Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 EYLUL 1997 PAZAR • • • •
10 HABERLERIN DEVAMI
sv|gg^^^p^^age^^gga=
Istanbul
Edirne
Kocaelı
Çanakkale
Izmır
Manısa
Aydın
Denızlı
A
A
A
A
A
A
A
A
22
25
24
26
30
31
32
30
Zonguldak B 22 Antalya
Sinop
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskişehir
Konya
Sıvas
B
B
B
B
A
A
A
A
21
24
24
23
25
24
24
22
32 Kars
Adana
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Siirt
Hakkâri
Van
A
A
A
A
A
A
B
B
32
32
32
33
32
33
24
23
B 23 [
Yurdun kuzeydoğu
kesimleri parçalı
bulutlu,ötekiyerler Qslo
az bulutlu ve açık H e l S ) n k l
geçecek^ Hava sı- S t o c k h o l r T 1
caklığında onemlı :—-.
bırdeğışiklikolma- L o n a r a
yacak. Rüzgâr; ku-
zey ve doğu yon-
Y 20
Y 19
Y 19
B
Amsterdam Y 21
Brüksel Y 18
lerden hafif ara sı- Parıs
ra orta kuvvette Bonn
esecek. Münih
A 22
B 23
Y 23 Mılano
Berlın
Budapeşte
Madrid
Vtyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
Y
A
A
PB
A
Y
PB
A
24
26
34
25
28
23
27
28
PB 26
^ • S ^ ^ ? ; ^ ;
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bışkek
Tiflis
Kahıre
Y
A
Y
PB
Y
PB
Y
A
1b
33
22
24
22
30
24
33
Şam 31
Parçalı bulutlu0 Açık ..
G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Yılmaz. "temiz toplum" savını gerçekleştirmenin
peşıne düştü. Başbakan olarak aynı konunun al-
tını çizerek temiz toplumdan söz açması. olaya
bakış açısındaki değeri bir kat daha arttırıyor.
Başbakan Yılmaz, amacına açıklık getiriyor:
"Hiç kimse öyle dokunulmazlıklann arkasına sak-
lanıp ucuz kahramanlık filan yapamayacak.
Hiç kimse halkın parasıyla yolsuzluk yapamaya-
cak, siyaset temiz olacak."
Öyle söylemler ki onaylamamak olanaksız. Çok
âlâ, pek güzel!
Ne ki çok "caklı cuklu" sözler.
Oysa bir soru var ki güncelliğini, giderek büyüyen
önemini koruyor.
Evet, soru şu: "Kendi hesaplannı vermeye mec-
bur kalmayanlar, çeşitli siyasalayak oyunları ve ter-
tiplerle hesaplarını vermeye mecbur bırakılmayan-
lar ne olacak?"
Engin maddi olanaklara çeşitli yollardan erişenler,
hükümette görevliyken ABD'ye yüzbinlerce dolar
transfer ederek "ikinci vatan "larında mal mülk sahi-
bi olanlar...
"Hesap vermeye mecbur bırakılmayacaklar mı?"
Soru, aylardır yanıt arıyor, ne yazık ki bulamıyor.
-Isim vermeye gerek yok- topyekûn adlandırmay-
\z yüzsüzler hesap vermeye mecbur bırakılmadık-
ça "temiz topluma" geçeceğimize söz vermek, us-
tasının elinde kahve falına baktınp düşlere dalmak
ç,ibi bir şey.
Başbakan durmadan yineliyor. Deniz Baykal ka-
rarlı biçimde soruna yaklaşıyor. Ne çare; dokunul-
mazlık sınırlandırılırken daha önce saptanan "yeter-
siz öğeler" mi yine ön plana alınacak, yoksa iki yıl-
dır ayyuka çıkan "ailevi maddi çıkarrezaletlerinden"
mi yola çıkılacak? Belli değil.
Çok yakın geçmişin kırlerinden annmadan yarın-
lann düşsel temiz toplumuna umut bağlamak kamu-
oyunu ne ölçüde doyurabilir?
Eski ortağın isyanı
Bu nedenlerle dokunulmazlık kısıtlanırken başta
şaibeli aıleleri kapsayıp kapsamayacağını, siyasai
oylarla TBMM'de paçayı sıyırdığı için sağda solda
yalancı efelenmelerle gösteri yapanların bağımsız
yargı önünegıtmesınin sağlanacağını -yadasağlan-
mayacağını- başbakanımız başta, yetkililer artık
açıklamalı. Kamu vicdanı bunu emrediyor.
işte Mesut Yılmaz. işte Bülent Ecevit, işte Deniz
Baykal, işte İsmet Sezgin... Gunümüzde siyasete
can verenler. Tertemiz insanlar.
Iktıdarda olup malı götürenlerdün, sürekli tartışı-
lıyordu.
Bugün iç ve dış siyasette olup bitenler gündemi
oluşturuyor.
Tartışmalar, yolsuzluk ve yüzsüzlük olaylanndan
bugün bu konulara neden kayıyor?
Bugünkü yöneticilerin maddi çıkar sağladıkları gi-
bi suçlamalar gündeme girmediği için.
Refahyol'un önümüze bıraktığı ülkenin onca so-
runu varken. utanmaz bir kadın, yuhalandığı miting
alanlannda, Çankaya Köşkü ile TSK'yi "çefe" diye
tanımlamak cüretini gösteriyor. Bu çarpık mantığı
içeren konuşmaya bakın:
"Kim halkın oyu olmadan Mesut Yılmaz'ı başba-
kan yaptıysa (yani Çankaya), hangi çefe operasyo-
nuyla Mesut Yılmaz'ı başbakan yaptıysa (yani TSK)
Susurluk'lann arkasındaki çeteler, o operasyonuya-
pan çetelerdir."
Çankaya'yı gayrimeşruluğun içinde göstermek,
hele Susurluk gibi utanmaz bir kadının himayesin-
de gelişen çetelerle Çankaya'nın ilintili olduğunu
söylemek, terbiyesizliği de aşan. tam anlamıyla ifti-
radır.
Eski ortağı -bile- artık dayanamıyor, "Yalancı" di-
yor.
Artık RP Genel Başkan Yardımcısı Rıza Ulucak,
hem yalancılığını vurguluyor. hem de Şaibe'yi "iki-
yüzlü" diye tanımlıyor.
Neden duraksıyor iktidar? Yüzsüzün gerçek yü-
zünü gösterecek; haksız, usulsüzyasaları kişisel ya-
ranna kullanarak edindiği ne varsa bunların hesabı-
nı yargı önünde vermesine niçin olanak hazırlamı-
yor?
Düşünebiliyor musunuz; Rıza Ulucak -kısacası
RP- adına: "Ben dığerpartilerin yerınde olsam Çil-
ler'/n çelişkilerini gündeme getirirdim" diyecek bir
noktaya gelmiş.
"Temiz toplum" sözü verenler...
Sizler neden duraksıyorsunuz? Davranın lütfen.
Haydi. haydi!
: Stslı BulUlu k Çok bulutlu Yağmuriu Kartı Sulu kar . GOK gurultulü
Otobüs firmalanna denetim
AYDEV (AA) - Emniyet
Genel Müdürü Necati Bili-
can. son günlerde çok sayı-
da vatandaşın ölümüne ne-
den olan otobüs kazalannın
artması üz'erine, otobüs fir-
maları ile sürücülere yönelik
denetimlerin arttınlacağını
bildirdi. Bilican. "Trafikpo-
lisimiz otobüs fırmalarını
bundan böyle sürekli gözal-
tında tutacak. Firmalar da
şoförlerini disipün alüna ala-
cak" dedi. Aydın"a çeşitli
açılışlar v e incelemeler yap-
mak üzere gelen Bilican, tra-
fik kazalan ile ilgilı sorula-
nyanıtladı. Bilican, Bolu'da
meydana gelen trafik kaza-
sıyla ilgili olarak "Sorum-
suziuğa bakın. bir hafta ön-
ce ehli\eti alınmasına rağ-
men. bu sorumsuz adam
arabaya biniyor. "Bektaşlar"
firması da bu şoförün araca
bûımesine izin veri\or" dedi.
Şeriatçı göstericiler
• Baştarafı 1. Sayfada
çundan daha önce gözaltına alındıklan ve kaşeli fişlerinin
bulunduğu bildirildi. Açıklamada.Osman Nuri Çelik'in
Istanbul Terörle Mücadele, İbrahim Buğdaycı'nın ise Asa-
yiş Şubesi tarafmdan gıyabi tutukJu olarak arandıkJan vur-
gulandı. Emnivetteki sorgulannın ardından dün saat 16.00
sıralannda Sultanbeyli Adliyesi'ne getirilen sanıklar, nö-
betçi savcıhk tarafından yapılan sorgulanndan sonra fu-
tuksuz yargı lanmak üzere serbest bırakıldılar.
6
DosÜuk fiizeyle olmaz'
• Baştarafı 1. Sayfada
nişli çıkışh bir seyir izleyen Türk-Yunan dostluğu kavramı-
nın en bunalımlı. en sıkıntılı dönemlerindcn birisine doğnı
gidiyoruz. tlişkileriıı ısınmaya başlamış olma.sı. gergjnleşme-
ye başlamış olnıasu tehlikeii ihtimalleri akla getiriyor olma-
sı kendine güvenen insanlann ve toplumlann dostluk sözü-
nii etmelerine engel olmanıalıdır. Dostluk kaçınılmazdır.
Dostluk güvenle, el uzatarak, konuşarak, tartışarak sağia-
nabilir."
Füze bunahmı masadaI Baştarafı 1. Sayfada
birbiriyle çehşen haberler çıkıyor
hem de uzmanlann kalemlerinden.
Önümüzdeki hafta bir sonuca vara-
cağız.
- Genelkurmay Başkanlığı da top-
lantıva katılacak mı?
- Evet. Teknik yönünü bılen dığer
yetkililer de.
- Türkiye'nin S-300"lere karşı ala-
cağı öntemler belli değil mi?
- Teknik olarak ne önlemler ahna-
bilir. Onu vuzuha (açıklığa) kavuş-
turacağız önümüzdeki hafta. Onun
dışında alınacak birçok siyasal ön-
lem var.
Bunlann hepsini şimdiden açıkla-
mamız mümkün değil. Konu hak-
kında uzmanlardan doyurucu bilgi
almamız gerekiyor. Ben gırişimler-
debulundum. Başbakan'ın dönme-
sinı beklıyorum.
- ABD'nin füzeler konusunda
Türkiye'ye paralel Rum yönetimine
baskı yaptığına ilişkin bazı haberler
yer aldı gazetelerde.
- Bunlar ne kadar etkilı olacaktır
bunu bilmiyoruz. Bu sorunun kap-
samı içine ABD ile Rusya arasmda-
ki ilişkilerkonusuda ginyor. Şükrii
Sina Gürel (De\ let Bakanı) bırkaç
gündür ABD'de. Rusya'nın Güney
Kıbrıs'a hem ekonomık hem askerı
anlamda yerleşmesı Doğu Akde-
niz'deki dengelen temelinden sar-
sar. Bız ne zamandır uyarılarda bu-
lunduk.
- Rusya nezdinde girişimde bulu-
nuldu mu?
- Aslında Rumlar füzeleri Rus-
va'dan alamazsa başka verlerden
alır. Aklına kovmuş>a. Bu konuda
caydıncı birrol almamız. görev yap-
mamız gerekiyor. Artık yalnız Tür-
kiye K.KTC ıçın bir güvence değil-
dir. aynı zamanda K.K.TC de Türki-
ye'nin güvenliği açısından büyük
önem taşır hale gelmıştir. Çünkü ar-
tık Türkıye'ye yönelik bir tehdit or-
tayaçıktı. Yalnız Kuzey Kıbns"ade-
ğil Türkiye'ye yönelik bir tehditaşa-
masına gelindi. Onu özellikle vnrgu-
luyoruz son zamanlarda.
- Türkiye'nin füzelerle donanma-
sına ABD'nin karşı çıktığı. TSK'ye
uzun ve orta menzilli örneğin 1000-
800-?00 kilometrelik karadan kara-
ya \cya havadan karaya fîizelerin
alınmaması için her türlü engeli çı-
karttığına dair baa duyumlarda var.
- Bunlan gelecek haftakı teknik
düzeydekı toplantıda ele alacağız.
Bir de yalnız Güney Kıbns'ın değil.
İran'ın böyle füzeler almakta oldu-
ğu veya almayı tasarladığı: Sunye
ve Yunanistan'ın bunlan Oniki A-
da"ya yerleştirmeyi planladığı öne
sürülüyor. Kuşkusuz bu konuları
hem teknik hem de siyasal düzeyde
ele alacağız.
- Bildigimiz kadanvla Suriyo'nin
elinde Sam füzeleri var. ABD bun-
lara karşı çıkıyor, ama bölge füzeler-
le donanıyor.
- Belki bütün bölge için karşı
çıkıyor. ama evet bölge donanıyor.
ABD'nin Türkıye'ye bu konuda en-
gel olduğu konusunda bana resmen
bir bilgi iletilmedi.
- ABD engellemediyse. çevresin-
deki bunca örneğe karşın Türkiye
neden bu füzeleri alamıyor?
- Onu görüşeceğiz. Ben uzmanı
değilım bu konulann. Orta ve uzun
menzilli füzelerdeki teknolojik
gelişmenedirbakacağız. HavaKuv-
v etlen. bu füzelerin bir kısım işlevini
üzerine almış görünüyor.
- Türkiye, bu füzeler kaı-şısında
hava kuvvetleri üstünlüğüne
dayanırken doğnı mu vapıyor?
- Her şeyi görüşeceğiz.
- "TSK istediği kadar havada
büyük üstünlük sağlasui füze gerek-
li" y önünde görüşler var.
-Ben de öyle düşünüyorum.
Türkiye'ye yoğun ve tehlikeli kuşatma
• Baştarafı 1. Sayfada
Yunanistan'ın gensmde kaldı.
Türkiye. Yunanistan v e Güney Kıbns Rum Ke-
simi'nin sahip olduklan füze rampa sistemlerinin
dökümü. Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin ra-
kamlarına göre şöyle:
Yunanistan: SAM ı karadan havaya): 42 1
HAWK. 12 SA-8B. 36 Nike Hercules. 40 Sparrovv.
ASM (havadan karaya): AGM-12 Bullpup.
AGM-65 Maverick.
AAM (havadan havaya): A1M-7 Sparrovv. AIM-
9 Sidevvinder. R-550 Magıc.
MRL (topçu füzelen)ri22 mm. 150 RM-70.
Türkiye: SAM (karadan havaya): 108 Stinger.
789 Red'eye. 92 Nike Hercules. 24 Rapier.
MRL (topçu füzeleri): 107mm.48.227mm. 12
MLRS.
Güney Kıbns Rum Yönetimi: SSM (karadan
karaya):"3 MM-40 E\ocet.
SÂM (karadan havaya): 24 S.V
7
. 30*Mistral.
12 Aspide.
MRL (topçu tuzesı): 128 mm. 13 Yus M-63
(YMRL-32)
Cumhuriyet'ın savıınma kaynaklanndan derle-
diği bilgilere göre Ortadoğu ülkelerindeki füze ya-
pılan şöy le:
Irak'ûı TBF vetenekleri: 1988'ten ıtibaren 600
km. menzilli "El Hüseyin" füzesini gelıştirdi. Ay-
nı zamanda. operasyonel olarak konuşlandınlabi-
lecek düzeye ulaşmamakla beraber 900 km. men-
zilli "El-Abbas" ve 2 bın km. menzilli "El Abed"
füzelerinin de deneme uçuşlan gerçekleştirildi.
Arjantın ve Mısır'la birlikte bin km. menzilli
"Badr-2000" (Condor-2) füzesi üzerinde çalışma-
lar yapıldı. Irak'ın güdümlü füze çalışmalan. Ku-
veyt'in 1990 yılmda işgalinden bu yana uygula-
nan sıkı denetleme çalışmalan nedeniyle kesinti-
ye uğradı. 150 kilometreden daha uzun menzilli
güdümlü füzelerini BM ile imzalanan ateşkes an-
laşması çerçevesinde kabul etmiş olsa da Irak'ın
80-200 arası Scud füzesini saklamayı başardığı
öne sürülüyor.
İran'ın TBF vetenekleri: Libya'dan aldığı Sov-
yetyapımı Scud'lan ilkkez 1985'tekullandı vesa-
vaş bitene kadar toplam 387 füze fırlattı. 1985'ten
bu yana sürdürdüğü yoğun çalışmalar ile Kuzey
Kore ve Çin'in teknik desteğı sayesinde kapsam-
lı ve kısmen de olsa kendi kendine yeterli bir fü-
ze üretım altyapısına sahip olmayı başaran Iran.
Kuzey Kore destekli Scud üretimıne koşut olarak
ulusal düzeyde dizayn ettiği iki güdümlü füze üze-
rındeki çalışmalannı da sürdürüyor. Suriye'nin
TBF vetenekleri: Ortadoğu'da balistık füzelen en-
vanterine ilk dahıl eden ülkelerden biri olan Suri-
ye, 1960"lı yıllarda SSCB'den temin ettiği
"FROG-7" kısa menzilli güdümlü füzelenni Ekim
1973 Arap-Israıl savaşı sırasında Israil'deki he-
deflere fırlatarak Mısır'la birlikte söz konusu si-
lahlan kullanan ılk Ortadoğu ülkesi oldu. Surıye.
1974'te Sovyet yapımı Scud-B. 1983'te yine Sov-
yet yapımı SS-21 ve 1992'de Kuzey Kore yapımı
Scud-PIP modellerini alarak TBF envanterini ge-
rek boyut ve gerekse yetenek açısından önemli öl-
çüde gelıştirdi.
Geçen yıllarda SSCB'den bağımstzlıklannı i-
lan ederek Türkiye'nin komşuları arasına katılan
Gürcıstan veErmenistan'ın. topraklanndakonuş-
landınlmış Bağımsız Devletler Topluluğu birlik-
lerinin güdümlü füzelerıne el koyma olasılığı. Tür-
kiye'yı yeni bir tehditle karşı karşıya bıraktı.
BDT birliklerinın bu ülkelerden çekılırken stra-
tejik silahlan da beraberlennde götüreceklerinin
açıklanmasına karşın bu konudaki belirsizliğin
sürdüğüne dıkkat çekildi.
Bu arada Yunanıstan'ın. Ege için yenı bir Rus
silahını elde etmek amacıyla gırişünlerde bulun-
duğu ileri sürüldü. Yunanistan'«»şe?ine düştüğü.
Zubr adlı. karada ve denızde hareket edebılen,
ABD'nin rokettaşıyıcı kruvazörlennedönüştürü-
lebilen bu silahın. hem çıkarma hem de taarruz
amacıyla kullanılabildiğı bildirildi.
YPK'nin köprüsü
6
pl
I Baştarafı 1. Sayfada
nı" taşıyor. Bu onay üzen-
ne aynı plan stratejisini
*kabu]edeıT27 4.1995ta-
rihli Bakanlar Kurulu Ka-
ran'nın üzerinde ise 3. köp-
rüye "adının verileceğT ile-
ri sürülen Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'ın de
imzası var...işte bu onay lar-
la yürürlükte olan yedinci
plan: "metropollerin ulaş-
tımıa alryapısı ve toplu taşı-
ma hizmetleri vetersizdir"
saptamasını vaptıktan son-
ra; özellikle Istanbul için 3.
köprü ifadesini değil,
"üçüncü bir geçişe ihtiyaç
bulunmaktadır" vurgula-
masını taşıyor. Toplu taşı-
mayı sağlayacak bu geçişin
artık "nasıl olması" gerek-
tiği konusunda ise kalkın-
maplanınınbelirlediği "he-
def" şöyle özetleniyor:
"karayolu taşımacıhğının
yükünü azaltmak amacıyia
ra>1ı sistemler yaygınlaşhrı-
lacakür™"
YPK'nın. İstanbul'da
raylı sistemleri yaygınlaş-
tırma hedefinin "en önem-
li esiği" olan demıryolu tüp
Köprüde demiryolu aldatması
3. Bogaz Köprüsü'nde yer alacağı be-
lirtilen "demiryolu geçişinin'" karayolla-
nnca geliştirilen projede olmadığı. kamu-
oytmdaki tepkilerı yumuşatmak amacını
taşıdığı anlaşıldı.
Karayollan Genel Müdürü Yaman Kök
ünzasıyla REFAHYOL döneminde Istan-
bul Büyükşehir Belediyesi'ne gönderilen
projenin 11.111996tarih ve 2910 sayılı üst
\ azısında; "3. karayolu geçişine ait planlar
eklkür"' ifadesi yeralıyor. Yüksek Planla-
ma Kurulu'nun'(YPK) 2 Eylül 1997 tari-
hindeki toplantısında yeniden karar altma
aldığı bu "karayolu köprüsü*' projesinin
hem kendisinde hem de bağlantı yollann-
da ise demiryolu mevcut değil. Sadece
projeye sonradan eklenen bir "not" bölü-
münde, 4. ve "son madde" olarak aynen
şu cümle bulunuyor:
u
Boğaz geçiş köprü-
sü 2 kath düşünülmüş olup. birinci katuı-
da ra>lı sistem. ikinci katmda oloyolun ge-
çtşi düşünülmektedmJ*
Bu nota göre henüz "düşünüklüğü'" an-
laşılan raylı sistem bağlantısının yine ay-
nı projedeki yer seçimı ve "güzergâh" ka-
rarlan açısından da nasıl gerçekleşeceği
belli değil. Istanbul'da. Avrupa yakasında
önceki yıilarda hizmete giren yeni tramvay
hatlan ile yapımı sürmekte olan metro in-
şaatı, Asyayakasmdaki mevcut ve planla-
nan raylı sistemlerle bir "demiryolu tüp ge-
çişte" bağlanmak üzere projelendirilmiş
durumda. Bu "entegre"
1
projenin tüp geçiş
bağlantısı ise yine tramvay ve metro uy-
gulamasında güzergâh seçimini belirleyen
"Üsküdar-Yenikapr yönünde...
YPK'nin "demiryohı notu>
ı
b"(!) onay-
ladığı 3. köprü ise şimdiye dek trilyonlar
harcanarak geri dönülmez bir aşamaya ge-
len bu entegre raylı sistem projesini gözar-
dı ettiği gibi Üsküdar'daki Karacaahmet
Mezaıiığı'ndan Beşiktaş'taki YIWE Sara-
yı'na ve Barbaros Bulvan'na "raylı ge-
ç^"(!) düşünerek kent içi karayollan ara-
sında başı sonu belli olmayan bir "hayaM
tren" öngörüyor. Böylesi bir proje notu
raylı sistem söylemindeki temel amacın
"kandırmaca" olduğunu ortaya seriyor.
geçişini y ine belirsiz birge-
leceğe ertelemesı. 2 yıl ön-
ce kendi onavladıeı bu kal-
kınma plarunın "fizikiplan-
lama" ilkelerine de ters dü-
şüyor.
Kalkınma planında açık
bir ifadeyle "büyük kentle-
rimizin şehircilik prensiple-
rine uygun şekildc gdişimi
sağlanacakdr" şeklınde be-
lirtilen ve "fiziksel plan ka-
rarlanna uyumlu kalkın-
ma" olarak vurgulanan te-
mel anlayış. İstanbul'da da
"Metropoliten Nâzım
Plan'a uynlmasını" gerekti-
rıyor. Nâzım Plan ise hem
Sözen döneminde. hem de
Erdoğan döneminde geliş-
tirilen temel ulaşım kararı
olarak 3. köpriiyü kesin ola-
rak reddediyor; demiryolu
tüp geçişi "olmazsa olmaz
koşuj" şeklinde öngörü-
yor...
Aslında bütün bunlar,
YPK'nin sadece şehirciliği
değil. "hukuku" da bir ke-
nara ittiğinin açık kanıtları.
3. köpriiyü isteyenler. İstan-
bul'un Nâzım Plam'na ve
ülkenin kalkınma planına
zamanında itiraz etmeyip.
bu planlardaki "toplu taşı-
ma", "raylı sistem" ve "tüp
geçiş" hedeflerini kabul et-
tiklerine göre. şimdi bu he-
deflere aykırı dayatmalan-
na yasal bir dayanak bulma-
ları da mümkün görünmü-
vor...
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Yol boyu "Nea" ile başlayan kasabalarla dolu.
Anadolu'dan 1920'li yıllarda buraya göçen Rumlar,
terk ettikleri yerleşim yerinın adının başına 'yeni'
sözcüğünün Yunancasını koyup yeni yerleşim yer-
leri oluşturmuşlar. ilk Nea Bafra çıktı. Bir dağın ya-
macında kümelenmiş yeşillerin ortasına oturmuş
güzel evler. Kahvelerde Türk kahvesi fincanları. Ya-
nında su... Kahvenin birinde bir bakışta yedi-sekız
fincan saydım.
Uçsuz bucaksız, yer yer engebeli bir ovadan geç-
tik. Uzun ince havuzlu çeşmeler. besili koyunlardö-
nüş yolunda...
Otobüs, Serez'e 29 kilometre kala bir köye girdi;
Nea Zihni.
Güneşin feri sönerken. yeni bir köy: Nea Petra.
Serez, Selanik'in 100 kilometre kadar kuzeydoğu-
sunda. Nâzım Hikmet'in günümüzetaşıdığı "Şeyh
Bedrettin Destanı "nın noktalandığı yer. Güneş eğil-
dikçe içim daralıyor. Sankı gün batmadan yetişsem
Şeyh Bedrettin i ipten kurtaracağım.
Dalı yerde zeytin ağaçlarını. orman gibi incirleri
geçtik, yeni bir yerleşim yeri; Nea Souli.
Çıplak bir dagın eteğinde, ama önündeki ovaya
bakılırsa her şeyin peteginde.
Ve Serez, 7-8 katlı evlerle başladı. içimde bir ga-
riplik:
Ya çarşıdan hiçbir şey kalmamışsa...
Otobüsten inip insanlann kalabalık oldukları yö-
ne doğru yürüyünce uçsuz bucaksız bir çarşı baş-
ladı. Araçlara kapalı bölümler iki katlı. geçen yüzyıl-
lann anısını ayaktatutan binalar...
Çarşı ıçınde rasgele dolaşırken, yolum bir camı-
ye çıktı. Bütün kapılar kapalı. sadece bahçesinde
değil. duvarlarında ve çatısında da ot bitmiş. Her-
hangi bir saldırı izi yok, ama terk edilmış.
Tekrar çarşıya döndüm, ortasındaki üçgende bir
dizi çiçeğin yani sıra sivri biberın de yetiştirildiği bir
çarşı bölmesine geldim. Önündeki kahvedeki iki ay-
rı masada tavla oynanıyor. Ama tavla 2 kişiyle mioy-
nanıyor, 20 kişiyle mi belli değil.
Kahve ocağında sıra sıra cezveler, Türk kahvele-
ri gidip geliyor.
Oturdum, az sonra yanıma 50 yaşlarında bir kişi
oturdu. Çantadan çıkardığım notlardan, kâğıtlardan
Türk olduğumu anlamış. ilk sorusu:
- Nasılsen sen?
Serez'de Anadolu'dan gelmiş Rumlar olduğunu
biliyordum, ama ilk temas kuracağım kişiyle Türkçe
konuşacağım hiç aklıma gelmezdi. Sohbet ılerledi,
Türk kahvesini sordum. Gülümseyerek şu karşılığı
verdi:
- Siz Türk kahvesini unutacaksınız, ama buralar-
dayaşayacak. - - - ••"•lr_
Bir an Türkiye'deki kahveleri düşündüm. Yanni
belki de haklı.
Yarın daha güzel Türkçe konuşanlaria buluşmak
üzere Yanni'den ayrıldım.
Kaç türlü Türkçe konuşuluyor?
Ertesi gün, 5-6 kişi kelle-paça çorbası içtikten
sonra kahvede sohbet ettik. Nikolov Pandelidis
anlatıyor:
"Ben çok küçükken koca anayla Urfa'dan bura-
ya gelmişiz. Koca ana. Yunanca bilmezdi, Türkçe
konuşurdu. Burada da öyle yaşadı. Biz de Türkçe
konuşurduk. Okula gidince karşımıza Yunanca çık-
tı, onu öğrendik."
Nikolov, daha sonra Türkçeyi unutmuş, ama Al-
manya'ya işçi olarak gidince en yakın arkadaşı Türk-
ler olmuş. "Kan çekerdi be yav" dedi, devam etti:
"Diyelim ki bir Türk bir Almanla kavga ettı. Yardı-
ma ilk Yunanlı koşardı. Biz kavga edince de Türkler
gelirdi. Yemeklerimizaynıydı. Birbirimizin yemeğin-
den aynı tadı alırdık. Arkadaş oldukça benim Türk-
çe de geri gelmeye başladı."
Birlikte çarşıyı dolaşırken Şeyh Bedrettin'i anlat-
tım. Çarşıda bakırcı dükkânı olup olmadığını sor-
dum. Nikolov'un ayakkabı tamir dükkânının olduğu
Kalambaka Sokağf ndaymış. Ama çarşı çok yan-
gın, deprem geçirmiş. Nikolov'un anlattığına göre bu
yüzyılda da en çok "BulgarKomitacılar"\n saldınsına
uğramış.
Eski bakırcıların yerini hamburgerciler. dönerciler
almış. Tabelalarını da Coca Cola amblemleri süs-
lüyor. Hani Nâzım Hikmet, destanı bugüne uyarlasa
belki de "Bir Coca Cola tabelasının karşısında" diye-
cek...
Konu uzun. Bulgaristan'daTorlak Kemal'in ardıl-
lannın kurduğu Torlak Köyü'nü sonraya bırakalım.
Sözü Türkiye'deki 17 kanalı da çanak antenle iz-
leyen Nikolov'un bir sorusuyla noktalayalım:
"Türkiye'de kaç türlü Türkçe konuşuluyor? Her
kanaldaki ayrı."
Yapılması planlanan köprüye tepkiler artarak or
Istanbul Haber Servisi - Bilim
çevreleri ve jlgili meslek kuru-
luşlannın. "İstanbul'un ulaşım
sorununa bir çözüm getirmeje-
ceği gibi yeşil alan ve kentin tari-
bi değerlerini tahrip edeceği" ge-
rekçeleriyle karşı çıktıklan 3.
Boğaz Köprüsü'ne gösterilen
tepkiler büyüyor. DYP Genel
Başkan Yardımcısı ve İstanbul
Millervekili Ha>ıiKozakçıoğlu.
İstanbul Boğazı "na köprü y erine
tüp geçit yapılmasından y ana ol-
duklanm belirtti.
Orman Mühendisleri Odası
Marmara Şube Başkanı Prof.
Dr. Ertuğrul Acun, Yıldız Par-
kı'nın yeni köprüy e kurban edil-
mesinin. ortaçağda bile düşü-
nülmeyecek uygarlık dışı biruy-
gulama olacağını vurguladı.
İstanbul Boğazı'na 3. köprü
yapılması gırişimine karşı İstan-
bullular "demokratik kent mu-
halefeti" örgütleme hazırlıkları-
nı sürdürürken dün de çok sayı-
da kuruluş ve kişi görüş ve tep-
kilerini açıkladı.
DYP Genel Başkanı Tansu
Çiller'in, Başbakanlığı sırasın-
da Japonya'ya yaptığı gezide
"Boğaza 3. köprü yapılacaktır
ve bunu Japon firmalan yapa-
caktır" dıyerek bu konudaki ta\ -
rını ortaya koymasına karşın,
DYP Genel Başkan Yardımcısı
ve İstanbul Milletvekili Hayri
Kozakçıoğlu, köprüye karşı ol-
duklannı açıkladı. Eski tstanbul
valisi Kozakçıoğlu. DYP İstan-
bul İl Başkanlığf nda düzenle-
diği basın toplantısında. Yüksek
Planlama Kurulu'nda tstanbul'a
üçüncü bir boğaz köprüsü yapıl-
ması yönünde çıkan karan eleş-
tirdi. İstanbul'da ulaşımın güne.
saate ve semte bağlı olmaksızın
tıkandığını belirten Kozakçıoğ-
lu. sorunun trafik polisi ve sın-
yalizasyondan değil. yol eksık-
liğinden kaynaklandığinı söyie-
di. Üçüncü bir köprünün yapıl-
masını. önceliğın tüp geçitte ol-
ması koşuluyla destekleyebili-
ceklerini anlatan Kozakçıoğlu.
ikinci köprünün de ulaşımı ra-
hatlatacağı »anılarak yapıldığı-
nı. ancak beklenen sonucun el-
Köprüde saflar belirlendi
-Köprü isteyenler:
-İshak AlaUm (Alarko Hol-
dig)
-Şank Tara (ENKA Hol-
ding)
-Yüksek Planlama Kurulu
-Karayollan Genel Müdür-
lüğü
-Bedrettin Dalan (Eski İs-
tanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı-tüp geçit de yapılmak
koşuluyla)
-Tüp geçK İsteyenler
-Mimarlar Odası, İnşaat
Mühendisleri Odası, Şehir
Plancılan Odası ve Orman
Mühendisleri Odası
-Murat Karayalçuı (CHP
Samsun Milletvekili ve eski
Ankara Belediye Başkanı)
-Ya\ıız Önen (TMMOB
Başkanı)
-Nurettin Sözen (Eski İstan-
bul Büyükşehir Belediye Baş-
kanı)
-Tayyip Erdoğan (İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanı)
-Devlet Planlama Teşkilatı
-Ulaşımla ve çevreyle ilgili
bilim adamlan
-Çevreci kuruluşlar
de edilemediğini anımsattı.
Orman Mühendisleri Odası
Marmara Şube Başkanı Prof.
Dr. Ertuğrul Acun, yaptığı yazı-
lı açıklamada. 3. köprü ile or-
man yağmasının hızlanacağını
savundu. Yeni geçiş yeri olarak
gösterilen Yıldız Parkı'nın yeni
köprüye kurban edilmesinin. or-
taçağda bile düşünülmeyecek.
uygarlık dışı bir uygulama oldu-
ğunu belirten Acun. "Bununva-
nında, Boğaziçi'nin eşsiz doğal
güzelliği de 3. köprüy le daha da
ortadan kalkacaktır" dedi. Er-
tuğrul Acun, daha sonra şunlan
savundu:
"Bedrettin Dalan. New
York'ta 45 köprü var, İstan-
bul'da 3. köprü olsa ne çıkar te-
kerlemesiyle, hâlâ İstanbul Bü-
yükşehir Belediye Başkanlığı'm
anlayamadığını belgelemektedir.
Nevv York'un düz arazisiyie Bo-
ğaziçi'ni kanşünnaktadır. İstan-
bul'un yeşil kuşağına saldınlar 1.
köprünün yapılmasıyla başla-
mış, 2. köprünün yapımıyla da
doruk noktasına ulaşmıştu*. Pa-
ra babalannın kârlan için yeni
bir köprü senaryosu gündeme
getirilmektedir. Köprüden geçen
araçlann > üzde 80'i otomobildir.
Ormanlara otomobilleriy le ula-
şabilenler için köprü yarar sağ-
layacaktır."
İstanbul Boğazı'na üçüncü bir
köprü yapılmasını ilk kez öne-
renlerden. İstanbul Büyükşehir
Belediyesi'nin eski başkanı
Bedrettin Dalan ise yeni köprii-
yü ancak tüp geçişin yapılma-
sıyla savunabiliyor. Üçüncü bir
köprüye ihtiyaç olduğunu kendi
döneminde söyledığını ve bu-
gün haklı çıktığını anlatan Da-
lan. "Ben projeme tarafım. Be-
nim projem. köprü artı tüp geçit
artı bunlan birbirine bağlayan
Beşiktaş-Samarva ve 4. Haliç
Köprüsü dahil olmak üzere bir
içringyoiudur ve tüp geçitin için-
de metro da vardır" dedi.
Tek başına köprünün bir şey
ifadeetmeyeceğini savunan Da-
lan. köprünün 1. köprünün gü-
neyine yapılmasmın doğru ol-
duğunu ve kendi projesinde de
köprü yen için aynı bölgenin dü-
şünüldüğünü söyledi.
Bahçelievler Belediye Başka-
nı SaffetBulutise 3. köprüy le il-
gili referandum yapılmasını
önererek şu görüşlerı savundu:
"İstanbul'un tarihsel ve doku-
sal yapısının yatınmlarla hangi
ölçüde etkileneceği u/nıanlar ta-
rafından değerlendirildikten
sonra halkın tercihi sorulma-
udır."