Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7EYLÜL1997PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Hükümetin IMF'yle görüşmedeki kozu: Çalışanlara enflasyonun altında zam verilmesi
Işçiye eşel-mobil aldatmacası
BANU SALMAN
ANKARA - Enflasyon düzeyinde zam
öngören eşel-mobıl sısteminin kaldınlma-
sı ıçın pazariık gücünü arttırmaya çalışan
55. hükümet. bu yolla Uluslararası Para Fo-
nu'na (IMF) işçı ücretlerimn düşük arttı-
nlacağı mesajı \ermek istiyor. Hükümet,
IMF'yle görüşmesı öncesınde enflasyo-
nun altında zam \ermek ıçın pazariık ma-
sasma otururken: Türk-lş aylık eşel-mobı-
li kaldırtarak ücret artışında yükselme sağ-
lama\a çalışıyor
Hükümet yetkihlennin. 508 binı aşkın
kamu işçisını ilgilendıren eşel-mobıl sıs-
teminin bu toplusözleşme dönemınde kal-
dınlmayacağına ılışkın açıklamalanna kar-
şm Ekonomik \e Sosval Konse\ 'de oluş-
turulan alt komısyonun malıyet hesabı üze-
rindekı çalışmalan sürdürüyor olması çe-
lişki yarattı. Komısvon üyelerinın. yann de\ -
let bakanlan Burhan Kara ve Işın Çelebi
ıle bır araya gelmelen beklenıyor.
Eşel-mobıl sıstemınden vazgeçılmesı
durumunda oluşacak ek yük konusunda
hükümetin ve Türk-İş'ın yaptığı malıyet he-
saplan bırbınni tutmazken. taraflann pa-
zariık güçlenm arttırmaya çalıştıklan yo-
nımlan yapıldı. Hükümetin. IMF'yle ya-
pılacak görüşme nedenıyle aylık enflasyon
oranında artış biçimınde uvgulanan eşel-
mobil sistemıni kaldırarak işçilere düşük
ücret \ermeyi planladığı belirtıldi. Hükü-
metin IMF've sunulacak istıkrarpaketınin
temelinı bu plana oturtmaya hazırlandığı
öğrenildi.
Hükümet yetkilileri. eşel-mobıl siste-
minın kaldınlmasınm toplusözleşme dü-
zenıne müdahale anlamına geleceğini be-
lirtırken: Türk-İş Genel Başkanı Bayram
MeraL "Hiçbir şey olmaz. Eşel-mobil ko-
nularak toplusözleşmeye müdahale edikii.
Var olan müdahaleyi kaldınriar" dedi.
Türk-lş. hükümetin farklı enflasyon de-
ğerlenne göre değil, bugünkü değer ana-
lizıne göre maliyet hesaplaması yapılma-
sı gerektığiru sa\ıınuyor. 55. hükümete ku-
ruluş aşamasında destek \eren Türk-Iş'in.
eşel-mobil sısteminin kaldınlmaması du-
rumunda örgüt ıçinde zor durumda kala-
cağı da belirtildi.
Türk-İş'ın. aylık enflasyon oranında üc-
ret artışınm kaldınlarak yerine 6 aylık enf-
lasvon oranında artışın getirilmesi duru-
munda. aylık eşel-mobil ststemi uygula-
maya konulan ışçıler ıçin de genye dönük
olarak ödeme yapılması gerekiyor. Hükü-
met ıse 6 aylık enflasyon oranında artışın
protokolün imzalanacağı tarihten ıtibaren
geçerli olmasını ıstemışti. REFAHYOL hü-
kümeti, Türk-lş'in henüz kabul etmediği
eşel-mobil sisteminı önce Hak-lş'e \e ken-
dılerine > akın olan Türk-lş'e bağlı Demir-
yol-lş ıle Şeker-Iş'e ımzalatırken; 55. hü-
kümetin de aylık eşel-mobilin kaldınlma-
sı için çahşmalann yürütüldüğü bir dönem-
de Hak-lş'e bağlı Öz Gıda-lş'le Atatürk
Orman Çıftliğı'nde çalışanlar adına eşel-
mobil öngören bir sözleşme imzalaması
dıkkat çekti. Eşel-mobılın yanlış yapılan-
dınldığını söy leyen Öz Gıda-lş Genel Sek-
reten Agâh Kafkas, Türk-İş'm tersme "'eşd-
mobilin enflasyonist sistemde sendikacılığı
ortadan kaldıran değil. işçiyi koruyan bir
düzenleme olduğunu" savundu.
EĞİTİM ATAĞI
4
Bütün kadınlar
okuyacak'
ANKARA(AA)- Kadın
ve Aıleden Sorumlu Dev-
let Bakanı IşılavSaygııı. ka-
dınlara >önelık egıtım se-
ferberlığı başlattıklannı bıl-
dirdı v e "2000 yılına kadar
okuma- \a/ma bilmeyen
kadın kalmayacak" dedı
Saygın. yaptıgı acıkla-
mada, kadınlann okuma-
yazma ısteklennı karşıla-
makamacıyla. Mıllı Eğıtim
Bakanlığı ve kadın kuru-
luşlannın da desteğıni ala-
rak eylül ayından ıtibaren
yoğun bir eğitim kampan-
yası içine gireceklenni kay-
dettı.
Saygın, söz konusu kam-
panyanın önümüzdekı gün-
lerde öncelikle Ankara'da
bas,la\acağını. daha sonra
tzmir. Istanbul ve dığer il-
lere de \ aygınlaştınlacağı-
nı belirtti.Kadınlara oku-
ma yazma kurslan yanın-
da. aynı eğıtim sürecı ıçin-
de uzmanlar tarafindan te-
mel sağlık. yasal ve sosyal
haklar ve eğitimın önemı
gıbı konularda bılinç yük-
seltme eğitımi verecekle-
nni anlatan Saygın. şöyle
devam ertr
"Söz konusu program.
1997-1998 öğretim yüı bo-
yunca sürecek. Kadınlan-
nuzaokuma-yazmayanın-
da yasal haklannı da öğre-
teceğiz. Kadını konıyan ya-
salanmız var \e kadının
bunlansosyal hayaünda en
iyi şekilde kullanması için
öğrenmesi gerekir. Hukuk
uzmanlanmız, okuma-\az-
ma kıırslanna katılan ka-
dınlanmıza hukuki alan-
daki haklannı öğretecek."
Tarsus 'ta
tarih
fışkırıyor
ADANA(AA)-tçel'ın Tarsus il-
çesınde, 4 y ıldır sürdürülen ve 5 yıl
sonra tamamlanması planlanan ka-
zı çalışmalannda. 7 bın yıl öncesi
gün ışığına çıkanlıyor Prof. Dr.
Levent Zoroğlu.**Kazı tamamlan-
dığında. dünvanın gıpta ile bakaca-
ğı bir tarih hazinesi ortaya çıkmış
olacak"* dedı.
1993 yılı sonlannda, Kültür Ba-
kanlığı'nın talebi üzerine Selçuk
Üniversitesi'nce başlatılan calış-
malarda ortaya çıkanlan şehir ka-
lıntıları %e tanhi eserler, 7 bin yıl
öncesıne ışık tutuyor Kazı ekıbi
başkanı Selçuk Üniversitesi Fen-
Edebıyat Fakültesi Klasik Arke-
oloji Bölümü Öğretim Üyesı Prof.
Dr. Levent Zoroğlu. ortaya çıkan-
lan kalıntılann, M.Ö 2. yüzyıldan
başlayarak M.S. 6. ve 7. yüzyılla-
ra kadar süren kültür birikimıni
yansıttıâını söyledı.
Çocuklanh korkusu matematik
FtGEN ATALAY
Matemaük kaygısı,
çocuklann kimliklerini
zedeliyor, onlan okuldan
soğutuyor. Halbukı
matematik kültürüne sahip
olmak. günlük yaşamda,
"Şimdi ne yapacağım"
panigınden kurtulup bir
sonrakı adımı. düşünerek
atmaya yanyor.
Matematik korkusunun
yenilmesi ıçin bazı
okullarda. kaygı oranı
yüksek öğrenciler üzerinde
çalışmalar vapılıyor.
matematik kaygısını azaltıp
bu dersı sevdırmeyi
amaçlayan kaynak kitaplar
hazırlanıyor. Özel Belde
Lisesi Matematik Bölümü
Başkanı. 13 yıllık
matematik öğretmeni Beşir Hakyeri.
matematıgin kötü tanıtılan bır ders
olduğunu ve bunun da ılkokuldan
kaynaklandığını belirmor. Hakyeri,
şu örneğı veriyor:
"Orta ikinci sınıfa kadar küçük
sayıdan biiyük sayı çıkmaz fakat orta
ikiden itibaren maakstf çıkıyor. Eğer
öğrenci ilkokulda, olur da yediden 10
çıktığını öğretmenine sorarv.' Hiç
küçük sayıdan büvük sayı çıkar mı"
diye azar işitiyor. Oğrenci orta ikinci
sınıfa geldiğinde küçük sayıdan büyiik
sa\ının çıktığuu öğreni\or. Bu büyük
bir çelişki. İlkokul oğretnıeninin bu
V a k ı f ü n i v e r s i t e l e r i d e v l e t o k u l l a r ı n ı z o r l u y o r
Üniversitelerde rekabetbunalımıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yükse-
köğrenimdeki "gizli özelleştirme" kapsamın-
da devlet bütçesinden geniş olanaklara ka\oış-
turulan vakıf ûniversitelerinin, başanlı öğre-
tim üyelerine ödedikleri yüksek paralar. dev-
let üniversitelerini zorlamaya başladı. Devlet
ûniversitelerinin rektörleri, vakıf üniversitele-
rine tanman olanaklara dikkat çekerek "eşit-
siz şartlarda rekabete zoriandıklannı" vurgu-
ladılar.
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gü-
nal Akbay, vakıf ûniversitelerinin açılmasını
memnuniyetle karşıladıklannı, ancak eğitim-
de kalitenin gözden uzak tutulmaması gerek-
tiğini bildirdi. Türkiye'de büyük bir öğretim
üyesi açığı olduğunu vTirgulayan Akbay, "He-
nüz yeni ünrversheler bile kadrosunu tamam-
layamamışken vakıf üniversitekrinin öğretim
üyelerini nereden sağlayacagı benim Uk dü-
şündüğüm şcy. Vakıf üniversiteleri bu ihtiyac-
iannı daha çok para \ererek devlet ünhershe-
krinden karşüay acaklar" diye konuştu. Büt-
çeden devlet üniversitelerine aynlan paranın
çok smırlı olduğuna dikkat çeken Akbay, "Bi-
zim buradaki sıkınomız, onlarla rekabet ede-
memektir"' dedi. Vakıf üniversitelerivle reka-
bet edebilecek olanağın kendilenne tanınma-
sını isteyen Akbay, "Onların, bizim bütün ge-
Hşmiş, değerli hocalanmızı elimizden almala-
n, bir tarafta bir şey yaparkendiğer tarafta yık-
mak olacaktır" dedi.
Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Rek-
tör Yardımcısı Prof. Dr. Ural Akbuhıt da va-
kıf ûniversitelerinin denetimsiz olmaması ge-
rektiğini belirtti.Gazi Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Enver Hasanoğlu ise vakıf ûniversi-
telerinin bir gereksinimi karşıladığmı, ancak
bazı kaygilarduyduklannı söyledi. Hasanoğ-
lu, ^Rekabet eşit şartlarda olur'" dedi.
durumda öğrenciye, 'Evladım
ilkokulda küçük sayıdan büyük sayı
çıkmıyor ama, büyük sınıflara
geldiğinde çıkacak.. o zaman
öğreneceksın" demesi gerekiyor."
Beşır Hakveri'ye göre matematik
korkusu. öğretmen yaklaşımından
kav naklanıyor. Çocuk. fendersinde.
günlük yaşamda karşılaştıklannı
görüyor da matematığı günlük
yaşantısında göremediğinden zor
algılıyor. Hakyen. "Örneğin öğrencL
pi sayısını ezbere 3.14 diye öğrenir
ama bu sa\ı. topun içindeki ha\anın
miktaruu ölçmeye yarar gibi örnekler
verilerek, günlük vaşama uygulanması
lazun.. bütün korku ondan
kaynaklanıyor" dı\or.
Matematik kıtaplannın daha çekici.
derslerin eğlenceli hale getirilmesi
gerektiğıni \urgulayan Hakyeri,
öğretmenın derse renk katmasının
önemine dikkat çekerek şunlan
söylüyor: "En çok karşılaştığım.
'Yaptığımız şev bizim ne işımize
yarayacak' sorusudur. Ben her zaman
dersi. günlük yaşamdan örnekler
vererek anlatınm. O zaman sınıfın
ha\ası degişir. Bejni geliştirmek için
yegâne unsur matematiktir.
Matematik kültürüne sahip olan
insanlar. "şımdi ne yapacağım"
tedirginliğiyle yaşamaz, bir sonraki
adımlannı düşünerek atarlar."
Eğitimcı İdil Ozçelik'e göre ıse
okullarda matematik dersine
ayncalıklı davranılıyor. Veliler için de
çocuklannın matematikteki başanlan
çok önemlı. Özçelik. "Çocukta
matematik kafasınm olması veliyi
mutlu cdcr. rahatlatır. \eli ve
öğretmen derse azami özeni
gösterirken. çocuğa da aynı duzeyde
matematikten korkmak düşer"dı\or
ve şöyle devam ediyor:
"Çocuk kavrama B ^
bo\utunda konuları
anlayamadığında. işlemler' *''
karmas.iklas.ip işin içinden
çıkılamaz boyuta geldiğinde
korku, kaygı, endişe, yavaş
yavaş kendini göstermeye
başlıyordu. Her çocukta
farklı bo\ utta. Nasıl
başedeceklerini
bilmiyorlardı. Onlara yol
gösteren de \okru. Çünkü
içlerinde kopan fırtınadan
kimsenin haberi >oktu. Bu
bir girdapü. Korktukça
matematiği anlamıyorlar,
anlayamadıkça daha da
korkuyoıiardı. Ve ciddi
anlamda kişilikleri
zedeleniyordu. Kendilerine
olan güven ve saygılannı
yitiriyorlardı. Okulu
sevmiyorlar, ödev >apmak
istemiyorlardı.''
İdil Özçelik. şu sıralarda matematiği
kolay anlaşılır. eğlenceli ve keyifli
hale getirmek amacıyla bir dizi
kaynak kitap hazırlıyor.
Özel Kalamış Lisesi'nde,
öğrencılerdekı matematik kaygısının
azalulması amacıyla b\r çalışma
yapıiıyor. Bu okulun Matematik
Bölümü Başkanı Aydan Özkan.
matematik kıtaplannın öğrencilere
çok ağır geldığını. programın
hafifletilmesi \e kitaplann daha
sevimli hale getirilmesi gerektiğini
belirtiyor.
Merck Sharp Dohme İlaçları Ltd. Şti., the Turkish subsidiary of Merck and Co., Inc,
V/hitehouse Station N.J., U.S.A., an international research-intensive health products
company that discovers, develops and markets human and animal products and specialty
chemicals, is expanding its operations and looking for a
MEDICAL SCIENCE SPECIALIST
The candidates must
be graduated of a Medical Faculty
be fully fluent in written and spoken Engiish and Turkish
have a minimum of two years experience as a clinician
be v/illing to travel inside Turkey and abroad
have completed military service (for male candidates)
Please send your resume with references and a day-time
contact number until September 15, 1997 Monday to
MERCK SHARP& DOHME
MERCK SHARP DOHME İLAÇLARI LTD ŞTİ.
insan Kaynakları Departmanı - MSS
Gazeteciler Mh. Yazarlar Sok. No:30
80300 Esentepe-İSTANBUL
All applications vvı// be kept strictly confidential
İZMİR'DE ORNEK LTGULAMA
triırültusıız ve
özgür okulİZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Türk
eğıtim sistemınde yaygın olan "öğrenci-
lerin korkutulmasr ile sağlanan katı di-
siplin. yerıni giderek "özgür eğitim" an-
lavışına terk ediyor. Özel lzmir Lisesi
(ÖlL).bu yıl ilkkez; öğren-
ci. öğretmen. velı. idareci
temsılcılerinin katılımıyla
disiplin politikasını belir-
leyerek uygulamay a ko\ a-
cak.
Uygulamaya "Gürültü-
süzwÖzgür OkuP adı ve-
rilirken okul yöneticileri,
"Buradaki gürültüsüzlük
başta ses gürültmü olmak
üzere her türlü gürültüyü;
özgürlük ise sorumluluk-
larla dengelemek ve de kö-
zmir'de bir özel okul ilk
kez; öğrenci, öğretmen,
veli ve idareci lerin
katıhmıyla disiplin
politikasını beiirliyor.
Böylece okulda disipline
yeni bir bakış açısı
getirilmeye çahşılacak.
Katı disiplin anlayışının
yerini "özgür eğitim"
anlayışı alacak.
tüye kullanmamak koşuluv la her türlü öz-
gürlüğü ifade ermektedir. Dileriz bu dav-
ranış tüm okullarda benimsenir ve okul-
larımız öğrencilerimizin daha çok zevk
alarak gittikleri yerler olur" dediler.
Okulun disiplin politikasının amacı; öğ-
renci, öğretmen, \ eli \e idarecilerin katı-
lımıyla hazırlanan belgede şöVie sıralan-
dı: "Katıhmcılık yoluyla oluşturulacak
disiplin politikasına u\ ma>ı ö/endirnıek;
— — ^ ^ — kurallann kişikregöre fark-
lı yorumlanmasını önlemek
\e bu yolla öğrenci-öğret-
men-veli- çalışan arasında
ortak bir dili oluşturmak;
beyana güven \e yalan be-
vanın cezalandınlması ve
güvenin kötüye kullanılma-
sının en büyiikayıp sa> ılma-
sı; ÖİL, çocuk ve gençlerin
kendi öğrenme profıllerini
ve eğitsel ihtiyaçlannı keş-
fetmelerine ve bunlan ken-
di çabalan ile öğrenmeleri-
ne uygun birortam yaratmak için \ardır;
saygı, gü\en, hoşgörii ÖİL'nin eğitim sis-
teminin üzerine oturdugu temeldir. Ku-
rallara itiraz edilebilir ancak değişinceye
kadar u\ nıak /orunludur."
Ff
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
"Em Ef Öööööö!
- Em Ef Öoöö'nün eski parçalannı dinliyorum
da... Müthiş bir şey! On beş yıl sonrasının müzi-
ğini yapmışlar.
Amerikanca adlı bir radyomuz... Kendi türünde
çok başarılı olan Cem Ceminay'ın programı...
Canlı yayının konuğu da Sertab Erener.
Yukandaki sözler de ona ait.
Bende başladı mı bir merak... Allah Allah! Em Et
Öööö adlı Amerikalı bu müthış şarkıcıyı nasıl oldu
da şimdiye kadar duymadım?
Tam meraktan çatlamak üzereydim ki Em Ef
Öoöö'nün meğer "Mazhar-Fuat-Ozkan" üçlüsü
olduğu anlaşıldı.
Eh! Elbette kı Sertab Erener gibi gâvuristan gör-
müş bir şarkıcımız, "Me Fe Ö" diyecek kadar kıt
kültürlü bir "kıro" olamazdı... "Em EfÖööö" der-
ken bir yüceldi gözümde, bir kültürlüleşti, gariban
Anadolu toplumumuzun düzeyini bir aştı ki değ-
me gitsin!
• • •
Radyo. TV, dergi adlarımız Amerikanca.
Telefonla canlı yayına katılanlar, kapatırken içgı-
cıklayıcı bir "Ba baaay" çekiyorlar.
Sunucuların ağzından ise zaten "stikır... singıl..."
mıngıl hiç eksik değıl.
Sanırsınız ki... Izleyiciler artık, hangi TV'de han-
gi radyoda daha iyı program var diye bakmıyor-
lar. Hangi TV'nin ya da radyonun adı daha Ame-
rikanca ise onu izliyorlar. Hatta okudukları dergi-
yi bile ismine göre seçıyorlar(l)
Böylesi daha havalı.
- Şekerim bizim Fifi o kadar "banal"laşmış kihâ-
lâ Radyo Anadolu dinliyor, Kanal D 'yi izliyor... Oy-
sa ben Pavır Ef Em ve Kepıtıl dinliyorum, Star ve
Şov TVizliyorum... Zavallı Fifi!
Türkçe ısmi olanların sadece "ızlenme oranla-
n" yüksek. Oysa ötekilerde "birreyting... birrey-
ting" var ki dehşet!
En çok da telefonu kapatırken "Ba baaay" di-
yenlere bayılıyorum. Belli kı "Hoşçakal" derlerse
"avam" olup çıkacaklar.
Herhalde "çakal"\ann "hoş" olan ve olmayan ola-
rak ikiye ayrıldığını sanıyorlar... Bir "hoş çakal"\ar
olmalı, bır de "hoş olmayan çakal"\ar...
• • •
Yıllar önce Fransız televizyonunda Dallas dizisi
ile karşılaşmıştım.
Bir de ne göreyim!.. Dizi aynı dizi, ama isimler
Türkıye'dekinden farklı.
Ceyar olmuş "Ceer". (Ciğer gibi bir şey).. Babi
olmuş "Bobi" (Sanki köpek adı).. Hepsi öyle.
Niçin?
Çünkü Fransız, Amerikan dizisindeki özel isim-
leri bile, kendi dil kurallarına göre okuyor. Fransız
TV ve radyo sunucuları da Amerikan isimlerini on-
lar gibi okuyayım diye yırtınıp durmuyor... Ağzını
ezip büzmüyor...
Bir zamanlar Nurullah Ataç'a sormuşlardı:
- Siz bir Fransız gibi Fransızca konuşurmuşsu-
nuz, doğru mu?
- Niye, ben casus muyum ki Fransızcayı bir
••Fransız gibi konuşayım! Bir Tûrkgibi Fransızca ko-
iyinuşurum... ^ „ * .
Sokak ingilizcesi bilen Ozal, her lafın arasına bir
Amerikanca sözcük yerieştirirdi. Zamanın Ameri-
kan Cumhurbaşkanf na "PrezidentBuş "demeyip
de "Başkan Buş" derse. bunun küçültücü falan ol-
duğunu düşünürdü...
Nefis bir İngilizcesi olduğunu Amerikalı ve Ingi-
lizlerin bile söylediği Ecevit'e bakın!.. Konuşma-
lannın arasına sokuşturulmuş tek bir Ingilizce söz-
cüğe rastlar mısınız?
• • •
Çok ama çooook çağdaşlaştık!
Cankurtaranların canavar düdüğü çaldıkları bir
Türkiye'den... Ambulansların sıren çaldığı birTür-
kiye'ye geldık.
Artık sadece köylüler ve bizim gibiler lokantada
ya da aşevinde yemek yiyorlar. En küçük yerleş-
meyerleribile "resforanf'larladolu... Bizkaldınm-
da yürüyoruz; çağ atlayanlar ise "tretuvar"\an aşın-
dırıyorlar...
Ve "Em EfÖööö" ile... Çağ atlama konusunda
Fransagibi geri kalmış. çağdışt ülkelere bir tur da-
ha bindiriyoruz!
Artık Amerikanca sözcükleri Türkçe sözcükle-
rin yerine geçırmekleyetınmiyoruz... Kendi özel isim-
lerimizi de Amerikanca okuyoruz.
Hepsi iyi güzel de bır tek şeyı anlayamıyorum.
Amerika'yı gıdım gıdım buraya taşımaya çalışa-
caklarına... Acaba kendilen Amerika'ya gıdip ya-
şasalar daha kolay olmaz mı?
• • •
Adam "aşağılık duygusu"nöan yakınıyormuş.
Ruh doktoruna gitmiş.
Doktor uzun uzun sorular sormuş... Ve sonun-
da noktayı koymuş:
- Sizde aşağılık duygusu falan yok!.. Siz kendi-
niz aşağılardasınız.
DİNOZOR
ALMAYI
UNUTMAYIN!..
SADECE
50 BİN LİRA
Bugünlere küçük ödünlerle gcldik...
ÇAĞDAŞ EĞİTİM VAKFI
Tel: 0212-2'i 28 99 Fah: 0212-286 13 54
l akıjbank Etiler Şb. (>v Bağij Hesap,\o: 2O12''İ>