29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 EY.ÜL 1997 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 15 TURKİYE Istarnul Edıro Kocaeli ÇanEKkale Izrrır Mansa Aydır Dencı PB PB PB PB A A A A 25 23 26 27 30 31 33 32 Zonaıldak PB 23 Antalya Sınop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas PB PB PB PB PB PB PB PB 24 25 26 26 26 27 26 25 Adana Mersın Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Sıirt Hakkârı Van A A A A A A A A 3b 31 32 34 34 33 25 26 34 Kars PB 23 P.,zm!r O J> ^ S i—^ ŞUr ~<^ Erzurum y^ ^ O |f \HaKkan\?< RUPAYurtta yağış bek- lenmiyor. Yurdun kuzey kesımlerı parçalı bulutlu, n——; r,—— =—= =- oteki yerler az bu- Helsınkı Y 15 Budapeşte B Y 15 Berlin B 19 Viyana _Y 19 Belgrad lutlu ve açık geçe- Stockholm Y 15 Madrıd cek. Hava sıcakhğı Londra bütün yurtta biraz Amsterdam artacak. Rüzgâr B r ü k s e ı kuzey ve batı yön- I b lerden hafıf ara sı- K a f ı s ra orta kuvvette Bonn esecek. B 19 Sofya B B 23 Roma B 28 B 22 Atına B 28 Miinih Y 22 Milano B 26 ASYA Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bışkek Tiflis Kahire Y B Y B B B B B 1b 27 22 24 22 23 23 31 Şam 33 Parçalı bulutiu | Sıslı Bulutlu ^ Çok bulutlu Yağmurtu OSulukar * Gok gurultülu G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Bıştarafi 1. Sayfada yor. Yanıt şaşırtıcı: Devlet Bakanlığı'ndan gelen yazı Türkr/e'de köy sayısını 37 bin 584 olarak gösteriyor. içişleri'nden gelen yazılı bilgi ise köy sayımızı 35 bin 5D0 kabul ediyor. Saori Ergül bu iki ayn bılgi karşısında haklı olarak soru\or "DevletBakanlığı'nın verdiği rakam doğruy- sa, Içşleri Bakanlığı 2 bin 84 köyü nereye sakladı? Yok, çişleri Bakanlığı 'nın dediği dedikse, Devlet Ba- kanlığı 2 bin 84 köyü nereden çıkardı?" Köylerinin gerçek sayısını bilmeyen devlet olur mu?0emek ki, oluyor! Ka-nuoyu, daha doğrusu sadece gazetemiz Cum- huriyet, Istanbul'a "Tüp geçit miyoksa üçüncü bir kçpnı mü yapılsın" konusunu tartişıyor. Kimi medya kuruluşlannda üçüncü köprü ayakla- rının Boğaz'ın iki yakasında nerelerden geçeceğini gösteren renkli haritalar yayımlanıyor. Arsa spekülasyonu başlamıştır bile. Hükümetin iki bakanı, üstelik köprü veya tüp ko- nusunda doğrudan ilgili olan iki bakan (Bayındırlık ile Ulaştrma), biri köprü diyor, öteki tüp geçide yan tu- tûyor Tarüşa tartışa gerçeği yakalamak, demokrasiler- de bır ufuk, bir siyasal eğitim ve etik konusu. Ama, önümüzdeki öyle konu ki, her açıdan -başta haksız kazançlar açısından- önem taşıyor. Bir hükümetin i- ki bakanını birbirine düşürüyor. Oysa konunun, soruna dönüşmemesi için hükü- metin itiraza uğramayacak bir kararla ortaya çıkma- sı gerekmiyor muydu? İki bakan arasındaki ters yar- gı, geçit sorununda kimi çelişkileryattığını göstermi- yormu? Yoksulluk sınırı Büyük ölçeklerde zam üstüne zam yapan, son na- mıyla "Purolu Adam", daha önceki ünüyle No, No, No Güneş Taner ile Devlet Bakanı Işın Çelebi ara- sında da sessiz ve derinden ama ciddi çekişmenin ipuçlan yayılıyor. " Zampiyon No, No, No Taner, purosundan derin ne- fesler çekerek artık fiyatlarda "küçük düzeltmeler- den"söz ediyordu. Ne zaman kı Çelebi sahneye sü- rüldü, -Ertuğrul Özkök'e söylediğine göre- hükü- metten kaçmayı düşünüyor. Zam kolay, ekonomide olumlu sonuç almak zoıi Örnegin yıllardır sürüp giden enflasyonu aşağı çeke- bilmek! Beceriksiz yöneticiler yüzünden hayat pahalılığını sırtında taşıyan halkımız, iki bakanın vaatlerini ciddi- ye almıyor. Ama Türkiye'de ne istediyse gerçekleştiğini bilen hgfeMptz IMPden J yansıyan enflasyonun 1998'de aşağılara ineceği haberlerine daha fazla "itibar edi- yor". Bu üç örnek, elbette usta siyasetçinin elinde ya- lanlanabilir. Demokrasilerdeeee... böyleee... tartış- malarrrr... Bu biçim demokrasiye alıştık! Ama, üst üste yapılan zamlann yarattığı enflasyon ve yeni fiyatlar gerçek demokrasilerde hükümetleri götürüyor. Bizde ise koltuklara daha bir yapışmala- nnı sağlıyor. Türkiye Kamu-Sen'in 2, 3 ve 4 kişilik ailelerin "bir aylık"; gıdadan konuta, yakacak, giyecek, ulaşım, haberleşme, eğitim ve sağlığa kadarçeşitli dallarda- ki harcamalarını ölçü alarak yaptığı araştırmadan ki- mi örnekler: 4 kişilik ailenin 1996 Aralık ayı sonunda 62 milyon 910 bin lira olan asgari yaşama standardı (yani yok- sulluk sınırı) Ağustos 1997 sonunda yüzde 55.66 oranında artarak 97 milyon 927 bin lira. 2 kişilik bir ailenin yoksulluk sının aynı tarihlerde 43 milyon 522'den yüzde 56.43 artarak 68 milyon 92 liraya ulaşıyor. Memur-Sen ağustos ayında patlayan rakamlara bakarak en az yüzde 50 oranında zam istiyor. Güneydoğu'nun kimi illerinde çöplüklerde yiye- cek arayan çocuklar, analar hâlâ TV'lerin gözde ko- nusu. Başkent gibi bir merkezde semtlerde kurulan pazarların akşamüstleri sergilediği manzaralan gör- mek bile, insanlarımızın hangi koşullarda yaşadığını kanıtlamaya yetiyor. Zira, insanlarımız pazarlarda çöpe atılacak değer- deki yiyecek maddelerini toplayıp evine götürüyor. Cumhurbaşkanımız ise "Türkiye'de aç insan yok" diyor. 4. çelişki! Yargıdan laüdik uyarısı • Baştarafı 1. Sayfada yıda yargı mensubu katıldı. Yargıtay Başkanı Uygun, açılış konuşmasında yargırun. üzerine dûşen görevleri. şaşmaz ilkelerin- den ödün vermeksizin yerine getir- me çabasında olduğunu belırttı. Uygun. laiklikle ilgili düsünce- lerini belirtirken. "Laiklik.devletin temel unsuru egemenliğin kayna- ğının. insan iradesi olduğunun bir ifadesidir. Devlet variığımızın ve ulusal sürekliliğimizin temel taşla- nndan birinin laikük olduğunu bu millet çok ibret alınacak olaylarda yaşamış ve görmüştür. Laik cum- huriyet, ülkemiz için sadece bir y ö- netim biçimi değü, aynı zamanda yaşam biçimimiz ve dünya görüşü- müzdür"dedi. Konuşmasında adaletin, devlete meşruluk kazandıran güç olduğu- nu vurgulayan Uygun, bağımsız yargının yeri ve zamanı geldiğin- de, yasama ve yürütmenin kendi üyeleri içın de sığınılacak en sakin liman olduğunu söyledi. Yargı ba- ğımsrzlığı ve yargıç güvencesinin sağlanması için Adalet Bakanlı- ğı'nın yaptığı yargıçlık ve savcılık smavının ÖSYM tarafından ger- çekleştirilmesini isteyen Uygun. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Ku- rulu'nda, bakan ve müsteşannın görev almaması gerektiğini vurgu- ladı. Uygun şunlan söyledi: "Bağımsız yargı, yeri ve zamanı geldiğinde yasamanın ve yürütme- nin kendi nıensuplan için de sığını- lacak en sakin limandır. Bu kesin- likle böyle bilinmeiidir. Siyaset ve hukuk tarihi ve tarihimiz bunu bU- mezliğin veya bilmczlikten gelme- nin hazin ve ibret verici örnekleriy- le doludur. Bu bağlamda Türk yar- gısına döndüğümde üzüntülüyüm. Çiinkü içim gürieyerek göğsümü gere gere 'Yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesi ülkemde tam ve eksiksiz vardır' dememumıluğuna sahip değüim." Sık sık alkı^larla kesilen konuş- rr^sinda ~hukuk eğitimi, üst mah- kemeler, yasama organu av ukathk ve basuı" konulanna değinen Uy- gun, basının. halkın gören gözü. ışıten kulağı ve konuşan dilı oldu- ğunu belirterek. "Hiçbir kişi\eku- rumun özel >aşamınu insanlık onu- runu ve değerlerini hiçbir sebep ve gerekle basın ve başka bir kurum örseleyemez, çiğneyemez" dedi. U\gun. basının haber alma, bilgi- lendırme ve eleştirme görevinin, demokrasilerin temel güvencele- rinden bıri olduğunu kaydettikten sonra. şunlan söyledi: -Basın; siyasetçilerin, parlamen- tonun görevini üstlenmeye yönel- memeli, halkın sesi olan basın, hakkın sesi olan yargının yerine geçme eğilimi göstermemelidir. Ak- si halde: toplunı sancılanır ve bun- dan da yargı da, basın da çok şey kaybeder. Görsel ve yazılı basını- mızdan yargı olarak beklediğuniz bir husus, bize ilişkin haberlerin gö- revimizin niteliğine ve sıfatımıza "îıygun biçimde verilmesidir. Gör- sel basınımızda bir yüksek mahke- meye seçflen üyeler veya birkaç da- iremize seçilen başkanlar. 'Kaçan aranıyor' duyurusu gibi resimleri yan yana gösterilerek bir cümle ile geçiştirilen haber haline getiriliyor. Bir yüksek yargı organına başkan seçimi, yazılı basuıda iç sayfalarda çok sıradan ve uygun olmayan ha- berler arasında, önemi ve özeüiği yok edilerek verüebiliyor.* 1 Uygun. Anayasa Mahkemesi Başkan ve üyelerine tanınan ola- naklara dikkat çekerek. lojman, maaş ve araç gibi ekonomık ola- naklann sadece belli bir yüksek yargı organına vçrilmesinin ayn- calık yarattığına. Yargıtay ve Da- nıştay personelinin küçük binalar ve odalarda güçlükle çalışabildik- lenne dikkat çekti. TBB'den uyanlar TBB Başkanı Eralp Özgen de. konuşmasında, Türkiye'de geçen bir yıl içersindekilere benzer bir eıeşmenın, vufgun ve talanın. şeriatçı kalkışmanın önlenebilme- si için çözümün, hukuk devletinin güçlendirilmesi \e hukukun üstün- lüğünün herkes tarafından benim- senmesi olduğunu belırttı. Ceza davalannda yargının önünü tıka- yan bazı "ayncalık" hükümlerinin yeni bır düzenlemeye bağlanması- nı isteyen Özgen, şöyle devam et- ti: "Özellikle miDetvekili dokunul- mazlığına ilişkin hükümler birer ayncalık hüknıü niteliği taşımakta ve Susuıiuk olav ı ile ilgili dokunul- maziığın kaldırilması istemleri ko- nusunda TBMM yetkili komisyo- nunun son karannda bkiuğu gibi bu niteliğe büründürülebilmekte- dir. Bunun anayasadaki eşitlik ilke- sine aykırılığı açıkür. Siyasi tertih- ler, kişisel dostluklann yargının önünü tıkamayacağı bir sistem mutlaka kurulnıabdır.'" Eralp Özgen, aydın Türk toplu- munun, şeriat özlemlerine karşı 8 yıllık kesintisiz eğitimin yasalaş- masıyla bır zafer kazandığını bil- dirdı. Özgen, şeriatçı kadrolaşma- nın önüne geçilmesini isterken, özellikle Adalet ve Milli Eğitim bakanlıklanndaki kadrolaşmanın ülkenin geleceği açısından büyük önem taşıdığını söyledi. Özgen, cezaevleri konusuna değinirken. "Hücrc sistemi gibi çağdışı ve in- san haysiyetine avkın bir oluşuma olanak tanınmamalı, cezanın ıslah unsurunu tamamen yok eden ko- ğuş sistcmindcn de mutlaka vazge- çilmeüdir" diye konuştu. Erbakan: Fikre saygı duyanz RP Genel Başkanı Erbakan, tö- ren sonrasında gazetecilerin soru- lan üzerine, "Her türlü fikre saygı duyanz. Kendi görüşleridir. onun için herkesin fikrini saygıyla dinle- riz" dedi. Eskı Adalet Bakanı Şev- ket Kazan da. Özgen'in eleştirile- nne yanıtının sorulması üzerine, "24 saat düşüneyim" karşılığını verdi. Törende. emeklivjgaynlan ve ça- hşırken ölen Yargıtay daire başkan- lan, üyeleri, savcılan ve tetkik yar- gıçlan ile yakınlanna plaket ve 6 Adalet gecikmez' I Baştarafı 1. Sayfada zerek > argı sistemimi/in işle>işini çabukiaştırnıak. bugün acilbir ih- tiy aç haline gelmiştir. Şu unutul- mamahdır ki; gecikmiş adalet, adalet degüdir." Başbakan Mesut Yılmaz da mesajında, devletten beklenen en önemli görevlerden biri olan ada- let hizmetlerinin çağdaş, demok- ratik bir hukuk devletine yaraşır düzeye getirihnesi konusunda önemli aşamalar kat edildıgıni ve artık Türkiye'de bağımsız. çağ- daş bir yargı sisteminin kuruldu- ğunu kaydetti. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Aydm Er- doğan, yeni adli yılda acil olarak yargı bağımsızlığı ve adil yargı- lama hakkı istediklerini belirtti. Erdoğan, yapöğı açıklamada. ye- ni adli yılm, yargınm önceki yıl- lardan devam eden ağır iş yükü. yetersiz personel, geciken adalet, engellenen yargılamalar ve kro- nikleşmiş sorunlar ile başladığı- na dikkat çekti. Demokratik dev- letin vazgeçilmez unsuru olan güçleraynlığı ve sorumlu siyasal iktidar ilkesinin ortadan kaldınl- dığını beliı^en Erdoğan, Hâkim- ler ve Savcılar Yüksek Kuru- lu'nun yapısının değiştirilmesini, Avukatlık Yasasf nın günün de- gişen koşullanna göre yeniden düzenlenmesini istedi. Işık Hukuk Bürosu adma avu- kat Şenal Sanhan yaptığı açıkla- mada, 1996-1997 adli yılının, Su- surluk olaymın yarattığı siyasal ve yargısal kaosu gözler önüne serdiğini, siyaset-polis-mafya üç- genindeki suçlulann da bir bir teşhir edildiğini belirtti. Bu tablonun sorumlularımn. ülkeyi şeriat kurallanna göre yö- netmek isteyenlerle işbirliği yap- maktan çekinmediklerini kayde- den Sanhan, "Ancak Türkiye hal- kı. ülkemizi karannğa götürmek isteyen bu anlayışlara karşı çıkfL Aydınlık evlemleri, kaduı yürü- yüşü, işçi ve memur mücadelele- ri, demokrasi ve laiklik savunucu- lannın çabalan, suçlu bir iktida- n yerinden oynatü" dedi. Tüm Yargı-Sen Yönetim Ku- rulu'nca yapılan açıklamada, yargı ve infaz kunımlannda çah- şanlann sorunlan ve çözüm öne- rilerinin bu yıl da yok sayılacağı kaydedildi. Her türlü zorluğuçe- ken ve her geçen gün sorunlan büyüyen yargı ve infaz kurumla- nnda çahşanlann sayısının 70 bi- ni aştığı bildirilen açıklamada. "Yargı veinfez kurumlan çalışan- lannın kendi gelecekleri ü/erinde 'söz-yetki-karar' sahibiotmalan- nın önemi, grevli toplusozleşmeli sendika hakkunızın vakıcıtığı ve acili\erj bu adli açılışta da kendi- ni göstermektedir" denildi. onur belgesi verildi. Törende Erbakan ile Anayasa Mahkemesi Başkanı Özden'in yan yana oturmalan foto muhabirleri \e kameramanlann yoğun ilgisine neden oldu. '12 Eylül mirasını reddediyonız' Adli yıl Izmırdede törenlebaş- ladı. Izmır Barosu Başkanı Çetin Turan. yeni adli yıla sorunlar yu- mağıyia girdiklerini söyledi. Hu- kuk reformunun yapılması gerek- tiğini belirten Turan. "Demokra- tik bir anayasal hukuk reformu, yargı reformu istiyoruz. 12 Eylü- l'ün mirasını reddediyoruz, bağım- sız yargı, yargıç güvencesi ve güçlü savunma istiyoruz" dedi. Izmir Barosu toplantı salonunda düzenlenen törende konuşan Baro Başkanı Çetin Turan. tüm yurtta olduğu gibi tzmir Adliyesi'nde de bina yetersizliği, personel azlığı nedeniyle işlerin aksadığını belirt- ti. Hâkimler ve Sa\cılar Yüksek Kurulu'nun bugünkü statüsünü ko- ruması halinde bağımsız yargı ve yargıç güvencesfnden söz etmenin olanaksız olduğuna dikkat çeken Turan, şunlan söyledi: "Fransa'da 35 bin hâkim ve sav- cının yürüttüğü hizmeti ülkemizde yüzde birin alrındaki bütçesi ik bi- nasız. arşivsiz, donanunsız, perso- neLsiz. 7-8 bin hâkim ve savcıya vük- leyerek v argılama hızlandırilamaz. Adalet Bakanlığı "na bağlı adli kol- luk teşkilatı kurulup gözaltuıa alı- nanlann sorgusu yasak yöntemler kullanılmadan bizzat cumhuriyet sav cüarı tarafından yapümadıkça; daha adil bir >argılama gerçekleş- tirilemez. Havaya suya olduğu ka- dar şimdi bağımsız > argıya, hâkim ve savcı güvencesine, güçlü barola- ra, her bakımdan güçlü savunma mesleğine ihtiyacımız var." Susurluk olayıyla ortaya çıkan mafya-devlet ilişkisinin aydınlatıl- ması için dokunufanazlıklann TB- MM'de kaldınlması gerektiğini vurgulayan Turan. "Dokunulmaz- uklar kalkbğmda bağımsız vargı bu olavı avdınlatacakar. Buna inanı- yonım" diye konuştu. Yeni adli yılın başlaması nede- niyle Adana'da düzenlenen tören- de konuşan Baro Başkanı Ziya Yer- gökde, yargıdakı yakınmalann so- na erebilmesi için sadece bazı ya- salarda yapılacak değişikliklerin yeterli olamayacağını vurgulaya- rak, "Kapsamlı bir yargı reformu şartnr" dedi. Adana Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Ceylani Tuğrul ise adaletin taşıdığı önemin başka hiçbir de- ğerle kıyaslanamayacak kadar bü- yük olduğunu vurgulayarak. "Hal- kın adalete güvenini kazanmak ve adalete saygıyı sağlamak zorunda- VTZ. Yasama, yüriitme ve yargı bir- birleriyle yarışan ya da üsrünlük sağlayan kurumlar değil birbûie- riyle vardunlaşması gereken organ- lanür" dedi. "Adalet varsa devlet vardır" di- yen Adana \'alisi Oğuz Kağan KÖksal da törende yaptığı konuş- mada şunlan sövledi: "Zamanımızda yasama ile yürütmenin sınırları karışmış durumda. İnşaüah vargıyla da kanşmaz..." 3. köprü siT karanna Eıdvan'a karşı petrol hattı• Baştarafı 1. Sayfada kent yaşamını ve sağlıkh ge- 5 J_I Baştarafı 1. Sayfada kararlarına uymak zorunda- lar.YPK'nin bu yasal kurah dikkate almadan karar verdi- ği 3. köprü projesı ise ilgili Koruma Kurulu'nun onayı- nı taşımadığı gibi, halen yü- rürlükte olan bir kararla da Boğazıçi için "uygun görül- meyen" bir seçenek. Karayollan'nca geliştiri- len ve 1988 yılında Bedret- tin Dalandöneminde de öne- rilen 3. köprü projesi. 3 Nu- maralı Koruma Kurulu"nun yetki alanı ıçindeki Üsküdar ve Beşiktaşılçelerinde bulu- nan "kentsel ve doğal SİT alanlanndan" geçiyor. Bo- ğaziçı StT alanıyla da bütün- leşen bukoruma alanlannda Koruma Kurulu izni olma- dan herhangi bir imar uygu- laması yasal olarak mümkün değil. 3 Numaralı Koruma Ku- rulu'nun ise Prof. Dr. Doğan Kuban başkanlığındaki dö- neminde aldığı ve kurul üye- leri olarak Oktay Ekincu Erol Türkgenç ve Ayla Öde- kan" ın da imzalannı taşıyan 23.12 1993 tarihlı karannda özetle şu görüşler yer alıyor: "3. Boğaziçi köprüsü ko- nusu. İstanbul'un sadece ta- rihi ve doğal varlığını değil, kent yaşamını ve sağlıkh ge- lişme kararlarını da büviik ölçüde etkilevecektir. Aynca 1.ve 2. Boğaziçi köpriileride- neyimleri ışığmda sadece ka- ravolu ulaşımını amaçlayan çözümlerle kentin giderek daha çözümlenmez sorun- larla karşılaşuğı bilinmekte- dir." Bu değerlendırmeye bağ- lı olarak "SİT alanlannı ko- ruyan" ve "ulaşımı çözebi- lecek" seçenek için ilgili tüm kesimlerin katılımıyla dü- zenlenecek bir sempozyum- dan sonra konunun sonuç- landınlmasıru öngören Ko- ruma Kurulu karanna bugü- ne dek bakanlıklar ve kamu kuruluşlan uymadılar. YPK'nin benimsediği ve SlT alanlanndan geçen 3. köprü projesinin yasallık ka- zanabilmesı için. daha önce bu seçeneğe olumsuz görüş veren 3. Numaralı Koruma Kurulu'nun eski karannı "gözden geçnTnesi" gerekı- yor. Ne var ki kurulun şim- diki üyelerinın de bağlı ol- duklan üniversiteler ve mes- lek odalannca savunulan "demiryolu tüp geçiş" çözü- münden ödün vermeyecek- leri gözlemcilerin genel kanısı. SERKAN DEMIRTAŞ BAKÛ - Azerbaycan Cumhur- başkanı Haydar Aliyev. Bakû-Cey- han petrol boru hartınm varlığını, ,\nkara-Erivan ilişkilerindeki den- geye bağlarken Türk hükümetini uyardı. Türkiye-Ermenistan sınırlannm açılacağına ilişkin haberlerden ra- hatsızlık duyduklannı belirten Ali- yev. "Ermenistan'dan küçükbir ge- lir için Türkiye-Azerbaycan ilişkile- rine zarar getirmeyin" dedi. tkı ülke arasındaki ortak bıldiri. Azerbaycan'ın, Rusya-Ermenistan anlaşmasına atıfta bulunulmasında ısrar etmesi nedeniyle uzun tartış- malann ardmdan imzalanabildi. Dışişleri Bakanı İsmail Cem ve Devlet Bakanı Ahat Andkan. 29 saatlik Azerbaycan temaslannı ta- mamladılar. Türk heyeti, heyetler arası görüşmelerin ardmdan Başba- kan Artur Rasizade\ e Cumhurbaş- kam Haydar Aliyev tarafından ka- bul edildiler. Aliyev, burada yaptığı konuşma- da, Türk-Ermeni sımnnın açılma- sıyla ilgili haberlerden büyük rahat- sızlık duyduklannı dile getirerek şu uyanda bulundu: "TBMM'de geçen aylarda yapü- ğım konuşmada. Türk-Ermeni sı- nınnın açannın (anahtannın) Azer- baycan'daolduğunu söv ledim. Aça- n Azerbavcan'da ama kapı bazen açarsız da açıhyor. Bu olmaz. Tür- kiye-.Azerbaycan ilişkilerinde para ikinci sıradadır. Para için maneviyat bir tarafa aolmaz. Avn ayn taciıier gidiyor diyorsunuz, ama küçük ka- zançlar için Türkiye-Azerbaycan iüşkilerine zarar getirmeyin. v> Alıyev'in eleştinlerini arttırmaya başlaması üzerine Dışişleri Bakanı Hasan Hasanov araya girerek gaze- tecilerin salondan çıkmasını istedi. Görüşmenin devamında Ali- yev" in. eleştirilenni sürdürdüğü kaydedildi. Aliyev. uzun konuşma- sı sırasmda Rusya-Ermenistan ara- sındaki asken işbirliğinin arttığına işaret ederek Türkiye'nin yeterli tepki göstermemesini eleştirdi. Türk istihbaratmın güçlü olduğuna inandıklarını kaydeden Aliyev, "Hadi biz farkına varmadık. siz de mi hiç anlamadmız?" diyerek ince bir eleştiride bulundu. Azerbaycan Cumhurbaşkanı, Yukan Karabağ sorununun çözü- mü için kurulan Minsk Grubu'nda yer alan Türkiye'nin katkılannı art- tırmasını istedi. Haydar Aliyev. Ermenistan'ın Rusya'dan yasadışı yollarla aldığı 1 milyar dolarlık silahlar arasında sal- dın roketlennin de bulunduğunu kaydederek "Bunlar sadece Azer- bavcan'a karşı değil, Türkiye'ye karşı da olacak. Bu meseleyle çok ciddi ilgileniyoruz. Çünkü bu Azer- baycan'ın değil, aynı zamanda Tür- kiye'nin de sorunudur. Bu silahlar bû bölgeyebüyüktehditvaratır'' de- di. Azerbaycan Cumhurbaşkanı, Yukan Karabağ sorununun çözümü için kurulan Mınsk gnıbunda yer alan Türkiye'nin katkılannı arttır- masını istedi. Aliyev, Ermenistan'ın Rusya'dan satın aldığı roketlerin P- KK'ye de verildiğini belirterek. "Türkiye de tehdit alünda" mesajı- nı verdi. Azerbaycanlı yetkililer, Türki- ye'nin dikkatini Ermanistan'a çek- mek amacıyla Erivan yönetiminin sahip olduğu füze sistemlerinin menzillerinı gösteren bir haritayı da Dışişleri Bakanı Cem'e verdiler. Haritada. Ennenistan'ın Gumri ve Khankendi kentlerine yerleştirilmiş olan 32 Scud-b ve 27 adet Krug sis- temlerinin, Azerbaycan'ının tama- mını ve Türkiye sınınndan 300 ki- lometrelık bir bölgeyı de kapsaya- cak menzillere sahip olduğu gös- teriliyor. Dışişleri Bakanı İsmail Cem ise "Azerbavcan'ın güvenliği Türld- ye'nin güvenligidir" diyerek Azer- baycanlı yetkılilerin kaygılannı gi- denneye çalıştı. İki ülke dışişleri bakanlan tara- fından imzalanan ortak bildiri. uzun tartışmalara neden oldu. Bildıride, Azerbaycan "ın ısranna karşın Rus- ya-Ermenistan arasında 29 Ağus- tos 1997'de imzalanan anlaşmaya atıfta bulunulmadı. Buna karşılık. "Taraflar. Ermenistan Cumhuriye- ti'nin Azerbaycan'a saldırısını ke- sin birtavırla bir kez daha kınarlar" ifadesine yer verildi. Ortak bildiri- de şu maddelere önem verildi: - Türkiye, Azerbaycan'ın NATO ile üişldlerinin gelişmesine, Avrupa Anantik Ortaklık Konsevi'nin ça- uşmalanna ve geliştirilmiş banş için ortaklık programına daha faal işti- raldne, Azerbaycan"ın silahlı kuv- vetlerinin NATO üyesi ülkelerin si- lahb kuvvetleriyle karşıhkh kullanı- labilirlik seviyesine ulaşmasına her türlü yardımı gösterecektir. - Taraflar. Ermenistan ile siyasi, ekonomik ve ulaşım ilişkilerüıi Er- menistan-Azerbaycan ihtilafımn çözümlenmesi ve tecavüzün sonuç- lannın ortadan kaldınlmasına iliş- kin Minsk sürecine uygun olarak normalleştirilmesinden yana olduk- lannı ifade etmışlerdir. - Taraflar, Azerbaycan petrolü- nün uluslararası pivasalara ulaşürıl- ması açısından Türkiye'nin Ceyhan terminaline ulaşacak bir petrol bo- ru hafhnın gerçekleştirilmesi yö- nündeki isteklerini teyit etmişlerdir. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada binde nefeslenirken otobüsün arkasına bir taksi yanaştı. Içinden iki kişi çıktı, hızla otobüsün baga- jına yöneldi. Rastgele ellerine geçirdikleri dört çan- tayı alıp taksiyle hızla uzaklaştılar. Arkadan koşanlar oldu ama, yetişebilene aşkol- sun. Anladım ki uyanlar boşunadeğilmiş. Ekonomik sı- kıntının tam olarak giderilemediği Varna, sadece ta- tilcilerin değil, kapkaççıların da cenneti. Bulgaristan, 199O'lı yılların başına dek gergin ol- duğumuz komşulann başındaydı. Ama şimdi her şey değişmiş, önümüzdeki döneme iyimser bakanlar ço- ğunlukta. Biz Bulgaristan'la doğal olarak soydaşlarımızın durumunu konuşuyoruz. Ama ekonomik bunalım, Bulgaristan'jn bütün kaymak tabakasını alıp götür- müş. 300 bini aşkın doktor, mühendis, öğretim üye- si, üniversite mezunu ülkeyi terk etmiş. Bu yüzden fabrikalann, işletmelerin çoğu verimsiz durumda. Türklerse 1980'li yıllann acılannı unutmamışlar a- ma, o günleri zaman zaman gülümseyerek anlatıyor- lar. isim değişiklikleri döneminde yaşananlar apayn bir araştırma konusu. Hoşnut Nihat Bekir, Vama'da tıp fakültesini bitirmiş, atalan yıllar önce Kınm'dan göçmüş bir Tatar. 33 yaşında, doktor. Baba mesleğini yapmıyor. Bulgaristan'da doktor- lann maaşı ayda 60-70 dolar. Bununla geçinemeye- ceğini, uzmanlık için de para biriktiremeyeceğini an- layınca doktorluğu bırakmış. bir Türk firmasında ne iş olursa yaparım deyip çalışmaya başlamış. Şimdi maaşı doktorluktan kazanacağı paranın 7- 8katı. Adının değiştirilmesi gündeme geldiğinde Hoşnut, önce ateş anlamına gelen Jar adını almak istemiş. Kabul etmemişler. Günlerce düşünmüş. Sonunda bulduğu adı şöyle anlatıyor: "Bulgartann Omortak diye birhanı var. Aslında bu ad Çuvaşlardan çıkma. Omurt, küçük kartal anlamı- na geliyor. Sonunda bu adı aldım." Hoşnut, 1988'de Varna Tıp Fakültesi'nde öğreni- mini sürdürürken göç de başlamış. Dekan, "bırakıp gitme" demiş, ama dinlememiş. Türkiye'de de umduğunu bulamayıp Bulgaristan'a geri dönmüş. Ama bu kez fakülteye kabul etmemiş- ler, yıllarca uğraşmış ve tekrar okula girmiş. Tıp fakültesi tam 12 yılda bitmiş. 12 yılın ardmdan elindeki meslek hamallık. Durumundan doğal olarak çok hoşnut değil. Biraz para biriktirirse yeni hayalleri var. Türkiye'ye dön- mek istemiyor. Israil'den 600 dolar teklif etmişler, a- ma ıstememiş. Bulgaristan'ın bugünkü yönetimini fena bulmuyor. Yeni Cumhurbaşkanı için şu tanımı yapıyor: g Hoşnut'un özel zevkleri arasında fotoğraf işi de var. Amerika'daki bir yanşmaya iki fotoğraf göndermiş. Biri kilisenin önündeki uzun bir kuyruk, öteki de Var- na açıklannda batmış, sadece ucu görünen bir ge- mi. İkinci fotoğrafla Bulgaristan'daki sistemin çöktü- ğünü anlatmak istemiş ama, ne çare anlamamışlar. Hoşnut şimdi Omi Varna'yı terk edeceğim gün benim çantayı, Hoş- nut'un kız arkadaşının çalıştığı dükkânın sahibine bı- raktık. Ermeni bir kadın. Türkiye'den geldiğimi söy- leyince gülümsedi, seslendi: "Tamam tamam, problem yok." Hoşnut'un yanında çalıştığı Türk girişimci Kâmil'le biriikte deniz kıyısında yürüyoruz. Kârnil'in işleri Is- tanbul'da. Ama Varna'da da dükkân açmış. Temiz- lik malzemeleri toptancılığı yapıyor. "llerde Bulgaristan vatandaşlığma geçmek istiyo- rum" diyor Kâmil ve devam ediyor: "Bunlar bizden önce Avrupa Birtiği'ne girecek. O zaman Avrupa'da serbest dolaşma hakkını kazan- mış olurum." Kâmil, 1992'de kısa bir süre Susurluk Cezaevi'nde yatmış. Çekte küçük bir sorun çıkmış, çözüleme- miş. Ama cezaevi deyince hemen ürkmemek gere- kiyor. Kâmil'e göre herkes yaşamının bir dilimini ce- zaevinde geçirmeli. Yol boyu Hoşnut'un arkadaşlarıyla da karşılaştık. Herkes O'nu, "Omi" diye çağınyor. Kendisine sor- dum: "Hoşnut, seni Hoşnut diye çağırmaktan hoş- nutum ama, arkadaşlann niçin Omi diyor?" Geçen yıl güreş hocası, Hoşnut'a, "Sen Japonla- ra benziyorsun, adını Omi koyalım" demış. O gün- den beri herkes bizim Hoşnut'a Omi diyor. Omi aşağı, Omi yukarı. Valilikte köprü toplantısı İstanbul Haber Servisi - îstanbul Boğazi'na 3. köprü veya tüp geçış yapılmasıyla ilgili İstanbul Valiliği'nde bir toplantı yapıldı. İstanbul Valısı Kutlu Ak- taş'ın başkanlığındaki top- lantıya istanbul Büyükşehir Beledıyesi yetkilileri, Üskü- dar Belediye Başkanı Yd- maz Bayat Eminönü Bele- diye Başkanı Ahmet Çetin- saya, Ulaştırma Bakanlığı DLH tnşaat Genel Müdür- lüğü Daire Başkanı Zafer Özerk ve F. Simin PehHvan. TCDD l.BölgeBaşmüdü- rü ÖmerYılmaz. Karayolla- n 1. Bölge Müdürü Yalçm Yumrukçakh, 17. Bölge Müdürü Sefer Tırman. DLH tnşaat 4. Bölge Müdü- rü Ahmet AkgüL tstanbul 3'Nolu Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Kurulu Müdürü Bülent Bflgin katıl- dı. Gazetecilerin görüntü da- hi almasına izin verilmeyen toplantı saat 16.00'dabaşla- dı ve yaklaşık 2 saat sürdü. Edilen bilgiye göre Ulaştır- ma Bakanlığı yetkilileri son 12 yıl içerisinde demiryolu tüp geçiş projesinin etütleri ve hazırlanması için 12 mil- yon dolara yakın para har- candığını belirterek Yüksek Planlama Kurulu'nun uy- gun gördüğü 3. boğaz köp- rüsü projesinin yeterli araş- tırmadan yoksun olduğunu belirttiler. YPK karanna da- yanak oluşturan projenin ENKA tarafından yapılmış bir ön tasanm çalışması ol- duğunu belirten uzmanlar. demiryolu-tüp geçiş alter- natifinde, büyük oranda devlet demiryollanna ait gü- zergâhlar kullanılacağı için kamulaştırma bedellerinin köprü projesinın çok altında olacağını savundular. Vali Aktaş toplantmın kamu- oyunda tartışılan boğaza "3. Köprü" veya "tüp geçifile ilgili olmadığını savundu. Vali Aktaş'adün bir neza- ket ziyaretinde bulunan Kültür Bakanı İstemihan Talay, gazetecilerin "İstan- bul'a 3. köprü' ile ilgili so- rulannı şöyleyanıtladı: "İs- tanbul'un tarihi. küttürel ve bütün değerleri hepimiziçin çok önemlidir. O açıdan ta- rihe kültüre önem vermek her yannm için gereklidir. Ama bunlann ezbere ifade- si yerine teknik bulgulaıia, teknik değerlendirmelerle ortaya çıkması gerekir. Şu anda. bu konuda 'Şu ya da bu doğrudur diyecek du- rumda değUun."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle