Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyetİmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç
# Genel Yayın Koordınatörü Hikmet
Çetinka>a • S'azıışlen Müdürlen: İbrahim
Yddız - Dinç Tajanç • Sorumlu Müdur
Fikret llkiz • Haber Merkezı Mudürii
Hakan Kara #Görsel Yönetmen: Fikret Eser
D15 Haberler Şinasi Dantşoğlu 9 Istıhbaraı Cengiz
Yıldınm • Kultur Handan Şenköken • Spor
Abdülkadir \ ücelman 9 Ekonomı Seda Oğuz
• NlaLîleler^Sami Karaören • Düzehme AbduDah
Yazıcı • Fotograf Erdoğan Köseoğlu •Bılgı-Bdge
Edibe Buğra • Yuıt Haberlen Mehmet Faraç
Ya\-ınKuruIu ç
Orhan Erinç. Okta> Kurtboke.
Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner,
Ergun BakL Diırç Tavanç. İbrahim
\ ıldız. Orhan Bursalı. Mustafa
Balba>. Hakan Kara.
Ankara Temsıleısr Mustafa Balbay Atatürk BuK an No.
125.Kat4.Bakanlıklar-AnkaıaTel-4]95020Chat). Faks-
419502^ • İzmır Temsılcısi Serdar Kızık, H Zıya
Blv 1352 S 2/3Tel 4411220. Faks 44191 \7% Adana
Temsılcısı Ç«dn Yiğenoğlu. InonüCd 119 S. No: 1 Kat: 1.
Tel: 363 12 11. Faks: 363 12 15
Muessese Müdum üstun Akmen #
Koordınatör \hmel Korulsan •
Muhasebe Bûlent \OKT#!dare Hüseyin
Gûrer • Işletme. Onder Çelik • Biigı-
lşlem Naü tnal t Bılgısa>ar Sıstem
Mârinet Çiler#Sanş FaziletKuza
MEDYA C: • Yonetım Kurulu
Ba^kanı - Genel Vludur Gûlbin
Erduran # K.oordmator Reha
lşıtman # Oenel Mudur Yardımcısı
Mine Akdağ Tel 514 0" 53 -
5139580-5138460-61.Faks 5138463
\awmla>an \e Basao: Yem Gun Haber \jansı, Basm \e Yajıncılık A Ş
Turkocag" Cad 39 41 Cağaloğiu 34334 lst PK 246 tstanbul Tel (0 212ı 512 05 05 120 hatl Faks. 1(1 212. 5!3 85 95 8EYLÜL1997 Imsak: 5.01 Güneş: 6.30 Ögle: 13.09 tkindi: 16.43 Akşanr 19.34 Yatsı: 20.57
Hezarfen-97
Tatbikatı
• KAYSERİ(AA)-
Türkiye'de ılk kez
gerçekleştırilecek
"Hezarfen-97 Tatbikatı"
bugün lCayseri'nin Erkilet
beldesinde başlayacak. Hava
Ku\\etleri Komutanlıgı'nın
3adetC-160.3adet(M30.
bir adet CK-235 naklıye
uçağı \e 1 UH-1H arama-
kurtarma helikopten ıle
katılacağı. Banş tçın
Ortaklıkr
<BİO)ruhuna
u\ gun olarak
gerçekleştirilecek tatbikata,
Romanya aktıf, Avusturya.
Fransa. Bulganstan.
Hollanda ve Makedonya ise
gözlemcı olarak katılacak.
Hezarfen-97 Tatbikatı. 12
Eylül cuma günü sona
erecek.
Tupizmde
imaj sorunu
• ANKARA(AA)-
Türkiye Otelcıler Birliği
(TÜROB)BaşkanıAli
Güreli. tunzmde imaj
sorununu aşmak amacıyla
"Dünyanm önde gelen
gazete ve dergilennin turizm
yazarlannı Türkiye'ye davet
projesı" hazırladıklannı ve
Dev let Bakanı Ca\ it
Kavak'a sunduklannı
bildırdi. Türkiye'nin
tunzmde daraldığı noktanm
imaj sorunu olduğunu
belırten Güreli, "Dünya
turizmcıleri, 54. hükümet
dönemınde yaşadığı sorunlar
nedenıyle Türkiye'nin
radıkal lslam tehdidi altında
olduğunu düşünüyorlar"
dedı.
KuaföPler
festivali başladı
• İstanbul Haber Servisi -
Türkıye Berberler ve
Kuaförler Federasyonu ve
Pantene Pro-V işbirliği ıle
düzenlenen 'İkinci
Uluslararası Kuaförler
Festi\ali". dün Lütfi Kırdar
Kongre \e Sergi Sarayı'nda
gerçekleştirildi. Türkiye,
Bulganstan, Fransa, Ürdün.
Mısır, Suriye. Filistin.
tsviçre. Tunus ve Lübnan'ın
da aralannda bulunduğu 15
ülkenin katıldığı yanşmaya,
ttalyan ekip, Yugoslavya'da
trafik kazası geçirmesi
nedeniyle katılamadı.
Kültüp değerleri
yok oluyor
• CHICAGO(AA)-
Merkezı Amerika'da
bulunan bir çevre hareketi
olan "Dünya Anıtlannı
Izleme Grubu", Ayasofya
ile Kars'taki Ani harabeleri
ve Kaş'taki Patara
bölgesınin yok olma
tehlikesiyle karşı karşıya
olduğunu öne sürdü. 55
ülkede bulunan ve tehlike
sinyallen veren eser ve
bölgelenn sayıldığı lıstede,
ABD'den 5. Meksika'dan 7,
Rusya'dan da 5 amt yer
alıyor. Grubun, bu yıl adı
geçen eserlenn
kurtanlmasında
kullanılabilecek 3 milyon •
dolar bütçesi bulunduğu ve
bunun seçilecek bazı
anıtlann konmması için
harcanacağı ifade edildi.
Atık su sorunu
• İZMİR(AA)-Sulardaki
lağım. asitlı sular, petrol
sızıntıları. hatta radyoaktif
kirlilığin bazı bitkiler
yardımıyla
temizlenebıleceğı bildirildi.
Bilım ve Teknik dergisinde
yayımlanan "Atık su
sorununa bitkiler çözüm
getıriyor" başlıklı
makalede. lağım akan
yerleri ya da terk edilmiş
madenden sızan öldürücü
boyurta asitlı sulan
temizlemek amacıyla bazı
bıtkilerin yapay bataklıklara
dikildiği belirtildi.
Gürültü kulağı nasıl zedeler?
Ses dalgalannın kulak salyangozundan geçmesıyle sesleri duyanz. Trtreşımler minık kıllann
tektoryal zara hafrfçe dokunmasına yol açar. Böylece elektnksel uyarılar beyne ulaşır. Aşın ve
devamlı gürültü bu nann kıllan bir daha duzelmeyecek şekılde zedeler.
Yıpranmş Kıllar
Gürültüden
sağır oluyoruz
Antalya'nm Bakırlıtepe bölgesinde TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi açıldı
Gözler gökyüzünde
Çe\ iri Servisi - lşıtme kaybının yaşlan-
ma olgusunun kaçınılmaz bir sonucu oldu-
ğu kanısı artık geçerlı değıl. Bilım adam-
lan son yapılan araştırmalann ışığında.
işitme kaybının normal yaşamın akışı ıçin-
de maruz kaldığımız aşın gürültü sonucu
oluştuğunu \e alınacak bazı önlemlerle bu
sürecin gecıktırilebileceğini ilen sürüyor.
Haftalık \ews Week dergısinde yer alan
habere göre işitme duyusunu olumsuz et-
kileyen etmenlenn başında yaşhlık değil,
aşın gürültü gelıyor. "İşitme kaybı vakala-
nnın yüzde 75"i gürültüden kaynaklanı-
yor" diye konuşan St. Louıs lşıtme Özür-
lüler Enstıtüsü uzmanlarından YVUliam
Clark,"Farkındaol-
madan işitmeyetene-
ğimizi zedeliyoruz.
Yalnızca ABD'de 20
milyon kişi sağırbğa
yol açabilecek dozda
gürültüye maruz ka-
hyor" diyor. Enstırü-
nün konuya ılişkin
raporunda. insanla-
nn giderek daha genç
yaşlarda sağırlaşma-
ya başladıklanna dik-
kat çekıliyor. Gürül-
tü ikı şekilde kulağa
zarar veriyor, Bomba veya silah patlama-
sı gibi anı ve aşın gürültünün kulakta oluş-
turduğu kalıcı zarara "akustiktravına'* adı
veriliyor. Bu tıp gürültü kulağın ıç doku-
lannda süreklı sağırlığa yol açan hasarlar
meydana getiriyor. Gürültünün yarattığı
bir diğer zarar da uzun zaman dıhmınde or-
taya çıkıyor \e kulağı yavaş yavaş etkılı-
yor.
Ses titreşimlerini beyne iletmekle gö-
revli iç kulaktakı 16 bin ınce kıl hücresı,
zamanla işlev yapamaz hale gelıyor. Daha
85 desibelin üzerindeki sesler kalıcı
hasar meydana getıriyor. îşitme kaybı
ses yükseldikçe artı\'or. Ses kirlihğine
yol açan etmenlerden bazılan şunlar:
Kaynak
Tatanca sesi
Basmçlı matkap
Rock konsen
Darbeb matkap
Çım bıçme ırak.
Elektrikli sûpürge
Sesdûztyi
(Db)
140
130
120
100
90
80
Davınüsbilir
sûre
vok
3.8 dak.
7.5 dak.
2saat
8saat
Soosuzadek
da kötüsü zedelenen bu hücreler bir daha
kendmı yenilemıyor \e eskı halıne gelmı-
yor. Süreklı yüksek sese maruz kalan jet
pilotlan veya rock müzık meraklılan için
bu tehlike her zaman mevcut.
Normal bir kulak için tehlike, ses düze-
yi 85 desibelin (dB) üzerine çıktığı zaman
başlıyor. Çamaşır makınesi veya elektrik-
li süpürgenin (ikisi de 80 dB'nin altında ca-
lışıyor) ürettiği gürültü bu nedenle kulak-
ta hasar yaratmıyor. Ancak gürültü 85 dB 'yı
aştığı anda tehlike çanlan çalmaya başlı-
yor. Elektrikli matkabın sesi (100 dB) ıkı
saatten sonra kulakta kalıcı hasara yol açar-
ken rock konseri (yaklaşık 120 dB) 7.5 da-
kikadan sonra zarar
vermeye başlıyor.
Gürültüye karşı ön-
lem almak her zaman
mümkün. Malıyeti
birkaç yüzbin lirayı
aşmayan kulak tıkaç-
lan gürültüyü 20 dB
ıle 30 dB arasında ke-
sebiliyor.
Gürültünün daya-
nılmaz boyutlara çık-
tığı anda bu tıkaçlar
kulaklar ıçın cankur-
taran vazıfesi görü-
yor. Ideal kulak tıkacı köpük. silikon \ e bal-
mumundan yapılıyor. Pamuk tıkaçlar ses
dalgalannın iç kulağa ulaşmasını engelle-
yemediğı için tercih edilmiyor. Tıkaçlan ne
zaman takmak gerektiğı konusunda şuba-
sit testten yararlanmak mümkün: Arala-
nnda 1 metre mesafe olan ikı kışı konuşur-
ken. bın sesıni duyurabılmek ıçın bağırı-
yorsa tıkaç kullanma zamanı gelmiş demek-
tır. Uzmanlar gürültülü bir günden sonra
kulakları en az bir gün dinlendirmek
gerektığini söylüyorlar.
ANTALYA (Cumhu-
riyet) - İnsanoğlunun
gözünü gökyüzüne çe-
v irmesi. yüzyıllar önce-
sine dayanıyor. Eski uy-
garlıkların kurdukları
gözlemevleri ve teles-
kop kullanmadan yap-
tıklan gözlemlerin ka-
yıtlan bilım adamlannı
bugün bile hayrete düşü-
ren nitelikte. GaBleoGa-
lfleTnin ilk optik telesko-
pu y apmasıy la gökyüzü
araştırmalan teknolojiy-
le buluşmuş. bugün uzay
bilımi olarak çok ileri
düzeyde teknolojiyle
uzayınderinlikleri araş-
tınlıyor.
Türkıye Bilimsel ve
Teknik Araştırma Kuru-
mu( TÜBİTAK) bünye-
sinde kurulan Antal-
ya'nın Toros Dağlan'nda
Bakırlıtepe bölümünde-
kı TÜBİTAK Ulusal
Gözlemevi (TUG),
Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel ve Başba-
kan Mesut Yümaz tara-
fından açıldı. Iki lider de
Türkiye'nin ilk kadın pi-
lotu olan Sabiha Gökcen adının ve-
nleceğı Uzay ve Havacıhk Bilim-
leri Üniversitesi'nin kurulacağını
da açılış töreninde açıkladılar.
Uzun süreli çahşma
Bakırhtepe'deki TÜBİTAK Ulu-
sal Gözlemevi Müdürü Prof. Dr.
Zeki Aslan. gözleme\i yeri seçi-
minin 1983 yılında başladığını
söyledı. Çeşitli üniversitelerden
7 araştırmacı, gözlemevi projesi-
nın yürütücülüğünü üstlendı. Ve
yer seçimi için zor ve uzun süre-
cek bir çalışmaya başladılar.
Prof. Aslan. gözlemevlerinin,
atmosferin olumsuz etkilerini en
aza indirmek için genellikle yük-
sek tepelere kunılduklaruıı anım-
satarak "Yer seçimindeki en önem-
li etken. 'sıcaklık dönüşüm kat-
manı" v-ada 'çevirici tabaka" ola-
rak adlandınlan atmosfer taba-
kasının bulunduğu yüksekliktir.
Yapılan araştırmalarda Türkiye
için sıcaklık dönüşüm katmanı-
nın bulunduğu yükseklik 1500-
2000 metreler arası değişiyor. Ya-
ni gözleme>inin kurulacağı yerin
denizden yüksekliği 2 bin metre-
den aşağjda olmamalıydı. Çünkü
bu tabakadan sonra, atmosfer ol-
dukça tcmizdir ve ha\a inceleşir.
Tabii bu durumda da insan sağu-
ğı için olumsuzluklar başlar" di-
ye konuştu.
Uzun yıllan kapsayan meteoro-
loji verilerinin ve uydu görüntü-
lerinin de taranmasıyla: bulutlu-
luk. nem, sis ve rüzgâr hızı gibi
atmosfer koşullan bakımından en
uygun yer tespit edildi.
Tüm üniversitelerden 55 bilim
adamının aktif olarak katıldığı yer
seçimi sonunda 1500 metrenin
üzerinde olan 17 tepeden, Antal-
ya'ya 50 kilometre uzaklıktakı 2
bin 550 metre yüksekliktekı Ba-
kırlıtepe. gözlemevi yeri olarak
seçıldi.
Hollanda ve Rusya'dan
teklif
1 Nisan 1995 tarihinde alınan
kararla TUG kuruldu ve inşaat
sürecı başladı. Yabancı araştırma-
cılardan gelen belirlı gözlem za-
manı karşilığında teleskoplannı
kurma isteğinden ikısınin kabul
edildiğini anlatan Prof. Dr. Zeki
Aslan, "Birisi HoUanda Utrecht
Lnhersitesi'nin \iizde 20 gözlem
süresi karşıuğı teklif ettiği 40 san-
timetre çaplı teleskop. Diğeri ise
Rusyja Federasvonu Tataristan Ka-
zan Üniversitesi'nin yüzde 60 göz-
lem süresi karşılığında teklif etti-
ği 150 santimetre çapındaki teles-
kop. 4fl"hk teleskopun montajı Ey-
lül 19%'da 150"lik teleskopun mon-
tajı da Temmuz 1997'de tanıam-
landı. Gözlemo imizde ileri dü-
zeydeteknik donanım vardır. Elekt-
rik ile ısıtüan bina>a, özel olarak
tasarlanmış bir güneş enerjisi sis-
temi de konuldu" dedı.
Prof. Aslan. TUG'de yapılacak
gözlemlerle nelenn incelenebile-
ceğini şöyle anlattı:
".\stronomi ve astrofizik alan-
larında. verilerin kısıtlı olması ne-
deniyle bugüne kadar ele alına-
mayan pek çok gözlemsel konu ele
aunabilecek. Gözleme\inde, her
çeşit gök cismi. güneş sisteminin
ü\elcri. yıldızlar. \ ıldız kümeleri.
yıldızlararası madde, bulutsuzluk
ve gökadalar (galaksiler), optik
dalga boNİarında fotometrik \e
spektroskopik olarak gözlemlene-
bilecek."
TUG'de ilk gözlemin 17 18
Ocak 1997 gecesinde yapıldığını
anımsatan Prof. Dr. Zeki Aslan.
9 saatten fazla süren gözlemin bi-
limsel değerinin az olmasına kar-
şın heyecan yarattığını söyledi.
İlkkeşif
Prof. Aslan. 150 santimetre çap-
lı teleskopun montajının tamam-
lanmasının ardından yapılan bir
gözlemde ılk keşıfın yapıldığını
bildırdi. Prof. Aslan. Şubat 1997'de
gözlemi yapılan ve şimdiye kadar
tek olduğu bilınen bir yıldızın as-
lında bırbırini örten çıft yıldız ol-
duğunun tespit edildiğini.
BD+381005 olarak adlandınlan bu
yıldızla ılgılı habenn de Ulusla-
rarası Astronomi Birlıği'nin4475
sayılı Değişken Yıldızlar Bülteni
tarafından da bilım dünyasına du-
>xırulduğunu söyledi.
TUG'de yapılacak çalışmalar
sonucunda Türkiye'nin astronö-
mi ve uzay araştırmalan alanında
ileri ülkelerarasındaki yenni ala-
cağını söyleyen Prof. Aslan. "Ba-
kırlıtepo'deki bu gözlemevi dünya-
daki gözlemevleri arasında i\ i ko-
numdaolanlararasındadır" dıye
konuştu.
Çengelköy Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından düzenlenen "3.
Istanbul Bahk FestivalT dün sona erdi. Istanbul'un ekolojik dengesi-
nin bozulduğuna ve artık denizlerimizde balık yetişmemesine dikkat çekmek amacıyla bu festivali düzenlediklerini
belirten Çengelköylüler. herkesi bu konuya karşı duyarh olmaya çağırdılar. Yagmur grubunun rock müziği eşliğinde
eğlenen gençler. bu sırada Çengelköy'de yemek yiyen işadamı Sakıp Sabancı'yı meydana çağırdı. Gençlerin yoğun
sevgi gösterilerine dayanamayarak rahatsız olmasına karşın bir konuşma yapan Sabancı, "L ç tarafı denizkrie çev-
rili Türkiye'de bahk >etişmemesi çok acı. Hepimiz doğanın korunması için çahşmahvTz" diye konuştu. Çengelköy İs-
kele Meydanı'nda yapılan etkinlikler çerçevesinde müzik dinletileri, sokak tiyatrolan ve resün sergileri düzenlendi.
Aynca ağaç dikme ve sokak köpeklerini aşüama kampanyalan gerçekleştirildi. (Fotoğraf: R\TİCE TUNCER)
1
HH Vf W\
Üııiversiteden
toprak çalchlar
e-posta : tan @ prizma.net. tr
MANtSA (Cumhuriyet) -
İzmır-Menemen karayolu
ihalesıni alan Akyazı Şırke-
ti'nın Manisa Celal Bayar
Üni\ersitesiarazisinden 100
mılyarlık dolgu toprağı çal-
dığı öne sürüldü. RektörProf.
Tuna Taner ve ünı\ ersıte tek-
nik hey etinin şırket araçlan-
nı suçüstü yakalamasının ar-
dından Manisa Valiliğı tara-
fından şirket hakkında so-
ruşturma başlatıldı.
Celal Bayar Üniversite-
si'nin kente 15 kilometre
uzaklıktakı yeni kampus ala-
nından Akyazı Şirketi araç-
lannın toprak taşıdığını gö-
ren yöre köylülerinin, önce-
leri bu işin izinli yapıldığı
düşüncesiyle engel olmadı-
ğı, şirket görevlilerinin de
"Karayollan buradan top-
rak almamıza izin \erdi" di-
yerek toprak taşımaya de-
%am ettiği bildirildi.
Durumun CBÜ Mühen-
dıslik Fakültesi yetkililerine
iletilmesi üzerine Prof. Dr.
Tuna Taner, teknik heyet \ e
avukatlardan oluşan ekıple
yörede keşıf yaptırdı. Rektör-
lüğün. durumu Manisa Cum-
huriyet Savcılığf na ve Jan-
darma Alay Komutanlığı'na
bildirmesıne rağmen. Sa\cı
Yardımcısı AliOğuz'un res-
mi makamlann şikâyetinin
valilık yoluylayapılması ge-
rektiğini üniversite avııkatla-
nna bildirerek işlem yapma-
dığı öğrenıldi.
Üniversitenm ihban, Za-
fer Bayramı tatili nedeniyle
üç gün gecikmeyle valilikte
ele alındı. Bu süre içinde ara-
ziyı enkaz haline getiren Ak-
yazı Şirketi araçlannın olay
yerinden kaçınldığı ıddia edi-
liyor.
SÖYLEŞİ A7TİLÂ İLHAN
'Ah Ustadım, Ah!...
İktisad-ı Siyasi Bilseydiniz!..'
Telefonda diyor ki; "-...Türkiye'de ıktidardaki par-
ti hangisi olursaolsun. Bürokrasi+Burjuvazi'nin
oluşturduğu 'oligarşi çekirdeğı' değişmez diyorsun,
bu beni çileden çıkanyor; hele, son yaşadığımızolay-
ları, Anadolu Burjuvazisi/Liman Burjuvazisi çe-
lişkisine bağlaman. sana mahsus birfikir, başka kim-
seden duymadım; uyduruyor musun nesin?"
Kamuoyu, 'eğlencelikpolitikaya', 'yüzeyselmu-
halefete' öylesıne şartlandınlmıştır ki, 'tabanı' ve
'temeH' kurcalayan yaklaşım, çoğumuzun 'zihin-
sel konfonınu'bozar, bu da 'aydını' tedirgin eder;
o bir iki lidere bağlı, onlann politikasına bağımlı, 'ko-
yun seçmenliği'n yeğlediğinden, tersine giden f'ı-
kirlere tepkisi olağan sayılmalı.
Şu var ki Refah'ı ve onun potansiyel desteğini,
münhasıran 'Şeriat/Tarikat' sanmak, hele hele
partiyi kapatarak bu işin sona ereceğini düşünmek,
hata-yı azimdir; zira Refah'ın arkasında, iktidar
denklemini Bürokrasi+Anadolu Burjuvazisi şek-
linde değiştirmek isteyen, küçümsenmesi zor bir
ekonomik (sınıfsal) güç vardır; parti kapatılsa da,
bu güç, Liman Burjuvazisi ile kozunu başka bir si-
yasi örgüt çerçevesi içinde paylaşacaktır.
Bu 'tespit', hanidir altını çızdiğim bir 'tespit'; üs-
telik farkına varan tek kişi olmak iddiasını taşımı-
yorum; nasıl taşıyabilirim ki, siyasi iktisatla alaka-
dar her yurtsever aydın, aynı 'tespit'\ ya yapmıştır
ya da yapacaktır: Dr. Erol Katırcıoğlu gibi.
'Öteki burjuvazi' var mıdır,
yok mudur?
1
imdı sözü izninizle, onun tanıklığına bırakabi-
* lir miyim? Bakalım, neler söylemiş: "...siste-
fın tıkandığı doğrudur; aslında 1980'ler, için-
de yaşadığımız süreçteki birçok yapısal fark-
lılığın temelini attı: Türk ekonomisinde, 1980'li
yıllarda, özel kesim anlamında, yeni bir ser-
maye birikimi oldu: özellikle ithalât rejiminin de-
ğişmesi, ihracat sisteminin getirilmesi, tanm
destekleme politikalan; bir anlamda, Anado-
lu'dan başlayarak yeni sermaye birikimine yol
açtı. Küçük ve Orta Sanayi (KOBİ) bu dönem-
de gelişti, fakat hiçbir zaman ekonominin mer-
kezindeki büyük tekelcifirmalann,devletten el-
de ettikleri imkânlan elde edemedi..."
"...ekonomi'ye 'merkez' ve 'çevre' olarak, iki
kategoride bakarsak, görülen manzara şudur;
'merkez'de KlT'ler ve Tekelci Sermaye, 'çev-
re'de KOBl'lervar. 'Çevre' ile 'Merkez' arasın-
da sermaye temini, kredi temjni bağlamında bir
'çelişki' ortaya çıkmaya başladı. Bu sebebie Ana-
dolu'nun çeşitli yerlerinde sayıları 140 olarak
ifade edilen SlAD'lar oluştu; devlet nezdinde lo-
bi yapmak için TÜSİAD'dan TOBB'den bağım-
sız, kendi derneklerini kurma ihtiyacını hisset-
tiler." (Siyah/Beyaz, 25 Şubat 1996)
Anadolu Burjuvazisi'nin, zamanla KOBİ düze-
yinde kalmadığını gördük; ihlas, Kombassan, It-
tifak, Ülker, vb. holdingler, -bazılan özgün tek-
noloji bile deneyerek- iç ve dış piyasalara gir-
diler; Anadolu'dakı SİAD'lar. dönüp dolaştı, MÜ-
SİAD çerçevesi ıçine yeıieşti; çekilen Koalisyon'un
arkasındaki örgüt de oydu. Onun başkanı Erol Ya-
rar'ın, -yukardaki 'tespiti' doğrulayan- şu sözleri-
ni, size bu köşede aktarmamış mıydım, Allah aş-
kına:
"...TÜSİAD liberal değildir, üyelerin çoğu ko-
rumacıdır, tekelcidir; küçük kısmı tekelciliğe kar-
şıdır; çoğu, 'aman gümrük duvarlan yüksek
tutulsun, devletle iş yapayım, büyük rantlar
sağlayayım' düşüncesini taşıyor; çünkü geç-
mişte paralannı böyle kazandılar!" (Cumhuriyet,
21 Ekim 1996)
Daha açık nasıl söylesın? Adam, Nasreddin Ho-
ca gibi 'büyük kaşığı' istiyor, 'Bırak bıraz da biz öle-
lim' diyor: Refah'ın yükselişinin ardındaki ıtici güç,
bence budur.
Asıl tartışılması gereken sorunlar...
Acaba havanda su dövmeyi bırakıp, şu ciddi so-
runları mı tartışmalıyız? A/ Laiklik iddiasında-
ki (aslında Mason) Liman Burjuvazisi, üretimden
çok rant ekonomisiyle semirmış, komprador, do-
layısıyla kozmopolit bir burjuvazi midir? B/ Böy-
le bir burjuvazi, zaten 'millilık' ıddiası taşıyamaya-
cağına gore, ciddi sanayileşmeden çok, 'lisans
sanayiciliğine', çokuluslu şirketlerin Türkiye'de-
ki 'ajanlığına' soyunur mu, soyunmaz mı? C/ Ik-
tıdar denklemınin öteki ayağı olduğu halde, 'ulu-
sal' ve 'özgün' teknoloji yaratmayı, rahatça ge-
ri planda bırakabilir mi, bırakmaz mı? D/ 'Özgün
teknoiojiye' heves eden Anadolu Burjuvazisi,
'ümmetçi' vasıflarına rağmen, yayılmacı ecne-
bi sermayeye karşı, 'milli burjuvazi' rolünü üst-
lenebilir mi, üstlenemez mı? Üstlenebilırse. hal-
kın ecnebiye (emperyalizme) gittikçe yoğunla-
şan tepkisini arkasına alıp, Refah'a taşıyabilir
mi, taşıyamaz mı?
Nâzım'ın 'Kafatası'piyesinde, Pedro'nun Dok-
tor Dalbanezo'ya ne dediğini hatırlıyor musunuz?
Bence, hatırlamanın ve hatırlatmanın, tam sırası:
"-...ah üstadım, ah, biraz iktisad-ı siyasi bilsey-
diniz!.." (Kafatası, s. 24. Semih Lütfü Kıtabevi,
1932)
YaaaL.
http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm