15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25OCAK1998PAZAR 10 PAZAR KONUGU TÜSÎAD 'ın Dışişleri Komisyonu 'nun başına getirdiği Italyan uyruklu Aldo Kaslowski yeni hedeflerini açıkladı Patronlar ABD ve KKTC'ye çıkarma hazırlığında SUNUŞ Türk Sanayici ve Işadamlan Derneği (TÜSÎAD) son yıllarda tutucu yüzünü bir yana bıraktı ve çok daha çağdaş, daha demokratik bir kurum olma yolunu seçti. Bu belki de TÜSÎAD'ın yeni yönetiminden kaynaklanıyor. TÜSİAD aynca kendi bünyesi içinde bazı komisyonlar da kurdu. Bunlardan birisi Dışişleri Komisyonu. Başında Aldo Kaslowski isimli, tstanbul doğumlu, îtalyan uyruklu bir işadamı var. Aldo Kaslovvski'yle bir araya geldik; kendisiyle Lüksemburg zirvesinden sonra AB'yle ilişkilerin alacağı yönü, Türkiye'yle Yunanistan arasındaki sorunlann iki ülkedeki iş dünyasını nasıl etkilediğini, TÜSÎALV m Amerikan pazanna yaklaşımını konuşruk. Kaslowski bize, TÜSİAD'ın bu yıl Washington'da bir temsilcilik açacağını ve Amerikan pazannı daha iyi değerlendirmeyi hedeflediğini anlattı. Bu arada Kaslowski'nin ağzından öğrendiğimiz şu haber de bizi memnun etti: "TÜSÎAD, KKTCde yatınm olanaklannı araştırmak için 20 Şubat'ta adada üst düzeyli bir toplantı yapacak." SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU Siz TÜSİAD'ın Yönetim Kurulu Baş- kan Yardımcm ve Dışişleri Komisyonu Başka- nı 'sınız. Bu bağlamda, başkanı olduğunuz ko- misyon için ne gibi hedefleriniz var? - Biliyorsunuz TÜStAD bünyesinde dört yıl önce komisyonlar oluştu. Dolayısıyla hızlı bir fa- aliyetimiz var. tlk başta Brüksel'dekı TÜSİAD Temsilcilıği'niaçtık. BuyıldaWashington'dabir temsilcilik açıyoruz. tlende. Japonya'da ya da Rusya'da temsilcilik açabiliriz. İki yerde birden olsa daha iyi olmaz - Mümkün değıl. Bu insan kaynaklanna bağlı bir şey. Onlan yetıştirmeniz lazım. Aynca biz, Dışişleri Komisyonu olarak devam- lı surette AB'yı. tabii kı Gümrük Birliği'ni izli- yoruz. Bızi zorlayan konular Yunanistan'la iliş- kiler, Kıbns sorunu, Kürt meselesi ve insan hak- lan. Bir de Rusya projesı hazırlıyoruz. Avrasya konusundakı çalışmalanmız bitmek üzere. Bir de 2000'li yıllarda Türkıye'nin ne gıbi bir dış ilişkiler stratejisi olması gerektiği konusunda kapsamlı bir çalışma yapıyoruz. Avrupa'nın en büyük iş konfederasyonu olan UN1CE var. Bız onlann üyesiyiz. Dört yıl önce onlara, Avrasya konulannda hiçbir politikalan bulunmaması nedeniyle TÜSİAD olarak bu ko- nuda bir çalışma grubu oluştunnamızı teklif et- mıştık. Onlar da bunu kabul etmişlerdı. Bu çalışma üç ay sonra bitmiş olacak. Burada çok önemli de sonuçlar elde edildi. AB'nin şapkası altında bir de Akdenız politı- kası var. Türkiye'nin rolü orada çok önemli. Ak- denız ülkelennın en büyük toplantısı gelecek yıl lstanbul'da olacak. • • M H Bu oiuşumda hangi ülkeler var? -Bütün Akdenız ülkelen. Yani Avrupa'da, Ku- zey Afrika'daki bütün Akdenız ülkeleri. tsrail, Fılistin dahıl. Bir tek Libya yok. ••^•B Peki, Türkiye'nin Akdeniz'deki bu ön- cü rolünü Yunanistan engellemeye çalışmadı mı? - Aslında Yunanistan'dan bu konuda destek gördük. Zor toplantı geçen yıl Atina'da yapılmış- tı. Gelecek yılkı toplantının lstanbul'da gerçek- leştirilmesı için esas Yunanlılar önayak oldular. Daha açık söylemek gerekırse Yunan lşadamla- n Demeği bunu yaptı. Başkanı da Jason Stra- tos'tur. Bizım TÜSİAD olarak Yunan lşadamlan Der- neği'yle ıkili ilışkilerimiz fevkalade. Ancak on- lar bizden çok daha politize. Bizim gibi değiller. Biz düşüncelenmızi açıkça söyleyebiliyoruz. A- ma onlar ne yazık ki bunu pek yapamıyorlar. • • • • Son Lüksemburg zirvesinden sonra AB 'nin Türkiye 'ye kapüanm kapalı tutmaya ka- rar vermesini siz nasü karsıladınız? Bundan son- ra Avrupa 'yla ilişkiler nasıl olur? - Bazılan, 'Lüksemburg zirvesinden beklenen zaten buydu. N'eden böyle alevlendiniz' dıye so- ruyorlar. Son günlerde yabancı büyükelçilenn akınına uğruyoruz. Bize. 'Hayretleriçindekaldık. Neden bu kadar telaşlanıp tepki gösterdiniz?' dı- yorlar. • • • • Bazı çevreler de AB 'nin bu karannın Türkiye'nin hayrtna olduğunu düşünüyor. Siz bu görüşü nasıl değerlendiriyorsunuz? - Fırsat bu firsattır. Belki de bu görüşün haklı bir yanı var. Lüksemburg kararlanna öyle tepki göstermemizgerekmeyebilırdi. Belki hiçbir ümit vermeden bu kararlar çıkmasaydı, biz bu fırsatı değerlendıremeyebilirdik. Bu kararlar çok ağır oldu. Biz işadamlan ola- rak hükümetimizın tutumunu alkışladık. Yalnız tabii insan haklan. öbür standartlanmı- zın Avrupa'ya uymadığı da bir gerçek. Bunlann kesinlikle düzeltilmesi gerek. Ama bunlan, öbür- leri söyledikleri için değil, kendi kendimize yap- mamiz gerekli. Avrupa'ya bugün girmemız zaten söz konusu değildi. •••^B Bundan sonra sizce Türkiye soluk mu alacak? - Tabii ki. Bundan sonra siyasi platform dışın- da temas edilecek. Biz Avrupa'ya çok şey verdik. Hıç karşılığını almadan bir Gümrük Birliği'ni yaptık. TÜStAD olarak bunu çok istedik ve bu hedef için uğraştık. ••••• Peki, Gümrük Birliği Türkiye 'ye nege- tirdi? Beklentileriniz gerçekleşti mi? Çok kesin istatistik bilgileri olmamakla birlik- te ilk yılın ticaretinde dezavantajlı görünüyoruz. ALDO KASLOVVSKİ 1937, tstanbul doğumlu. Ailesi, ttalya'dan Türkiye 'ye 1878 'de göç etti. Bir kızı dışında eşi ve iki çocuğu da lstanbul'da vaşıyor. Ortaöğrenimini tstanbul 'daki halyan Lisesi'nde, yükseköğrenimini Milano Üniversitesi Ekonomi Fakültesi nde tamamladı. Organik Holding adlı kimyasal madde üreten kuruluşun yönetim kurulu başkanı. Aynca Türk Sanayicileri ve tşadamlan Derneği nin (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Dışişleri Komisyonu Başkanı. sürü hatalar yapıldı. Yok efendim, fîyat kontrolü yapılacakmış. Biz bir Gümrük Birliği. bir serbest piyasa or- tamını yaşarken fıyat kontrolü nereden çıkıyor. Diyorlar ki. "Petrol fiyatlarını artürmayacağız." Bu da bir kandırmaca. Çünkü OPEC (Petrol Üreten Ülkeler Örgütü) fiyatlannın varil başına 25 dolardan 15 dolara düşrüğünü biliyorlar, ha- liyle fiyat artmayacak. Fiyat neredeyse yan ya- nya inmiş durumda. Vergi reformuyla ilgili olarak ise marta kadar bir şeyler çıkması lazım. Bütün bunlar üzücü. Yirmi yıldırhep ayru şey- leri söylüyoruz. Olmuyor. Gümrük Birliği ve Gümrük Birliği'nden son- ra Avrupa'yla ılişkilerimizin mesafeli, ama bütün kapılanmızın açık olması lazım. Gündemsiz olan bir Avrupa Konferansfna "Hayır" dememız isabetlı. Ama kapılan da ka- pamamamız gerekiyor. Şimdigündemdeki en önemli konular- dan birisi Bakû-Ceyhan petrol boru hattının ha- yata geçirilip geçirümeyeceğL Siz Bakû-Ceyhan konusunda ne düşünüyorsunuz? - Türkiye'nin petrol konusunda stratejik bir .yönü var. Avrupa'nm alternatif kaynağı olma yo- İundadır. Bir de Boğazlar \ e Rusya sorunlan var. Aynca bir Iran ve bir ABD sorunu var. Son ola- rak da Türkiye'nin ihtiyacı sorunu bulunuyor. Bunlann hepsine dikkatle bakmak lazım. Bir kere, her nereden olursa olsun. mantıklı fi- yatlar ve mantıklı maliyetlerle Türkiye'nin ihti- yaçlannın karşılanması lazım. Türkiye'nin ihtiyacı çok açıktır. O nedenle de bu sorunun halledilmesi gerek. ABD dahil, bunu hiç kimse engelleyemez. En azından Türkiye'nin ihtiyacmı karşılaya- Net olarak 5-5.5 mılyardolar bizim aleyhimizde. Ama yatınmlar gerçekleştiği takdirde bu paralar geri dönecektir. Yine de bugün için 5-5.5 milyar dolarlık ithalat fazlamız olduğu kesin. Aslında bu çok kötü de değil. Beklenen bir şey- di. Tek sorun Gümrük Birliği de değıl Siyasi is- tikrar konusu da çok önemli. lkisine birlikte bak- mak lazım. Gümrük Birliği'ndenbeklediklerimiz bir stan- dardizasyondur, bir kalite simgesidir; sosyal re- formdur. Bu arada fınans protokollerinin çalışma- dığı da bir gerçektir. Ama bu da topu topu üç yıl- da üç milyar dolar. Türkiye için, Türkiye ekono- misi için çok büyük bir rakam değil. Ama baştaki anlamı farklıydı, bugün için an- lamı farklı. Bir kere Avrupa'nın. Yunanistan'ın vetosunun çahşmadığını ispat etmesi lazım. Her şeyden öte. Türkiye'nin önemli olduğunu ıspat- lamak istiyorlarsa bu paralan v ermelen gerek. Bu ışte kaybedenler ve kazananlar bellidir. Tür- kiye burada ne kazandı ne de kaybetti. Kazanan taraf Almanya'dır; kaybedenler de Fransa. lngil- tere ve dığer ülkelerdir. • • ^ • ^ On birlerin eklenmesiyle Avrupa 'da bir Altnan İmparatoriuğu kurulmayacak mı? - Bunu ben söylemiş olmayayım. Ama net ola- rak görülüyor ki bir Almanya egemenlıği içinde Avrupa kara kara düşünmeye başlayacaktır. ^ • • • ^ Bu arada Yunanistan da çekirdek ülke- lerin dışına itilecek... -Yunanistan çok önemli değil. Yunanistan bu- gün dosyatakaslanndan kazanıyor. Biliyorsunuz, Avrupa Birliği dosya takasıdır. Sen bana böyle yapacaksın, ben de sana şunu yapacağım bağlan- tısı içindeler. Türkiye, Avrupa Birliği içinde olmadığı için bir tek dosyası pazandır, stratejik durumudur. Tür- kiye'nin bunlan bundan sonra i>i kullanması la- zım. Gümrük Birliği mutlaka lazım. Sadece güm- rüklerin sıfırlanması değil. Avrupa bizden daha önce gümrüklerı sıfırlamıştır. Biz bu işi sadece ı- ki-üç senedır yapıyoruz. Bence bu faydalıdır. Hep oraya baktık; bir günde ortak değiştireme- yiz. Ama tabii ki Avrupalılann yaptığı gibi biz de başka verlere bakmalıyız. Alternatif olarak değil." ilaveten... Bundan sonra bence yapılması gereken şevler Avrupa'ya karşı Gümrük Birliği'nin fevkalade iyi işlemesi ıçın bunun muhasebesini yapmaktır. Biz TÜSİAD olarak bir ekip kurduk. Bundan sonra aylık raporlarla "Biz neredeyiz, Ankara'da ve BrükseTde ne yapök?'" hep bunlan yayımla- yacağız. Bir de Ingiltere'nin başkan olduğu bu altı ay- lık dönem içinde bu finans protokolünün hayata geçtiğını görmek isteriz. Hayata geçmezse bir şeyler değişır. demek istemiyorum. Ama gerçek- leşirse bu bizim için güzel bir sinyal olabilir Bir hedef, bir kriter koymak lazım. Onlar na- sıl bize bu knterleri koyuyorlarsa bizim de karşı- lığında bunu yapabilmemiz gerekiyor. • • • • Daha önce Türkiye'nin bir hedefiyok muydıı sizce? - Belki de yoktu Bakın şimdi, enflasyon olmuş yüzde yüz. Yarın yüzde yetmiş. öbür gün yüzde 50. Bu bir hedef olamaz ki. Gayri ciddi bir tutum. O zaman hedef yoktu. bugün de yok. Bence Av - rupa'yakoyacağınızhedefleri Ankara'yada koy- mak lazım. Ankara'da kim olursa olsun... Bence bu kriterler önemlıdir. Bizi başka konulara dal- dırıyorlar, hedefleri unutuyoruz. Vergı reformu, diyoruz. Başka bir şey çıkan- yorlar. bu sefer onu unutuyoruz. Bence, gerçek- ten olabildiğince bir knter paketi koymak lazım. Ankara 'yla bu konuyu hiç konuştunuz mu! - Devamlı olarak konuşuyoruz. iki ay önce bir vergi reformu. bir ekonomik reformdan söz edıl- di. Biz bunu alkışladık. Ama bu alkışı içeriğini bilmeden tuttuk. tçen- ğini gördükten sonra ise artık alkışlamadık. Bir cak miktann sağlanması gerek. Bütün ülkelenn enerji konusunda önce kendi- lenni düşünmelen lazım. Stratejik olma durumu ise ayn bir konu. Boru hattı şuradan mı, yoksa oradan mı geç- sın, konusuna gelince... Burada çok yönlü bir po- litika izlenmeli bence. Yani sadece bir yere bağ- lanıp kalmamak lazım. Burada Rusya kesinlikle unutulmamah. Rus- ya bugün bizim ikınci ticaret ortağımızdır. Birin- ci de olabilir. Ama ikincıde kalabilmesi için de ilişkilerimizin fevkalade ıyı olması lazım. O nedenle, enerji konusunda, nereden getirir- seniz getirin. bence buna Rusya'yı da sokmak la- zım. ABD'nın Iran'a karşı olan yeni tutumu biraz erken. ABD ile lran arasında bü>ük bir aşk yaşa- nacağını düşünmek için zaman daha çok erken. Bu konuda biraz beklemek gerek. ABD ıle lran arasında son derece cıddi sorun- lar var. Böyle bir açılım oldu diye kontrpıyede kaldığımızı düşünmemeliyiz. Burada başka bir koşul daha söyleyeceğım. Türkiye. bütün komşu ülkelerle iyi geçinmeîidir Türkiye. çevresinde garantili. sorunsuz bir ku- şak yaratmak istiyorsa, kendi demokrasisini güç- lendirmek, ekonomisini daha iyiye götürmek için komşulanyla mutlaka iyi geçinmeîidir. Iran'lada Irak'la da Suriye'yle de ve öbür ülkelerle de ıliş- kilerimizin iyi olması gerekiyor. ^ ^ ^ • * Evet de, yalnız Türkiye biraz da verme- den almak istiyor gibi. Son olarak Azerbaycan Dışişleri Rakam 'yla yaptığım konuşmada, ba- kan "Türkiye Bakû-Ceyhan dan petrol istiyorsa Türkmemstan gazının Azerbaycan dan geçmesi- ne yardımcı olur " diye serzenişte bulundu. Bu- rada Ankara 'nin çok iyi bir diplomasigötürme- si görüşlerine katılıyor musunuz? - Evet, kesinlikle... •^^•M Siz, Yunanistan 'la Türkiye arasındaki ilişkiler ve Kıbns sorununu nasıl değerlendiri- yorsunuz? Yani Yunanistan 'la ilişkilerin düzel- mesi, öteyandan da Kıbns sorununun çözülme- sinden umutlu musunuz? - Umutsuzum. Yunanlılar, Kıbns sorununu Türk-Yunan ilişkilennın bir parçası olarak gör- mek istiyorlar. O nedenle bu konunun umutsuz olduğunu söylüyorum. Bu benim görüşüm. Türkiye olarak biz iki konuyu birbirinden ayır- mak isteriz. Türkiye'yle ilişkilerin böyle olması bugüne kadar Yunan hükümetlerine oy. Yunanis- tan'a da Avrupa'da para kazandırmış. Bu gerçe- ği de gözardı etmemek lazım. Bu pazarlıkta on- lar kazançlı çıktılar. Yunanıstan Türkıye'yi sürekli bir 'tehdit unsu- ru' olarak göstennekle hep kazandı. Kıbns'ta çö- züm pek istenmiyor, görebildiğim kadanyla. ^IMMB YaniKıbns'taçözümsüzlükçözüm ola- rak mı kabul edüiyor? - Evet. KKTCye uygulanan bir ambargo var. KKTC sıkıştınlmış durumda. Bu yüzyılda böy- le ambargo uygulamak olacak ış değil. Ambargo bugün bir ülkeye değil. o ülkenın insanlanna yö- neltilmiş bir tehdittır. Ambargo uygulamak çö- züm olamaz. Üstelik gün geçtikçe Güney ve Kuzey Kıbns arasındaki gelir uçurumu artıyor. Bu koşullar al- tında nastl masaya oturursunuz? Holbrooke Kıbns'a gelıp gidiyor. derken Tom Miller çıktı... Bir de Ankara'daki eski ABD Bü- yükelçisi olan ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı MarkGrossman'ın özel temsilcisi var. Bu kim bi- liyor musunuz? Eskı Lüksemburg Büyükelçisi, Kıbnslı. Bu durumda nasıl tarafsız da\Tanabilir? Olacak iş değil... Onun için de çok zor. ABD 'yle her zaman iyi olan ilişkiler son zamanlarda daha da güçlendi. Siz Anka- ra yla Washington ilişkilerinin aldığı bu seyri nasıl değerlendiriyorsunuz? - Sıze bu yıl Washington'da temsilcilik açaca- ğımızı anlatmıştım. Orada diyalog. lobi eksikli- ğimiz var. Amenkalılan biz kendimize çok ya- kın sayanz. Ama bu yakınlığımız daha çok stra- tejik. askeri konularda. Öte yandan Amerikalılar bizim potansiyelimi- zi bilmiyor. Bunu onlara çok ıyı anlatmak lazım. Biz TÜSİAD olarak bu nedenle VVashington'a gidiyoruz. Yani amacımız kendimize orada iyi bir pazarlama yapmak. Sanıyorum, ABD'de çok daha fazla iş yapılabilir. Bu arada bizim Dışişleri Bakanlığı çalışmala- nmızı Hindistan. Çin, Japonya üzerine yönelt- memizi rica etti. üzakdoğu bugün gerçi çalkan- tılı bir dönemden geçiyor, ama Hindistan. Çin, Ja- ponya gerçekten güçlü ülkeler. Oralara yönelin- mesi lazım. AB'yle yapılan Gümrük Birliği anlaşması bir- çok engel getiriyor. Ama buna da çıkış yolu bu- lunabilir. Avrupa ülkeleri bunu yapıyor. Onlann yaptığı tam bir 'serbest ticaret anlaşması' değil de 'serbest ticaret centilmenlik anlaşması'. Biz de benzer yollan incelemeliyiz. Bunda fayda var. Türkiye'nin artık dış ilişkilerinde çok daha ak- tif olması lazım. Bir kere Üzakdoğu ülkelerinin potansiyelini incelememiz şart. Karan ondan sonra verebihriz. Bu ülkelenn büyüme noktalannı, sinerjilerimizı görmek lazım. Ama tabii ki öncelikle dikkatlerimiz komşula- nmızda olmalı. Ne kadar uzağa giderseniz o ka- dar daha fazla riskaltınagirersiniz. Uzaklaşılma- malı, demek istemiyorum, ama her ıkisini de bir arada götürmeliyiz. • • • M Komşularımız, dediniz. O bağlamda s't- ze bir soru sormak istiyorum. KKTC'de, TÜSİ- AD'ın ilgisizliğindenyakınılıyor. TÜSİADüye- lerinin hiçbir biçimde KKTC'de yatınma yanaş- madıkları konuşuluyor. Siz bu konuda ne diye- ceksiniz? -TÜSİAD Yönetim Kurulu, KKTC'de bir top- lantı yapma karan aldı. Bunun yüksek düzeyde olmasını amaçlıyoruz. Toplantı 20 Şubat'ta yapı- lacak. Lefkoşa'daki Büyükelçimiz Ertuğnıl Apa- kan'la temasa geçildi. Tarihte mutabık kahndı. Yapabilirsek bütün büyük işadamlannı oraya gö- türmeyi hedefliyoruz. Evet, bugüne kadar KKTC'ye giden olmadı. Biz de TÜSİAD olarak pek bir şey yapmadık. Bu defa yapmak istiyoruz. Bankacılan. Koç Grubu'nu, Sabancı Grubu'nu götürmeyi hedefliyoruz. Konulan tespit etmeye başladık. Karşı taraftaki işadamlannı da gönnek istiyoruz. Turizm, enerji, telekomünikasyon dal- lanna değineceğiz. m^^M \e değişti de TÜSİAD bu toplantıyı yapma gereğini duydu? - Kuzey Kıbns'ın geleceğiyle ilgili spekülas- yonlar yapmak doğru değil. Evet, bugüne kadar oraya gidilmedi. $imdı orada olanaklan araştıra- cağız. Ben bunun Kıbnslılar için faydalı olaca- ğına inanıyorum. H Ü K Ü M E T T O K İ ' Y E 5 5 T R İ L Y O N A K T A R D I Yümaz: Toplu konut hamlesibaşlattyoruz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Mesut Yılmaz. enflasvon- la mücadeleyi birinci öncelik olarak belirledikleri ve kaynak sıkıntısı çek- tikleri bir yılda, daha fazla ertelene- meyecek konut sorununa çözüm bul- mak için 55 trilyon lirayı Toplu Ko- nut tdaresi'ne (TOKİ) aktardıklannı bildirdi. Yılmaz. "Ikinci toplu konut hamlesi> le 1998 de 40 bini yeni, 86 bi- ni devam eden 126 bin konutun fi- nansmanını sağlayacak. Bu hamlenin, kartopu gibi büyüven, vapılan her ko- nuru finansc edebilen bir sisteme dö- nüşmesi lazım" dedi. Başbakan Yılmaz, TOKİ 1998 yılı uygulama programı ve başlattıklan "ikinci tolu konut hamlesi"yle ilgili basın toplantısında, Türkiye'nin en önemli sorunlanndan birinin kentleş- me olayı olduğunu söyledi. Sorunun temelinde 50 yıldır devam eden iç gö- çün yattığını kaydeden Yılmaz. "Ma- alesef Türkhe'de devlet, bu olayın ge- rektirdiği tedbirleri almakta uzun za- man gecikme gösterdi" görüşünü di- le getırdı. Kentleşmenin. konut açı- sından doğurduğu sorunlara çözüm bulmak için ilk kez 1984'te binnci konut hamlesinin başlatıldığını belir- ten Yılmaz şöyle devam etti: "Toplu Konut İdaresi. son 14 vılda 1 mil>on 55bin konutun kredüendirtt- mesi sağlamıştır. Şu anda tahminen Türkiye'de 15 milyon konut var. Bu- nun bir nıihonunu. 1984'ten bu yana fonun kredilendirme imkânlanyla ü- nanse edildi. 1 milvon konut demek yaklaşık 2.5 milyon vasıfsız insanın is- tihdamı demektir." Konut sektörünün tek başına yak- laşık 300 yan sektörü de beslediğine dikkat çeken Yılmaz, TOKİ'ye akta- nlan kaynaktan hem kendi konutunu yapan yurttaşlann. hem kooparatifle- rin hem de müteahhitlerin yararlana- bileceğini söyledi. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'nın başlatılan ikinci toplu konut hamlesi çerçevesinde geri dönüşlen sağlıklı şekılde sağlaması durumunda enflas- yon üzerinde olumsuz etki oluşmaya- cağını vıırgulayan Yılmaz. u .\masis- tem dikkatli götürülmez. geri ödeme- lerdeaksama olursa,buolay enflasvx>n üzerinde ila>e bir baskı unsuru olur" dedı. İ s c i P a r t i s i C e n e l B a ş k a n ı D o ğ u P e r i n ç e k 'ABD ve Avrupa ortak Sevr operasyonu başlattı'İstanbul Haber Senisi - tşçı Par- tısı Genel Başkanı Doğu Perincek. ABD \e Avrupa'nın Türkıye'ye karşı ortaklaşa Sevr operasyonu başlattıklannı ıleri sürdü. Pennçek, bu sa\ ına kanıt olarak ABD \e Av- rupa basınının, Türkiye'nin Yugos- lavya'ya döneceğıne ilişkin v azıla- rını, \Vashmgton Politika Enstitüsü Ortadoğu Uzmanı .\lan Ma- ko\sky'nin "PKK ve Yunanistan'ı karşımızaalmavalım"' ıçerıkli rapo- runu v e Ingiltere Parlamentosu bün- \esinde Kürt ilişkiler komitesinın kurulmasını gösterdı. Perincek. Amerikancı kesımın. ülkemtze yönehk bölücü \e kışkır- tıcı faalıvetlerınin kavnağı olarak Avrupa'yı göstererek ABD'vı ak- lama çabasında olduğunu. oysa Sevr tehdidinin ABD ve Avru- pa "dan geldiğini savundu. Sev r ope- rasyonunda Avrupa'nın kötü, ABD'nın ıyı polisı oynadığını ifa- deeden Perinçek."İstenijorkiTûr- kive. Avrupa'dan gelen baskılardan kurtulmak için ABD've sığınsın" dedı. Perincek. bir ABD'lı strateji uzmanının anlatımlanna dayanarak yaptığı açıklamasında ABD ve Av- rupa'nın Türkiye'ye Sevr'i dayat- mak için atağa geçtiklerini. ancak. ABD'nın bu faaliyetı doğrudan yö- netmev ıp A\rupa Birliği aracılığıv- la yürüttüğünü söyledi. Operasyo- nun başında Ingiltere'nin Kıbns Özel Temsilcisi Sır David Han- na>'ın bulunduğunu öne süren Pe- rincek, SevT ekıbınm diğer üyelen- nın ise Ingıltere'den John Austin VValker, Lorda Avebury, Fransa dan Daniella Mitterrand. Almanya'dan Süddeutsche gazetesınin dış haber- ler sorumlusu Josef Joffe ojdukları- nı sav undu. Körfez savaşında Türkiye'nin I- rak'a uyguladığı ambargonun aslın- da Türkiye'v ı ekonomik olarak za- yıflatıp yıkma senar>osunun bir parçası olduğunu da savunan Penn- çek. ABD'li uzmanın, Batı'nın Ata- türk'ün benimsediği yurttaşlık kim- lığınin bırleştınci anlayışmı yıka- rak etnik kimlik kavramını kışkırtı- ğı görüşünü aktardı. Tüm bunlann müdahale öncesi hazırlıklar oldu- ğunu öne süren Pennçek şu öneri- lerde bulundu: - Cephemizi Batı'dan gelen Sevr tehdidine döndürmeliviz. - trtıca bir an önce etkısız hale ge- tirilmeli ve bırliğımiz laiklik teme- linde sağlanmalıdır. - Kürt sorunu, Kurtuluş Sava- şı'nın denenmis ilke ve politikalany- la çözülmeli ve Batı'nın müdahale zemini zavıflaulmalıdır. - Batı'nın Türkıye'yi çökertme planının bir parçası olan özelleştir- me reddedilmeli, Atatürk dönemi- nin planlı devletçiliği benimsenme- lıdir. -Bad'dan gelen tehdidi göğüsle- mek için, Rusya, Çin, Irak. İran ve diğer Ortadoğu ve Asya ülkeleriyk ilişkiler geiiştirilmelidir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle