Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 OCAK 1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Ferman
Demirkol
tepkisi
CEM ULUTAŞ
Azerbaycan'daki darbe
girişiminde yer aldığı
iddia edilen Ferman
DemirkoTun, tÜ Hukuk
Fakültesi'ndeki
sözleşmesinin 1 yıl
uzatılması işleminin
hukuk dışı olduğu ortaya
çıktı. Rektör Prof. Kemal
Alemdaroğlu'nun
"acele" olarak resen
yaptığı bu ışlemin, YÖK.
Kanunu'ndaki asistan
atama prosedürüne aykın
olduğu belirlendi.
Öğretim Üyeleri Derneği
Başkanı Prof. Burhan
Şenatalar. atama
kararlarında fakülte
içindeki bütün birimlerin
yaklaşımlannın dikkate
ahnması gerektiğini
söyledi. Azerbaycan'daki
darbe girişiminde adı
geçen birinin
sözleşmesinin
uzatılmasını *yanhş"
bulduklannı belirten
Prof. Burhan Şenatalar,
bu konuda bir soruşturma
açılmasının gerekli
olduğunu kaydetti. Prof.
Şenatalar, Anayasa
Hukuku Anabilim Dalı
ve Kamu Hukuku
Bölümü'nün
istememesine karşın
yapılan uzatmayı
"sakıncalı" olarak
değerlendirdi.
Yasaya göre~.
YÖK Kanunu'na göre
asistan atamalan için ana
bilim dalı başkanının
tavsiyesi, bölüm başkanı
ve fakülte yönetıminin
onayının ardından
rektörlüğün atama
yapması gerekiyor. Oysa
ortada ne Demirkol 'un
bağlı bulunduğu Anayasa
Anabilim Dalı Başkanı
Erdoğan Teziç'in
tavsiyesi ne de fakülte
yönetiminin onayı b~<oî
bulunuyor. Yılbaşı vjfcı
itibanyia görevine .> c
başlayan yeni Rektör
Prof. Kemal
Akmdaroğiu gibi
deneyımlı bır öğretim
üyesinın, hukuka aykın
biçimde atama
yapmasının arka
planında, üniversite
yönetımı üzerinde baskı
olduğu yorumlannı
gündeme getirdi. Hukuk
Fakültesi'nde öğretim
üyeleri arasında, özel
olarak korunduğu iddia
edilen Demirkol
nedeniyle, ciddi
rahatsızlık yaşandıği, son
1 yıllık uzatmanın bu
rahatsızlığı iyice
arttırdığı aktanlıyor.
Kim koruyor?
Fakülte içinde
"Darbeciyi kim koruyor"
sorusu giderek daha
yüksek sesle ifade
ediliyor. Azerbaycan'da
1990 ile darbe
gırişiminin yapıldığı
1995'e kadar çalışması
nedeniyle, bu
sürenin iki katı (10 yıl)
mecburi hizmeti
bulunan Demirkol'un,
rektörlük tarafından bu
gerekçeye dayanarak
atanmış olabileceği
belirtiliyor.
Ancak, ülke
menfaatlennı zarara
uğratan bir kişinin
yalnızca "Kazamlmış
hakkı olan mecburi
hizmeti var" gerekçesiyle
atanmasının, hukuk
dışılığı ortadan
kaldırmadığı
vurgulanıyor.
Değişen ifade
Darbe girişiminin
ardından Türkiye'ye
döndüğü 1995 yılında
gazetelere verdiği
demeçlerde, "Eski
Devlet Başkanı Elçibey
iktidara gelseydi. Adaİet
Bakanı olacaktım"
derken, petrol boru hattı
kozunu elinde rutan
Azerbaycan Devlet
Başkanı Haydar
Aliyev'in Yılmaz
hükümetine darbeye
kanşanlann
cezalandınlması
yönündeki baskılan
Demirkol'un ifadelerini
değiştirmesine neden
oldu. Demirkol.
kendisinin söz konusu
darbe girişiminde yer
almadığını söyledi.
Raporda, Hüseyin Kocadağ-Sedat Bucak ve Abdullah Çatlı bağlantıları irdelenmedi
Okücü mafya gizLendiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Baş-
bakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Sa-
vaş tarafından hazırlanan raporda, Susur-
luk kazasında ölen polis şefi Hüseyin Ko-
cadağ'a hiç yer verilmemesi ve basma da-
ğıtılan bölümde Abdullah Çatn'ya ilişkin
irdelemelerin yetersizliğı dikkat çekti.
Çatlı'ya karşı hoşgörülü üslup ve ülkücü
mafya ile bağlantılannın gizlenmesi,
ANAP içindeki ülkücü kesimi ürkütmeme
çabası olarak değerlendirildi.
Rapordaki bilgiler çerçevesinde, şu so-
rulann yarutlanmasınm, karanlık ilişkile-
rin aydınlatılmasında önemli rol oynaya-
bileceğine ışaret edildi:
1- Mehmet Ali Yaprak'ın kaçınlması
olayında, MlT'le bağlantısı olan MüfitSe-
menfin parmak izinin bulunduğu belirti-
len raporda, devreye giren bir kamu görev-
lisinden söz ediliyor. Bu kamu görevlısi
kim? Dönemin Adalet Bakanı Şevket Ka-
zan'ın talimatına karşın Ceza lşleri Genel
Müdürlüğü neden işlem yapmadı?
2- tçişleri BakanlığYmn milyonlarca do-
larlık silah alımma ilişkin soruşturması
hangi aşamada?
3- Ömer Lütfîi Topal'ın muhasebe ka-
yıtlannın bulunduğu bilgisayarda yapıl-
ması istenen polisiye soruşturmalannın
sonucu ne oldu?
4-Turizm Bakanlığı'nı, Ömer Lütfü To-
pal'ın sabıkasızlık kaydı konusunda ya-
nılttığı tespit edilen Adalet Bakanlığı Ad-
li Sicil lstatistik yöneticileri hakkında her-
hangi bir işlem yapıldı mı?
5- Topal'ın çevresinde "Kravathlar"
olarak bilinen saygın kişiler ile emir alma
durumuna gelen kamu görevlileri kimler?
B- 3 kamu bankası, kendı kârlılıklannı
azaltmak pahasına kimlen ve hangi fir-
malan fmanse etti? Bunlann Topal ve Çat-
lı'yla bağlantısı var mı? Risk alarak kol-
landıklan belirtilen ve az sayıda oldukla-
n kaydedilen fırmalar hangileri? Vakıf-
bank'tan libor-^2 ile kredi kullanan grup,
kendi bankasında dövizi +7 ile sahnakta-
dır, deniliyor. Kim bu grup?
7- 26 Temmuz 1993 tarihinde. Resmi
Gazete'de yayımlanmayan Bakanlar Ku-
rulu karanyla Özel Harekât Dairesi Baş-
kanlığı kuruluyor. Polis okulu kuruluyor.
tşlem. neden Resmi Gazete'de yayımlan-
madı? Bu konuda dönemin koalisyon or-
tağı SHP'li bakanlann tavn ne oldu?
8- Özel Harekât Dairesi Başkanlığı'na
eleman alınırken neden Ibrahim Şahin,
Ayhan Akça ve Celal Ertaş'ın referansla-
DYP'de rapor rahatsızlığı
Yılmaz ve Savaş'a
dava hazırlığı
Haber Merkezi - Su-
surluk Raporu'nda adı
geçen DYP'liler ile bazı
bürokratlann ba>Tamdan
sonra Başbakan Mesut
Yıimaz ve Başbakanlık
Teftiş Kurulu Başkanı
Kutlu Savaş hakkında
dava açmaya hazırlan-
dıklan bıldirildi. DTP'li
Devlet Bakanı Mehmet
Batallı. "Susurluk rapo-
ru tümüyle açıklanmalı-
dır. Çünkü burada bir
devlet sırn yok. Raporda
yer alan bilgiler daha ön-
ce televizyonlarda ve ga-
zetelerde dile getirilen ko-
nulardır" dedı.
500 milyar yardım
Uyuşturucu kaçakçısı
Mehmet Ali Yaprak'ın
1995 seçimlerinde seçim
masrafı olarak Mehmet
Ağar'a. dolayısıyla da
DYP'ye 500 milyar lira
para verdiği iddıası kar-
şısında DYP'liler bay-
ramdan sonra Yılmaz ve
Savaş'a dava açacak.
lddialann doğruolma-
dığını belirten DYP Ge-
nel Başkan Yardımcısı
Hasan EkincL "Bayram-
dan sonra bir hukuk mü-
cadelesi ile Susurluk ra-
porunu kafalarına geçi-
receğiz. Rapor tamamen
kendilerinin soruşturula-
cağı bir halegetecek. Bay-
ramdan sonra ANAP'a
karşı taarruza geçeceğiz.
Bunlar, bütün iddialan-
nın altında kalacak" de-
dı.
Paçacı da dava
açacak
Raporda, Teftiş Kuru-
lu Başkanlığı yaptığı dö-
nemde elindeki raporla-
n Özer ÇUler'e ilettiği
öne sürülen DYP Grup
Başkanvekili Turhan
Güven ile bazı kamu
bankalannın genel mü-
dürlüğünü yaptığı sırada
usulsüz kredi verdiği id-
dia edilen DYP Genel
Başkan Yardımcısı Ci-
han Paçacı da dava aça-
caklar. Aynca raporda
adı geçen ve Paçacı ile
birlikte çalıştıklan belir-
tilen bazı bankacılann da
Yılmaz ve Savaş'a karşı
dava açacaklan kayde-
dildi.
Açıklanan raporun
içenk konusunda yeter-
siz olduğunu ıleri süren
Batallı, raporun olaylan
çözücü bir yanının olma-
dığını da öne sürerek,
"Ashnda böyle bir rapo-
run hazırianmasında çok
gec kalındı" dedi.
Devlet sırn
Batallı şunlan söyledi
"Bu raporun çok daha
önce hazırtanması gere-
kirdi. Çünkü açıklanan
Susuriuk raporunda yer
alan bilgiler daha önce
yazılı ve görsel basında
dile getirilmişti. Zaten
Başbakan Mesut Yılmaz
raporu bizim genel baş-
kanımız Hüsamettin
Cındoruk'asunduğunda
rapor incelenmiş, mevcut
bilinen bilgiler haricinde
bir şey olmayınca fotoko-
pisini alma gereği bile du-
yulmamıştır. Bu nedenle
böyle bir raporda devlet
sırnnın olacagını sanmı-
yorum. Biz raporun tü-
müyle kamuoyuna açık-
lanmasından yanayız.
Çünkü burada bir dev let
sırn yok. Öraeğin Azer-
baycan olayına devlet sır-
n mı diyeceksiniz? Zaten
Haydar Aliyev gelip bi-
zim meclisimizde açıkla-
dı bunu."
Devletin bu gibi konu-
lardan kendini soyutla-
ması gerektiğini de vur-
gulayan Mehmet Batal-
lı, "Devlettemizeçıkma-
lı. Suç işleyen mutlaka
yargılanmalı. Devlet ken-
dini çeteden, uyuşturucu
kaçakçısından anndır-
malı. Türkiye bir hukuk
dev letidir. Böv le her önü-
ne gelen birilerini götü-
rüp öldüremez, menfaat
için kahraman olunmaz"
diye konuştu.
ÇtZMEDEN YUKARI MUSA KART
\
\
n kabul görüyor?
fr "YeşiT kod adlı Mahmut Yıkiınm'ı
Etibank Ferrokrom tesislerinde çalıştıran-
lar kimler, haklannda herhangi bir soruş-
turma yapıldı mı?
1İ- Yeşil'in Ankara, Antalya, Elazığ
mobil ve cep telefon irtibatlannm dökü-
mü kalın bir kitap halinde. Ek 2 'de de ara-
yanlann listesi bulunuyor. Başbakan'ın
incelemesine sunulan belgelerde yer alan
Yeşü'le bağlanülı kişilerin listesi açıklana-
cakmı?
11- Emperyal şirketinin hesaplanyla il-
gili bunlann bankalarda açtığı hesaplann
ekstreleri birkaç trilyona ulaşıyor. Hesap-
lann incelenmemesi konusunda herhangi
bir işlem yapıldı mı?
12- Topal cinayetiyle ilgili olarak
MİT'in Istanbul Emniyet Müdürlüğü'ne
gönderdiği tek sayfalık bil-
gi notunda ne var?
18-Çatlı,AliFevziBirve
Sami Hoştan'ın gayri res-
mi ortak olduklan belirtili-
yor, ancak raporda, crnaye-
ti bunlann işlediği iddiası
gerçekçi görülmüyor. Ta-
raflar bu ölümden fayda
sağlayamadı, denilerek,
bunlar aklanmak mı isteni-
yor?
14- Turizm Bakanlı-
ğı'nda Topal'dan haraç alan
memurlar kim?
16- Mesut Yılmaz'ın Ri-
zeden mılletvekjlı seçilme-
sini önlemek üzere Topal
tarafından finanse edilen
milletvekili adayı kim?
18- Akman Akyûrek'in
Sami Hoştan'la bağlantısı
ne?
17- Topal'ın Kıbns ve
Antalya'da ağırladığı dev-
let büyükleri kim?
18- Ek U'de yer aldığı
kaydedilen Abdullah Çat-
lı'ya ilişkin tespitler ne?
18- Sedat Edip Bucak'ın
telsiz sistemi kurmasına
hangi gerekçelerle izin ve-
rildi?
20- Askar Smitko ile La-
zım Esmaeii'nın Türkiye'de
faalıyetine izin veren ya-
bancılardairesiyleilgili so-
ruşturma açıldı mı?
21- Macaristan'daki sal-
dınyla ilgili olarak Mesut
Yılmaz'a sunulduğu belir-
tilen disket üzerinde ne
var?
22- Gecekondu olduğu
öne sürülen Taşucu kapısı,
Anamur, Bozyazı ilçelerin-
de smır kapısı açılmıştır?
Neden? Bunlann açılması
için kim baskı yaptı?
28- Çath'nın -varsa-
1980 öncesi ve sonrası iliş-
kileri araştınlacak mı?
24- Susurluk'taki trafık
kazasında ölen polis şefı
Hüseyin Kocadağ'la ilgili
olarak raporda neden tek
satır yer almadı? Haluk
Kırcı'nın çeteyle baglantı-
lanna neden yer verilmedi?
Müsteşarlık için Mikdat Alpay ya da Emre Taner'in önerilmesi bekleniyor
MIT ve poliste operasyonANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Susuriuk raporunda ağır suç-
lamalara hedef olan emniyet teşki-
latı ile MlT'te bayramdan sonra
*kapsamlı bir operasyon bekleni-
yor. Başbakan Mesut Yılmaz'ın
Susurluk'a adı kanşan kadroları
tasfiye etmek amacıyla hazırlıkla-
nnı yürüttüğü belirtilirken; Sön-
mez Köksal'dan boşalan Milli ts-
tihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşar-
lığı için Milli Güvenlik Kurulu'na
Müsteşar Yardımcısı Mikdat Al-
pay ya da Kıbns'ta görevli MİT
mensubu Emre Taner'i önermesi
bekleniyor. Yılmaz'ın emniyette
yapacağı operasyon sırasında ge-
nel müdür Necati Bilicanın da gö-
revden alınmasının gündeme gele-
bileceği bildirildi.
Yılmaz, bayramdan sonra Içiş-
leri, Adalet, Maliye. Sağlık bakan-
lan ile Jandarma Genel Komuta-
nı'nın katılımıyla bir değerlendir-
me toplantısı yapacak. Yılmaz'ın
emniyette gerçekleştirilmesi plan-
lanan operasyon çerçevesinde ge-
nel müdür yardımcılan HalilTuğ,
Ramazan Er. Ersin Yılmaz ve Er-
tuğnıl Çakır'ı da görevden alma-
sını lçişleri Bakam'ndan isteyebi-
leceğine işaret edildi
Polis kanadı
Yılmaz. emniyet kanadında
yapmayı planladığı operasyon için
öncekı gün lçişleri Bakanı Murat
Başesgioğlu ile görüştü. Başesgi-
oğlu'na yakın bir kaynak, Emniyet
Genel Müdürü Necati Bılican'ın
yardımcılannın Ağar döneminde
aktifgörevlerdebulunduklannı ve
raporda ortaya çıkanlan karanlık
ilişkiler konusunda bilgi sahibi ol-
duklannı ileri sürdü.
Yılmaz'ın oluşturulacağını
açıkladığı soruşturma kurulunun
da bayramdan sonra kurulması
bekleniyor. Yılmaz. Susuriuk ra-
porunu açıkladıktan sonra 6 konu-
da soruşturma yürütmek ûzere
müfettiş görevlendirmişti. Yıl-
maz'ın görevlendirdiği konularla
ilgili müfettişlerin isimlerinin be-
lirlenerek çalışmalanna bayram-
dan sonra başlaması bekleniyor.
IRMIKI AYDEV ENGtN
Bayrama denk gelen bu ya-
zılarda ağzınızın tadını, bayra-
mınızın keyfini bozmayalım; bu-
günün veletlerinin burun kıyıra-
cağı "eski bayram" günlerinde
bir dolanalım.. diyeceğiz ama,
bakalım üstesinden gelebilecek
miyız
Elektroniğin olanaklarıyla
destekli, müziği çığlık çığlık,
ışıkları gözalıcı şimdiki luna-
parklann yanında pek silik kalır-
larama, eskinin "bayram yerle-
n"nin de en azından orta yaşı
aşmış kuşaklar için bir başka ta-
dı oisa gerek.
Örneğin cambaz!
Az bezir yağı, biraz un, biraz
üstübeçle kanşmış bulamacı
yüzüne sürüp bembeyaz bir
maskenin ardına saklanan, ka-
ra kalemle, bulamazsa kömür-
le çizilmiş çizgılerle palyaço
makyajını tamamlayan Bon-
cuk'un matrak şarkısıyla baş-
lardı gösteri:
- Ey dingala dıngala I Kömür
de koydum mangala I Ayşe de
Fatma dostum var I Çalkala
Aldırma, Cambaza Bak
Boncuk çalkala!
Hem yerde hem telde hüner
gösteren, seyircinin yüreğini ağ-
zına getiren başcambaz, onu
beceriksizce (aslında en az o-
nun kadar ustaca) taklit ederek
seyirciyi kınp geçiren Boncuk,
başcambazın genellikle verem
solgunu. cılız kansı, yerde akro-
basi yaparak seyircilerden "Vış
lan, gıza bak. Kemiksiz valla ke-
miksiz" övgüleri toplayan küçük
kızlan, bir de o kasabadan bu-
lunmuş davulcu ile zurnacıdan
oluşan beş kişilik kumpanya:
Cumhuriyet Halk Cambazha-
nesi.
Bayram, kasabanın tekdüze
yaşamına renk katar. Cambaz
da "rengârenkl olur. Önlere itiş
kakış oturan çocuklann ardın-
da ayakta dikilen, bıyığı terle-
miş, ergenlik sivilceli delikanlı-
larla, evin dışındaki yaşamın
-adeta-yasak lezzetleriyle yüzü-
nü allar basmış genç kıztar cam-
bazın başlıca seyircileridir.
Bir de kasabanın bıçkınları.
Onlar her zaman genç kızlann
toplandığı sıralann hemen ar-
dındadırlar. Cambaz pek az,
genç kıztar pek çok umurtarın-
dadır. Genç kızlara becerebil-
diklerince yakın dikilirler. Elleri
"yasak temaslar" için alesta
bekler.
Cambaz tele çıktığında. so-
luklar tutulduğunda, hele hele
profesyonel hilelerle cambaz
"Ah, düştü düşüyor" numarala-
nna yattığında, genç kızlardan
minik çığlıklar yükseldiğinde
bıçkınlann elleri daha bir işler.
Gözü teldeki cambaza dikilmiş
genç kızlardan biri kalçalannda
gezinen bir el fark edip irkildiğın-
de "bıçkın", bıçkınca sıntır:
- Aldırma, cambaza bak. Kız
safsa cambaza bakar. Kasaba
kopuğunun elleri de yasak böl-
gelerde dolanır durur...
Efendiler, tamam mollalar
devlet aygıtına sızdılar, Milli Eği-
tim'de, poliste, hatta orduda şe-
riatçı kadrolaşma var. Bunlan el-
bette temizlemek gerek. Ama
bakın MHP şemsiyesi altında
öbeklenmiş, Ulkü Ocaklan'nda
stajlannı tamamlamış ırkçı- fa-
şist kadrolar, sızmak ne söz,
devlet aygıtını ele geçirdiler. Gü-
venlikle sorumlu devlet kuruluş-
larında ırkçı-faşıst çeteler kol
geziyor...
Yanıt pek ve hep pişkince ol-
du:
- Aldırma, cambaza bak! Kıb-
ns'ta S-300 füzelerinin Ortado-
ğu ve Ege barışı için önemli ol-
duğunu elbette bilıyoruz. Ama
gecemız gunduzümüz bundan
ıbaret olamaz. Bakın MHP'nin
yeni genel Başkanı Devlet Bah-
çeli açıkça soyluyor, "Bürokra-
sı ıçınde en güçlü biziz" diyor.
Onun bürokrası dediği, Tanm
Bakanlığı Su Urünlerı Genel
Müdürlüğü Araştırma Dairesi
değil, polistir, MlTtir, Özel Ha-
rekât Dairesi kadrolannın he-
men hemen tümüdür; lçişleri
Bakanlığı'nın kilit noktalandır;
gümrük kapılandır... Yanıt yıllar-
dır, on yıllardır, ben kendimi bil-
dim bileli hiç degişmedi:
- Aldırma, cambaza bak!..
Siyasal Islamı da, Marksistle-
ri de devlet için tehlike gören bu
devlet anlayışı, bu devlet zihni-
yeti, bu devlet tapıncı, ırkçı- fa-
şist kadrolan tehlike görmek bir
yana, kendinin arada bir bıçkın-
lık yapan öz evlatlan olarak kut-
sadı, korudu ve destekledi.
Şimdi de kendi yazdıklan ra-
pora bakıp "DeWef ne hale gel-
miş" diye şaşıyorlar. Ama bay-
ram günlerinde verdikleri de-
meçler bile "Aldırma, cambaza
bafr"tan bir adım öteye ulaşmı-
yor.
Yani bayramı berbat ediyor-
lar. Baksanıza keyifli bir bayram
yazısını bile sonuna kadar gö-
türmeyi beceremedik, ağzınızın
tadını gene bozduk.
Hoşgörün.
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETtNKAYA
Bu Çocuklar Bizim...
Onlar çocuktu...
Hüzünleri ve sevinçleri dipsiz kuyularda yitip
gitmişti...
Yaşamlarının en güzel dönemlerini cezaevinde
geçirmişler, geçiriyorlardı...
Zaman zaman cezaevinden mektup ve kart
gönderiyordu onlar,
Umutlannın bir rüzgâr gibi yayıldığı saatlerde
karanlığın aydınlığa ulaşmasını bekliyorlardı...
Işkenceden geçmişti hepsi...
Işkence yapan polisler yargılanıyorlardı tutuk-
suz olarak...
Biranneninaylaröncekiçığlığınıanımsıyorum...
Manisalı çocuklar duruşmadan çıkmışlar ve ce-
zaevi aracına konmuşlardı...
Anne, cezaevi aracının peşinden koşarken ba-
ğınyordu:
"Çocuğum benim, kıymayın ona..."
içimdederin bir sızı duymuştum...
O annenın çığlığını unutmadım hiçbir zaman...
Sonra bir mektup almıştım cezaevinden. Mek-
tubu kaleme alan gençler suçsuz olduklannı ya-
zıyorlardı...
Manisalı çocuklann yaşamlan altüst oldu. Kimi-
leri aileleriyle birlikte Manisa'yı terk etti...
Şimdi 10 gencin temyiz ıstemi lehte sonuçlan-
dı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi gençleri yasadışı ör-
güte üye oldukları gerekçesiyle 12 yıla varan ha-
pis cezalanna çarptıran izmir DGM'nin kararını e-
sas ve usul yönünden bozdu...
Bir bayram sabahında o çocuklar mutluluktan
uçuyorlar ve belki de kendi kendilerine soruyor-
lardı
" B u b i r d ü ş m ü y d ü ? " • -•••••••':•_<•* >••-•
• • •
Işkenceden geçen, zindanlara atılan salt Mani-
salı liseli gençler mi?
Ülkemizde 17-18 yaşlarında 'örgüt kurdukları'
gerekçesiyle yargısız infaza uğrayan, öldürülen,
sakat bırakılan o denlı çok genç var ki!..
26 Aralık 1995 tarihinde Manisalı 16 gencin gö-
zaltına alınması Türkiye'de bir demokrasi ayıbının
belgesiydi. Yaşlan 14-18 arasında değişen çocuk-
lanmızın 'Duvar Yazısı Çetesi' olarak yakın tarihi-
mizegeçişyılıydı...
Onlar iki yıldır taş duvarlar ve demir parmaklık-
lar arkasında yatarken Çanakkale'de, Bursa'da,
yurdun dört bir yanındaki cezaevlerinde yatan .
gençlerimizden mektuplar alıyordum...
Onlar bize, devlet erkini elinde tutan siyasal ikti-
dara sesleniyorlardı:
"Hücrelerde, tabutluklarda yatmak istemiyo-
ruz..."
Bu öykü hiç de yeni değildi...
12 Eylül 1980 sonrası da aynı yöntem uygulan-
mış; tek tip elbıseyle, aynı baskı ve zulüm cezaev-
lerinde sürüp gitmişti...
Elimde Sakarya Cezaevi'nden gelen bir mektup
var...
Diyor ki:
"Ben 17 yaşıma girdiğimde gözaltına alındım,
çeşitli işkencelergördüm. Ardından tutuklanıp çet
zaevine konuldum. Üçüncü celsede (tQ Mart 1997)
yasadışı örgüte üye olduğum gerekçesıyle 18 yıl 9
ay hapis cezasına çarptınldım. Oysa ne molotof
çıkmıştı bende ne de molotoflanmış bir yer. Örgüt
üyeliğini kanıtlayacak hiçbir kanıt yoktu. Ve en son
Yargıtay duruşmamı 2 ay erteledi. Bu konuyu Işık
Yurtçu'y/a kamuoyuna duyurmak ıstedik ama çe-
şitli sorunlardan ötürü yapamadık..."
Mektubu yazan Hıdır Tiıgay...
Htdır, 26.12.1997'de yazmış bana bunları. Ancak
mektup yeni elime geçti...
Işte siztere bir Türkiye fotoğrafı...
17 yaşında bir genç yasadışı örgüt üyesi olsa ne
olur, olmasa ne olur!
Biz çocuklanmızın kafalarına demokrasi bilinci-
ni yerleştireceğtmize, onları taş duvarlar ve demir
parmakiıklar arkasına atıp kurtulmaya çalışıyoruz...
• • •
Bir bayram sabahında Manisalı çocukları, ceza-
evinde yatan gençleri, kayıp ailelerini, yakınlannı,
faili meçhul cinayetlerde, yargısız infazlarda eşle-
rini, oğullannı, kızlannı yitiren insanlanmızı düşünü-
yorum...
Beylerbeyi sırtlanndan Boğaz'a bakıyorum, ge-
çen gemilere el sallamak istiyorum...
Karanlık olaylaraydınlanacak mı, çeteler gün ışı-
ğına çıkacak mı?
Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Bahriye
Üçok, Metin Göktepe, Musa Anter, Hasan O-
cak'ın ve diğerlerinin katıllerı bulunup cezalandırı-
lacak mı?
Şöyle diyebilirsiniz:
"Metin 'in katillen ortada ama mahkeme hâlâ sü-
rîıyor!"
Evet, Gazi davası Trabzon'da, Metin'inkı ise Af-
yon'dasürüyor...
Içimde her zaman olduğu gibi hüzün giderek bü-
yüyor, yaşamın içinde sessizliğin sesı çoğalıyor...
Selimiye Kışlası'nın önünden soğuk ama mas-
mavi bir günün ortasında geçiyorum, 1974 kışını
anımsıyonjm... , „ , „ . . .
Aradan tam 24 yıl geçmiş...
Taş duvariar, mazgallar olduğu yerde...
Güvercınler yine eskisı gibi kanat çırpıyor...
E. Posta: Hikmet.Cetinkaya Co raksnet.com
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Kırcı ve Yeşİl, ANAP'h
bakanları böldü
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Dev let Ba-
kanı Eyüp Aşık'ın aranan
katliam sanığı Haluk Kır-
cı ile u
Yeşfl" kod adlı
Mahmut Yıkhnm'a iliş-
kin açıklamalan lçışlen
Bakanlığı'nda rahatsızlık
yarattı. İçışlen Bakanı
Murat Başesgioğlu. kabi-
ne ve parti arkadaşı E ^ p
Aşık'ı yalanladı.
Aşık, önceki gün ya-
yımlanan bır demecinde
"Her tarafta aranan ka-
nun kaçağı, çete ü\esi ol-
duğu bilinen Haluk Kırcı,
daha 20-25 gün önce Em-
niyet Genel Müdürlüğü
Özel Harekât Daire Baş-
kanlığı'na gitmiş. Özel
thndeçay,kahveiçmiş. Eli-
ni kolunu sallayıp gitmiş.
Hiçbir şej >apılmanıış*'
dedi. Eyüp Aşık, daha
sonra geri adım atarak
"Emniyete gitmiş, deme-
dun. Emniyetçilerle buluş-
muş,dedim" açıklamasım
yaptı. tçışlen Bakanı Mu-
rat Başesgioğlu. Aşık'ın
iddialannın gerçekleri
yansıtmadığını söyledi.
Başesgioğlu. "Aranan bir
kişinin Emniyet Genel
Müdüıiüğü'nde bir daire
başkanlığına gelerek polis
memuıiamla görüşmesi
söz konusu değildir. Böyle
bir olavın da zaten olması
mümkün dfğildir" dedi.
Başesgioğlu. Haluk
Kırcı'nın polis tarafından
arandığını ve yakalanıl-
masına çalışıldığını kay-
detti.