Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 EY.ÜL 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Rdımi Koç, sempozyumu protesto eden ülkücülere sert tepki gösterdi
6
Dünya âleme rezîl olduk'LEYIA TAVŞANOĞLU
Koç.-Ioldıng Yönetım Kurulu Başka-
nı Rahni Koç. Kafkas petrollennın. ts-
tanbul e Çanakkale boğazlannın trafiğı
veçevn kirliliği açısındankesınlıkletan-
kerlerlttaşınmaması gerektiöını söyledı.
RahmilCoç, aynca Karadeni2'ın kirhlik-
ten anıdınlması amacıyla dûzenlenen
sempoıyumun ilk ayağında. Trabzon Va-
lisi Isnet Giirbüz Civelek'in tutumunu
eleştireek. "Orada. Türk konukseverti-
ğtni ulıslararası önemdeki o insanlara
gösterneliydik. Ama aksine, yerin dibine
geçtik"dedı.
Rahni Koç'la sempozyumun yapıldı-
ğı Elefherios Venizelos gemisindeki ko-
nuşmanız şöyle gelişti:
- Kirenen Karadeniz'in kurtanlması
amacryia bu gemide düzenlenen sempoz-
yumurasıldeğerlendiriyorsunuz?
KOÇ- Bu sempozyuma çok ılgınç kı-
şılerkaalıyor. Bence sempozyum katalı-
zör niteliğinde. Gemide olması da çok
önemli.Çûnkü buradakiler istediklen gi-
bı dışar çıkamadıklan için bırbirlenyle
kaynaşı/orlar, bırbirieriyle anlaşıyorlar
ve birbirinin düşûncelerini öğrenıyorlar.
• Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Koç.
Karadeniz'in temizlenmesi için dûzenlenen sempozyumu
Trabzon'da protesto eden ülkücüleri ve Trabzon Valisi'ni eleştirdi.
• Olaylardan sonra yabancılara karşı yerin dibine geçtiklerini
söyleyen Koç "Trabzon'da kaldığımız o bir gün, benim hayatımda
geçirdiğim en zor 24 saatten birisi oldu" dedi.
Avmca Karadenız'e kıyısı olan ülkele-
rin limanlanna uğraması da çok ıy ı bır fı-
kır. Burada Karadenız'ın hıç görmediğı-
mız yerlennı tanıyoruz. Öte yandan Ka-
radenız'ın kırlenmemesı ıçın gerek Ka-
radenız'e kıyısı olan. gerekse de nehirle-
n Karadenız'e akan ülkelerın çok dıkkat-
li da\Tanmalan ve bu güzel sulan kırlet-
meraeleri gerekıv or. Ama burada bır nok-
taya dıkkat çekmek ıstiyorum:
Konuşma yetmez. Esas eylem gereklı.
Amerikalının şövle bır diisturu var:
- Herkesin fıkri vardır. herkeskonuşur.
Ama Işi e> leme dönüştüren kişi girişimci-
dir, başanüdır."
Bızim de bunu sözden eyleme dönüş-
türmemız gerekıyor
- Gemi, Rusva'nın Novorossisk Lima-
nı'na da demirledi. Biliyorsunuz. Kafkas
petroüeri Rusva'yla ABD arasında ciddi
bir çekişme konusu. Bir de nasıl taşınma-
sı gerektiği konusu var. TankeıierleBoğaz-
lar'dan ya da petrol boru harlarıv la taşın-
ması tartışmalan sürihor. Siz bu konuda
ne düşünüyorsunuz?
KOÇ - Kafkas petrollennın taşınması
değil. bence dünya pıyasasına gırmesi
çok önemlı. Bu petrollenn dünya pıyasa-
sına girmesı bence üç şeyı halledecektir.
Bunlan sayayım: Madde bir; bu ülkele-
re müthış bir gelır sağlayacak ve yaşam
standartlannı arttıracaktır Madde iki: pet-
rol fiyatlanru düşürecektır. Madde üç;
dünyayı Suudi Arabistan v e Kuv eyt e ba-
ğımlı olmaktan kurtaracaktır.
" - Peki. va İran?
KOÇ - Iran o kadar önemli değil. Bu-
gün Suudi ve Ku%eyt perrolü dünya pet-
rol gereksınıminın yüzde 60'raı karşılı-
yor. Dolayısıyla ABD. o bölgelerı çok
dıkkatlı kontrol edıyor. Böylece Kafkas
petrollen devreye gınnce bu yüzde 60. be-
nim hesabıma göre hemen yüzde 40 "a
ınecektir.
- Bu petroüerin. tankerlerle Boğaz-
lar'dan geçmesi olasılığını TLRMEPA
Başkanı ve İstanbul Boğazı'nın kirlilik-
ten kurtanlması projesinin önderi olarak
nasıl karşüıyorsunuz?
KOÇ - Bu petrollenn kesinlıkle Bo-
ğazlar'dan geçmemelen gerekıyor. Ba-
kın. Boğazlar'dan yılda 50 bın gemı Ka-
radenize ve Karadenız'den olmak üzere
geçiyor. Bu gemılerin ne tarafa geçtıkle-
Sözer özel
'KTHY
zarara
uğratdmış'
İstanbul Haber Servisi - Kıbns
Türk Hava Yollan (KTHY) Yönetim
Kurulu Başkanı Sözer Özel, eski yö-
netimin şirketi zarara soktuğunu be-
lirterek "Yönetimi devralmasaydık
1996 yılı sonuna varmadan şirket if-
las edecekti" dedı.
KTHY Yönetim Merkezi'nde dün
yapılan 1996 yılı olağan genel ku-
rul toplantısında konuşan Özel. Ümit
Utku başkanlığındakı eski yöneti-
min şirketi zarara uğrattığını söyle-
di.Şirketin 1996yılındakızarannın
3 trilyon 264 milyar lira olduğunu ifa-
de eden Özel. "Uçak alımlan ve ki-
ralamalarda şirket çıkarlan değil,
şahsi çıkarlar ön planda tutulmuş.
TürkHava Yollan,kiraladığı bir Bo-
etag 737 tipi uçağmın bir saati için 3
b|p dolar öderken KTHY 6 bin do-
larödemektedir"dedi. Çeşitli firma-
larla yapılan satın alma ve kıra söz-
leşmelerinin de üç yıllık düzenlen-
mış olduğuna dikkat çeken Özel. şir-
ket zararına bu anlaşmalann süresi
dolmadan bozulmasının hayli zor
olduğuna işaret etti. Başbakanlık
Teftiş Kurulu tarafından yapılan de-
netlemeler sonucunda hazırlanan ra-
porun, şirketin içinde bulunduğu du-
rumu çok net olarak ortaya koydu-
funu belirten Sözer Özel. bu rapor
çerçevesınde konunun adli makam-
lara yansıtılacağını ifade ettı.
REFAHYOL'un engellemeye çalıştığı campiramit tamamlandı
ri değil. Boğaz trafiğıni nasıl tıkadıklan
önemli. Kafkas petrollen tankerlerle dev-
reye girerse Boğazlar'a bir 50 bin gemı-
lik daha yığılma olacaktır. Bunlar süper
tankerlerdemektir. Süper tanker, özellık-
le dolu geçtığinde Boğazlar'm kapatıl-
ması gerekmektedır Bır süper tanker ge-
çerken her sefennde Boğaz'ı altı saat ka-
patrnak zorunda kalıvorsunuz.
- İsterseniz yine Karadeniz sempozyu-
muna dönelim. Sempozyumun ilk ayağı
Trabzon'da başladL Sempozyuma karşısi-
zin de bildiğiniz gibi Trabzon Valisi İsmet
GürbüzCivelek'in belli dav ranışlan oldu.
Bu davranışlan siz sempozyumu destek-
leyen kişilerden birisi olarak nasıl değer-
lendirdiniz?
KOÇ - Ben Trabzon'a gelmeden önce
Valı Beyefendi'yetelefon ettim. "ValiBe-
vefendi, Trabzon'a geldiğimizde istenme-
\en olav larla karşılaşacağımızı öğrendim.
İsterseniz ben gelmeveyim" dedım. Vali-
nin cev abı şu oldu "Gelin. biz sizleri ko-
ruraz. Hiçbir sorun yoktur."
Biz Trabzon'a geldik. Bıliyorsunuz,
»empozyumun açılışına Vali Beyefendi
muavininı gönderdi. V'ali muavini bir ko-
nuşma yaptı, sonra da V'ali Beyefendi'nın
hasta olduğunu söyledi. Ama
ben aynı gün Vali Bey "i şah-
sen zıvaret ettım. Gerçekten
de futbol oynarken ayak ke-
mığıni çatlatmış. Hepimiz
futbol oynanz. bu hepimı-
zın başına gelır. O sabaha
karşı (Trabzon'da Patrık.
Rahmı Koç ve Sadreddin
Ağa Han uçaktan inerken
yuhalandıklan. daha önce
de sempozyuma Atina'dan
gelenlerin bındıkleri otobü-
sün MHP'li ve ülkücüler ta-
rafından taşlandığı cumayı
cumartesiye bağlayan gece)
saat beşte v atmış. Makamın-
da ziyaret ettiğım sırada öğ-
rendim. Muhtelıf olaylar ol-
du. dedi. Ne olduvsa...
Antafya 'ya sırçasaray
'Tanıtutn için
önemlivdi'
ANTALYA (Cumhurhıet) - Antalv a halkı-
nın yapımı ıçın gereklı kaynağın bulunması
Devlet Öakanı Pehnn Âdak% »epknlrin dile
getirildıği.
7
0 kadar demokratik kitle örgütü-
nün destek verdığı ve Dünya Ormancılık Kon-
feransı'nm yapılacağı Antalya'dakı "campi-
ramif tamamlandı.
Sergı. fuar ve kongrelerin vapılacagı cam
piramıdin açılışına Cumhurbaşkanı SüJey-
man Demirel ile birlıkte hükümet üyelen de
katılacak. Piramıdin tamamlanması ıçın ge-
reklı olan 3 mılyon dolan veren Sabancı top-
luluğunun da açılışa katılması beklenıyor.
Konyaaltı sahılınin hemen kuzey ınde yer alan.
yapımına Mayıs 1992'de başlanan 800dönürn-
lük fuar ve kültür alanınm büyük bölümü de
tamamlandı. Alanm idaresi de Büyüks.ehır
Belediyesı tarafından Antalya Altm Portakal
Kültür ve Sanat Vakfi'na devTedıldı. Fuarala-
nı içerisinde göletler, sergi alanlan. bısildet
gezi yollan. amfîtiyatrolar. sanat yollan, oyun
alanlan yer alırken. yapımı geçen yıl tamam-
lanan kültür merkezinde de 800 ve 340 kışi-
lik ıki salon bulunuyor. Altm Portakal Fılm
Festıvalı etkinltkleri de bu merkezde v apı Imış-
tı. Türkiye'nın en büyük kongre merkezle-
nnden olan cam pıramidın mşaatı sırasında
maddi sıkıntılar yaşanması. DYP'lı Büyük-
şehir Belediye Başkanı Hasan Subaşı'nın RP-
DYP koalisyon hükümetiyle karşı karşıya
gelmesine neden olmuştu. Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel de Antalv a'ya gelerek
cam pıramıde destek verdığinı ve 13 Ekım'de
başlayacak olan Dünya Ormancılık Kongre-
sı'ne kadar tamamlanmasını ıstemışti. Bu-
nun üzenne gerekli olan 3 milyon dolar, özel-
likleeska DevletBakanı RP'li Fehım Adak'ın
engellemeleri yüzünden tahsis edilememiş-
ti. 70 kadar demokratik kıtle örgütünün katı-
larak destek verdiğı vürüyüşler v e Ankara'ya
ziyaretler sonuç vermemiştı.
Bunun üzerine Sabancı Grubu. Başkan Su-
başı'yı arayarak 3 mılyon dolan verebılecek-
lerini, ancak kongre merkezine kendı ısimle-
nnın konulmasını istediler. Gızlılık ıçındeki
karşılıklı görüşmeler sonunda Sabancı Gru-
bu'ndan 3 milyon dolar alındı ve bütünüyle
malivetı 11 mılyon dolar olan piramit tamam-
landı.
Ihtısas fuarlan ve uluslararası fuarlann dü-
zenlenebileceği cam piramit, dıştan dışa 62x62
metrelik bir alana oturuvor.
Dokunulmazlıkları kaldırın!
Çetelere dokunun!
Yurttaş, sessiz, dilsiz, belîeksiz, kimliksiz olmadığını gösterdi: Suç örgütlerini kuranlar
ve onlara gorev verenler yargılansın dıye ışıklannı geceler boyu yakıp söndürdu Ve Türkıye'de,
yurttaşın bu barışçı, demokratik eytemı dışında, hıçbır olumlu adım atılmadı. Agar ve Bucak
için dûzenlenen fezlekeler Meclıs Genel Kurulu'na indırilmedı. Susurluk davasının sanıkları
tahlıye edıldı. Salıverılenler, "Türkiye senınle gurur duyuyor" alkışlarıyla karşıiandı. Herkes
bıiıyor kı, onların alnına sürülen kan, karanlık cınayetlere kurban gıdenlenn kanıdır...
Ve bugün Türkiye'nın dört bır yanından yükselen büyük tepkı, tek bır mesaj verıyor:
"Yeniden ışık başına!"
Hükümetler degışıyor, yurttaşın talebı değışmıyor... Yurttaş hiçbir partıye ya da
kuruma karşı değil. Ama Susurluk'u örtmek ısteyen herkese karşı!..
Meclis açlışından bır gün önce, 30 Eylül'den başlayarak ışıklarımızı, başka bır nedenle değil,
"dokunulmazlıkların hemen kaldınlması, çetelere mutlaka dokunulması için" yakıp
söndürüyoruz.. Bu amacı paylaşan herkesi, her kurumu desteklıyoruz.. Yetkılilerin, yetkilerinı
mutlaka kullanmaları ıstıyoruz... Istıyoruz kı, onları "takıpte" olduğumuzu bılsınler!
Karanlığa bunun ıçın ses verıyoruz. Ve kararlılıgımızı, tüm dünyaya ılan edıyoruz:
"Işığımızı çaldirmayacağız!"
A Y D I N L I K Ç İ N
YURTTAŞ GİRİŞİMİ
Cenk Ali Kılıç'ın cinayet davası
Şoför
tahliy
İstanbul Haber Senisi -
Etiler'debırbardaablasının
eski koruması Ferit Aslan'ı
öldürdüğü iddıa edılen ye-
raltı dünyasının ünlü isim-
lennden DündarKılıç'ın oğ-
lu Cenk.\liKıhç'la ilgilı da-
vaya devam edildı. Duruş-
mada. olayla ılgısı olmadı-
ğını belirten Kılıç'ın şofö-
rü Adil Cesur tahlıy e oldu.
İstanbul 5. Ağır Ceza
Mahkemesi'ndekı duruşma-
ya tutuklu sanıklar "kasten
adam öldürmek ve ruhsat-
sız silah taşımak" suçundan
yargılanan Cenk Ali Kılıç
ve "tasarlayarak adam öl-
dürme suçuna vardım" su-
çundan yargılanan Adil Ce-
sur katılırken müdahil taraf-
tan kımsenin katılmaması
dıkkat çektı. Sanıklann kım-
lik tespıtinden sonra yapılan
sorgulamalannda Ferit As-
lan'm sık sık "l'ğur Kıbç'ı
öldürdük. Şimdi sıra
Cenk'te" şeklınde konuştu-
ğu yolunda duyumlar aldı-
ğını öne süren Kılıç. şöyle
dev am ettı:
"Olay gecesi barda Ferit
Aslan'ı görünce bana alayh
bir şekilde güklü. Daha son-
ra da beni yanına çağırarak
elini silahına am. Ben de ken-
dimi korumakiçin üç el ateş
ettim." Daha sonra şoforü
Cesur ile birlikte olay ye-
rinden uzaklaşarak kardeşi
Ergün Kıbç'ın evine gitti-
ğinı söyleyen Kılıç. şoforü-
nün olayla ilgisi olmadığı-
nı anlattı. Adil Cesurıse sor-
gulamasında Kılıç'la Türk-
çe Bar'a birlikte gıttıklerini
ifade ederek "Kılıç, içeri gi-
Adil Cesur
e edildi
rerken ben arabayı park edi-
\ordum. Bann içine girdi-
ğinıde ise üçüncü kattan si-
lah sesleri duydum. Daha
sonra panik içinde gelen
CenkAli Kılıç'la birlikte oto-
mobiü alarak ola> vcrindtn
uzaklaştık" diye konuştu.
İfade veren bargörev lıleri ise
sılah seslennı duyduklannı
ancak ateş edeni görmedik-
lennı vurguladılar.
hkeme heyeti, Adil Ce-
sur'un tahliyesine. Cenk Ali
Kjlıç'mdatutuklulukduru-
munun devamına karar ve-
rerek duruşmayı erteledi.
-Yalnızsizinlegörüşmeden
önceki gece, ayağınm sakat-
lığına rağmen gemhe gelerek
rurizm acentesi sorumlusu-
na. vizesi eksik olan bir MH
sırİL bir Hintli ve bir Filipin-
linin ertesi sabaha kadar vi-
ze işlemlerinin halledilme-
mesi durumunda bundan
acenteyi sorumlu rutacağını
söyiediğini bilhoruz. Buna
ne diveceksiniz?
KOÇ- Bir vah. bir ilde
devletin en yüksek temsil
edildiği makamdır. Vızesız
bıri varsa, bu vizenın alınma-
sını saglar. Biz. vıze bakı-
mından bir kusur ettiysek
bunun tamamlanması doğal-
dır. Ama öte yandan valınin
bizim güvenliğımızi de sağ-
laması gerekir. Bır valinın.
kendi ılini ziyaret eden böy-
lesine uluslararası bir örgü-
tün, politikacıların. bılım
adamlannın, din adamlan-
nın, dinı lıderlerin ve soylu
kışılenn orada çok ıyi ağır-
lanmalan, çok iy i davranış-
larla karşılaşmalan ve o ili
uzun yıllar iyilikle hanrlama-
lannı sağlaması gerekirdi.
'Yerin dibine geçtik'
Bu, ülkemızın polıtıkası,
dünyayla olan ilişkıleri. Tur-
kive'nın tanıtımı açısından
çok önemlivdi. Bu gerçek-
leştırilemıyorsa burada bır
sakatlık var demektir. BLZ ne
yazık kı Trabzon'da bu sı-
cakkanlı ağırlanmayı, yakın-
lığı göımedik. Oysa Türk'ün
asıl gücü sevecen. güler yüz-
lü olması ve konuklanru çok
ıyı ağırlamayı bilmesinden
gelmektedir.O bakımdan
üzüldük. yabancı konuklan-
nuan karşısında çok denn bir
biçimde mahcup olduk. Ne-
redeyse yerin dibine geçtik.
O bir gün benım hayatım-
da geçirdiğim en zor 24 sa-
atten biri oldu.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Mehmet Ağar'ı Aklamak...
Geçen cumartesi günü Hürriyet gazetesinde
çok ilginç bir yazı yayımlandı. Atatürkçülüğü ve dü-
rüstlüğü kimselere bırakmayan keskin dilli ve ka-
lemli bir köşe yazarı Sayın Emin Çölaşan, "Tan-
su'nun Çevresi" başlıklı yazısında, olmadık adam-
ları aklamaya çabalamaktaydı.
Tansu Çiller'in peşinde giden insanların, kendi
çıkarlan için orada durduklarını ilerı sürdükten son-
ra aynı durumdakı kimi "Ab/"lerini (!) eleştiriyor,
daha sonra kimi isimleri, "saymaya bile değmez"
diye bir kenara atarak (kı burada bence de haklı),
ilginç bir noktaya geliyor. Birlikte göz atalım:
".. .Ama aynı yolun yolcusu olan bir başka takım
var ki birkaçına mutlaka değlnmek gerekir.
Bunlar geçmişte devlet umuru görmüş, siyase-
te devlet memuriuğundan gelmiş kişıler. Hepsi de
kadının saflarında sıyaset yapıyor.
Hayri Kozakçıoğlu, Bekir Aksoy, Turan Gü-
ven, Saffet Ankan Bedük, Ünal Erkan, Mehmet
Ağar...
Bunlar devlet terbiyesi almış, çok önemli görev-
lerde bulunmuş kimseler..."
Evet, yanlış okumuyorsunuz. "Devlet terbiyesi
almış.." diye, satır aralarında yüceltmeye çalıştık-
lanndan biri de Mehmet Ağar.
Insan utanır yahu.
Yazıda bunu bir kez yapsa, "saptama" yapma-
ya çahşıyor diyeceğim. Ama biraz aşağıda aynı nok-
taya bir kez daha dönüyor. Birlikte okuyahm: "O
halde bu koskaca adamlar, Nahit Menteşe, Nec-
mettin Cevheri gibı yıllann sıyasetçılen, devlet umu-
ru görmüş, devlet terbiyesi almış olan Hayn Ko-
zakçıoğlu, Saffet Ankan Bedük, Mehmut Ağar,
Ünal Erkan gibi kimseler ve dığer mılletvekilleri na-
sıl oluyor da bu kadının ıhtıraslarına alet oluyor-
lar?"
Vallahi pes...
Yahu Çiller bıle Susurluk pısliğınin gün ışığınaçık-
masıyla birlikte Mehmet Ağar'ı Içışlerı Bakanlı-
ğı'ndan almak zorunda kaldı. "Bu pıslik bana da
bulaşır" endışesine kapıldı. Şimdı aynı adamı, sa-
tır aralarında ve aklı sıra "ustaca" aklamanın ale-
mi var mı? Nasıl bir kandırmacadır bu?..
Aynı yazar, Alparslan Türkeş'ın ölümünden
sonra da Türkeş'i yere göğe sığdıramamıştı. Ya-
zısını "ibretlikolarak" kesip saklamıştım. Ne biçim
bir iştir bu?
Hem MHP'ye karşı görüneceksın vetüm politı-
kalannı mahkûm eden yazılaryazacaksın, hem de
Türkeş'e övgüler düzeceksin. (Kendı yazdığına
göre her dış seyahat dönuşü getırdıği armağanla-
ra da pek sevinırmiş bu köşe yazarı...)
HemTürkiye'de "ılericı"ve "demokrat"geçine-
ceksin hem de "devlet içındeki çetelenn en önde
gelen zanlısını" satır aralarında aklamaya çalışa-
caksın...
Daha israil'den gelen suikast sılahlarının hesa-
bını veremedi Mehmet Ağar, Topal cinayeti zanlı-
larının serbest bıraktırılmasının nedenlerinı açıkla-
yamadı. Ne devlet terbıyesinden söz ediyorsu-
nuz?
Sayın Ağar; kimine ucundan kıyısından, kımine
göbeğinden bulaştığı pislıklerı: susarak ya da "va-
tan için yaptım" diyerek geçıştıremeyecek. Zaten
eğer bu çeteler deşifre edılemezse, Türkıye'de ne
hukuk devletinden söz edilebılir, ne kanun devle-
tinden.
Aydınlık için Bir Dakika Karanlık gösterıleri ye-
niden başlayacak. Herhalde bu sayın yazar, bu
kampanyayı da destekleyecek. "Çetelere doku-
nun " diye yazılar yazacak. Sonra da Mehmet Ağar'ı
aklamaya uğraşacak. Tam atalarımızın dediği gi-
bi "Tavşana kaç, tazıya tut..." Acaba kimi kandı-
racaklarını sanıyorlar ve ne kadar kandırabılecek-
lerini umut ediyorlar?
Ankara'da yayımlanan bir dergi var. Sözde Ata-
türk ve Atatürkçülüğü kımseye bırakmayan bir
dergi. Geçen yıl kendilennce "vehmettikleri" ne-
denlerle beni, 2. cumhuriyetçi "taifesi" arasına
kattılar. Bu köşede sert bir yanıt verdim. Vay efen-
dim, kıyamet koptu...
Öylesine iğrenç küfürler yazdılar, öylesıne iğ-
renç fotomontajlar yayımladılar ki emin olun kızar-
madan okumak ve bakmak mümkün değil. Kimi
avukat arkadaşlarım, "Yahu ızın verşunlardan he-
sap soralım, tazmınat alahm" diye ısrar ettıler. Is-
temedim. "Bunlann parası kirlidir, bize yaramaz"
dedim.
"Bırak hayır kurumlanna bağışlayalım" dediler.
"Olmaz" dedim, "Bunlann parası hayır kurumla-
nnı da kirletir."
Işte Mehmet Ağar'ı aklamaya çalışan, Türt<eş hay-
ranı ve "demokrat" ve "Atatürkçü" bu köşe yaza-
nnın, bu dergiyı de sık sık övdüğünü görürüz. Ken-
di "minik kuş"ur\ur\ getiremediği bazı bilgileri. bu
derginin "kuşu" get\r\r. Sonra dabudergiye övgü-
ler başlar. Galiba bunlar da bir başka "çefe..."
Gündelik basınımızda, bu "nezih derginin" baş-
ka hayranlan da var, ama artık bunları bir kenara
bıraktım.
Zaman her yarayı sarıyor. Ve zaman içinde ın-
sanlan daha iyi tanımak mümkün oluyor. Kimi za-
man çok şaşırsak bile...
Ve her şey bir yana;
Çetelere dokunun.
Çok şey aydınlanacak. Her şey aydınlanacak.
Bıkmayın, usanmayın.
Karikatürcüler ödüUerini aldı
masında derece>e girenlere ödüUeri Lütfı Kırdar Kongre ve Sergj Sarayı'nda dûzenlenen bir töreıile ve-
rildi. Sami Caner'in birinci olduğu yanşmada Birol Çün ikinci. Mustafa Bilgin üçüncü olurken Eray
Özbek, Bülent Balanıan ve Ender Özkahraman da başan ödüllerine layık göriildüler.