03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30EYLUL1997SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Kırtlara karşı koyunlu eylem • MCE(Reuters)- Fransa'nın güneyinde çobanlar. sürûlerine saldıran kurtîann koruma altına alınnasını protesto için kent caddelerini 2 bin koyunla kapattılar. Bu ilginç protesto yöntemi, Fransa'nın gûneyindeki turistik Nice kentnde gerçekleşti. Kice'ın civar köylerindeki koyunların. kent yakmlannda bulunan Mercantaur Milli Parkfnda koruma altına aluıan kurtlar tarafından parçalanması üzerine çobanlar. yetkililerden kurtların öldürülmesini istedıler. Ancak kurtların "nesli tükenen hayvanlar" sınıtina gırmesi öldüriilmelenni engeilediğınden yetkililer çaresiz kaldı. Express Tour'a uçuş yasağı • STOCKHOLM (Cumhuriyet) - lsveç. Daramarka \e Finlandiya'dan Türkiye'ye turist getiren şirketlerin en büyüğü olan ve Türk Tursem'in sermayesi\le kunılmuş bulunan Experss Tour'un Sunways Ha\a Vollan'na ait uçaklanna pazar gecesinden itibaren uçuş yasagı konuldu. lsveç Hava Güvenlıği Dairesi, karann, uçaklann öncelikle çok kullanılıyor olmasının yarattığı güvenlik sorunundan ötürü alındığını, aynca Express Tour'un ödenmeyen borçlannın yarattığı belirsizliğin gözden geçirilmesi gerektiğini açıkiadı. Dövizzedelere müjde • ANKARA (AA)- Devlet Bakanı Refaiddin Şahin. Türkıye Emlak Bankası'ndan dö\ıze endeksli konut kredisi alan. ancak ödeme güçlüğü içmde olan dövizzedeler hakkmdaki adli ve idari takipleri, ikinci bir emre kadar yeniden durdurdu. Şahin. daha önce dö\ ızzedeler hakkındaki icra takıplerini 30 eylül tarihine kadar durdurmuştu. Dev let Bakanlığı Basın Müşavirlıği'nden yapılan yazılı açıklamada. dö\ izzedeler sorununun çözümlenme aşamasına geldıği belirtildi. Devletin uyuşturucu trafiğinden elde edilen parayla döviz rezervlerini arttırdığı öne sürülüyor Türkiye 4 kayıt dışı'dan vazgeçemîyorANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Yıllık dış ticaret açığı 20 mil- yardolanbulanTürkiye"nin. 1980 öncesinin tersine döviz sorunu ya- şamamasında. "yeralö ekonomi- si"ndeki sirkülasyonun etken ol- duğu iddialan artıyor. Başta uyuş- turucu kaçakçıhğı olmak üzere si- lah. fuhuş ve Sovyetler Bırliği'nin dağılmasıyla gündeme gelen nük- leer madde kaçakçılığı faaliyetle- rinden oluşan kara paranın. Türki- ye'ye yıllık giriş-çıkışınm 10 mil- yar dolan aştığı belirtildi. Resmi verilere "bavul tfcareti*1 gibi adlarla yansıtıla'oilen kara pa- ranın turizm. kumarhaneler, ben- zin istasyonlan, inşaat. taşımacılık gibi sektörlerde yoğunlaştığı belir- tildi. Emlak alım-satımlan, Hazi- ne ihaleleri ve gayrimenkul-men- kul piyasalanndaki aşırı işlem hacminin de bu ıddialara dayanak oluşturduğu kaydedildi. OECD'nin yoğun baskılan ve kara listeye alma tehditleri üzen- ne 5 yıl gecıkmeli olarak çıkanlan Kara Parayla Mücadele Yasası'yla getirilen 5 mılyar lıranın üzennde- ki hesaplann denetlenmesine iliş- kin yönetmeliSin uygulanması. 1 Ekım 1997'den 1 Ocak 1998'eer- telenirken uygulamanın da şüphe- li işlemlerle sınırlı tutulması öngö- rülmüştü. Uyuşturucu Jeopolitik Gözle- mevi'nin (UJG) 1997 raporunda özel bölüm aynlan Türkiye. ulus- lararası kamuoyunda uyuşturucu kaçakçılığı gibi faaliyetlerden olu- şan yeraltı ekonomisine göz yu- man ülkeler arasında değerlendi- riliyor. 1980 öncesınde kronik dış ticaret açıklan ve dö\ iz bunalımı yaşayan Türkiye. 1980'den sonra hayalı ıhracat gibi yollarla Isviçre bankalannda saklanan kara para- lan çekmeye çalışmıştı. Kara pa- raya karşı gerekli mücadeleyi ver- mediği gerekçesivle sürekli ola- rak uluslararası örgütlerin eleştiri- lerine uğrayan Türkiye. 1989 yı- lından sonra da sermaye hareket- lerini liberalize ederek sıcak para- ya davetne çıkardı. Kamu borçlanma gereğinin yüksek rakamlara ulaşması ile yükselen faizleri cazıp bularak ge- len sermayenin bırbölümünün ye- raltı ekonomısınden kavnaklandı- ğı ileri sürülüyor. Dış ticaret açıgı yıllık 20 milyar dolara. ıç borçla- n 5 katrilyon liraya, dış borçlan da 80 milyar dolara çıkan Türki- ye'de. Merkez Bankası döviz re- zervlerinin 20 milyar dolara ulaş- ması dikkat çekici bulunuyor. LJG'nin raporunda. Türki- ye'nın. Avrupa uyuşturucu piyasa- sında eroin ve baz morfın transit geçiş hattı olmaktan çıkarak doğ- rudan üreticı. işleyici ve ihracatçı bir ülke konumuna yükseldiği be- lirtildi. Türkiye'nın "uyuşturucu kaçakçılığı ağı ve kara para akla- ma merkezn konumuna dikkat çekilen raporda. uyuşturucu para- lannın sıyasi partiler ve bankacı- lık sıstemi aracılığıyla özelleştir- me sürecinde yatınma dönüşerek aklandığı kaydedildi. Haklannda çeşitli iddialar bulunan bazı kişi- lerin Türkiye Denizcilik Işlet- meleri'ne bağlı limanların özel- leştirilmesi için açılan ihalelere teklif vermesi de dikkat çekici bulundu. Türkiye"nin uyuşturucu trafi- ğine "gizli veya açık" onay verdiği ileri sürülen raporda. ülkücü maf- yanın, gizli servislerin ve feodal Kürt ağalanndan oluşan korucu- lann uyuşturucu ticaretini elinde tuttugu belirtildi. Raporda. PKK ve diğer organize gruplardan yakalanan yüklü miktarda uyuş- turucuyu elinde tuttugu kay- dedilen bu kesimlerin, devlet için- de gizli örgütlenmelere gıttiği kay- dedildi. 162 milyon dolarlık özelleştirmenin kesinleştirildiği son ÖYK toplantısı yasaya aykın Ozelleştirmede son kararlar geçersiz HÜLYAGENÇ Sümer Holding'e ait 6 ışletmenin 33 mıl- yon, Deniz Nakliyat'ın 129 milyon dolara satılmasının karara bağlandığı son Özelleş- tirme Yüksek Kurulu (ÖYK) toplantısının geçersiz olduğu öne sürüldü. 162 milyon do- larlık satışm kesinleştirildiği, SEKA'nın 9 iş- letmesinin satışa çıkanlmasının karara bağ- landığı ÖYK toplantısına, Maliye Bakanı Ze- keriyaTemizerin yenne Devlet Bakanı Hü- samertin Özkan'ın vekâlet etmesinin Özel- leştirme Yasası'na aykın oldugu savunuldu. Kamu tşletmeciliğini Geliştirme Merkezi • Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) toplantısına Maliye Bakanı Zekeriya Temizel yerine Devlet Bakanı Hüsamettin Özkan'ın katılmasının Özelleştirme Yasası'na aykın olduğunu ileri süren KİGEM Genel Sekreteri llter Ertuğrul, toplantıda alman kararlann geçersiz olduğunu iddia etti. (KİGEM) desteğiyle ORÜS çahşanlan. usu- me Yasası'na göre. ÖYKtoplantılanna, Baş- lüne uygun toplanmayan ÖYK toplantısın- da alınan kararlann iptal edilmesi için dava açmaya hazırlanıyor. KİGEM Genel Sekre- teri Üter Ertuğrul. Özelleştirme Yasasf nın hükümet tarafından ihlal edildiğini söyledı. Usulüne göre toplanmayan OYK toplan- tısının iptali için dava açacaklannı dile geti- ren Ertuğrul. bu kararlann uygulanmasının mümkün olmadığını ileri sürdü. Özelleştir- bakan, Başbakan Yardımcısı. ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı. Başbakan'ın görev- lendirdiği bir bakan, Maliye Bakanı ve Sa- nayi Bakanı'nın katılması gerektiğini anım- satan llter Ertuğrul, ancak sorumlu kişilerden birinin yurtdışında görevli olması halınde toplantıya vekâleten birinin atanabıleceğini belirtti. Geçen ÖYK toplantısına Sanayı Ba- kanı Yalım Erez. ekonomiden sorumlu Dev- let Bakanı Güneş Taner ve yurtdışında olan Maliye Bakanı ZekeriyaTemizeTinkatılma- dığını anımsatan KİGEM Genel Sekreteri ll- ter Ertuğrul. kaynak yaratmak amacıyla özel- leştirmeye dört elle sanlan hükümetin aynı tıtizliği ÖYK toplantılanna göstermediğini vurguladı. Son ÖYK toplantısında kesinleş- tirilen özelleştirme işlemleri arasında Sümer Holding'e ait 6 işletmenin 33 milyon dolara, Denız Nakliyat'ın 129 milyon dolara satıl- masının bulunduğunu belirten Ertuğrul, za- rar ettıği gerekçesiyle SEKA'mn 9 işletme- sinin de özelleştirme kapsamına alındığını sövledi. IMF ile 'gölge program' pazarlığı ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Hükümet. 6 Ekim'de Türkiye'ye gele- cek olan Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) bağlayi- cı koşullar karşılığı yapı- lan "stand-by" anlaşması yerine. gölge programa sözlü destek vermesıni is- teyecek. Yetkililer. hükü- metin olası bir seçime kar- şı kendisini "sertönlemler paketT ile bağlamak ıste- mediğini. bu nedenle ıliş- kileri gölge programla sı- nırlı tutmak istediğini kay- dettiler. IMF'nin ise bağla- yıcı metin içerecek stand- by konusunda ısrarcı ola- bileceği ya da Türkiye'yle masaya oturmayı kabul et- meyeceği belirtildi. Bü- rokrasınin de delinmesi ve ödün verilmesi daha zor olan stand-by anlaşması yapılması konusunda ıs- rarcı olduğu öğrenildi. IMF heyeti, Türki- ye'nin ekonomik koşulla- n. sunulacak istikrar pake- tıve 1998bütçehedeflen- ni incelemek üzere gele- cek hafta Türkiye'ye geli- yor. Önce lstanbul'da ışa- damlanyla görüşecek olan IMF heyeti, 8 Ekim çar- şamba gününden itibaren Ankara'da temaslanna başlayacak. Hong-Kong'da olağan yıllık toplantılan sırasında IMF ile ön temaslarda bu- lunan Devlet Bakanı Gü- neş Taner ve beraberinde- ki bürokrası heyeti "stand- bv" ve ekonomik paket konusunda görüşmelerde bulundular. Uluslararası piyasalar- dan borçlanamayan ve dış kredı için IMF'\le anlaş- maya çalışan hükümetin. olası bir seçime karşı "bağlayTcı" bir metne im- za atmak istemediği belir- tildi. Bu çerçevede. hüküme- tin, IMF'nin bağlaytc» s-- tand-by kredi anlaşması yerine "gölgeprogram" is- tedıği öğrenildi. Hükümetin de reel üc- retlerin ve maaşlann düşü- rüleceği, belediyelerin fon akışlannın ve yatınmlann sınırlandınlacağı. destek- leme ahmlannın durduru- lacağı "sert paket" yerine "gölge pakede" anlaşma yapmak isteyeceği \nrgu- landı. Bürokrasi çevreleri ıse IMFnin "gölge paketle" yetinmeyeceğini. 1998 yı- lı içinde seçim olasılığı olan Türkiye ile daha bağ- layıcı bir anlaşma yapmak veya ilışkiye girmemek konusunu gündeme geti- rebileceğini belirttiler. Bürokrasinin. ekonomi- nin içinde bulunduğu ko- şullann istikrara kaMiştu- rulabilmesi için "stand- by" anlaşması konusunda ısrarlı olduğu. hükümete esneklik tanınmamasını istediği kaydedildi. ÇAYKUR özelleştiriliyor Aşık: Ça> fabrikalan üreticiye de\Tedilecek. ANKARA (AA) - Devlet Bakanı Eyüp Aşık, Çay Işletmeleri Genel Müdürlüğü'nün (ÇAYKUR). özelleştirirmesi çalışması içinde olduklannı bildirdi. Devlet Bakanı Aşık. yaptığı açıklamada. kuruma ait çay fabrikalannın, 5 yıl içinde üreticilere devrinin söz konusu olduğunu belirterek "Fabrikaja, ça> satan üreticiye, verdiği çay bedelinin yüzde 10*u karşıfigûıba hisse vererek fabrikalann üreticiye devri çalışması var" dedi. Bu tür bir özelleştirme ile ÇAYKUR'un tamamen devreden çıkmadığını. üreticinin fabrikalara ortak olacağını ifade eden Aşık, "İdare ÇAYKUR'da olacak. Ancak fabrikalara ürerici ortak olacak. Böy le bir özelleştirme düşünüyoruz. Hazine'de konuyla ilgili olarak bir çalışma başlattık" dı> e konuştu. Ça^' borsası kurulmalı Devlet Bakanı Eyüp Aşık. özel sektörün disiplin altına alınması, çayda kalitenin sağlanması ve marka tescilinin kontrol edilmesi için çay borsasının kurulması gerektiğini vurgulayarak konuya ilişkin kanun tasansının hazırlandığını ve Bakanlar Kurulu'na sunulduğunu kaydetti. İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz, ihracatm arttığını söyledi 6 Tekstil sektörii saflammyor' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye lhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Okan Oğuz, tekstil sektörü- nün tüm olumsuzluklara karşın bü- vük bir ihracat artışı içinde olduğunu. sektörün "sallandığı" yönündekı id- dilann gerçeğı yansıtmadığını söyle- di. Türkiye Giyim Sanayicileri Der- neği (TGSD) Başkanı Turan Sangül- le, sıcak para, yüksek enflasyon ne- deniyle yaşanan sorunlar bulunduğu- nu, ancak bunlann geçici olduğunu kaydetti. Limon Company'nin sahi- bi Banş Küce ve Abbate Genel Mü- dürü Kemal İlnalda fırmalannın kre- di sorunu bulunmadığını söylediler. Oğuz, tekstil sektöründe birçok fir- manın kredi ödeme sorunu yaşadığı ve sıkıntıda olduğu iddialannın ger- çeğı yansıtmadığını söyledi. Oğuz, tüm ihracatçılann sorunlan bulundu- ğunu, ancak tekstilin en güçlü sektör olduğunu belirtti. Sangülle. tekstil ve giyım sanayi- cileri sektöründe büyük bir doyum yaşandığını. artık her bölgeye geniş yatınm yapılamayacağını söyledi. Hem iç piyasada hem de ihracat açı- sından rekabetin arttığını vurgulayan Sangülle. sıcak para politikası nede- niyle kurlardaki aşınmanın ihracatçı- nın gelirlerini sınırlandırdığını: yük- sek enflasyon. kredi maliyetleri ve akaryakıt. işçi ücretleri gibi girdiler- deki maliyet artışlannın firmalan zorladığını belirtti. Limon Company'nin sahibi Küce de haber üzerine yaptığı açıklamada. firmasının hiçbir bankayla kredi iliş- kisi bulunmadığını. ödenemeyen bir tek çek veya senedi bulunmadığını söyledi. ÇIFTÇI DOSTU /SADULLAH USUM! BURSA - Tanm kesımi tam bir şaşkınlık içinde... 1980 yılından sonra işbaşına gelen hükümetler, dünyanın en lyi iklim koşullan- na sahip Türkiye'de tanmı batırmak için el- lerinden ne gelirse yapıyorlar. Üretim düşü- yor. kalite bozuluyor. Gıda ürünleri ithalatı gıderek artıyor... Çiftçi borç içinde... Birço- ğu mahkeme ve ıcra kapılannda sürünüyor... Büyük çoğunluğunun cebinde yeni ürünü ekmek için gerekli olan parası yok... Büyük umutiarla kurulan Mesırt Yılmaz hüküme- ti. aldığı yanlış kararlarta tanm kesiminde kı- sa süre içinde büyük yaralar açtı... Akaryakıta anka arkaya gelen zamlar, tüm dar gelirlilerle bırlikte, çiftçiyi de canından bezdirdi. Akla gelebilecek her çeşit sanayi ürününün fiyatlarında adeta patlama oldu... Traktör ve yedek parça fiyatlan ateş paha- sı... Değil almak, yanınayaklaşmak mümkün degil... Çiftçi, traktörlerini, su motoriannı, varsa diğer hızmet araçlarını çalıştıramaz hale geldi. Çünkü, mazot fiyatlan 100 bin li- raya dayandı. Köy ve kasabalardan şehiıie- re yolcu taşıyan minübüslerin sefer sayıla- nndabileazalmaoldu. Çiftçinin bu şaşkınlığı devam ederken, ta- rımın en önemli gırdilerinden biri olan güb- reye de büyük oranda zam gelmesi kasaba ve köylerde tam bir şok etkisi yaptı... Son- baharda buğday ekiminde toprak altına atı- lacak DAP gübresinin fiyatı 44 bin liradan 62 bin liraya, kompoze gübrenin fiyatı da 32 bin liradan 48 bin liraya çıkanldı... Ure cinsi güb- rebile 39 bin liradan satılacak... Korkunç ra- kamlar... Çiftçi iki veya üç ay önce akarya- kıt ve gübre fiyatlarının bu rakamlara ulaşa- cağını rüyasında görseydi, dudaklan uçuk- lardı... Ama asıl kimsenin aklının ucundan bile geçmeyen en büyük darbe Ziraat Banka- sı'ndan geldi. Hükümetin talimatı ileziraı kre- diıerın faizleri bir günde arttınldı. Çiftçi eski Gübreye Büyük Zam; Çiftçi Şokta faizlerle bile borçlarını bankaya ödemekte güçlük çekiyordu. Bundan sonra uygulana- cak faizleri ise birçoğunun ödemesi müm- kün olamayacak. Hem çiftçinin traktörleri. hayvanlan, tarlalan elinden gidecek, hem de Ziraat Bankası ve Türk ekonomisi büyük sar- sıntılar geçirecek... Belki de bu sarsıntıları onarabilmek için 5 yıl, 10 yıl yeni sıkıntılara katlanmak zorunda kalacağız... Bu tehlikeleri göremeyenlerin hükümet et- mesi çok acı. Tanm ülkesi olan Türkiye'de başbakanların, bakanlann tarımdan anla- maması veya bir başka deyişle tanma des- tek vermekten kaçınması, onlan küçümse- mesı çok büyük talihsizlik... Yıllardan beri yüzde 43 faizle dağrtılan hayvancılık kredisi, geçmiş hükümetler ve devlet yetkilileri tarafından yüksek bulunu- yordu. Bu nedenle yüzde 20 faizli hayvan- cılık kredileri uygulamalan yapılıyordu. Hat- ta, hayvancılığı yaşatabilmek için hükümet- ler ve çeşitli siyaset adamları yüzde 0 faizli krediler vaat edıyorlardı. Bunda haklılık pa- yı vardı. Zira, yüzde 43 faizle hayvancılığı ya- şatmak ve geliştirmek mümkün olamıyordu. Çünkü üreticiler, yüzde 43'lü kredileri öde- yemediği için cins süt ineklerini yarı fiyatına kasaplara satmak zorunda kalıyorlardı. Hay- vancılık gerilıyor ve yok oluyordu. Yıllarca yabancılann sağlıksız ve çürük çank etlerini halkımıza, çoluk çocuğumuza yedirdik. Türk hayvan üreticisinden esirgediğimiz yüzlerce trilyon lirayı yabancı üreticilere adeta bağış- ladık. Bundan hem Türk ekonomisi, hem de hayvan üreticilerizarargördü... Şimdi hükü- met, hayvancılık kredilerinin faizlerini yüzde 43'ten yüzde 59'a çıkardı... Bu karar Türk hayvancılığının "idam fermam"d\r... Tekrar ediyorum. Bu karar, hayvancılığımızm ipını çekmekten farksızdır. Bu haberi duyan diğer ülkelerdeki hayvan üreticilerinin kendilerine yeni bir ihracat kapısı açılacağı için sevinç- ten gobek attıklannı görür gibi oluyorum. Bu talihsiz karar. ülkemiz insanını yeniden diğer ülkelerin "deli dana"larına. hastalıklı etlerine muhtaç edecektir. Belki de Türki- ye'ye yeni ölümcül hastalıklar girecektir. Ül- kemizde işsizlik ve göç artacak, açlık yay- gınlaşacaktır. Bitkisel üretim kredilerinin fa- iz oranlan yüzde 50'den, yüzde 70'e, trak- tör kredilerinin de faizleri yüzde 55'ten yüz- de 76'ya çıkmış... Can çekişen Türk tanmı- na ve çiftçisine bundan daha büyük bir kö- tülük yapılamazdı. Aynca, ipotek işlemlerinin komisyon ve masrafları da arttı... Tecrübeli çiftçiler bu ra- kamlarta traktör faizlerinin en azından yüz- de 88'lere, hatta yüzde 90'lara ulaşacağını ileri sürüyorlar. Zaten 17 yıldan beri para ka- zanamayan ve bir süreden beri de kendi var- lığından yiyen çiftçiler, son gelen zamlarla ve yükselen kredi faizleri ile kesinlikle ayakta ka- lamaz... Tanmda iş görebılecek bir traktörün fiya- tı ortalama 3 milyar lira. Türkiye'de 20 mil- yon çiftçinin içinde 3 milyar lirayı peşin öde- yerek traktör alabilecek çiftçi sayısı 50'yi geçmez... Hatta. onlar bile almaktazorlanır... Kredilı alacaklar ise, çitfçilikten kazana- cakları para ile ana para ve krediyi ödeye- mez. Zira, bir traktör için her yıl 1 milyar lira- ya yakın ödeme yapmak gerekecektir. Bu da Türk çiftçisinı teknolojik gelişmelerden vaz- geçmek zorunda bırakacaktır... Işte... ANAR DSP ve DTP'nin ortaklaşa kurduklan hükümetin darbesi yüzünden Türk çiftçisi traktörlü dönemden, öküzlü, inekli ilkel sısteme dönecektir. Bunun ayıbı da Mesut Yılmaz'ın kurduğu "umut" hükü- metininolacaktır... Neden sadece çiftçi hedef alındı? Çiftçi akaryakıt, gübre, traktör, yedek parça, tohumiuk gibi tüm girdilerini kredili alımlarta karşılamaktadır. Böylece, her aldı- ğı girdıye değerinin üç beş katı para ödemek zorunda kalacaktır. Aynca, sanayici, ihracatçı ve tüccar, ban- kalardan aldığı kredileri bir yıl içinde üç beş kez kullanma imkânına sahiptir. Çiftçinin al- dığı krediyi kullanma şansı ise yılda bir kez- dır. ikinci kez kullanamaz. Çünkü, krediyi al- dığı tarihle üretim tarihi arasında geçen za- man bir yılın altında olamaz. Daha da acısı, Türkiye'de tanmın dışında hiçbir kesimin kredi kullanma koşullan de- ğışmemiştir. Hükümetler bugüne kadar ih- racatçının da. sanayicinin de, esnafın da kre- di faizleri ile oynamamıştır. Bu konuda he- def seçilen sadece Türk çiftçisi olmuştur. Nitekim, böyle bir ayncalık ve dışlanma ta- nm kesimini ayağa kaldırmıştır. Ziraat Oda- lan tepki halindedir... Türkiye Ziraat Odaları Biriiği, Genel Başkan Faruk Yücel'in imza- sıylayayımladığı bir bildiri ile kredi faizlerinin yükseltilmesini kınamıştır. Ziraat Odası başkanlanndan Fuat Sarı (Bursa), Nuri Karaca (Karacabey), ismail Bolu (Edirne), Süteyman Girmen (Adana), Kemal Çetin (Aydın). İsmail Büyüksan (Es- kışehir), Hikmet Karabayır (Adapazarı) Şe- rif Baykut (Tekırdağ), Naci Özkara (Akhi- sar), Mahmut Doğan (Menderes) karara karşı çıkarak, Ziraat Bankası'nın kredi faiz- lerini eski haline çekmesini istemişlerdir. Bir- çok Ziraat Odası Başkanı, hükümet kredi faizlerini eski haline getirmediğitakdirdeey- lem yapmak için karariı olduklannı açıklamış- lardır. İŞÇİNİN EYRENİNDEN ŞÜKRAN SONER İstanbul'un Sokakları Siz de bir kenti yaşamak. insanlarını tanımak için sokaklarında yürümek gerektiğıne inananlar- dan mısınız? Ben bunu sık sık yaparım. Yine de en iyi bildiğimi sandığım Istanbul sokaklarında bile her yürüdüğümde. gördüklerime, günlük ya- şam alanımız içinde aynı kenti paylaştığımız in- sanlardan ne kadar kopuk olduğumuza şaşar ka- lırım. Geçen cumartesi günü Cumuhuriyet ailesin- den Yasemin'in Şişli Evlendirme Dairesi'ndeki nikâhından çıktığımda, önce bir Maçka parkının içinde dolanmak istedim. Hafif makyajları, topuklu ayakkabıları, şık man- to ve renkli türbanları ile kotlu genç kızlarımızdan daha çekici, daha seksi bir genç kız grubunun ar- kasına takılmış delikanlılar arasında bildik diya- loglar gelişiyor: "Sizinle arkadaşlık edebilir mi- yim?.." Banklarda ya dinlenmek ya da biraz hava al- mak üzere çıkmış, çene yanştıran orta yaş üstü gruplar ile el ele tutuşmuş, daha cesurları birbir- lerine sarılmış sevgililer, bildik, olağan görüntü- leri oluşturuyorlar. Taksim-Gaiatasaray hattında biryandan kültür alışkanlıkları gelişen, diğer yandan körelen iki farklı kümelenmeler ile yüz yüze geliyorsunuz. Kitapçılarla, kültür etkinlikleri ile buluşmuş, keyif- li oturma alanlan kahvelerle, gürültülü, şans, ku- mar oyunlarının oynandığı salonlar yarışmakta. Cumartesi Anneleri'nin geleneksel eylemi, üni- versite öğrencilerinin gerekçesiz gözaltına alınan arkadaşları Ufuk Tanla için sürdürdükleri direniş, spor- lotonun biraz daha uzamış kuyruğu, sine- ma giriş-çıkış, alışveriş kalabalıklan ile tanıdık bir Beyoğlu. Ya Unkapanı? Haliç'ten sonrası, Çarşamba'nın sokakları? Yavuzselim Camii'nin yanıbaşındaki büyük çukur sahada gençler top peşinde. Çıkar- dıklan sarık ve cüppeleri, sahayı çeviren tel örgü- ler üzerinde çarpıcı bir görüntü oluşturuyor. Ço- ğunun sarık altında kalan iç takkesi top oynarken de başında duruyor. izleyicileri sarıklı, cüppeli ar- kadaşlan. Daha uzaktan çarşaflı kadın kümeleri de var. Çarşamba mahallesinin delisi bile farklı. Yavuz- selim caddesi boyunca yüksek sesle "Allah be- lanı versin..", "Geber inşallah.." diye, beddua okuya okuya gidiyor. Yaşamın her alanında tesettüre tam uyum söz konusu. Sarıklı, cüppeli, çarşaflı sokak kalabalı- ğı ile uyumlu eşya satışı yapan giyim mağazala- nnın müzikyayınlan bile Arapça. Tanıdık spor-lo- to kuyruğu kalabalığının görünümünü degiştiren kuyruktakilerin giyimlerı sadece. Yolun bir yanında yeni dev bir inşaatın Arap mi- marisi ve cami camlarına benzetilmiş yapısının üstünde "Fatih Vakfı öğrenci yurdu inşaatı" ya- zısı. Biraz ileride Selam Vakfı'nın sosyal merkezi. Cadde boyunca asılmış afişlerde, 8 yıllık kesinti- siz eğitime alternatif otarak açılan kız ve erkek öğ- renciler için ilkokuldan başlayan özel ayrı kolej- lerin reklamları.. Bu bölgelerde her dolaşmamda gördüğüm bü- yük bir yoksullukla, yeni yeni zenginleşme de iç içe. Bizans, Osmanlı kent merkezi olmanın çok önemli mimari, kültür ürünleri ile çirkin gecekon- dular karmaşasında, özellikle tarikatların eline geçmiş camiler ve çevreleri onarılmış, pırıl pırıl. Kiliseler kapalı ve harabe. En görkemli binalar Vakıf okul ve yurtlan. Her caminin nerede ise bir başka tarikata ait ol- duğunun göstergesi tabelalan okuya okuya, fark- lı giysılerle insan davranışlarını izleye izleye, Fa- tih ana caddesini de geçip, Edirnekapı'dan Su- lukule'ye doğru uzanıyorum. Yaşları çok küçük, saçları esmer tenleri üzerinde sırıtan sarılıkta boyanmış, yüksek ökçeli sandaletli, koyu mak- yajlı kızlaryol kenarlanna dizilmiş, alacakaranlık- la birlikte müşteri beklerken deiikanlılarla. aile büyükleri ile laf dalaşında. Sulukule'nin yoksul daracık gecekondu sokaklarında, akıl almaz bir çocuk kalabalığı ve gürültü, hazır yiyecek satan dükkânları arasında, burada da hâlâ uzun spor- loto kuyrukları göze batıyor. istanbul'un sokaklarında iki saati aşan bir yürüyüşte karşıma çıkan insan manzaraları, yaşam biçimlerinde, en belirgin, ortak buluşma ne yazık ki ancak spor-loto kuyruğu ve çılgın- lığında ancak göze çarpıyor. B HAFTALIK EKONOMİ DERGİSİ orsacı BORSA YİNE EN ÇOK KAZANDIRAN OLMAYA ADAY ÜÜ İstlnye'den En Taze Haberler Borsacı'da B HAFTALIK EKONOMİ OERGİSİ orsacı YABANCILAR GÜMBÜR GÜMBÜR 6ELİY0R YENİ LİRA DOLARA EŞİT OLURSA... ABANA, DOĞUSAN, ÇARSI MAÖAZACILIK, TANSAŞ, MARDİN ÇİMENTO, ANADOLU ISUZU, EMSAN PASLANMAZ ÇELİK, KİPA, BOLU ÇİMENTO, BİSAŞ TEKSTİL, ENKA HOLDİNG, NET TURİZM İLHAN İZİBELLİ: "İLLE DE ÖZELLEŞTİRME VE VERGİ" "BORSADAKİ REHBERİNİZ"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle