Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 EKİM 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
40 hâkim ve savcı hakkında 'tarikat bağlantılan' olduğu gerekçesiyle soruşturma başlatıldı
Yargıda büyük soruşturma• Başbakanlık Takip Kurulu'na
türban eylemiyle FP'niıı organik
bağına iîişkin bir şikâyet dosyası
sunuldu. Ankara Belediye
Meclisi bağımsız üyesi
Muzaffer Saraç, Ankara'daki
tüm türbanlı eylemlerin
karargâhı olan bir yurdu
belediyeye bağlı BELPA
şirketinin işlettiğini belirtti.
ANKARA (Cumhurryet Bürosu) -
Adalet Bakanlığı, adli ve idari yargıda 40
hâkim ve savcı hakkında soruşturma baş-
lattı. Başbakanlık bünyesinde oluşturu-
lan Başbakanlık Uygulamayı Takip ve
Koordinasyon Kurulu, adli ve idari yar-
gıda görev yapan 40 hâkim ve savcı hak-
kında hazırladığı raporu Adalet Bakanlı-
ğı'na iletti.
Kurulun raporunda, 40 hâkim ve sav-
cının, "tarikatiarla bağlanolanıun oldu-
ğu, tarikat örgütlcnmesinde rol oynadık-
lan. kadın eli sıkmadıklan. haremiik-se-
lamlık u> guladıklan" iddıalannda bulu-
nuldu.
Bu rapor üzerine Adalet Bakanlığı Tef-
tiş Kurulu Başkanlığı geçen günlerde ha-
rekete geçerek, öncelikle Edime, Malat-
ya, Konya, Karabük, Erzurum, Elazığ.
Kars ve Ağn illerine müfettiş gönderdi.
Bu illerin dışındaki i! veya ilçede gö-
rev yapan ve soruşturma çerçevesinde adı
geçen diğer hâkim ve savcılar için de
Adalet Bakanlığı Ceza tşleri Genel Mü-
dürlüğü. ilk aşamada sicil dosyalan üze-
rinden inceleme başlattı. Bu hâkim ve
savcılar hakkında gerekli görülürse mü-
fettiş gönderilerek soruşturma yapılacak.
Hem müfettışlerin hem de Ceza lşleri Ge-
Denizkurdu, iki bürokratın yetkisini durdurdu
ANK.\RA(CumburiwtBfin«sn)-Ada-
let Bakanı Hasan Denizkurdu, bakanlık
içi kadro operasyonu başlattı. Denizkur-
du, eski bakan MehmetAğardöneminden
bu yana cezaevlerinde MHP'li kadrolaş-
mayı sağlayan Ceza ve Tevkifevleri Ge-
nel Müdürlüğü'nde görevli bürokratlar
Sadık Yakut ile Osnıan Uhıduz'iin yetki-
lerini durdurdu.
Genel müdûrlükte daire başkanı olan
Yakut, cezaevlerindeki personelin atama
ve tayin, aynı yerde tetkik yargıcı olarak
çahsan Uludüz de hükümlü ve rutuklula-
rm sevk ve nakil işlerinden sorumhjydu.
Uhıdüz, 1995 genel seçimlerinde Kayse-
ri'den MHP milletvekili adayı olmuş, an-
cak partinin barajı asamaması nedeniyle
milletvekili seçilememişti.
Adalet Bakanlığı çevrelerinden alınan
bilgiye göre, 1992'e kadar bakanlıkta tet-
kik yargıcı olarak çalışan Uludüz. yoğun
politik çalışmalan yüzünden SeyfıOktay
döneminde Bursa Orhangazi Cumhuriyet
Savcılığı'na tayin edıldi. Mehmet Ağar'ın
bakan olmasıylabırlıkte yetkili olarak Ce-
za ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'nde
görevlendirilen Uludüz. ŞevketKazan ta-
rafindan hükümlü ve tutuklulann sevk ve
tayin işlerinden sorumlu daire başkanı ya-
pıldı. Uludüz, daire başkanlığı sırasında
iddiayagöre ülkücü çek-senetmafya lide-
ri Kürşat Ydmaz'ın Burdur cezaevine
nakledümesinde etkili oldu.
Uludüz, 1996 yılında Kazan dönemin-
de hazırianan yaklaşık 1300 kişilik yargıç
ve savcı kararnamesiyle Istanbul Cumhu-
riyet Savcılığı'na atandı. Sadık Yakut da
aynı kararnameyle Ankara Cumhuriyet
Savcılığı'na tayin edildi. Ancak, daha son-
ra Kazan, Uludüz ve Yakut'u gönderme-
yip bakanlıkîa yetkili olarak çalıştırmaya
başkdı.
Alınan bilgiye göre Denizkurdu, ani bir
kararla Uludüz ve Yakut'un yetkiterini el-
lerinden alarak cumhuriyet savcılığı gö-
revterine dönmelerini istedi.
Uludüz ve Yakut'un, bakanlıktakalmak
için geçici bir süreyle rapor alıp yoğun
kulis faaliyetleri yürüttükleri öğrenildi.
Denizkurdu'nun önümüzdeki günlerde
poütıze olmuş bazı bürokratlan da degış-
tireceği ileri sürûldü.
nel Müdürlüğü'nün bu savcı ve hâkımler
hakkındaki soruşturmasının halen devam
ettiği bildirildi.
Müfettiş raporlannda söz konusu hâ-
kim ve savcılar hakkındaki iddialann ger-
çek olduğu anlaşılırsa, Adalet Bakanlığı
Teftiş Kurulu Başkanlığı, "meslekten ih-
raç" veya "disiplin cezası" verilmesi şek-
lindeki taleplenni Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu'na götürebilecek.
FP'lı Melih Gökçek'in yönetimindeki
Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı
Ankara Eglence Dinlenme ve SporTesis-
leri tşletmecüiği AŞ'nin de (BELPA) ya-
salara aykın biçimde kız öğrenci yurdu iş-
lettiği ortaya çıktı. Büyükşehir Belediye
Meclisi bağımsız üyesi Muzaffer Saraç,
Ankara'daki tüm türbanlı eylemlerin ka-
rargâhı olduğu iddiasıyla yurdun araştı-
nlması için Başbakanlık Takip Kurulu'na
başvurdu.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teftiş Ku-
rulu'nca hazırianan inceleme raporuna
göre, mülkiyeti Ankara Büyükşehir Be-
lediyesi'ne ait Çaldıran Sokak 18 numa-
rada bulunan yurt binası 12 Kasım 1996
tarihinde BELPA'ya kiraya verildi. Halen
BELPA tarafindan işletilen yurt için be-
lediye ile BELPA arasmda 20 Aralık 1996
tarihinde düzenlenen kira sözleşmesini
mal sahibi olarak Ankara Büyükşehir Be-
lediye Başkanlığı adma Genel Sekreter
Vekili NihatŞahin imzaladı. Ancak söz-
leşmede yurt bmasının ıhaleyle verildi ği-
nın ilen sürülmesine karşın müfettişlenn
raporunda 2886 sayılı Devlet thale Yasa-
sı'na uygun herhangi bir ihale yapılma-
dığı belirtildi. Raporda öğrenci yurdu iş-
letmesinin, BELPA şirketinin amaç ve
konusuyla bağdaşmadığı da kaydedildi.
Muzaffer Saraç, dün Başbakanlık Ta-
kip Kurulu'na sunduğu dilekçede, 11
Ekim Pazar günü ülke çapında "İnanca
saygı ve düşünce özgürlüğü için d efe" adı
altında yapılan iıticai eylemin Ankara'da-
ki uygulamasında başrol oyuncusunun
MeHh Gökçek olduğunu savundu. 1996
Kasım ayından bu yana Ankara'da yapı-
lan tüm türban eylemlerinin Melih Gök-
çek tarafindan organize edildiğini belir-
ten Saraç, kanıt olarak BELPA tarafin-
dan işletilen kız öğrenci yurdunu göster-
di. Yurtta kalan 220 kız öğrenciden
200'ünün türbanlı olduğunu bildiren Sa-
raç, pazar günü yapılan irticai eylemler-
de ögrencilerin FP araçlanyla eylem ye-
rine taşmdığını anımsattı. Müfettişlerin
raporunda aynca BELPA'nın Milli Genç-
lik Vakfi Neşriyat Ticaret ve Sanayi AŞ
tarafindan yayımlanan Kıvılcım dergisi-
ne 29 Mayıs 1996'da 11 miryon 500 bin,
31 Temmuz 1995'te de 13 miryon 43 bin
478 liralık reklam verdiği belirtildi. An-
kara DGMBaşsavcılığTncabaşlatılanin-
celemenin de, Fazilet Partisi'nin yan ku-
ruluşu olan Milli Gençlik Vakfi hakkın-
da daha önce başlatılan soruşturma kap-
samında yürütüldüğü bildirildi.
Soysal, SEKA için konuştu
'Tüm sendikalar
bu eyleme
destek vermeli'
ALİAYAROĞLU
ZONGULDAK-Zongul-
dak bağımsız milletvekili
MümtazSoysal, özelleştirme
girişımcilerini Kurtuluş Sa-
va$ı'ndakivi}gal kuvvetlen-
ne benzeterek "Cumhuri-
yet'in 75. yılında, Cumhuri-
yet döneminde kurulan ka-
mu mauannın peşkeş çekü-
mesini engelleyecegiz" dedı.
Özelleştirme Yüksek Ku-
rulu'nca (ÖYK) kapatılma-
sma karar verilen tzmit SE-
KA Fabrikası'nda işçiler ta-
rafindan başlatılan eyleme
Çaycuma SEKA işçilerinın
desteği sürüyor. Önceki gün
Çaycuma'ya gelen Mümtaz
Soysal. eylemdeki işçilerin
eş ve çocuklan tarafindan
fabnka girişinde "SEKA bi-
zimdir. kapaülamaz", "SE-
KA'ya uzanan eUer kuiisın".
u
Bacalartütecek.MesutYıl-
maz gideeek" sloganlan ile
karşılandı. Soysal burada
yaptığı konuşmada. SEKA
işçilerinin başlatmış olduğu
eylemlerin Türkiye için bir
dönüm noktası olduğunu be-
lirtti. Başkanı olduğu Kj-
GEM'in SEKA'larla ilgili
rapor hazırladığını anımsa-
tan Soysal, sözlerini şöyle
sürdürdü: "SEKA'lann hur-
daya dönüştüğü iddialan
baştan sona yalan. Birim yap-
tığunız tespirJere göre fabri-
kalar bilerek hurdavadönüş-
türüldü. SEKA'lardaki tek-
nolojilerin yenilenmesi için
gereken para buiunmaz nite-
Milliyet'te
karışıklık
İstanbul Haber Ser\isi -
vlilliyet gazetesi yönetici ve
^azarlan, dün yaptıklan
oplantıda gazetenin yeni
jatronaj yapısı içinde ayak-
aduramayacağı, kendileri-
ıin de bu yapı içinde çalış-
nak istemediklen konusun-
la görüş birliğine vardılar.
Milliyet'in yeni patronu
•Csrkmaz Yiğit. gazetenin
:sii sahibi Aydın Doğan'm
>casında gerçekleştirilen
oDİantıdan, koordinatörü
(f"jşar Eroğlu'nu telefonla
ınyarak haberdar oldu. Bu
îdişmeler üzerine Kork-
ruz Yiğit'in "gazeteyi Ay-
ln Doğan'a devretmeye
t«k olduğunu belirttiğT
><renildi. Bu sırada Aydın
iğan, Yaşar Eroğlu ile
vlliyet Genel Yayın Yö-
ıtmeni Derya Sazak'ı te-
<bnla arayarak gelişmeler
ıkkında bilgi aldı. Do-
m"ın, hafta sonuna kadar
jrkmaz Yiğit ile görüşe-
ı gazeteyi geri alma ko-
ısunu değerlendireceği
lirriliyor.
likte para değiL tzmit SEKA
26 mihon dolar para ile kur-
tanlabilir. Bu para >ok deni-
liyor. İki ay önce SEKA'nın
sahibi olduğu 20 trityon de-
ğerindeki fidanlık araziyi
Ford fabrikasına vearek eV
dençıkardılar. Bunun75rril-
\onluk kısmını satsanız fab-
rikavı yenilersiniz. Bunlar
kamunun matanı peşkeş çek-
meyi kafalanna km muşlar.*"
Soysal, TBMM
;
dekı tüm
siyası partilerin özelleştir-
meci olduğunu vurgulayarak
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Artık dünyada özelleştirme
rüzgân esmi>or. SEKA dire-
nişi kırüırsa. Türldye'de ozel-
leştirme de>-am edecek. Özel-
leştirmeye karşı olanlar vç
tüm sendikalar bu e>leme
destek vermelidir. Hüküme-
tin özelleştirme poütikasının
çökertilmesi gerekiyor. Ben
bunlan tüm işyerlerini geze-
rek anlatacağım. Bu birdire-
niştir. Tek başıma da kalsam,
doğru bildiğimi söylemeye
de\am edectğim. Artık özel-
leştirmenin karşısında olan-
lar yainız değil. Her zaman-
kinden daha güçlü. Bugün
özelkşurmecikrin söyledik-
lerini 1919'da ışgal ku\\et-
leri' söylüyordu.Dahasonra
Türk ulusunun ne olduğunu
onlara gösterdik. Cumhuri-
yet'in 75. yıhnda, Cumhuri-
yet döneminde kurulan ka-
mu maUannın peşkeş çekil-
mesini engelleyeceğiz. Bu te-
sisleri sonuna kadar konıya-
cağız."
Semah Kühür ve Araşörma Vakfi Başkanı Lütfü KaktL, dün tstanbul Adliyesi önûnde basın açıklaması yapü.
Kutatıa 5 mit\wiıktauMtuttdcMisı
tstanbul Haber Servisi- Alevi örgütleri, Nusayriliğin
sapık Alevi anlayışı olduğunu iddia eden FP Genel Baş-
kam Recai Kutan hakkında 5 milyar liralık manevi taz-
minat davası açtı. FP'nin kapatılmasını isteyen davacı
Aleviler, Recai Kutan'ın, parti başkanlığından ve mil-
letvekilliğinden istifa etmesini istediler. Semah Kültür
ve Araştırma Vakfi Başkanı Lütfu KaleK, dün istanbul
Adliyesi önünde yaptığı basın açıklamasında, "sapık
Alevi" iftirasında bulunan FP Genel Başkanı Recai Ku-
tan'ı mahkemeye verdiklerini söyledi.
Basın açıklamasına Karacaahmet Sultan Demeği,
Şahkulu Sultan Vakfi, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kül-
tür Vakfi, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Gazi Ceme-
vi, Kartal Cemevi Vakfi, Hacı Bektaş Veli Kültür Der-
neği ve Seyyit Mustafa Derneği temsilcileri de katıldı.
Recai Kutan aleyhine açılan davada Lürfü Kaleli'nin
avukatlığmı üstlenen Ismail Hakkı Gülhan, RP'li Şev-
ket Kazan'ın da geçmişte Alevilere yönelik hakareti ol-
duğunu belirterek "Kendi düşünceleri dışındakilere ya-
şama hakkı tanunayan tavırlannı bir kez daha gördük"
dedi.
Gülhan, manevi tazminat davasmın ardından ceza da-
vası da açacaklannı söyledi.
Savcılann FP'nin kapatılması için soruşturma açma-
sı gerektiğini vurgulayan Gülhan, diğer Alevi örgüt tem-
silcileriyle birlikte, Kutan'ın parti başkanlığından ve
milletvekilliğinden istifasını istediler.
istanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'ne sunulan dava
dilekçesinde, Recai Kutan'ın, 6 Ekim 1998 tarihinde FP
grubunda yaptığı konuşmada, Alevi ınsanlannın hepsi-
ni, sapık aşağılanmış bir mezhebin mensuplan gibi gös-
terdiğı iddıa edildi.
Alevilerin şahsiyet haklanna ağır bir tecavüzde bulu-
nulduğu savunulan dilekçede. "Açıkçagörülrnektedirki,
davan, konuşmasında bilerek kullandığı ifadeler ik Ale-
vi vatandaşlanmızı büm esinde banndıran davacrya ağır
bir hakarette bulunmuşrur" denildı.
Üç sayfahk şikâyet dilekçesinde şu değerlendirme
yapıldı: "Anayasada kişinin üıana güven alünaalındığı-
na, Idşi de istediği biçimde inanç ve düşünce özgüriüğü-
ne sahip bulunduğuna, düşünce inancına başkalannın
saygı ve hürmet göstennesi gerektiğine göre, benimsedi-
ği dini ilke ve kuraüar o kişinin şeref ve haysiyetinin bir
bölümünü teşkil eder. Kişi, mensubu olduğu bu inancın-
dan dolayı da toplum içinde buna göre saygı ve hürmet
görür. Bu değer hükümleri şahsuı kişilik hakiannın,özel-
likk şeref ve haysrvetinin aynlnıaz bir bölümünü teşkil
edeıf
MTA incelemesi
Polisin
kaçak
sondajı
kapatılacak
LEVENTGENCELLİ
BURSA - Bursa'nın doğal
sıcak su kaynaklanndan en
önemlisini tahrip eden ve şifa-
u sulann günlerce Bursa so-
kaklannda boşa akmasına ve
yüzyıllardır kullanılan iki
önemli kaynağın kurumasına
yol açan Emniyet Genel Mü-
dürlüğü'nün kaçak sondajının
kapatılması kararlaştınldı.
Başbakan MesutYdmaz'ın ta-
limatıyla gelişi öne alınan je-
oloji mühendisı Erdoğan CH-
mez'in, MTA adına yaptığı ilk
incelemede, patlatılan kayna-
ğuı yakımnda yeni bir sondaj
yapılması ve bu yolla kaçak
sondajuı debisinin düşürüle-
rek kapatmanın gerçekleştiril-
mesi planlandı. Kaynağın ya-
kımnda yer araştırması çalış-
malan 1-2 hafta sürecek.
Otelciler adma Güney Mar-
mara Turistik Otelciler Birliği
Başkanı Işık l ğurtugu'nun da
izlediği çalışma sonrasında,
kaçak sondajm kapatılabilme-
si için çözümler üretildigi öğ-
renildi. Bulunan ilk çözüme
göre, sondaja yakm bölgede,
MTA denetiminde kontrollü
sondaj yapılacak ve kaçak son-
dajın debisi düşürülmeye çalı-
şılacak. Kontrollü sondaj ba-
sanlı olursa rehabilitasyon
merkezindeki kaçak sondaj
kapatılacak ve sıcak suyun bo-
şa akması önlenmeye çahşıla-
cak.
Otelciler ve kaplıca işletici-
leri, bulunan ara çözümün de
geçici olduğunu, bu çalışmala-
nn Emniyet Genel Müdürlü-
ğü'nün yaptığı büyük yanlışı
örtmeye yönelik olduğunu sa-
vunuyorlar. Otelciler, "Vakıf-
bahçeveZeyni Nine kaynakla-
n >ine kuru kalacak. Öperas-
yon Başbakan Yıunaz'ın, 'Bu
sondajı kapatın' taümatinıve-
rine getirme ve bizlerin ağzma
birparmakbalçalmaknr"dı-
ye konuşuyorlar.
6 Ekim 1998 Salı günü pat-
latılan ana damardan su boşa
akarken Çekirge'deki çevre
katliamına yönelik yerel yöne-
ticilerin bildiklerini aktarama-
dıklan ve polis baskınından
çekindikleri de öne sürülüyor.
Bursa Büyükşehir Belediye
Başkanı Ertfcm Saker'in, "Bi-
Zİni SOrumlUİUk alanımıyıia
degfl" diyerekkenaraçekildi-
ği; Bursa DSl ve Vakıflar Böl-
ge Müdürlüğü yetkililerinin de
görev alanlannda olduğu hal-
de suç duyurusunda bulunma-
dıklan aktanlıyor.
CHP Parti _Meclisi üyesi
avukat Şenay Özaray, dün dü-
zenlediği basın toplantısında,
sondajı ve inşaatı eleştirerek
sorumlular hakkında gereği-
nin yapılmasını istedi. Bursa
Akademik Odalar Birliği'nin
de kaçak sondajla ilgili incele-
me başlattığı, Bursahlar adma
sorumlular hakkında dava aç-
maya hazırlandığı öğrenildi.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Gücün Sınırı. Denetimi
ve Sokağın Gücü
Söz, sanıyorum Thomas Hobbes'e aitti. 8. Hen-
ri'nin abartılı talepleri karşısında kımi danışmanları
"Olmazefendim", "Yapamayız, yapamazsınızefen-
dim" gibisinden itirazlar ileri sürerken Hobbes, "A-
man dikkat edin" diye uyanyordu kralın danışman-
lannı, "Canı ne isterseyapar ve kimse ona engel ola-
maz Siz böyle davrandıkça, gücünün sınırı olma-
dığını anlayacak, aman dikkat..."
Ama uyanlan hiçbir yarar getirmedi ve 8. Henri,
abartılmış bir dizi talebryle birlikte Ingiltere'yi Kato-
lik Kilisesi'nden kopartarak Ingiliz Ulusal Komite-
si'ni kurdu ve tüm haşmetiyle (!) başına geçti. Bu sü-
rece rtiraz eden diğer kimi görevliler gibi bu arada
dürüst bir insan olan Thomas Hobbes'in de kafası
gitti...
8. Henri hiç kuşkusuz gelişmekte olan ya da or-
taya çıkmakta olan Ingiltere burjuvazisinin adına ha-
reket ediyordu ve yetkisinin kökenini papalıktan ayır-
dığı için göreceli olarak "ilerici" bir hareket içindey-
di. Ve bu süreç, Ingiltere'de demokrasinın, Krta Av-
rupası'na oranla daha önce ortaya çıkmasının ne-
denlerinden biri olacaktır. Fakat bu, bambaşka bir
konudur.
•••
Siyasal ve toplumsal güç; hem tanımlanması hem
de sınınnın belirienmesi çok güç bir olgudur. Hatta
kimi zaman 8. Henri ömeginde olduğu gibi gücün
sahibi olan kişi, elindeki gücün sınırtan hakkında fi-
kir sahibi olmayabilir. Ancak atmak istediği her adı-
mı attıkça, önüne hiçbir engel çıkmadığını ya da çt-
kamadığını gördükçe, gücünün sınırlannı ya da sı-
nırsızlıklannı anlar.
Ancak herkes 8. Henri gibi talihli olmaz. Kimi za-
man da elindeki gücü olduğundan fazla ve hatta sı-
nırsız sananlar, kafalannı "taşın sertine" vuruverir-
ler. Işte o zaman müthiş bir pişmanlık duygusuna ka-
pılıriar, ama artık çok geç olur.
Gerçekten insanlann ellerindeki gücün sınınfiı
saptayabilmeleri, son derece önemlidir. Bu konu,
satt devlet yönetimine değgin konularda değil, top-
lumsal yaşamın tüm aşamalannda insanlar ve hat-
ta toplumlar açısından son derece önemli bir sap-
tamadır.
• • •
Tarihte ve günümüzde örneğı pek görülmediği
için şaşırtıcı bir iddia olacak, ama toplumsal yasam
içinde; en büyük, hatta sınırsız güç, "toplumun gCh
cü"dür, yani sokağın gücüdür.
Tarihin hangi evresinde olsun ve ne tür bir yöne-
tim altında bulunuriarsa bulunsunlar, sokağın gücü,
en büyük güçtür. Fakat bu güç, orgütlü olmadığı için
ve neredeyse örgütlenmesi olcnak dışı bulunduğu
için önemi ve değeri pek anlaşılmaz.
Fakat özellikle son birkaç yüzyılda sokağın kısmerı
örgütlenerek sesini duyrduğunu da gözlüyoruz. Ve
kimi yöneticilerin de bu sınırsız gücü görerek, bu gü-
cü örgütlediklerini ve iktidariannı perçinlediklerini
görebiliyoruz. özellikle 20. yüzyılın kimi diktatörleri,
ellerindetuttuklan devlet gücüne ve devlet gücünün
uzarttılannı ellerinde tutan arkadaşlanna pek güven-
medikleri için sokağı ellerının altında bulndurmak ve
gerekirse bu gücü kullanmak ıstemişlerdır.
Ancak bu tür örneklere karşın, sokağın gücünün
bilincinde ve ayırdında olanlar fazla değildir.
• • •
Tüm bunlan kaleme almamın nedeni, geçenlerde
başı boş dört çocuğun işledikleri korkunç cinayet ve
bu cinayet sonrasında ortaya çıkan gelişmeler oldu.
Kimileri bu çocuklan (haklı duygusal nedenlerle) linç
etmeye çabalarken kimileri de (gene haklı duygusal
nedenlerle), neredeyse acınacak fotoğraflarçizdiler.
Bu tartışmaya katılmak gibisinden bir nıyetim as-
la yok, Benim değinmek istediğim bambaşka bir
konu var.
Biryasa devletinde (hukuk devleti demiyorum), in-
sanlann yasalara uymalannın temel nedeni; yasala-
nn yaptınmlanndan korkmalan değil, "yasalara uy-
makgerektiği" konusundaki düşünceleri ya da bel-
ki bir başka deyişle, "yasalara duyduklan saygı"d\r.
Eğer insanlardakı bu düşünce değişir ya da saygı
kaybolursa, kolluk kuvvetleriyle düzenin sağlanma-
sı ve yasalann egemen kılınması mümkün olmaz.
Bugün Istanbul'da hangi kavşakta ve trafik ışığın-
da arabanızı durdurursanız, hemen arabanızın etra-
fını birkaç çocuk çeviriyor. Çoğunun ellerinde kirii bir
bez parçası, sözde arabanızın camını silmek ve bah-
şiş almak istiyoriar. Çoğu uyuşturucu alışkanlığının
başlangıcında olan bu çocuklar, hiçbir yasa tanımı-
yorlar.
Aynı şey, banliyö trenlerindeki çetelerde, sokak-
lan parselleyip park parası toplamak isteyen "bıç-
kınlarda" vs. görülüyor. Kaldı ki toplumumuzdaki
tüm ekonomik faaliyetler, mesleki mafyalann eline
geçmiş durumda. Meyve ve sebze halinden tutun,
hamallar kâhyalığına kadar, ihalelerden tutun, güm-
rük kapılanna vs. kadar...
"Tinerci çocuklann" toplanması için o güzel kızı-
mızın katledilmesi mi gerekliydi? Ya diğer "başı bo-
zuklara" sıra ne zaman gelecek?
"Yasalan ihlal etmekle bir şey olmuyor" düşür>
cesi egemen olursa, her köşe başına bir tank dilç-
seniz fayda etmez. :
Çok dikkatli olmak gerekiyor...
h a f t a l ı k s ı y a s e t b ı l ı m k ü l t u r v e s a n a t d e r g ı s ı
17 Ekim'den itibaren
her hafta yazılarıyla
Cemal Hekimoğlu
İlker Maga
Metin Çulhaoğlu
Nadir Koraltan
soL'da
tüm gazete bayilerinde