Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 EKİM 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük projesinde hedeflere ulaşılması bütçe ödeneklerine bağlı
6
GAP lıayal olmasınTÜREYKÖSE
ANKARA - TIME dergisinin 1994
yılında dünyanın en büyük 9 projesi ara-
sında 8. sırada gösterdiği, modern dün-
yarun 7 harikası arasında anılan ve Tür-
kiye Cumhuriyeti'nin en büyük projesi
olan Güneydoğu Anadolu Projesi'nin
(GAP) 2010 yılında tamamlanabilmesi
için ödeneklerin arttınlması ve yeni
kaynaklar yaratılması gerekiyor. GAP
Idaresi Başkanı Olcay Unver, "mevcut
ödeneklerle GAP'm 2010 yılında bitîril-
mesinin mümkün olmadiğuıı" söyler-
ken, GAP'tan sorumlu Devlet Bakanı
Salih Yıldınm, "Belirlenen hedeflere
ulaşdabilmesi için yılda 1.8 milyar dolar
gerekiyor. Bu para bulunacak, GAP'ta-
ki gecikme için kinıse mazeret bulamaz"
dedi.
"Bölgenin tannıa dayalı ihracat üssü
haline getirilmesi, Türkiye'nin toplam
su potanshdinin yüzde 28'inin denetim
altına alınmasu 1.7 mihon hektarın üze-
rinde arazinin sulanması ve 7 bin 476
megavatın üzerinde kurulu kapasiteyle
yılda 27 milyar kilovatsaatlik elektrik
enerjisi ürerilmesL."
C/üneydoğu Anadolu Projesi'nin 2010 yılında tamamlanabilmesi için ödeneklerin arttınlması ve
yeni kaynaklar yaratılması gerekiyor. GAP Idaresi Başkanı Olcay Unver, "mevcut ödeneklerle
GAP'ın 2010 yılında bitirilmesinin mümkün olmadığını" söyledi. GAP'tan sorumlu Devlet
Bakanı Salih Yıldınm ise "Belirlenen hedeflere ulaşılabilmesi için yılda 1.8 milyar dolar
gerekiyor. Bu para bulunacak; GAP'taki gecikme için kimse mazeret bulamaz" dedi.
Bunlar GAP'la ulaşılması bekJenen
hedeflerden bazılan. Yukan Mezopo-
tamya'ya yeniden medeniyet getirece-
gi vurgulanan bu projenin tamamlan-
masıyla bölgede gelir düzeyinin 5 kat
arttınlması, 2005 yılında 9 milyonu aşa-
cak bölge nüfusunun 3.5 milyonuna iş
olanağı yaratılması da hedeflenen
amaçlar arasında yer alıyor.
GAP'ta öngörülen enerji tesislerinin
şu anda yaklaşık yüzde 60'ı gerçekleş-
ti. Sulamada ise hedefin ancak yüzde
10'unaulaşılabildi. GAP'ın tamarnlan-
ması için daha önce 2005 yılı öngörü-
lüyordu. Ancak Milli Güvenlik Kuru-
lu'ndan çıkan tavsiye karannın ardın-
dan Bakanlar Kurulu'nun aldığı karar-
la projenin 2010 yılında tamamlanma-
sı hedefi konuldu.
Hükümet GAP'ın bitirilmesi için
2010 yılını hedef olarak koyarken, mev-
cut bütçe koşullannda bunun olanaklı
olmadığına dikkat çekildi. GAP Idare-
si Başkanı Dr. Olcay Onver, "Mevcut
ödeneklerle GAP'ın 2010'da bitirilmesi
mümkün değiL HükümetGAP ödenek-
lerinin önemü ölçüde arttınlmasını ka-
rarlastırdı. Projenin bitmesi için ihn'yaç
duyduğumuz 19milyardolarhıtannda-
ki kamu fınansmanının önümüzdeki 12
yıilık dağüunına dönük plan-program
çalışması içindeyiz. Bunun kaynağının
yalmz iç kaynaklaria değil, uluslararası
krediler, yap-işlet-devret modellerinin
yayguılaştınlmasıw bir noktada serma-
ye piyasasından sağlanacak ek finans-
maıüa karşılanması düşünülüyor" de-
di.
GAP Idaresi Bölge Müdürü Erkan
Alemdaroğlu da. Şanlıurfa'da gazeteci-
lere verdiği brifing sırasmda sorulan
yanıtlarken, öngörülen yatınmlann *re-
alize edilemediğini" vurguladı. Alem-
daroğlu, "Bu, genelbütçeyleUgili bir du-
rum. Genel bütçedeki zaafryet, GAP'ı
daetkiliyor" dedi. Sulamada hedeflerin
yüzde 10 oranında gerçekleştigine dik-
kat çeken Alemdaroğlu, bu aşamada
yurttaşlann devreye sokulabileceğini
söyledi. Alemdaroğlu, "Yap-işlet-dev-
ret modeli sulamada kullanılabilir. GAP
fonu kurulabilir. Bunlar ohnazsa GAP
2010'da da bitmez" dıye konuştu.
Devlet Bakanı Salih Yıldınm,
GAP'ta hedeflere ulaşılabilmesi için
yılda 1.8 milyar dolar kaynak gerekti-
ğını,u
Türkiye'ninbuparayıbulmakzo-
runda olduğunu" söyledi. Olanaklann
zorlandığını vurgulayan Yıldınm,
"GAP fonu kurulması projemizvar. Dıs
kaynaklar devreye sokulmaİL Gecikme
için kimse mazeret bulamaz" dedi.
GAP'ın fînansman durumu
Toplam maliyeti 32 milyar dolar olan
GAP için 1997 yılı sonuna dek 12.6
milyar dolar harcama yapıldı. GAP kap-
samındaki çeşitli projeler için 2.1 mil-
yar dolar dış kredi sağlandı. Buna ek
olarak, yap-işlet-devret modeli ile ya-
pımı süren Birecik barajı için 1.5 mil-
yar dolar eşdeğeri ve Karkamış Barajı
için de 192 milyon dolar eşdeğeri
GAP'a dış fînansman katkısı olarak
sağlandı.
GAP'a sağlanan dış finansman desteği-
nin dökümü dolar olarak şöyle:
ABD Eximbank: 111 milyon
Isviçre Ticari: 467 milyon
lsviçre-Alman ticari: 782 milyon
Avrupa Yatınm Bankası: 104 milyon
Dünya Bankası: 120 milyon
Avrupa Konseyi Sosyal Kalkınma
Fonu: 183 milyon
Italyan hükümet kredisi: 85 milyon
Fransız hükümet kredisi: 33 milyon
Alman hükümet kredisi: 15 milyon
Avusturya hükümet kredisi: 200 milyon.
İşçi seçim
itiistiyor, işveren
karşı çıkıyor
TÜPk-İŞ: Meclis çalışmıyor ve tıkanmışsa bir
an önce seçime gidilmelidir.
DİSK: Bu siyaset anlayışından ve
parlamentodan kurtulmak için mümkünse yann
seçim japılmalıdır.
Hak-I$: Türkiye'yi uzun süre kaosta tutmak
yerine, halka başvurmak en doğru tavır.
TİSK: Aralık seçimlerini de nisan
seçimlerini de tasvip etmiyoruz, seçimler
2000 yılında yapılmalıdır.
ANKARA (AA) - İşçi nı söyledi.
TİSK Genel Başkanı Re-sendikalan konfederasyon-
lan seçimlerin daha önce
kararlaştınldığı gibi Nisan
1999'da yapılması yenne,
bu yihn aralık ayında ya-
pılmasının ülke açısından
daha yararlı olacağını be-
lirtirken Türkiye İşveren
Sendikalan Konfederasyo-
nu (TİSK) ise seçimlerin
normal süresi olan 2000 yı-
lında yapılması gerektiğini
savundu.
Seçimlerin araJık ayında
yapılmasına ilişkin Türk-tş
Genel Başkanı Bayram
Merat Meclis'in uzun sü-
redir çalışmadığmı ve tı-
kandığını savunarak "Mec-
lis çalışmıyor, tıkanmışsa ve
yasa çıkaramıyorsa. bir an
önce seçime gjdilmelidir"
dedi. Meral, seçim ve sıya-
si parti yasalannda değişik-
lik yapılmadan gerçekleş-
tirilecek seçimlerin, yeni
bir erken genel seçimi gün-
deme getireceğini ve aynı
sıkıntılann tekrar yaşana-
cağıru anlatarak seçim ya-
salannda mutlaka değişik-
lik yapılması gerektiğini
söyledi.
DİSK Genel Başkanı
Rıdvan Budak ise mevcut
siyasi yapı ve parlamento
le ülke sorunlannı çözme-
ıin mümkün olmadığını
>avunarak "Türkiye'nin
lundan bir an önce kurtul-
nası gerekir. Bu sijaset an-
ayışından ve pariamento-
lan kurtulmak için müm-
ûinseyann seçim yapılma-
ıdır" diye konuştu. Başba-
.an ve bakanlann sürekli
ılarak gensoru ile karşı
.arşıya kalmalannın, hü-
ümetin etkisini ve kamu-
yu nezdındeki ınarurlığı-
ı giderek azalttığını öne
üren Budak. 1995 seçim-
;n sonucu ortaya çıkan
arçalanmış parlamento-
un ülkeyi yönetemeyece-
inı belirttı. Budak, seçim-
:rin geciktirilmeden yapıl-
ıasının kaçınılmaz olmak-
ı bırlikte, mevcut yasalar-
ı yapılacak seçimlerden
e Türkiye'nin sorunlannı
jzecek bir sonucun alına-
ığına inanmadığını vur-
uladı.
Seçimlerin uzun bir tak-
ım dönemine yayılması-
n hem ekonomik hem de
>syal alanda sıkıntılar ya-
tacağını anlatan Hak-lş
enel Başkanı Salim Uslu,
örkiye'nın yaşadığı sıkın-
ardân loırtulması için ye-
bir parlamentoya ihtiyaç
ılunduğunu kaydetti. Us-
, seçim tartışmalannın
irkiye'yi uzun süre kaos
inde bulunduracağını be-
terek Türkiye'nin bu ka-
tan kurtulması için hal-
n hakemliğine başvurma-
n en doğru tavır olacağı-
fik Bavdur ise konfederas-
yon olarak seçimlerin ne
nisan ne de aralık ayında
yapıfrnasmı tasvip ettrtderi-
ni kaydederek seçimlerin
normal süresi olan 2000 yı-
lında yapılması gerektiğini
belirtti. Baydur, CHP'nın
söz verip de parlamentoda
oy vermediği yasalar nede-
niyle hem kendi bindiği da-
lı kestiğini hem de hükü-
metin altını oyduğunu sa-
vunarak bu durumun
CHP'ye oy kaybettireceği-
ni ileri sürdü.
ANAP, DYP ve DTP'nin
bir araya gelmediği sürece.
sol kesımden de sağ kesım-
den de oylann FP'ye gide-
ceğini savunan TlSK Baş-
kanı Baydur, "Bunun ileri-
de hangi sıkınüları yarata-
cağı bdlidir" dedi. "
Cumhuriyetin 75.yılındasanatamerhaba
Kültür Bakanı İstemihan Tala>, önceki akşam Atatürk KüJtûr Mer-
kezj'nde sanatçılara "Cumhurhetimizin 75. Yılı Sanata Merhaba"
kokteyli verdi. Sinema, tiyatro, müzik, edebhat, plastik sanatlar dün-
yasuun ünlü isimlerinin bir arava geldtği kokteylde konuşan Tala\.
1998 yüının sanat ve kültür yaşamı için önemü etkinüklerle dolu geç-
tiğini sö}1edi Cumhuriyetin 75. yılında sanatçılanmızm Türkiye'de ve
yurtdışmda ülkemizi en iyi şekilde temsil ettiklerini befarten TaJay
"Cumhuriyetimizin 75. yüdönümü büyük bir şöiene dönüşmüş ve sa-
natçüannuzın çabalanyla en üst düzeve ulaşmıştır. Sanaün birleştiri-
ci, bütünkştirid ve yaraöcı özelliği, aynı zamanda ulusal biruğüniz için
de bir gerekliliktir" dedi İstemihan Talay, Atatürk'ün kurduğu laik ve
demokratik cumhuriyetin kendi sanat kuşaklannı yetişrJrdiğini ve sa-
natçılann sorumluluklaruu herkesisanaünetrafında bûieştirerekger-
çekleştirdiklerini ifade etti. "Cumhuriyetimizin 75. Yılı Sanata Mer-
haba" kokteyhne Devlet Bakanı Hasan Gemki, Türkhe Gazeteciler
Cemiyeti Başkanı Nail GünHu Esin .\fşar. Tanju Gürsu, tzzet Gfinay,
CüneytArkın ve Ajda Pekkan'm da aralannda bulunduğu sinema, ti-
yatro, müzik ve edebiyat dünyasından çok sayida sanatçı kaaldı.
SEKA'daki işçi eylemi 18. günündeHaber Merkezi - Özelleştirme Yüksek
Kurulu'nca, işçilerin istihdam sorunu çö-
zümlendikten sonra kapatılmasına karar
verilen SEKA Izmit Müessesesi'nde, 18
gündür işyerini terk etmeme eylemi yapan
işçiler, önceki gece bir arkadaşlannın dü-
ğününe e\ sahipliği yaptılar. Susurluk
skandalının ikinci yılında gemici fenerle-
ri ile 'adaletarayan'Özgürlük ve Dayanış-
ma Partisi Balıkesir örgütü ise bu kez SE-
KA işçileri için eylem yaptı. Önceki ak-
şam saat 19.00 sıralannda Kurtdereli Ver-
gi Dairesi önünde toplanan ÖDP'liler, SE-
KA işçisi için adalet isterken, "SEKAhal-
kındır saülamaz". "SEKA kapaülamaz"
sloganlan attı.
Balıkesir muhabirimiz Coşkun Ya-
man'ın bildirdiğine göre, ÖDP ll Başka-
nı Niyazi Akdeniz, eylemde yaptığı ko-
nuşmada, SEKA'nin saülmasının sadece
çalışanlann değil, esnafından pazarcısına,
köylüsünden kentlisine kadar tüm halkın
sorunu olduğunu vurguladı. Akdeniz, şun-
lan söyledi:
"Ülkemizde 75 yıldır kâgıt ihtivacını
karşılayan SEKA'nnı özelleştirUmesi yurt-
taslanmızın aklına "SEKA'yı kıme hibe
edıyorlar' sorusunu getirrvor. Meclis par-
tilerinin hepsi kamu kuruluşlannı kendi
yandaşlanna hibe ediyorlar. Ama bu ku-
rumlann gerçek sahipleri işsizliğe, yoksul-
luğa terk edih>or. Bu kurumlann kapaül-
ması, sanlması sadece bu kurumlarda ça-
hşanlann sorunu değUdir. SEKA kapaöür-
sa Balıkesir'deki issizkr ordusu daha da
büyür, zaten siftah yapamavan esnaf ifla-
sa sürüklenir. Herkes SEKA'nuı kapanl-
masuıa karşı büyük bir mücadele vçren
SEKA işçisinin yanuıda yerini ahnaudır."
SEKA lzmit Müessesesı ise önceki gün
mutlu bir olay yaşadı. AA'nın haberine
göre, fabrikada 16 yıldır buhar bakım us-
tası olarak çalışan ve önceki gün Nehabat
Dinçay (24) ile hayatını birleştiren Kemal
Akyel (32) salondaki düğün törenine git-
meden önce, fabrikada direnişte olan ar-
kadaşlannı ziyaret etti. "SEKA kapatüa-
maz" yazılı pankart taşıyan çift, işçilerle
birlikte, "Yılgınhk yok, direniş var" ve
U
SEKA halkmdu-, kapaülamaz" diye slo-
ganatrı.
Damat Akyel, kapatma karanna sonu-
na kadar direneceklerini belirterek, "Bu
fabrikavı, kapatma karannı alanlar kur-
madL Bu fabrika. halktan toplanan vergi-
lerfe kuruldu. Fabrikayi bu hale biz değil,
kapatma karannı verenler getirdi. SE-
KA'nm kapatdmasma izin vermeyeceğiz
n
dedi. Direnişteki işçilere moral vermek
amacıyla tutulan davul zurna ekibinin eş-
liğinde, çalışma arkadaşlanyla birlikte oy-
nayan çift daha sonra alkışlar arasında,
düğün töreninın yapılacağı salona ugur-
landı.
ErdalAtabek
khaplannı
imzpkuh
Gazetemiz yazan Erdal Atabek,
önceki gün Taksim Cumhuriyet
Kitap Kulübü'nde kitaplannı
imzaladL Yaklaşık Ûd saat
boyunca okurlan\ la söyleşen
Atabek, Türkiye'nin sorunlannı
mizahi biçimde yorumladı.
Türkhe'de İngilizcenin. marka
isimlerinden günlük konuşma
düine, tamanuyla yerleştiğini
belirten Erdal Atabek,
"Ingflizcenin resmi dil olmasım
öneriyorum" dedi Ellinin
üzerinde okurun kabldığı
söyleşinin ardından Atabek
kitaplannı imzaladı.
tNLANMA
EMRE KONGAR
İsviçre'ye Gidebilseydim
Ne Anlatacaktım
Her şey Ruhat Mengi'nin 13 Ekim 1998 Salı
günkü bir telefonu ile başladı.
Mengi, son "Türban gösterisi" konusunda soh-
bet etmek için aramıştı.
Laf arasında, "Şu anda herhalde bavulunuzu fi-
lan topluyorsunuzdur, ben sizi fazla tutmayayım"
gibi bir söz etti.
Ben de "Anlamadım" dedim, "Ne bavulu?".
"Isviçre'de bir toplantıda konuşuyormuşsunuz;
konuşmacılar arasında adınızı görünce, 'Acaba
ben de gidip şu toplantıyı dinlesem mi?' dedim
kendi kendime" diye yanıt verdi Ruhat Mengi.
Neyse, öğrendim ki, kısa adı EATA, açık adı,
"European Association of Turkish Acade-
mics" (Avrupa Türk Akademisyenler Birliği) adlı
bir kuruluşun Isviçre'nin Lozan kentinde 16-17
Ekim tarihlerinde düzenlediği "1923'ten 2023'e
Türkiye Cumhuriyeti" isimli bir toplantıda ko-
nuşmacı imişim.
Yani "konuşmacı" olarak adımın ilan edildiği
toplantı Isviçre'de ve ben bunu Istanbul'da, top-
lantıdan sadece üç gün önce, ancak bir rastlantı
sonucu öğreniyorum.
Derken aynı gün faksımdan bir davetiye tasla-
ğı çıktı: Eksik olmasınlar, toplantıyı düzenleyenler,
beni açış oturumunda, çok önemli bir konuda ko-
nuşturmaya karar vermişler.
Hoş geldin konuşmalanndan sonra TBMM Baş-
kanı Hikmet Çetin, açılışı yapıyor, ondan sonra
da ben, "Türkiye Cumhuriyeti'nin 75 Sene Için-
deki Muhasebesi" isimli bir konuşma yapıyorum.
Aynca adımın yanında bir de asteriks var ve
aşagıdaki notta, asteriksli adların henüz kesinleş-
memiş olduğu söyleniyor.
Ben bu faksı alınca müthiş telaşlandım.
Çok az süre olmasına karşın, "Beni çok önem-
semişlerve çokmühim biryere koymuşlar" diye-
rek, üç ayn yurtiçi toplantımı iptal ederek yola çık-
mayı düşündüm ve derhal, fakslanan belgenin al-
tındaki uluslararası telefon numaralannı aramaya
başladım.
Hiçbirinden yanıt a/amadım.
Zaten bu fakstan kısa bir süre önce, neden ara-
dığını söylemeyen ama, telesekreterime EATA'dan
olduğu notunu bırakan birinin verdiği numarayı
da aramış ve yine yanıt alamamıştım.
Derken, sevgili Ruhat Mengi ile yeniden konuş-
tuk ve bana kendisine gelen resmi davetiyeyi faks-
ladı.
Bu davetiyede de (onayım hiçbir biçimde alın-
mamış, bırakın onayımın alınmasını, bana haber
bile verilmemiş olduğu halde) bu kez, kesin prog-
rama göre, toplantının ikinci günü bir panelist ola-
rak gözüküyordum.
Neyse sözü fazla uzatmayayım, toplantıyı dü-
zenleyenlere ulaşmak için gösterdiğim umutsuz
çaba sonuç vermedi ve ben yine eski programı-
ma döndüm.
Şimdi gelelim, İsviçre'ye gidebilseydim ve ba-
na önerilen ilk konuş/nayı yapabilseydim ne der-
dim, nasıl bir "muhasebe" yapardım? "
1C
*
• • • •••
Konuşmamın ana çizgileri şunlar olurdu:
1) Imparatoriuktan Cumhuriyete geçiş. Musta-
fa Kemal Atatürk ile Anadolu halkının birlikte
gerçekleştirdikleri, tarihe aykırı bir olaydır.
2) Çünkü Birinci Dünya Savaşı, "aydınlanma"
ve "sanayileşme" devrimlerini kaçırmış, bu ne-
denle de güçsüz düşmüş Osmanlı Imparatorlu-
ğu'nu, bütün öteki çağ gerisi kalmış imparatorluk-
lar gibi tasfiye etmişti.
3) Zaten "sanayi aşamasına" geçemediği için
yok olan bir imparatorluk, bir de bu yok olma sü-
reci içinde sürekli savaş kaybettiği için, ne insan
gücü kalmıştı, ne silah, ne de cephane.
4) Burada iki beklenmedik olay birden gerçek-
leşti.
Birinci olarak, Anadolu halkı, Birinci Dünya Sa-
vaşı'nı kazanan devletleri ve ayrıca, batıdan sal-
dıran Yunanlılar ile doğudan saldıran Ermenileri ve
her yerdeki padişah yanlısı isyancıları yendi.
İkinci olarak, bu zafer sonunda, içi boş olarak
kurduğu ve hiçbir biçimde ekonomik, siyasal, top-
lumsal ve kültürel altyapısı olmayan bir ulus-dev-
leti 75 yılda uygar dünyanın bir parçası haline ge-
tirerek bir beklenmedik olayı daha gerçekleştirdi.
5) Bu çerçevede doğal olan, tarihin normal akı-
şına uygun olan sonuç Sevr Antlaşması'dır. Lo-
zan, "Kurtuluş Savaşı mucizesinin", tarihin akışı-
nı tersine çeviren bir sonucudur.
Türkiye'nin bugün Batı dünyası ile her konuda
aşık atabilecek bir düzeye gelmiş olması da ikin-
ci bir tarihsel başandır.
6) Bugün, endüstriye dayalı "ulus-devlet" he-
define doğru yol alırken, "ekonomik büyûme",
"toplumsal kalkınma", "insan hakları", "hukuk
devleti", "demokrasi" konulannda "tarikat ve çe-
te devleti bağlamında" bazı sorunlar yaşamak-
tayız. Fakat bu sorunlar, 21. yüzyılda, "bilgi top-
lumu" modeli çerçevesinde mutlaka aşılacaktır.
7) Sevr'e karşı Lozan'ı; sömürge bir Konya Dev-
leti'ne karşı bağımsız birTürkiye Cumhuriyeti Dev-
leti'ni yaratmış olan bu halk, bunun sonunu da
getirecektir.
Başkent sokaklannda çalışan çocuklar raporu
'Sokaklar en acımasız
ve en tehlikeli işyeri'
EVtNGÖKTAŞ
ANK4RA - Sokağın, sokak çocuklan
için "en acımasız ve tehlikeli bir işyeri" ol-
duğu vurgulandı. tçinde bulunduklan ko-
şulîar nedeniyle zaman zaman işledikleri
suçlaryüzünden toplumdabüyük tepki top-
layan sokak çocuklannın, çeşitli gruplara
aynldığı, suça en yatkınlannın ise genelde
15 yaş üstünde bulunan "§okakçeteleri''nin
olduğu bildirildi. Sokak çeteleri içinde yer
alan çocuklann hemen hemen tümünün po-
liste suç dosyalannın bulunduğu belirtildi.
Ankara sokaklannda çalışan çocuklarla
ilgili hazırlanan bir raporda. yetişkinler ara-
sında pek çok kişinin bu çocuklan "tehü-
keli küçük canfler" olarak gördügü kayde-
dildi. Ankara Büyükşehir Belediyesi 1LO-
IPEC Ankara Sokaklannda Çalışan Ço-
cuklar Projesi Yöneticisi Ahmet Ozyanık,
başkenttekı sokak çocuklan ile ilgili hazır-J
ladığı raporda, bu çocuklann 5 ayn grup-!
tan oluştuğunu bildirdi. Ahmet Ûzyanık,*
raporunda, Ankara'da pek yaygın olmasa*
da. küçük fahişelerin, kaybolmuş çocukla-'
nn, terk edilmiş çocuklann da soİcaklarda*
bulundu|unu anımsattı. ".
ODTÜ Sosyoloji Bölümü Öğretim Üye-Î
si Doç. Dr. YusufZivaÖzcan. Emniyet Ge-;
nel Müdürlüğü Küçüklen Koruma Şube-;
si'nin bu çocuklara bakış açısını ve statü-*
sünü değıştırmesini önererek bu tür şube-"
lerin atama ve tayinlerde "sürgün yeri" ola- î
rak görülmemesini istedi. Mımar Sinan"
Üniversitesı Sosyoloji Bölüm Başkanı •
Prof. Dr. Esin Küntay da, "PoHs ve Çocuk
Dişkfleri'' konusunda hazırladığı bir rapor-
da, polisınbuçocuklan sadece sokaklardan
toplayıp aılelerine teslim ettiğini, soruna'
temelden çözüm getirmediğini ileri sürdü.