27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 EY.ÜL 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Rdımi Koç, sempozyumu protesto eden ülkücülere sert tepki gösterdi 6 Dünya âleme rezîl olduk'LEYIA TAVŞANOĞLU Koç.-Ioldıng Yönetım Kurulu Başka- nı Rahni Koç. Kafkas petrollennın. ts- tanbul e Çanakkale boğazlannın trafiğı veçevn kirliliği açısındankesınlıkletan- kerlerlttaşınmaması gerektiöını söyledı. RahmilCoç, aynca Karadeni2'ın kirhlik- ten anıdınlması amacıyla dûzenlenen sempoıyumun ilk ayağında. Trabzon Va- lisi Isnet Giirbüz Civelek'in tutumunu eleştireek. "Orada. Türk konukseverti- ğtni ulıslararası önemdeki o insanlara gösterneliydik. Ama aksine, yerin dibine geçtik"dedı. Rahni Koç'la sempozyumun yapıldı- ğı Elefherios Venizelos gemisindeki ko- nuşmanız şöyle gelişti: - Kirenen Karadeniz'in kurtanlması amacryia bu gemide düzenlenen sempoz- yumurasıldeğerlendiriyorsunuz? KOÇ- Bu sempozyuma çok ılgınç kı- şılerkaalıyor. Bence sempozyum katalı- zör niteliğinde. Gemide olması da çok önemli.Çûnkü buradakiler istediklen gi- bı dışar çıkamadıklan için bırbirlenyle kaynaşı/orlar, bırbirieriyle anlaşıyorlar ve birbirinin düşûncelerini öğrenıyorlar. • Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Koç. Karadeniz'in temizlenmesi için dûzenlenen sempozyumu Trabzon'da protesto eden ülkücüleri ve Trabzon Valisi'ni eleştirdi. • Olaylardan sonra yabancılara karşı yerin dibine geçtiklerini söyleyen Koç "Trabzon'da kaldığımız o bir gün, benim hayatımda geçirdiğim en zor 24 saatten birisi oldu" dedi. Avmca Karadenız'e kıyısı olan ülkele- rin limanlanna uğraması da çok ıy ı bır fı- kır. Burada Karadenız'ın hıç görmediğı- mız yerlennı tanıyoruz. Öte yandan Ka- radenız'ın kırlenmemesı ıçın gerek Ka- radenız'e kıyısı olan. gerekse de nehirle- n Karadenız'e akan ülkelerın çok dıkkat- li da\Tanmalan ve bu güzel sulan kırlet- meraeleri gerekıv or. Ama burada bır nok- taya dıkkat çekmek ıstiyorum: Konuşma yetmez. Esas eylem gereklı. Amerikalının şövle bır diisturu var: - Herkesin fıkri vardır. herkeskonuşur. Ama Işi e> leme dönüştüren kişi girişimci- dir, başanüdır." Bızim de bunu sözden eyleme dönüş- türmemız gerekıyor - Gemi, Rusva'nın Novorossisk Lima- nı'na da demirledi. Biliyorsunuz. Kafkas petroüeri Rusva'yla ABD arasında ciddi bir çekişme konusu. Bir de nasıl taşınma- sı gerektiği konusu var. TankeıierleBoğaz- lar'dan ya da petrol boru harlarıv la taşın- ması tartışmalan sürihor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? KOÇ - Kafkas petrollennın taşınması değil. bence dünya pıyasasına gırmesi çok önemlı. Bu petrollenn dünya pıyasa- sına girmesı bence üç şeyı halledecektir. Bunlan sayayım: Madde bir; bu ülkele- re müthış bir gelır sağlayacak ve yaşam standartlannı arttıracaktır Madde iki: pet- rol fiyatlanru düşürecektır. Madde üç; dünyayı Suudi Arabistan v e Kuv eyt e ba- ğımlı olmaktan kurtaracaktır. " - Peki. va İran? KOÇ - Iran o kadar önemli değil. Bu- gün Suudi ve Ku%eyt perrolü dünya pet- rol gereksınıminın yüzde 60'raı karşılı- yor. Dolayısıyla ABD. o bölgelerı çok dıkkatlı kontrol edıyor. Böylece Kafkas petrollen devreye gınnce bu yüzde 60. be- nim hesabıma göre hemen yüzde 40 "a ınecektir. - Bu petroüerin. tankerlerle Boğaz- lar'dan geçmesi olasılığını TLRMEPA Başkanı ve İstanbul Boğazı'nın kirlilik- ten kurtanlması projesinin önderi olarak nasıl karşüıyorsunuz? KOÇ - Bu petrollenn kesinlıkle Bo- ğazlar'dan geçmemelen gerekıyor. Ba- kın. Boğazlar'dan yılda 50 bın gemı Ka- radenize ve Karadenız'den olmak üzere geçiyor. Bu gemılerin ne tarafa geçtıkle- Sözer özel 'KTHY zarara uğratdmış' İstanbul Haber Servisi - Kıbns Türk Hava Yollan (KTHY) Yönetim Kurulu Başkanı Sözer Özel, eski yö- netimin şirketi zarara soktuğunu be- lirterek "Yönetimi devralmasaydık 1996 yılı sonuna varmadan şirket if- las edecekti" dedı. KTHY Yönetim Merkezi'nde dün yapılan 1996 yılı olağan genel ku- rul toplantısında konuşan Özel. Ümit Utku başkanlığındakı eski yöneti- min şirketi zarara uğrattığını söyle- di.Şirketin 1996yılındakızarannın 3 trilyon 264 milyar lira olduğunu ifa- de eden Özel. "Uçak alımlan ve ki- ralamalarda şirket çıkarlan değil, şahsi çıkarlar ön planda tutulmuş. TürkHava Yollan,kiraladığı bir Bo- etag 737 tipi uçağmın bir saati için 3 b|p dolar öderken KTHY 6 bin do- larödemektedir"dedi. Çeşitli firma- larla yapılan satın alma ve kıra söz- leşmelerinin de üç yıllık düzenlen- mış olduğuna dikkat çeken Özel. şir- ket zararına bu anlaşmalann süresi dolmadan bozulmasının hayli zor olduğuna işaret etti. Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından yapılan de- netlemeler sonucunda hazırlanan ra- porun, şirketin içinde bulunduğu du- rumu çok net olarak ortaya koydu- funu belirten Sözer Özel. bu rapor çerçevesınde konunun adli makam- lara yansıtılacağını ifade ettı. REFAHYOL'un engellemeye çalıştığı campiramit tamamlandı ri değil. Boğaz trafiğıni nasıl tıkadıklan önemli. Kafkas petrollen tankerlerle dev- reye girerse Boğazlar'a bir 50 bin gemı- lik daha yığılma olacaktır. Bunlar süper tankerlerdemektir. Süper tanker, özellık- le dolu geçtığinde Boğazlar'm kapatıl- ması gerekmektedır Bır süper tanker ge- çerken her sefennde Boğaz'ı altı saat ka- patrnak zorunda kalıvorsunuz. - İsterseniz yine Karadeniz sempozyu- muna dönelim. Sempozyumun ilk ayağı Trabzon'da başladL Sempozyuma karşısi- zin de bildiğiniz gibi Trabzon Valisi İsmet GürbüzCivelek'in belli dav ranışlan oldu. Bu davranışlan siz sempozyumu destek- leyen kişilerden birisi olarak nasıl değer- lendirdiniz? KOÇ - Ben Trabzon'a gelmeden önce Valı Beyefendi'yetelefon ettim. "ValiBe- vefendi, Trabzon'a geldiğimizde istenme- \en olav larla karşılaşacağımızı öğrendim. İsterseniz ben gelmeveyim" dedım. Vali- nin cev abı şu oldu "Gelin. biz sizleri ko- ruraz. Hiçbir sorun yoktur." Biz Trabzon'a geldik. Bıliyorsunuz, »empozyumun açılışına Vali Beyefendi muavininı gönderdi. V'ali muavini bir ko- nuşma yaptı, sonra da V'ali Beyefendi'nın hasta olduğunu söyledi. Ama ben aynı gün Vali Bey "i şah- sen zıvaret ettım. Gerçekten de futbol oynarken ayak ke- mığıni çatlatmış. Hepimiz futbol oynanz. bu hepimı- zın başına gelır. O sabaha karşı (Trabzon'da Patrık. Rahmı Koç ve Sadreddin Ağa Han uçaktan inerken yuhalandıklan. daha önce de sempozyuma Atina'dan gelenlerin bındıkleri otobü- sün MHP'li ve ülkücüler ta- rafından taşlandığı cumayı cumartesiye bağlayan gece) saat beşte v atmış. Makamın- da ziyaret ettiğım sırada öğ- rendim. Muhtelıf olaylar ol- du. dedi. Ne olduvsa... Antafya 'ya sırçasaray 'Tanıtutn için önemlivdi' ANTALYA (Cumhurhıet) - Antalv a halkı- nın yapımı ıçın gereklı kaynağın bulunması Devlet Öakanı Pehnn Âdak% »epknlrin dile getirildıği. 7 0 kadar demokratik kitle örgütü- nün destek verdığı ve Dünya Ormancılık Kon- feransı'nm yapılacağı Antalya'dakı "campi- ramif tamamlandı. Sergı. fuar ve kongrelerin vapılacagı cam piramıdin açılışına Cumhurbaşkanı SüJey- man Demirel ile birlıkte hükümet üyelen de katılacak. Piramıdin tamamlanması ıçın ge- reklı olan 3 mılyon dolan veren Sabancı top- luluğunun da açılışa katılması beklenıyor. Konyaaltı sahılınin hemen kuzey ınde yer alan. yapımına Mayıs 1992'de başlanan 800dönürn- lük fuar ve kültür alanınm büyük bölümü de tamamlandı. Alanm idaresi de Büyüks.ehır Belediyesı tarafından Antalya Altm Portakal Kültür ve Sanat Vakfi'na devTedıldı. Fuarala- nı içerisinde göletler, sergi alanlan. bısildet gezi yollan. amfîtiyatrolar. sanat yollan, oyun alanlan yer alırken. yapımı geçen yıl tamam- lanan kültür merkezinde de 800 ve 340 kışi- lik ıki salon bulunuyor. Altm Portakal Fılm Festıvalı etkinltkleri de bu merkezde v apı Imış- tı. Türkiye'nın en büyük kongre merkezle- nnden olan cam pıramidın mşaatı sırasında maddi sıkıntılar yaşanması. DYP'lı Büyük- şehir Belediye Başkanı Hasan Subaşı'nın RP- DYP koalisyon hükümetiyle karşı karşıya gelmesine neden olmuştu. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de Antalv a'ya gelerek cam pıramıde destek verdığinı ve 13 Ekım'de başlayacak olan Dünya Ormancılık Kongre- sı'ne kadar tamamlanmasını ıstemışti. Bu- nun üzenne gerekli olan 3 milyon dolar, özel- likleeska DevletBakanı RP'li Fehım Adak'ın engellemeleri yüzünden tahsis edilememiş- ti. 70 kadar demokratik kıtle örgütünün katı- larak destek verdiğı vürüyüşler v e Ankara'ya ziyaretler sonuç vermemiştı. Bunun üzerine Sabancı Grubu. Başkan Su- başı'yı arayarak 3 mılyon dolan verebılecek- lerini, ancak kongre merkezine kendı ısimle- nnın konulmasını istediler. Gızlılık ıçındeki karşılıklı görüşmeler sonunda Sabancı Gru- bu'ndan 3 milyon dolar alındı ve bütünüyle malivetı 11 mılyon dolar olan piramit tamam- landı. Ihtısas fuarlan ve uluslararası fuarlann dü- zenlenebileceği cam piramit, dıştan dışa 62x62 metrelik bir alana oturuvor. Dokunulmazlıkları kaldırın! Çetelere dokunun! Yurttaş, sessiz, dilsiz, belîeksiz, kimliksiz olmadığını gösterdi: Suç örgütlerini kuranlar ve onlara gorev verenler yargılansın dıye ışıklannı geceler boyu yakıp söndürdu Ve Türkıye'de, yurttaşın bu barışçı, demokratik eytemı dışında, hıçbır olumlu adım atılmadı. Agar ve Bucak için dûzenlenen fezlekeler Meclıs Genel Kurulu'na indırilmedı. Susurluk davasının sanıkları tahlıye edıldı. Salıverılenler, "Türkiye senınle gurur duyuyor" alkışlarıyla karşıiandı. Herkes bıiıyor kı, onların alnına sürülen kan, karanlık cınayetlere kurban gıdenlenn kanıdır... Ve bugün Türkiye'nın dört bır yanından yükselen büyük tepkı, tek bır mesaj verıyor: "Yeniden ışık başına!" Hükümetler degışıyor, yurttaşın talebı değışmıyor... Yurttaş hiçbir partıye ya da kuruma karşı değil. Ama Susurluk'u örtmek ısteyen herkese karşı!.. Meclis açlışından bır gün önce, 30 Eylül'den başlayarak ışıklarımızı, başka bır nedenle değil, "dokunulmazlıkların hemen kaldınlması, çetelere mutlaka dokunulması için" yakıp söndürüyoruz.. Bu amacı paylaşan herkesi, her kurumu desteklıyoruz.. Yetkılilerin, yetkilerinı mutlaka kullanmaları ıstıyoruz... Istıyoruz kı, onları "takıpte" olduğumuzu bılsınler! Karanlığa bunun ıçın ses verıyoruz. Ve kararlılıgımızı, tüm dünyaya ılan edıyoruz: "Işığımızı çaldirmayacağız!" A Y D I N L I K Ç İ N YURTTAŞ GİRİŞİMİ Cenk Ali Kılıç'ın cinayet davası Şoför tahliy İstanbul Haber Senisi - Etiler'debırbardaablasının eski koruması Ferit Aslan'ı öldürdüğü iddıa edılen ye- raltı dünyasının ünlü isim- lennden DündarKılıç'ın oğ- lu Cenk.\liKıhç'la ilgilı da- vaya devam edildı. Duruş- mada. olayla ılgısı olmadı- ğını belirten Kılıç'ın şofö- rü Adil Cesur tahlıy e oldu. İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ndekı duruşma- ya tutuklu sanıklar "kasten adam öldürmek ve ruhsat- sız silah taşımak" suçundan yargılanan Cenk Ali Kılıç ve "tasarlayarak adam öl- dürme suçuna vardım" su- çundan yargılanan Adil Ce- sur katılırken müdahil taraf- tan kımsenin katılmaması dıkkat çektı. Sanıklann kım- lik tespıtinden sonra yapılan sorgulamalannda Ferit As- lan'm sık sık "l'ğur Kıbç'ı öldürdük. Şimdi sıra Cenk'te" şeklınde konuştu- ğu yolunda duyumlar aldı- ğını öne süren Kılıç. şöyle dev am ettı: "Olay gecesi barda Ferit Aslan'ı görünce bana alayh bir şekilde güklü. Daha son- ra da beni yanına çağırarak elini silahına am. Ben de ken- dimi korumakiçin üç el ateş ettim." Daha sonra şoforü Cesur ile birlikte olay ye- rinden uzaklaşarak kardeşi Ergün Kıbç'ın evine gitti- ğinı söyleyen Kılıç. şoforü- nün olayla ilgisi olmadığı- nı anlattı. Adil Cesurıse sor- gulamasında Kılıç'la Türk- çe Bar'a birlikte gıttıklerini ifade ederek "Kılıç, içeri gi- Adil Cesur e edildi rerken ben arabayı park edi- \ordum. Bann içine girdi- ğinıde ise üçüncü kattan si- lah sesleri duydum. Daha sonra panik içinde gelen CenkAli Kılıç'la birlikte oto- mobiü alarak ola> vcrindtn uzaklaştık" diye konuştu. İfade veren bargörev lıleri ise sılah seslennı duyduklannı ancak ateş edeni görmedik- lennı vurguladılar. hkeme heyeti, Adil Ce- sur'un tahliyesine. Cenk Ali Kjlıç'mdatutuklulukduru- munun devamına karar ve- rerek duruşmayı erteledi. -Yalnızsizinlegörüşmeden önceki gece, ayağınm sakat- lığına rağmen gemhe gelerek rurizm acentesi sorumlusu- na. vizesi eksik olan bir MH sırİL bir Hintli ve bir Filipin- linin ertesi sabaha kadar vi- ze işlemlerinin halledilme- mesi durumunda bundan acenteyi sorumlu rutacağını söyiediğini bilhoruz. Buna ne diveceksiniz? KOÇ- Bir vah. bir ilde devletin en yüksek temsil edildiği makamdır. Vızesız bıri varsa, bu vizenın alınma- sını saglar. Biz. vıze bakı- mından bir kusur ettiysek bunun tamamlanması doğal- dır. Ama öte yandan valınin bizim güvenliğımızi de sağ- laması gerekir. Bır valinın. kendi ılini ziyaret eden böy- lesine uluslararası bir örgü- tün, politikacıların. bılım adamlannın, din adamlan- nın, dinı lıderlerin ve soylu kışılenn orada çok ıyi ağır- lanmalan, çok iy i davranış- larla karşılaşmalan ve o ili uzun yıllar iyilikle hanrlama- lannı sağlaması gerekirdi. 'Yerin dibine geçtik' Bu, ülkemızın polıtıkası, dünyayla olan ilişkıleri. Tur- kive'nın tanıtımı açısından çok önemlivdi. Bu gerçek- leştırilemıyorsa burada bır sakatlık var demektir. BLZ ne yazık kı Trabzon'da bu sı- cakkanlı ağırlanmayı, yakın- lığı göımedik. Oysa Türk'ün asıl gücü sevecen. güler yüz- lü olması ve konuklanru çok ıyı ağırlamayı bilmesinden gelmektedir.O bakımdan üzüldük. yabancı konuklan- nuan karşısında çok denn bir biçimde mahcup olduk. Ne- redeyse yerin dibine geçtik. O bir gün benım hayatım- da geçirdiğim en zor 24 sa- atten biri oldu. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Mehmet Ağar'ı Aklamak... Geçen cumartesi günü Hürriyet gazetesinde çok ilginç bir yazı yayımlandı. Atatürkçülüğü ve dü- rüstlüğü kimselere bırakmayan keskin dilli ve ka- lemli bir köşe yazarı Sayın Emin Çölaşan, "Tan- su'nun Çevresi" başlıklı yazısında, olmadık adam- ları aklamaya çabalamaktaydı. Tansu Çiller'in peşinde giden insanların, kendi çıkarlan için orada durduklarını ilerı sürdükten son- ra aynı durumdakı kimi "Ab/"lerini (!) eleştiriyor, daha sonra kimi isimleri, "saymaya bile değmez" diye bir kenara atarak (kı burada bence de haklı), ilginç bir noktaya geliyor. Birlikte göz atalım: ".. .Ama aynı yolun yolcusu olan bir başka takım var ki birkaçına mutlaka değlnmek gerekir. Bunlar geçmişte devlet umuru görmüş, siyase- te devlet memuriuğundan gelmiş kişıler. Hepsi de kadının saflarında sıyaset yapıyor. Hayri Kozakçıoğlu, Bekir Aksoy, Turan Gü- ven, Saffet Ankan Bedük, Ünal Erkan, Mehmet Ağar... Bunlar devlet terbiyesi almış, çok önemli görev- lerde bulunmuş kimseler..." Evet, yanlış okumuyorsunuz. "Devlet terbiyesi almış.." diye, satır aralarında yüceltmeye çalıştık- lanndan biri de Mehmet Ağar. Insan utanır yahu. Yazıda bunu bir kez yapsa, "saptama" yapma- ya çahşıyor diyeceğim. Ama biraz aşağıda aynı nok- taya bir kez daha dönüyor. Birlikte okuyahm: "O halde bu koskaca adamlar, Nahit Menteşe, Nec- mettin Cevheri gibı yıllann sıyasetçılen, devlet umu- ru görmüş, devlet terbiyesi almış olan Hayn Ko- zakçıoğlu, Saffet Ankan Bedük, Mehmut Ağar, Ünal Erkan gibi kimseler ve dığer mılletvekilleri na- sıl oluyor da bu kadının ıhtıraslarına alet oluyor- lar?" Vallahi pes... Yahu Çiller bıle Susurluk pısliğınin gün ışığınaçık- masıyla birlikte Mehmet Ağar'ı Içışlerı Bakanlı- ğı'ndan almak zorunda kaldı. "Bu pıslik bana da bulaşır" endışesine kapıldı. Şimdı aynı adamı, sa- tır aralarında ve aklı sıra "ustaca" aklamanın ale- mi var mı? Nasıl bir kandırmacadır bu?.. Aynı yazar, Alparslan Türkeş'ın ölümünden sonra da Türkeş'i yere göğe sığdıramamıştı. Ya- zısını "ibretlikolarak" kesip saklamıştım. Ne biçim bir iştir bu? Hem MHP'ye karşı görüneceksın vetüm politı- kalannı mahkûm eden yazılaryazacaksın, hem de Türkeş'e övgüler düzeceksin. (Kendı yazdığına göre her dış seyahat dönuşü getırdıği armağanla- ra da pek sevinırmiş bu köşe yazarı...) HemTürkiye'de "ılericı"ve "demokrat"geçine- ceksin hem de "devlet içındeki çetelenn en önde gelen zanlısını" satır aralarında aklamaya çalışa- caksın... Daha israil'den gelen suikast sılahlarının hesa- bını veremedi Mehmet Ağar, Topal cinayeti zanlı- larının serbest bıraktırılmasının nedenlerinı açıkla- yamadı. Ne devlet terbıyesinden söz ediyorsu- nuz? Sayın Ağar; kimine ucundan kıyısından, kımine göbeğinden bulaştığı pislıklerı: susarak ya da "va- tan için yaptım" diyerek geçıştıremeyecek. Zaten eğer bu çeteler deşifre edılemezse, Türkıye'de ne hukuk devletinden söz edilebılir, ne kanun devle- tinden. Aydınlık için Bir Dakika Karanlık gösterıleri ye- niden başlayacak. Herhalde bu sayın yazar, bu kampanyayı da destekleyecek. "Çetelere doku- nun " diye yazılar yazacak. Sonra da Mehmet Ağar'ı aklamaya uğraşacak. Tam atalarımızın dediği gi- bi "Tavşana kaç, tazıya tut..." Acaba kimi kandı- racaklarını sanıyorlar ve ne kadar kandırabılecek- lerini umut ediyorlar? Ankara'da yayımlanan bir dergi var. Sözde Ata- türk ve Atatürkçülüğü kımseye bırakmayan bir dergi. Geçen yıl kendilennce "vehmettikleri" ne- denlerle beni, 2. cumhuriyetçi "taifesi" arasına kattılar. Bu köşede sert bir yanıt verdim. Vay efen- dim, kıyamet koptu... Öylesine iğrenç küfürler yazdılar, öylesıne iğ- renç fotomontajlar yayımladılar ki emin olun kızar- madan okumak ve bakmak mümkün değil. Kimi avukat arkadaşlarım, "Yahu ızın verşunlardan he- sap soralım, tazmınat alahm" diye ısrar ettıler. Is- temedim. "Bunlann parası kirlidir, bize yaramaz" dedim. "Bırak hayır kurumlanna bağışlayalım" dediler. "Olmaz" dedim, "Bunlann parası hayır kurumla- nnı da kirletir." Işte Mehmet Ağar'ı aklamaya çalışan, Türt<eş hay- ranı ve "demokrat" ve "Atatürkçü" bu köşe yaza- nnın, bu dergiyı de sık sık övdüğünü görürüz. Ken- di "minik kuş"ur\ur\ getiremediği bazı bilgileri. bu derginin "kuşu" get\r\r. Sonra dabudergiye övgü- ler başlar. Galiba bunlar da bir başka "çefe..." Gündelik basınımızda, bu "nezih derginin" baş- ka hayranlan da var, ama artık bunları bir kenara bıraktım. Zaman her yarayı sarıyor. Ve zaman içinde ın- sanlan daha iyi tanımak mümkün oluyor. Kimi za- man çok şaşırsak bile... Ve her şey bir yana; Çetelere dokunun. Çok şey aydınlanacak. Her şey aydınlanacak. Bıkmayın, usanmayın. Karikatürcüler ödüUerini aldı masında derece>e girenlere ödüUeri Lütfı Kırdar Kongre ve Sergj Sarayı'nda dûzenlenen bir töreıile ve- rildi. Sami Caner'in birinci olduğu yanşmada Birol Çün ikinci. Mustafa Bilgin üçüncü olurken Eray Özbek, Bülent Balanıan ve Ender Özkahraman da başan ödüllerine layık göriildüler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle