15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 OCAK 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Merkez Bankası programı • ANKARA(AA)- Hazine Müsteşarlığı'nın 3 aytık borçlanma programını açıklamasının ardından. Merkez Bankası da 1998 yılı para programını açıklayacak. Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamada. Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel"in 8 Ocak Perşembe günü 1998 yıh para politıkalan ve uygulamalan konusunda basın toplantısı yapacağı bildirildi. hhalat Demipel'in onayında • ANKARA (AA)- 1998 yıh Ithalat Rejimi'ne ilişkin Bakanlar Kurulu Karan, dün. Başbakanlık tarafından. Cumhurbaşkanı Süleytnan Demirel"in onayına sunuldu. 1 Ocak 1998"dengeçerli olmak üzere hazırlanan Ithalat Rejimi'nin. bu hafta içinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesi bekleniyor. Otomotiv yan sanayii atılımda • İZMİR(AA)-Izmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ömer Kaplan, otomotiv yan sanayiinin atılım içinde olduğunu belirterek, "Tekstiİde marka olamadık. ama otomotiv yan sanayiinde pek çok markamız dünyada tanınıyor" dedi. Otomotiv yan sanayiinde 50*yi aşkın Türk firmasının kendi markasıyla ihracat yaptığını kaydeden Kaplan. 1997'de 194 ülkeye ihracat yapıldığını ve 1 milyar döviz b j l d i r d K . • Almanya'da TüPkler • BONN(AA)- Işletmelerin yüzde 6'sının yabancılara ait olduğu Almanya'da. 280 bin yabancı serbest girişimcinin. 41 bin 500'ü Türklerden oluşuyor. Türk girişimciler, başta inşaat, tekstil. seyahat ve nakliyat sektörlerinde olmak üzere toplam 160 bin kişilik istihdam olanaği yaratıyor. Kardemip'den açıklama • Ekonomi Senisi - Kardemir Genel Müdürlügü'nün yaptığı açıklamada şirketin kuruluşundan bugüne kadar toplam 281 milyar liralık hisse senedi devir işlemini yaptığı bildirildi. Kardemir Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Bilgiç'in yaptığı yazılı açıklamada. bazı basın organlarında şirket hakkında yayımlanan haberlerin gerçeği yansıtmadığını tekrarladı. Tüketici Şikâyetleri • İSTANBUL(AA)- İstanbul Ticaret Odası (İTO) Tüketici Şikâyetleri Bürosu'na geçen yıl 350 tüketici şikâyeti geldi. İTO Başkanı Mehmet Yıldınm yaptığı yazılı açıklamada. söz konusu şikâyetlerden 299"unda tüketici lehine karar verildiğini. 11 şikâyette ise tüketicinin haksızlığı kararına vanldığını belirtti. Hollanda'nın peynir ihracatı •AMSTERDAM (AA>- Tanm ve hayvansal ürünleri ihracatı, ulusal gelirinde önemli pay rutan Hollanda, yıllardır ilk kez peynir ihracatında yüzde 1.6'lıkbir gerileme ile karşılaştı. Peynir ihracatındaki gerilemede. Hollanda "da peynir üretiminin üçüncü dünya ülkelerine göre daha pahalı olması rol oynuyor. MGK'nin 'tavsiye' karan, faizsiz bankacılıkla klasik bankacılık kavgasını alevlendirdi Faizsiz bankacıfak tarbşıhyor GÜLCEM AKTAŞ Bankalar ıle özel finans kurum- lan (ÖFK) arasında tartışma konu- su olan "faizsiz bankacıkk'" siste- mı. Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK)nun "tavsiye" kararlanyla farklı birmtelikkazandı. MGK'nin karan doğrultusunda faizsiz ban- kacılık işlemlerinin klasik banka- lara da yaptınlması hükümeti ha- rekete geçırirken. ÖFK yöneticı- lerinin kaygılan had safhada. 1983 yılında İslamı sermayeyi Türkiye'ye çekmek üzere kurulma- lanna izin verilen ve teşvik gören faizsiz bankacılık sisteminin konu- mu yeniden tartışılmaya açıldı. 111 şebeye sahip altı finans kuru- munun son yıllarda topladıkları mevduatın ciddi boyutlara ulaş- ması bankacılar arasında yeni bir tartışmanın da gündemini oluştur- du. Falzin diğer adı Bankacılar. özel finans kurum- lannın verdikleri "kârpaylan"nın faizin diğer adı olduğunu. banka- ların ÖFK'lerden net yüzde 6 faz- lakarşılık ayırdıklannı belirtirken, ÖFK yöneticileri ödedıklerı KDV farkının bankaların blokaj oranla- nnı aştığını ileri sürdüler. Interbank Genel Müdürü Esat Erkuş. özel finans kurumlan ile Farklıhklar # Bankalarda mevduat dışı pasiflerde yüzde 14 oranında disponibilite yükü varken, ÖFK'lerde böyle bir yükümlülük yok. # ÖFK'ler yalnızca cari ve katılma hesaplan üzerinden yüzde 15 ve yüzde 6 oranında Merkez Bankası nezdinde blokaj ayınyor. # Bankalann. kullandırdıklan kredilere tahakkuk ettirecekleri faizkr üzerinden yüzde 6 ve yüzde 10 oranında KKDF kesilirken. ÖFK'lerde böyle bir yükümlülük yok. bankalar arasındaki bu tarz tartış- malann uzun zamandır sürdüğü- nü, Milli Güvenlik Kurulu'ndan (MGK) çok Hazine'nin konuya müdahale etmesi gerektiğini bildir- dı. Erkuş. ÖFK'lerle aralanndaki esas tartışmanın sermayenin özel- liğinden çok söz konusu kurumla- nn haksız rekabet yaratacak birta- kım yükümlülüklerden nıuaf tu- tulmasından kaynaklandığını bil- dırdı. Faisal Finans Genel Müdü- rü Hikmet Cüler ise ödedikleri KDV'nin KKDF'den (Kaynak Ku- lanım Destekleme Fonu) yüksek ol- duğunu, aynca munzam karşılığı- nın aynısını ÖFK'lerin Merkez Bankası nezdinde bloke ettikleri- ni belirtti. Kuveyt-Türk Evka Finans Ge- nel Müdürü YusufNacar. ÖFK'le- rin karamame çerçevesinde faali- >et gösterdiğini, Hazine'nin ÖFK'lerin çalışma esaslannı Ban- kalar Kanunu'yla şekillendirmesi- ni olumlu karşılarken. MGK'nin bu konudaki yaptınmlannın lOObi- nin üzerindeki müşterilerini tedir- gin etmesini de istenmeyen bir davranış olarak açıkladı. Oyakbank Genel Müdür Yar- dımcısı Metin Selçuk ise ÖFK'le- rin çalışma yöntemlerinjn banka- larla aynı olduğu için ÖFK'lerin topladığı mevduata karşm dispo- nibilite ve munzam karşıhğı ayır- maktan muaf tutulmalannın hak- sız rekabete neden olduğunu bil- dirdi. ÖFKlere imtiyaz Esat Erkuş. bankacıların. ÖFK'lere tanman ımtiyazlardan başından beri rahatsız olduğunu belirtti. ÖFK'lerin bir şekilde mevduat topladıklarını belirten Erkuş. ge- rek KKDF gerekse BSMV'lenn oransal farklılıklarının bankalann maliyetlerini etkilediğini. dolayı- sıyla tüm bankalara. aynı rekabet şartlannın getirilmesini istedikle- rini sözlerine ekledi. Nacar. topla- dıklan mevduatın munzam karşı- hğı olarak yüzde 6. cari karşılık ola- rak ise yüzde 16'lık bir karşılık ayırdıklarını. bankalar gibi faiz karşıhğı çalışmadıkları için dis- ponibilite karşıhğı ayirmadıklan- nı dile getirdi. Hikmet Güler, ÖFK'lere giden paranın. sigorta garantisine alınma- sının eşıtlik olmayacağını, faizden kaçan ve kâr-zarara razı olan pa- ra olduğunu ileri sürdü. Hikmet Güler'in MGK'nin tepkisini ise ÖFK'lerin işlevleri konusunda ye- terli bilgisinin olmamasına ve eko- nomiye olan katkısını bilmemesi- ne bağladı. Memura daha az vergı iadesi NURSEL KARSAVLRAN De\ let memurlan, vergi- den muaf gelirlerinin faz- la olması nedeniyle aynı miktarda maaş alan başka bir çalışandan daha az ver- gi iadesi alacak. 120 milyon lira net ma- aş alan bir çalışan 2 milyar 165 milyon 966 bin liralık belge toplarken aynı mik- tarda maaş alan bir devlet memuru ise 700 milyon li- ra civannda belge toplaya- cak. Vergi iadesi için süre kı- saldıkça. konuiTe4%ili so- rular da artıyor. Dev îet me- murlan aynı ücretle çalı- şan diğer ücretlilerden da- ha az vergi iadesi alacak- lar. Vergiden muaf gelirleri- nin fazla olması nedeniy- Oranlar nasıl hesaplanacak? • 12 ayhk vergi matrahını toplayarak "yıllık gelir vergisi matrahı" belirlenir. • Bulunan yıllık gelir vergisi matrahı yüzde 35 ile çarpılır. Elde edilecek rakam yıllık vergi matrahından indirilecek tutardır. • Bu indirimi yapabilmek için indirilecek rutann 3 katı belge toplanmalıdır. • Ayhk olarak kesilen gelir vergilerinin 12 ayhk toplamı alınarak kesilen gelir vergisi toplamı bulunur. • Yıllık gelir vergi matrahından. topladığınız belgenin 1 2'si düşülür. Bulunan rakam "yeni vergi matrahrdır. • Yenı vergi matrahı. dilime giren vergi oranı ile çarpılır ve yeni vergi hesaplanır. • Yıllık kesilen gelir vergisi toplamından, hesaplanan yeni vergi düşüldüğünde iade edilecek vergi iadesi miktarı bulunur. le devlet memurlannın top- ' lavacaklanfeelgedeazola- cak. 120 milyon lira net maaş ile çalışan bir kişi top- layacağı 2 milyar 165 mil- yon 966 bin 652 liralık bel- ge karşılığında. toplam 255 milyon 985 bin 63"? lira vergi iadesi alacak. Aynı miktarda maaş alan bir dev- let memuru ise 700 milyon lira civannda belge topla- yacak. Istanbul Serbest Muha- sebeci Mali Müşavirlcr Odası (İSMMMO) Başka- nı Yahya Ankan. "Memur- lann vergiden muaf gelir- leri az olduğu için daha az belge toplayacaklar. \e ka- dar belgc toplayacaklannı vergKe tabi matrahlan üze- rinden hesaplayabilirler. 100 milyon lira ücret alan özürlü bir kişi hiç vergi ia- desi almayacak. çiinkii ver- gi kesintileri yok" dedi. Firmalar, bakanlığı suçluyor Ilaç endüstrisi, yılı zararla kapadı Ekonomi Senisi - Türk ilaç endüstrisi 1997'yi 11.8 trilyon lira zararla kapattı. Ortalama zaran yüzde 5.7 olan firmalar. zamlan geciktirdiği gerekçesiyle Sağlık Bakanhğı'nı suçladı. Ilaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (IEİS) Genel Sekreterliği'nden "yapılan açıklajpajda, ilaç endüstriskun toplam satışlannın yüzde 89"unuoluşturan43 firmanın 1997 yılını yüzde 5.7 oranında zararla kapattığı belirtildi. Toplam net satışlan 205 trilyon lira olan 43 firmanın yılı 11.8 trilyon lira zararla kapattıkları kaydedilerek. "Bilindiği gibi 1997 içinde enflasvonun tüketici fiyatlanyla yüzde 99.2 olmasına karşın, Uaçta fıyat ayartaması ortalama yüzde 79 olmuştur. Bu zarar. Sağlık Bakanlığı tarafından zamlann daûna gecikerek verilmesi ve fiyatlann enflasvonun sürekli gerisinde kalması sonucu ortaya eıkmıştır" denildi. Üretüen her beş ekınekten biri çöpe gidiyor tZMİR (AA) - Türkiye'de sudan sonra en fazla tüketilen temel gıda maddesi ek- meğin. sürekli fiyat artışına rağmen. yak- laşık yüzde 20"si çöpe gidiyor. Türkiye'de bir günde 250 gramdan 66 milyon ekmek üretilirken. bunun 12-13 milyonu "fazla üretim" nedeniyle hemev- lerde hem de fınnlarda israf ediliyor. Ek- mek, daha çok büyük kentlerde çöpe gi- diyor. Kişi başına ekmek tüketimi 500 gram olmasına karşın, bu. bölgelere göre fark- lılık gösterebiliyor. Günlük ekmek tüke- timi. 100-900 gram arasında değişiyor. Toplum tarafından her zam haberinde "ekmek fiyatlannıarttırınakla"eleştirilen fınncılann sayısı ise son yıllarda büyük ar- tış gösterdi. Türkiye'de çeşitli yöntemler- le ekmek üreten fınn sayısı 15 bini aştı. ancak fınn sayısındaki bu artış. ekmek fı- yatlannın artmasını engellemedi. Ekmek, fiyat artışı ve hijyen olmayan koşullarda üretimiyle sık sık gündeme ge- lirken. uzmanlar ekmekte "köklü çözüm- ler" ahnması gerektiğini savunuyorlar. Kapasite artarsa fiyat düşecek Yıllardır "değişik ekmek" üreten Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği Hububat işleme Mühendisliği Bilim Dalı'nın Baş- Düşük gelirii vatandaş ucuz ekmek bulamazken üretimin yüzde 20'si israfediliyor. kanı Prof. Dr. Sezgin Ünal, ekmekte tica- ri kurallann geçerli olduğunu belirterek. "Ekmek fiy atlan ya serbest bırakılmalı ya da kontrol altına alınmalı; ancakTürkiye'de ikisi de tam olarak uygulanmıyor" dedi. Ünal. yerel yönetimlerın. yanlış politi- kalar sonucu fınn açılmasını teşvik etti- ğini öne sürdü. Fırın sayısının artmasıyla rekabete da- yah olarak fiyatın düşmesinin beklendi- ğini belirten Ünal, "Bu, ekonomiye ters- tir. Fiyatlann düşmesi için üretimin artnıa- sı \e maliyetin düşmesi şarttır. Oysa fınn savısının artmasıyla üretim düştü, mali- yetler de yükseldi" dedi. Ekmek üretiminin hijyenik koşullarda gerçekleştirilmediğini dile getiren Ünal. bu konudaetkilibirdenetimmekanizmasının çalıştırılmasını. temiz üretim yapmayan, kaçak işçi çalıştıran ve vergi ödemeyen fı- nnlann mutlaka kapatılması gerektiğini savundu. Ekmekte hükümet politikası Ekmek üretiminin denetlenmesinde ye- rel yönetimlere büyük görev düşrüğünü kaydeden Sezgin Ünal şövle devam etti-. "Fınn açmak isteyen, hiçbir yükümlü- lüğü yerine getirmeden açabilir. Fınnın ve çalışanlann temizlik koşullarına uyup uy- madığı kontrol edilmiyor. Belediyeler temel gıda maddesi üretimi için üzerlerine düşen göre\i yerine getirmiyor." Satın alma gücünün düşmesiyle ekmek tüketiminin arttığına işaret eden Sezgin Ünal. "Istatistiklerde ekmek tüketimi dü- şüyorgibi görülmesine rağmen, tüketim gi- derekartıyor. Çünkü halk ucuz gıda mad- delerine yöneüyor" dedi. Ekmeğin 250 gram halınde üretilmesi- ni de eleştiren Sezgin Ünal. en az 400 gra- ma çıkanlmasının. hem besin değerini yükselteceği hem de maliyeti düşüreceği görüşünü savundu. DİSK, 1998 yılmda 333 iş yerinde toplu iş sözleşmesi imzalamaya hazırlanıyor Toplusözleşmelileribuyıl zorgünler bekliyor FİLİZGÜMÜŞ Devrimci İşçi Sendıkalan Kon- federasyonu'na (Dl SK)bağlı 9 sen- dika. 1998'de 333 iş yerinde toplu iş sözleşmesine katılacak. Sendi- kalar, reel ücretlerde yaşanan dü- şüşün yukan çekilmesinin yamsı- ra enflasyona ezilmevecek bir üc- ret talebinde bulunacakken. me- murlara yapılan zammın vüzde 30'dakalmasındanetkılenen işve- renin. zorlu bir yıl yaşatacağı be- lirtiliyor. Yeni dönemde "küreselleşme" çerçevesinde işverenin, "çalışılma- yangünün parasınıödemenv yak- laşımına karşı. > eni politikalar ge- liştirihrken, iş güvencesınin sağlanması için ve taşeronlaştır- maya karşı toplu iş sözleşmelenn- de önlemler ahnmasına çahşılaca- gı vurgulanıyor. • Yeni dönemde "küreselleşme" çerçevesinde işverenin. "çalışılmayan günün parasmı ödemem" yaklaşımına karşı. yeni politikalar geliştiriliyor. İş güvencesinin sağlanması için ve taşeronlaştırmaya karşı toplu iş sözleşmelerinde önlemler ahnmasına çalışılacak. DtSKGenel Sekreter Yardımcı- sı ve Yönetim Kurulu Üvesi Ah- met .\sena'nın verdiği bılgiye gö- re. \eni yılda DtSK'e bağlı sendi- kalardan Birleşik Metal-lş 79 iş- ye- rinde. Tektil-İş 28 işyerinde. Genel- Iş 183 işyennde. La'stik-lş 30. Ole- yıs 12 işyennde toplusözleşmele- re katılacakken. Banksen. Basın İş, Petkım İş. Tümka-İş sendıkala- n da 11 işyerinde sözleşme imza- lavacak. Ahmet Asena, toplusöz- leşmelerin toplam 67 bin 928 ışçi- yi ilgilendirdiğinı ifade etti. Sözleşmelerin kaderi Metal ışkolunda 1998 vıhnda Türk-lş'e bağlı Metal-İş ve Hak- Iş'e bağlı Öz Çelik-lş ile birlikte DlSK'e bağlı Birleşik Metal tş'in katılacağı grup toplu iş sözleşme- sinin. kapsadığı 85 bin işçi dolayı- sıyla diğer sözleşmelerin kadenni belirleyeceği kavdediliyor. Birleşik Metal-İş Sendikası Baş- kanı Kamil Kunkır. toplusözleşme- lerin tarafı olan Metal Sanayıcıle- ri Sendikası'nın(MESS) bu dö- nemde özellikle küreselleşmenin veni yöntemlerinden "esnek üre- tim" politıkasmı dayatma hazırlı- ğı içinde olduğuna dikkat çekti. Kımkır. işverenin bu politikay- la. çalışma düzeninde ücretleri sa- atlere ve günlere göre belirleve- rek. resmı olarak hak edilen izm günleri ücretlerini ödemek isteme- diğini anlattı. Birleşik Metal-tş yet- kilileri. bugünkü ücretlerinin. 1 Ey- lül 1990 yılındaki ücretlerinin. 59'u oranında kaldığmı belirtti. Sendi- ka yetkilileri. "Bu da ücret teklifî- mizin yüksek olacağuu gösteriyor. Öncelikle kayıplann giderilmesL daha sonra da işçiyi enflasvonun altında ezdirmeyecek bir ücrettek- lifinin ortaya çıkması gerekiyor" diye konuştu. 1 Ev lül'den itibaren yürürlüğe girecek olan MESS grup sözleşmesi. 1996 yılındaki toplu- sözleşme gereği 1 Mart 1998'deki maaş artışı üzerinden yapılacak. Genel-lş Sendikası Toplusöz- leşme Dairesi (jzmanı Candan Er ise 1998 yılında yapılacak toplu - sözleşmelerin ağırlıklı olarak 1 Ocak'ta yürürlüğe gireceğini, diğer bir kısmının da 1 Mart 1998'de başlayacağını ifade etti. Bugün 400'ün üzennde beledıye ıle söz- leşmelerinin sürdüğünü söv leyen Er. yeni dönemde toplusözleşme özellikle ışten atılmalar ve taşe- ronlaşmaya karşı önlemlennin üc- ret politikası kadar önem taşıyaca- ğını belirtti. Tekstıl-lş Sendikası Örgütlen- me \ e Toplu Sözleşme Daıresi Baş- kanı Hüseyin Kayabaşıda sendika- lannın toplusözleşmelerinin esas olarak 1 Eylül 1998'de yürürlüğe gireceğini belirterek şunlan söyle- di: "Biz Aralık 1997'de bitirdiği- miz toplu iş sözteşmesinde, ücrette 29 ay da yüzdeyüz rakamını aşmış- tık. Işveren. bi/im önümüze yüzde 30" u. birtakım krizk'ri koyabiliran- cak biz işyerinin yapabileceği söz- leşmeyi araştırarak onlann önüne kovanz," BENCE İZZETTİN ÖNDER Uhjsallaştınlan İflas PoitOcası Türkiye'de devletçiliğin ihdası ve KİT'lerin kurul- ması çok önemti ve hazin bir tarihsel olguya karşı ulusal refleks biçiminde geliştirilmiştir. Osmanirnın son dönemlerinde yaşanan ekonomik Çöküş ve borçlanma. imparatoriuk gelirlerinin birbölümü üze- rinde yabancıların denetimini gündeme getirirken, ülkenin candamarlan olan ekonomik kaynaklar üze- rinde de Batılı emperyalistlerin hâkimiyetini pekiş- tirmişti. Batılı emperyalistler ile içteki çıkarcı toprak ağalannı mutlu kıian Izmir iktisat Kongresi'ni izleyen süre içinde yaşanan, genç cumhuriyetin ekonomik sömürgeleştirilmesi süreci 1929 Buhranı ile nokta- lanınca. devletçilik ilke ve uygulaması ikinci kurtu- luş hamlesi olarak uygulamaya koyuldu. Bu saye- dedir ki ilk sanayileşme programlan hazırlandı, fa- kir ve harpten yorgun düşmüş olan vatan toprakla- rı üzerinde bir ayırım yapılmadan fabrikalar serpiş- tirilmeye başlandı, ulaşım ağlan döşendi ve ciddi kal- kınma hamleleri başlatıldı. Bu silkinişin asıl sımge- si; bir ülkenin bağımsızhğının ve hayatiyetinin eko- nomiye bağlı olduğunun ve bu konuda da temel gö- revin devlete ait bulunduğunun vurgulanmış olma- sıdır. • • • Aradan henüz yanm asır geçmemişti ki bir şans- sız kuşak, 1950 zihniyeti ile zaten oldukça zayıfla- tılmış olan bu ulusal bağımsızlık akımını yıkmayayel- tendi. işte, özelleştirme ve devletin küçültülmesi söylemi, çabası ve politikaları böylesine bir dönü- şümün son kertedeki ifadesidir. Küreselleşen ser- maye yapılanmasında, özelleştirme yaftası altında ülkenin kaynaklarını yabancılara devretmek ise dö- nüşümden de öte, ulusal kaynakların ve dolayısıy- la bağımsızlığın dış güçlere terkinin bir ifadesidir. Bir ülkeyi ayakta tutan bağlar din, dıl, ırk vb. gibi sos- yolojik öğelerden de öte, ekonomik yarardır. Farklı dine mensup olan. farklı dil konuşan bireyler. hiçbir müşterek yönleri bulunmayan gelişmiş ülkelere akın ediyorlarsa, bunun tek nedeni ekonomik çıkardır. Gü- nümüzde özelleştirmeyi de aşan ve artık yabancı- laştınmaya dönüşmüş olan uygulamanm kısa dönem- li yararı yoğun dış borçları nafifletmek ise uzun dö- nemli maliyeti de ülke kaynaklarının dış güçlerin eli- ne geçmesidir. Başkanlarzirvesindeözelleştirmeyehızverilerek, bu yolla yaklaşık 10 milyar dolar gelir sağlanacağı belirtilirken, dolaylı olarak, milli gelirimizin yansını aş- mış olan dış borçlanmızın yaklaşık sekizde birine kar- şılık olarak çok değerli ve stratejik önemi haız bu- lunan ulusal kaynaklarımızın bir kısmının yabancı- lara devredileceğı ifade edıliyordu. Bu ne biçim bir siyasal kadro ki böyle bir bedeli ulusuna reva göre- biliyor? Böyle bırdavranışı. kısadönemli politikacı- nın oy-ençoklaması stratejisi ile açıklamak dahi ak- la ve mantığa uymamaktadır! • • • Özelleştirme, Kıbrıs ya da eğitim sorunlan gibi bir milli politika haline getirilmeye çalışılmaktadır. Özel- leştirme bir milli politika haline getirilerek, iktidara kim gelırse gelsin. belirlenmiş politikalardan dönül- meden, hedefe adım adım yaklaşılması sağlanma- ya çalışılmaktadır. Yine aynı politikalar çerçevesin- de, özelleştirmeye karşı çıkışlann zayıflatılması ve itirazedenlerin ayıklanması amaçlanmaktadır. Böy- lece toplum psikolojik baskı altına alınarak sindiril- mek istenmektedir. Şimdi soruyorum: Eğer özelleştirme tüm toplu- mun ve ulusal ekonominin çıkanna ise toplum üze- rinde niçin böyle bir baskı uygulanmaya çalışılmak- tadır? işin can alıcı noktası burasıdır: Özelleştirme, yapılırken de yapıldıktan sonra da toplumun yara- rına değildir. Özelleştirme yapılırken bize usulsüz- lük diye yutturulan uygulamalar. işin iç yüzünu da- ha başlangıçta ortaya koymaktadır. Özelleştirme, ser- maye için yenı kâr alanları açmak amacına yönelik olduğu için, daha başlangıçta sermayeye kaynak ak- tanmı yapılmaktadır. Bu ış Latın Amerika ülkelerin- de de böyle olmuştur. Özelleştirme yapıldıktan son- ra ise emekçi haklarınm korunmasını beklemek bir hayaldir. Zira, kâr ıle ücret çatışmalı iki öğedir. Biri alan kazanırken, diğerinin çökertilmesi kaçınılmaz- dır. Zirvede ittifakı simgeleyen liderler, özelleştirme- yi bir reform olarak topluma dayatırken. aynı anda kamu sendikalarında grevsiz ve göstermelik birdü- zenlemeyı de benzer şekilde bir reform diye toplu- ma sunmaları hiç de tesadüf değildir. Boyle bir ge- lışmenin işaret ettiği tek olgu; güçlenen iç ve dış ser- maye ittifakının, giderek yoğun bir biçimde siyasal erki de yanlarına alarak emekçilere ve topluma yö- nelik baskıları arttırıyor olmalarıdır. Devletin böyle bir asli görevi olabilir mı? • • • Sağduyulu iktisatçıların özelleştirmeye karşı çık- malan, uygulamanm pozitif hukuka uygun olma- masından kaynaklanmamakta, fakat işin özüne yö- nelik itirazlardan ileri gelmektedir. Bu itirazlar. ülke- nin bağımşızlığı ve emekçi haklan temelinde yapıl- maktadır. Ömeğin, TEKEL'in sigara ünitesinin özel- leştirilmesinde ve yabancılaştırılmasındatütün ekı- cisinin ve bu alanda çalışanların nasıl bir çıkarı söz konusudur ki Sayın Başbakan Yardımcısı bu konu- da ikna olduğunu ileri sürebilmektedir? Aynı şekil- de, elektriksantrallarının. kiralama gösterisi altında, linyit yataklan ıle birlikte devredilmesınin kime ne ya- rarı var? Tüm bu uygulamalann gerisinde. ağır borç- luluğumuz karşısında öncelikle yabancı, ikinci de- recede de yerli güçlü sermayenin emekçiler ve halk karşısında güçlenmesi ve hâkim olması savaşı yat- maktadır. • • • Bu durumda, 1998 yılı, özelleştirmenin getirece- ği yabancılaştırma, hukuksuzlaştırma. sendikasız- laştırma, yoksullaştırma ve kaçınılmaz olarak sos- yal huzursuzluklar yılı olmaya aday görülmektedir. Küçülerek güçlenen devlet. 1998 yılını bu alanlar- daki asli görevini sürdürerek geçirecektir. Zaın yağmuru sürüyor Ekonomi Servisi -Antal- ya'da bazı sera ürünleri ye- ni yıla yanm milyonluk fiyatlarla girdi. Yeni yılın ilk haftasında Antalya Toptancı Sebze Hali'nde sera fasulyesi 530. biber ise 420 bin liradan ışlemaör- dü. Antalya ve yöredeki üre- tim merkezlerinde doma- tes. pathcan. salatalık ve kabak gibi sera ürünleri. yeni yıla yüzde 50 veya daha yüksek fiyatlardan girdiler. Yöredeki toptancı seb- ze hallennde 1997yıhnın son günlerinde 100-150 bin lira arasında satılan domates yeni yıla 225 bin lira, 100 bin lira olan ka- bak 230 bin lira, 180 bin lira olan pathcan 300 bin lira ve 80 bin lira olan sa- latalık da yeni yılda 300 bin liradan alıcı buldu. Yumurta 15 bin Türkiye'nin önemli yu- murta üretim merkezle- rinden Kayseri ve Af- yon'un Şuhut ilçesinde, yumurta fiyatlan bu haf- ta da artış gösterdi. Kay- seri Tavukçuluk ve Yu- murta Üreticıleri AŞ Ge- nel Müdürü Ünal Yılmaz. geçen hafta 14 bin 688 li- radan 14 bin 958 liraya çı- kan yumurta fiyatlannın. bu hafta 162 lira daha ar- tarak 15 bin 120 liraya çık- tığını söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle