Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 OCAK 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Serbest ticaret
anlaşmaları
• AÎNKARA (AA) - AB
mev zuatına u> um
amacıyla Romanya ıle
ımzalanan Serbest Ticaret
Anlaşması. Bakanlar
ICurulu tarafından
onaylandı. Anlaşma
uyannca ıki ülke anlaşma
kapsamındakı ürünlerdekı
gümrük vergilenni. 2001
>ılı sonunakadar
kaldıracak. Türkiye ile
Macaristan arasında
imzalanan Serbest Ticaret
Anlaşmasının yürürlüğe
girmesı halinde vergilerin
düşeceği beklentisine
giren ithalatçılar
nedeniyle. iki ülke
arasındaki ticaret durma
noktasınageldi.
Yunan lobisi
• İSTANBUL(AA)-
Türkiye- Avrupa Birliği
ilişkilerinde
Yunanistan'in sürekli
takındığı olumsuz tavır ve
baltalama girişimleri.
Türk özel sektörünün
sabnnı taşırdı. Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliâi
(TOBB) Başkanı Fuat
Miras. Yunanistan'ın.
Türkıye'yı AB'den
dışlama çabalanna karşı.
iş âlemi olarak
kendilerinın de
Yunanistarfın her
konusuna köstek
olacaklannı söyledi.
Bankalarda
unutulan para
• İSTANBLL(CHA)-
Son on yılda 70
dolayındakı banka
şubesınde açılan
hesaplarda 165 milyar
775 milyon lira unutuldu.
Zamanaşımına uğrayan
hesaplann sahiplen tüm
aramalara karşın
bulunamayınca. sahipsiz
servet Bankalar Kanunu
gereğince. Merkez
Bankasrndaki Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu'na
devredildi.
Boeing krizden
etkileniyor
• Ekonomi Servisi - Kriz
nedeniyle Boeing
firmasının Asya
seferlerindeki düşüş.
firmayı. yerd ha\ a
taştmacılık firmalanyla
yenı tanfeler düzenlemek
için bir araya getirdi.
Seferlennı azaltmayı
planlayan Boeing firması,
yolcu yoklugu yüzünden
gerçekleşen uçuş
iptallerine son \ermek
istiyor
İki havayolu
şirketi daha
• ANKARA(ANKA)-
Havayolu taşımacılığına
Bursa \e istanbuFda
kurulan birer şjrket daha
giriyor Bursa'da kurulan
"Uludağ Ha\ayollan
AŞ"nin sermayesi 15
milyar lira düzeyinde
bulunuyor. istanbuFda
kurulan "Bercan Havacılık
ve Tunzm Işletmeleri
AŞ"nın sermayesi ise 5
milyar lira olarak
belirlendi.
Van Et halka
açılıyor
• ANKARA(ANKA)-
Van Et Entegre Et Sana\ ı
ve Ticaret ıle Öztay Tekstıl
Konfeksiyon Sanayi ve
Pazarlama halka açılmak
üzere SPK'ye başvurdu.
\'an Et. sermayesıni 287.5
milyar lira bedelli
arttıracak.
Bavul ticareti
seferberliği
• A]\KARA(AA)-
Lalelfden elde edilen
gelınn. 1996 yılında
yaklaşık 6.5 milyar
dolarken geçen yıl 4
milyar dolara düşmesı
dolayısıvla Malive
Bakanhğı. DTM" ve
Gümrük Müsteşarlığı
yetkililen bır toplantı
yaptılar.
Endonezya'da
devlete bağış
• Ekonomi Servisi -
Mali kriz ıçındekı
Endonezya'da kuyumcular
ve Müslüman
akademisyenler. hükümete
2.6 kilogram altın
bağışladılar. Ülkede.
"Rupfyi se\" adıyla
başlatılan kampanya
kapsamında toplanan
bağışlar. temmuz ayından
beri dolar karşısında yüzde
70 değer kaybeden
Endonezya parasını
kurtarmayı hedefliyor.
Toplusözleşmeli sendikal haklar için yasa tasansı TBMM'ye sunuldu
Emeldıler içîn söz Meclis'te
FtLİZGÜMÜŞ
CHP Grup Başkanlığı. emek-
lilere de toplu ış sözleşmesi ta-
nıyan sendika kanun teklıfinı
Meclıs Başkanlığı'na sundu. Öte
yandan yüzde 30 zamdan sonra
en yüksek maaşlan 75 mılyona
ulaşabilen SSK emeklilerinın
yüzde 70'e yakınının aldığı en
yüksek maaş ise ancak 39 mılyon
lirada kaldı. Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Nami Çağan"ın
da bir toplantıy la dikkati çekti-
ği. emeklı maaşlan arasındaki
dengesizliğin ise geçerliliğini bu
dönem de koruduğu görüldü.
"İşçi ve Memur Emeklileri ile
Bunlann Dul \e ^etimlerinin Sen-
dikalaşmasına İlişkin Kanun"
adını taşıyan kanun teklifi.
TBMM Başkanlığfna verildi.
DlSK'e bağlı Tüm Emekliler
Sendıkası (Emekli-Sen) ise kade-
melerden kaynaklanan maaş den-
gesizliğinin giderilmesi için in-
tibak yasasının bir an önce çıra-
kılması istemini yinelerken, Ça-
ğan'ın bu konuda yaptığı toplan-
tıya çağnlmamalannı da eleştir-
di.
Emeklı-Sen Malı Daıre Başka-
nı Yusuf Yıldınm 1 Ocak'tan iti-
baren geçerli olacak olan maaş
zamlannda katsayının 5820 ola-
rak belırlendığını, sosyal yardı-
mın ise 4 milyon 690 bin lira ol-
duğunu kaydetti. Yıldınm, buna
göre en düşük maaşın 39 milyon
lirada kaldığını ifade etti. Aynı iş-
yerinde aynı işi yapan birişçinin
bir dığerine göre daha sonra
emekli olmasından dolayı daha
fazla maaş aldıgını belirten Yıl-
dınm şöyle konuştu: "Eskieınek-
Ulerin gösterge tabiosunda kade-
meler arasındaki fark 5'er puan
artarken, yeni emekli olanlann
gösterge tablosunda bu farklar
50'şer puan artıyor. İşçi emekli-
leri için de memur emeklileri gi-
bi tek gösterge tablosu oluşturul-
malı. Kademeler arasındaki fark
da üst gösterge tablosu baz alına-
rak kapatılmaü."
â 4
10
13805
13305
12805
12305
11805
11305
10805
10305
9805
9305
13855
13355
12855
12355
11855
11355
10855
10355
9855
9355
ÜST GÖSTERGE TABİ.OSU
E
5 6 7
13905
13405
12905
12405
11905
11405
10905
10405
9905
9405
13955
13455
12955
12455
11955
11455
10955
10455
9955
9455
14005
13505
13005
12505
12005
11505
11005
10505
10005
9505
14055
13555
13055
12555
12055
11555
11055
10555
10055
9555
14105
13605
13105
12605
12105
11605
11105
10605
10105
9605
14155
13655
13155
12655
12155
11655
11155
10655
10155
9655
14205
13705
13205
12705
12205
11705
11205
10705
10205
9705
14255
13755
13255
12755
12255
11755
11255
10755
10255
9755
0.1.
NORMAL GÖSTERGE TABLOSU
K A D E M E L E R IKAT SAYI5820.
D5
E/R6
E/C7
L8
BR9
10
11
12
9260
9200
9140
9080
9020
8960
8900
8840
8780
8720
8660
8600
9265
9205
9145
9085
9025
8965
8905
8845
8785
8725
8865
8605
9270
9210
9150
9090
90»
8970
8910
8850
8790
8730
8870
8610
9275
9215
9155
9095
9035
8975
8915
8855
8795
8735
8675
8615
9280
9220
9160
9100
9040
8980
8920
8860
8800
8740
8680
8620
9285
9225
9165
9105
9045
9290
9230
9170
9110
9050
8985 ! 8990
8925İ8930
8865 ! 8870
8805
8745
8685
8625
8810
8750
8690
8630
9295
9235
9175
9115
9055
8995
8935
8875
8815
8755
8635
9300
9180
9240 9245 9250 9255
9120
9060
9000
8940
8820
8760
8700
8640
9185
9125
9065
9005
8945
8885
8825
8765
8705
8645
9190
9130
9070
9010
8950
8890
8830
8770
8710
8650
9195
9135
9075
9015
8955
8895
8835
8775
8715
8655
DUNYA EKONOMISINE BAKIŞ / ERGİNYILDIZOĞLU LONDRA
EURO: Karar Anı Yaklaşırken Bazı Endişeler
Dünyanın dikkati, Asya krizi üzerin-
de yoğunlaştı. Bu yüzden. rayından
çıktığı takdirde en az onun kadar teh-
likeli sonuçlara yol açabılecek bir baş-
ka süreç, Avrupa Ortak Para Biri-
mi'ne (AOPB) geçiş sürecı, gerekli il-
giyi görmüyor.
Geçen hafta Avrupa Birliği Para Ko-
misyonu Başkanı Yves-Thibault de Sil-
guy "Ortak Para Birimı'ne (EURO) ge-
çecek ülkelerin listesınin 2 Mayıs'ta
belli olacağını ve EURO'nun 1 Ocak
1999'da uygulanmaya konacağını"
açıkladı. Alman halkının çeşıtlı kamu-
oyu yoklamalanna göre yüzde 50 ıla
yüzde 75'inin karşı olmasına rağmen
Alman Devlet Başkanı
Kohl'ün yaklaşmakta
olan seçimlerde EURO'yu
kampanyasının merkezı-
ne koymaya hazırlanma-
sı, sosyal demokratların
EURO'ya muhalefet et-
mekten vazgeçmelerı,
EUflO'nun zamanında
gerçekleşeceğini düşün-
dürüyor. Ancak AOPB'ye
geçişin koşullarının he-
nüzoluşmadığını, bu pa-
ra birfiğinın, taşıdığı çelış-
kilerden dolayı çökebıle-
ceğini ıleri sürenlerde var.
Geçen hafta. dört say-
gın Alman ekonomistin
anayasa mahkemesıne
yaptığı başvurusu, bu
kaygıların ürünüydü. 300
sayfalık başvuru dilekçe-
si "AOPB sürecinin koşul-
lannın yenne gelmedığını ve bu yüz-
den Almanya 'nın ulusal çıkarlarına ay-
kırı bır yönde ileriediğim" ileri sürdü.
AOPB'nin (EURO) geleceğine ilişkin
kötümserlığın arkasında iki gerekçe
daha var. Birincısi. tarih, sıyasi birlik ol-
madan gerçekleştırilen parasal birlik-
lerin yaşayamadığını gösteriyor. Ikin-
cisı EURO bölgesi ıçındeki ülkelerde gö-
rülen bölgesel farklılıklar, cıddı birer ıs-
tikrarsızlık kaynağı olmaya aday görü-
nüyorlar.
Tarihin gösterdiği (1)
Geçmışte Avrupa'da yaşanmış iki
tane başarısız para birliği deneyı var:
iskandinav Birliği 1873te başlamış.
ancak 1924'te çökmüş; Latin Para
Birliği 1865 Fransa, Belçika. italya, Is-
viçre ve Yunanıstan arasında başla-
dıktan sonra kısa sürede çökmüş. Her
iki deneyin başansızlığının arkasında,
üye ülkelerin kendi ekonomılerinin da-
yattığı öncelikleri para birlığinin genel
çıkariannatercih etmiş olmalan yatıyor.
Bu başarısız deneylere karşılık EU-
RO'nun iyimser savunucularının gös-
terdiği ıki başarılı deney var. Bunlardan
biri önce bir gümrük birliği ile başlaya-
rak 1830'da OPB sürecine dönüşen ve
bunu 1870'te başarıyla tamamlayan
Alman Para Birliği. ıkincısi de Ame-
rıka. Amerika'da 1800'lerin ilk yarısın-
da çeşıtli eyaletlerde, bankaların ken-
di çıkardıkları banknotlara dayalı çok
paralı bir sistem vardı. Iç savaş sıra-
sında kuzey hükümeti savaş finansma-
nrçabasının bır parçası olarak kâğrt do-
ları (Greenback) çıkardıktan ve de sa-
vaşı kazandıktan sonra Amerika'da
tek bır para bırimı uygulamasına ba-
şarıyla geçilmiş.
Ancak bu deneylerin ikisi de EU-
RO'ya örnek gösterilemeyecek kadar
özel süreçler. Alman Para Birliği Bis-
marc'ın baskıcı ve emperyalist rejimi
altında ve Almanya'nın uluslaşma sü-
recinin bir parçası olarak gerçekleştı.
Amerika'da ortak para birimine geçiş
de kuzeyin savaş kazanması ve eya-
letleri bir merkezi / federal hükümet
altında birleştirmesine dayanıyor. Her
iki başanlı ömekte de görüldüğü gibi
Ortak Para Birliği merkezi, birsiyasi oto
ritenın variığına dayanıyor. Bu yüzden
Ortak Para Birimi'nin uygulandığı eko-
nomık coğrafyanın içinde oluşan asi-
metrık krizler (sadece bir bölgeyi etkı-
leyen) sırasında merkezi yönetim krizı
çözmek için kaynak transferi yapmak
üzere müdahale edebıliyor. Bunun için
yetkısı ve kaynağı var. ikincısı siyasi oto-
ritenin kapsadığı sıyasi coğrafyada sa-
dece malların ve sermayenın değil.
emeğin de serbestçe dolaşmasının
koşullan oluşuyor. Nihayet bu siyasi
coğrafyada dil ve ortak kültür, Alman-
ya söz konusu olduğunda ulusal-etnik
birlik gerçekleşebiliyor.
Avrupa'da siyasi bütünleşme
gündemde değil
Bugün Avrupa'nın gündeminde si-
yasi bütünleşme yok. Dil. kültür gibi ulu-
sal özelliklerini korumaya devam ede-
cek olan siyasi birimler (ülkeler) arasın-
da emeğin serbest dolaşımı da son
derecede zor. Üstelik AOPB'yi oluştu-
racak ülkelerin ekonomik gelışmişlik
düzeyleri arasında önemli farklar da
var. Orneğin Ispanya ve Portekiz'de
kişi başına GSMH; Almanya'nın, sıra-
sıyla yüzde 69.4 ve yüz-
de 60.8'ine eşıt. İşçi üc-
retlerınde de benzer bır
durum söz konusu. Is-
panya'da ımalat sanayiı
ortalama saat ücreti Al-
manya'nın yüzde 39.8'ine
ve Fransa'nın yüzde
67.7'sine eşit (Global
Economic Forum)
16/01/98)AOPB'-ninMa-
astricht Anlaşması ile ko-
nan ön koşulları, aday ül-
keler arasında bu ekono-
mik farklılıkların etkilerini
azaltacak asgari bir malı
benzerlık sağlamayı
amaçlıyordu. İsükrarPak-
tı" ise bu benzerliğin EU-
RO'ya geçişten sonra ko-
r
unmasına olanak sağla-
yacak. Bir Avrupa Mer-
kez Bankası da (AMB) Av-
rupa çapında ortak para
polıtikasının uygulanmasından sorum-
lu olacak.
Bu model, şimdi iki açıdan sorgu-
lanıyor. Birincısi, geçen hafta Alman
Anayasa Mahkemesi'ne verilen rapor,
aday üyelerin Maastricht koşullanna uy-
mak için "hile" yaptığını, son 25 yıllık
trendin ise aday ülkelerde mali denge-
lerinın giderek bozulduğunu gösterdi-
ğini ileri sürdü: Aday ülketer kamu borç-
larını birsonraki yıla aktarıyor. gerçek-
leşecekgelirleri, daha gerçekleşmeden
hesaba katıyoriar. Yine rapora göre
Maastrıch Anlaşması, kamu borçlan-
nı GSMH'ye oranının yüzde 6O'ı ola-
rak saptamasına rağmen, aday ülke-
lerde bu oran 1991 'de ortalama yüz-
de 57'den 1996'da yüzde 75'eyüksel-
mişti. (Wall Street Journal 12/1/98).
Rapor bu koşullarda gerçekleşecek
bır bırlikte Alman vatandaşlannın ma-
li zarara uğrayacağını ileri sürüyor.
Maastricht koşulları gerçekleşince,
AOPB'ye geçişle birlikte üye ülkeler-
de tek bir ortak faizoranı uygulanacak
olması da endişe yaratıyor. Yapılan ba-
zı hesaplar, Avrupa'da faizlerin yüzde
4.1 civarında ortaklaşmasını öngörü-
yor. Halen Portekiz ve Ispanya'da fa-
izler yüzde 5. İtalya ve Irlanda'da yüz-
de 6, Fransa ve Almanya'da da yüzde
3.7 civarında. Bu koşullarda EURO'ya
geçince, Almanya ve Fransa'da faiz-
lerin yükselmesi, Ispanya, Portekiz ve
İtalya için ise düşmesi söz konusu.
Bu durum ilginç bir sonuç yaratıyor.
Enflasyonist eğilimlerin zaten zayıf ol-
duğu ülkelerde faizleryükselecek, enf-
lasyonist eğilimleri göreli olarak güçlü
olan ülkelerde ise faizler düşecek. Al-
manya ve Fransa'da ekonomik dina-
mik üzerindekı bu kısıtlayıcı baskı, iş-
sizliğin azalması için gerekli olan yatı-
rımlarıcaydırabilecek. Ispanya. İtalya,
Portekiz vb ülkeler ise yüksek enflas-
yonist bır ortama sıkışacaklar.
Emeğe baskı
Diğertaraftan, AOPB'ye üye ülkele-
nn elinden para polrtikalan ve kamu har-
camalan gibi enstrümanları aldığı için
Almanya ve Fransa'da işsizliğe ve eko-
nomik yavaşlamaya karşı tek çare ola-
rak emek pazarını esnekleştirmek, ya-
nı emekçıler üzerindekı baskıyı arttır-
mak kalıyor.
Ek olarak OPB, ülke düzeyinde de-
valüasyon yapma olanağını da kaldı-
nyor. Böylece Ispanya, Portekiz ve İtal-
ya gibi ülkelerde enflasyonist ortam,
üreticilerin rekabet gücünü olumsuz
etkilemeye başlayınca bunu devalüas-
yonla gidermek mümkün olmayacak.
Bu da yatınmları olumsuz etkileyebi-
lecek, işsizliği arttıncı birbasınç yapa-
cak.
Özetle AOPB'ye geçiş Avrupa için-
deki bölgesel
farklılıklan derin-
leştirırken bun-
lara çare araya-
cak yerde siya-
si iktıdarı kısıtlı-
yor, ama yerine
merkezi bir siya-
si iktidarkoymu-
yor. Endişe et-
mek için yeterin-
ce gerekçe var
sanınm.
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Satılmış
Devlet istatistik Enstitüsü (DİE), 9 Ocak 1998'de, "tanm-
sal ücretlere" ilişkin 1996 verilerini yayımladı. Kamuoyunun
gündeminı "kadınlann namaza nasıl katılacakları üzerine de-
nn tartışmalar" dolduruyor. Bu nedenle yüz binleri ilgılendi-
ren bu konu, gündem dışı kalıyor.
Tarımın yanında ormancılık, balıkçılık ve avcılık alt kesim-
lerinı de ıçeren bu sektörün ücret verileri, "çalışma süresi-
ne" göre ikıye aynlıyor "Mevsimlik", yani geçıcı ve "sürek-
li".
"Mevsimlik işçilerin günlük ortalama ücretleri", özel ve ka-
mu kesımi ayırımı ve "bin 71 olarak" şöyle:
Özel Devlet Devlet/Özel Oranı (Yüzde)
Kadın 471.2 676.0 43.5
Erkek 676.4 774.1 14.4
Ortalama 574.6 743.1 29.3
Sayılar, mevsimlik işçilerin, devlet kesiminde ortalama yüz-
de 29.3 oranında daha yüksek ücret aldıklannı; devlet-özel
ücret farkının "kadın işçiler" söz konusu olunca, çok daha
yükselerek, yüzde 43.5 düzeyine ulaştığını kanrtlıyor. Eğer iş-
çilerin verimlilığinın her iki kesimde de aynı olduğu varsayı-
lırsa, "özel kesimde kadın işçiler", devlet kesımıne göre çok
daha fazla "eziliyoriar". Bilırsinız, ezilme sözcüğüAnadolu'da
"sömürü" anlamında kullanılır.
Mevsimlik işçilerin, "iş güvencesi" yoktur; çok büyük ço-
ğunluğunun sosyal güvenlikten yararianmaları da söz konu-
su değildir. Özel sektörde bunlara ilişkin "kayıtlar" tutulmaz;
bu nedenle verilerin güvenilirliğı aynca tartışma konusudur.
• • •
"Sürekli işçilerin milyon 71 olarak aylıklan" ise, özel-dev-
let ayınmı ve devlet/özel yüzdesi olarak şöyle:
Özel Devlet Devlet/Özel Oranı (Yüzde)
Kadın 10.0 28.6 186.5
Erkek 13.5 28.4 109.9
Ortalama 13.3 28.4 113.8
Özel-devlet "ücret farklılaşması" sürekli işçılerde, mevsim-
lik ışçilere göre çok daha büyük boyutlara tırmanıyor. Devlet
ışletmelennde çalışanlarözel ışletmelerdeçalışanların "ikika-
tından daha fazla aylık alıyor". Aynı ışı yapan işçiler arasın-
da bu ölçüde ücret farkının ana nedeni, tanmsal üretım ör-
gütlenmesinın çağdaş işletmecilik kurallanndan çok uzak ol-
masıdır. Bu olgu "kadınları ikıncil sayan" geleneksel ve kül-
türel anlayışla tamamlanıyor.
Devlet ışletmelennde çalışan kadınlar, özel kesimde çalı-
şan kadınlann "iki katıya da yüzde 186.5 daha çok" kazanı-
yor. Kadınların asıl çok büyük oranda "ezılmesi" burada ge-
çerli oluyor. ilginçtir, devlet ışletmelennde çalışan kadınların
ortalama ücreti, erkek çalışma arkadaşlarından daha yük-
sektır. Bu durum, büyük olasılikla devletin tarım işletmelerin-
de eğıtım düzeyı yüksek kadınların çalışmasından kaynak-
lanıyor.
•••
Kırsal kesimde "kadın işgücünün konumu" düşük ücretle
bitmıyor.
Yine en son, DlE'nin 20 Ekim 1997'de yayımlanan işgücü
verilerine göre, 1996'da kırsal kesimde ortalama "4.1 milyon
kadın, ücretsiz aile işçisi" olarak çalışıyor; bunlar, çok az da
olsa bir ücret alacak ya da yukarıdakı sömürü sürecine ka-
tılaçak kadar ücret alacak ölçüde bıle "özgürieşmiş değildir".
Ücretsiz aile işçisi olarak çalışan kadınların toplam 6.1 mıl-
yonluk kadın işgücü içındeki payı "yüzde 60.5'e" ulaşıyor. Ya-
nı Türkiye ekonomisi, "çalıştırdığı her beş kadından üçüne
hiçbir ücret vermiyor".
• • •
Burada ele alınabılecek bır başka çok önemli konu var. Tür-
kiye'de "devletin elındekı ışletmelenn (KİT), gerek ücretler,
sendikalaşma ve sosyal haklar; gerekse vergi ödeme" yö-
nünden, genel ve de geleneksel olarak. özel ışletmelere gö-
re çok daha saydam ve sorumlu Öavrandıklan bilinmektedir.
"Son yıllarda, devletin elindeki "tanmsal /f/eftr)eterVn*
i
'rfl^-
la "özelleştirildıkleri" görülüyor. Tanm ve orman ışletmeleri-
nin, ülkenin ekonomik gelişmesi yönünden "hiçbir ön de-
ğerlendirme yapılmadan"özelleştirılmelerinin, öbürzararla-
n yanında, özellikle kadın işgücünün "sömürüsü" açısından
nasıl "yıkıcı sonuçlar" doğuracağını yukarıdaki veriler kanrt-
lıyor Ozelleştirmeyle, genelde tarım işçilerinin, özellikle de
kadın işçilerin ücret düzeyi ve buna bağlı olarak "ekonomik
ve toplumsal konumları" çok büyük ölçüde gerileyecektir.
Ve kadınlannı, üretim sürecine katmayıp, "satılmış" duru-
munda tutan toplumlar, "nelerim özelleştırerek satarlarsa sat-
sınlar", hiçbir bıçımde "gelışmış sayılmıyor"
(1) American
Unıversıty'nin
Brüksel Merkezi
Direktörü, Jero-
meW. Sheridan
ve Prof. Larse
Journey ortak
çalışması (Akta-
ran Wall Street
Journal
13/01/98)
PLAN (Y)OUR FUTURE
We are lookıng for energetıc dedıcated
and career-mınded young people to be z
traıned for a responsıble posıtıon ın the
nevvly-formed Plannıng Departmem of our fast
growına company At Embıl we value customer
focus, team orıented fast - paced problem
sotvıng and the abılıty to cope v\ıth challenges
Industrial Engineers
Must na.e experıence ın
- Cor.straınt management
MRP II
- Budgetırg and cost accountıng
TQM
- A Commandıng knowledge of MS Excel and Access
- At least one hıgh level structured computer
language such as C-+
Computer Engineers
Vust have experıer,ce ır
- Database Management
CDject Orıented Languages (One or more hıgh level
structu'ed computer languages such as O
+
,
Delpnı III, Vısual Basıc )
- Clıent Se-ver Systems
Local Area Networks (NT Serıert
Candıdates should be less than 28 vears oid, have
completed theır Mılıtary oblıgatıon ımales) and have
^J a good command of Englısh
%r
^ Please FAX your C.V. to
(0212) 230-9932 Attn: Planning Dept.
Gnbil Pharmaceutical Co.
1998 yılında artan müşteri portfoyümüze hizmet vermek
üzere genişleyen organizasyonumuzda görev alacak ve
geliştirdiğimiz projelerin bir parçası olacak, üniversite
mezunu, bir tam hizmet ajansında en az 3 yıl tecrübe
kazanmış, dinamik, insan ilişkilerinde başanlı ve yogun bir
tempoya kolayca uyum sağlayabilecek, bir müşteri
grubunun sorumluluğunu baştan sona üstlenebilecek
MÜŞTERİ DİREKTÖRÜ, en az üç yıl ajans deneyimli,
Türkçeyi iyi kullanabilen, dikkatli, hızlı bir tempoya anında
uyum sağlayarak kreatif ekibin bir parçası olacak
REKLAM YAZARI anyoruz
CENAJANS
CREY
BARIŞÇI
Ilgılenen ada\ların fotoğraliı özgeçmişlenni K.ükürtlü Mah Oulu Cad O\Ium Gökberk
Sıtesı F Blok D 2 16080 Bursa adresine göndermelennı ya da (0224) 234 50 64"e
fakslamalarını rıca ederız. Telefonla yapılan başvurular geçersızdır. Erkek adaylann
askerlikle ilişkisi olmaması gerekmektedır. Tüm başvurular gizli tutulacaktır.
Genç ve deneyimli
"yaratıcılar" arıyoruz.
Yaratıcı Grup Direktörü
Önemli kampanyaiara imza atmış, reklamcüık meslcğinde
olgunluğa ulaşmıştır. Genç yaratıcüara yeni ufuklar açar,
kampanyaiara öncülük eder. Aynı zamanda iyi bir yönetici,
iyi bir öğretmendir. Bildiklerini öğretirken, kendisi de
öğrenmeye devam eder.
Deneyimli Reklam Yazan
Yazar ile "reklam yazan" arasındaki önemli farkın bilincindedir.
"Sattıran" fikirler üretip "sattıran" metinler yazar. En az 3 yıl
deneyimlidir. Merakhdır, araştınadır. Türkçe'yi ustalıkla kullanır.
İngilizce bilgisi ona öncelik kazandıracaktır.
Sanat Yönetmeni (SY>
Birlikte çalıştığı reklam yazanyla iyi bir ekip oluştıırur.
Zaman zaman onu kıskandtran başlıklar attığı da olur.
Onun önerdiği görsel fikirleri ise kendi bulmadığı için
reddetmez. Özetle; olgun, deneyimli, "reklamcı" bir sanat
yönetmenidir.
İlgılenenlerin, ayrıntılt özgeçmişlerini, zarfın üzerine başvurdukları
ij/e ilgili rumuzu da yazarak. ManajanslTbompson, Büyükdere
Caddesi 191, Levent, 80509 İstanbul adresine. en geç 2 Şubat
Pazartesi aksamı ulaşacak şekılde göndermeleri-rıca olunur. Erkek
adaylann askerlikle iliskisı olmaması gereklidir
Manajans |Thompson