15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 OCAK 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Sağlık Bakanlığı, Hepatit-B aşısındaki fiyat kargaşasını incelemeye aldı Aşıya gümrük denetimiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sağlık Bakanlığı Müsteşan Sedat Ünal, yabancı ülkelerden ithal edilen Hepatıt- B aşısının, gümrüğe verilen fıyatlarının incelemeye alındığını bildirdi. Ayrıca Sağlık Bakanlığf nca valiliklerebirerge- nelge gönderilerek aşı fıyatlannın il sağ- hk müdürleri tarafından denetletımesi is- tendi. Ünal. ilk incelemenin ithal edilen aşı- lann gümrüğe bildirilen fiyatlan üzerin- den yapılacağını söyledi. Gümrüğe bil- dirilen fıyatlann, aşılann gerçek fiyatla- n olup olmadıgının araştırılacagını kay- deden Ünal. "ıthalatın fivatlandvrma- • Sağlık Bakanlığı, Hepatit-B aşısının piyasada çok yüksek fiyatlarla satılmasının doğurduğu tartışmalann ardmdan, aşılann gümrük fiyatlannm denetlenmesini kararlaştırdı. Aynca bakanhk tarafından valiliklere gönderilen genelgede, aşı fiyatlannm il sağlık müdürleri tarafından denetlenmesi istendi. sını biz yapıyoruz. Daha önceki Ba- kanlar kurulu kararı ile Türkiye'ye sağlıkla ilgili herhangi bir malzemc it- hal eden firmanın, ithalat esnasında gümrüğe ibraz ettiği faturayı geçerli olarak kabul ediyoruz. Bu nedenle in- celemeyi buradan başlatacağız" dedi. Gümrük beyanında bildirilen fiyatın. aşımn imal edildiği ülkentn ticaret oda- lan, ticaret bakanlığı ya da ticaret mah- kemeleri tarafından belirlendigini söyle- yen Ünal, şu bilgileri verdi: "Şimdi biz orayı incelemeye aldık. Gerçekten gümrüğe beyan edilen fatu- ralar doğru faturalar mı? Bu merciler- den o iilkelerdeki gerçek Fıyatlarını ib- raz etmelerini isteyeceğiz. Dolayısıyla bize gelene kadar arada geçen serii- venlerden kurtulmuş olacağız. Biz ka- çıncı elden aldığımızı. kaçıncı elden ül- keye girdiğini bilmiyoruz. Buradaki is- tismarı tamamen önleyeceğiz." Ünal. aynca Sağlık Bakanhğı'nın cu- martesi günü bir genelge yaytmlayarak bü- tün valiliklere gönderdiğini ve aşı fiyat- larının il sağlık müdürleri tarafından de- netlenmesinin istendiğini söyledi. Sağlık alanında meydana gelen ka\Tam karma- şalannm, bu alanda harcamada bulunan farklı birçok kurum olmasından kaynak- landığını belirten Ünal. Hepatit-B aşısı ile yaşanan tartışmalann bunu bir kez daha kanıtladığını, ancak bu noktada bakanlığın "otoritesini" kuracağını söyledi. Bakanlığın gümrüğe bildirilen fiyat üzerinden yaptığı değeTİendirmede. yüz- de 22 oranında firma masraflan. yüzde 14 oranında ithalatçı. yüzde 9 depocu, yüzde 25 eczacı kârı ve yüzde 15 oranın- da K.DV girdileri eklendiğini kaydeden Ünal, satış fıyatının böyle belirlendigini sövledi. Yerel yönetim yasa tasarıları tepkilere yol açtı Belediyeler: Böyle reform olmaz• Içişleri Bakanlığı'nca hazırlanan "mahalli idareler reformu kanun taslaklan". Başbakan Mesut Yılmaz'ın açıklamalarının aksine belediye başkanlan tarafından "reform" olarak kabul edilmiyor. "Böyle reform olmaz'' diyen Kocaeli Belediye Başkanı Sirmen, gerekirse bir milyon kişiyle Ankara'ya yürüyebileceklerini söyledi. ve ilkelerden uzak olduğu kabul edilmivoT. "Bövlere-MEHMET DEMİRKAYA BARIŞ DOSTER Başbakan Mesut Yıl- maz'ın. "reform" olarak nitelediğı ve 55. hükümetin önümüzdeki 2-3 ay içerisin- de gerçekleştireceğıni açık- ladığı yasa değişiklikleriy- le ilgili yasa tasanlan sert eleştiriler alıyor. 4 reform paketinden biri olan "mahalli idareler re- formu kanun taslakla- n"nın, "reform" kavramı- nın taşıması gereken amaç öne sürülüyor. HABITAT- 2"nin ilkelerinden olan sivil toplum kuruluşlarıyla or- taklığı da gündeme almadı- ğı savunulan tasannın, be- lediyeleri dışlayıp. vali ve il özel idarelerini esas aldı- ğı belirtiliyor. Içişleri Bakanlığı'nca ha- zırlanan "mahalli idareler reformu kanun taslakla- n". Başbakan Mesut Yıl- maz'ın açıklamalannın ak- sine belediye başkanlan ta- rafından "reform" olarak Milli Güvenlik kitabı yenileniyor TSK'den felsefeye özel • • onem ALPER BALLI ANKARA/İSTANBIL (Cumhuriyet) - Türk Si- lahlı Kuvvetleri (TSK). yeni kadrolannı yetiştirirken felsefeye verdiği önemin altını çizdi. Genelkurmay'ın liselerde öğretilen Milli Güvenlik Bilgisi derslerinde okutulmak üzere kitap hazırladığı bildirildi. 1998-1999 eğitım-öğretım dönemınde okullara gön- derilmesi planlanan kitapta. Türkiye'nin ulusal gü- venlik stratejisine işlerlik kazandınldığı kaydedildi. Ge- nelkunnay Başkanlığı'nın düzenlediği basın turunun dünkü bölümünde Kara Harp Okulu Komutanlığı ge- zilerek, gazetecilere tanıtıldı. Önceki gün gerçekleş- tirilen Silahlı Ku\"vetleri Mızıka Astsubay Hazırlama ve Sınıf Okulu Komutanlığı ziyaretinde konuşan Ka- ra Kuvvetleri Eğitim ve Okullar Daire Başkanı Tuğ- general Volkan Kaplama. TSK'de uygulanan ve "öğ- renmeyi öğrenme" olarak tanımlanan modeli tanıt- tı. Eğitim modelinin öğrencinin eğitime katılımına ve sorgulamaya dayandığını vurgulayan Kaplama. kali- te kontrol gruplan aracılığıyla çalışmaların denetlen- diğini kaydetti. Kaplama. üniversitelerin ortaya koy- duğu, literatürde bulunan ancak pratikte uygulanma- mış olan modeli uyguladıklannı kaydederek. standart ölçüsüolan ISO900l'i almakamacıylagerekii süre- cin başlatıldığını vurguladı. Kaplama, Milli Eğitim Bakanhğı'nın müfredatın- daki bilgilerde yanıltıcı içerik taşıyan bölümlerle il- gili bir soru üzerine. "Onlan ayıklıyoruz. Dayanık- sız bilgi olarak niteleyip işlemiyoruz" dedi. Yeni modelın yerleştirilmesinin ardından kütüpha- neden yararlanma oranının yüzde 120 arttığını kay- deden Kaplama. yeni modele göre. kendi sistemleri- nin Milli Eğitim Bakanlığı okullanndan sınıf me\cu- du olarak farklı olduğunu, sınıflann yerleşiminde de değişiklik yapıldığını kaydetti. MEB okullannda sı- nıf mevcudunun 50-60 arasında olduğunu. askeri eği- tim kurumlannda ise bu sayının 24 olduğunu kayde- den Kaplama, sınıfların " L " şeklinde düzenlendiğı- ni belırtti. Kaplama, Atatürkçülük eğitimine özel önem verildiğini, Atatürkçü düşünce sisteminin özümsen- mesinin sağlandığını belirterek. müfredatta sosyal bi- limlere en az fen bilimlerine verildiği kadar yer veril- digini kaydetti. Kaplama. TSK'nin eğitim müfreda- tuıda felsefeye verdiği "özel önemin" altını çizdi. Tarih derslerinde. tarihin kronolojik bir bilgi olarak in- celenmediğini. müfredatta yer alan ders işleyişinin ar- dından. incelenen olayın sosyal, ekonomik, askeri gir- dilerinde değişiklik yapılarak yeni senaryolar oluştu- rulduğunu kaydeden Kaplama, öğTencilerin öğret- menlerle birlikte cuma günleri 1 saat boyunca dersle- ri değerlendirdiğini, sonuç programlan hazırladığını ve gelecek haftanın programını şekillendirdiğini an- lattı. Gazetecilere Kara Harp Okulu ziyaretinde brifing veren okul komutanı Tümgeneral Işık Koşaner, uy- gulanan eğitim sisteminin temel hedefini. "Türk yurdunu ve anayasa ile tanımlanan cumhuriyeti ko- rumak ve kollamak görevini alacak geleceğin su- baylannı yetiştirmek" olarak açıkladı. Koşaner. öğ- rencilere bilimsel yeterliği sağlayan akademik prog- ram, askeri yeterliği sağlayan asken program ile be- den eğitimi ve spor programı ile liderlik programı uy- gulandığını kaydetti. Brifingin ardından subay aday- lanyla öğle yemeğı yiyen gazeteciler, Harbiyeliler anı- tı önünde anı fotoğrafı çektirdiler. form olmaz"diyen Marma- ra \ e Boğazlan Belediyeler Birliği ve Kocaeli Büyükşe- hir Belediye Başkanı Sefa Sirmen. gerekirse bir mil- yon kişiyle Ankara'ya yürü- yebileceklerini söyledi. Ye- rel yönetimler yasa tasansı- nı sert bir şekilde eleştiren Sefa Sirmen özetle şu görüş- lere yer verdi: "Adam gibi reform ge- rekli. Böyle reform olmaz. Bu taslakta vali ve kayma- kamların gücü. yetkisi art- tırılıyor. İçişleri Bakanı bi- ze, konunun komisyonda her partiden belediye baş- kanlarının katılımıyla gö- rüşüleceğini ve onların da fikirlcrinin yansıtılacağı- nı söylemişti. Seçilmiş ye- rel yöneticilerinyelkileri- nin arttınlması. kaynakla- rının güçlendirilmesi ge- rekir. Türkiye'nin niifu- sunun yüzde 85'i kentler- de yaşıyor. Belediyelerin gücünün arttınlması la- zım. Kabuğunu kırama- yan bu merkeziyetçi anla- yışı onaylamıyoruz. Biz ye- rel yöneticiler olarak de- mokrarik haklarımızı bu- güne dek kullanmadık. Be- lediye başkanlan, meclis üyeleri ve belediye çalışan- larının toplamı 1 milyon kişiyi buluyor. Gerekirse bu 1 milyon kişiyi Anka- ra'ya yürütürüz." Ankara Üniversitesi Si- yasal Bilgiler Fakültesi Emst Reuter tskan ve Şehircilik Araştırma ve Uygulama Merkezi öğretim üyesi Prof. Dr. Ruşen Keleş de yasa taslağının. köktenci olma- dığını. olan sistemde rötuş- lar yapmayı amaçladığını savundu. Taslağın bu biçi- miyle fazla umut vermedi- ğini belirten Ruşen Keleş şu eleştiriyi yaptı: "1996'da htanbul'da toplanan HABITAT-2'nin benimsediği tstanbul Bil- dirgesi'nin dayandığı te- mel düşünce, insan yerleş- meleriyle ilgili önerilerin yaşama geçirilmcsinde, 'ortak yönetim' ilkelerin- den yararlanmak ve bu arada yerel yönetimlere daha büyük görev ve so- rumluluklar vermek doğ- rultusundaydı. Taslakta, hem ülkemiz koşullannın, hem de uluslararası yü- kümlülüklerimizin gereği olan bu anlayış değişikli- ği göze çarpmıyor." Seçilmiş organları, bele- diye başkanlannı ve meclis üyelerini, Içişleri Bakanf nın görevden almasına olanak veren kuralın da. Avrupa Ye- rel Yönetimler Özerklik Şar- tı'na açıkça aykın olduğu- nu belirten Prof. Keleş, 1921 Anayasası'nda olduğu gibi, Genel Meclis'in. başkanı- nı, kendi üyeleri arasından seçmesine izin verilmesi ge- rektiğini söyledi. Keleş da- ha sonra şunlan belirtti: "Çevreyi sürekli olarak kendi denetimi altında tut- mayı yeğleyen merkezde- ki siyasal kadrolann, yerel yönetimler lehine erk üs- tünlüğünü elden bırakmak isteyeceklerine ilişkin hiç- bir işaret ortada yoktur. Bu nedenle de, sonuçtan pek fazla umutlu olma- mak gerekir." Yoğun sisyaşamı durdurdu İstanbul'u dün sabah etkisi altına alan yoğun sis, deniz ve hava trafiğinde aksamalara neden oldu. Sis nedeniyle tstanbul Boğazı, saat 05.00'ten itibaren her iki yönde transit gemi geçişlerine kapatılırken vapur seferleri saat 11.00 sıralarında başlayabildi. Sisten dolayı şehirhatları vapurlarının çalışmaması nedeniyle dolup taşan motorlar dün de altın günlerinden birini yaşadı. Binlerce yurttaş tehlikeli olmasına karşın deniz motorlarını tercih etti. Şehirhatları İşletmesi'nden bir yetkili motorların insan yaşamını düşünmeden çalıştığını belirterek, tüm vapurların modern radar sistemlerine sahip olmasına '* kürşrn insanların 9 emniyeti için sefer yapmadığını vurguladı. Motorların ve deniz otobüslerinin manevra kabiliyetlerinin vapurlardan yüksek olduğunu anlatan yetkili, görüşün 15-20 metreye kadar düştüğünü sisli bir havada sefer yapmanın sakıncalı olduğunu kavdetti. SIEMENS Gigaset ailesinin yeni ürünii: Gigaset 1015 Bağlantı var, kablo yok. Sekreter var, kaset yok. lürkçesi var, rakibi yok. • DECT standartlannda gizlilik, güvenirlik • Paralel telefon yerine ilave el cihazlanyla 6 dahili aboneye genişleyebılme • Kasetsız dijital telesekreter Hareket halindeyken kalıcı yüksek ses kalitesı • Araya başka sesin girmemesı • Gelen mesajtarm gün ve saat olarak Tiirkçe belirtilmesi • Önemli görüşmelerın kaydının yapılabilmesi • Güvenlik kilidi • Satış sonrası SIEMENS güvencesi SİMKO Ticaret ve Sanayi A.Ş. SIEMENS AG Türkıye Genel Mümessilı Özel Haberleşme Sîstemlerı Tel. 10212) 251 64 76 ADANA ABEL10322! 459 38 88 • DÜŞMEZ PAZARLAMA (0322) 459 00 B9 • YILDIRIM TEIEFON (0322) 359 45 95 AOAPAZAffl TESFA10264) 279 76 97 ANKARA ANTEL (0312) 426 73 28 (2 HATI • FLAŞ (0312) 231 65 09 ANTALYA SÖZER-ER (0242) 746 60 21 BURSA DİBEK10224) 362 00 00 • SMC (0224) 251 00 00 DENİZLİ ALTINEL (0258ı 265 46 57 ESKİŞEHİR LİNK I0222) 220 24 00 GAZİANTEP EKSAN (03421 230 52 30 İSTANBUL AYKA (02121 256 62 50 (2 HAT) • BALKAN (02121 538 99 03 • BESTCOM (0212) 635 20 50 • CESA (0212) 213 42 85 (3 HAT) • ÇAGRI (0216) 412 37 05 (2 HAT) • INTERCOM 10212) 272 55 43 • İNTERK0M (0212) 251 97 92 • ORCOM (0212) 284 50 50 • ÖZTELKUM (0212) 251 37 10 • SELKOM (02121639 48 10 (2 HATI • ŞAHİN |0216) 345 57 23 (3 HAT) • TELTEKS (0212) 249 66 20 • TESAN [0212) 254 88 54 «TEST (0212) 227 50 45 • UZMAN (0212) 227 71 13 12 HAT) İZMİR ATAÇ (02321 369 92 93 • EGESAN (0232) 441 46 59 •TÜP (0232) 425 50 20 KONYA CİNCİN (0332) 322 19 56 RİZE SEFER (0464) 214 16 16 TEKİRDAĞ MERT (0282) 652 73 16 HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Kavganın Orta YerL. Masamdaki bir dosya kabardıkça kabarıyor. Bir yanda Pir Sultan Abdal Kültür Derneği.. öte yanda ÖDR. ve de iki karşıt görüşün yandaşları... Mektuplar, fakslar... Mektuplar, fakslar... Konu, 19Aralıktarihindebuköşedeyayımlanan yazı: "ÖDP ve Tarikatlar." Yazıda bir ÖDP üyesinin, Pir Sultan Abdal Kül- tür Derneği kongresinde yaptığı bir konuşmadan yolaçıkılmış. ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras'ın bir kitapta savunduğu düşüncelere değinilmiş. ÖDP şubelerine Atatürk resminin asılmadığı anlatıl- mış... Ne yapmış Sayın Uras? Atatürk döneminde yapılan bazı şeyleri "despo- tik" olarak nitelendirmiş... Örneğin "Tevhid-i Ted- risat" yasasını, halifeliğin kaldırılmasını, tekke ve zaviyelerin kapatılmasını.. ve Cumhuriyetin "fe- mel kabullerinin çöktüğünü" savunmuş. • • • ÖDP kaynaklı tepkiler ikiye ayrıhyor. Birinci kesimde, partide sorumluluk yüklenmiş olanlardan gelenler var. ince bir "taktik" olsa ge- rek; Genel Başkan yanıtı doğrudan vermek iste- memiş... Bana yollanan "Tekzip" başlıklı uzun ya- zının altında yardımcısının imzası bulunuyor. Beni Cumhuriyet Genel Yayın Koordinatörü Hik- met Çetinkaya'ya "şikâyet" eden yazının altın- daki de aynı imza... (llkokulda dayak yediği öğren- ciyi öğretmenine şikâyet eden çocukları anımsa- dım. Ustelik şikâyet eden dayak yiyenin kendisi de değil, onun arkadaşı...) ÖDP kaynaklı ikinci kesim tepkiler daha ilginç. "Sıradan üye"!erden gelmiş.. ama -her ne hik- metse- çoğunun birçok tümcesi tıpatıp aynı. Nok- tasına virgülüne kadar. Kötü niyetli biri olsa, bun- ların aynı kalemden çıktıklarını düşünürdü heıtıal- de (!).. Ne diyorlar? "ÖDP siyasetin Alevileştirilmesi ya da Sünnileş- tirilmesi değil, toplumsallaştırılması anlayışına da- yalı bir örgütlenme ve mücadele çizgisi izlemekte- dir." (Kimisi de "izlemek" yerine, aynı anlamda başka fiiller kullanmış...) • • • Pir Sultan Abdal Dernegi kaynaklı tepkiler de iki- ye ayrılıyor. Temsil niteliği taşıyanlar daha dikkatli bir dit kul- lanmışlar. Örneğin Genel Sekreter H. Nedim Şah- hüseyinoğlu şöyle diyor: "Demeğimizde demokrasiye, laikliğe ve özgür- lüklere yönelik her türlü görüş, demokratik kural- lar içinde tartışılır. Ama derneğimiz bir siyasi par- tinin yan kuruluşu olmamıştır ve olmayacaktır." Bazı şube başkanları ise, tepkilerini dile getirir- ken daha sert anlatım biçimlerini seçmekten çe- kinmemişler. Derneğin üyelerinden gelen tepkiler deöyle... Avcılar Şube Başkanı Hayri Yaman, bazı şeri- atçı ve "2. cumhuhyetçi" yazarların ÖDP'yi övme- lerine dikkat çekiyor. , - . . -.• • • • Gelen mektuplar içinde iki tanesi özellikle dik- katimi çekti... Birisi ÖDP yanlısı, birisi ise karşıtı... Edremit'ten Dr. Hasan lleri şöyle diyor: "Kabul etmek gerekir ki, ÖDP, Kemalizmi be- ğenmemekte hatta alerji duymaktadır. Bu yaklaşı- mın kınanacak bir tarafı yoktur. ÖDP sosyalist bir parti olarak, Kemalist laikliğe alerji duymaktadır... ÖDP, Kemalizmin netleşmesinde üzerine düşeniyap- maktadır. Bu nedenle Kemalistler ÖDP'ye teşek- kür etmelidirler." Zonguldak'tan maden işçisi Metin Oğuz da şöyle diyor: "ÖDP lideri, partisinin kuruluş günlerinde 'Artık kendini ifade edemeyen dini cemaatlerin de bir par- tisi var' demiştir. (Demokrat gazetesi, 4 Şubat 1996.) Bırakalım tarikatlara özgürlüğü savunmayı, kendini ifade edemeyen tarikatlan partisine çağır- mıştır. Fethullah Hoca 'nın televizyonuna çıkarak tarikatlara özgüriük talebini döne döne yinelemiş- tir..." Ve ekliyor: "ÖDP kurucusu Mihri Belli, Abdülhamit'e 'va- tansever ve ulusal' madalyası takmıştır. (Demok- rasi, 1 Mart 1996.)" • • • Demokrasi açıklık ister, netlik ister. Her partinin siyasal kimliği netleşmelidir ki, seç- menler seçimlerini doğru yapabilsinler. Demokraside, kimsenin Atatürk'ü sevmek ya da Kemalizmi benimsemek gibi bir zorunluluğu olamaz! Ama bir partinin Atatürk'e ve Kemalizme karşı tutumunun gözler önüne serilmesine itiraz hak- kı da olamaz! Hele hele.. hoşlarına gitmeyen düşünce ve bil- gilerin sergilenmesini önlemek için gazete yöne- ticilerine başvurmaktan çekinmeyenlerin, "düşün- ce özgürlüğü" adına ahkâm kesme hakları hiç mi hiç olamaz!.. Zoraki bağış alınıyor' ANAP'tan Refah'a rüşvet suçlaması İstanbul Haber Servisi - Beyoğlu Belediye Mecli- si ANAP Grup Sözcüsü Sü- ha Akıncı, Refah Partili belediyelelerde rüş\etin va- kıflar eliyle toplandığını öne sürerek "RP'li bele- diyelerde rüşvetin adının 'vakfabağışa' dönüştüğü- nü" belirtti. Akıncı. Be- yoğlu Belediyesi Evlendir- me Memurluğu'nda "mut- luluk soygunu*' olarak her evlenenden Beyoğlu İnsan ve Çevre Vakfı'na (BÎVA) alınan 6 milyon liralık zo- runlu bağış ile belediyeye alınan onlarca araç bağışı- nın bunlara örnek olduğu- nu ifade etti. Süha Akıncı. yaptığı ya- zılı açıklamada. adil düzen sloganıyla yola çıkan RP'li belediyelerin, "adaletsiz- liğin" kaynağı ve merkezi olduğunu ileri sürerek RP'nin adil düzen sloga- nıyla ne olduğunun anla- şılması için geçen 4 yıla bakmanın yeterli olacağını kaydetti. RP'li Beyoğlu Be- lediyesi'nde BİVA. RP'li İstanbul Büyükşehir Bele- diyesi'nde "Önce İnsan Vakfı"' nın rüş\et uygula- malannın bir parçası oldu- ğuna dikkat çeken Akıncı. her evlenenden BİVA'ya 6 milyon. imar uygulamala- rı için de Önce tnsan Vak- fı'na 250 milyon liradan başlayan bağış toplandığı- nı açıkladı. "Refah Parti- li belediye yönetimlerinin adil düzeni budur" diyen Akıncı. halkın. RP'nin ger- çek yüzünü hem REFAH- YOL iktidarında hem de belediyelerde gördüğünü belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle