Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 EYLÜL 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Yoksulluk sınırı Erzurum ve Kars'a gidecek olan îstanbullu sanayiciler, doğuya teknoloji desteği verecek
98 milyon lira
• ANKARA
(Cumhurijet Bürosu) -
Türkjye Kamu-Sen'in
hesabı. 4 kişilik ailenin
yoksulluk sınınnın 100
milyon liraya dayandığını
ortaya koydu. Türkiye
Kamu-Sen'den yapılan
açıklamada, 1996 yıl
sonunda geçinebilmek
için 62 milyon liraya
gereksinimi olan 4 kişilik
ailenin yoksulluk
sınınnın bu yılın ağustos
ayında 97 milyon 927 bin
liraya ulaştığı belirtildi.
Cumhurbaşkanı
Demirel İSO'da
• Ekonomi Servisi -
tstanbul Sanayi
Odası'nın (tSÖ) 45"ınci
kuruluş yıldönümü
etkinlikleri yann Lütfi
Kırdar Uluslararası
Kongre Sarayı'nda
yapılacak.
Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel "in
katılacağı İSO kuruluş
yıldönümü ve başanlı
sanayici ihracatçılar ile
yüksek düzeyde \ ergi
ödeyen İSO üyelerinın
ödüllendirileceği
tören. saat 10.00'da
başlayacak.
Elektrikte ucuz
tarife dönemi
• ANKARA (AA) -
Elektrikte "ucuz tarife"
dönemi başlıyor. Enerji
ve Tabıi Kaynaklar
Bakanlığı'nın günün
bellı saatlerinde
farklı fiyatlandırmayı
içeren yeni çalışmasının
aynntılan belli oldu.
Üygulamaya
geçildiğinde.
konutlarda. 22.00 -
06.00 saatleri arasında
kullanılacak elektnk
enerjisine uygulanacak
fiyat tarifesi. normal
tarifeye göre yüzde 50
daha ucuz olacak.
Sanayi tarmıla buhışuyor
MUTLL GÜNEŞ SÖNMEZ
Türkiye üretiminin yaklaşık ya-
nsını gerçekleştiren İstanbul Sa-
nayi Odasfnın (İSO) Yönetım
Kurulu ve meclis üyelerinden bir
grup. önümüzdeki riafta Erzurum
ve Kars'ı kapsayan doğu gezisine
çıkıyor. Îstanbullu sanayiciler, 12-
14 Eylül tanhleri arasındaki ge-
zide. yöre işadamlan \e yerel >ö-
neticilerle yoğun temaslarda bulu-
nacaklar.
Bölgedeki kalkınmaya hizmet
edecek yatınm olanaklannın be-
lirlenmesi ve yöre işadamlanyla
ortak girişimlerde bulunulmasına
özen gösterileceği belırtilen doğu
gezisinde özellikle tanm ve ha\-
yancılık konulannda bilgi \e tek-
noloji desteği sağlanmasına yö-
nelik çalışmalar yapılacağı kay-
dediliyor. İSO Başkanı Hüsamef-
tin Kavi. Erzurum ve Kars'a ya-
pılacak gezinin yeni olanaklarya-
ratacağına inandığını kaydettı.
Daha öncekı gezilerden hem îs-
tanbullu hem de bölge işadamla-
İstanbul Sanayi Odasrnın Doğu gezisinde tanm ve hayvancüık alanında yeni açılımlar gündeme gelecek.
nnın yararlandığını anımsatan
Kavi. tanm ve hayvancılığın böl-
ge insanı için öneminin bilincin-
de olduklannı \e bu alana yapıla-
cak teknoloji destegiyle yeni açı-
lımlann oluşmasına katkıda bu-
lunmayı amaçladıklannı söyiedi.
Türkiye"de ulusal gelirin yüzde
15"inin tanm kesimi tarafından
paylaşıldığına işaret eden Kavi.
"Bu payı niifusun yüzde 45'i alı-
yor. Yiizde45'in ulusal geürden al-
dığı yüzde 15'lik payı ya büyüte-
ceksiniz ya da bu kesimin nüfusu-
nu azaltacaksınız. Getir bölü nüfus
oranını büvütmek zonındaMz.
Bunu yaparsak talep yaratan bir
ülke oiuruz. Kövlüsüvle, çiftçisiy-
le beraber kalkınma sağlanabilir.
Tarunda bilimsel metotlann geliş-
tirilmesL teknolojiden daha fazla
yarartanılması için elden gelen bü-
rün çaba sarfedümeli. Tanm sana-
yiyte entegre olmak zorunda. Da-
hasu çiftçiyi teknolojiyle destekle-
yebilirsek. o zaman sanayive de
müşteri varatabiliriz. Yani sanayi
üriinlerine talep bulmak için de
çiftçinin koşullannı geüştirmek
durumundayız" diye konuştu.
Bölge sanayicilerinın problemle-
rini. diğer bölgelerle karşılıklı iliş-
kilenn nasıl kurulabileceğini de
araştıracaklannı kavdeden Kavi,
"Geziye katılacak sanayiciler o
bölge ile kendi bölgeleri arasında-
ki rekabet ortamının sağlanması-
na yöneiikçalışmalara dikkatede-
cekler" dedi.
Gezi programının bölge işa-
damlanyla bırlikte çıkanldığını
belirten İSO Yönetim Kurulu
Başkanvekili Erdal Bahçıvan da.
Erzurum - Kars gezisinde tanm
\e hayvancılık konulan dışında
turizm alanında da görüşmeler ya-
pılacağını belirtti.
Bahçıvan. yörenin coğrafi ko-
numudolayısıylaOnaAsya Türk
devletlerine yönelık yatınm ola-
naklarının gündeme gelebilece-
ğini kayderti.
Şahinler Holding Başkanı Şahin, sünnet düğününde çocuklanna gelen hediyelerle okul yaptırdı
129 mflyarlık sünnet hediyesi.Ekonomi Servisi - Almanya'da yılın ışa-
damı seçilerek Türk ve Alman kamuoyunun
dikkatlerinı üzenne çeken Şahınler Holding
Başkanı Kemal Şahin. oğulları Deniz ve
Akın'ın sünnet düğününde toplanan 1 mil-
yon 400 mark tutanndaki para ve hediv eler-
le Çorlu'da okul yaptırdığını açıkladı. Böy-
lece Türk parasıyla 129 milyar liraya ulaşan
sünnet armağanı alan Şahin ailesı. aynı za-
manda bir rekora da imza atmış oldu.
Şahin yaptıfı açıklamada. sünnette top-
lanan paralarla okul yaptırma düşüncesinin
çocuklanndan geldiğini belirterek. Türki-
ye'de başlatılan 8 yıllık eğitim seferberliği-
nın gereğine inandığını söyiedi. Şahin
u
Ta-
• 8 yıllık eğitim seferberliğinin gereğine inandığını
belirten Şahin, "Talep önce çocuklanmdan geldi.
Eğitim imkânı bulamayan muhtaç çocuklara destek
olmamız gerektiğini düşünüyoruz" dedi.
lep önce çocuklanmdan geldi. Eğitim imkâ-
nı bulamayan muhtaç çocuklara destek ol-
mamız gerektiğini düşünüvoruz. İnsanımı-
a en iyi şekilde vetiştirerek en iyi kaynağı da
sağlamış oluruz" görüşünü dıle getırdi.
ÇorluEmlaklConutlan'ndayapımı 1 yıl-
da tamamlanan Şahinler îlköğretim Oku-
lu'nun toplam 1 mılvon 400 marka (yakla-
şık 129 mılyar lıra) mal olduğunu belirten
Kemal Şahin. 16 derslikte 600'ün üzennde
öğrencinin öğrenim göreceğini söyiedi.
Tam gün öğretimin gerçekleştirileceği
ilköğretim okulunun toplam 15 bin metre-
kare alan üzennde. grubun inşaat firması
Şahinler İnşaat tarafından yapıldığını ifade
eden Şahin. okulun kapalı alanının ise 2 bin
7
85 metrekare olduğunu söyiedi. Kemal Şa-
hin. "Okulumuzen güzel eğitim mobilyala-
nvla donaüldı. Yaklaşık 6 milyar liraya mal
olacak çim saha da yeni öğretim yılına yetiş-
tirikcek" diye konuştu. Şahin. geçen yıl 1.4
milyar mark ciro gerçekleştiren Şahinler
Holding'in daha önce de Konya Beyşehir'de
bir ılkokulu hizmete soktuğunu, her yıl 350
öğrenciye karşılıksız burs sağladığını be-
lirtti.
Şahinler İlköğretim Okulu'nda 16 öğret-
menle birlikte göre\ yapacak müdire Gül-
ten Eker ise şunları söyiedi: "Kemal Şa-
hüı'in çocuklannın sünnetdüğününde gelen
hediyeleri böv le bir amaç uğruna değerlen-
dirmesi ve vaptırdığı okulu devlete bağışla-
ması gerçekten çok duv gulandıncı ve gurur
verici. Eğitim seferberİiğinde diğer işadam-
lanna da ömek bir davranışr
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ/ ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA
Malezya'nın "her şeyi
bilen" lideri Mahatir Mu-
hammed'ip tükündükle-'
Tini yalayarak, mali piya-
salar önünde secdeye
gelmesi için bir hafta yet-
ti. Mahatir teslim bayra-
ğını çeker çekmez, yıl ba-
şından bu yana yüzde
40, yaklaşık 120 milyar
dolar değer kaybetmiş
olan Kuala Lumpur
Borsa Indeksi cuma
günü, görkemli bir sıçra-
mayla yüzde 12 değer
kazandı.
Birçokları. medyanın
da yardımıyla bu hikâye-
den "Gördünüz mü, kü-
reselleşmenin önünde
kimse duramıyor" sonu-
cunu çıkaracaklardır. An-
cak "küreselleşmeyi"
adetayeni birtann ilane-
den bu çözümleme, ge-
nel olarak, insanların re-
fahına. gezegende yaşa-
yanların geleceğine ilış-
kin, hiç de hoş olmayan
çoğu işaretlerin üzerini
örtmeye hizmet edeceği
için soğukkanlı ve ger-
çekçı olmaktan çok uzak,
idolojik bir sonuç olacak-
tır.
Mahatir'in "U"
dönüşü
Senelerdir, demokrasi
ve "insan haklan"n\<n
"Batılı" değerler olduğu-
nu, dolayısıyla Asya top-
lumlarına uymadığını,
Asya toplumlarının, "As-
yalı değerlerle" yönetil-
dikleri için "mucizevi" bir
kalkınma sergiledikleri
görüşünün en "parlak"
savunucularından Maha-
tir Muhammed bu yaz ani
bir şokla neye uğradığını
şaşırdı. Borsalartepetak-
lakgidiyor, paralar büyük
bir hızla değer kaybedi-
yor, ve Güney Asya kap-
lanlarının gerçekte birer
"kâğıttan kaplan" olduğu
ortaya çıkıyordu. Bu şaş-
kınlıkla Mahatir; uluslara-
rası yatırımcı Soros'u
"çokpahalı birgerizekâ-
lı" olmakla suçladı; "IMF
ve Batı Asya mucizesini
saboteediyordu"... "Irk-
çı bankalar Asyalılara
karşıydı" vb.... (Financi-
alTimes 1/08/97)
Mahatir, bu hızla, ön-
ceki hafta, spekülatörle-
re ve ekonomik sabotör-
lere karşı ağır cezaları
içeren yasalar çıkarmak-
tan söz açmaya, "Bunla-
n çekip vurmak lazım" gi-
bi ifadeler kullanmaya
başladı; hatta Malezya
ulusal parası 'rangitt'ın
sürekli değer kaybetme-
Mega-Şirketler ve Cüce Yöneticiler
sine yol açan "short sel-
ling" (rangittle borçlanıp,
dolar almak, birsüreson-
ra rangitt düşünce yeni-
den rangitt alıp borcu
ödemek) uygulamalarını
yasakladı. Mahatir, Ma-
lezyalı yatırımcıları koru-
mak için 20 milyar dolar-
lık bir yardım fonunu
açıkladı. Ellehni kollarını
bağlamayı amaçlayan bu
kararlara, uluslararası
mali sermaye ve büyük
medya şiddetle tepki
gösterdiler. The Econo-
mist (6/09/97) Mahatir'in
Soros'a söylediğini hiç-
bir inceliğe başvurmadan
Mahatir'e iade ediverdi.
Mahatir'in donkişotlu-
ğu bir hafta bile sürmedi.
Geçen hafta, Mahatir bü-
yük bir "U" dönüşü yap-
tı, "short selling" ile ilgili
yasağı kaldırdı. Büyük
kamu projelerini askıya
aldığını açıkladı. Böylece
Mahatir de, başta Tay-
land olmak üzere bölge-
deki diğer "kâğıttan kap-
lanlar"\n, liderlerinin IMF
tarafından yönetilen ko-
rosuna katıldı: daha faz-
la serbestleşme, yavaş
büyüme, kamu harca-
malarında kesintiler...
(Internaitonal Herald
Tribune 05/09/97) Mor-
gan Stanley Asya'nın
Hong-Kong şubesinden
Stephen Yen'e göre "Bu
sancılı birsüreç. Ama kü-
resel mali cemaatin par-
çası olmanın aynlmaz bir
ön koşulu" (Los Ange-
les Times 29/08/97)
Bu sürecin sancıları ne
yazıkki Mahatir gibi "bü-
yük devlet adamlannın"
egolanylasınırlı kalmaya-
cak. Milyonlarca insanın
yaşamını hiç de hoş ol-
mayan bir şekilde etkile-
yecek. Birleşmiş Millet-
ler tarafından geçen ay
düzenlenen "Ticaret ve
Gelişme" konulu konfe-
ransın sonuçlarına bakı-
lırsa "Ekonomisini hızlı
bir şekilde serbestleşti-
ren hemen hemen tüm
gelişmekte olan ülkeler-
de toplumsal eşitsizlikler
artmış ve vasıfsız işçilerin
ücretleri yüzde 20-30
dolaylarında düşmüş"
(İHT, 4/09/97). Geçen
hafta basınayansıyan bir
Dünya Bankası raporuna
göre, geçen dönemde
ortalama yüzde 7-8 bü-
yümelerine rağmen Asya
ülkelerinde yoksullukta
Kuala Lumpur Borsa indeksi görkemli bir sıçramayla yüzde 12 değer kazandı.
yeterli bir azalma olma-
mış. Rapora göre dünya-
nın en yoksul nüfusunun
2/3'ü hâlâ bu bölgelerde
yaşıyor. Şimdi, "Bölgede
döviz ve sermaye piya-
salannda yaşanan son
çalkantıiar, ekonomik bü-
yümenin yavaşlamasına
yol açacağı için büyük
endişe yaratıyor" (M2
Press WIRE 27/08/07).
Özetle "kâğıttan kaplan-
ları" şimdi ekonomikdur-
gunluk, yoksullukta bir
artış ve mali piyasalara
daha sıkı bağlanma/tabi
olmak bekliyor. Bu gidişi
herkes görüyor, ancak
görmezden gelmek ve
bir dahaki krize ilişkin
olarak, iyimser otobüs
yolcusu gibi. bizim oto-
büse değil öbürüne olur
diyerek içini rahatlatmak
istiyor. Sürücüler ise oto-
büsün direksiyonuna ya-
pışan diğer ellere rağmen
hâlâ bir kaza anında ara-
bayı yol üstünde tutabile-
ceklerine inanmak isti-
yorlar. Ne ki, yoldaki çu-
kurlar da gittikçe artıyor.
virajlar keskinleşiyor...
Mega-şirketler,
mülkiyet ve
demokrasi...
Bu arada solda önem-
li bir kesim. hâlâ bu man-
zaraya bakıp "hayatın bu
maddi gerçekliği" önün-
de eğilmekten başka bir
çare olmadığına ilişkin
"ağır başlı" ve "bilgece"
çünkü sözde "gerçekçi"
tespitlerde bulunuyorlar.
Bu arada tüm toplum
ekonomiye indirgeniyor
ve insanın kendini yönet-
me becerisinin artık kal-
madığına ilişkin bir kanı
bizzat sol arasında, Fran-
sa, Kore ve UPS grevle-
rinin başarılanna rağmen
gücünü koruyor.
Ancak. küreselleşme
ve mali piyasalann etkile-
ri, bizzat bu piyasalara en
yakın olanlar arasında
dehşetle karşılanıyor, git-
tikçe artan eleştirilere he-
def oluyor. Geçen aylar-
da Soros'un serbest pi-
yasanın özgürlükleri yok
ettiğine ve toplumu par-
çaladığına ilişkin tespit-
leri büyük tartışmayarat-
mıştı. Aynı etkiyi yaratır
mı bilmem ama. ingilte-
re'nin en saygın "iş idare-
si gurularından" Chaıies
Handy'nin son çalışma-
sı da aynı konuya değini-
yor. Çalışma. piyasa eko-
nomisinin bir amaç değil
insan yaşamını iyileştir-
mek için bir araç olduğu-
nu ve bu ölçüte göre de-
ğerlendirilmesi; "piyasa
kapitalizminin herşeye
egemen olmasının en-
gellenmesi gerektiğini"
savunuyor. Handy'ye gö-
re "Verimlilik ve zenginlik
arayışı yaşamlanmızı çü-
rütüyor. bizi kötü insanlar
haline getiriyor" (The
Hungry Spirit: Beyond
Capitalizm- A quest for
purpose in the Modern
World. Hutchinson ve Fı-
nancial Times Yayınlan).
Ahlaksal tespitleri bir
yana Handy'nin bugün-
kü sistemin işleyişi üzeri-
ne bazı çok önemli göz-
lemleri ve eleştırileri de
var. Handy'ye göre çok
uluslu şirketler. bu mega-
örgütler, artık orta büyük-
lükteki devletlere benzi-
yorlar. Örneğin, General
Motors'un toplam satış
gelirleri. Tanzanya, Eti-
yopya, Nepal, Bangla-
deş, Pakistan, Zaire,
Uganda ve Nijerya'nın
milli gelirlerinin toplamın-
dan daha büyük. Yüzbin-
lerce insan çalıştıran, mil-
yonlarca insanın yaşamı-
nı etkileyen bu mega-ör-
gütlerin yöneticıleriyse
hiç kimseye sorumlu de-
ğiller. Bunlar adeta birer
devlet, ama "kendi halk-
lanna" diğer bir deyişle
yaşamını etkiledikleri in-
sanlara karşı değil, bir
avuç hisse senedi sahibi-
ne karşı sorumlular. Bu
gerçeğe dayanarak
Handy özel mülkiyetin
önemli bir sorun olduğu-
nu (yanlış okumadınız) sı-
nırlanması, kontrol edil-
mesi gerektiğini savunu-
yor. Handy'ye göre bu
mega-kuruluşların "de-
mokratik bir şekilde, ça-
lışanlar ve etkiledikleri
topluluklann üyeleri tara-
fından denetlenmesi ge-
rekiyor". Handy'ye göre
mülkiyet ve piyasa gibi
kavramlardan uzaklaşa-
rak vatandaş ve toplum
kavramlarına yönelmek
gerekiyor. Bizim sosyal
demokrâtlann kendiferini
Liberal Sosyal Demok-
rat ilan ettıği bir dünyada
bizzat iş çevrelerinin akıl
hocalarının bu türden
kaygıları dile getirmesi il-
ginç, ama şaşırtıcı değil.
Ne de olsa bunlar ger-
çek dünyada yaşıyor-
lar.
Bu gerçek dunya ise
bir başka "guru" Lester
Turow'un sözlerıyle orta-
çağın kaosunu anımsa-
tan görüntüler sergiliyor.
Büyük bir işsizler ordusu,
ortaçağdaki gibi sürüler
halinde bir lokma ekmek,
kendisini çalıştıracak bir
efendi bulmak için bir iş-
yerinden diğerine, bir
bölgeden öbürüne göç
eden insan sürüleri, bun-
lara karşı kendini yüksek
duvarlarla (göçmenlik ya-
salarıyla) korumaya
çalışan şehirler (Avrupa-
ABD?) ve bu arada bir iş-
ten diğerine koşan, an-
cak kendine bir türlü
yaşam kuramayan mil-
yonlar...
İstinye'den
En Taze
Haberler
Borsacı'da
B
HAFmiK EKONOMİ DEHGISI
orsacı
B
HAFTALIK EKONOMİ DERGİSİ
orsacı
BORSA ŞİRKETLERİNİN 6 AYLIK
PERFORMANSLARI DE6ERLENDİRİLİY0R
9 AYLIK BİLANÇOLARINDA
EN ÇOK KAR
AÇIKLAYACAK ŞİRKETLER
ENERJİ SEKTÖRÜ HİSSELERİ
HAREKETE GEÇTİ
ARÇELİK İNSAN KAYNAKLARINA
ÖNEM VERİYOR
KARTONSAN, HAZNEDAR TUĞ.LA, FENİŞ ALÜMİNYUM,
T. SI.EMENS, SASA, SÖKTAŞ, YÜNSA, VÂKIFBANK,
AKSİGORTA, METAŞ, TEZSÂN TAKIM, KOÇ HOLDİNG,
M. ZORLU HOLDİNG
KÖYTAS YÖNETİM KURULU BAŞKANI ALAADDİN ÇALISKAN:
"GİRIŞİMCİLERE İHTİYACIMIZ VAR"
"BORSADAKİ REHBERİNİZ" Q l |
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Ekonomi Nereye
Gidiyor?
Ekonominin iki yüzü var, parasal ve gerçek (re-
el). Birincisi. fiyatlar, para, banka, borsa ve faiz gi-
bi değişkenlere ilişkindir; gerçek dedığimiz değiş-
kenler de ekonominin 'fiyat değişımlerinden arın-
dırılmış' görüntüsünü verir. Bunların başında üre-
tim gelir..
Genellikle bu ikili, karşılıklı etkileşim içinde bulu-
nurlarsa da, kimi zaman 'gerçek yüz'ün görülme-
si büyük önem taşır. Çünkü uzun dönemde belir-
leyici olan gerçek yüzdür.
Fiyat değişiminden anndırılmış biçımiyle, Türki-
ye ekonomisinin, geçtiğimiz iki yıl boyunca, sıra-
sıyla yüzde 8 ve 7.5 gibi oldukça parlak bir büyü-
me sürece yaşadığı biliniyor. İçinde bulunduğumuz
yılda büyüme eğiliminin süreceği. yüzde 5.5-6 do-
layında ve 1980 sonrasının geleneksel ya da orta-
lama büyüme oranının üzerinde yüksek bir orana
ulaşılacağı kestirimleri yapılıyor.
Ancak daha yakından bakıldığında büyümenin
'uzun soluklu' olamayacağı ortaya çıkıyor.
Nasıl mı?..
Ekonominin büyümesınin belirleyici etmeni, bi-
lindiği gibi, sabit sermaye yatırımlarıdır. Makine ve
araç-gereç, bina ve kimi zaman da işçılik giderle-
rini içeren yatırımlar, son yıllarda 'azalma eğilimi'
gösteriyor. Ancak konuyu bu genel eğılimin ötesin-
de irdelemek gerekir. Bu noktada da en açık gös-
terge 'sermaye malları dışalımı'd\r. Çünkü sabit
sermaye yatırımlarının 'makine' kısmı, ülkemizde,
esas olarak, dışalımla karşılanıyor.
Bu nedenle de 'sermaye mallan' dışalımının gi-
dişi, 'ekonominin üretim olanaklannın genişletil-
mesinin'gerçek göstergesi sayılmalıdır. Yalnız ve
ancak üretim olanaklannın genişlemesiyledir kı, da-
ha çok ve nitelikli üretim, iş bulma ve gelir artışı sağ-
lanabilir.
En son verilere göre, bu yılın ilk beş ayında, Tür-
kiye dışalımı içinde sermaye mallarının değişimi,
yani artış oranı yüzde 1.3 dolayındadır. Aynı dö-
nemde 'toplam dışalım' yüzde 3.6 oranında artmış-
tır. Kolayca anlaşılacağı gibi asıl artış yüzde 18.7
ile 'tüketim malları' alanında görülüyor. Üretim
amacıyla getihlen 'ara malları' bölümünde de, ay-
nı dönemde yüzde 2.3 bir artış oranı gözlenmek-
tedir.
Ekonominin, sermaye malları dışalımındaki bu
gerilemeyi iç üretim artışıyla kapamadığı anlaşılıyor;
bu yılın ilk çeyreğinde, örneğin makine sektörün-
de kapasite kullanımı oranı, yüzde 71.7 ile imalat
sanayii ortalaması olan yüzde 77.0'nin çok altında-
dır.
Bu göstergeler ekonominin sermaye birikimı yö-
nünün giderek zayıfladığını kanıtlıyor.
Türkiye, tüketiyor. Ekonomi, tüketime dayalı bir
yolda gidiyor. Ancak bu hızlı tüketim eğilimi yerli
üretimden çok dışalıma yöneliyor. Gerçekte, top-
lumun yüksek gelirlı yüzde 5-10 gibi bir bölümü ya
da daha geniş tutarsanız, yıllık gelirin yüzde 56'sı-
na el koyan en varhklı yüzde 20'si, giderek kamçı-
lanan (üks tüketime yöneliyor: dar ve sabit gelirli-
lerin tüketimi de artan oranda, beslenme, giyim ve
barınma gibi en temel gereksinmelere yöneliyor. Bu
üretimsiz tüketim süreci en doğal sonucunu veri-
yor. 'birikimli bir biçimde', enflasyonu körüklüyor.
Bu yolun sonu pek de parlak görünmüyor. Çün-
kü üretim olanaklarını sermaye birikimiyle genişlet-
medikçe, ne iş bulmayı ne de üretimı arttırma söz
konusu olamaz; enflasyon düşürülemez.. Giderek
artan bir oranda tüketim amacıyla dışarıdan mal sa-
tın alarak ekonomiyi sağlığına kavuşturmak ola-
naklı değildir.
Sonbahara doğru, bir taraftan IMF ile yeniden
'masaya' oturacak, diğer taraftan da gelecek yılın
ekonomik 'programını ve bütçesini' hazırlayacak
olan hükümetin. 'ivedilikle tersine çevirmesi'
gereken. bu gidiştir.
Sanayi BakanıErez
'Devlet yapısmda
disiplin kalmadı'
LATİFSANSÜR
KUŞADASI - Ege Böl-
gesi Sanayi Odası (EBSO)
tarafından düzenlenen
"Sürdürülebilir Kalkınma
Anla\ışı İçinde Ege Bölge-
si'nde Sana>1leşme \e Dtş
Ticaret Sorunlan" toplan-
tısında konuşan Sanayi ve
Ticaret Bakanı Yalım Erez.
Türkiye'de devletin yöne-
tim anlayışının değişmesı
gerektiğini söyiedi. Erez,
"Türkiye'de devletyapısın-
da disiplin diye bir şey kal-
mamıştır. Siyasetçiler dev-
let parasıyla hmardalık
yapmaktan, vatandaş da
her şeyi devletten bekleme
anla> ışından vazgeçmedik-
leri sürece bu devlet anla\>
şı değiştirüemez" dedi.
Başbakan Yardımcısı ye
Mılli Savunma Bakanı ts-
met Sezgin, kalkınmanın
sürdürülmesi için doğanın
ve çe\Tenm korunması ge-
reğine inandığını belirtti.
Sezgin. "Ege Bölgesi sana-
yide olduğu gibi turizm, ti-
caret. kültür. eğitim. sağlık
gibi hizmet sektörierinde
de büyük potansiyele sa-
hiptir. Bu bakundan yan-
nm >-aparken çe>Te>e du-
yarü olmalıyız" diye ko-
nuştu. Sezgin. Ege'ye 1997
yılı yatınm dönemi için
yaklaşık 200 trilyon öde-
nek tahsis edildiğini, bu-
nun Türkiye geneli tahsisi-
nın yüzde 15'inioluşturdu-
ğunu vurguladı. Sanayici-
leri savunma sanayiine ya-
tınm yapmaya çağıran
Sezgin. "İnanıyonım ki
Türîdye AB'ye Ege Bölge-
si sanavicik'rinin girişimci
ruhuyla girecektir'" dedi.
Sanayi ve Ticaret Bakanı
Yalım Erez de. yıllarca ko-
nuşulan sorunlann, bugün
yine gündeme gelmesinin
ileride de konuşulacağı an-
lammı taşıdığını vurgula-
yarak, ileride v apılacakla-
nn tartışılmasını istedi.
'SKasetçi hovardalık
yapmasın'
Türkiye'de de\ letin yö-
netim yapısınm defiiştıril-
mesi gerektiğini savunan
Bakan Erez. "Vatandaşın
beyanına güvenmeyen dev-
let iş \apamaz. Türkhe'de
devletyapısmda disiplin di-
ye bir şey kahnamıştır. Si-
yasetçi devlet parasıyla ho-
vardalık yapmaktan; va-
tandaş da her şeyi devlet-
ten bekleme anlayışından
vazgeçmediği sürece bu an-
layış değiştirilemez. Devlet
iş yapaıu engeüeven değil,
iş yapan devlet haline geti-
rilmelidir'" diye konuştu.
Türkiye'de tüm sorun-
lann Ankara "da çözüme u-
laştığını. bunun değişmesi
gerektiğini savıanan Yalım
Erez. bugün devlet yapı-
smda verimlilik olmadığı-
nı belirtirken. "Ankara'nın
rant menfaat dağıtan ko-
numdan çıkarılıp, hizmet
verilen konuma getirilme-
si" gereğine değindi. Tür-
kıye'nin bu enflasyon ko-
şullannda me\cut projele-
rin bitirilmesı için 16 yıla
ve her yıl için de 10 milyar
dolara gereksinimi olduğu-
nu vurgulayan Erez. "Bu-
nu da turizmle sağlayaca-
ğımıza inanıvonım" dedi.