Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
L-6 EYLÜL 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Cezaevinde
gerginlik
• ADANA (Cumhuriyet
•Bürosu) - Adana E Tıpi
Kapalı Cezaevi'nde 8
ağustos günü bir kişinin
ölümüyle sonuçlanan
isyanın ardından geçen
çarşamba günü de bir grup
adli tutuklunun sevki
sırasında çıkan olaylarda 12
kişinin gardiyanlar
tarafından sopalarla
:
dövülerek yaralandığı ileri
sürüldü. Sevke gidenlerin
ifadesinin alındığım belirten
Cezaevi Savcısı Ekrem
Aydıner. gardiyanların da
' ifadelerinin alındığmı
kaydetti
ADD'den Sıvas
- • ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Atatürkçü
.Düşünce Derneği (ADD)
Genel Başkan Yardımcısı
r Tevfik Kızgınkaya.
cumhuriyetin (oıruluş
. ilkelerinin somutlaştınldığı
Sıvas Kongresi'nin 78.
^yıldönümü kutlamalanna
TRT'den başka televızyonun
yer vermemesini ve
Sıvas'taki kutlamalara hiçbir
bakan ile millenekili
katılmamasını kınadı.
' Sıvas'taki törende açılış
konuşmasını RP'li belediye
" başkanının yapmasını
»eleştiren Kızgınkaya.
" törenlere bir tek bakan ve
" milletvekilinin
katılmamasına ve mehter
' marşının çalınmasına da
" tepkı gösterdi.
İpek Çakın'a
gözaltı
I İstanbtıl Haber Servisi -
Marmara Tutuklu ve
- Hükümlü Ailelen ile
Dayanışma Derneği
r (Tl'YAD) Yönetım"Kurulu
, üyesi İpek Çakır'ın 4 eylül
gecesi evinden gözaltına
alındığı bildirildi.
, "TlYAD'lı Aileler" imzalı
açıklamada, İpek Çakır'ın
f "keyfi nedenlerle"
[ gözaltına alınması kınanarak
derhal serbest bırakılması
, istendi.
Küçükosmanoğlu
1
Ü İstanbul Haber Servisi -
1
DlSK'e bağlı Nakliyat-tş
Sendikası Genel Başkanı
' Ali Rıza Küçükosmanoğlu.
= 12-14 eylül tarihlerı
'arasında yapılacak DtSK 10.
Genel Kurulu'nda. genel
' başkanlığa aday olacağını
açıkladı. Küçükosmanoğlu.
Genel Başkan Rıdvan
Budak ve yöneticilerin.
• DlSK'ı tanhi misyonundan
uzaklaştırdıklannı savundu.
Duyar Afyon
Cezaevi'nde
r • İstanbul Haber Senisi -
Sabancı Center'ın 25.
( katında Sabancı Holding
Yönetim Kurulu üyesi
Özdemir Sabancı. Toyota-Sa
Genel Müdürü Haluk
.Görgün ve sekreter Nilgün
Hasefe ile ll Jandarma
Komutanlığı'nda nizamiye
nöbetçisi iki erin
öldürülmesi olayına ilişkin
11 sanıklı davada idam
cezası istemiyle yargılanan
"itirafçı sanık" Mustafa
Duyar'ın Afyon Cezaevi'ne
nakledildiği bildirildi.
Duyar'ın cezaevinde
'evlendiği itirafçı eşi Semra
Polat'mda Afyon
Cezaevi'ne nakil için
Kırklareh Cezaevi
_yönetimine bir dılekçe ile
başvurduğu belirtildi.
İslami Hareket
Navası
• İstanbul Haber Servisi-
Turan Dursun. Çetin Emeç
ile Iranlı Ali Akbar
Gorbani'nin
öldürülmesinden. çok sayıda
bombalama eylemınin
gerçekleştirilmesinden
sonımlu tutulan ve Irfan
Çağıncı'nın da yargılandığı
İslami Hareket örgütü ana
davasına devam edildi.
istanbul 3 No'lu DGM'de
görülen da'vanın dün yapılan
orurumuna. tutuklu 14 sanık
katıldı. Yakalandığı sırada
geçirdiği trafık kazası
sonrasmda sakat kalan
Cengiz Sankaya. duruşmada
mahkeme başkanına, "Ateşe
çok mu dayanıklısınız"
sorusunu sordu.
Sankaya'nm "Yağmuru
yağdıran kim? Siz
cehennemi biliyor
musunuz?" sözleri üzerine
mahkeme başkanı. "Cengiz
sen bize bir şey mi anlatmak
istiyorsun. Yoksa birileri
mesaj mı vermek istiyor"
L dedi.
Şevki Yılmaz ve Ömer Bilgin hakkmdaki dokunulmazlık tezkereleri gönderildi
TBMM'ye iki yeni dosyaANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Rıze
Bağımsız Milletvekili Şevki Yılmaz ve
DYP Isparta Millervekili Ömer Bilgin'in
dokunulmazlık]annın kaldınlması istemiy-
le hazırlanan iki fezleke daha TBMM Baş-
kanlığı'na sunuldu.
Meclis'te dokunulmazlık dosyalan bek-
leyen milletvekilleri arasında ilk sıralarda
yer alan Rize Millervekili Şevki Yılmaz
hakkmdaki tezkerelere bir yenisi daha ek-
lendi. Yılmaz'ın, Avrupa Milli Görüş Teş-
kilatı'nca 1991 yılında düzenlenen bir top-
lantıda yaptığı konuşmasıyla ilgili olarak
hazırlanan dosya Başbakanlık tarafından
TBMM Başkanlığı'na gönderildi. TBMM
Başkanlığı'nca Anayasa ve Adalet Karma
Komisyonu'na sevk edılen tezkerede Şev-
ki Yılmaz'ın dokunulmazlığının söz konu-
su konuşmasında dönemin Devlet Bakanı
Mustafa Taşar'a alenen hakaret ettiği ge-
rekçesiyle kaldınlması istendi. Tezkerede
daha önce konuşma hakkında takipsizlik
karan verildiğine, ancak Yılmaz'ın millet-
vekili seçildiği tarih dikkate alındığında 5
yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığına
dikkat çekildi. Anayasanın 83. veTürkCe-
za Yasası'nın (TCY) 107. maddesine göre
Sevket Kazan
'Yargıya
güvenimiz
tam'
ALTINOLLK(AA)-RP
Genel Başkan Yardımcısı
Şevket Kazan. Anayasa
Mahkemesi'nin,
savunmalannı vermek
üzere tanıdığı 30 günlük
ek süreden dolayı
mahkeme üyelerine
"müteşekkir" olduklannı
belirterek. "Anayasa
Mahkemesi üyelerine
güveniyoruz" dedi.
Kazan. RP
Genel Başkanı Necmettin
Erbakan'ın
başkanlığında Altınoluk
beldesinde 20 gündür
sürdürdükleri çalışmalara.
mahkemenin 30 günlük
ek süre vermesiyle bir
hafta ara vereceklerini
söyledi.
Son savunmada. özellikle
RP'nin "neolduğunun"
anlatılacağına değinen
Kazan, "Bugün hâlâ
Türkiye'de RP
tanınmıyor. başarılı
hizmetleri göriilmüyor.
Oysa yerel yönetimlerde
ve 54. hükümette verdiği
hizmetlerin ortaya
konulması gerekiyor"
dedi.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
LOBiSi
milletvekilliği süresince zamanaşımı işle-
mediği için evrakın yeniden ele alındığı
vurgulandı.
TURBAN Genel Müdürlüğü yaptığı dö-
neme ilişkin suçlamalann yer aldığı 100'ün
üstünde dosya nedeniyle hakkında dava
açılan DYP Isparta Milletvekili Ömer Bil-
gin'in dokunulmazlığı da "görevini kötüye
kullandığı ve sahtc evrak düzenlediği" ge-
rekçesiyle kaldınlmak iste-
niyor. Fezlekede. Bilgin'in
genel müdürlüğü sırasında
turizm yönünden önceliği
bulunmadığı halde Ispar-
ta'da turizm seyahat acen-
tesi açtığı ve Antalya ışlet-
melerinin olanak ve parala-
nnı Isparta'da kullandığı
belirtildi. Lüks malzeme-
lerle donatılan ve bir yıl gi-
bi bir sürede yapılan mas-
raflar dikkate alınmadan
kapatılan acenteye personel
alımında da yolsuzluklar
yapıldığına dikkat çekildi.
Fezlekede. 24 Aralık seçim-
leri öncesinde personel adı-
na sahte avans fişleri düzen-
lenilerek TURBAN kay-
naklannın seçim harcama-
lan için kullanıldığı öne sü-
rüldü.
Yılmaz \e Bilgin hakkın-
daki tezkerelerle ilgili ola-
rak Anayasa ve Adalet Kar-
ma Komisyonu'nda birer
hazırlık komısyonu oluştu-
rulacak ve hazırlanacak ra-
por karma komisyonda ele
alınacak.
Yılmaz
'Herkes
hesabını
verecek'
1990 yılmda 5 milyon lira değerindeki binaya 250 bin lira ödedi
Refah Partisi'ııin kira ıısulsüzlüğü
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - RP'nin 1990 yılı hesaplan-
nı incelemeye alan Anayasa
Mahkemesi'nin RP'nin genel
merkezi konusundaki kuşkular
üzerine istediği bilirkişi incele-
mesi tamamlandı. "Partinin mu-
temedi" olarak bılinen Beşir
Darçuı'a ait olduğu ve RP'ye
1990 yılında 250 bin lira karşılı-
ğında kiralandığı kaydedilen bi-
nanın aylık kira bedeli 1990 yılı
için 5 milyon 900 bin lira olarak
saptandı.
Anayasa Mahkemesi Başkan-
lığYnın 8 Temmuz 1997 günlü
karanyla. RP genel merkezi ola-
rak kullanılan binanın 1990 yılı
ocak ayı itibanyla aylık ve yıllık
rayiç kira bedelinin tespiti isten-
di. Yargıtay Cumhuriyet Başsav-
cılığı kanalıyla istemin iletildiği
Ankara 6. Ağır Ceza Mahkeme-
si Başkanlığı, inşaat yüksek mü-
hendisi Elvada Onay'ı bilirkişi
atadı.
Onay'ın hazırladığı rapor ye-
rel mahkeme ve başsavcılık ara-
cılığıyla Anayasa Mahkemesi 'ne
iletildi.
Raporda. RP Genel Başkanlı-
ğı'nın verdiği Mart-Aralık 1990
aylanna ait faturalarda aylık ki-
ra bedelinin 450 bin lira gösteril-
diğı belirtildi. ETAŞ ile~RP ara-
sında imzalanan ve 16 Şubat
1990'da başlayan kira sözleşme-
sine göre, kira süresinin bir yıl
olduğu ve aylık kira bedelinin
250 bin lira olarak kaydedildiği
belirtilen raporda. "Yine sözleş-
mede, ETAŞ işhanının giriş kaü-
nın komple genel merkez binası
olarak kullanılacağının yazıldı-
ğı" belirtildi.
Kira tespitine konu olan bina-
nın 5 katlı olduğu anlatılan ra-
porda. bütün binanın kullanılma-
sı durumunda 1990 yılı ocak ayı
kira bedelinin 5 milyon 950 bin
lira. yıllık kira bedelinin de 71
milyon 400 bin lira olabileceği
şeklinde hesaplandı.
Anayasa Mahkemesi heyeti-
nin raporu dikkate alması duru-
munda, rayice uygun olmadığı
için aradaki farkı Hazine'ye ge-
lir olarak kaydedebileceğıne dik-
kat çekildi. Siyasi Partiler Yasa-
sı, bir kişinin aynı yıl içinde bir
partıye 50 milyon liranın üzerin-
de bağış yapmasına ızin vermi-
yor. RP'nin 1990 yılı sonrasında-
ki hesaplannda yapılacak incele-
me sırasında RP Genel Merke-
zı'nin yıllık kira bedeli rayici ile
ödenen kıra bedeli arasmdaki
farkın büyüyebıleceğine dikkat
çekildi.
insan Hakları Üst Kurulu zirvesi gerçekleştirildi
Diyarbakır'da 'insani' toplantı
ENVTRSEVİŞ
DİYARBAKIR-tnsan Hakla-
n Koordinatör Kurulu'nun Di-
yarbakır'da gerçekleşrirdiği top-
lantıda. işkence ve kötü muame-
lenin önienmesi için ek öniem-
ler alınmasma ve hâkimlik ile
savcıhk güvencesinin güçlendi-
rilmesi için ön çalışma yapılma-
sma karar verildi. Devlet Baka-
nı Hikmet Sami Türk. hüküme-
tin hedefînin Güneydoğu Ana-
dolu Bölgesi'ni en gelişmiş böl-
ge yapmak olduğunu kaydetti.
Diyarbakır Valilifi'nde seki-
zincisi yapılan însan Haklan
Koordinatör Ost Kurul Toplan-
tısı'mn ardmdan konuşan Türk,
toplantıda alınan kararlan açık-
ladı. Türk, Demekler Kanu-
nu'nun daha demokratikleştiril-
mesi ve Türkiye'de işkence ve
kötü muamele ile ilgili daha ön-
ceden alınmış kararlann gözden
geçirilmesi amacıyla bir çalış-
ma başlattıklannı söyledi.
Doğu ve Güneydoğu Anado-
lu Bölgesi'nde güvenliğin artık
tamamiyle sağlandığını vurgu-
layan Türk, bu güvenliğin eko-
nomik. sosyal, kültürel ve top-
lumsal alanlarda ilan edilecek
seferberlikle pekiştirileceğini
söyledi. Türk, sözlerini şöyle
sürdürdü: "Bölgede her şe>den
önceyaşama hakkını güvence al-
tma alnıak gerekirdL Buda şu an
tamamiyle sağlanmış oldu. Ar-
tık insan hakları özel bir anlama
kavuşmuştur ve Türkiye'yi in-
san haklan thlalierinin olmadı-
ğı bir ülke konumuna »etirmek
de en önemli görevûniz olacak-
tff."
Bölgede birçok insanın, gün-
lük yaşamını devletin yardımla-
nyla sürdürdüğünü^ devlet ve
hükümet olarak vatandaşlara is-
tihdam alanlan yaratılmasının
başlıca görevleri olduğunu kay-
deden Türk, Siirt'te 16 Eylül
1997 tarihinde yapılacak olan
Bakanlar Kurulu toplantısmda,
hükümetin bölgeye yapacağı
projeleri açıklayacağını bildir-
di.
BÜLENT ECEVİT
ANTALYA - Başbakan
Mesut \ ıhnaz. bundan son-
ra siyaset yapacaklann ken-
di hesaplannı vermeye mec-
bur kalacaklannı söyledi.
"Hiç kimse. öyle dokunul-
mazhgın arkasına saklanıp
da ucuz kahramanlık yapa-
mayacak. Hiç kimse, halkın
parasıyla yotsuzluk yapama-
yacak" dıyen Yılmaz. din-
den oy çıkarmak ısteyenle-
re itibar edilmemesini iste-
di. Yılmaz, pamuk alım
kampanyasını da başlattı.
Antalya'da Karain Hava-
alanı'nın açılışını yaptıktan
sonra Yeniköy 'e geçen Yıl-
maz. vatandaşlarla öğle ye-
meği yedi. Cuma namazını
kıldıktan sonra halka hitap
eden Yılmaz. iki aydır hükü-
mette olmalanna rağmen
çok büyük işler yaptıklannı
söyledi.
Daha sonra Antalya Pa-
muk Tanm Satış Koopera-
tifleri Birliğı (Antbırlik) Ge-
nel Müdürlüğü'ne geçen
Yılmaz, Sanayi ve Ticaret
Bakanı Yalım Erez'in de ka-
tıldığı toplantıyla pamuk fi-
yatlannı açıkladı, alrm kam-
panyasını başlattı.
Yılmaz. Ege ve Akdenız
pamuğuna 140 bin lira öde-
neceğini. kademeli alım ile
kasım ayında 145. aralık
ayında da 150 bin Iıraya çı-
kanlacağını söyledi. Yımaz.
TÜBİTAK Gözlemevı'nin
açılışında yaptığı konuşma-
da da "Türk bilim adamlan
yakın bir zamanda gelişmiş
ülkelerin bilim adamlan 0-
bi uzaydan yeryüzünü gözet-
leme imkanına kavuşacak-
lardır" dedi.
IRMIKI AYDIN ENGİN
Evet doğru okudunuz. Diler-
seniz yineleyeyim: Türkiye,
Tansu Çiller'le gurur duyuyor.
Içimden dağa taşa böyle yaz-
mak geliyor. Bir karşılaşsak o
koyun bakışlı gözlerinden öp-
mek isterim.
Sevincimi eksilten, "gururu-
mu" inciten tek nokta, onunla
birlikte Mehmet Ağar ve Se-
dat Bucak'ın da Susurluk'a
gelmeyışi. Bu kusur da olma-
saydı keyfime diyecek yoktu.
Hele Ibrahim Şahin ve özel
timci adamlan da bu önemli gü-
nün şerefine bir günlüğüne de
olsa tahliye edilip Susurluk'ta
Tansu Çiller'in omzu başında
yer alsalardı günün anlam ve
önemi daha da taçlanacaktı.
Hatta Içişlerinin efsanevi baka-
nı o hanım da (Hani adı şeydi...
Neydi?.. Neyse!) seçim otobü-
sünün üstünde boy gösterme-
liydi. Bu unutulmaztablo Türki-
ye'de demokrasinin tıkanmışlı-
ğını açmakta tarihsel bir işlev
görecekti. Olmadı. Eksik oldu.
Türkiye Çiller'le Gurur Duyuyor
Ama olsun. Azla da yetinme-
yi bilmeliyiz. Düşünün Tansu
Çiller Susurluk'a gitmeyebilirdi
de. Sedat Bucak ve Mehmet
Ağar'ın isabetle ve ferasetle
saptadıkları gibi "Susurluk ola-
yı tam da kapanmışken bu ko-
nuyu yeniden gündeme getir-
mesi anlaşılır gibi değil" iken o
tuttu ve Susurluk'un kurtuluş
gününü bahane ederek "Ayran
Festivali"r\e katılıverdi.
Artık mitinge kaç kişi katılmış.
çevreden getirilen DYP'liler kaç
kişiymiş, Çiller konuşurken
"Türkiye seninle gurur duyu-
yor" diye böğüren kadın ve er-
kekler ne kadar avanta almışlar
hiç ama hiç önemli değil.
Çiller bir kez daha demokra-
siye hizmet etti. Gerçekten unu-
tuldu unutulacak gibi olan Su-
surluk'u yeniden gündeme taşı-
dı. Siz bu satırları okurken TV
kanalları önceki akşamın ana-
haber bültenlerindeÇiller'in Su-
surluk'ta boy gösterişi üstüne
dakikalarca görüntü yayımlamış
olacaklar. Pek çok kişi "Ha sa-
hiyahu bu ülkede birde Susur-
luk olayı vardı" diyecekler.
Kazanın ilk günlerinde, son-
ra "1 Dakika Karanlık" eylemle-
ri sırasında Susurluk'a örtül-
mek istenen örtüyü orasından
burasından delen, ama izleyen
gün ve haftalarda yaptıkları ha-
berler, önerdikleri çalışmalar
suskunluk duvarlanna çarpan
medya çalışanları için bir kez
daha Susurluk'u gündeme ge-
tirme olanağı doğdu.
Bencileyin aklını Susurluk'la
bozmuş, "Susurluk Türkiye 'nin
geleceğidir" deyip üç günde bir
Susurluk yazmış gazeteciler hiç
olmazsa bırkaç günlüğüne
"yalnız kalmışlık" duyguların-
dan sıyrılacaklar.
Yani iyi oldu. Çok lyi oldu.
"Yok canım şakadır. Gıtmez. Ne
yüzle gidecek? Olacak iş miya-
ni?" diyen çok bilmişleri Tansu
Çiller bir kez daha yanılttı. De-
mokrasiye bir kez daha katkıda
bulundu. Türkiye onunla ne ka-
dar gurur duysa yeridir.
• • •
Yazı burada bitti. Her zaman
bize ayrılan yeri aşar, yazı işle-
rinden fırça yeriz. Bu kez tersi
oldu. Bize ayrılan yeri doldura-
madık. Ama diyeceğimiz de bu
kadar. Kalan boşluğu doldur-
mak için bir fıkra filan yazmalı.
Ama aklıma gelen de edepsiz,
çok edepsiz bir fıkra. Bilemiyo-
rum anlatsam mı? Yakışık alır
mı kestıremiyorum. Ama çare
yok. Bu boşluk da dolacak... Is-
ter istemez edepsiz bir fıkraya
katlanacaksınız:
Sakar mı sakar bir adam de-
ğerli Çin vazolannın, porselen-
lerinin satıldığı bir antikacı dük-
kânına girmiş. Eliyle "Şu vazo
kaça" diye gösterip soracak ol-
muş. Gösterdiği vazoyu şangır
şungur aşağı indirmiş.
Antikacı dehşet içinde doğ-
rulurken, adam geri sıçramış
ve... ve tabii arkasındaki koca-
man Çin vazosunu iyi etmiş.
"Aman" deyip yana çekilmiş ve
oradaki porselen yemek takı-
mını aşağı indirivermiş, panik
içinde öne, arkaya, sağa, sola
derken dükkân harabeye dön-
müş. Antikacı yüzünde ancak
cinayet işlemeye kararlı olan-
larda görülen bir ifadeyle ada-
ma yönelmiş.
Bizimki elini antikacıya uzatıp
"Dur" demiş. Sonra da eklemiş.
"Bak, annem kerhanede çalışı-
yor; babam esrar işinden ha-
piste, kızkardeşim telekız; ben
de kanmı pazarlayarak geçini-
yorum". Şaşakalan antikacıya
doğru bir kez daha gülmüş,
"Şimdi" demiş; "Şimdi laf bu-
labilirsen istediğini söyleyebi-
lirsin bana!.."
POLİTİKA GÜNLLĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Cezaevleri...
Aşağıdaokuyacağınızmektup, Başbakan Me-
sut Yılmaz'a gönderildi...
Adalet Bakanı Oltan Sungurlunun cezaevle-
rinde 'hücre sistemı'ne adım atıldığını gösteren
genelgesi tartışılırken bize ulaşan mektup Türkı-
ye'nin ilkelliğini yansıtıyor...
Kişinin suçu ne olursa olsun. kararı yargı verır.
Tutuklunun ya da hüküm giyen kişinin 'yaşama
hakkından' devlet sorumludur...
Malatya E Tipi Cezaevi'nden Veysel Yağan,
Nazif Töre ve Bekir Balyemez'in ımzasını taşı-
yan mektupta şöyle deniliyor:
"Yaklaşık bir buçuk aydır bulunduğumuz ce-
zaevinde ciddi sorun ve problemleryaşıyoruz. Bu
süre zaıiında yaşadığımız baskı ve maruz kaldı-
ğımız saldınlarda bir tırmanma söz konusudur.
Şimdiye kadar ilgili sorumlular ve özellikle Cum-
huriyet Başsavcılığı'na başvurmamıza rağmen
hiçbir tepki alamadık.
Elazığ'dan 1. Müdür Ismail Aksoy buraya gel-
dikten sonra öncelikle keyfi birşekilde sürelı ba-
sın yayını vermeyı kesti. Başsavcılığın da bizzat
bulunduğu resmi protokolle belirlenmiş yaşam
haklarımızı keyfice gasp etti.
Avukat ve aile görüşüne giderken her gün ye-
ni bir davranış sergıleyerek keyfice yenı yaptırım-
lar dayatarak bilinçlice bir provokasyon ve katli-
am ortamı hazırlamaya çalışılıyor. Duruşmaya gı-
den arkadaşlarımızın kafa ve kolları kırılıyor. ya-
pılan suç duyuruları ya gönderilmiyor ya da işle-
me konmuyor. Hâlâ yaşamı aldığı darbelerle sür-
düren arkadaşlarımız var.
Tüzelkışi ve kuruluşiar dahil ilgili yerlere sorun-
ların çözümü için gönderdiğimiz faks ve mektup-
lann üzeri çizılerek geri göndehlıyor.
Bunların örnekleri mevcuttur. Göndermesı için
kendisinin uygun gördüğü gibi yazacakmışız.
Hastaneye götürülen arkadaşlarımız rıngde
jandarmalar, korıdorda da gardiyanlar tarafından
dövülüyor. Kapalı görüş kabinınden aılelerımız
çıkanlarak tartaklanıyor, provokasyon yaratmak
ve moral bozmak için bazılan soyularak aranıyor."
• • •
Mektup bir hayli uzun...
Mektupta, Malatya E Tipi Cezaevi'ndeki bas-
kı. işkence anlatılıyor, burada Diyarbakır'da ölüm-
le sonuçlanan olayların yineleneceğı öne sürülü-
yor...
Türkiye Cumhuriyeti, laik-demokratık bir hu-
kuk devletidir, bu nedenle de poiısınden jandar-
masına, cezaevi müdüründen gardiyanına dek
kimse demokrasinin temel koşulu olan kişi hak
ve özgürlüklerini gasp edemez...
Üç gün önce televizyon ekranlarına yansıyan
olayları hep birlikte şaşkınlıkla izledik.
Elbet, şu ünlü 'barış trenı' ya da 'barış otobü-
sü' yolculannın arkasında hangi terör örgütünün
olduğunu biliyoruz, görüşümüzü de yazdık. An-
cak, polisin otel kapısının camlarını ındirip içerı-
dekileri Melih Aşık'ın deyişıyle 'sıra dayağı ndan
geçirip gözaltına almasını şiddetle kınıyoruz...
Tüm dünya televizyonlan bu olayı verdi. Böy-
lece bir kez daha saldırgan ülke konumuna düş-
tük...
Yıllardır ne dıyoruz:
"Türkçülük, Kürtçülük kadar tehlikelidır. Her
ikisinin yolu faşizme gider."
Şimdi gelelim polis örgütünün durumuna:
Polisin içindeki ırkçı-gerici kadrolann derhal te-
mizlenmesi gerekiyor...
Avrupa Birliği'ne üye olmak sadece elini kolu-
nu sallayarak ülkeden ülkeye geçmek. maliarını
satmak değildir. Avrupa Birliği'ne üye olmak dü-
şüncelerin de özgür olması demektır...
Adamları haklı çıkarmak için elımızden geleni
yapıyoruz...
O zaman ne oluyor? Onlar barışçı. bızler savaş-
çı...
• • •
Türkiye'de demokrasinin tüm kurumlarda ku-
rallarıyla işlemesini istıyorsak öyle 'barış trenle-
ri'ne 'barış otobüsleri'ne değil, toplumumuzun
dinamik demokratik güçlere gereksinimi olduğu-
na inanmalıyız...
Sosyalistleri, sosyal demokratları bölük-pör-
çük edilmiş bir toplumda emek-sermaye çelişki-
sini görmeyip 'barış ve demokrasi' çığlıkları at-
mak akılcı bir eylem değildir...
Bu numara Refah'ın 'adil düzen' kandirmaca-
sına benzer; ABD'nin 'ılımlı islam' düzmecesiyle
buluşur; Yeni Dünya Düzeni'nin yükselen değe-
riyle moda olan 'yabancı hayranlığı 'na dönüşür...
Nedir bu eylem türü?
Sevr ve mandacılıktır!..
Cezaevlerinde yaşanan dram ise Türkiye için
gerçekten yüz kızartıcıdır...
Devletin görevi, suçiuyu yakalayıp yargıya tes-
lim etmektir. Devlet suçluya cezaevinde ne iş-
kence yapabilir ne de öldürebilir.
Gelin, yabancı hayranlığını bırakıp CHP'den
İP'ye, DSP'den ÖDP'ye dek tüm sol oluşumu en
azından 'ittifakyapmaya' zorlayahm!.. Türkiye'yi
2 binli yıllara çağdaş, demokrat kadrolan oluştu-
rarak taşıyalım! Devlet erkindeki gerici-faşist kad-
rolan bir bir ayıklayalım!..
Var mısınız?..
• • •
DİNOZOR'un altıncı sayısını aldınız mı? Eğer,
almadıysanız mutlaka bugün bir DİNOZOR alın.
Harika yazılar, karikatürler DlNOZOR'da... *
Faks numaramız: 0212/513 90 98
DİNOZOR
KESİNTİSİZ
ZORUNLU MİZAH