04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 EYLÜL 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Albayrak işçileri direniyor • İstanbul Haber Servisi- DtSK'e bağlı Nakliyat-lş Sendikasf na üye olduklan gerekçesiyle RP'li Kartal Belediyesi tarafından işten çıkanlan Albayrak işçilen tam 3 aydır direniyor. Albayrak AŞ'den çıkanlan temizlik işçilerinin eylemine, işçi \e memur sendikalan, siyasi partiler, 8 dergi ve gazeteden oluşan Sosyalist Basın Platformu, Sınıf Sendikaeılığı Platformu (SSP)"ve Kadıköy Demokrasi Platformu destek verdi. Güvenlik güçlerinin. Kartal Belediyesi'ne yürünmesine izin vermemesi üzerine belediye garajında yapılan açıklamada, •'Albayrak işçileri. sendikasızlaştırma politikasına karşı çıktıklan ıçin işlerinden atıldılar" denildi. 'Çiller gösteriyle aklanmar • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- ANAP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet K.eçeciler, DYP lideri Tansu Çiller'in Susurluk'ta gösteri yaparak bu davadan aklanamayacağını öne sürerek "Sayın Çiller. aklanmak istıyorsa yargıya gitmeli ve orada dklanmalıdır" dedi. ANAP Gönüllüler Grubu'nca düzenlenen 150 çocugun sûnnet ettirildiği şöiene katılan Keçeciler. Çiller'ı dokunulmazhklann kaldınlması için Meclis'e verdikleri teklifi DYP grubuyla birlikte desteklemeye çağırdı. Sıvas sanıgı • SIVAS (AA)- Sıvas olaylamla ilgili hakkında gıyabi tutuklama karan bulunan Faruk Belkavli. Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin Sıvas Mimar Sinan Mahallesi'nde bir eve yaptığı baskında yakalandı. Faruk Belkavli. Sıvas'ta 2 Temmuz 1993 tarihinde meydana gelen ve 37 kişinin ölümü ile sonuçlanan olaylardan sonra gözaltına alınıp. bir süre tutuklu kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Barış istemi • TRABZON (Cumhuriyet) - Trabzon'da Demokrasi Platformu tarafından gerçekleştirilen banş şöleninde. dünyadaki savaşlann etnik. inanç, cinsiyet aynmcılığı ve emek sömürüsünden kaynaklandığı belirtilerek. bunlar ortadân kalkmadan nihai banşa ulaşılamayacağı vurgulandı. Şölende konuşan platform sözcüsü Ismet Raşit Erdem, bugûn banşı savunmanın neredeyse vatan hainliği olarak kabul edildiğini, oysa banşa herkesin ihtiyacı olduğunu söyledi. Savaşın ve çatışmanın kimseye yaran olmadığını vurgulayan Erdem, sorunlann demokratik yollardan hukuk kurallan çerçevesinde çözümlenmesi gerektiğini kaydetti. Karadayı'nın gezisi • ANKARA (AA)- Genelkurmay Başkanı Orgeneral tsmail Hakkı Karadayı, 127. Askeri Komite Toplantısı'na katılmak ûzere Brüksel'e girti. Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliğf nden yapılan açıklamaya göre, Orgeneral Karadayı 7-20 Eylül tarihleri arasında Belçika, Kanada ve ABD'de düzenlenecek olan 127. Askeri Komite Toplantısı'na katılacak. 2 Ekim'de kurultayını yapması gereken parti yönetimi henüz hiçbir girişimde bulunmadı DSP'de kıırııltay sancısıANKARA (A\KA)- DSP Genel Merkezi"nin kurultay yapması için Siyasi Partiler Kanunu gereği tanınan yasal süre 2 Ekim'de dolarken genel merkez yöneticilerinin. kurultay hakkında partililenne ve basına hiçbir açıklama yapmaması, kunıltayın "daha öncekiler gibi" zamanında yapılmayacağınm sinyallerini verdi. • DSP tüzüğüne göre "kongrenin en az 1 ay önceden duyurulması" gerektiği yönündeki maddesi dikkate ahndığında, kongrenin normal zamanında yapılamayacağı kesinleşti. Daha önce il ve ilçe kongrelerini ve kurultayı zamanında yapmadığı için Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay Başsavcılığı tarafından uyanlan parti yönetiminin, kurultayı kasım ayının sonlanna kadar yapmayı hedeflediği belirtiliyor. Ancak. bazı iddialara göre ise Anayasa Mahkemesi'nin uyansı beklenerek bu süre 6 ay daha uzatılacak. DSP"nin Siyasi Partiler Yasası gereği kurultayı 3 yıl içerisinde yapması gerekirken DSP tüzüğünde bu sürenin en az 30 gün önceden bildirilmesi öngörülüyor. Şu ana kadar parti yönetiminin kurultavla ilgili basına ve partililere hiçbir açıklama yapmamış olması da kurultay süresinin uzayacağının bir göstergesi kabul ediliyor. Kurultayda, Başbakan Yardımcısı ve DSP lideri Bülent Ecevit ile Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit'in yönetimde bazı değişiklikler yapması bekleniyor. Başta Sayman Yaşar Mengü olmak üzere çok sayıda Parti Meclisi üyesinin degiştirilmesi beklenirken birçok milletvekili kurultaydan. "Her şey Bülent Bey'in ve Rahşan Hanım'ın kteğine bağlı" diyerek genel başkan seçiminm de yapılacağı bu kurultaydan "hiçbir beldentilerinin olmadığını*' vurguluyorlar. Sezgin 'den Susurluk güvencesi • Başbakan Yardımcısı ve Milli Savunma Bakanı Ismet Sezgin, '"Önûmüzdeki yasama yılında Susurluk dahil, her türlü olayın üzerine gideceğiz" dedi. AYDIN (Cumhuriyet)- Başbakan Yardımcısı ve Milli Savunma Bakanı ts- met Sezgin. önûmüzdeki yasama döneminde, kım olursa olsun. altından kim çıkarsa çıksın. Susurluk dahil her türlü yolsuzluğun üzerine gideceklerini söy- ledi. Sezgin. hakkında so- ruşturma bulunan millet- vekillerinin dokunulmaz- lıkJarının kaldırılması ıçin. dosyalan Meclis'e gönde- receklerini bildirdi. Başbakan Yardımcısı Sezgin. Aydın'a yaptığı gezinin üçüncü gününde. Aydın'ın kurtuluş yıldönü- mü dolayısıyla düzenlenen törene katıldı. Milli Savunma Bakanı Sezgin. daha sonra İl Jan- darma Alay Komutanlığı ve Aydın Polis Okulu'nu ziyaret etti. Daha sonra Demokrat Türkiye Partisi (DTP) il binasında basın toplantısı düzenleyen Sez- gin. 8 Yıllık Zorunlu Eği- tim Yasası'nın, Cumhuri- yet tarihinin en büyük re- formlanndan biri olduğu- nu söyledi. Sezgin, DYP'- lilerin "İhanetettiler" iddi- alanyla ilgili olarak da " İhanetedenler biz değiliz. İhanet edenler. devletin ne- malannı kendileri için har- cavanlardır" dedi. Genel Başkan Uras Adana kongresinde yaptığı konuşmada CHP'yi hedef aldı 'ÖDP dini özelleştirecek'ADANA (Cumhuriyet Güney İUeri Bürosu)- Parti- sinın 2. olağan il kongresine katılan ÖDP Genel Başkanı UukUras. CHP'yi kastede- rek "Fransa'dan. İngiltere'den sol dalga bekje- yenler burada neler olduğunu kavrayamıyor- lar. Sol dalga Anadolu'dan gelecek*dedi ve par- tisi iktidara geldiğinde dini özelleştireceğini. özgürlükçü. demokratik düzen getirecegini söyledi. Ecevit'i "solcu ohnamak'"la, Baykal'ı da"siyasi yalancıhk"la suçladı. Yaklaşık 200 araçlık bir konvoyla Adana tu- ru yaptıktan sonra kongrenin yapıldığı salona gelen Uras. banş şenliğı % e koşusunun engel- lendiği bir ortamda kongre yaptıklannı belir- terek"Hacıbektaş'ta Cumhurbaşkanı "Banş. banş, barış' deyince mi banş öneınli oldu? Ba- nş demek için Cumhurbaşkanı mı olmak ge- rek?" diye yakındı. ÖDP'nin 60 bin kişiyle doldurduğu tstan- bul Fenerbahçe Stadına CHP'nin ancak 7-8 bin kişıyi getırebildiğini belirten Uras. "sol dalga" yorumu konusunda CHP'yi kastede- rek -Fransa'dan. İngiltere'den üç \aktc kadar sol dalga gelecek diye Tanzimat \e komprador kafasıyla bakanlar, burada nelerin olup-bitti- ğini göremiyor, kavrayamıyorlar. Sol dalga Anadolu'dan geliyor" dedi. Çok sesli bir or- kestra kurduklannı belirtirken iktidarlann çok kimlikli. çok dinli yapıya tahammül edemez tutumlarsergilediğini anlatan ÖDP lideri Uras. dinin siyasallaşmasına olan tepkısinı~Politi- kada kutsiyet olmaz. Çünkü kutsal olan eleşti- rilemez. Oysa politikada eleştiri yapıhr. ÖDP di- ni özelleştirecek \e özgürlükçü. demokratik la- iklik anlayışı gereği dini kişinin özel alanı hali- ne getirecektir. İmam-hatiplerden de ruhban sı- nıfı çıkmasına izin vermeyecektir" sözleriyle dile getirdi. Hiç kimsenin solculara vatan- millet ya da bağımsızlık edebiyatı yaparak ders v eremeye- ceğini vurgulayan Uras. konuşmasında Ece- vit'i "solcu olmamakla". Baykal'ı da "siyasi yalancıhkla" suçladı. Tavla, siırıit, siyaset Tanm ve Köyişleri Bakanı Mustafa Taşar, Gaziantep'e yaptığı gezi sırasında Karşıvaka semtindeki Kargin kıraathanesinc giderek vatandaş Mehmet Doğan ile tavla oynadı. Çay içilip simit yenen tavla karşılaşmasında sohbetin konusu dashasetti. (Fotoğraf: AA) RP, Özden hakkında yapılması planlanan 'reddi hâkim' girişimini de beklemeye aldı Erbakan'ın ince hesaplam• RP'de, kapatma davasmın uzayacağı. böylece 31 Arahk'ta yaş haddinden emekli olacak Yekta Güngör Özden'in davayı bitirmeden Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'ndan aynlacağının hesaplan yapılıyor. ANKARA (ANKA) -Savunma için verilen 1 aylık ek süre RP de. 'Yekta Güngör Özden 31 Arahk'ta yaş haddinden emekli olur, dava 98'e sarkar' hesabını gündeme getirdi. RP yönetimi. görev süresi içinde davayı tamamlayamayacağı hesabı nedeniyle daha önce planladığı Özden'e yönelik "reddi hâldm" girişimini de beklemeye aldı. RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın savunma ıçin verilen 1 aylık ek süre sonrası yaptığı değerlendirme. partinin davanın ne kadar süreceğine ilişkin yeni hesaplannı ortaya koydu. Özellikle .Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden'in 31 Arahk'ta "yaş haddinden emekli oJacağma" dayanan RP hesabı, davanın başta öngörülmeyen bir süre bovunca uzama sevrine girdiği. bu uzama sürecinde de beklenmeyen gelişmelerin ortaya çıkabileceği görüşüne daya'ndırıldı. RP Yönetiminin "Kazanılacak her süre parti lehine" yaklaşımıyla davaya ilişkin üzerinde birleştiği yeni hesap şöyle: "6 Ekim'de savunmayı vereceğiz. Mahkeme hem Başsa\cı Savaş'ın esas hakkındaki mütalaasını inceleyecek hem bizim savunmamızı ancak bu tarihten itibaren incelemeye başlayacak. Bu beUi bir sürenin gecmesi demektir. Daha sonra ancak kasım ayı ortalannda sözlü savunma yapüacak. Sözlü savunmalann ardından kasetlerin deşifre edilip çözülmesi gibi zaman alıcı çahşmalar ve belli yazışmalar olacak. Bu yazılann cevaplarının gelmesi ve tüm işlerin bitmesi aralık ortalannı bulacak. Dosya bu tarihten sonra raportöre gidecek. Raportöriin de belli bir zaman sınırlaması yok. Dosya raportördev ken tarihler 31 Arahk'ı gösterecek. 31 Arahk'ta Özden yaş haddinden emekli olacak. Bu demektir ki dava 98'e sarkacak ve davayı Özden'den sonra gelen başkan tamamlavacak. Bu arada Özden'in aynlmasından sonra 1 yedek üye asil üyeliğe geçecek ve yeni başkan seçilecek. Tüm bunlar da\a\ı uzatacak." RP yönetimi bu hesaplannın tutması halinde davanın en erken 1998 bahannda. açıldıktan 1 yıl sonra tamamlanmasını bekliyor. Özden in davayı tamamlamadan başkanlıktan aynlmasının ciddi bir olasılık olduğu sonucuna varan RP yönetimi. daha önce Erbakan'ın talimatıyla hazırlanan ve dilekçesi de yazılan "reddi hâkim" girişimini beklemeye aldı. Gözünüzden kaçmamıştır, üç dört gündür Cumhuriyet üçüncü Boğaz köprüsü girişi- mine kancayı taktı. Kimileri "Ortada folyokyumurta yok" deyipsordu: "Sizin gazete bu köprüyü niye öptü?" Birkereöpmedi, ısırdı. ikin- cisi ortada fol da var yumurta da var. Tatilin bitişi ile yeniden ger- çek nüfusuna kavuşan bu ko- ca kentin trafiği yeniden doğal akışına yani akmayışına dön- dü bile. Yaz aylannda ana tra- fık kanallarından geçip yarım saat, bilemedin üç çeyrek sa- atte evinden işine, işinden evi- ne ulaşan İstanbullu, artık gi- diş gelişleri için ikişer saat ayırmaya çoktan başladı. Eh, bu kadar bunalan bir kit- lenin önüne "Çözüm: Üçüncü köprü" diye bir yem atarsanız yutturması pek zor olmaz. Ar- dından patiayan arsa rantla- rından, trilyonluk yol ihalele- rinden, uluslararası finans ku- rumlarının (uluslararası tefeci- lik kurumlan diye de anlayabi- lirsiniz) ağzını şimdiden sulan- dıran köprü projelerine kadar Biz c Evet' Demesini de Biliriz uzanan kocaman bir vurgun kapısı açılmış olur. Bu vurgundan beslenecek sülükler bu kararı verenlere övgüler düzer. Bu kararı veren siyasetçiler (Örneğin koalis- yon partilerinin önder kadrola- rı) vurgundan belki pay almaz- lar. Ama kısa, çok kısa, çok çok kısa bir süre için ferahla- mış gibi görünen kent trafiğin- den duyulan geçici hoşnutlu- ğu oya çevirmenin günübirlik hesapları içine dalar giderler. • • • Üç gündür Cumhuriyet'te haberiyle yorumuyla yazıldı çi- zildi. Dahadayazıhpçizilecek. Türkiye'nin mal ve insan taşı- macıhğının ekseninin daha 1960'larda, karayolu olarak saptanmasına dayanan bir ulaşım tercihi ile bugünlere geldik. Yanlışı yanlışla katmer- leyerek, çözelim derken büs- bütün çözümsüzleştirerek bu- günlere ulaştık. Bugün yollar- da kol gezen "trafik canavar- lan "nın ebeleri Ankara'da me- kân tutmuştu. Gazetelerin "katliam gibi kaza" başlıklannın "tercüme- si" bundan ibaret. Katliam Os- manlıca bir sözcük. Katl - ci- nayet, âm= toplu. hepbirlikte, kamusal boyutta demek. Ama bir yerde katliam varsa katil de var demektir. • • • Cinayetin suçunu bir yolunu bulup direksiyon basına otur- muş iki üç maganda. üç beş ayı, yedi sekiz hanzo, birkaç sonradan görme hıyarın üstü- ne yıkıp, hepsine toptan "tra- fik canavarı" deyip işin için- den kimse sıyrılmasın. Ka- til(ler) bu abuk sabuk ve çıl- gınca ulaştırma politikalarını saptayan, onaylayan, deniz ve demiryolu taşımacılığını sa- distçe bir inatla dinamitleyen- lerdir. Şimdi bizler "Üçüncü köp- rüye hayır!" diye haykınnca, yılışık bir sırıtma ile "Bunlar bi- rinci köprüye de 'hayır' dedi- lerdi. Bu solcular hep böyle- dir zaten. Her şeye hayır der- ler" diyecekler ve pek başka bir şey de diyemeyecekler. Önce bu yılışık sırıtkanlar önünde bir adım bile gerile- meksizin yineleyelim. Biz sol- cular. birinci köprüye "hayır" derken haklıydık. Yaşam çok değil on iki, on üç yılda haklı- lığımızı kanıtladı. Onlarsayan- lışlarını yanlışlarla düzeltmeye yöneldiler. Ikinci köprüyü yap- tılar. Ülkeye 12 Eylül general- lerinin kara gölgesinin çöktü- ğü, gene "hayır" diyeceklerin seslerinin vahşice kısıldığı günlerde ikinci köprüyü kota- rıverdiler. On yıl geçti. Istanbul trafiği gene felç, gene kördüğüm, gene çözümsüz. Fark sadece köprülerde ve köprülere açılan yoilarda eskiden sadece dan- dik yerli arabalann direksiyo- nunda bekleniyordu, şimdi dünyanın bütün otomobil markaları tıknefes trafikte kor- na çalar oldular. Birinci köprüye "hayır" der- ken haklıydık. Haklı çıktık. Ikinciye "hayır" derken hak- lıydık. Haklı çıktık. ••• Şimdi üçüncüye "hayır" di- yoruz ve haklıyız. "Bu solcular sadece hayır demesini bilir" palavralarına da karnımız tok. istanbul'da araba değil insan taşımaya yönelmiş bir kamu taşımacılı- ğına yönelin bakalım ne diye- ceğiz. Demiryolları, deniz yol- ları ağırlıklı karayolu destekli bir ulaşım politikasına yönelin bakalım ne diyeceğiz. izmir'in bağrına otoyol sap- layan Özfatura dan. Boğaz'ın üstünü köprülerden oluşan bir tünelle örtmeye yönelen An- kara'daki politika esnafına ka- dar herkes "biz solcuların" köprüye değil, bilimsizliğe, bi- linçsizliğe, vurgunculuğa "Ha- yır" dediğimizi hiç kavrayama- yacaklar. Bunu kavramaya ku- maşlarının dokuması uygun değil. IRMIKI AYDIN ENGİN POLİTİKA GÜ1NLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Canavar... Trafik kazalarında günde kaç kişi ölüyor? Yakla- şık elli kişi!.. Biz kaç yıldır 'Trafik Canavan'ntian söz ediyoruz? Yaklaşık otuz yıldır!.. Toplum olarak bir yandan 'trafik kazaları' öte yan- dan 'zehirli mantar'\a uğraşıyor, ardından Türki- ye'nin nasıl çağdaş bir ülke olduğunu anlatmayaça- lışıyoruz... Çok şükür bugünlerde zehirli mantardan ölen yok! istanbul'un varoşlanndayaşayan milyonlar, yağ- murların ardından 'zehirli mantar' toplamaya baş- layıp, bir güzel yerler sonra da bir mide ağrısıyla en yakın sağlık merkezine koşarlar... Anımsayın iki yıl önce. istanbul'da yirmi kişi 'ze- hirii mantar'dan öldü, kimsenin 'gıkı' çıkmadı... Şimdilerde Bolu yakınlarındaki trafik kazasıyla oyalanıyoruz. otuz üç insanı öldüren şoförü nere- deyse ipe çekmeye hazırlanıyoruz... ilkelliği 'yaşam biçimi' seçmiş ülkelerde günde 50-60 kişi trafik kazalarında ölür... Bu ülkeler hangileri? Hindistan, Pakistan vb!.. Eh, Türkiye onlarla elbet yanş edecektir! Söyler misinız sanayileşmiş demokratik ülkelerin hangisinde 'yurtiçi taşımacılık' kamyonlarla ve TIR'larla yapılıyor? Hiçbirinde!... Türkiye'nin dört biryanı denizlerle çevrili, demir- yolu ağı Edirne'den Kars'a dek uzanıyor ama taşı- macılık Tcarayo/u'yla yapılıyor... Eğer bir gece Bursa-lzmir arasında otomobille yolculuk yaparsanız 'canavar'm nerelerde nöbet tut- tuğunu göreceksiniz... Haydi sizlere bir soru: "Almanya mı kapitalist yoksa Türkiye mi?" Trene 'komünist işi' diyen düşünce, bugün Tür- kiye'nin ekonomisini altüst ettiği halde hâlâ devrim- ci olarak tanımlanıyor, zengin sofraların dalkavuk- lan tarafından "O yaşasaydı Türkiye Avrupa 'yla ya- nşırdı" deniliyor... • • • 'Yeşil Şehir' projesinin imar planı ve ruhsatı Bur- sa2. IdareMahkemesi'nin 9.6.1997 gün, 1996/218 esas ve 1997/336 sayılı kararıyla iptal edilmedi mi? Edildi!.. Bursa Barosu Başkanı Av. Ali Arabacı ile TM- MOB Koordinasyon Kurulu Başkanı Mustafa Öz- çelik tarafından Cumhurbaşkanı Demirel'e "Huku- ka aykırı olan bu inşaatın temel atma törenine, hu- kuka saygılı bir kişi olarak katılmayın" denildi mi? Denildi!.. O zaman biz, alkollü otobüs kullandığı için ehli- yeti alınan ve ehliyetsiz olarak sürücülük yaptığı araçla otuz üç kişinin ölümüne neden olan Tamer Sapmaz'ı niye suçluyoruz? Gelin Bursa 2. Idare Mahkemesi'nin 'Türk Mille- ti' adına verdiği kararını birlikte okuyalım: "Inşaat ruhsatı sahibi tarafından Çevre Bakanlı- ğı'ndan görüş sorulmuş olup, anılan bakanlıkça 6746 villa için ÇED raporu hazırlanması gerektiği ancak onaylı mevzii imar planı uyarınca Yönetme- liğin Geçici 1. maddesi kapsamında mütalaa edi- lerek yönetmelik hükümlerinin uygulanmadığı, da- vacının Bursa Valiliği'nce yapmış olduğu başvuru- nun da bu işleme dayanılarak reddedildiği anlaşıl- makta ise de; Demirtaş Belediye Meclisi'rlin 18.6.1992 gün ve 16 sayılı kararile gerçekleştirilen mevzii imar planı genel düzenleyici işlem niteliğin- de olup inşaat yapımı için verilen bir izin ya da onay olarak değeriendihlemez. Dolayısıyla ÇED Yö- netmeliği kapsamında olduğu idarece de kabul edi- len bu faaliyet nedeniyle inşaat ruhsatı verilmesi aşamasında ÇED raporu istenilmesi zorunludur. İn- şaat ruhsatlannın 5.10.1995 tarihli olduğu gözetil- diğinde bu tarihte yönetmelik hükümleri yürühük- tedir. Bu nedenle inşaat ruhsatlan verilirken ÇED rapo- ru istenilmemesi nedeniyle de hukuka uyarlık bu- lunmamaktadır. Açıklanan nedenlehe; dava konu- su işlemlerin iptaline, aşağıda dökümü yapılan 3.182.900 lira yargılama giderinin davalı idareden 1/2 oranında ve müteselsilen alınarak davacıya ve- rilmesine 9.6.1997 tarihinde oybirtiği ile karar veril- di." • • • Türkiye Cumhuriyeti laik, demokratik bir hukuk devletidir; yurttaşlar yargı kararlarına uymak zorun- dadır... Ne yazık ki. Türkiye'de bunun tam tersi oluyor, ya- sa koyucular yargı kararlanna uymuyorlar... Televizyonlar. gazetelerbu konuda 'tek satır' yaz- mıyor, kamuoyu tepkisiz kalıyor... Türkiye'de siyasal Islam niye yükselıyor, insanlar 'adil düzen masalı'na neden kanıyor? Şöyle oturup bir düşünün bakalım!.. Yargı kararları Cumhurbaşkanf nı, bakanları, mil- letvekillerini işadamlannı, sanayicileri kısaca herke- si bağlamaz mı? Çürümüş bir düzen Türkiye'yi bir çıkmaz sokağa götürüyor, medyamızşoföre gösterdiğı tepkiyi yar- gı kararlannı çiğneyenlere gösteremiyor!.. O zaman nerede kaldı sizin demokratlığınız, ba- sın özgürlüğü laflannız? Yargı kararlarını hiçe sayan toplumda kimileri ka- çak inşaat yapar, kimileri adam soyar, kimileri dev- let içinde çete kurar, kimileri yargısız infaza girişir, kimileri de Islam devleti kurmayı hesaplar!.. Yargı karariannın hıçe sayıldığı bir toplumda hiç demokrasi bilinci gelişir mi?.. Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 1 Eylül Barış Cünü eylemi Gözaltndaki HADEP'li ve sendikacılara ek süre DİYARBAKIR (Cum- huriyet) - l Eylül Dünya Banş günü öncesi gözal- tına alınan HADEP yöne- tıcileri ve sendikacılar için DGM Başsavcılığı Terörle Mücadele Şube- si 'ne 5 günlük ek süre ver- di. Sorgulan için ikinci kez gözaltı süreleri uzatı- lan HADEP yöneticileri ve sendikacılann perşem- be günü DGM Başsavcı- lığı'na çıkanlmalan bek- leniyor. l Eylül Dünya Banş Günü öncesi gözaltına alınan HADEP Genel Sekreter Yardımcısı Zey- nettin Onay, HADEP Par- ti Meclisi üyesi Selma Tanrıkulu, HADEP tl Sekreteri Hüscvin Bora ile il yöneticileri Mehmet Baştekin. Mehmet Baş- kurt Hanifi Boran. Nur- han Etki.Şahin Eroğlu. S- ES Diyarbakır Şube Baş- kanı AL' Crküt, Eğitim- Sen Diyarbakır Şube Baş- kanı Haydar Kılıçoğlu ve isimleri henüz açıklanma- yan 6 kişi yaklaşık 9 gün- den beri Diyarbakır Te- rörle Mücadele Şube- si'nde gözaltında tutulu- yorlar. Bu arada. Diyarbakır Eğitım-Sen Şubesi tara- fından yapılan yazılı açık- lamada ise. demokratik kitle örgütlerine karşı ya- pılan baskılann \ e antide- mokratık uygulamaların bir kez daha protesto edi I- diği belırtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle