04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 EYLUL 1997 PAZAR • • • • 10 HABERLERIN DEVAMI sv|gg^^^p^^age^^gga= Istanbul Edirne Kocaelı Çanakkale Izmır Manısa Aydın Denızlı A A A A A A A A 22 25 24 26 30 31 32 30 Zonguldak B 22 Antalya Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas B B B B A A A A 21 24 24 23 25 24 24 22 32 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardın Siirt Hakkâri Van A A A A A A B B 32 32 32 33 32 33 24 23 B 23 [ Yurdun kuzeydoğu kesimleri parçalı bulutlu,ötekiyerler Qslo az bulutlu ve açık H e l S ) n k l geçecek^ Hava sı- S t o c k h o l r T 1 caklığında onemlı :—-. bırdeğışiklikolma- L o n a r a yacak. Rüzgâr; ku- zey ve doğu yon- Y 20 Y 19 Y 19 B Amsterdam Y 21 Brüksel Y 18 lerden hafif ara sı- Parıs ra orta kuvvette Bonn esecek. Münih A 22 B 23 Y 23 Mılano Berlın Budapeşte Madrid Vtyana Belgrad Sofya Roma Atına Y A A PB A Y PB A 24 26 34 25 28 23 27 28 PB 26 ^ • S ^ ^ ? ; ^ ; Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bışkek Tiflis Kahıre Y A Y PB Y PB Y A 1b 33 22 24 22 30 24 33 Şam 31 Parçalı bulutlu0 Açık .. G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada Yılmaz. "temiz toplum" savını gerçekleştirmenin peşıne düştü. Başbakan olarak aynı konunun al- tını çizerek temiz toplumdan söz açması. olaya bakış açısındaki değeri bir kat daha arttırıyor. Başbakan Yılmaz, amacına açıklık getiriyor: "Hiç kimse öyle dokunulmazlıklann arkasına sak- lanıp ucuz kahramanlık filan yapamayacak. Hiç kimse halkın parasıyla yolsuzluk yapamaya- cak, siyaset temiz olacak." Öyle söylemler ki onaylamamak olanaksız. Çok âlâ, pek güzel! Ne ki çok "caklı cuklu" sözler. Oysa bir soru var ki güncelliğini, giderek büyüyen önemini koruyor. Evet, soru şu: "Kendi hesaplannı vermeye mec- bur kalmayanlar, çeşitli siyasalayak oyunları ve ter- tiplerle hesaplarını vermeye mecbur bırakılmayan- lar ne olacak?" Engin maddi olanaklara çeşitli yollardan erişenler, hükümette görevliyken ABD'ye yüzbinlerce dolar transfer ederek "ikinci vatan "larında mal mülk sahi- bi olanlar... "Hesap vermeye mecbur bırakılmayacaklar mı?" Soru, aylardır yanıt arıyor, ne yazık ki bulamıyor. -Isim vermeye gerek yok- topyekûn adlandırmay- \z yüzsüzler hesap vermeye mecbur bırakılmadık- ça "temiz topluma" geçeceğimize söz vermek, us- tasının elinde kahve falına baktınp düşlere dalmak ç,ibi bir şey. Başbakan durmadan yineliyor. Deniz Baykal ka- rarlı biçimde soruna yaklaşıyor. Ne çare; dokunul- mazlık sınırlandırılırken daha önce saptanan "yeter- siz öğeler" mi yine ön plana alınacak, yoksa iki yıl- dır ayyuka çıkan "ailevi maddi çıkarrezaletlerinden" mi yola çıkılacak? Belli değil. Çok yakın geçmişin kırlerinden annmadan yarın- lann düşsel temiz toplumuna umut bağlamak kamu- oyunu ne ölçüde doyurabilir? Eski ortağın isyanı Bu nedenlerle dokunulmazlık kısıtlanırken başta şaibeli aıleleri kapsayıp kapsamayacağını, siyasai oylarla TBMM'de paçayı sıyırdığı için sağda solda yalancı efelenmelerle gösteri yapanların bağımsız yargı önünegıtmesınin sağlanacağını -yadasağlan- mayacağını- başbakanımız başta, yetkililer artık açıklamalı. Kamu vicdanı bunu emrediyor. işte Mesut Yılmaz. işte Bülent Ecevit, işte Deniz Baykal, işte İsmet Sezgin... Gunümüzde siyasete can verenler. Tertemiz insanlar. Iktıdarda olup malı götürenlerdün, sürekli tartışı- lıyordu. Bugün iç ve dış siyasette olup bitenler gündemi oluşturuyor. Tartışmalar, yolsuzluk ve yüzsüzlük olaylanndan bugün bu konulara neden kayıyor? Bugünkü yöneticilerin maddi çıkar sağladıkları gi- bi suçlamalar gündeme girmediği için. Refahyol'un önümüze bıraktığı ülkenin onca so- runu varken. utanmaz bir kadın, yuhalandığı miting alanlannda, Çankaya Köşkü ile TSK'yi "çefe" diye tanımlamak cüretini gösteriyor. Bu çarpık mantığı içeren konuşmaya bakın: "Kim halkın oyu olmadan Mesut Yılmaz'ı başba- kan yaptıysa (yani Çankaya), hangi çefe operasyo- nuyla Mesut Yılmaz'ı başbakan yaptıysa (yani TSK) Susurluk'lann arkasındaki çeteler, o operasyonuya- pan çetelerdir." Çankaya'yı gayrimeşruluğun içinde göstermek, hele Susurluk gibi utanmaz bir kadının himayesin- de gelişen çetelerle Çankaya'nın ilintili olduğunu söylemek, terbiyesizliği de aşan. tam anlamıyla ifti- radır. Eski ortağı -bile- artık dayanamıyor, "Yalancı" di- yor. Artık RP Genel Başkan Yardımcısı Rıza Ulucak, hem yalancılığını vurguluyor. hem de Şaibe'yi "iki- yüzlü" diye tanımlıyor. Neden duraksıyor iktidar? Yüzsüzün gerçek yü- zünü gösterecek; haksız, usulsüzyasaları kişisel ya- ranna kullanarak edindiği ne varsa bunların hesabı- nı yargı önünde vermesine niçin olanak hazırlamı- yor? Düşünebiliyor musunuz; Rıza Ulucak -kısacası RP- adına: "Ben dığerpartilerin yerınde olsam Çil- ler'/n çelişkilerini gündeme getirirdim" diyecek bir noktaya gelmiş. "Temiz toplum" sözü verenler... Sizler neden duraksıyorsunuz? Davranın lütfen. Haydi. haydi! : Stslı BulUlu k Çok bulutlu Yağmuriu Kartı Sulu kar . GOK gurultulü Otobüs firmalanna denetim AYDEV (AA) - Emniyet Genel Müdürü Necati Bili- can. son günlerde çok sayı- da vatandaşın ölümüne ne- den olan otobüs kazalannın artması üz'erine, otobüs fir- maları ile sürücülere yönelik denetimlerin arttınlacağını bildirdi. Bilican. "Trafikpo- lisimiz otobüs fırmalarını bundan böyle sürekli gözal- tında tutacak. Firmalar da şoförlerini disipün alüna ala- cak" dedi. Aydın"a çeşitli açılışlar v e incelemeler yap- mak üzere gelen Bilican, tra- fik kazalan ile ilgilı sorula- nyanıtladı. Bilican, Bolu'da meydana gelen trafik kaza- sıyla ilgili olarak "Sorum- suziuğa bakın. bir hafta ön- ce ehli\eti alınmasına rağ- men. bu sorumsuz adam arabaya biniyor. "Bektaşlar" firması da bu şoförün araca bûımesine izin veri\or" dedi. Şeriatçı göstericiler • Baştarafı 1. Sayfada çundan daha önce gözaltına alındıklan ve kaşeli fişlerinin bulunduğu bildirildi. Açıklamada.Osman Nuri Çelik'in Istanbul Terörle Mücadele, İbrahim Buğdaycı'nın ise Asa- yiş Şubesi tarafmdan gıyabi tutukJu olarak arandıkJan vur- gulandı. Emnivetteki sorgulannın ardından dün saat 16.00 sıralannda Sultanbeyli Adliyesi'ne getirilen sanıklar, nö- betçi savcıhk tarafından yapılan sorgulanndan sonra fu- tuksuz yargı lanmak üzere serbest bırakıldılar. 6 DosÜuk fiizeyle olmaz' • Baştarafı 1. Sayfada nişli çıkışh bir seyir izleyen Türk-Yunan dostluğu kavramı- nın en bunalımlı. en sıkıntılı dönemlerindcn birisine doğnı gidiyoruz. tlişkileriıı ısınmaya başlamış olma.sı. gergjnleşme- ye başlamış olnıasu tehlikeii ihtimalleri akla getiriyor olma- sı kendine güvenen insanlann ve toplumlann dostluk sözü- nii etmelerine engel olmanıalıdır. Dostluk kaçınılmazdır. Dostluk güvenle, el uzatarak, konuşarak, tartışarak sağia- nabilir." Füze bunahmı masadaI Baştarafı 1. Sayfada birbiriyle çehşen haberler çıkıyor hem de uzmanlann kalemlerinden. Önümüzdeki hafta bir sonuca vara- cağız. - Genelkurmay Başkanlığı da top- lantıva katılacak mı? - Evet. Teknik yönünü bılen dığer yetkililer de. - Türkiye'nin S-300"lere karşı ala- cağı öntemler belli değil mi? - Teknik olarak ne önlemler ahna- bilir. Onu vuzuha (açıklığa) kavuş- turacağız önümüzdeki hafta. Onun dışında alınacak birçok siyasal ön- lem var. Bunlann hepsini şimdiden açıkla- mamız mümkün değil. Konu hak- kında uzmanlardan doyurucu bilgi almamız gerekiyor. Ben gırişimler- debulundum. Başbakan'ın dönme- sinı beklıyorum. - ABD'nin füzeler konusunda Türkiye'ye paralel Rum yönetimine baskı yaptığına ilişkin bazı haberler yer aldı gazetelerde. - Bunlar ne kadar etkilı olacaktır bunu bilmiyoruz. Bu sorunun kap- samı içine ABD ile Rusya arasmda- ki ilişkilerkonusuda ginyor. Şükrii Sina Gürel (De\ let Bakanı) bırkaç gündür ABD'de. Rusya'nın Güney Kıbrıs'a hem ekonomık hem askerı anlamda yerleşmesı Doğu Akde- niz'deki dengelen temelinden sar- sar. Bız ne zamandır uyarılarda bu- lunduk. - Rusya nezdinde girişimde bulu- nuldu mu? - Aslında Rumlar füzeleri Rus- va'dan alamazsa başka verlerden alır. Aklına kovmuş>a. Bu konuda caydıncı birrol almamız. görev yap- mamız gerekiyor. Artık yalnız Tür- kiye K.KTC ıçın bir güvence değil- dir. aynı zamanda K.K.TC de Türki- ye'nin güvenliği açısından büyük önem taşır hale gelmıştir. Çünkü ar- tık Türkıye'ye yönelik bir tehdit or- tayaçıktı. Yalnız Kuzey Kıbns"ade- ğil Türkiye'ye yönelik bir tehditaşa- masına gelindi. Onu özellikle vnrgu- luyoruz son zamanlarda. - Türkiye'nin füzelerle donanma- sına ABD'nin karşı çıktığı. TSK'ye uzun ve orta menzilli örneğin 1000- 800-?00 kilometrelik karadan kara- ya \cya havadan karaya fîizelerin alınmaması için her türlü engeli çı- karttığına dair baa duyumlarda var. - Bunlan gelecek haftakı teknik düzeydekı toplantıda ele alacağız. Bir de yalnız Güney Kıbns'ın değil. İran'ın böyle füzeler almakta oldu- ğu veya almayı tasarladığı: Sunye ve Yunanistan'ın bunlan Oniki A- da"ya yerleştirmeyi planladığı öne sürülüyor. Kuşkusuz bu konuları hem teknik hem de siyasal düzeyde ele alacağız. - Bildigimiz kadanvla Suriyo'nin elinde Sam füzeleri var. ABD bun- lara karşı çıkıyor, ama bölge füzeler- le donanıyor. - Belki bütün bölge için karşı çıkıyor. ama evet bölge donanıyor. ABD'nin Türkıye'ye bu konuda en- gel olduğu konusunda bana resmen bir bilgi iletilmedi. - ABD engellemediyse. çevresin- deki bunca örneğe karşın Türkiye neden bu füzeleri alamıyor? - Onu görüşeceğiz. Ben uzmanı değilım bu konulann. Orta ve uzun menzilli füzelerdeki teknolojik gelişmenedirbakacağız. HavaKuv- v etlen. bu füzelerin bir kısım işlevini üzerine almış görünüyor. - Türkiye, bu füzeler kaı-şısında hava kuvvetleri üstünlüğüne dayanırken doğnı mu vapıyor? - Her şeyi görüşeceğiz. - "TSK istediği kadar havada büyük üstünlük sağlasui füze gerek- li" y önünde görüşler var. -Ben de öyle düşünüyorum. Türkiye'ye yoğun ve tehlikeli kuşatma • Baştarafı 1. Sayfada Yunanistan'ın gensmde kaldı. Türkiye. Yunanistan v e Güney Kıbns Rum Ke- simi'nin sahip olduklan füze rampa sistemlerinin dökümü. Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin ra- kamlarına göre şöyle: Yunanistan: SAM ı karadan havaya): 42 1 HAWK. 12 SA-8B. 36 Nike Hercules. 40 Sparrovv. ASM (havadan karaya): AGM-12 Bullpup. AGM-65 Maverick. AAM (havadan havaya): A1M-7 Sparrovv. AIM- 9 Sidevvinder. R-550 Magıc. MRL (topçu füzelen)ri22 mm. 150 RM-70. Türkiye: SAM (karadan havaya): 108 Stinger. 789 Red'eye. 92 Nike Hercules. 24 Rapier. MRL (topçu füzeleri): 107mm.48.227mm. 12 MLRS. Güney Kıbns Rum Yönetimi: SSM (karadan karaya):"3 MM-40 E\ocet. SÂM (karadan havaya): 24 S.V 7 . 30*Mistral. 12 Aspide. MRL (topçu tuzesı): 128 mm. 13 Yus M-63 (YMRL-32) Cumhuriyet'ın savıınma kaynaklanndan derle- diği bilgilere göre Ortadoğu ülkelerindeki füze ya- pılan şöy le: Irak'ûı TBF vetenekleri: 1988'ten ıtibaren 600 km. menzilli "El Hüseyin" füzesini gelıştirdi. Ay- nı zamanda. operasyonel olarak konuşlandınlabi- lecek düzeye ulaşmamakla beraber 900 km. men- zilli "El-Abbas" ve 2 bın km. menzilli "El Abed" füzelerinin de deneme uçuşlan gerçekleştirildi. Arjantın ve Mısır'la birlikte bin km. menzilli "Badr-2000" (Condor-2) füzesi üzerinde çalışma- lar yapıldı. Irak'ın güdümlü füze çalışmalan. Ku- veyt'in 1990 yılmda işgalinden bu yana uygula- nan sıkı denetleme çalışmalan nedeniyle kesinti- ye uğradı. 150 kilometreden daha uzun menzilli güdümlü füzelerini BM ile imzalanan ateşkes an- laşması çerçevesinde kabul etmiş olsa da Irak'ın 80-200 arası Scud füzesini saklamayı başardığı öne sürülüyor. İran'ın TBF vetenekleri: Libya'dan aldığı Sov- yetyapımı Scud'lan ilkkez 1985'tekullandı vesa- vaş bitene kadar toplam 387 füze fırlattı. 1985'ten bu yana sürdürdüğü yoğun çalışmalar ile Kuzey Kore ve Çin'in teknik desteğı sayesinde kapsam- lı ve kısmen de olsa kendi kendine yeterli bir fü- ze üretım altyapısına sahip olmayı başaran Iran. Kuzey Kore destekli Scud üretimıne koşut olarak ulusal düzeyde dizayn ettiği iki güdümlü füze üze- rındeki çalışmalannı da sürdürüyor. Suriye'nin TBF vetenekleri: Ortadoğu'da balistık füzelen en- vanterine ilk dahıl eden ülkelerden biri olan Suri- ye, 1960"lı yıllarda SSCB'den temin ettiği "FROG-7" kısa menzilli güdümlü füzelenni Ekim 1973 Arap-Israıl savaşı sırasında Israil'deki he- deflere fırlatarak Mısır'la birlikte söz konusu si- lahlan kullanan ılk Ortadoğu ülkesi oldu. Surıye. 1974'te Sovyet yapımı Scud-B. 1983'te yine Sov- yet yapımı SS-21 ve 1992'de Kuzey Kore yapımı Scud-PIP modellerini alarak TBF envanterini ge- rek boyut ve gerekse yetenek açısından önemli öl- çüde gelıştirdi. Geçen yıllarda SSCB'den bağımstzlıklannı i- lan ederek Türkiye'nin komşuları arasına katılan Gürcıstan veErmenistan'ın. topraklanndakonuş- landınlmış Bağımsız Devletler Topluluğu birlik- lerinin güdümlü füzelerıne el koyma olasılığı. Tür- kiye'yı yeni bir tehditle karşı karşıya bıraktı. BDT birliklerinın bu ülkelerden çekılırken stra- tejik silahlan da beraberlennde götüreceklerinin açıklanmasına karşın bu konudaki belirsizliğin sürdüğüne dıkkat çekildi. Bu arada Yunanıstan'ın. Ege için yenı bir Rus silahını elde etmek amacıyla gırişünlerde bulun- duğu ileri sürüldü. Yunanistan'«»şe?ine düştüğü. Zubr adlı. karada ve denızde hareket edebılen, ABD'nin rokettaşıyıcı kruvazörlennedönüştürü- lebilen bu silahın. hem çıkarma hem de taarruz amacıyla kullanılabildiğı bildirildi. YPK'nin köprüsü 6 pl I Baştarafı 1. Sayfada nı" taşıyor. Bu onay üzen- ne aynı plan stratejisini *kabu]edeıT27 4.1995ta- rihli Bakanlar Kurulu Ka- ran'nın üzerinde ise 3. köp- rüye "adının verileceğT ile- ri sürülen Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'ın de imzası var...işte bu onay lar- la yürürlükte olan yedinci plan: "metropollerin ulaş- tımıa alryapısı ve toplu taşı- ma hizmetleri vetersizdir" saptamasını vaptıktan son- ra; özellikle Istanbul için 3. köprü ifadesini değil, "üçüncü bir geçişe ihtiyaç bulunmaktadır" vurgula- masını taşıyor. Toplu taşı- mayı sağlayacak bu geçişin artık "nasıl olması" gerek- tiği konusunda ise kalkın- maplanınınbelirlediği "he- def" şöyle özetleniyor: "karayolu taşımacıhğının yükünü azaltmak amacıyia ra>1ı sistemler yaygınlaşhrı- lacakür™" YPK'nın. İstanbul'da raylı sistemleri yaygınlaş- tırma hedefinin "en önem- li esiği" olan demıryolu tüp Köprüde demiryolu aldatması 3. Bogaz Köprüsü'nde yer alacağı be- lirtilen "demiryolu geçişinin'" karayolla- nnca geliştirilen projede olmadığı. kamu- oytmdaki tepkilerı yumuşatmak amacını taşıdığı anlaşıldı. Karayollan Genel Müdürü Yaman Kök ünzasıyla REFAHYOL döneminde Istan- bul Büyükşehir Belediyesi'ne gönderilen projenin 11.111996tarih ve 2910 sayılı üst \ azısında; "3. karayolu geçişine ait planlar eklkür"' ifadesi yeralıyor. Yüksek Planla- ma Kurulu'nun'(YPK) 2 Eylül 1997 tari- hindeki toplantısında yeniden karar altma aldığı bu "karayolu köprüsü*' projesinin hem kendisinde hem de bağlantı yollann- da ise demiryolu mevcut değil. Sadece projeye sonradan eklenen bir "not" bölü- münde, 4. ve "son madde" olarak aynen şu cümle bulunuyor: u Boğaz geçiş köprü- sü 2 kath düşünülmüş olup. birinci katuı- da ra>lı sistem. ikinci katmda oloyolun ge- çtşi düşünülmektedmJ* Bu nota göre henüz "düşünüklüğü'" an- laşılan raylı sistem bağlantısının yine ay- nı projedeki yer seçimı ve "güzergâh" ka- rarlan açısından da nasıl gerçekleşeceği belli değil. Istanbul'da. Avrupa yakasında önceki yıilarda hizmete giren yeni tramvay hatlan ile yapımı sürmekte olan metro in- şaatı, Asyayakasmdaki mevcut ve planla- nan raylı sistemlerle bir "demiryolu tüp ge- çişte" bağlanmak üzere projelendirilmiş durumda. Bu "entegre" 1 projenin tüp geçiş bağlantısı ise yine tramvay ve metro uy- gulamasında güzergâh seçimini belirleyen "Üsküdar-Yenikapr yönünde... YPK'nin "demiryohı notu> ı b"(!) onay- ladığı 3. köprü ise şimdiye dek trilyonlar harcanarak geri dönülmez bir aşamaya ge- len bu entegre raylı sistem projesini gözar- dı ettiği gibi Üsküdar'daki Karacaahmet Mezaıiığı'ndan Beşiktaş'taki YIWE Sara- yı'na ve Barbaros Bulvan'na "raylı ge- ç^"(!) düşünerek kent içi karayollan ara- sında başı sonu belli olmayan bir "hayaM tren" öngörüyor. Böylesi bir proje notu raylı sistem söylemindeki temel amacın "kandırmaca" olduğunu ortaya seriyor. geçişini y ine belirsiz birge- leceğe ertelemesı. 2 yıl ön- ce kendi onavladıeı bu kal- kınma plarunın "fizikiplan- lama" ilkelerine de ters dü- şüyor. Kalkınma planında açık bir ifadeyle "büyük kentle- rimizin şehircilik prensiple- rine uygun şekildc gdişimi sağlanacakdr" şeklınde be- lirtilen ve "fiziksel plan ka- rarlanna uyumlu kalkın- ma" olarak vurgulanan te- mel anlayış. İstanbul'da da "Metropoliten Nâzım Plan'a uynlmasını" gerekti- rıyor. Nâzım Plan ise hem Sözen döneminde. hem de Erdoğan döneminde geliş- tirilen temel ulaşım kararı olarak 3. köpriiyü kesin ola- rak reddediyor; demiryolu tüp geçişi "olmazsa olmaz koşuj" şeklinde öngörü- yor... Aslında bütün bunlar, YPK'nin sadece şehirciliği değil. "hukuku" da bir ke- nara ittiğinin açık kanıtları. 3. köpriiyü isteyenler. İstan- bul'un Nâzım Plam'na ve ülkenin kalkınma planına zamanında itiraz etmeyip. bu planlardaki "toplu taşı- ma", "raylı sistem" ve "tüp geçiş" hedeflerini kabul et- tiklerine göre. şimdi bu he- deflere aykırı dayatmalan- na yasal bir dayanak bulma- ları da mümkün görünmü- vor... G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Yol boyu "Nea" ile başlayan kasabalarla dolu. Anadolu'dan 1920'li yıllarda buraya göçen Rumlar, terk ettikleri yerleşim yerinın adının başına 'yeni' sözcüğünün Yunancasını koyup yeni yerleşim yer- leri oluşturmuşlar. ilk Nea Bafra çıktı. Bir dağın ya- macında kümelenmiş yeşillerin ortasına oturmuş güzel evler. Kahvelerde Türk kahvesi fincanları. Ya- nında su... Kahvenin birinde bir bakışta yedi-sekız fincan saydım. Uçsuz bucaksız, yer yer engebeli bir ovadan geç- tik. Uzun ince havuzlu çeşmeler. besili koyunlardö- nüş yolunda... Otobüs, Serez'e 29 kilometre kala bir köye girdi; Nea Zihni. Güneşin feri sönerken. yeni bir köy: Nea Petra. Serez, Selanik'in 100 kilometre kadar kuzeydoğu- sunda. Nâzım Hikmet'in günümüzetaşıdığı "Şeyh Bedrettin Destanı "nın noktalandığı yer. Güneş eğil- dikçe içim daralıyor. Sankı gün batmadan yetişsem Şeyh Bedrettin i ipten kurtaracağım. Dalı yerde zeytin ağaçlarını. orman gibi incirleri geçtik, yeni bir yerleşim yeri; Nea Souli. Çıplak bir dagın eteğinde, ama önündeki ovaya bakılırsa her şeyin peteginde. Ve Serez, 7-8 katlı evlerle başladı. içimde bir ga- riplik: Ya çarşıdan hiçbir şey kalmamışsa... Otobüsten inip insanlann kalabalık oldukları yö- ne doğru yürüyünce uçsuz bucaksız bir çarşı baş- ladı. Araçlara kapalı bölümler iki katlı. geçen yüzyıl- lann anısını ayaktatutan binalar... Çarşı ıçınde rasgele dolaşırken, yolum bir camı- ye çıktı. Bütün kapılar kapalı. sadece bahçesinde değil. duvarlarında ve çatısında da ot bitmiş. Her- hangi bir saldırı izi yok, ama terk edilmış. Tekrar çarşıya döndüm, ortasındaki üçgende bir dizi çiçeğin yani sıra sivri biberın de yetiştirildiği bir çarşı bölmesine geldim. Önündeki kahvedeki iki ay- rı masada tavla oynanıyor. Ama tavla 2 kişiyle mioy- nanıyor, 20 kişiyle mi belli değil. Kahve ocağında sıra sıra cezveler, Türk kahvele- ri gidip geliyor. Oturdum, az sonra yanıma 50 yaşlarında bir kişi oturdu. Çantadan çıkardığım notlardan, kâğıtlardan Türk olduğumu anlamış. ilk sorusu: - Nasılsen sen? Serez'de Anadolu'dan gelmiş Rumlar olduğunu biliyordum, ama ilk temas kuracağım kişiyle Türkçe konuşacağım hiç aklıma gelmezdi. Sohbet ılerledi, Türk kahvesini sordum. Gülümseyerek şu karşılığı verdi: - Siz Türk kahvesini unutacaksınız, ama buralar- dayaşayacak. - - - ••"•lr_ Bir an Türkiye'deki kahveleri düşündüm. Yanni belki de haklı. Yarın daha güzel Türkçe konuşanlaria buluşmak üzere Yanni'den ayrıldım. Kaç türlü Türkçe konuşuluyor? Ertesi gün, 5-6 kişi kelle-paça çorbası içtikten sonra kahvede sohbet ettik. Nikolov Pandelidis anlatıyor: "Ben çok küçükken koca anayla Urfa'dan bura- ya gelmişiz. Koca ana. Yunanca bilmezdi, Türkçe konuşurdu. Burada da öyle yaşadı. Biz de Türkçe konuşurduk. Okula gidince karşımıza Yunanca çık- tı, onu öğrendik." Nikolov, daha sonra Türkçeyi unutmuş, ama Al- manya'ya işçi olarak gidince en yakın arkadaşı Türk- ler olmuş. "Kan çekerdi be yav" dedi, devam etti: "Diyelim ki bir Türk bir Almanla kavga ettı. Yardı- ma ilk Yunanlı koşardı. Biz kavga edince de Türkler gelirdi. Yemeklerimizaynıydı. Birbirimizin yemeğin- den aynı tadı alırdık. Arkadaş oldukça benim Türk- çe de geri gelmeye başladı." Birlikte çarşıyı dolaşırken Şeyh Bedrettin'i anlat- tım. Çarşıda bakırcı dükkânı olup olmadığını sor- dum. Nikolov'un ayakkabı tamir dükkânının olduğu Kalambaka Sokağf ndaymış. Ama çarşı çok yan- gın, deprem geçirmiş. Nikolov'un anlattığına göre bu yüzyılda da en çok "BulgarKomitacılar"\n saldınsına uğramış. Eski bakırcıların yerini hamburgerciler. dönerciler almış. Tabelalarını da Coca Cola amblemleri süs- lüyor. Hani Nâzım Hikmet, destanı bugüne uyarlasa belki de "Bir Coca Cola tabelasının karşısında" diye- cek... Konu uzun. Bulgaristan'daTorlak Kemal'in ardıl- lannın kurduğu Torlak Köyü'nü sonraya bırakalım. Sözü Türkiye'deki 17 kanalı da çanak antenle iz- leyen Nikolov'un bir sorusuyla noktalayalım: "Türkiye'de kaç türlü Türkçe konuşuluyor? Her kanaldaki ayrı." Yapılması planlanan köprüye tepkiler artarak or Istanbul Haber Servisi - Bilim çevreleri ve jlgili meslek kuru- luşlannın. "İstanbul'un ulaşım sorununa bir çözüm getirmeje- ceği gibi yeşil alan ve kentin tari- bi değerlerini tahrip edeceği" ge- rekçeleriyle karşı çıktıklan 3. Boğaz Köprüsü'ne gösterilen tepkiler büyüyor. DYP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Millervekili Ha>ıiKozakçıoğlu. İstanbul Boğazı "na köprü y erine tüp geçit yapılmasından y ana ol- duklanm belirtti. Orman Mühendisleri Odası Marmara Şube Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Acun, Yıldız Par- kı'nın yeni köprüy e kurban edil- mesinin. ortaçağda bile düşü- nülmeyecek uygarlık dışı biruy- gulama olacağını vurguladı. İstanbul Boğazı'na 3. köprü yapılması gırişimine karşı İstan- bullular "demokratik kent mu- halefeti" örgütleme hazırlıkları- nı sürdürürken dün de çok sayı- da kuruluş ve kişi görüş ve tep- kilerini açıkladı. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in, Başbakanlığı sırasın- da Japonya'ya yaptığı gezide "Boğaza 3. köprü yapılacaktır ve bunu Japon firmalan yapa- caktır" dıyerek bu konudaki ta\ - rını ortaya koymasına karşın, DYP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Hayri Kozakçıoğlu, köprüye karşı ol- duklannı açıkladı. Eski tstanbul valisi Kozakçıoğlu. DYP İstan- bul İl Başkanlığf nda düzenle- diği basın toplantısında. Yüksek Planlama Kurulu'nda tstanbul'a üçüncü bir boğaz köprüsü yapıl- ması yönünde çıkan karan eleş- tirdi. İstanbul'da ulaşımın güne. saate ve semte bağlı olmaksızın tıkandığını belirten Kozakçıoğ- lu. sorunun trafik polisi ve sın- yalizasyondan değil. yol eksık- liğinden kaynaklandığinı söyie- di. Üçüncü bir köprünün yapıl- masını. önceliğın tüp geçitte ol- ması koşuluyla destekleyebili- ceklerini anlatan Kozakçıoğlu. ikinci köprünün de ulaşımı ra- hatlatacağı »anılarak yapıldığı- nı. ancak beklenen sonucun el- Köprüde saflar belirlendi -Köprü isteyenler: -İshak AlaUm (Alarko Hol- dig) -Şank Tara (ENKA Hol- ding) -Yüksek Planlama Kurulu -Karayollan Genel Müdür- lüğü -Bedrettin Dalan (Eski İs- tanbul Büyükşehir Belediye Başkanı-tüp geçit de yapılmak koşuluyla) -Tüp geçK İsteyenler -Mimarlar Odası, İnşaat Mühendisleri Odası, Şehir Plancılan Odası ve Orman Mühendisleri Odası -Murat Karayalçuı (CHP Samsun Milletvekili ve eski Ankara Belediye Başkanı) -Ya\ıız Önen (TMMOB Başkanı) -Nurettin Sözen (Eski İstan- bul Büyükşehir Belediye Baş- kanı) -Tayyip Erdoğan (İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı) -Devlet Planlama Teşkilatı -Ulaşımla ve çevreyle ilgili bilim adamlan -Çevreci kuruluşlar de edilemediğini anımsattı. Orman Mühendisleri Odası Marmara Şube Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Acun, yaptığı yazı- lı açıklamada. 3. köprü ile or- man yağmasının hızlanacağını savundu. Yeni geçiş yeri olarak gösterilen Yıldız Parkı'nın yeni köprüye kurban edilmesinin. or- taçağda bile düşünülmeyecek. uygarlık dışı bir uygulama oldu- ğunu belirten Acun. "Bununva- nında, Boğaziçi'nin eşsiz doğal güzelliği de 3. köprüy le daha da ortadan kalkacaktır" dedi. Er- tuğrul Acun, daha sonra şunlan savundu: "Bedrettin Dalan. New York'ta 45 köprü var, İstan- bul'da 3. köprü olsa ne çıkar te- kerlemesiyle, hâlâ İstanbul Bü- yükşehir Belediye Başkanlığı'm anlayamadığını belgelemektedir. Nevv York'un düz arazisiyie Bo- ğaziçi'ni kanşünnaktadır. İstan- bul'un yeşil kuşağına saldınlar 1. köprünün yapılmasıyla başla- mış, 2. köprünün yapımıyla da doruk noktasına ulaşmıştu*. Pa- ra babalannın kârlan için yeni bir köprü senaryosu gündeme getirilmektedir. Köprüden geçen araçlann > üzde 80'i otomobildir. Ormanlara otomobilleriy le ula- şabilenler için köprü yarar sağ- layacaktır." İstanbul Boğazı'na üçüncü bir köprü yapılmasını ilk kez öne- renlerden. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin eski başkanı Bedrettin Dalan ise yeni köprii- yü ancak tüp geçişin yapılma- sıyla savunabiliyor. Üçüncü bir köprüye ihtiyaç olduğunu kendi döneminde söyledığını ve bu- gün haklı çıktığını anlatan Da- lan. "Ben projeme tarafım. Be- nim projem. köprü artı tüp geçit artı bunlan birbirine bağlayan Beşiktaş-Samarva ve 4. Haliç Köprüsü dahil olmak üzere bir içringyoiudur ve tüp geçitin için- de metro da vardır" dedi. Tek başına köprünün bir şey ifadeetmeyeceğini savunan Da- lan. köprünün 1. köprünün gü- neyine yapılmasmın doğru ol- duğunu ve kendi projesinde de köprü yen için aynı bölgenin dü- şünüldüğünü söyledi. Bahçelievler Belediye Başka- nı SaffetBulutise 3. köprüy le il- gili referandum yapılmasını önererek şu görüşlerı savundu: "İstanbul'un tarihsel ve doku- sal yapısının yatınmlarla hangi ölçüde etkileneceği u/nıanlar ta- rafından değerlendirildikten sonra halkın tercihi sorulma- udır."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle