Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 EYLÜL 1997 CUMARTESİ
HABERLER
Zabıta 171
yaşında
• tstanbul Haber Servisi
- Belediye Zabıtasf nın
171. kuruluş yıldönümü
etkinlikleri sürüyor.
tstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanlığı'na
bağlı Kent Orkestrası. dün
belediye zabıta tören
kıtası eşliğinde kent turu
yaptı. Fatih, Aksaray.
Beyazıt ve Sultanahmet
güzergâhını takip eden
orkestranın turu.
yurttaşlar tarafından
büyük ilgiyle karşılandı.
Belediye zabıtasının 171.
kuruluş yıldönümü
nedeniyle dün ıkinci tören
de. Sultanahmet
Meydanf nda
gerçekleştirildi. Törende
ilk olarak Osmanlı
dönemi 'ihtisap ağası'nın
pazar denetimi
canlandınldı. Törende
daha sonra Mehteran
takımı bir konser verirken
zabıta çalışanlan
Kızılay'a kan bağışladılar.
(Fotoğraf: KADER
TUĞLA)
Emlak
Bankası'nda
atamalar
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Emlak Bankası
Genel Müdürü ve Yönetim
Kurulu Başkanı Sinan
Solok, görevinden alınarak
aynı görevlere konut ve
bireysel kredilerden
sorumlu koordinatör Fatih
Eker atandı. Emlak
Bankası'nın üst
yönetiminde değişiklik
yapılmasına ilişkin atama
kararnameleri,
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel tarafından
onaylandı.
MEB'de yeni
atama
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Milli Eğitim
Bakanı Hikmet Uluğbay.
14 bürokrat ve 9 il milli
eğitim müdüründen sonra
dün 4 il milli eğitim
müdürünü daha göre\ den
aldı. Bingöl tl Milli Eğitim
Müdürü Osman Önalan
görevinden alındı. Yerine
Gümüşhane Teftiş Kurulu
Başkanı Sayim Hatipoğlu
getirildi. Karaman İl Milli
Eğitim Müdürü Ahmet
Fikret Bayraklı görevinden
alınarak yerine eski
Aksaray Milli Eğitim
Müdürü Mazlum
Altunkaya atandı. Kırşehir
İl Milli Eğitim Müdürü
Selami Aksakalh'dan
boşalan yere Ardahan Milli
Eğitim Müdürü Timur
Şeyhoğlu getınldi. Afvon
İl Milli Eğitim Müdürü
Rıza Kültür görevinden
alınırken yerine kimin
getirileceği henüz
belirlenmedi. Elazığ Milli
Eğitim Müdürü Süleyman
Selmanoğlu'nun yerine
Malatya İl Milli Eğitim
Müdürü Hamza Doğuş
atandı.
MISIP gemisi
• AMC\RA (Cumhurivet
Bürosu) - Dışişleri
Bakanlığı yetkilıleri.
boğazlardan geçerek
Mısır'ın Iskenderiye
Limanı'na giden Mısır
bandıralı gemide yüklü
füze parçalannın bir Rum
gemisine aktanlması
durumunu "Türkiye"nin
savaş nedeni sayacağına"
ilişkin haberlerin gerçek
dışı olduğunu kaydettiler.
Mısırlı diplomatik
kaynaklar da, Türkiye-
Mısır ilişkilerinin çok iyi
olduğunu belirterek Kahire
yönetiminin Türkiye ile
Güney Kıbns arasındaki
soruna girmek
istemediğinin altını
çizdiler. Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel. 16
eylül günü Mısır'a bir
günlük çalışma ziyareti
düzenleyecek.
DYP lideri, Susurluk'ta çete suçlamalan nedeniyle TSK ve Çankaya Köşkü'nü suçladı
GHerV Susurhık tepkisî
HÜLVA KARABAĞLI
SISIRLUK - DYP
Genel Başkanı Tansu Çil-
ler. hedef olduğu çete suç-
lamalarına yanıt vermek
üzere gittiği Susurluk il-
çesinde protestoyla karşılaştı.
Atarürk Alanı'nda "Çeteler halka
hesap verecek" pankartını açama-
yan 50 kişilik grup. kendılerine
müdahale eden güvenlik güçleri-
ne "Halka değil çetelere barikat"
sloganıyla tepki gösterdiler. Mey-
dan. DYP'nin beldelerden getirdi-
ği partililerle dolarken Susurluk
halkı Çiller'in konuşmasını uzak-
tan seyretmeyi tercih etti.
Susurluk skandalı sonrasında
'çetebaşı' olmakla suçlanan Tan-
su Çıller, çete iddialannı ortaya
atanlann komplocular. çıkarcılar
ve korkaklar olduğunu söyledi.
Çıller. "Kim halkımın oyu olma-
dan Yılmaz'ı başbakan yapüysa.
hangi çete operasyonuyla Yılmaz
başbakan yapıldıysa işte Susur-
luk'un > a da Susurluk'lann arka-
sındald o çetelerdir" dedi. Başba-
kan Yılmaz'ın Susurluk kazasın-
dan önce yapılan yerel seçimler-
deki yenilgisinin öcünü almak
için Susurluk'ubahaneettiğini sa-
• Susurluk skandalı sonrası çete başı olmakla suçlanan Tansu Çiller,
ilçede protestoyla karşılandı. Çiller'in Atatürk Alanf ndaki konuşması
sırasında 50 kişilik bir grup, "Çeteler halka hesap verecek" pankartını
açmak isteyince polis engel oldu. Susurluk'tan Erdek'e geçen Çiller'i,
burada da çok sayıda yurttaş balkonlanndan ıslıkla protesto etti.
vunan Çiller. "Elimde kasetier
var' dedi, "eroin kaçakçısı' dedi,
'devlette çeteler var' dedi. Ben de
dedim ki 'devleti tahnp etme> in'
dedim, beni dinlemediler. Türki-
ye'nin ODuruyla oynadılar, de> leti
sarolar" dedi.
Yılmaz'ın elindekı belgelerin
İP lideri Doğu Perinçek'in kendi-
sine ulaştırdığı dosyalar olduğu-
na dikkat çeken Çiller. "Ferinçek
hâkini, Yılmaz cedadıdır. Bana
yargısız infaz yaptılar. Önce asti-
İar, sonra da yargıladılar" dedi.
55. hükümeti bölücülerin uzantı-
sı olarak nitelendiren Çiller, "Bu
ülkede bayrak inmez. ezan sus-
maz, toprak bölünmez demek
adeta suç oldu'" görüşünü yinele-
di. Çiller'in konuşması sırasında
Susurluk halkının toplandığı bö-
lümde sivil toplum örgütleri ile
siyasi partilerin tabanından olu-
şan 50 kişilik bir grup. "Çeteler
halka hesap verecek" pankartını
açmak isteyince olay çıktı. Gü-
venlik güçleri pankartı protesto-
culardan almak istevince pankart
parçalandı. Aynı grup Çiller'in
konuşmasını ıslık ve yuh sesle-
riyle sık sık kesmek isterken
DYP'lilerprotestoculann üzerine
yürüdü. Güvenlik güçlerinin ara-
ya girmesıyle olay büyümeden
önlendi.
Çiller'in miting otobüsünün ar-
kasındaki binalardan ANAP bay-
raklan sallanırken DTP'liler de
binalardan partinin amblemi olan
şemsiye ile bayrakları Çiller'in
konuşması boyunca salladılar.
"Yuh" sesleri arasında konuş-
masını sürdüren Çiller, Türk Si-
lahlı Kuvvetleri (TSK) komutan-
lannı ve Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel'i isim vermeden
eleştirdi. Susurluk kazasından
sonra yurttaşlann temiz toplum
ve temiz siyaset sloganıyla sokak-
lara döküldüğünü anımsatan Çil-
ler. "Amacınız devlete sövenleri
başbakan yapmak mıydı? Beş kol-
dan geldiler. Çiller
çete kurdu" dediler.
Şimdi bunlardan he-
sap sormayacak mısı-
nız?" dedi'.
Genelkurmay bün-
\esinde oluşrurulan
ve irticai faaliyetleri izlemek üze-
re kurulan Batı Çahşma Gru-
bu'nu da fişleme merkezı olarak
gösteren Çiller. ordu içinde casus-
luk yaptığı iddiasıyla tutuklanan
eski İstihbarat Dairesi Başkanve-
kili BülentOrakoğlu'nu sa\ undu.
Çiller. "Devletin içinde casus var,
köstebek var.dediler. Bununla hal-
kı fişlediler. Hani şeffaf devlet? O
devletin görevlisi nerede bugün bi-
liyor musunuz, hapishanede? Bu
mu şeffaf devlet" diye konuşru.
Tansu Çıller, yeni hükümeti nay-
lon torba hükümeti diye nitelen-
direrek "Bunlar ölüJerimizle uğ-
raşıyoriar, dirileri bıraktılar.
Amaçları bu bacımzı diri diri tor-
baya koyup gömmektir" dedi.
Susurluk'tan Erdek'e geçen
Çiller. burada da yoğun tepkiyle
karşılandı. Mitingde öne çıkan bir
yurttaş. "Önce malvarlığının he-
sabını ver"diye bağınrken çok sa-
yıda Erdekli de balkonlanndan ıs-
lıkla protestoya katıldı.
Akşener: Yargfyagüvetnyorumtstanbul Haber Servisi -Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığfnın. hak-
kında dokunulmazlığının kaldınl-
ması istemiyle fezleke hazırladığı
eski İçişleri Bakanı Meral Akşener.
"Yargı bağımsızdu". Mesut Yılmaz
başbakan olmasına rağmen yargıya
güvenim sonsuzdur. Devletin bütün
kurumlanna güveniyorum"dedi.
DYP İl Örgütü Başkanı Faik tç-
meli'nın oğlunun Fenerbahçe Spor
Kulübü Sosyal Tesisleri'nde önce-
ki gece düzenlenen sünnet törenine
katılan Akşener. hükümete ve Baş-
bakan Mesut Yılmaz'a yüklendi.
Gazetecilerin sorulannı yanıtlayan
Akşener. de\ lette çete bulunduğunu
iddia edenlerin bugün iktidarda ol-
duklannı söyledi. Yasama. yürütme
\e yargı erklennin hükümetin elin-
de olduğunu anlatan Akşener. "Yıl-
maz'ın başbakanhğına karşın" yar-
gıya ve de\ letin bütün kurumlanna
güvendiğini vurguladı. Akşener.
İçişleri Bakanlığı döneminde Yıl-
maz'ın elindeki bilgi ve belgeleri is-
tediğini kaydederek "Ne içişleri ba-
kanına. ne bağımsız yargıya, ne de
başbakana güvenmişti. Cumhur-
başkanı'na \erdiğini ileri sürdüğü
belgeleri vermediğini gördük" dedi.
Meral Akşener ve Mehmet Ağar, DYP Ö Örgütü Başkanı Faik tçmeli'nin oğlunun Fenerbahçe Spor
Kulübü Sosyal Tesisleri'nde önceki gece düzenlenen sünnet törenine katıldı. (BERTAN AGANOGLL)
Deniz Baykal
'Susurluk'a
gitmekle
iş bitmez'
MERİH AK
İZMİR-CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal.
DYP Genel Başkanı Tansu
Çiller'in Susurluk'a
gitmesini "memnuniyetfc
karşüadığını" belirterek
"Susurluk'a gitmekle iş
bitmiyor. Yarın
millervekillerinin
dokunulmazlığıyla ilgili
konu TBMM'ye geünce
ümit ediyorum Sayın Çiller
ve arkadaşlan
dokunuhnazhklann
kaldınlması doğrultusunda
o% kullanırlar. Bugün
Susurluk'a gidenin bunu
kabul etmesi gerekir" dedi.
Baykal. hükümetin
enflasyon karşısında ikı
ayda "*tuş olduğunu"
söyledi. Baykal. dün bir
dizi açılış için İzmir'e
geldi. Adnan Menderes
Havaalanı'nda kalabalık
partili grup tarafından
karşılanan Baykal.
havalaanında gazetecilere
yaptığı açıklamada. siyasi
ve ekonomik konulara
değindi. Susurluk olayının
Türkiye gündeminden
çıkmayacağını, hiçbir
partinin de bunu
gündemden çıkarmaya
gücünün yetmeyeceğini
belirten Baykal.
parlamentonun açılmasıyla
Susurluk konusunun
yeniden gündeme
geleceğini söyledi.
Sedat Bucak ve Mehmet
Ağar'la ilgili kabul
edılmeyen
dokunulmazlıklann
kaldınlması konusunu
genel kurula
getireceklerini belirten
Baykal. sözlenni şöyle
sürdürdü: "Bu konuyu ^
aydmtıga ksurçtnrmak
Mhdkönemtaşıyor. / .
Bire> sel me> dan
okumaiann ötesinde
konu\ u sağlam bir temele
oturtma ihtiyacı vardır.
Susurluk konusu nerelere
kadar gider, kimlere kadar
uzanır. bunu yaşayıp
göreceğiz. Bu konuda
yetkih organ yargıdır.
Yargının önünü açmak
laamdır."
ANAP'h Abdülkadir Baş
4
REFAHYOL
örtülüde sabıkah'
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - ANAP Ge-
nel Başkan Yardımcısı
Abdülkadir Baş, Ankara
Devlet Güvenlik Mahke-
mesi (DGM) Başsavcılı-
ğı'nın Çeçenistan soruş-
turmasını değerlendirir-
ken REFAHYOL ortakla-
nnın "örtülü ödenek ko-
nusunda sabıkalı oldukla-
ruu" söyledi.
Abdülkadir Baş. dün
düzenlediği basın toplan-
tısında gazetecilerin soru-
lannı yamtlarken "Görii-
nen odur ki REFAFTV OL
ortaklan örtülii ödenekte
sabıkalı. Örtülü ödenekte
yasal düzenlemeler var,
yetkililer mevzuata göre
gereğini yapar" dedi.
İktidann artık yetkin ve
ciddi kadrolann elinde ol-
duğunu kaydeden Baş.
yatınmlann yeniden baş-
laması. yanm kalan işle-
rin tamamlanması için
gerekli her türlü önlemin
alındığını, ülkeyi 3.5 kat-
rilyon liralık ek bütçe ha-
zırlamaya mahkûm eden
siyasetçilerin bugün mey-
dan meydan dolaşarak
yeni vaatler peşinde ol-
malannı' anlamanın
mümkün olmadığmı be-
lirtti.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Gungör Ozden den suçlama
RP davasmda raportöre tehdit
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta
Güngör Özden. RP'nin kapatılması
istemli davanın raportörünün tehdit
mektuplan aldığını açıkladı. Özden.
"Türkiye'de çok çirkin şeyler oluyor.
Anayasa Mahkemesi hiç kimseden et-
kilcnmez. Ben 41 yıllık hâkiminı. ki-
me satılabilirim. Boyun eğen yargıç,
kafayi taşunava layık değil" dedi.
Özden. Türk Sanayici \e İşadam-
lan V'akfı'na nezaket ziyaretinde bu-
lundu.
Vakıf Başkanı Yeli Santoprak. Öz-
den'i daha önce 2 kez yılın hukukçu-
su seçtiklerini belirterek "Başkan bu
\ıl yaş haddinden emekh'ye ayrüıyor.
Görevde kalsaych. >ine yıhn hukuk-
çusu seçerdik. Özden'in emeklibgi,
Türkiye için, Türk hukuku için bir
kayıpnr. Ancak emekli olduktan son-
ra da hiznıetlerini sürdürecektir" de-
di. Santoprak"ın eşi Nermin Santop-
rak. Özden'e vakfın onursal üyelik
plaketini. emekli Ankara De\let Gü-
venlik Mahkemesi (DGM) Başsavcı-
sı Nusret Demiral da Atatürk resmi-
nin bulunduğu bir tabloyu armağan
ettiler. Özden de Santoprak'a "Nere-
den baksa güzeL nereden baksan gü-
zel" sözlerinin yazılı olduğu Atatürk
resmini verdi.
Özden, törenin ardından gazeteci-
lere yaptığı açıklamada. emekli ol-
madan önce bir basın toplantısı dü-
zenleyeceğini belirterek laiklik olma-
dan demokrasiye ulaşılamayacağını.
devleti savunmakla da devletçi oluna-
mayacağını kavdetti.
Anayasanın 100. maddesinde ya-
pılması düşünülen değişikliğe ilişkin
görüşlerinin sorulması üzerine Öz-
den. "Biz bunlan şekil bakımından
inceleriz, esas bakımından inceleye-
meyiz. Onun için bize sorulsa, 'Ne di-
> orsunuz° dense kötü mü olur. Herkes
> anlış yapabilir"dedi.
Milletvekillerinin Yargıtay'da yar-
gılanmalanna olanak tanıyacak deği-
sikliği eleştiren Özden. suç işleyen
milletvekilinin hemen yargılanması
gerektiğini söyledi. Özden, şöyle de-
vam etti:
"Neden Yargıtav. onu da anlayamı-
yorum. Yargıtav 'ın işi az mı? Suçun iş-
lendiği yerde vatandaş gibi yargılan-
mabdır. Suçun niteliğine göre yani mil-
letveldUiğine engel bir suçtan hüküm
gi> diyse nıillerv ekilliği hemen düşme-
lidir. Diğer suçlar da TBMM oluruna
bağlanmahdır. Milletvckilliği suç işle-
me aracı. suçtan kurtulma aracı ol-
mamahdır."
NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR
Türk Ceza Kanunu'nda erke-
ği koruyan ve kadının aleyhine
hükümler taşıyan 441 No'lu zi-
na maddesinde değişiklik gün-
demde. Bu değişiklik gerçek-
leşirse, erkekle kadın arasında
"zina suçu" açısından bir fark
kalmıyor.
Zina; insanlığın yüzlerce yıldır
kullandığı ve değişik anlamlar
yüklediği birsözcük. islamcıla-
ra ve Islamı dogmatik olarak
yorumlayanlara göre, erkek
dört kadınla evlenebilir, eğer bu
dört evlilik yeteıii olmazsa erkek
cariye de alabilir. Erkeğin dört
kadınla ilişkisi bu anlayışa göre
zina sayılmaz. Erkek başka bir
kadınla beraber olmak istediği
zaman, kadına "boş ol" deme-
si yeterli. Ona "boş ol" dedik-
ten sonra yeni bir kadınla ilişki
kurabilir ve bu da zina sayılmaz.
Eğer kadın, erkekten ayrılmak
isterse, ancak kocasının hasta
olduğunu kanıtlaması halinde
ve onun izniyle boşanabilir.
Böyle bir yol izlemeyip de yeni
bir erkekle beraber olmaya kal-
karsa zina suçu işlemış sayılır.
Zinadan Neden Kurtulamıyoruz?
Hıristiyanlıkta, Musevilikte de
kadın erkek ilişkilerinde inisiya-
tif erkekte. Erkek egemen man-
tık, yüzlerce yıldır kanunlara.
geleneklere yön veriyor. Türk
Ceza Kanunu'ndaki zina mad-
desi de bu geleneklerin bir ürü-
nü. Devlet, insan yaşamının her
alanına el attığı gibi cinsel yaşa-
mına da karışmayı üstüne vazi-
fe sayıyor. Bu yüzden, bir zina
suçlaması karşısında Zeynep
Uludağ örneğinde olduğu gibi
kadının cinsel organında sperm
aramaya kalkıyor.
• • •
Bütün bu tarihsel süreç için-
de, insanın özgürieşmesinin en
önemli alanlarından birisi cin-
sellik. Devletlerin cinselliği
kontrol etmesinin en temel ne-
deni. mirasla ilgiliydi. Önceki
yüzyıllarda mirasın tek sahibi
olan erkeğin, doğumla ortaya
çıkacak mirasçısının kim oldu-
ğunun bilinmesi önemliydi. Bu
nasıl bilinebilirdi? Kadının do-
ğurduğu çocuğun babasının bi-
linmesiyle. O zaman kadın tek
bir erkekle ilişki kurmak zorun-
daydı. Bu durumda doğurduğu
çocuğunun babası kesinlik ka-
zanacaktı. Kadın tek erkekle
beraber olmak zorunda kalır-
ken, erkeğin birden fazla kadın-
la ilişki kurması bir sorun yarat-
mıyordu.
Sonuçta erkeğin mülkünü ki-
me bırakacağı konusu. kadının
tek erkekle ilişki kurmasının te-
melini oluşturdu. Hatta bu ihti-
yaç, Islami gelenekte kadının
boşandıktan sonra bile uç ay
süreyle yeniden evlenmemesi
zorunluluğunu beraberinde ge-
tirdi. Islami gelenekte 'iddet' adı
verilen bekleme zamanı içinde
kadının boşandığı kocasından
hamile kalıp kalmadıö' ortaya
çıkıyordu.
Temel sorun mülkteydi. Kadı-
nın mülk sahibi olamaması, o-
nun bütün cinsel inisiyatifini de
elinden aldı. Mülkiyetle erkek
egemenliği arasında tarihsel
süreç içinde böyle bir bağ oluş-
tu. Bu bağ giderek aile ve dev-
let yapısının da temelıni belirle-
di. Erkek egemenliğine dayalı
bir cınsellik ve erkek egemenli-
ğine dayalı bir yasal sıstem,
yüzlerce yıl kadınların yaşamı-
na yön verdi.
Kadınlar, toplumsal yaşam-
da ağırlıklarının artmasıyla bir-
likte, bu konudaki engelleri bi-
rer birer ortadan kaldırıyorlar.
Mülk edinme. çalışma ve eko-
nomik bağımsızlığın güçlenme-
siyle birlikte kadınlar cinsel
alanda kendilerine uygulanan
kısıtlamaiarı da sorguluyorlar.
Devletin cinsel alandan elini
çekmesini istiyorlar. Çünkü bu
alandaki devlet eli tam anlamıy-
la erkek eli.
• • •
Kadınlar. zınayı suç sayan
440. maddenin de kaldırılması-
nı istiyorlar. Sabah'ta Seda Ka-
ya Güler çok haklı olarak "As-
lında doğnı olan da bu, çünkü
zina suç olmaktan çıkanlmalı,
boşanma hükmü olarak yasa-
larda yerini almalı" diyor.
Bir erkekle bir kadının kendi
istekleriyle birlikte olmalarına
devlet zaten neden kanşıyor ki?
Burada, bu ilişkide taraf olacak
üçüncü kişiler eğer eşleriyse,
boşanma davası açabilirler. Be-
raberliklerini bitirebilirler veya
böyle bir ilişkiyi kendi ilişkileri
açısından sakıncalı bulmayabi-
lırler. Birlikte yaşayan evli olma-
yan kişiler de eğer sevgilileri
başka bir erkek veya kadınla
olursa, kendi ilişkilerini gözden
geçiririer. Ancak bu tamamen
bireysel bir alan. Devleti ilgilen-
dirmez.
Cinsel özgürleşme, tıpkı di-
ğer alanlarda olduğu gibi insan-
lığın genel özgürleşmesinin
önemli bir parçası. Bu nedenle
kadınların kavgası, insanlığın
özgürlük kavgası..
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Diana'ya Ağıt...
Haziran ayında bu sütunda yayımlanan "Sevgi-
lim Lady Di..." başlıklı yazım köşe yazılan için en
son hoşgörü sınırı olan üç daktilo sayfasını da bir-
kaç paragraf aştığından. genel yayın koordinatö-
rümüz sevgili Çetinkaya'nın usta ellerinde azıcık
kırpılmış, kırpılırken de birazcık budanmıştı... Ya-
zımda bu nedenle yer almayan paragraflardan bi-
ri şöyleydi:
"Bu soluk benizli, bazı fotoğraflarında neredey-
se patlıcan burunlu. ince dudaklı genç kadında
beni çeken nedir? Sarışınlığı, grimsı mavi gözle-
ri, uzun boyu, güzel denebilecek endamı, pren-
ses oluşu mu? Bilmıyorum. Fakat belli ki ondan
etkilenen sadece ben değilim. Şair Erol Çanka-
ya'nın ona adadığı şiir birkaç yıl önce Adam Sa-
nat'ta yayımlandığında dikkatimi çekmişti. Yazımın
başlığı da zaten bu şiirden: 'En birinci sevgilim La-
dy Di, çünkü tanışmıyoruz / Böylece birbirimize acı
verme tehlikesi yok / Gerçi hiçbir uçarılık yazmı-
yor hanemizde / En aşağılık argolardan da uzağız
ama /... / En birinci sevgilim Lady Di / Hem dost-
luğu açılmıyorgizli uçurumlara.,.' Şiirin bütününü
burada verme olanağı yok. Merak edenler yayım-
landığı dergide ya da şairin kitaplannda arayıp
bulurlar. Benimki sadece, bir başka şairle bir ko-
nudaki duygu yakınlığımızın altının çizilmesi..."
• • •
Prenses Diana'nın beklenmedik, trajik ölümün-
den sonra hakkında yazılanlan okurken bir köşe
yazan arkadaşımızın onu tanımlamak için kullan-
dığı "çekingen", "zarif" sözcükleri dikkatimi çek-
ti. Ergenlikle kadınlık arasında gidip gelen bu genç
kadında benim ilgimi çeken özellikler de sanıyo-
rum ki öncelikle bunlardı. Yukarıdaki dizeler dik-
katle okunduğunda. Diana'nın kişiliğinde şairi et-
kileyen özelliklerin de böyle bir şeyler olduğu sa-
nıyorum ki söylenebilır. Bunlara, kadınıyla ve er-
keğiyle Ingilizlere özgü, "soyluluk"\a karışık bir
"soğukluk" da belki eklenebilir...
• • •
Son birkaç yılın Diana'sı farklı görüntüler çizdi.
Eşinden ayrıldıktan sonra bir kimlik arayışına gir-
diği görüldü. Bir yandan toplumsal etkinlikler için-
de, solgun. zarif, neredeyse ergenlik çağında bir
genç kız. öte yandan "jet sosyefe"nin buluşmala-
rında, trilyoner playboyların yatlarında alımlı, şuh
bir kadındı. Bu çelişkiye, haziran ayındaki yazımın
gazetede yer alamayan bir bölümünde deginiyor-
dum: "GallerPrensesi'ni gazete kesiklerinden iz-
lemeyi sürdürüyorum... Gelirini Avustralya'daki
bir hayırkurumuna bağışlamak için gelinliği de da-
hil 65 adet gece kıyafetini açık arttırmayla satışa
çıkarmış... Nitekim bir başka gazete kesiğinde
onu Sydney'de görüyoruz... Buradaki fotoğrafın-
da az makyajlı, sade giyimli, mahzun yüzlü bir
genç kadın... Derken 'Yeni Yüzyıl'da bir haber: Di-
ana New York'taki DıorSergisi'nin açılış gecesin-
de bulunmuş... Gecede kendisine Amerikah işa-
damı THberis eşlik etmiş... Buradaki fotoğrafta
Diana 'göğüs kısmı dantelle bezeli, kombinezonu
andıran ince askılı elbisesi ve takıları ile' gerçek-
ten 'göz kamaştırıcı'... Ve son olarak birkaç gün
önce Hürriyet'fe/c; haber: Lady Diana, Semiramis
Pekkan'/A? aynldığı eşi, Hint asıllı milyarder Gula
Lalvani ile birlikte... ingıliz gazetelerinde yapıla-
geldiği üzere parantez içinde adamın yıllık geliri
de belirtıliyor: 60 milyon sterlin..."
• • •
Hintli milyarderle ilişkisi belki bir yakıştırmaydı.
Mısıriı playboy'un "sevgilisi" olduğunda kuşku
yok. Sarhoş birsürücünün kullandığı Mercedes'te,
bu son "sevgili"yle birlikte can verdi. Haziran ayın-
daki yazımın. gazetede de yayımlanan son bölü-
münü. okurlarımın hoşgörüsünü dileyerek yineli-
yorum: "Lady Diana bir kadın!.. Şu yeryüzündeki
pek çok cinsdaşı gibi aşk ve kimlik anyor... Bana
en çok dokunaklı görünen yanı da belki bu çaba-
sı... Aradığı şeyleri bulabilecek mi? Bir gün, tüm
yaşamınca alabileceği en değerli armağanın ken-
disi için yazılmış bir şiir olduğunu anlarsa, belki...
Fakat yaşam çizgisi izlendiğinde bunun pek ola-
sı olmadığıgörülüyor... Ömrünü tüketimahlakının
değeheri içinde, gösterişli, fakat sıradan doyum-
larla sürdürüp tüketecek... Bana gelince, bu ya-
zının yazılması bir tür vedalaşma sayılabilir... Çün-
kü onunla ilgili haberleri kesip saklamanın da bun-
dan böyle artık gereği kalmıyor..."
• • •
Ölümü beni ağlattı... Onunla vedalaştığımı sa-
nırken yanılmışım... Kimliği ve aşkı yanlış yerler-
de. yanlış biçimlerde arayan; yaşamı, iç dünyası-
nın dışa da yansıyan çelişkileriyle, trajik biçimde
sona eren bu mutsuz genç kadını, "pek çok cins-
daşı"n\n simgesi olarak, bir yakınımmış, çok ya-
kınımmış gibi düşünmeyi sürdüreceğım...
İLHAN SELÇUK
ziverbey köşkü
Ühan Selçuk
ZIVEKBEY
KÖŞKÜ
350.000 TL (KDVdahıl)
Cumhuriyet Kitap Kulübü Çağ Pazartama A.Ş. Yerebatan Cad
Saikımsöğüt Sok. No: 9/B Cağaioğlu- Istanbul Tei:514 01 95/96
Posta çeki no.: 666322