Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 EY.ÜL 1997 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 15
TURKİYE
Istarnul
Edıro
Kocaeli
ÇanEKkale
Izrrır
Mansa
Aydır
Dencı
PB
PB
PB
PB
A
A
A
A
25
23
26
27
30
31
33
32
Zonaıldak PB 23 Antalya
Sınop
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskişehir
Konya
Sıvas
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
24
25
26
26
26
27
26
25
Adana
Mersın
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Sıirt
Hakkârı
Van
A
A
A
A
A
A
A
A
3b
31
32
34
34
33
25
26
34 Kars PB 23
P.,zm!r O J> ^ S
i—^
ŞUr
~<^
Erzurum
y^ ^
O |f
\HaKkan\?<
RUPAYurtta yağış bek-
lenmiyor. Yurdun
kuzey kesımlerı
parçalı bulutlu, n——; r,—— =—= =-
oteki yerler az bu- Helsınkı Y 15 Budapeşte B
Y 15 Berlin
B 19 Viyana
_Y 19 Belgrad
lutlu ve açık geçe- Stockholm Y 15 Madrıd
cek. Hava sıcakhğı Londra
bütün yurtta biraz Amsterdam
artacak. Rüzgâr B r ü k s e ı
kuzey ve batı yön- I b
lerden hafıf ara sı- K a f ı s
ra orta kuvvette Bonn
esecek.
B 19 Sofya B
B 23 Roma B 28
B 22 Atına B 28
Miinih Y 22 Milano B 26
ASYA
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bışkek
Tiflis
Kahire
Y
B
Y
B
B
B
B
B
1b
27
22
24
22
23
23
31
Şam 33
Parçalı bulutiu | Sıslı Bulutlu ^ Çok bulutlu Yağmurtu
OSulukar * Gok gurultülu
G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
• Bıştarafi 1. Sayfada
yor.
Yanıt şaşırtıcı: Devlet Bakanlığı'ndan gelen yazı
Türkr/e'de köy sayısını 37 bin 584 olarak gösteriyor.
içişleri'nden gelen yazılı bilgi ise köy sayımızı 35
bin 5D0 kabul ediyor.
Saori Ergül bu iki ayn bılgi karşısında haklı olarak
soru\or "DevletBakanlığı'nın verdiği rakam doğruy-
sa, Içşleri Bakanlığı 2 bin 84 köyü nereye sakladı?
Yok, çişleri Bakanlığı 'nın dediği dedikse, Devlet Ba-
kanlığı 2 bin 84 köyü nereden çıkardı?"
Köylerinin gerçek sayısını bilmeyen devlet olur
mu?0emek ki, oluyor!
Ka-nuoyu, daha doğrusu sadece gazetemiz Cum-
huriyet, Istanbul'a "Tüp geçit miyoksa üçüncü bir
kçpnı mü yapılsın" konusunu tartişıyor.
Kimi medya kuruluşlannda üçüncü köprü ayakla-
rının Boğaz'ın iki yakasında nerelerden geçeceğini
gösteren renkli haritalar yayımlanıyor.
Arsa spekülasyonu başlamıştır bile.
Hükümetin iki bakanı, üstelik köprü veya tüp ko-
nusunda doğrudan ilgili olan iki bakan (Bayındırlık ile
Ulaştrma), biri köprü diyor, öteki tüp geçide yan tu-
tûyor
Tarüşa tartışa gerçeği yakalamak, demokrasiler-
de bır ufuk, bir siyasal eğitim ve etik konusu. Ama,
önümüzdeki öyle konu ki, her açıdan -başta haksız
kazançlar açısından- önem taşıyor. Bir hükümetin i-
ki bakanını birbirine düşürüyor.
Oysa konunun, soruna dönüşmemesi için hükü-
metin itiraza uğramayacak bir kararla ortaya çıkma-
sı gerekmiyor muydu? İki bakan arasındaki ters yar-
gı, geçit sorununda kimi çelişkileryattığını göstermi-
yormu?
Yoksulluk sınırı
Büyük ölçeklerde zam üstüne zam yapan, son na-
mıyla "Purolu Adam", daha önceki ünüyle No, No,
No Güneş Taner ile Devlet Bakanı Işın Çelebi ara-
sında da sessiz ve derinden ama ciddi çekişmenin
ipuçlan yayılıyor.
" Zampiyon No, No, No Taner, purosundan derin ne-
fesler çekerek artık fiyatlarda "küçük düzeltmeler-
den"söz ediyordu. Ne zaman kı Çelebi sahneye sü-
rüldü, -Ertuğrul Özkök'e söylediğine göre- hükü-
metten kaçmayı düşünüyor.
Zam kolay, ekonomide olumlu sonuç almak zoıi
Örnegin yıllardır sürüp giden enflasyonu aşağı çeke-
bilmek!
Beceriksiz yöneticiler yüzünden hayat pahalılığını
sırtında taşıyan halkımız, iki bakanın vaatlerini ciddi-
ye almıyor.
Ama Türkiye'de ne istediyse gerçekleştiğini bilen
hgfeMptz IMPden
J
yansıyan enflasyonun 1998'de
aşağılara ineceği haberlerine daha fazla "itibar edi-
yor".
Bu üç örnek, elbette usta siyasetçinin elinde ya-
lanlanabilir. Demokrasilerdeeee... böyleee... tartış-
malarrrr...
Bu biçim demokrasiye alıştık!
Ama, üst üste yapılan zamlann yarattığı enflasyon
ve yeni fiyatlar gerçek demokrasilerde hükümetleri
götürüyor. Bizde ise koltuklara daha bir yapışmala-
nnı sağlıyor.
Türkiye Kamu-Sen'in 2, 3 ve 4 kişilik ailelerin "bir
aylık"; gıdadan konuta, yakacak, giyecek, ulaşım,
haberleşme, eğitim ve sağlığa kadarçeşitli dallarda-
ki harcamalarını ölçü alarak yaptığı araştırmadan ki-
mi örnekler:
4 kişilik ailenin 1996 Aralık ayı sonunda 62 milyon
910 bin lira olan asgari yaşama standardı (yani yok-
sulluk sınırı) Ağustos 1997 sonunda yüzde 55.66
oranında artarak 97 milyon 927 bin lira.
2 kişilik bir ailenin yoksulluk sının aynı tarihlerde
43 milyon 522'den yüzde 56.43 artarak 68 milyon 92
liraya ulaşıyor.
Memur-Sen ağustos ayında patlayan rakamlara
bakarak en az yüzde 50 oranında zam istiyor.
Güneydoğu'nun kimi illerinde çöplüklerde yiye-
cek arayan çocuklar, analar hâlâ TV'lerin gözde ko-
nusu. Başkent gibi bir merkezde semtlerde kurulan
pazarların akşamüstleri sergilediği manzaralan gör-
mek bile, insanlarımızın hangi koşullarda yaşadığını
kanıtlamaya yetiyor.
Zira, insanlarımız pazarlarda çöpe atılacak değer-
deki yiyecek maddelerini toplayıp evine götürüyor.
Cumhurbaşkanımız ise "Türkiye'de aç insan yok"
diyor.
4. çelişki!
Yargıdan laüdik uyarısı
• Baştarafı 1. Sayfada
yıda yargı mensubu katıldı.
Yargıtay Başkanı Uygun, açılış
konuşmasında yargırun. üzerine
dûşen görevleri. şaşmaz ilkelerin-
den ödün vermeksizin yerine getir-
me çabasında olduğunu belırttı.
Uygun. laiklikle ilgili düsünce-
lerini belirtirken. "Laiklik.devletin
temel unsuru egemenliğin kayna-
ğının. insan iradesi olduğunun bir
ifadesidir. Devlet variığımızın ve
ulusal sürekliliğimizin temel taşla-
nndan birinin laikük olduğunu bu
millet çok ibret alınacak olaylarda
yaşamış ve görmüştür. Laik cum-
huriyet, ülkemiz için sadece bir y ö-
netim biçimi değü, aynı zamanda
yaşam biçimimiz ve dünya görüşü-
müzdür"dedi.
Konuşmasında adaletin, devlete
meşruluk kazandıran güç olduğu-
nu vurgulayan Uygun, bağımsız
yargının yeri ve zamanı geldiğin-
de, yasama ve yürütmenin kendi
üyeleri içın de sığınılacak en sakin
liman olduğunu söyledi. Yargı ba-
ğımsrzlığı ve yargıç güvencesinin
sağlanması için Adalet Bakanlı-
ğı'nın yaptığı yargıçlık ve savcılık
smavının ÖSYM tarafından ger-
çekleştirilmesini isteyen Uygun.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Ku-
rulu'nda, bakan ve müsteşannın
görev almaması gerektiğini vurgu-
ladı. Uygun şunlan söyledi:
"Bağımsız yargı, yeri ve zamanı
geldiğinde yasamanın ve yürütme-
nin kendi nıensuplan için de sığını-
lacak en sakin limandır. Bu kesin-
likle böyle bilinmeiidir. Siyaset ve
hukuk tarihi ve tarihimiz bunu bU-
mezliğin veya bilmczlikten gelme-
nin hazin ve ibret verici örnekleriy-
le doludur. Bu bağlamda Türk yar-
gısına döndüğümde üzüntülüyüm.
Çiinkü içim gürieyerek göğsümü
gere gere 'Yargı bağımsızlığı ve
yargıç güvencesi ülkemde tam ve
eksiksiz vardır' dememumıluğuna
sahip değüim."
Sık sık alkı^larla kesilen konuş-
rr^sinda ~hukuk eğitimi, üst mah-
kemeler, yasama organu av ukathk
ve basuı" konulanna değinen Uy-
gun, basının. halkın gören gözü.
ışıten kulağı ve konuşan dilı oldu-
ğunu belirterek. "Hiçbir kişi\eku-
rumun özel >aşamınu insanlık onu-
runu ve değerlerini hiçbir sebep ve
gerekle basın ve başka bir kurum
örseleyemez, çiğneyemez" dedi.
U\gun. basının haber alma, bilgi-
lendırme ve eleştirme görevinin,
demokrasilerin temel güvencele-
rinden bıri olduğunu kaydettikten
sonra. şunlan söyledi:
-Basın; siyasetçilerin, parlamen-
tonun görevini üstlenmeye yönel-
memeli, halkın sesi olan basın,
hakkın sesi olan yargının yerine
geçme eğilimi göstermemelidir. Ak-
si halde: toplunı sancılanır ve bun-
dan da yargı da, basın da çok şey
kaybeder. Görsel ve yazılı basını-
mızdan yargı olarak beklediğuniz
bir husus, bize ilişkin haberlerin gö-
revimizin niteliğine ve sıfatımıza
"îıygun biçimde verilmesidir. Gör-
sel basınımızda bir yüksek mahke-
meye seçflen üyeler veya birkaç da-
iremize seçilen başkanlar. 'Kaçan
aranıyor' duyurusu gibi resimleri
yan yana gösterilerek bir cümle ile
geçiştirilen haber haline getiriliyor.
Bir yüksek yargı organına başkan
seçimi, yazılı basuıda iç sayfalarda
çok sıradan ve uygun olmayan ha-
berler arasında, önemi ve özeüiği
yok edilerek verüebiliyor.*
1
Uygun. Anayasa Mahkemesi
Başkan ve üyelerine tanınan ola-
naklara dikkat çekerek. lojman,
maaş ve araç gibi ekonomık ola-
naklann sadece belli bir yüksek
yargı organına vçrilmesinin ayn-
calık yarattığına. Yargıtay ve Da-
nıştay personelinin küçük binalar
ve odalarda güçlükle çalışabildik-
lenne dikkat çekti.
TBB'den uyanlar
TBB Başkanı Eralp Özgen de.
konuşmasında, Türkiye'de geçen
bir yıl içersindekilere benzer bir
eıeşmenın, vufgun ve talanın.
şeriatçı kalkışmanın önlenebilme-
si için çözümün, hukuk devletinin
güçlendirilmesi \e hukukun üstün-
lüğünün herkes tarafından benim-
senmesi olduğunu belırttı. Ceza
davalannda yargının önünü tıka-
yan bazı "ayncalık" hükümlerinin
yeni bır düzenlemeye bağlanması-
nı isteyen Özgen, şöyle devam et-
ti:
"Özellikle miDetvekili dokunul-
mazlığına ilişkin hükümler birer
ayncalık hüknıü niteliği taşımakta
ve Susuıiuk olav ı ile ilgili dokunul-
maziığın kaldırilması istemleri ko-
nusunda TBMM yetkili komisyo-
nunun son karannda bkiuğu gibi
bu niteliğe büründürülebilmekte-
dir. Bunun anayasadaki eşitlik ilke-
sine aykırılığı açıkür. Siyasi tertih-
ler, kişisel dostluklann yargının
önünü tıkamayacağı bir sistem
mutlaka kurulnıabdır.'"
Eralp Özgen, aydın Türk toplu-
munun, şeriat özlemlerine karşı 8
yıllık kesintisiz eğitimin yasalaş-
masıyla bır zafer kazandığını bil-
dirdı. Özgen, şeriatçı kadrolaşma-
nın önüne geçilmesini isterken,
özellikle Adalet ve Milli Eğitim
bakanlıklanndaki kadrolaşmanın
ülkenin geleceği açısından büyük
önem taşıdığını söyledi. Özgen,
cezaevleri konusuna değinirken.
"Hücrc sistemi gibi çağdışı ve in-
san haysiyetine avkın bir oluşuma
olanak tanınmamalı, cezanın ıslah
unsurunu tamamen yok eden ko-
ğuş sistcmindcn de mutlaka vazge-
çilmeüdir" diye konuştu.
Erbakan: Fikre saygı
duyanz
RP Genel Başkanı Erbakan, tö-
ren sonrasında gazetecilerin soru-
lan üzerine, "Her türlü fikre saygı
duyanz. Kendi görüşleridir. onun
için herkesin fikrini saygıyla dinle-
riz" dedi. Eskı Adalet Bakanı Şev-
ket Kazan da. Özgen'in eleştirile-
nne yanıtının sorulması üzerine,
"24 saat düşüneyim" karşılığını
verdi.
Törende. emeklivjgaynlan ve ça-
hşırken ölen Yargıtay daire başkan-
lan, üyeleri, savcılan ve tetkik yar-
gıçlan ile yakınlanna plaket ve
6
Adalet gecikmez'
I Baştarafı 1. Sayfada
zerek > argı sistemimi/in işle>işini
çabukiaştırnıak. bugün acilbir ih-
tiy aç haline gelmiştir. Şu unutul-
mamahdır ki; gecikmiş adalet,
adalet degüdir."
Başbakan Mesut Yılmaz da
mesajında, devletten beklenen en
önemli görevlerden biri olan ada-
let hizmetlerinin çağdaş, demok-
ratik bir hukuk devletine yaraşır
düzeye getirihnesi konusunda
önemli aşamalar kat edildıgıni ve
artık Türkiye'de bağımsız. çağ-
daş bir yargı sisteminin kuruldu-
ğunu kaydetti.
Çağdaş Hukukçular Derneği
(ÇHD) Genel Başkanı Aydm Er-
doğan, yeni adli yılda acil olarak
yargı bağımsızlığı ve adil yargı-
lama hakkı istediklerini belirtti.
Erdoğan, yapöğı açıklamada. ye-
ni adli yılm, yargınm önceki yıl-
lardan devam eden ağır iş yükü.
yetersiz personel, geciken adalet,
engellenen yargılamalar ve kro-
nikleşmiş sorunlar ile başladığı-
na dikkat çekti. Demokratik dev-
letin vazgeçilmez unsuru olan
güçleraynlığı ve sorumlu siyasal
iktidar ilkesinin ortadan kaldınl-
dığını beliı^en Erdoğan, Hâkim-
ler ve Savcılar Yüksek Kuru-
lu'nun yapısının değiştirilmesini,
Avukatlık Yasasf nın günün de-
gişen koşullanna göre yeniden
düzenlenmesini istedi.
Işık Hukuk Bürosu adma avu-
kat Şenal Sanhan yaptığı açıkla-
mada, 1996-1997 adli yılının, Su-
surluk olaymın yarattığı siyasal
ve yargısal kaosu gözler önüne
serdiğini, siyaset-polis-mafya üç-
genindeki suçlulann da bir bir
teşhir edildiğini belirtti.
Bu tablonun sorumlularımn.
ülkeyi şeriat kurallanna göre yö-
netmek isteyenlerle işbirliği yap-
maktan çekinmediklerini kayde-
den Sanhan, "Ancak Türkiye hal-
kı. ülkemizi karannğa götürmek
isteyen bu anlayışlara karşı çıkfL
Aydınlık evlemleri, kaduı yürü-
yüşü, işçi ve memur mücadelele-
ri, demokrasi ve laiklik savunucu-
lannın çabalan, suçlu bir iktida-
n yerinden oynatü" dedi.
Tüm Yargı-Sen Yönetim Ku-
rulu'nca yapılan açıklamada,
yargı ve infaz kunımlannda çah-
şanlann sorunlan ve çözüm öne-
rilerinin bu yıl da yok sayılacağı
kaydedildi. Her türlü zorluğuçe-
ken ve her geçen gün sorunlan
büyüyen yargı ve infaz kurumla-
nnda çahşanlann sayısının 70 bi-
ni aştığı bildirilen açıklamada.
"Yargı veinfez kurumlan çalışan-
lannın kendi gelecekleri ü/erinde
'söz-yetki-karar' sahibiotmalan-
nın önemi, grevli toplusozleşmeli
sendika hakkunızın vakıcıtığı ve
acili\erj bu adli açılışta da kendi-
ni göstermektedir" denildi.
onur belgesi verildi.
Törende Erbakan ile Anayasa
Mahkemesi Başkanı Özden'in yan
yana oturmalan foto muhabirleri
\e kameramanlann yoğun ilgisine
neden oldu.
'12 Eylül mirasını
reddediyonız'
Adli yıl Izmırdede törenlebaş-
ladı. Izmır Barosu Başkanı Çetin
Turan. yeni adli yıla sorunlar yu-
mağıyia girdiklerini söyledi. Hu-
kuk reformunun yapılması gerek-
tiğini belirten Turan. "Demokra-
tik bir anayasal hukuk reformu,
yargı reformu istiyoruz. 12 Eylü-
l'ün mirasını reddediyoruz, bağım-
sız yargı, yargıç güvencesi ve güçlü
savunma istiyoruz" dedi.
Izmir Barosu toplantı salonunda
düzenlenen törende konuşan Baro
Başkanı Çetin Turan. tüm yurtta
olduğu gibi tzmir Adliyesi'nde de
bina yetersizliği, personel azlığı
nedeniyle işlerin aksadığını belirt-
ti. Hâkimler ve Sa\cılar Yüksek
Kurulu'nun bugünkü statüsünü ko-
ruması halinde bağımsız yargı ve
yargıç güvencesfnden söz etmenin
olanaksız olduğuna dikkat çeken
Turan, şunlan söyledi:
"Fransa'da 35 bin hâkim ve sav-
cının yürüttüğü hizmeti ülkemizde
yüzde birin alrındaki bütçesi ik bi-
nasız. arşivsiz, donanunsız, perso-
neLsiz. 7-8 bin hâkim ve savcıya vük-
leyerek v argılama hızlandırilamaz.
Adalet Bakanlığı "na bağlı adli kol-
luk teşkilatı kurulup gözaltuıa alı-
nanlann sorgusu yasak yöntemler
kullanılmadan bizzat cumhuriyet
sav cüarı tarafından yapümadıkça;
daha adil bir >argılama gerçekleş-
tirilemez. Havaya suya olduğu ka-
dar şimdi bağımsız > argıya, hâkim
ve savcı güvencesine, güçlü barola-
ra, her bakımdan güçlü savunma
mesleğine ihtiyacımız var."
Susurluk olayıyla ortaya çıkan
mafya-devlet ilişkisinin aydınlatıl-
ması için dokunufanazlıklann TB-
MM'de kaldınlması gerektiğini
vurgulayan Turan. "Dokunulmaz-
uklar kalkbğmda bağımsız vargı bu
olavı avdınlatacakar. Buna inanı-
yonım" diye konuştu.
Yeni adli yılın başlaması nede-
niyle Adana'da düzenlenen tören-
de konuşan Baro Başkanı Ziya Yer-
gökde, yargıdakı yakınmalann so-
na erebilmesi için sadece bazı ya-
salarda yapılacak değişikliklerin
yeterli olamayacağını vurgulaya-
rak, "Kapsamlı bir yargı reformu
şartnr" dedi.
Adana Cumhuriyet Başsavcısı
Ahmet Ceylani Tuğrul ise adaletin
taşıdığı önemin başka hiçbir de-
ğerle kıyaslanamayacak kadar bü-
yük olduğunu vurgulayarak. "Hal-
kın adalete güvenini kazanmak ve
adalete saygıyı sağlamak zorunda-
VTZ. Yasama, yüriitme ve yargı bir-
birleriyle yarışan ya da üsrünlük
sağlayan kurumlar değil birbûie-
riyle vardunlaşması gereken organ-
lanür" dedi.
"Adalet varsa devlet vardır" di-
yen Adana \'alisi Oğuz Kağan
KÖksal da törende yaptığı konuş-
mada şunlan sövledi:
"Zamanımızda yasama ile
yürütmenin sınırları karışmış
durumda. İnşaüah vargıyla da
kanşmaz..."
3. köprü siT karanna Eıdvan'a karşı petrol hattı• Baştarafı 1. Sayfada kent yaşamını ve sağlıkh ge- 5 J_I Baştarafı 1. Sayfada
kararlarına uymak zorunda-
lar.YPK'nin bu yasal kurah
dikkate almadan karar verdi-
ği 3. köprü projesı ise ilgili
Koruma Kurulu'nun onayı-
nı taşımadığı gibi, halen yü-
rürlükte olan bir kararla da
Boğazıçi için "uygun görül-
meyen" bir seçenek.
Karayollan'nca geliştiri-
len ve 1988 yılında Bedret-
tin Dalandöneminde de öne-
rilen 3. köprü projesi. 3 Nu-
maralı Koruma Kurulu"nun
yetki alanı ıçindeki Üsküdar
ve Beşiktaşılçelerinde bulu-
nan "kentsel ve doğal SİT
alanlanndan" geçiyor. Bo-
ğaziçı StT alanıyla da bütün-
leşen bukoruma alanlannda
Koruma Kurulu izni olma-
dan herhangi bir imar uygu-
laması yasal olarak mümkün
değil.
3 Numaralı Koruma Ku-
rulu'nun ise Prof. Dr. Doğan
Kuban başkanlığındaki dö-
neminde aldığı ve kurul üye-
leri olarak Oktay Ekincu
Erol Türkgenç ve Ayla Öde-
kan" ın da imzalannı taşıyan
23.12 1993 tarihlı karannda
özetle şu görüşler yer alıyor:
"3. Boğaziçi köprüsü ko-
nusu. İstanbul'un sadece ta-
rihi ve doğal varlığını değil,
kent yaşamını ve sağlıkh ge-
lişme kararlarını da büviik
ölçüde etkilevecektir. Aynca
1.ve 2. Boğaziçi köpriileride-
neyimleri ışığmda sadece ka-
ravolu ulaşımını amaçlayan
çözümlerle kentin giderek
daha çözümlenmez sorun-
larla karşılaşuğı bilinmekte-
dir."
Bu değerlendırmeye bağ-
lı olarak "SİT alanlannı ko-
ruyan" ve "ulaşımı çözebi-
lecek" seçenek için ilgili tüm
kesimlerin katılımıyla dü-
zenlenecek bir sempozyum-
dan sonra konunun sonuç-
landınlmasıru öngören Ko-
ruma Kurulu karanna bugü-
ne dek bakanlıklar ve kamu
kuruluşlan uymadılar.
YPK'nin benimsediği ve
SlT alanlanndan geçen 3.
köprü projesinin yasallık ka-
zanabilmesı için. daha önce
bu seçeneğe olumsuz görüş
veren 3. Numaralı Koruma
Kurulu'nun eski karannı
"gözden geçnTnesi" gerekı-
yor. Ne var ki kurulun şim-
diki üyelerinın de bağlı ol-
duklan üniversiteler ve mes-
lek odalannca savunulan
"demiryolu tüp geçiş" çözü-
münden ödün vermeyecek-
leri gözlemcilerin genel
kanısı.
SERKAN DEMIRTAŞ
BAKÛ - Azerbaycan Cumhur-
başkanı Haydar Aliyev. Bakû-Cey-
han petrol boru hartınm varlığını,
,\nkara-Erivan ilişkilerindeki den-
geye bağlarken Türk hükümetini
uyardı.
Türkiye-Ermenistan sınırlannm
açılacağına ilişkin haberlerden ra-
hatsızlık duyduklannı belirten Ali-
yev. "Ermenistan'dan küçükbir ge-
lir için Türkiye-Azerbaycan ilişkile-
rine zarar getirmeyin" dedi.
tkı ülke arasındaki ortak bıldiri.
Azerbaycan'ın, Rusya-Ermenistan
anlaşmasına atıfta bulunulmasında
ısrar etmesi nedeniyle uzun tartış-
malann ardmdan imzalanabildi.
Dışişleri Bakanı İsmail Cem ve
Devlet Bakanı Ahat Andkan. 29
saatlik Azerbaycan temaslannı ta-
mamladılar. Türk heyeti, heyetler
arası görüşmelerin ardmdan Başba-
kan Artur Rasizade\ e Cumhurbaş-
kam Haydar Aliyev tarafından ka-
bul edildiler.
Aliyev, burada yaptığı konuşma-
da, Türk-Ermeni sımnnın açılma-
sıyla ilgili haberlerden büyük rahat-
sızlık duyduklannı dile getirerek şu
uyanda bulundu:
"TBMM'de geçen aylarda yapü-
ğım konuşmada. Türk-Ermeni sı-
nınnın açannın (anahtannın) Azer-
baycan'daolduğunu söv ledim. Aça-
n Azerbavcan'da ama kapı bazen
açarsız da açıhyor. Bu olmaz. Tür-
kiye-.Azerbaycan ilişkilerinde para
ikinci sıradadır. Para için maneviyat
bir tarafa aolmaz. Avn ayn taciıier
gidiyor diyorsunuz, ama küçük ka-
zançlar için Türkiye-Azerbaycan
iüşkilerine zarar getirmeyin.
v>
Alıyev'in eleştinlerini arttırmaya
başlaması üzerine Dışişleri Bakanı
Hasan Hasanov araya girerek gaze-
tecilerin salondan çıkmasını istedi.
Görüşmenin devamında Ali-
yev" in. eleştirilenni sürdürdüğü
kaydedildi. Aliyev. uzun konuşma-
sı sırasmda Rusya-Ermenistan ara-
sındaki asken işbirliğinin arttığına
işaret ederek Türkiye'nin yeterli
tepki göstermemesini eleştirdi.
Türk istihbaratmın güçlü olduğuna
inandıklarını kaydeden Aliyev,
"Hadi biz farkına varmadık. siz de
mi hiç anlamadmız?" diyerek ince
bir eleştiride bulundu.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı,
Yukan Karabağ sorununun çözü-
mü için kurulan Minsk Grubu'nda
yer alan Türkiye'nin katkılannı art-
tırmasını istedi.
Haydar Aliyev. Ermenistan'ın
Rusya'dan yasadışı yollarla aldığı 1
milyar dolarlık silahlar arasında sal-
dın roketlennin de bulunduğunu
kaydederek "Bunlar sadece Azer-
bavcan'a karşı değil, Türkiye'ye
karşı da olacak. Bu meseleyle çok
ciddi ilgileniyoruz. Çünkü bu Azer-
baycan'ın değil, aynı zamanda Tür-
kiye'nin de sorunudur. Bu silahlar
bû bölgeyebüyüktehditvaratır'' de-
di. Azerbaycan Cumhurbaşkanı,
Yukan Karabağ sorununun çözümü
için kurulan Mınsk gnıbunda yer
alan Türkiye'nin katkılannı arttır-
masını istedi. Aliyev, Ermenistan'ın
Rusya'dan satın aldığı roketlerin P-
KK'ye de verildiğini belirterek.
"Türkiye de tehdit alünda" mesajı-
nı verdi.
Azerbaycanlı yetkililer, Türki-
ye'nin dikkatini Ermanistan'a çek-
mek amacıyla Erivan yönetiminin
sahip olduğu füze sistemlerinin
menzillerinı gösteren bir haritayı da
Dışişleri Bakanı Cem'e verdiler.
Haritada. Ennenistan'ın Gumri ve
Khankendi kentlerine yerleştirilmiş
olan 32 Scud-b ve 27 adet Krug sis-
temlerinin, Azerbaycan'ının tama-
mını ve Türkiye sınınndan 300 ki-
lometrelık bir bölgeyı de kapsaya-
cak menzillere sahip olduğu gös-
teriliyor.
Dışişleri Bakanı İsmail Cem ise
"Azerbavcan'ın güvenliği Türld-
ye'nin güvenligidir" diyerek Azer-
baycanlı yetkılilerin kaygılannı gi-
denneye çalıştı.
İki ülke dışişleri bakanlan tara-
fından imzalanan ortak bildiri. uzun
tartışmalara neden oldu. Bildıride,
Azerbaycan "ın ısranna karşın Rus-
ya-Ermenistan arasında 29 Ağus-
tos 1997'de imzalanan anlaşmaya
atıfta bulunulmadı. Buna karşılık.
"Taraflar. Ermenistan Cumhuriye-
ti'nin Azerbaycan'a saldırısını ke-
sin birtavırla bir kez daha kınarlar"
ifadesine yer verildi. Ortak bildiri-
de şu maddelere önem verildi:
- Türkiye, Azerbaycan'ın NATO
ile üişldlerinin gelişmesine, Avrupa
Anantik Ortaklık Konsevi'nin ça-
uşmalanna ve geliştirilmiş banş için
ortaklık programına daha faal işti-
raldne, Azerbaycan"ın silahlı kuv-
vetlerinin NATO üyesi ülkelerin si-
lahb kuvvetleriyle karşıhkh kullanı-
labilirlik seviyesine ulaşmasına her
türlü yardımı gösterecektir.
- Taraflar. Ermenistan ile siyasi,
ekonomik ve ulaşım ilişkilerüıi Er-
menistan-Azerbaycan ihtilafımn
çözümlenmesi ve tecavüzün sonuç-
lannın ortadan kaldınlmasına iliş-
kin Minsk sürecine uygun olarak
normalleştirilmesinden yana olduk-
lannı ifade etmışlerdir.
- Taraflar, Azerbaycan petrolü-
nün uluslararası pivasalara ulaşürıl-
ması açısından Türkiye'nin Ceyhan
terminaline ulaşacak bir petrol bo-
ru hafhnın gerçekleştirilmesi yö-
nündeki isteklerini teyit etmişlerdir.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
binde nefeslenirken otobüsün arkasına bir taksi
yanaştı. Içinden iki kişi çıktı, hızla otobüsün baga-
jına yöneldi. Rastgele ellerine geçirdikleri dört çan-
tayı alıp taksiyle hızla uzaklaştılar.
Arkadan koşanlar oldu ama, yetişebilene aşkol-
sun.
Anladım ki uyanlar boşunadeğilmiş. Ekonomik sı-
kıntının tam olarak giderilemediği Varna, sadece ta-
tilcilerin değil, kapkaççıların da cenneti.
Bulgaristan, 199O'lı yılların başına dek gergin ol-
duğumuz komşulann başındaydı. Ama şimdi her şey
değişmiş, önümüzdeki döneme iyimser bakanlar ço-
ğunlukta.
Biz Bulgaristan'la doğal olarak soydaşlarımızın
durumunu konuşuyoruz. Ama ekonomik bunalım,
Bulgaristan'jn bütün kaymak tabakasını alıp götür-
müş. 300 bini aşkın doktor, mühendis, öğretim üye-
si, üniversite mezunu ülkeyi terk etmiş. Bu yüzden
fabrikalann, işletmelerin çoğu verimsiz durumda.
Türklerse 1980'li yıllann acılannı unutmamışlar a-
ma, o günleri zaman zaman gülümseyerek anlatıyor-
lar.
isim değişiklikleri döneminde yaşananlar apayn
bir araştırma konusu. Hoşnut Nihat Bekir, Vama'da
tıp fakültesini bitirmiş, atalan yıllar önce Kınm'dan
göçmüş bir Tatar. 33 yaşında, doktor.
Baba mesleğini yapmıyor. Bulgaristan'da doktor-
lann maaşı ayda 60-70 dolar. Bununla geçinemeye-
ceğini, uzmanlık için de para biriktiremeyeceğini an-
layınca doktorluğu bırakmış. bir Türk firmasında ne
iş olursa yaparım deyip çalışmaya başlamış.
Şimdi maaşı doktorluktan kazanacağı paranın 7-
8katı.
Adının değiştirilmesi gündeme geldiğinde Hoşnut,
önce ateş anlamına gelen Jar adını almak istemiş.
Kabul etmemişler. Günlerce düşünmüş. Sonunda
bulduğu adı şöyle anlatıyor:
"Bulgartann Omortak diye birhanı var. Aslında bu
ad Çuvaşlardan çıkma. Omurt, küçük kartal anlamı-
na geliyor. Sonunda bu adı aldım."
Hoşnut, 1988'de Varna Tıp Fakültesi'nde öğreni-
mini sürdürürken göç de başlamış. Dekan, "bırakıp
gitme" demiş, ama dinlememiş.
Türkiye'de de umduğunu bulamayıp Bulgaristan'a
geri dönmüş. Ama bu kez fakülteye kabul etmemiş-
ler, yıllarca uğraşmış ve tekrar okula girmiş.
Tıp fakültesi tam 12 yılda bitmiş. 12 yılın ardmdan
elindeki meslek hamallık.
Durumundan doğal olarak çok hoşnut değil. Biraz
para biriktirirse yeni hayalleri var. Türkiye'ye dön-
mek istemiyor. Israil'den 600 dolar teklif etmişler, a-
ma ıstememiş.
Bulgaristan'ın bugünkü yönetimini fena bulmuyor.
Yeni Cumhurbaşkanı için şu tanımı yapıyor:
g
Hoşnut'un özel zevkleri arasında fotoğraf işi de var.
Amerika'daki bir yanşmaya iki fotoğraf göndermiş.
Biri kilisenin önündeki uzun bir kuyruk, öteki de Var-
na açıklannda batmış, sadece ucu görünen bir ge-
mi.
İkinci fotoğrafla Bulgaristan'daki sistemin çöktü-
ğünü anlatmak istemiş ama, ne çare anlamamışlar.
Hoşnut şimdi Omi
Varna'yı terk edeceğim gün benim çantayı, Hoş-
nut'un kız arkadaşının çalıştığı dükkânın sahibine bı-
raktık. Ermeni bir kadın. Türkiye'den geldiğimi söy-
leyince gülümsedi, seslendi:
"Tamam tamam, problem yok."
Hoşnut'un yanında çalıştığı Türk girişimci Kâmil'le
biriikte deniz kıyısında yürüyoruz. Kârnil'in işleri Is-
tanbul'da. Ama Varna'da da dükkân açmış. Temiz-
lik malzemeleri toptancılığı yapıyor.
"llerde Bulgaristan vatandaşlığma geçmek istiyo-
rum" diyor Kâmil ve devam ediyor:
"Bunlar bizden önce Avrupa Birtiği'ne girecek. O
zaman Avrupa'da serbest dolaşma hakkını kazan-
mış olurum."
Kâmil, 1992'de kısa bir süre Susurluk Cezaevi'nde
yatmış. Çekte küçük bir sorun çıkmış, çözüleme-
miş. Ama cezaevi deyince hemen ürkmemek gere-
kiyor. Kâmil'e göre herkes yaşamının bir dilimini ce-
zaevinde geçirmeli.
Yol boyu Hoşnut'un arkadaşlarıyla da karşılaştık.
Herkes O'nu, "Omi" diye çağınyor. Kendisine sor-
dum: "Hoşnut, seni Hoşnut diye çağırmaktan hoş-
nutum ama, arkadaşlann niçin Omi diyor?"
Geçen yıl güreş hocası, Hoşnut'a, "Sen Japonla-
ra benziyorsun, adını Omi koyalım" demış. O gün-
den beri herkes bizim Hoşnut'a Omi diyor. Omi aşağı,
Omi yukarı.
Valilikte köprü toplantısı
İstanbul Haber Servisi -
îstanbul Boğazi'na 3. köprü
veya tüp geçış yapılmasıyla
ilgili İstanbul Valiliği'nde
bir toplantı yapıldı.
İstanbul Valısı Kutlu Ak-
taş'ın başkanlığındaki top-
lantıya istanbul Büyükşehir
Beledıyesi yetkilileri, Üskü-
dar Belediye Başkanı Yd-
maz Bayat Eminönü Bele-
diye Başkanı Ahmet Çetin-
saya, Ulaştırma Bakanlığı
DLH tnşaat Genel Müdür-
lüğü Daire Başkanı Zafer
Özerk ve F. Simin PehHvan.
TCDD l.BölgeBaşmüdü-
rü ÖmerYılmaz. Karayolla-
n 1. Bölge Müdürü Yalçm
Yumrukçakh, 17. Bölge
Müdürü Sefer Tırman.
DLH tnşaat 4. Bölge Müdü-
rü Ahmet AkgüL tstanbul
3'Nolu Kültür ve Tabiat
Varlıklannı Koruma Kurulu
Müdürü Bülent Bflgin katıl-
dı.
Gazetecilerin görüntü da-
hi almasına izin verilmeyen
toplantı saat 16.00'dabaşla-
dı ve yaklaşık 2 saat sürdü.
Edilen bilgiye göre Ulaştır-
ma Bakanlığı yetkilileri son
12 yıl içerisinde demiryolu
tüp geçiş projesinin etütleri
ve hazırlanması için 12 mil-
yon dolara yakın para har-
candığını belirterek Yüksek
Planlama Kurulu'nun uy-
gun gördüğü 3. boğaz köp-
rüsü projesinin yeterli araş-
tırmadan yoksun olduğunu
belirttiler. YPK karanna da-
yanak oluşturan projenin
ENKA tarafından yapılmış
bir ön tasanm çalışması ol-
duğunu belirten uzmanlar.
demiryolu-tüp geçiş alter-
natifinde, büyük oranda
devlet demiryollanna ait gü-
zergâhlar kullanılacağı için
kamulaştırma bedellerinin
köprü projesinın çok altında
olacağını savundular. Vali
Aktaş toplantmın kamu-
oyunda tartışılan boğaza "3.
Köprü" veya "tüp geçifile
ilgili olmadığını savundu.
Vali Aktaş'adün bir neza-
ket ziyaretinde bulunan
Kültür Bakanı İstemihan
Talay, gazetecilerin "İstan-
bul'a 3. köprü' ile ilgili so-
rulannı şöyleyanıtladı: "İs-
tanbul'un tarihi. küttürel ve
bütün değerleri hepimiziçin
çok önemlidir. O açıdan ta-
rihe kültüre önem vermek
her yannm için gereklidir.
Ama bunlann ezbere ifade-
si yerine teknik bulgulaıia,
teknik değerlendirmelerle
ortaya çıkması gerekir. Şu
anda. bu konuda 'Şu ya da
bu doğrudur diyecek du-
rumda değUun."