Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 OCAK 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Gürbüz'ün
dupuşmasında
olay
• İstanbul Haber Servisi -
THKP-C itirafçısı olduğu
öne sürülen ve geçen yıl
Beyoğlu'nda silahlarla dolu
bir depoda gözaltına alman
Osman Gürbüz, yargılandığı
Beyoğlu 2. Asliye Ceza
Mahkemesi'nde dün yapılan
duruşmada olay çıkardı.
"yalı çetesi"nin mahkeme
başkanını yönlendirdiğini
öne süren Gürbüz,
"Susurluk sanıklan serbest
bırakıldı. ben neden hâlâ
turukluyum" dedi. Duruşma
başlamadan önce
gazetecilere saldıran
Gürbüz. '"Fotoğrafımı
çekerseniz küfrederim"
tehdidınde bulundu.
Sanyer
savcısına
soruşturma
• İstanbul Haber Servisi -
Ömer Lütfü Topal
soruşturmasını yürüten
Sanyer Başsavcısı Veli
Engin Arslan hakkında
avukat Ismail Yılmaz'ın
adliyede, koruma
polislerince tartaklanmasına
ilişkin soruşturma başlatıldı.
Topal'ın
öldürülmesi
• İstanbul Haber Servisi -
K.amuoyunda,
'kumarhaneler krah' olarak
bilinen Ömer Lütfü Topal'a
ait Emperyal ve Seven Seas
otellerinde çalışan Galip
Ağaç'ın eşi Hülya Ağaç'ın,
"Topal'ın Cüler ailesine 1
trilyon liraödediği"
yönündeki iddialannı içeren
video kasedi, dün Sanyer
Cumhuriyet Başsavcılığı'na
ulaştı. Susurluk olayını
araştıran Başbakanlık Teftiş
Kurulu. ANAP Manısa
Milletvekili Tevfik Diker ve
Hülya Ağaç'ın
konuşmalannı içeren kasedi,
Topal'ın öldürülmesi
olayıyla ilgili soruşturmayı
yürüten Sanyer Cumhuriyet
Başsavcılığf na gönderdi.
Sa\ cıhk. kasedi inceledikten
sonra gerekli görürse Özer
Uçuran CiUer'in ifadesine
başvurabilecek.
Bakanlar Kurulu
toplantısı• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Bakanlar Kurulu,
liderler zirvesinde alınan
kararlann uygulanması
konusunda çalışma
takvimini belirledi. Buna
göre, 1998 yılmın
önceliklileri arasında sayılan
4 reform için hazırlanan
tasanlar 3 ay içinde
yasalaşacak. Kabine, yüzde
10 eğlence vergisi getirilen
yerli filmlerin, oluşturulacak
bir fonla desteklenmesi
önerisi üzennde uzlaşmaya
varamadı. Toplantı sonunda
açıklama yapan Hükümet
Sözcüsü Şükrü Sina Gürel,
Nazi altınlanyla ilgili
Türkiye'ye yönelik bazı
iddialar konusunda Bakanlar
Kurulu'na bilgi sunduğunu
belirtti.
İTÜ'de gösteri
• İstanbul Haber Servisi -
İTÜ'de bir grup öğrenci.
bazı cezaevlerinde başlatılan
açltk gre\lerinın ölüm
sınınna geldiğini öne
sürerek protesto gösterisi
düzenledi. İTC Ayazaga
Kampusu'ndaki
yemekhanede toplanan
yaklaşık 50 kişilik öğrenci
grubu. pankartlar açarak
slogan attı.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hükümet ortaklarmm zirvesini değerlendirdi
^Niyetimiz yıkıııak değiTANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal. partisinin grup toplantı-
smda yaptığı konuşmada hükü-
met ortaklannın zirvesini değer-
lendirirken, "ArHktaviriannınet-
leştirsinler, CHP'ye kaüanıyorlar
nu, teşekkür mü ediyorlar? Yık-
mayınca teşekkür, eleştirince kat-
lanma. Elbette katlanacaksın. biz
sana katlaruyoruz. miUetsana kat-
lamyor* dedi.
Hükümet ortaklannın zirvesi-
nin ardından toplanan CHP gru-
bunda zirveyi değerlendiren Bav-
kal. aynntılı açıklamayı Başbakan
Mesut Ydmaz ile görüşmelerinin
ardından yapacağını bildirdi. Bay-
kal'm 1.5 saatlik konuşmasında
temel sorunlarla ilgili olarak dile
getirdıği görüşler özetle şöyle:
Hükümet zirvesi: Değerlendir-
• Koalisyonu, "CHP'ye katlanıyorlar mı, teşekkür mü ediyorlar karar
versinler" sözleriyle eleştiren CHP Genel Başkanı Baykal, hükümeti yıkma
"tertibi" içinde olmadıklannı söyledi.
meler CHP etrafında oldu, bu do-
ğaldır. Ancak hükümet CHP'ye
yönelik tavnnı artık netleştirmeli,
bize katlanıyorlarmı, teşekkür mü
ediyorlarkararlannı versinler. Hü-
kümet işine geldiği zaman
CHP'den şikayet edip "katian-
mak" diyor, işine geldiği zaman
teşekkür ediyor. Kapalı toplantı-
larda ne söylüyorlarsa. açık top-
lantılarda da aynı şeyi söyleme ce-
saretini göstersinler. İçerdebaşka.
dışarda başka türlü konuşmakta
yarar görüyorlarsa kendi durum-
lannda gölgeli bir şey var demek-
tir. Konu, Türkiye'nin geleceği-
dir, alınganlığa yer yok ama, tutar-
lı olmalannı, içerde dışarda ayn
konuşmamalannı talep etmek
hakkımızdır.
Blokdeğiliz: CHPbuhüküme-
te güvenoyu vermiştir, şu anda yı-
kılması için herhangi bir tertibin
içinde değildir.
tşinize bakın: Yıkmadığımız
için teşekkür edeceksin, eleştirin-
ce katlanıyor olacaksın. Elbette
katlanacaksın, biz sana katlanıyo-
ruz,millet sanakatlanıyor. Hükü-
met CHP'yi bıraksın. kendi işini
yapmaya baksın. CHP saplantısı,
buhükümetin verimli çalışmasır»
önleyen bir faktör olarak ortaya
çıkıyor.
Kralçıplak: Kral çıplak, bu hü-
kümet enflasyonla mücadele için
ciddi bir politika ortaya koymadı.
Memur maaşlan konusunda ver-
diğimiz önerge eleştiri konusu ol-
du. Biz sonuna kadar önergemizin
arkasında durduk.
TEKECinözeDeştirilmesi: TE-
KEL'in b\r anlamda özelleştiril-
mesi de değil, yabancılaştınlma-
sı anlamına gelebilecek bir proje
uygulanmak üzere. Olay hukuki
açıdan zaafiyet içindedir.
Devlet kuşatilmtş: Devletin ku-
şatılması, hukukun tutsak alınma-
ya yönelinmesi temel sorunlardır.
Gaziantep'deki bir toplantıda
Anayasa Mahkemesi'nin gördü-
ğü bir davayla ilgili si\asi tepki
konurken. en hararetli alkışlayan-
lar güvenlik görevlileriydi. Baş-
bakan. şu anda güç odaklannın ça-
lışıp çalışmadığı konusunda gü-
vence veremeyeceğini söylüyor.
Güvence verebilmek için ne yapı-
yorsunuz. yoksa doğal mı karşılı-
yorsunuz0
Ordu politize edilmesin: Yargı-
yı politize etmemek gerekir. Hü-
kümet hükümetliğini, muhalefet
muhalefetligini bilsin. yargıya
kimse kanşmasm.
Ordunun politize edilmemesi
son derece önemli. Özel bir dik-
kat göstermek gerekiyor. TSK ba-
zen kullanılmak istenerek. bazen
de meydan okunarak siyasi tartış-
manm parçası haline getiril-
memeli.
Sayman, 'devlet sırn' kavramının hukuka uymayanlara cesaret verdiğini söyledi
6
Devlet cînayet işlettîrmez'
İstanbul Haber Servi-
si- tstanbul Barosu Baş-
kanı Yücel Savman, kat-
liamlann aydınlatılma-
sıyla ilgili çok önemli
bilgi \e belgelerin u
Dev-
let sırn" adı altında sak-
lanmasının hukuka ay-
kın davrananlara cesaret
vereceğini söyledi. Say-
man, 16 Mart Da\a-
sı'yla ilgili olarak MİT
tarafından, dönemin
tçişleri Bakanı ile Ülkü-
cü Türk Federasyonu
Başkanı'nın yaptığı gö-
rüşmenin bant çözümü-
nü içeren belgeyi mah-
kemeye sunan müdahil
avukatlar hakkında suç
duyurusunda bulunul-
masının "Yargıya mü-
dahale sonucunu doğu-
rabüecek nitelikte" ol-
duğunu söyledi.
istanbul Barosu Yö-
netim Kurulu tarafından
dün 16 Mart Katliamı
Davası müdahil avukat-
lan hakkında yürütülen
soruşturmayla ilgili bir toplantı
düzenlendi. Toplantıda konuşan
Baro Yönetim Kurulu Başkanı
Yücel Sayman, hukuka aykın
davranmış kişilerin "Devletsım*
ayncalığından yararlanamayaca-
ğını belirterek. "Deviet adına ci-
nayet işlenemez. aksi takdjrde ona
hukuk devieti denemez. İçine gi-
Utjıibul Barosu Başkanı Savman, müdahil avukatlarhakkrçjda dava açıldığı takdirde. İstanbul Barosu'na üye bin-
lerceavukaün "davayasanıksıfatıyladahiledilmeyi talepedeceklerini" açıkladı. (Fotoğraf: İPEK YEZDANİ)
de yer alan bilgileri mahkemeye
bildirme cihetine gitmemesi.
Devlet geleneğıne de uygun bir
davranış olmuştur' şeklinde açık-
lamaktadır"dcdı Buolaymaçık-
lanabilir bir durum olmadığıni
söyleyen Sayman. belgenin MİT
tarafından bizzat mahkemeye ge-
tirilmesi gerektiğini vurguladı.
remediğiniz, sorgulayamadığınız,
her türlü keyfi uvgulamanın ol-
duğu o deviete' Kutsal devlet' de-
nir" diye konuştu.
İstanbul 6. Ağır Ceza Mahke-
mesi'nde görülen ve kamuoyun-
da "16 Mart Katliamı Davası"
olarak anılan davada, Susurluk
sürecine de ışık tutabilecek nite-
likte son derece önemli bir belge-
yi mahkemeye sunan müdahil
avukatlar hakkında MİT tarafın-
dan suç duyurusu bulunduğuna
dikkat çeken Sayman. "MİT, suç
duyurusunda bu belge ve bilgile-
ri mahkemenin istemesine rağ-
men göndermemesini' M üsteşar-
lığımızın bir bakanlığının arşivin-
En fazla yardım, 1 trilyon 236 milyar lirayla Refah Partisi'ne verilecek
Partîlere 5 trflyonluk yardımANKARA (AA) - Hazine. bu yıl siyasi par-
tilere 5 trilyon lirayı aşkm parasal \ardımda bu-
lunacak.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da yasa gereği,
"genel bütçe geHrleri" miktannm 5000'de 2 si,
son seçimlerde Parlamento'ya giren siyasi par-
tilere yardım olarak dağıtılacak. Ancak, yasa
seçimlerde yüzde 10 barajını aşamasa bile yüz-
de 7"den fazla oy alan ve seçimlerle Parlamen-
to'ya giremese bile sonradan en az 3 milletve-
kiliyle TBMM'de temsil edilen partilere de yar-
dım yapılmasını öngörüyor. Bu hüküm gereği.
24 Aralık 1995 seçimlerinde Parlamento'ya gi-
ren RP. DYP, ANAP. DSP ve CHP'nin yânı sı-
ra yüzde 8.18 oy alan MHP. Parlamento'da şim-
di 8 milletvekiliyle temsil edilen BBP ve 21
milletvekili olan DTP de yardım alacak. Yapı-
lan hesaplamalara göre, 1998 bütçesinin. "ge-
nel bütçc gelirleri" toplamı olan 10 katnlyon
760 trilyon liranın 5000'de 2 sini oluşturan 4
trilyon 304 milyar lıra 550 milletvekiline bölün-
düğünde. siyasi partilere, her milletvekili için
7 milyar 825 milyon 454 bin lira yardım veri-
lecek.
Yasa. bu paranın son seçimlerde barajı aşa-
rak Parlamento'ya giren partilere verilmesini
öngördüğü için; RP, DYP, ANAP, DSP ve CHP.
24 Aralık 1995'te kazandıklan milletvekili sa-
yısına göre yardım alacaklar.
RP, bugün 150 sandalyeye sahıp olmasına
karşm seçimlerde 158 milletvekili çıkardığı için
1 trilyon 236 milyar421 milyon 732 bin lira ile
yardımdan en büyük payı alacak. DYP'ye de.
bugün 92 milletvekiliyle temsil edilmesine rağ-
men, seçimlerde 135 milletvekili çıkardığın-
dan dolayı 1 trilyon 56 milyar 436 milyon 290
bin lira verilecek. Yardımda üçüncü sırayı alan
139 milletvekilli ANAP'a ise seçimlerden 132
milletvekiliyle çıktığı için 1 trilyon 32 milyar
959 milyon 928 bin lira venlecek. DSP. 24 Ara-
lık'ta kazandığı milletvekilinin 13'ünü kaybet-
tiği halde 76 milletvekili üzerinden hesaplana-
rak 594 milyar 734 milyon 504 bin lira alacak.
ANAP gibi CHP de bugün 55 milletvekili ol-
masına karşın seçimde 49 milletvekili getirdi-
ği için 383 milyar 447 milyon 246 bin lira yar-
dımla yetinecek.
Barajı aşamayanlar
Siyasi Partiler Yasası'nın "DevtetçeYardım*ı
düzenleyen ek maddesine 1988'deeklenenfık-
ra ve 1990"da getirilen ek madde, genel seçim-
lerde barajı aşarak Parlamento'ya giren parti-
lerin yanında. yüzde 7'den fazla oy alan ancak,
Meclis'e giremeyen ve TBMM'de 3 ya da da-
ha fazla milletvekiliyle temsil edilen partilere
de yardımı öngörüyor.
Demirel'in daveti
DYP'de
iftar yemeği
sıkmtısı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-DYP'de.
Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'in
davetiyle gündeme gelen
iftar yemeği bunalıma
neden oldu. DYP
yönetimi, Demırel'in
yemeğine katılmama
yönünde eğilim
gösterirken, bu tavnn
protesto biçiminde
algılanmaması için bir
heyet oluşturulması karan
alındı. Cankaya'nın
davetine katılacaklann
isimleri Genel Başkan
Tansu Çiller tarafından
son ana kadar
belırlenemedı. DYP'de.
Demirel'in iftar yemeğine
katılıp katılmama
tartışması dün yayılds.
DYP'nın Grup
Başkanvekilleri Saffet
Ankan Bedük, Turhan
Güven yemeğe
katılmay^caklannı,
açıklarken Genel.Sekreter
Nurhan TekineL, "Ben
birkaç yıldır zaten
katılmıyorum'" dedi. DYP
Corum Milletvekili Bekir
Akso> da. "Ben de
katılmıyorum" dedi. DYP
Genel Başkan Yardımcısı
Hayri Kozakçıoğlu.
DYP'nin bugün toplam
700 kişiye Dedeman
Oteli'nde iftar >emeği
programmı anımsatarak
"Saytn
Cumhurbaşkanı'nın
daveti bizim davetimizden
sonra geldi. Bu nedenle
katılma oranı düser"
dedi.
Erbakan'dan
protesto yok
RP grubunun basına
kapalı bölümünde
milletvekillerı,
Cumhurbaşkanı
Demirel'in iftar yemeğini
gündeme getirdiler. Bazı
milletvekilleri Demirel'in
davetinin reddedilmesini
istediler. RP Genel
Başkanı Necmettin
Erbakan ise. ramazan ayı
süresince düzenlenecek
olan bütün iftarlara
milletvekillerinin
katılmalan gerektiğini
belirterek protesto
önerilerine destek
vermedi.
UZYAZII ORHAN BİRGtT
Yazının başlığını, yeni kuşak-
lar elbette bilmezler. Bugünkü
konuşma dili ile "söylentisi ol-
masından kötü" olarak sadeleş-
tirebiliriz. Örnek mi istiyorsu-
nuz? Perşembe günü sonuç-
lanması beklenen dava için, Er-
bakan'a gönderme yapılarak
dünkü gazetelerde yayımlanan
haberler, "şüyuu vukuundan
beter" özdeyişi için biçilmiş bir
kaftan gibi seçilebilir.
Haber, önce geçen yılın son
günlerinde "Sabah"ta yayım-
lanmıştı. Refah liderinin, mah-
kemede kendi davalan ile ilgili
gelişmeleri anında izlediği ve
gerekli önlemi aldığı ileri sürülü-
yordu. Erbakan, yakın çevresi-
ne sürekli moral de veriyor ve
"Merak etmeyin" diyordu, "bizi
kapatamayacaklar"...
Karar oluşumundan önceya-
yılan böyle bir haberin açık açık
"şaibe" altında bıraktığı Anaya-
sa Mahkemesi'nin, haber karşı-
sında elbette vaziyet almasını
düşünemezsiniz. Ne yapsın
mahkeme? "Erbakan doğru
söylüyor" mu desin? Yoksa Re-
fah liderini yalanlasın mı? Ya da
yüksek yargıçlar arasında ho-
caya kulaklık yapanlann oldu-
ğunu kabul ederek "kulak" ile
"kulluk" arasında köprü mü ol-
sun?
Bir mahkeme, hele on bir yük-
sek yargıçtan oluşan bir mahke-
me, elbette bu tür haberler kar-
şısında, açık durum alamaz. Bu
görev, haberin kaynağı olarak
gösterilen ve çok konuşmayı
sevdiğini yakından bildiğim Er-
bakan'a düşer. Ama Refah lide-
ri, geçen yılın son günlerindeya-
yımlanan bu haber karşısında
mutlu bir suskunluk içinde.
Ve haber. bir başka biçimi ile
dünkü başka gazetelerde de y-
er aldı. Mahkemenin RP'yi ka-
patmayacağı güvenceleri, yan-
daşlara verilmekle kalınmadı.
Anayasa Mahkemesi'nin yann-
ki karar oturumuna, üyelerin ba-
zılannın isteği üzerine yeni bir ek
savunma dilekçesi daha verile-
rek, bir kez daha zaman kazan-
ma yoluna gidilecegi söylentile-
ri de eklenerek...
'Şüyuu Vukuundan Beter...'
Başkentteki meslektaşlanm,
haberlerin Refah kaynaklı oldu-
ğunda ısrarlılar. Dahası, o kay-
nakların kendilerine Hoca'nın
"gönüllerini ferah tutmalan"yo-
lunda mesaj gönderdiğinde de.
Anayasa Mahkemesi dün yir-
mi beş dakika gibi kısa sayılabi-
lecek bir zaman dilimi içinde,
yeni başkanını seçti.
Dört tur süren oylamada üç
yargıcın ismi sandıktan çıkıyor-
du. Ahmet Necdet Sezer, Yal-
çın Acargün ve Güven Dinçer.
Dördüncü turda Ahmet Nec-
det Sezer, 6 oy ile yüksek mah-
kemenin yeni başkanı oldu.
Kulislere göre yeni başkan
için oy kullananlar, Sactt Adalı,
Haşim Kılıç, Ali Hüner ve
Mustafa Bumin.
Doğal olarak Sezer'in kendi-
si de. Hüner. Başkan Sezer gibi
Yargıtay üyeliğinden geldiği için
oylan "köken dayanışmaa" ola-
rak yorumlanıyor. Sürpriz des-
tek oylan Haşim Kılıç ve Sacit
Adalı gösteriliyor.
Bu iki isim, Ankara Belediye
Başkanı Melih Gökçek ın ve
başka bazı Büyükşehir Beledi-
yesi ileri gelenlerinin de bağlan-
tısı olan "Ufuk Yapı Kooperati-
ü"nde de komşular.
Medyanın güçlü aday olarak
gösterdiği iki isim, Güven Din-
çer ile Yalçın Acargün, o ara-
da seçimin kilitlenmesi haliyle
kendisine şans tanınan Lütfü
Tuncel başkanlık yanşını yitir-
diler. Yeni başkanını seçerek
idari işlerini tamamlamış bulu-
nan Anayasa Mahkemesi, artık
önündeki dosyalara dönebilir.
Kamuoyumuz, Anayasa
Mahkemesi denince, Refah
Partisi çağnşımını yapıyor. Oy-
sa yüksek mahkemenin önün-
de, kapatılması istenilen başka
parti davası da, iptali önerilen
yasalar ile ilgili dosyalar da var.
Mesela, Şerafettin Elçi'nin
Oemokratik Kitle Partisi ile ilgili
dosya da karar aşamasında.
Ama Elçi, dudaklannı ısırarak
da olsa, genel başkanlığını yap-
tığı partisinin geleceği ile ilgili
olarak ağzını açmamayı yeğli-
yor ve adalete yürekten saygı
besleyen bir yurttaşın davranı-
şını sergiliyor. Refah davası ise
salt Türk iç politikasını değil;
Avrupa, hatta Amerika Birleşik
Devletleri'ndeki yöneticileri de
ilgilendirir bir soru yumağı halin-
de. Bu gündemden düşmeme-
nin tek nedeni. Erbakan ve ar-
kadaşlannın başanlı bir kulis po-
litikası izlemekte oluşlan.
Otuz kadar siyasi partinin ka-
patıldığı bir ülkede, yazar çizer-
lerden ve aydın rozetlerini taşı-
mak için özen gösterenlerden
oluşan bir baskı grubu, sürekli
olarak parti kapatılmasının ne
kadar ayıp olduğunu anlatmaya
çalışan uyumlu bir koro halin-
deydiler. Daha önceki mahke-
me uygulamalan için ağızlannı
açmayışlarının nedenlerini,
umanm akşamlan başlannı yas-
tıklanna koyduklan zaman vic-
dan hesaplaşmalan sırasında
kendi kendilerine anlatıyorlardır.
Tıpkı, yine Refah davası ne-
deniyie "o/amaz" bildirileri ya-
yımlayan kimi milletvekilleri ve li-
derlerimizin, elleri vanp da Ana-
yasa ile Siyasi Partiler Yasa-
sı'nda değişiklik isteyen teklifler
hazırlamayışlan gibi.
Ki bu kabank listenin başın-
da, elbette bugünün demokra-
si şampiyonluğunu kimselere
bırakmayan Refah lideri, kur-
maylan ve öteki RP'li milletvekil-
leri gelmelidir.
Erbakan ye arkadaşlan "Ku-
lağımız var. Içeride ne olup biti-
yorsa anında öğreniyoruz. Bizi
kapatmayacaklar" sözleri ile
yandaşlarına moral vereceğiz
diye Anayasa Mahkemesi üye-
lerini töhmet altında bırakmak-
dan vazgeçmelidir. Refahlı seç-
menler de bu kulak haberinin
yaratacağı çağnşıma uymalı ve
Hoca ile öteki RP'li milletvekil-
lerinin kulaklannayapışarak bü-
tün güçleri ile çekmelidiıier.
POUTtKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETtNKAYA
'Çürüme
Çürümüşlük fotoğraf karelerınde çoğahyor; vurgun,
soygun gündelik yaşamın halkalarını oluşturuyor...
15-16 yaşlanndaki çocuklanmızı 'silahlı çete' kur-
dukları gerekçesiyle ışkenceden geçırip zindanlarda
çürüten düzen, vurgunun kahramanlanna 'yasal gü-
vence' tanıyor...
Ne diyor eski TBMM Başkanı Mustafa Kalemli:
"Etik açıdan yanlışyaptım, kabul edıyorum. Ama ka-
nunsuz bir şey yapmadım, alnım açık..."
Toplumumuzdaki çürümüşlüğün tipik bir gösterge-
sidir tüm bu olup bitenler...
Türkiye vurgunculann cennetidir...
Hayali ıhracartan önce devletin Hazine alanlarını ta-
lan edenler, bugün 'büyükpatron' olmuşlardır...
Ülkemızde kirlenen salt siyaset değildir. Politikacı-
sından gazetecisıne dek herkes bırbırıne bakarak bu
pısliğin içine girmıştir...
Az sayıda namuslu polıtikacı, sendikacı, gazeteci,
işadamı, sanayici çürümüşlüğün içinde mücadele et-
meyeçabahyor...
Sonuç almır mı?
Hiç sanmıyoruz!
Önce sosyal dempkratlara bakalım:
CHP'nm Seyhan ilçe Kongresi'nde yaşananlar çü-
rümüşlüğün çok net bir fotoğrafıdır...
CHP Genel Sekreter Yardımcısı Erdoğan Yetenç'in
üzerine saldınp yumruk ve tekme atanlar kimlerdir?
Bu kişilerin, bırakın 'sosyal demokratlığı' insanlıkla
uzaktan yakından ilişkısi yoktur.
Bir partinin genel sekreter yardımcısına saldıran ya-
ratıklara 'parti içi muhalefet' denilemez...
Erdoğan Yetenç'i neredeyse lınç etmeye kalkan ağ-
zı salyalı yaratıkların, ya demokrasıden ve insan hak-
lanndan söz etmelerine ne denır? Sahtekârlığın böy-
lesi hangi demokratik ülkede etik kavramlarla bütün-
leşir?
• • •
izmir'in Çeşme llçesi'nin lldırı Köyü'nde milletvekil-
lerinin villaları bulunuyor...
Dünkü gazetelerdekı başlıklara bakıyoruz:
"Mustafa Kalemli'ye Ankara'da iki ev veren MESA
firması, Mec/ı's /o^man/arında kullandığı malzemeyle
eskibaşkanın yazlık villasım da tamamlamış..."
lldırı yöresi SİT alanı değil midir? Buraya inşaat ya-
pılır mı?
Amayapılmış...
Bir soru daha:
"lldırı'daki arazı kimındir?"
Yanıtını biz verelım:
"Hazine'nin"
Milletvekilleri Hazine arazisıni yağmalarsa, mafya da
Ege ve Akdeniz kıyılarındakı alanlan, istanbul'un varoş-
lanndakı devletin toprağını elbette ele geçınr...
28 öcak 1997 tarihlı 'Cumhuriyet'in manşetini anım-
satalım:
"Teğmen Güçlü'yü öldüren doktor Meclis'te..."
13 Nisan 1970'te HacettepeTıp Fakültesi'nin Sıhhi-
ye'deki merkez bınası faşıstler tarafından basılmış, As-
teğmen Dr. Necdet Güçlü. Ülkü Ocakları Genel Baş-
kanı Ibrahim Doğan tarafından öldürülmüştü...
26 yıl sonra gazetelerde bir fotoğraf yer aldı. ibrahim
Doğan, Mustafa Kalemli'yi muayene ediyordu. Cum-
huriyet bunu manşet yaptı.
Fotoğrafa Oral Çalışlar'la beraber bakıp karanmızı
vermiştik:
"Su kisi Dr. Necdet Güçlü 'nün katili Ibrahim Doğan.
Katil, TBMM'ye doktor olmuş, biz ise hâlâ Abdultah
Çatlı 'nın Meclis'e girip girmediğini araştınyoruz."
Oral'la birlikte Uğur Mumcu'nun 14 Nisan 1976'da
yazdığı yazıyı arşıvden bulduk ve okuduk...
Uğur, şöyle yazmıştı: "Ülkü Ocakları Genel Başkanı
Ibrahim Doğan ve Milliyetçı Hareket Partisi Gençlik
Kollan Başkanı Ali Güngör, 13.4.1970 günü. Anka-
ra 'da Hacettepe Üniversıtesı bahçesınde Dr. Necdet
Güçlü'yü tabanca kurşunuyla vurarak öldürdüler. Ka-
tillehn cınayeti Fehmi Altınbilek ve Mustafa llerisoy
adlanndaki iki teğmenin sılahlanyla işlediklen, Ankara
1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 1974/91 esas ve
1974/486 say//ı kararında yazılmıştır. Cinayet aleti
'6815296' ve '6815248' sıcıl sayıh tabancalar, Ankara
Adliyesi'nde '1970/814' sırasında kayıtlıdır.
Fehmi Altınbilek hakkında o günden bu yana hıçbir
kovuşturma açılmamıştır: Altınbilek şu anda istan-
bul'da Karta/'da yüzbaşı rütbesıyle görev yapmakta-
dır. Kim konıyor bu yüzbaşıyı? Ben mi?
Işteyer bildiriyoruz, tarih bıldihyoruz, suç a/etı sı/ah-
/ann kayıt sayılannı bildiriyoruz. Başbakan susuyor.
Içişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı susuyor ve Jan-
darma Genel Komutanı da susuyor. Sonra da Demi-
rel.
- Kim kimi korumuş söylesinler.. diyor. Daha nasıl ka-
nıöaya/ım, ne söy/eye//m, ne yapalım daha? Yüzbaşı-
yı tutup savcıya biz mi götürelim?"
• • •
Türkiye'de siyasetten medyaya dek uzanan zincirin
halkalannda 'rüşvet, vurgun' vardır...
Artık bu pislık temizlenmelidır!..
Polis öğrenciyı, işçiyi. memuru copluyor. dövüyor;
sosyal demokratlar "Biz muhalifız" deyıp Erdoğan Ye-
tenç'i linç etmeye kalkıyor...
Milletvekilleri Hazine arazısinı ele geçiriyor, mafya
Edirne'de 6 kışıyı öldürüyor, cinayetten hüküm gıymiş
faşist TBMM'de doktor olarak görev yapıyor, sıyasal
iktidar da devlet içinde örgütlü çeteleri açığa çıkarma-
yaçalışıyor...
Böylesıne bir çelişkı nerede görülmüş!
Çürüme. toplumun her kesimınde ivme kazanıyor...
E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (a raksnet.com
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Düzeltme: Dünkü yazının baş-
lığı "PKK Turizm ve Ötesi" olacak
iken. bir vırgül ile terör örgütü ile
turizm sözcükleri ayrılmış olarak
çıkmıştır.
Bilim ve Ütopya
Gerçek yüzüyle
Prof. Dr. Ertuğrııl Acun, Y. Savaş Emek,
Nesrin Timur, Prof. Dr. Gürol Ergin,
Oktay EkincU Prof. Dr. Ahmet Hızal
İstanbul ormanlarını vakıf üniversitesi
bahanesiyle talan edenler, nükleer santral
ihalesine girenler, kıyılarımızı beton yığınına,
denizlerimizi, akarsularımızı zehir yataklarına
çevirenler kim dersiniz? Türkiye'nin en büyük
holdigleri. Bunlar aynı zamanda TEMA'nın da
kurucusu. Evet, Türkiye ne çöl olacak
ne de bu holdinglerin çiftliği.
Çizgibilim Eki
Ademden Önce (Jack London)
Tel-Faks: (0212) 213 80 29- 30
E-posta: bilimutopya@superonline.com
Ocak sayısı bayilerde