18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 E K İ M 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 15 Mudtır ile başhekim İskenderun Lisesi R^üdürü Mehmet ECarazi'nin tayini yine Iskenderun'daki Cumhuriyet Lisesi'ne rnüdür olarak çıkmış... Nte ki, tayini çıkar çikmaz hastalanmış; İskenderun Devlet Hastanesi'nden iki ay rapor almış. Bu ayın beşinde raporu bitmiş iki ay daha rapor almış. Raporlu müdürün yerine tayin yapılamadığı için eğitim m üdürsüz başîamış ve sürüyor... Müdürün 1996 yılındaki tayin gibi yjne geri dönmeyi umduğu ve zaman kazanmak için kızı İskenderun Lisesi'nde okuyan başhekim Dr. Süleyman Saygılı ile olan ahbaplığı sayesinde rapor aldığı konuşuluyormuş kentte. Başhekim ise hem müdürle tanışıklığını doğruJuyor hem raporiann doğruluğunu. Müdür kalp hastasıymış ve tayini ile birtikte tansiyonu da fena halde çıkmış. Başhekim, "Sağlığını kazanması bakımından artık müdüıiük yapmaması için kandırdım, herhalde emekliye aynlacak" diyor. lyi ki böyle başhekimler var da müdürlerin hayatı kurtuluyofi Tei: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Elektronik posta: [email protected] - Türkbank'ın satışı durdurulmuş... "Önemli olan Türkive'nin satısını durdurabilmek!" ekstilci, sanayici, medyacı, bankacı ve si- yasetçi ya da özetle işadamı-milletvekilli Ca- vit Çağlar'ın Bursa'daki Yeşilşehir'le ilgili açıklamasını dün aynen yayımladık. Çağ- lar'ın açıklama göndermesine bizim bir yazımız ne- den olmuştu. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e Yeşilşehir'in temeli attırılırken imar durumunu yasa- ya aykırı bulan mahkeme karan Danıştay 6. Daire- si'nce onanmıştı. Biz de Demirel'e, "Yeşilşehir'in yasadışılığı tescil edildi. N'olacak şimdi?" diye sor- muştuk. Hukuk devletinin başında bulunan Demi- rel'in ver(e)mediği yanıtı Çağlar dün verdi. Gelecek ay yine Demirel'e bir bölümünün tapu- sunu dağıttıracağını bildirdiği Yeşilşehir konutları için ne diyordu Cavit Çağlar özetle: "Eski malik Otak Inşaat Mimarlık Mühendislik Anonim Şirketi'nin Demirtaş Belediyesi'nden aldığı yapı ruhsatı mahkemeliktir ve halen Danıştay aşa- masındadır. Yeni malik Mustafa Çağlar adına De- Yeşilşehirmirtaş Belediyesi'nden alınan yapı ruhsatının dava konusuyla hiçbir ilgisi yoktur." önce Danıştay'dan başlayalım... Çağlar, "Danış- tay aşamasında" derken bizim elimizde Danıştay 6. Dairesi'nin E:1997/4515 K:1998/3409 sayılı bir ka- rarı var. Bir davanın Danıştay aşaması çoktan bit- miş. Bu kararda Otak inşaattan sözedilmiyor ama Cavit Çağlar'ın eşi NurseJ Çağlar'ın adı geçiyor. Bayan Çağlar müdahil olarak Demirtaş Belediye- si ile birlikte Bursa 2. Idare Mahkemesi'nin 9.6.1997 tarih ve E:1996/218 K:1997/336 sayılı kararının ip- tali için temyiz isteminde bulunmuş. Temyizi, Yeşilşehir'in imara açılması için istemiş- ler. Danıştay bu istemi reddetmiş. Aynı mahallede peşi sıra gelen ada ve parseller- SESSİZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE de yapı sahibi Nursel Çağlar ile müteahhit Otak In- şaat adına Demirtaş Belediyesi'nden alınan yapı ruhsatları, anlaşıldığı kadarıyla yürürlükten kalkmış durumda. Yani, Yeşilşehir'in bu kısmı yasadışı! Türkiye Cumhuriyeti'nde yargının verdiği kararlar tam uygulansa, hukuk devleti ilkesi eksiksiz geçer- li olsa bugün üzerinde bina biten arsaların aslında tanm alanı olması gerekiyor! Işte tam bu sırada bu kez Cavit Çağlar'ın oğlu Mus- tafa Çağlar adına alınan yapı ruhsatı devreye giri- yor. Baba Çağlar, açıklamasında söz etmese de Mustafa Çağlar'ın yapı ruhsatı ve dolayısıyla Demi- rel'in attığı temeller ve dağıtacağı anahtarlar da mah- kemelik! Bursa Barosu, davaların peşini bırakmı- yor... Bu son davayı yarına bırakalım ve Cavit Çağ- lar'a seslenelim: "Demokrasi ve hukuka saygınız varsa NTV, Olay TV ve Olay gazetenizde Bursa Barosu'na uyguladı- ğınız ambargoyu kaldırın!" Başörtüsü, türban, karaçarşaf, peçe Kırsal kesimdeki Anadolu kadını ge- nellikle başörtüsü takar; büyük ken- te yerleştikten sonra topluma ayak uydurur başını açardı. Istanbul'a gelen kırsal kökenli ve gelir düzeyi düşük ailelerde saçının ba- kımını yaptıramayan kadın, başına al- dığı bir eşarpla sokağa çıkardı; saçı- nın teli inancının göstergesi olmazdı. 1950'li yıllarda Fatih Çarşamba'da bunun tam tersi yaşanır, özellikle Ka- radeniz'den göçenler karaçarşafla- rıyla küçük bir grubun ıçinde kalırdı. Önce karaçarşaf vardı. Türban sonradan çıktı. Siyasal bir simgeye dönüştürüldü. Laik, demokratik, hukuk düzenini yık- mak isteyenlerin sembolü oldu. Ancak bugün türban da yetmiyor. Öte yandan sokağa itilen genç kız- lara ve kadınlara baktığınız zaman türbanlıların hepsi bir değil; kimisi bluzlu, kimisi ayak bileğine kadar par- dösülü; kimisi türbanın altından kafa- sına bir bez daha sarıyor. Sokağa itilen kızların ve kadınların hepsi türbanlı da değil; kimisi karaçar- şaf lı. Sokağa itilen kızlara ve kadıniara baktığınız zaman karaçarşaflıların da hepsi bir değil; kimisi yüzünü açıkta bırakıyor, kimisi ağzını kapatıyor, ki- misi gözlerini de örtüyor kara gözlük- le ya da peçeyle. Hangisi Islam'ın kuralına göre örtü- nüyor? Saçını kapatıp yanaklannı, ağ- zını, alnını açıkta bırakan mı da- ha Müslüman yoksa gözlerine kadar örtünen mi? Iran'da, Su-( udi Arabistan'da kadınlar neden türban takamıyor? Afganis- tan'da kadınlara karaçarşaf neden yetmiyor, bir de peçe gerekiyor? Nur suresinin neresinde türban ya da ka- raçarşaf yazıyor? Ahzab suresini ne- den kimse okumuyor? TGSD'den Cumhuriyetyürüyüşü Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği ( f GSD) Cumhuriyet'in 75. yıl kutlamalan çerçevesinde 21 Ekim Çarşamba günü "Cumhuriyet Türkiye'ye :ok Yakışıyor" sloganı ile bir geçit düzenleyecek. TGSD'nin yürüyüşiine işadamları. mankenler, sektör çalışanları katılacak. Taksimden başlayıp Tünel'de son bulacak olan yürüyüşte mankenler özel bir koreografi eşliğinde giyim sektörünün önemli firmalanna ait kıyafetleri sergileyecek. 3amştay, Türkçe ve ıııatematik nağdurlarını sevindirmedi Istanbul Haber Servisi - Danış- ly, ünıversıteye gınş sınavında. )syal biIimleralanında eğitim ve- :n bazı fakültelere girişte Türk- ;-matematik ağırlıklı puanlann ;as alınmasına yönelik yeni dü- mlemenin "yürütmesinin dur- urulması" isteminireddetti.Da- ştay 8. Dairesi'nin bu karanna ırşı yapılacak olası bir itırazı, Da- ştay Idari Dava Daireleri Genel urulu görüşecek. Danıştay 8. Dairesi. çok sayıda frencı velisinin, sosyal bilimler anında eğitim veren bazı fakül- lere girişte, sosyal ağırlıklı puan :rine Türkçe-matematik ağırlık- puanlannesasalınmasının, "ka- ınılmış haklann ihlali olduğu ' uygulamanın ertelenmesi ge- ktiğini" öne sürerek açtıkları ı\alarda. ilk aşamayı sonuçlandır- . Dava konusu düzenlemede ka- u yararına. hizmet gereklerine hukuka aykınlık tespit etme- r. Danıştay 8. Dairesi "yürütme- n durdurulması" istemini "oy- kluğuyla" reddetti. Danıştay 8. Dairesi karannda, ÖK'ün getirdigi yeni sistemle, aöğretım başarı puanını hesap- Ta yönteminin değiştirildıği be- tlerek bu değişiklikle başanlı rencilerin bir arada okuduğu nJlarla, yetenek dağılımlan da- ha geniş olan fen \ e Anadolu lise- lerinin bir tutulmasıyla karşılaşı- lan eşitsızliklerin giderildiği savu- nuldu. Kararda. uygulanmakta olan öğrenci seçme ve yerleştirme sis- teminin. ülkenin gelişen ekono- mık ve sosyal ihtıyaçlannı karşı- lamak ve uygulamadan kaynakla- nan aksaklıklan gidermek ama- cıyla yeniden belirlenmesi ve ye- ni bir sistem getirilmesinin. YÖK'ün anayasa ve ilgili yasadan kaynaklanan görevi olduğu bildi- rildi. Danıştay karannda, dava ko- nusu sısteme göre hukuk mantığı- nın matematiksel kavTayış ve dü- şünceyle yakından ilgili olması ve tûm hukuk fakültesi dekanlannın da bu yolda görüş bildirmeleri ne- deniyle "hizmet gereğinin yeri- ne getirilmesi" için hukuk fakül- teleriyle kamu yönetimi. uluslara- rası ilişkiler ve siyaset bilimi prog- ramlanna, sosyal puan yerine Türk- çe-matematik ağırlıklı puanlara göre yerleştirme yapılması esası- nın getırildiği anımsatıldı. Karar- da, " Vapılan değişikliklerle mil- li eğitim politikası hedeflerinin kamu yaran ve hizmet gerekle- rine uygun bir biçimde gerçek- leşmesi için tıygulamada karşı- laşılan olumsuzluklann gideril- mesinin amaçlandığı görülmek- tedir" denildi. jkuluğun ükbölümü tamamlandı Vğustos ayında Hollanda'dan yola çıkan "Trans Avrupa, Ren-Tuna Kano Yolculuğu" ekibi, yolculuğunun 2 bin iometrelik bölümünü tamamladı. Kano ekibi adına mesaj gönderen Aslı Evrensel Tiire, kasım ayı ortalarında tanbul'a varmayı hedefiediklerini belirtti. Macaristan'da Estergon kıyısındaki bir limanda, sponsorları Alcatel- jrkiye Genel Miidürü Lütfi Yenel ve bir grup Türk basın nensubu ile buluşan ekip, ziyaretçileriyie birlikte kiirek erek Türkiye"de de bir "nehir koruma ağı" oluşturulması için çağrıda bulundu. HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak(tı turk.net ÇÎZGİLİK KÂMİL MASARACI H A R B İ SEMtH POROY TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 15 Ekim F/C/ DSN/ZCJUĞL'. /94S'm BUGÜN, IKÎ OEUİZCİ, 8ÜYÜK 8/R JAH- TP FlÇfYLA A7ZAS OKYAMUSU'HA AÇ/U>l!. R.PÜM- Y4 SAVAŞı 'NIN BİTİUİNOeN BİRKAÇ AY SONRA, 26 YAÇ/NPAKİ KAMADALI MARK CHAgLTON V£ AJİKAOAÇI 65 VAŞINOAKİ NORYEÇJ.İ PETER OLSEN, OZEl. OLARAK YAPlLMIŞ DEV BİR F'ÇIYLA KANADA'DAM İNGİLTEGS'YE 6İTMEYE tCABAÜ YEBMİŞLEB&İ. AĞIK OMLDİ- GALI FIÇININ İKİ PEfZt'ANESİ İtU DE OÜ- MENİ BULUNUYORDU. YOLCULUK S/RAStN- DA, 6EREĞ/NP£ KIM-LANASİLMEL£Kİ İÇİN YEUCEN PONANIMI OA YANLAR/NpAYDt.. BU ILJSİNÇ PENİZCİUK DENEVİ 86 GÜN SÜHECEJC, FtÇIYLA OKYANUS ZtÇfLM/f OIACAK.T//Ç.. DÜZ ÇİZGİ UMİT ZİLELİ Cumhuriyete Değil, İnsana Düşman! Faziletli Mukadder Başeğmez Kayseri'de kendin- den geçmiş, basmış Cumhuriyet rejimine kalayı; - Bando, mızıka, heykel ile cumhuriyet olmaz. Cehennem olsa gene göğsümüzde söndürürüz. Bu yol hak yoludur, bu yol cihat yoludur, yürürüz. - Ne kadar açık değil mi?!.. Cehennemden beter bir rejimi bile göğsünde sön- dürecek, hak yolu bildiği cihat yolunda sonuna kadar yürüyecek. Kim? Malum partinin en aklı başında, en uzlaşmacı, en çağdaş görünümlü milletvekili Başeğ- mez. Ve de en kurnaz!.. Çünkü hakkında halkın kin ve düşmanlığa tahrik suçundan soruşturma başlatı- lınca çark etmiş, "Ben cihatkelimesinikullanmadım" demiş. Eminiz, söylediği ortaya çıkınca şöyle diyecektir: - MontajL Ağababaları da öyle dediği için kendilerince en mantıklı savunma yolu bu oluyor; - Külliyen inkâr!.. Bu kumaştan zevatın gayet bilinçli konuşmalannı gaf, iş eyleme vannca da "meczupluk" diye nitelen- diren zekâ özüriü yan aydın tayfasına önemle duyu- rulur!.. Ankara'da, aralannda yine bir Faziletli milletvekili- nin bulunduğu göstericilerin taşıdığı posterde aynen şöyle yazıyordu: - Başörtüsü zulmü 75 yaşında. Bu posteri görüp gazeteyı, Radyo Cumhuriyet'i arayan birçok kışinin ortak duyguları ise şöyleydi: "Böyleslne utanmaz, böylesine alçak, böylesine rta- in bir posteri ancak gericı yobazlar taşıyabiiirdi. Çok iyi oldu, Türk halkı neyın ne olduğunu gördü." - Atalanmız boşuna söylememiş, bir musibet bin na- sihattan evladırdiye!.. • • • Bunların peşine takılmayı marifet zanneden birta- kım tatlı su demokratlan birazcık olsun uyandılar mı, bilemıyoruz, ama durum ortada; - Gericı yobazlann demokrasiyle, barışla, özgürlük- le uzaktan yakından ilgileri yok. Böyle bir dertleri hiç olmadı!.. Amaç, Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkmak, bir din dev >: leti kurmak. Kurmayı düşledikleri düzende insan yokv- köle var. Bu yolda başanya ulaştıklannda tramvaydan inecekler ve sonuna dek tepe tepe kullandıklan, ırzı- na geçtikleri demokrasiyi kirletilmiş bir paçavra gibi kenara atıverecekler... Hesap bu!.. Abdurrahman Dilipak önceki gün trajikomik ga- zetede şöyle yazıyor: - Gör bak daha neler olacak!.. Neler olacağını açık açık anlatıyor... önce 22 Ekirrr. gecesi Regaip Kandili sırasında camiler eylem karar- gâhına çevrilecek. Sonra sırada kod adı 3-11 olan gün var. 11. ayın 11. günü, saat 11 'de 111 kişi bir eylem düzenleyecek. Aynen geçen pazar günü olduğu gibi bir kalkışma provası daha yaşanacak. Sonra ne ola* cak? Dilipak Efendi bunun yanıtını da yazısının sonun- da veriyor: ;» - Bekleyin daha neler olacak!.. Çok değil, birkaç yıl önce Taksim Meydanı'nda ya- pılan sözde Bosna'ya destek mitinginde ağzı köpü- rerek cihat çağnsı yapan Dilipak'ın kıvırta kıvırta söy- lemek istediklerıni, bız çok iyı anlıyoruz!.. Anlıyoruz da... - Acaba hoşgörü adına bu tıplerle kol kola gırenler, programlara çıkanlar, demokrasi adına destek verdik- _ lerini ilan edenleranlıyor mu; bıraz olsun yüzleri kıza- nyor mu, işte bunu çok merak ediyoruz!.. Önemli not 1: Piyasaya çıkan son Çakıcı kaseti mafya-devlet ilişkisinden sonra mayfa-işadamı ilişki- sını de olanca netliği ile belgeledı. Işadamı Korkmaz Yiğit'in Çakıcı ilegörüştüklerini doğrulayan açıklama- sında yer alan "Birçok işadamının banka ile ilgili ola- rakAlaattin Çakıcı ile görüşmekzorunda kaldıklan bir gerçektir" sözleri, durumun vahametini ispatlayan bir itiraf niteliğinde. Türkiye'deki olayları yakından takip etmeyen birisi bu açıklamayı okusa Çakıcı'yı özelleş- tirme Idaresi Başkanı bile sanabilir!.. CHP milletveki- li Fikri Sağlar ve arkadaşlannı yürekten kutluyoruz. Şımdi yapılması gereken, geriye doğru giderek tüm özelleştırmeleri incelemek, peşkeş çekiten halkın mal- larını tekrar kamuya kazandırmak olmalı. Mafya-çe- te pisliklerıne bulaşmamış olmanın onurunu yaşayan sol partilere düşen görev budur. Medyaya gelince; gi- derek aşınan saygınlığını yeniden kazanmak istiyor- sa, "Her türlü ahval ve de şeraitaltında dahi" gerçek- lerin, ama yalnızca gerçeklenn kamuoyuna aktanlma- sında öncü olması gerekiyor. Tabii, bu sözlerim her türlü pisliğin içine batmış kapıkulu besleme basın için geçerli değil! Önemli not 2: Sevgili arkadaşım, Hürriyet gaze- tesinin Ankara Temsilci Yardımcısı, adam gibi gaze- teci sıfatını bileğinin veyüreğinin hakkıyla kazanan Mu- harrem Sankaya feci birtrafik kazasında annesi, ba- bası ve üç yakın akrabasını kaybetti. Sevgili Muhar- rem, acını yürekten paylaşıyorum. Sabır ve metanet diliyorum. Emaihertac (a superonfine.com Faks ve mesaj: (0.212) 287 42 41 B U L M A C A SEDATYAŞAYAS SOLDAN SA- ĞA: 1/ Çoğunlukla çok bılinen bir ezgiyi içeren canlı ve gevşek 3 yapılı beste. 2/ Kalesi ve Dam- lataş Mağara- 5 sı'yla ünlü ilçe- miz... Olumsuz- luk belirten bir önek. 3/"Dost- lanm — tutar, düşman sevinir" (Köroğlu)...Ya- 1 2 3 4 5 6 7 8 zın, gündüz denizden karaya doğru esenmev- sim rüzgân. 4/ Nıtelik- le ilgili bulunan... "'— Baydar": Kadın yazan- 3 mız. 5/ Franz Kaf- 4 ka'nın bir romanı. 6/ Mürekkep hokkalarına konulanham ipek... Bir nota. II Kalsıyumun simgesi... "Ben Mu- 8 sa'yım, sen fıravun / Ik- g rarsız şeytan-ı — ' Oçüncü ölmem bu hain / Pir Sultan ölür dirilir". 8/ Zırr" nık da denilen zehirli bir madde. 9/ II. Dünya Savaşı'nın; sonlannda Japonlar tarafından kullanılan ıntihar uçak-J lanna verılen ad. ^ YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kaynatılarak hastalara ıçirilen pekmez, yağ ve bahaT rat kanşımı. 2/ "tşaretler, belirtıler" anlamında eski söz»*- cük.. Küçük su kanalı. 3/ Soluk renk... Nazi partisinin' hücum kıtasını simgeleyen harfler. 4/ Radon elementP nin simgesi... Tıp dilinde derinin kanlanmasına verileöi ad. 5/ Karşılık beklenilmeden yapılan yardım... Nikelıa • simgesi. 6/ Bir ağaç... Erzurum yöresinde saya törenine'. verilen ad. 7/ Çok iri ve zehirsız bir yilan... "—- Gün-' düz": Yazanmız. 8/ Uygun bulma... Eski ve bilınmeyeıw bir tarihi anlatmakta kullanılan deyım sözü. 9/ Yunan mitolojisinde çok hızlı koşmasıyla ünlü kız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle