toplantıda, IMF Direktörü Camdessus da "Krizdeki ülkelerden değfl, krizdeki bir sis- temden bahsediyoruz" dedi. .Ajıcak The VVall Street Joumal'a verdiği demeçte, "dünya-sistemik bir krizle karşı karşıya okluğumuzu" söy- leyen dünyamn en büyük yatınm bankalanndan Leh- man Brothers'ın global ekonomi şefi John Lle- weUyıı da "lideıierin hiçbi- rinin sistemli düşünmediği- ni, düşünce sistematiğinin bu işe uygun olmadıguu" söylüyor. "20 yıldır sürekli bu top- lanûlara kabkhğuıı, ama hiç bu kadar sinirttve kötümser bir toplanö görmediğini" belirten Morgan Stanley'in başekonomisti StephanRo- cah, Global Economic Fo- Washington toplantısırun bu şekilde bit- mesinin arkasmdâ sanınm esas olarak üç ne- den var. Birincisi, toplantıya katılanlar, ama özellikle IMF, hâlâ neo-liberal doktrinin et- kisinde. îkincisi, toplantıya katılanlann ara- sında biri IMF-Dünya Bankası, diğeri ABD- Avrupa-Asya olmak üzere iki düzlemde önemli görüş aynlıklan var. Üçüncüsü, gün- demde politika olarak ortak faiz indiriminden ve bazı yardım paketleri projelerinden başka bir tedbir yok Halbuki, krizin kökleri çok daha derinler- de, üretim yapılannda yatıyor, parasal tedbir- lerle çözülecek gibi değil. IMF Başkanı Camdessus, açış konuşma- sında eski reçetesinde ısrar etti: Eğer tek tek ülkeler fıyat ve bütçe istikrannı, emek ve mal piyasalannda reformlan amaçlayan politika- lan uygularlarsa kriz atlatılabilirdi. "Dünya- nın yoksullan bizi bekkmez" diyerek IMF'den belirgin bir şekilde aynlan Dünya Bankası ise "Mali çöznmlerin yanı sıra sıra- dan insanlan da kapsayamazsanız, kahcı bir çözüm üretemezseniz" diyordu. Dünya Tica- ret Örgürü Genel Müdürü Ruggioro'nın kor- kusu ise bambaşka: Ruggioro'ya göre kriz daha uzun bir süre devam ederse, ülkeler ko- rumacı tedbirler almak zorunda kalırlar ve "küresel çalkanönın kurbanı serbest ticaret olur." Dünya ekonomisinin üç merkezinde ise farklı eğjlimler vardı. ABD esas olarak ortak bir faiz indiriminden yana. Japonya ve Asya rum'da "Çıkardığım üç so- nuç beni çarpü'' diye yazı- yor: 1- Ortak politika oluş- turmak yok, 2- Küresel li- derlik boşluğu var, 3- Yeni post-Bretton Woods tipi bir küresel mali altyapı oluştur- mak için bir istek yok. Ger- çekten de toplantıda ne be- lirgin bir ortak anlayış ne de tatmin edici, küresel eşgü- düme olanak sağlayacak bir tutum oluşabildı. Buna karşılık bir seri önemli görüş aynlığı su yü- züneçıktı. it'HukukFakühesi'nde düzenlenen panelde kunşan K.\DER Başkanı Sirin TekeM, Medeni Karom'un anayasa kadar önemli olduğunu vurguladı, Teketi, (Foto ancak gerekenin madığuıı sövtedi. : :SAADETUSLU) 'MedeıüKanun \iaçağa uygun değişiklikyapılmah' ülkeleri düşük faizlerin pek işlerine yarama- yacağuu düşünerek sanayi ve tüketimi can- landıracak yardım paketlerinden ve sermaye hareketlerinin denetlenmesinden yanalar. Av- rupa merkez bankalan ise faiz indirimini, bu aşamada kendi bölgelerinin dinamiklerine uygun bulmuyorlar. Buna karşılık IMF üze- rinde, ABD'nin yanı sıra Avrupa'nın da de- netiminin artmasını istiyorlar. Bu noktada "küresel lidertik boşluğu" tabii ki önemli bir sorun olarak gündeme geliyor. Diğer taraftan, dünya ekonomisindeki krizin te- melinde üç önemli sorun yanyor. Birincisi, bir talep yetersizliği ile karşı karşıya olan fazla üretken kapasite sorunu; ikincisi çalışacak ve karrunı doyuracak bir iş bulmakta zorlanan, ama sa- yılan hızla artan emekçile- rin emek kapasıtesi fazlası var; üçüncüsü ise yatınla- cak yer bulunamayan, battft borçlarda gömülü bir kredi hacmi, nakit sermaye fazla,- sı var. Bu sorunlann hiçbi- ri ortak bir faiz indirimi ile tstanbul Haber Servisi - Medeni Ka- nun'un kabul edildiği günlerde gerçek bir devrim niteliğinde olduğu anımsatılarak yasada çagın koşullanna uygun düzenle- meler ve değişiklikler yapıhnası gerekti- ği belirtildi. Cumhuriyetin 75. yıh etkinlikleri çer- çevesinde îstanbul Cniversitesi (ÎÜ) Hu- kuk Fakültesi'nce düzenlenen "Kadın Haklan v« MedeniKanun" konulupanel- de konuşan Kadın Adaylan Destekleme ve Eğitme Demeği (KADER)Başkanı Şi- rin TekeK, Medeni Kanun'un insanın in- sanla ilişkilerini düzenleyen bir yasa ola- rak anayasa kadar önemli olduğunu söy- ledi. Medeni Kanun'un çıkftğı dönemde gerçek bir devrim oîduğunuanımsatan Te- keli, "'Aile Hukuku'nda evin reisi erkek oiduğu için kadınlar pek çok haklannı >i- tirdiler. TBMM'de gerekli değişiknkierin yapdmasıiçin lOObinimzatopkndıaına gerekenler yapdmadı" diye konuştu. ts- tanbul Barosu Başkanı ve ÎÜ Hukuk Fa- kültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. YücelSav- man da cumhuriyetin kuruluşunda özel- likle kadın haklan açısmdan Medeni Ka- nun'un büyük bir işle\ üstlendiğini vur- guladı. Saymaıı "Kaphalist sistemde ka- dının önündeki tüm yollann kapalı oldu- ğunu söykjemey ii. Kadın bdki tamamen özgürolamazamaönü açıkür" dedi. Say- man, Türk hukukunda kadmın toplumsal kimliğinin aileye göre tanımlandığını be- lirterek "Kadın haklan savunuturken bi- k kadmsözcüğü değil,hanunsözcttğü kıd- bnılıyor. Kadın. aiteye bağh olarak kimn- ğini kaybetmeve başüyor* diye konuştu. Eski Devlet Bakanı Aysel Baykal da siya- setin hukuktan ve bilimden koptuğunu sa- vundu. Medeni Kanun'un, cumhuriyetin özü olan hukuk devriminin temeli oldu- ğunu vurgulayan Baykal. "Bugün kurtul- mak istediğimiz bazı hükümler, o yılarda kadmian korumak için Medeni Kanun'a konulmuştu" dedi. Kadmlann, kendi in- san haklannı savaşarak aldıklannı ve bu mücadelenin henüz tamamlanmadığuu ifade eden Baykal, kadının özerkbirey ol- masını toplumsal rol kalıpîannm ve gele- neksel değer yargılarmın önlediğini kay- detti. ÎÜ Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ühan Llusan ise Medeni Kanun saye- sinde insanların yurtîaş bilincine kavuş- tuklanrjı söyledi. Kurulu düzenin, kadının aile içinde kalarak öngörülen görevlerini yapmasını istediğini belirten Uhısan, "İn- san haklan ve kadın haklan, 2. Dünya Sa- vaşısonrasmdagûnceUeşmişveiçhukuk- lara indh-genebümiştir" diye konuştu. çözülecek gibi değil. îşte belki de bu yüzden The New York Times'ın, aduuH açıklanmasuu istemeyen bir hükumet yetkisine atıf- la aktardığı gibi "kimsenin, nevapdacağı konusunda bir fıkriyok." Bu arada IMF-Dünya Bankası zirvesinde bir ara- ya gelen liderlerin başka bir ekonomik zirve toplantısı olasılığı üzerinde durduklar n, ama bunda dahi bir kara- ra varamadıklan bildirili- yor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle