Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenr Orhan Erinç
0 Genel Yayın Koordınatoru Hikmet
Çetinkaya • Yazıışlen Müdurlen İbrahim
Yüdız - Dinç Tayanç 9 Sorumlu Müdur
Fikret tlkiz • Haber Merkezı Müduru
HakanKara#.GörselYonetmen Fikret Eser
Dış Haberler Şinasi Danışoğlu • Ntıhbarat Cengiz
Yıldınm • Ekonomı Mehmet Saraç • Kultur
Handan Şenköken 9 Spor Abdiilkadir ^ ücelman
9 \1akaleler Sami Karaören 9 Duzeltme \bdullah
Vana9Fotograf Erdoğan Köstoğlu 9Bılgı-Bclge
Edibe Buğra 9 Yurt Haberlen Mehmet Faraç
Ya\inKurulu İlhanSdçukfBaştan).
Orhan Erinç. Okla> Kurtböke.
Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner,
Ergun Bakı. Dinç Tayanç. İbrahim
V ıldız. Orhan BursaJı, Mustafa
Balbav. Hakan Kara.
Ankara Teımılcısı Mustafa Balba> Ataturk BuK an No
125,Kat4,Bakanlıklar-AnkaraTeI 4195020(
7
hat), Faks
4195027 0 tzmır Temsılcısı Serdar Kızık. H Zıya
BK 1352 S 2 3TeI.4411220. Faks 44191 |70Adana
Temsılcısı. Çetin Yiğenoğlu. Inönu Cd 119 S No. 1 ICat 1.
Tel 363 12 11, Faks 363 12 15
Muessese Muduru Cstün Akmen 9
Koordınator \hmet KoruUan #
Muhasebe Bulent \ener#tdare Hüseyin
Gürer • lşlctme Önder ÇeBk • Bıl'gı-
lşlem jNail İn«l • Bılgısayar Sıstem
Mürüvet Çiter#Satış FazfletKuza
MEDYA C: 9 Yonetım Kuralu
Ba^kanı - Genel Mudur Gülbin
Erduran 9 Koordınator Reha
Işıtman 9 Oenel Müdur Yardımcısı
SevdaÇoban Tel 514 07 53 -
5139580-5138460-61.Faks 5138463
Yayımlayan \e'6asan: Yem Gun Haber ^jansı. Basın \e Yavncılık A $
Turkocaj: Cad 39 41 Cağaloglu 34334 lst PK 246 Istanbul Tel (0 212)512 05 05 (20 hat) Faks (0 212) 513 85 95
7OCAK1998 lmsak:5.49 Güneş: 7.22 Öğle: 12.17 tkindi: 14.37 Akşam: 16.58 Yatsı: 18.26
Şarkıcı Sonny
Bono öldü
• VVASHINGTON
(AjansIar)-ABD'del971-
1974 yıllan arasında şov
dünyasının ünlü ikilisi
haline gelen Sonny And
Cher grubunun erkek
şarkıcısı Sonny Bono,
geçirdiği kayak kazası
sonucu hayatını kaybetti.
ABD'nm Nevada
eyaletındekı Tahoe Gölü
yakınlanndaki bir kayak
merkezınde tatilıni geçiren
Sonny. kayak için için
çıktığı dağda kayboldu.
Polis yetkilileri.
kaybolduktan 2 saat sonra
Sonny'nın donmuş cesedini
buldular. Grubun
dağılmasından sonra
politikaya atılan 62
yaşındakı Bono. 1995
yılından bu yana
Cumhuriyetçi Parti"nin
Kalifomiya Senatörü olarak
görev yapıyordu.
Pazarlarda
inceleme
• İSTANBUL (AA) - Tüm
Tüketıcılen Koruma
Derneğı, bazı semt
pazarlannda yaptığı
incelemeler sonucu beyaz
peynır. taze kaşar peyniri,
salam ye tereyağı gibı
gıdalann yüzde 42.1 "inde E
kolı. yüzde 84.2'sinde de
bozulmaya yol açan maya ve
toksinlere rastlandığını
açıkladı. Açıklamada, semt
pazarlanndan alınan
gıdalarda dikkatli olunması
ıstendi
Çocuklara
yardım
• Dh ARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) -
Diyarbakır 7. Kolordu
Komutanlığı tarafından
Doğu ve Güneydoğu
Anadolu Bölgesf ndeki
ılköğretım okullanna ve bu
okullarda öğrenim gören
öğrencilere yardım amacıyla
geniş kapsamlı bir
kampanya başlatıldı.
Kıbns'ta turizm
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) -KKTC Başbakan
Yardımcısı Serdar Denktaş
ile Turizm Bakanı tbrahim
Gürdal. Kıbns turizminin
geliştirilmesi konusunu
görüşmek üzere Antalya'da
bir araya gelecekler. Turizm
Bakanlığı'ndan alınan
bilgiye göre. Denktaş ile
Gürdal. 10 Ocak Cumartesi
günü. Kıbns'ın Türkiye'dekı
ilk turizm bürosu olan
Antalyaüaki merkezin
açılışını yapacaklar. Açılışın
ardından turizm sektörüne
ilişkin TalyaOtel'de
düzenlenecek toplantıda,
turizmin geliştirilmesi
tartışılacak.
Yeni tedavi yönteminde hastaya yüksek dozda vücut direncini artıran besinler veriliyor
Kansere karşı beslenme kürü• Beslenme ve kanser araştırmalanndan yola çıkılarak
geliştirilen yeni tedavi yönteminde, hastalara radyoterapi ve
kemoterapinin yanı sıra vücudun bağışıklık sistemini
güçlendirici bir diyet uygulanıyor.
ASUMAN ABACIOĞLU
İZMTR - Dokuz Eylül Tıp Fakültesi
Hastanesi 'nde "beslenme" kanser teda-
visinin bir parçası olarak uygulanıyor.
Amerika'da da beş yıldır uygulanan yön-
tem çerçe\ esinde, \-ucudun kansere kar-
şı direncinı arttıran besinler hastalara
yüksek dozda venlıyor. Beslenmenin
kanseri önleyici etkisi ve kanser teda-
visindeki rolüne ilişkın araştırma so-
nuçlanndan yola çıkılarak kanserlı has-
talara radyoterapi ve kemoterapinin ya-
nı sıra vücudun bağışıklık sistemini güç-
lendirici bir dıyet uygulanıyor.
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakül-
tesi Erişkin Onkoloji Hematoloji Bölü-
mü"nden Doç. Dr. RüksanÇehreli. bes-
lenme biçimi ile bazı hastalıklann orta-
yaçıkmasıarasındakiilişki\edikkatçe-
kerek "Besinlerin içeriğL, besinJerin kir-
lenmesi, besinin aşın veva az tüketilnıe-
si, bütün bunlann hepsi, kanser oluşu-
munda olumsuz etkenler. Beslenmenin
kanserin oluşmasında en az yüzde 30-
35'ük payı var" dedı.
İnsanoğlunun fiz\ olojisınin 30 bin yıl-
dır aynı kalırken -doğada saf hakieki ta-
hıL, meyve ve sebzeve" dayalı '"vitamin
ve posa açısından zengin" yalın beslen-
me tarzının yüzde 99.9'luk bir değışı-
me uğradığına dikkat çeken Doç. Dr.
Çehreli. "Bu çok hızlj bir değişim. Üs-
telik bu değişim son 30-40yıl içindc bü-
yük bir i\ me kazanmış. Biz bugün kar-
şımıza çıkan alerjik hastalıklar. koroner
kalp hastalıklan, kanser, hipertansiyon
ve diyabet gibi hastalıklann arkasında
yaşamış olduğumuz bu değişimin bu-
lunduğunu irdetemekzorundayTz" dedı.
Çehreli. günümüzde sık görülen ko-
lon kanserlennın oluşumunda en önem-
lı etkenlerden bınnm "aşımağlı beslen-
me. çok fazla katı \ e ha>^ ani yağ kullan-
ma" olduğunu vurguladı. Kolon kan-
sennde "posasızgKİalarla" beslenmenin
de etken olduğunu belirten Çehreli, ül-
kemizde "rafineedilmiş" gidalara daya-
lı beslenme alışkanlığının artmasıyla.
posa miktannın günde alınması gereken
30-35 gramdan 10-15 grama kadar düş-
tüğünü bildırdi.
Anti-oksidanlann önemi
"Anti-oksidan" adı verilen maddele-
rin az tüketilmesinin de kansergörülme
sıklığını arttırdıgını kaydeden Doç. Dr.
Çehreli. anti-oksidanlan *\ücudagiren
yabancı hastalık yapıcı mikroorganiz-
malara karşı koru>ııcu hücreierin oluş-
masma yardımcı olan etkenler" olarak
tanımladı. "A vitamini ve içindeki beta-
karoten, la> kopen. C ve E \itaminleri se-
lenyum, demir. bakır. omega üç yağ asi-
dj" gibi antı oksıdan maddeleri içeren
besın gruplannı en çok tüketen insan-
lan ınceleyen 15 yıl süreli çalışmalar-
da, bu insanlarda kanser oluşumunun çok
düşük olduğunun gözlendığini vurgula-
yanÇehreh. "Bu maddeleri içeren gıda-
lan, kanser tedavisi olan hastalanmız-
da \ üksek dozlarda kullanarak bağışık-
lık sistemini güçlendirmevi amaçlıvo-
ruz*'dedı. Kanserlı hastalarda kemote-
rapi veya radyoterapi \erilme aşama-
sından sonra birdüzelme görüldüğünü.
ancak bir süre sonra dirençli bir başka
kanser tipinin gelişebildiğini kaydeden
Çehreli. sözlerini şöyle sürdürdü:
-Dirençli bir kanserle hasta karşımı-
za geldiğinde artık ikinci ya da üçüncü
kez kemoterapi vermenin pratik birya-
ran kalmıvor.Son beş \ıldırAmerika'da
da bu tedavi yöntemi ön plana geçti. Biz
buna imnıun nutrition divoruz. Vani ba-
ğışıklıksistemini güçlendirici beslenme.
Anti oksidan sa\ unnıa sistemini ön pla-
na çıkanp o sistem doğrultusunda sözü-
nü etngim besin öğeierini > üksek dozlar-
da vermeve yönelik bu tedavi programı-
nı bir vıldır uyguluvoruz. Tedavi sonra-
sı hastalarda immun direnç mekaniz-
ması oluşturup, hastanın bağışıklık sis-
temini güçlendirip sevmediğimiz kan-
ser hücreleri mücadelesine destek sağ-
lamavi amaçbyoruz."
A\nca yıne bu teda\i şeklını hasta-
va kemoterapi alırken de uyguladıkla-
nnı belirten Çehreli. "Sonuç gayet gü-
zel. Hastalar en azuıdan kemoterapinin
getirdiği yan etkileri daha kolav karşıla-
yabilivorlar. enfeksivonlaravakalanma
riskleri azalıyor" diye konuştu.
Küçük Denizkızı 'na saldırı
Danimarka'nın başkenti Kopenhag'ın simgesi olan
Küçük Denizkızı heykelinin kafası koparıldı.
Danimarka'da şaşkınlıkla karşılanan olayın kimler
tarafından >e ne amaçla gerçekleşririldiği henüz
açıklık kazanmazken. polis suçluları yakalamak
için harekete geçti. Ünlü Danimarkalı masalcı Hans
( hristian Andersen'in bir masalından esinlenerek
Kopenhag limanında doğal bir kayanın üzerine
verleştirilen heykel. 1964 Mİında da benzer bir
saldınya kurban gitmişti. Heykelin 1964 yılındaki
saldında kopanlan ve bulunamayan kafasının
yerine, aslına sadık olarak yapılan bir kopyası
yerleştirilmişti. (Fotoğraflar: Cumhuriyet-Reuters)
TAR1M ALANLAREVIN YOK EDİLMESİNE ÇEVRECİLERDEN TEPKİ
'Budalaca sanayfleşme bitsin'
CEM ULUTAŞ
Tanm alanlannın sanayi ve yerle-
şimlere açılarak yok edilmesi. çevre-
ci kuruluşlann tepkisine neden oluyor.
Dünya tanm ticaretinin yüzde 24'ünü
elinde tutan ABD göz önünde bulun-
durulursa. tanmı katlederek "sanavi-
leşme budalalıgının" ancak bizım gi-
bi ülkelerdegörülebileceğini belirten
çevreciler, kendi besininı sağladığı
topraklan koruyamayan bir ülkenin.
hiçbirdeğerini koruyamayacağını söy-
lediler.
SOS Akdeniz DerneğYnden Nes-
rin Timur da topraklann ya kimyasal
tanm ilaçlanyla ya da sanayicinin çok
yönlü saldınsıyla gerçek anlamda
"çöfleşmekte" olduğunu söyledi. Tür-
kıye'de 1980-88 arasında yatınmya-
pan 51 yabancı firmanın 48"inin sa-
nayiye değil tanma yatınm yaptığını
anımsatan Timur. "Buherhâkteonla-
nn cahJDiğinden değil, geleceği gör-
melerindeödir" diyerek tepkısini di-
le getirdi. Tımur, fanmsal Varlıklan
Koruma Kurulu'nun oluşturularak,
topraklann hükümet ve sanayicinin
elinden kurtanlmasını önerdi.
• Kendi besinini sağladığı
topraklan koruyamayan bir
ülkenin, hiçbir değerini
koruyamayacağını belirten
çevreci kuruluşlar, tanmsal
alanlann sanayi ve yerleşime,
sulak alanlann da tanma feda
edilmesine karşı çıktılar.
Doğal Hayatı Koruma Derneğı
(DHKD) Genel Müdürü Nergis Yaz-
gan. Cumhurbaşkanı Sülevman Demi-
rel'in verimli topraklara yasalara ay-
kın olarak otomoti\ endüstnsı kurul-
masını "Bu topraklardan patates ye-
rine otomobilçıkacak" sözleri\ leteş-
vik ettığini anımsatarak "Y'üksekdü-
zeyde söylenen bu sözlerin endikanTde-
ğeri \sar. Son derece yanlış bir tutum"
dedi. Yanlış kullanımlann önüne ge-
çılmesı için arazi sınıflandırması ha-
ritasının hazırlanarak bir an önce uy-
gulanmasını isteyen Yazgan. Türki-
ye'nin taraf olduğu uluslararası söz-
leşmelerle koruma altında olması ge-
reken 1.5 milyon hektar sulak alanın
yok edildiğinı kaydetti. Bu mıktar.
Türkiye'de son yirmi >ılda sanayiye
ve yerleşımlere terk edilen 450 bin
hektarlık tanmsal alanın üç katından
fazla. Yazgan. \erimli tanm toprak-
lan sanayi ve yerleşımlere feda edi-
lırken. kuşlann üreme alanı ve zengin
biyolojik çeşitliliğe sahip sulak alan-
lann da tanma açıldığını belirtti.
Politik gerekçelerle sulak alanla-
nn kurutulmasından elde edilen top-
rakların venmsız \e hıçbır organik
değeri olmadığını kaydeden Yazgan.
trilyonlarca liranın bo^a harcandığı-
nı söyledi. Bu uygulamanın en çarpı-
cı örneğinın Aksaray'ın merkez ilçe-
sı Eskil'dekı Eşmekaya sazlığında ya-
şandığını belirten Yazgan. yürütme-
nin durdurulması için Ankara idare
mahkemelerinde da\a açtıklanru anım-
sattı.
ÇEKÜL Genel Sekreten Betül Sö-
zen de de\ letın kendi meralannı. ve-
nmlı topraklannı koruması \e ıslah et-
mesigerektığını söyledi. Sözen. Dün-
ya Bankası'nındesteğivlehazırladık-
İan "Doğu Anadolu Su Havzalan Re-
habilitasyon Projesi"nın yöre halkının
me\cut tanm alanlanndan daha çok
\ enm elde etmelen \ e yaşanan iç gö-
çün durdurulmasına yönelik olduğu-
nu anlattı.
e-posta : tan (â prizma.net tr
AKM'de
Mevlana'yı
anmagecesi
Uluslararası Lions
Kulüpleri Birtiği Yönetim
Çevnesill8-T.Türk
düşünürü Mevlana
Celalettin Rumi anısına bir
gece düzenledi. Atatürk
Kültür Merkezi'nde (AKJVI)
önceki akşam
gerçekleştirilen Mevlana'yı
anma gecesinde Galata
Mevlevihanesi Vaşarma
Derneği Çağdaş Âşıklar
Grubu tarafından 'sema'
gösterisi sunuldu. Gecede.
"Hicaz, Hüseyni, ve Rasf
makamında ilahilerden
oluşan konser verildi. 118-T
Genel Y'önetmeni Hayati
Babaoğlu, geceden elde
edilen 1 milyarlık gelirin
Beşiktaş Dikilitaş'ta
yapılacak olan, Gazi
Mustafa Kemal İlköğretim
Okulu'nun yapımında
kuUanılacağmı belirtti.
Geceve vaklaşık bin kişilik
bir davetli katıldı. (Fotoğraf:
AYKUT KÜÇCKKAYA)
SfGARA İÇENLERE GÖZ AÇTIRMAYACAKLAR
^Dıımaıı avcıları' atakta
CEMİLCİĞERİM
SAMSUN - Kapalı
mekânlarda sigara içen-
ler artık göz hapsinde
olacak. Türkiye Çocu-
kevleri Vakfı. ilkokul
öğrencilerinden oluşa-
cak "Duman Avcılan"
örgütünü kuruyor.
Kimlik, yetki belgesi
\ e özel giysi taşıyacak
olan avcılar, sigara ya-
sasına muhalefet edenleri \akfa rapor
edecekler.
"Türiin Mamullerinin Zaraıiannın
Önlenmesine DairYasa'nın geçış süre-
cının sona ermesını göz önüne alan Tür-
kiye Çocukevleri Vakfı Yönetim Kuru-
lu, yasanın etkin bıçimde uygulanması
veçocuklann kendılennı koruma bilın-
ciningelıştinlmesi ıçınbirçalışmabaş-
lattı. Vakıf "DumanAvcılan" örgütü ku-
rarak sigara ile ilgili yasaya aykın hare-
ket edenlere göz açtırmayacak."Duman
Avcılan'"nın yakında işbaşında olacağı-
nı ve sigara yasaşının etkin biçimde uy-
gulanması için mücadele edeceğinı be-
lırten Türkiye Çocukevlen Vakfı Genel
Müdürü Selim Kazak. yeni yapılanmay-
la ıleıli şunlan söyledi.
" İlköğretim okullannın 4. ve 8. sınıf
öğrencilerinden oluşacak Duman Avcı-
lan hulunduklan her verde görev >apa-
caklar. Kendilerine özgü kıyafctkri, kim-
likleri. v etki belgeleri olacak. Vasak yer-
lerde sigara içenleri uyaracaklar. Yasa-
ğa uymamakta ısrar edenlerle bunlara
engel olmayan görevliler hakkında tuta-
nak tutup türkiye Çocukev leri \akft'na
bildirecekler. \'akıfYönetim Kurulu. Du-
man Avcısı olmuş çocuklara çeşitiî avan-
tajlar yaratacak."
Aldıkactı
'Gericilik
8 yılla
önlenir'
İstanbul Haber Servisi -
İstanbul Ünnersıtesı merkez
binada dun "Atatürk İlkele-
ri ve InkılapTarihi Dersi \ ön-
tembilim Semineri" düzen-
lendı İL Rektörü Prof. Dr.
Kemal Alemdaroğlu. YÖK
Başkanı Kemal Gürüz ve
emeklı Orgeneral NecdetÖz-
torun'un da katıldığı toplan-
tıda konuşan 1Ü Hukuk Fa-
kültesi Öğretim Üvesi Prof.
Dr. Orhan Aldıkactı. Ata-
türk'ün ölümünden sonra in-
kılap tarihi dersinin gıttikçe
hafifletilip ya\aşlatıldığını
savundu. Lise \e üniversi-
telerde inkılap tanhi dersmın
"kuru bir tarih dersi" şeklin-
de anlatıldığını ıfade eden
Aldıkactı. "Ovsa öğrencile-
re, Atatürkveekibüün Erzu-
rum'dan Ankara'va gider-
ken Erzincandağlanndasöy-
ledikleri şarkılar anlatılma-
üydı" dıye konuştu.
Aldıkactı. Türk milletınin
genci güçlere karşı istedigı
zaman örgütlenebıleceğıne
ınandığını belirterek Iğur
Mumcu'nun cenaze
törenınin. son kutlanan 29
Ekimlerin ve 10 Kasım tören-
lerinın bunun kanıtı olduğunu
\urguladı. Aldıkactı, Tür-
ki\e"de çok partili döneme
geçışle bırlıkte dıni eğıtım
\eren mahalle okullannın
hızla arttığını \e gerici eği-
tımin >a>gınlaştığını belir-
terek sekız yıllık kesintısız
eğitimle bu hareketin önüne
geçmenm kısmen mümkün
olacağını söyledı.
Toplantıda konuşan Prof.
Dr. Kemal Bevdilü ise İstan-
bul \e Ankara gibi büyük
şehirlerin dışındakı üniver-
sitelerde ınkılap tanhi ders-
lerinin tamamen Atatürkçü
olmayan kışılerin eline
bırakıldığını savunarak bu
kişılerin derslerde kendi ak-
sı görüşlerinı öğrencilere an-
lattığına bizzat şahit ol-
duğunu söyledi.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
Madalyonun Arka Yüzü
I smet Paşa'nın 'Demiryolu Politikası'm, bir de,
I madalyonun arka yüzünü çevirerek, irdelemek-
te fayda yok mudur? Aslında bu, 'erken' Cumhu-
riyet dönemi ıktisat politikasının. mercek altına
alınması demek; o politika. Gâzi'nin şu sözlerin-
de mündemiç sayılabilir:
"... yeni devletimizin, yeni hükümetimizin bü-
tün esaslan, bütün programlan 'iktisat prog-
ramı'ndan çıkmalıdır. Binaenaleyh evlâtlanmı-
zı o suretle tâlim ve terbiye etmeliyiz, onlara o
surette ilim ve irfan vermeliyiz ki, âlem-i ticâ-
ret, ziraat ve sanatta ve bütün bunlann faali-
yet sahalannda müsmîr olsunlar, faal olsunlar,
amelîbiruzuv olsunlar". (EnverZiya Karal, 'Ata-
türk'den Düşünceler', s. 101, işBankası Kültür Ya-
yınlan, 1956).
Bu düşüncenın nereden geldığini anlamak için,
Gâzi'nin bir başka tesbitine göz atmak gerekiyor;
onun 'fikr-i sabiti' ekonomiyi, dolayısyıyla ticâ-
reti ve sanayii 'ağyar'ın elinden kurtarmak, yâ-
ni 'millîleştirmek'di; yan yarıya sömürge olan
Devlet-i Aliyye'nin 'ulusal' birekonomısi yoktu, oy-
sa Mustafa Kemal 'ulusal demokratik bir devrim 'in
liderıydi; ekonomide, tam bağımsızlıktan ve ken-
di içinde tutarlılıktan yanaydı. Demiştir ki:
"...ticârette düşüneceğimiz şey, ihracat ve
ithâlâtımıza tavassut vazifesini gören ticâreti
ağyar elinden kurtarmaktır. Maateessüf bu ti-
caret artık kendi elimizde değildi. Milli ticâret
müesseseleri birer birer elimizden çıkmıştı. Ar-
tık halkımızın tüccar sınıfını zengin edebilmek
için, ticâretin hariç ellerde bulunmasına mâni
tedabiri ittihaz etmek mecburiyetindeyiz..."
(Aynı eser, s. 195)
Tadına vardınız mı? Günümüzdeki 'küreselleş-
me'meraklılannı çatlatmak ıstermişcesine, 'tücca-
n zengin edebilmek için ticâretin hâriç ellerde bu-
lunmasını önleyecek önlemleri almak zorunda-
yız' demiş! işte, 'Demiryolları Politikası'nın, ülke-
mizde 'devlet eliyle burjuvazi oluşturma' teşebbü-
sü, bu noktadan hareket etmiştir.
Haksız mıydı? O tartışılabilir, ama gerçek budur...
İlk milyonerler nasıl yetişmişti?
Zaten Ismet Paşa, o bahis açılınca ne demişti
hatııiayınız: "...bu hatta çalışan mühendisle-
rimiz, hiçbir yabancı mühendisin bulunmadığı
istikametlerde, kendi başlanna, hatlan yapa-
cak hale gelmişlerdi. Mühendislerimiz ilk tec-
rübeleri kazandıktan sonra, zamanla daha iyi
eserler vücuda getiriyoriardı." (Hatıralar, Cilt 1.
s. 256. Bilgi Yayınevı, 2. Basım, 1992) Öyleydi de,
acaba yalnız mühendislerimiz mi, tecrübe kazan-
mış, en çetrefil arâzide, en müşkül hatlan döşer ol-
muşlardı? Işın içinde 'yerii' müteahhitler de yok muy-
du? Elbette vardı! Şimdi isterseniz. Doğan Avcı-
oğlu'nun, söylediklerine bir kulak verelim:
"...bu (demiryolculuk) politika, yerii kapitalist-
lerin yetişmesini sağlamıştır: Ankara/Ereğli,
Kütahya/ Bafıkesir, Keller/Diyarbakır hatlan-
nın inşâı The Svvedish Co. Julius Berger gibi ya-
bancı firmalara verilmiştir. İnşaatçılık konu-
sunda yerii müteahhitler de, kendi başlanna iş
almaya koyulmuşlar, Samsun/Turhal, Kayseri/S<-
vas, Turhal/Sıvas hatlarını yapmışlardır. Mese-
la Nemlioğlu Gâlip Bey'in Samsun insaatına
talip olması, Gâzi'yi coşturmuş ve 'Efendiler,
Merkezi Anadolu'nun iskelesi olan Samsun'u
Sıvas'a bağlayacak demiryoluna başlarken,
Nemlioğlu'lann hakiki programa ftilen tevessül-
leri ne kıymetli misal olmuştur' diye onu övmüş-
tür." (Türkiye'nin Düzeni, s. 213. Bilgi Yayınevi,
1968)
Daha da ilginci, ünlü (Limancı) Ahmet Hamdi
Bey'e (Başar) göre, ilk milyonerlerimizi demiryol-
larının yaratmış olması. 'Banş Dünyası' dergisinin
63. sayısında demiş ki:
"...biz henüz kendi adamlanmızla ve kendi pa-
ramızla demiryolu yapamayacağımızı bildiği-
mizden, bu işleri başlangıçta bir Isveç grubu-
na vermiştik. Fakat aradan bir iki yıl geçince,
bu grubun emrinde çalışan Türk taşeronlan
yetişmiş ve devletten, doğruca müteahhit ola-
rak, işleri onlar üzerine almaya başlamıştı. En
çok ve en çabuk ray döşeyen, hadsiz hesap-
sız para kazanıyordu. Vâhit fıyat üzerine işi ta-
ahhüt edenler, bu fiyata esas olan işçi kazma-
sı yerine ekskavatör kullanınca maliyetler üç
dört misli azalıyor, kâriar da o ölçüde çoğalı-
yordu. İlk milyonerierimiz böyle doğdu."
Nasıl, beğendinız mi? Mustafa Kemal'in, 'Sa'y
Misâk-ı Millisi' ile tasarladığı, 'ulusal' ve 'bağım-
$ız' ekonomi politikası; daha 'demiryolu polıtika-
sı', uygulamada 'yerlileşmeye' başlarbaşlamaz; son-
raki oligarşinin (bürokrasi +. burjuvazi), öteki
ayağını 'yaratmaya' koyulmuştu. Bu 'ikinci
ayak', zamanla, günümüzdeki Dr. Frankenste-
in'inyarattığı 'Canavar' haline dönüşecek, bü-
rokrasi'ye kök söktürecekti.
İki devrimin ortak talihsizliği
Demiryolu bahsını kapatmadan. o eski tartşmaya
değinmek ısterim: Sovyet Devrimi ile Anadolu
Devrimi, ortak bir talihsizliği paylaşırlar; ikisininde
'tabanlannda', onlan yaratması gereken 'sos-
yal sınıflan' yoktur; ne Rusya'da çok gelişmiş ve
kalabalık bırışçı sınıfı vardır, ne Anadolu'da çıkannı
bilip ulusal pazarı ecnebıye bırakmak istemeyen
bir ulusal burjuvazi!
Her iki devrimi de, sonunda talihsiz bir mer-
keziyetçi bürokrasi diktasına dönüştüren bu
olmamış mıdır? Ruslar, sanayileşme ve elekt-
rifikasyon politikalarıyla, işçi sınıflannı 'serada'
yetiştirmeye kalkıştılar; biz, 'demiryolu
politikası'yla başlayarak, ulusal burjuvazimizi
'serada' yetiştirmeye kalkıştık; ne onlann işçi
sınıfı, klâsik şemaya, gelişmiş ülkelerdeki işçi
sınıfına benzedi, ne bizde burjuvazi, aynı şemaya
göre gelişmiş ülkelerdeki burjuvaziye!
Şu içinde debelendiğimiz başıboşluğun altında
bu yatıyor olmasın?
http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm