23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 EYLÜL 1997 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAM 17 istanbul Edırne Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizli PB PB PB PB - A A A A 21 24 20 24 24 26 28 24 Sinop Samsun 19 Mersin 25 Trabzon Y 17 Diyarbakır PB 26 Giresun Ankara Y 20 Şanlıurfa PB 24 PB 19 Mardın PB 23 Eskişehir PB 19 Sıirt Konya PB 22 PB 17 Hakkâri Y 19 Sıvas Zonguldak Y 19 Antalya 16 Van 27 Kars 22 18 Yurdun kuzey ve do- gj kesimleri çok bu- utlu. Batı Karadeniz _ , rtiyıları Orta ve Doğu u s l ° Karadeniz, Iç Anado- Holsınkı AVRtlPÜ Y 11 B 10 lu'nun kuzeydoğusu, Stockholm B 13 Doğu Anadolu yağ- (_ondra PB 24 bulutlu ve açık geçe- cek. Hava sıcaklığın- Paris da önemli bir değışık- Bonn lık olmayacak. PB 21 PB 27 PB 23 PB 23 Mılano Berlın Budapeşte Madrıd Vıyana Belgrad Sofya Roma Atına PB PB PB PB PB PB PB PB 22 22 26 22 21 20 26 27 PB 25 A5YA Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tıflis Kahire Y A A A Y A Y A 11 27 25 30 18 28 16 29 Şam PB 25 0Açık u l u t l u Sısli Bulutlu ^ Çok bulutlu Yağmurlu "ı^^ftf Karl jkar > Gok gurûltülu r G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada Yeni kuralın konusu, "kimilerinin dün söyledik- lerinden bugün sapma, çark etme ya da kaçma huyu" diye özetlenebilir. "Böyyük siyaset adamlanmızın yakın yıllarda sü- rekli yineledikleri ilkeleh, söylemleri; birsüre son- ra, tam tersini büyük bir gönül rahatlığıyla söyle- mehri siyasal ahlaka sığar mı, sığmaz mı?" Bu soruya yanıt aranmıyor. Siyaset adamlan bir yana. Medyada da soruyu yanıtlamaya heves yok. Nedeni çok basit: Zira, ünleri tirajlara endeksli ya- zartardan kimileri de böyyük siyasetçilere benziyor. Bugün övgüyle söz ettıkleri kimi kişiler hakkında dün yazdıkları olumsuzlukları anımsamak bile is- temiyorlar. Böyyük devlet adamı da aynı yolun yolcusu za- ten. Böyyük adam gazeteciyi, gazeteci böyyük ada- mı kendi çıkarı uğruna, "kullanıyor". Bunun adı da çağdaş yaşam ve gelişen Türki- ye'nın yeni adımları oluyor. Oysa aynı görüşleri öne süren "bir başkasına" dün söylemlerinde sürekli saldıran kişinin. aynı kol- tuğa oturduktan sonra, yadsıdığı görüşleri bugün yeni bir malmış gibi sahiplenmesi dürüstlük ve iç- tenlik kitabının hangi sayfasında yazılı acaba? 1992'de başkanlık sistemini isteyen, "Çankaya sakini" diye adlandırdığı Turgut Özal'a karşı söze "Önce 'sistemi' işlet" diye başlıyordu Demirel. "Türkiye, özal'ı ciddiye alacak mı" diye sürdürü- yordu. Bugün ise Özal'ın aynı gerekçelerine sanlıyor ve başkanlık sisteminin hararetli savunucusu kesili- yor. Demirel, biryanına Ertuğrul Ozkök'ü, öteki ya- nına Derya Sazak'ı oturtuyor; ileriki günlerde kul- lanacağı siyasal motifleri sıralarken, önerilerine ye- ni bir öğe katıyor. "Idarede reform, DYP'nin 1991 seçim beyannamesinde yazılı" diyor. Başkanlık sistemini 1991 seçimlerinden berisa- vunduğunu söylemek istiyor. Anımsatma Oysa "idarede reformu" öneren Demirel, 1991'de "başkanlık sistemini" savunmuyordu. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinı istıyordu. Amacı ise parlamentodan Özal'ın Çan- kaya'ya çıkmasını engellemekti. Tepkiler sert gelince bugünden hafif değişimle- reaçılıyor. Başkanlık sistemi sözcüklerini kullanmı- yor, ama "idarede ya da devlette reform" adı al- tında tartışmalara geniş bir yelpaze açıyor. Bugün "hükümet çıkaramayan ve çözüm ürete- meyen parlamentonun sıkıntı yaratacağından " söz açıyor. lyi ama, çok yakın günlere kadar TBMM'nin "rejimin kalbi" olduğunu hemen her fırsatta söy- ««/ih'feynt Oemirei'di. * •Başkanlık sistemi tartışmalannı teoriden pratiğe Jfidirgemek gerekiyor. Soldan sağa, önde gelen si- yasetçilerimizin hangisi başkanlığa liyakatli ve la- yık acaba? Öncelikle soruna, bu sorunun yanıtını arayarak yanaşmak gerekiyor. Orneğin işte "biraday": Erdal inönü! Demirel'i Çankaya'ya SHP oylanyla çıkardı. Elbette "vefa- kâr" Demirel, borcunu ödemek için Erdal Bey'ı Çankaya'ya başkan olarak çıkarabilir! Aa, az kaldı unutuyorduk: 1992'de parlamentersistemin avukatlığını yapan zamanın başbakanı Demirel, Özal'ın, "başkan se- çilince 3 yılda enflasyonu yüzde 15'e düşürece- ğint" öne sürmesine fena halde takmıştı. "Parlamentoda 290 milletvekiliyle 8 yıl iktidar- da kaldı. O zaman aklı neredeymiş? Türkiye doğ- ru yoldadır" diyordu. Bir hafta önce Hırvatistan'da "güçlü yönetimin" hiperenflasyonu yüzde 15'e düşürdügünü ömek göstererek başkanlık tezini kuvvetlendirmeye ça- lıştı da... Böylece Demirel ile ilgili dünden bugüne uzanan birtezatı... Anımsatalım dedik. w Iran uçakları Irak'ı bombaladı' • Baştarafı 1. Sayfada iki askeri üssüne saldın dü- zenlediği ileri sürüldü. Halkın Mücahitleri'nin Sözcüsü AU Safavi, dün sa- bah Irak sınınnı geçen lran Hava Kuvvetleri'ne ait 9 adet F-5 ve F-4 savaş uçak- lannın düzenlediği saldın sırasında 2 Iraklı sivilin ya- ralandığını, üslerde de maddi hasar meydana gel- diğini açıkladı. Safavi. aynı anda düzen- lenen saldında 5 savaş uça- ğının Kut, 4 savaş uçağının ıse Celula yakmlanndaki askeri üsleri bombaladığı- nı bildirdi. Halkın Müca- hitleri'nin dış ilişkiler so- nımlusu Muhammed Mu- haddesin ise saldın sırasın- da bombalardan birinin as- keri üs yakınlanndaki bir I- rak yerleşim birimine isa- bet ettiğini ve Iraklı siviller arasmda yaralananlaroldu- ğunu kaydetti. Saldın. ba- ğımsız kaynaklar tarafın- dan henüz dogrulanmadı. Halkın Mücahitleri gru- bu, 1965 yılında kuruldu. tran'daki Islami rejime kar- şı mücadele eden grubun, Irak'ta 30 bin kişilik aske- ri gücü bulunuyor. Çetelere karşı ayduılık I Baştarafı 1. Sayfada ni destekliyoruz" dedi. Demokratik Mücadele 'latformu da çeteler yargı- anana kadar sokaklarda )lacaklannı kaydetti. Ankara'da da yurttaşlar. )U2Ün akşam saat 20.00'de * JıSokak'taUğurMum- u Anıtı önünde toplana- ak "Sürekli Ayduılık İçin lir Dakika Karanuk" ampanyasını yeniden baş- ıtacaklar. Aydınlık İçin urttaş Gırişimi'nin, "Çe- ?lere dokunulması için,do- unulmazlıklarm kaldınl- ıası için, sürekli aydınlık için, bir mum anp Mumcu Sokağı'nagjdiyorum" baş- lıklı çağrı metninde şöyle denildi: "Ben,çeteüyesiol- makla suçlananlara Tür- kiye seninle gurur duyu- yor' diyenlerden değilim. Suç örgfitleri kuranlann, onlara görev verenlerin yargı önüne çıkartılması konusundaki ısrarunı sfir- dürüyorum. Çünkü bellek- siz, vicdansız, sessiz, kayrt- sız değüim." Hak-lş IConfederasyonu da bugün yeniden başlaya- cak olan eyleme destek ve- receğini bildirdı. 6 Atma terörü desteldiyor' • Baştarafı 1. Sayfada getireceklerini söyledi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bü- yükelçi Ömer Akbel, Yunan resmi yetkililerüun, PKK"nın elebaşısıy- la onlann merkezlerinde temaslan- nın olduğunun ve Yunan parlamen- tosunun onaylanmayacak çeşitli da\Tanış biçimlerine girdiğinin her- kes tarafından bilindiğini vıırgula- \ arak "Konunun gefmişi de dikka- te alındığında. PKK itirafçısııun İn- giliz gazetesinde yer alan ve Ytına- nistan'ı teröre destek ve teş^ik ver- mekle suçlayan ifadelerini ciddiye almak gereldr" diye konuştu. Dı- şişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükel- çi Akbel. gazetecılerin sorusu üze- rine, Pangalos'un son açıklamasın- da yer alan ifadelerinin Türkiye-Yu- nanistan ilişkileri bakımından "ne flk ne de son uygunsuz ifadeler" ol- duğunu kaydederek "Sanınm, Sa- v ın Pangalos'un tarih bilgisi fazlaca uzağa ghmemektedir" dedi. Yunanistan'ın Ankara Büyükel- çisi Dimitrios Nezeritis. Dışişlen Bakanlığı'na davet edilerek Yuna- nistan'ın terör örgütü PKK'ye des- tek verdiği yolunda. Ingiltere'de ya- yımlanan Observer gazetesinde çı- kan iddialar konusunda bilgi isten- di. Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi AH Tuygan ile yaklaşık yanm saat görüşen Bü- yükelçi Nezeritis, gazetedekı ifade- lerin yeni olmadığını belirterek "Hükümetim daha önce de benzeri iddialar konusunda Türki\e'ye bil- gi verdi" dedi. Nezeritis, Pangalos'un sözleriy- le ilgili olarak medyada çıkan ha- berlerin doğru olmadığını belirte- rek Dışişleri Bakam'nın Türkıye'yı aşağılamak için bir amacı olmadı- ğını söyledi. Yunanistan'dan yalanlama Yunanistan hükümet sözcüsü Di- mitri Reppas. dün düzenlediği ba- sın toplantısında. söz konusu haber- le ilgili olarak Atına'nın görüşünü soran The Observer'a, iddialann asılsız olduğunu söylediklerıni be- lirttı. Reppas. Yunanistan'ın Lond- ra Büyükelçiliği'ne, gazetede yer alan haberle ilgili olarak yasal iş- lemlere başlanması talimatının ve- nldiğıni söyledi. Gazetenın haberi- nı "Türk propagandasının kabaca tekran" olarak niteleyen Reppas. Türkıye'nin propaganda çalışmala- nnın, yayıîmacılık politıkasını ört- me amaçlı olduğunu öne sürdü. Reppas. "Karşdığında ne alındı de- mek istemiyoruz, ama bazı gazete- ciler, bazı amaçlara hizmet etmek için bu tür yaalar yaayorlar" dedi. Yunanistan Dışişleri Bakan Yar- dımcısı Yannos Kranidiotis de Brüksel'de yaptığı açıklamada, The Observer gazetesinin haberinin. "yalan ve kötü niyetü" olduğunu id- dia etti. Yunanistan hükümet sözcüsü ve- Mahkeme belge isteyecek • Baştarafı 1. Sayfada n Çatlı'nın casinoya gelerek eniş- tesi Sami Hoştan ve Ömer Lütfu Topal'la görüştüğünü belirtti. Daha sonra söz alan Ercan Er- soy'un avoıkatı Kemal Ökke, basının bu olayın üzerine çok fazla gittiğini söyleyerek, "Medyayagöremi,yok- sa dos> a>a göre mi savunma yapaca- ğız bilemiyoruz. Detiller toplanmıs- ür. Müvekkilimin tahlhesini isti>o- rum" dedi. , Oğuz Yorulmaz'ın avukatı Birsen Ulu ise Topal sorus,turmasını yürüten Sanyer Cumhunyet Başsavcısı \eB Engin Arslan'ı eleştirdi. Savcının Topal cinayeti konusunda bilgi sahi- bı olduklannı öne süren ve hâlâ An- kara Merkez Kapalı Cezaevı'nde ya- tan Çatlı'nın iki arkadaşının ifadele- rini hâlâ bu mahkemeye gönderme- diğini bildiren Ulu. Topal'ın çocuk- i lannuv da •mahkeajfiye^tamloolarak gelmemelenne tepki gösterdi. Sanıklann tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme he- yeti. Topal cinayetiyle ilgili olarak açıklamalarda bulunan Başbakan Mesut Yılmaz'dan. elinde belge ya da delil bulunup bulunmadığının so- rulmasını kararlaşrırdı. Topal'ın öldürüldüğü yerde bulu- nan silahlardan Abdullah Çatlı'nın parmak izinın çıktığını, ancak tuta- nak hazırlayan polis memurlanmn Mahkeme, sanıklan tahliye etmedi. (Fotograf: UGUR GÜNYÜZ) bu ayrıntıya yervermediğini belirten VmaKkeme heyetı. lTer îkı rapbru ha- zırlayan polis memurlanmn önü- müzdeki celse tanık olarak dinlen- mesinı de kararlaştırdı. Heyet, Topal cinayetiyle ilgili ola- rak talimatla Sanyer Cumhuriyt:t Savcılığı'na ifade veren ve Ankara Merkez Kapalı Cezaev i "nde bulunaiî iki sanığın ifadelerinin ıstenmesırıe karar vererek duruşmayı 28 ekimıe erteledi. Bu arada Ömer Lütfü Topal'ın ni- kâhsız ikinci eşi Birsu Uilal Altıntaıs.. avukat Ekrem Marakoğlu'nun. 'Menmet özfiay'a (Abdullah Çatlı) dnayetten 2 ay sonra Topal'ın kızı ve oğlu tarafından 535 bin dolar ödeme yapıldığı*' ıddıasına ılışkın olarak. Sanyer'den sonra İstanbul DGM Cumhunyet Başsavcı1ığı'nda da ifa- de verdi. Mehmet Özbay'a 535 bin dolar ödeme yapıldığı konusunda bılgısı- nin olmadığını belirten Altıntaş. avu- kat Ekrem Marakoğlu'na da herhan- gi bir belge vermediğini sövledi. Al- tıntaş. "Verdhsem ispat etsin" dedi. kili Yannis Nikolau da haberi komp- lo olarak değerlendirdi. Yunan basını ise söz konusu P- KK'linin MtT ajanı olduğunu öne sürdü. Simitis-Pangalos tarüşması Yunanistan Dışişleri Bakanı Te- odoros Pangalos'un Türkiye'yi he- def alan ağır ifadelerle yüklü açık- lamasının. Başbakan Kostas Simitis ile arasını açtığı bildirildi. Yunan basınmda yer alan haber- lere göre, Simitis" in en yakın da- nışmanlanndan ve PASOK lcra Ku- rulu üyesı Teodoros Çukatos, bir partı toplantısında yaptığı konuş- mada Pangalos'u sert bir dille eleş- tirdi. Çukatos. "Hükümetin dış politi- kasuun iki üç cümlelik bir açıkla- ma>ı temel alarak değerlendirilme- si haksızhktır. Ancak, bu tür açıkla- malaria da dış politika yürütüle- raez" dedi Beyaz saray Tüzelerden bizde rahatsızız' WASHINGTON (AA) - Beyaz Saray Sözcüsü Mike McCurry, Kıbns'ta gelişmiş Rus yapımı S- 300 fuzelerinin Rum tarafinca ko- nuşlandırılmasının ABD'yi ra- hatsız edeceğini söyledi. McCurry. Türkiye ile Yunanis- tan arasındakı anlaşmazlıklar ko- nusunda taraflı davrarunadıklan- nı belirtti. McCurry, Rum tarafı- nın adada konuşlandırmak istedi- ği S-300 fuzelerini "gelişmiş si- lahlar"olarak niteledi, ancak bu silahların adaya götürüldüğüne • ilişkin bir bilgtye sahip olmadık- lannı ifade etti. McCurry. "Boyle gelişmiş silah- lann bölgede yeri yoktur. Aktif bir şekilde gerginliğin giderilmesine çalışıyonız. Gerilimi tırmandıra- cak olaylara son derece olumsuz bakryoruz" dedi. iABD'nın Kıbns'ta çözüm için çaba gösterdığine de işaret eden McCurry, "Ancak, bu tür gelişmiş füzelerin adaya yerleştirilmesi bi- zi son derece rahatsız eder 5 " dedi. Başbakan Yılmaz, Kohl'ü ikııa etmeye gitti • Baştarafı 1. Sayfada Yılmaz, ziyareti sırasında, Türki- ye'nin AB genişleme sürecine da- hil edilmesi konusunda girişimler- de bulunacağını belirterek "Al- manya'nuı AB'de de beürleyici ül- ke" olduğunu söyledi. tkinci yurtdışı ge2dsmi Alman- ya'ya yapan Başbakan Yılmaz, dün Almanya Sanayi ve Ticaret Odalan Birliği'nde (DİHT) düzen- lenen toplantıya katıldı. Burada Türk-Alman işadamlanyla bir ara- ya gelen Yılmaz, yaptığı konuşma- da. Türkiye'nin bunalımlı bir dö- nemi geride bıraktığını söyledi. Türk ve Alman işadamlanna ya- tınm çağnsı yapan Yılmaz, "20O0 yihna kadar iktidardayız. Bize gü- venin" dedi. Yılmaz, Türkiye"de ir- tica tehlikesinin hâlâ geçmediğini belirterek kurduklan hükümetin temel görevinin demokratik ve anayasal kurallar içinde çağdaş Türkiye'yi rayına tekrar orurtmak olduğunu bildirdi. Ağırlaşmış olan sorunlara kal ıcı çözümler getirmek istediklerini vurgulayan Yılmaz, ekonomik ve siyasal a]anda gecikmiş olan re- formlann gerçekleştirilmesini is- tediğmi anlattı. Yılmaz, önümüzdeki aylarda Türkiye'nin sorunlu bölgesi olan Güneydoğu Anadolu'da bir dizi ekonomik ve sosyal tedbirleri uy- gulamaya başlayacaklannı da an- lattığı konuşmasında, uzun yıllar devam eden olağanüstü halin de kaldınlacağmı açıkladı. Yılmaz. konuşmasında, Türki- ye-AB ilişkileri hakkında da ko- nuştu. Türkiye'nin, gümrük birliği- ni yürürlüğe koyarak bu yönde adımlar attığma dıkkati çeken Baş- bakan. ancak AB'nin gümrük bir- liğine ilişkin Türkiye'ye olan veci- belerini halen yerine getirmediği- ni hatırlattı. AB'nin Türkiye'ye ta- ahhüt ettıği fonlann gelmeyişihin ve ithalattaki hızlı artışın, Türk ekonomisinde güçlükler yarattığı- nı kaydeden Yılmaz. AB'nin ge- nişleme sürecindeki aday ülkelere önemli mali kaynaklar aktaracağı- nın bilindiğini hatırlattı. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Tencere-tava da iyi hava olur ama, önce küçük bir çıt. Evinizdeki elektriğin düğmesini bu gece saat 21 .OO'de bir dakikalığına söndürün. Siz 0 uyanyı yap- mazsanız, daha nelerimiz sönecek, şöyle bir baka- lım. Susurluk'un ardından ortaya sadece perdeler çık- tı. Şimdi duruma bakıp, "Ne çok perdemiz var" di- yoruz. Eğer bu perdeler aralanmazsa onlaria başımı- za çorap örecekler. Nasıl çorap örecekler? Şunu söyleyecekler: "Bakın bize 0 kadar suç yûklemeye kalktınız de- mek ki suçumuz yok. Şimdi siz hesap vereceksiniz. Söyleyin bakalım, bizi niçin suçlu ilan etmeye kalktı- nız?" Yani, her şey açığa çıksın diyenler, suçluya çıkan- lacak... Bunun ipuçlan şimdiden görülüyor. Bu sürecin devamında giderek şöyle bir yapı yer- I©Ş6CSK. Cezaevine gırmesı gerekenler, Meclis'e girecek... Adam, yargılanıyor. Suçlu olup olmadığı belli de- ğil. 74 gün cezaevinde kalmış, tahliye edılmiş. Memleketine ziyarete gidecek. Akrabalanndan ön- ce medyaya haber veriliyor. Tabanca atışlan eşliğin- de karşılamadan sonra soruyorlar: - Efendim siyasete girecek misiniz? O da on yerden çağrılıyormuş da reddediyormuş edasıyla karşılık veriyor: - Hayır şimdilik düşünmüyorum. Ama, bu ilgi kar- şısında ben mesleğime dönmeyi daha çok arzu edi- yorum... Cezaevine girmesı gerekenler Meclis'e girerse ne olur, sorusuna yanıt ararken küçük bir "çıt" çıkarın... Türkiye'de yerleşen bir başka geleneği de şöyle sloganlaştırabiliriz: - Ellerdeki kan alınlara... Kimi alan gösterileri, aklın değil silahlann konuştu- ğu, sevgi selınin değıl kanın aktığı yerler haline geldi. Ustelik de bunu yapanlar utanmadan yakalanna şu yaftayı yapıştınyorlar: "Demokrasi için..." Ne diyelım? "Kan"a "kan"a demokrasi için... Demokratik mafya cumhuriyeti Perde sayısının giderek arttığı günlerde, yeraltı dün- yasına bulaşmış kişilerin verdiği demeçlere, televiz- yon programlarında elde ettikleri izlenirliklere baka- rak şunu söylemiştik: "Devlet-mafya ilişkileri demokratik hale getihlmiş. Düzenin de adını koymuştuk: "Demokratik mafya cumhunyeti." Aralannda öyfesine sağlam bağlar kurulmuş, öyle- sine sıkı ilişkilere gırilmiş ki bu kadar demokratik olur. Bu ilişkinin giderek değişmekte olduğunu görüyo- •ruz. . ' " '• 1 ' 41 -' 1 ' Mafya, devleti tehdit ediyor. Devlete, kendisini bir miktaryargılamaözgürlüğü veren mafya, "İleri gider- sen kanşmam" demekten çekinmıyor. Tam yeri değil. ama vurgulamadan geçmeyelim. Ne olursa olsun devlet küçülsün diyenler, devletin az içınde-çok dışında örgütlenenlerın yaptığına bakarak bunun nereye varacağını bir kez daha düşünsünler. Sessiz yığınların bu gidişe seyirci kalmadığını gös- termesi için bu akşamdan itibaren küçük bir "ç'r"-- Her evden küçük bir çıt çıksın, bakın ortalık nasıl çatırdayacak. Cezaevi yerine Meclis'e girmeye kalkanlara karşı... Elindekı kanı alnına sürenlere karşı... Bakarsınız Meclis de harekete geçer... Bakarsınız onlar da uyanırlar... Meclis'in çatısını düzeltirken... Demokrasinın çıtasını da yükseltelim derler... En uzun yol bile küçük bir adımla başlar... En yüksek sese küçük bir çrt ekleyin... Yasa taslağı hazırlandı Memurayine dernek tipi sendika BANU SALMAN .\NKARA - Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı. 1995 yılında yapılan anaya- sa değişikliği çerçevesınde memurlara tanınan sendika haklanna ilişkin düzenleme- leri içeren yasa taslağı çalış- masını tamamladı. REFAH- YOL döneminde olduğu gi- bi 55. hükümetin hazırladığı taslakta da memurlara grev ve toplusözleşme hakkı ta- nınmıyor Taslağın bu haliy- le yasalaşması durumunda, Asım-Sen. Yargı-Sen gibı halen kurulu bulunan bazı sendikalar da kapatılacak. Çalışma ve Sosyal Güven- hk Bakanı Nami Çağan, Cumhuriyefe yaptığı açık- lamada, grev ve toplusözleş- me hakkına ilişkin olarak -\na>asa>a rağmen nasıl ko- jacağız? Anayasal sınırlar içerisinde hazırlandı. Toplu görüşme yeniden tanımlan- dı" dedi. Bakanlığm diğer bakan- lıklara görüş almak üzere gönderdiği taslakta. toplu görüşmenin yetkili kamu sendikalan konfederasyo- nuyla Kamu tşveren Kurulu arasında yapılması öngörül- dü. Yeni taslakta memurlara siyaset yasağı getirilirken toplu görüşme düzenlemesi de anayasa dışına taşılmama- sı kaygısıyla sınırlandınldı. Toplu görüşme -ekonomik, sosyal, kültüreL mesleki hak- lar ve vükümlülükler''le ta- nımlanırken çalışanlann öz- lük haklanyla ilgili düzenle- meler dışanda bırakıldı. Sendikalann üyelık aidat- lannın bordroda kesilmesini öngören check-off sistemi bu taslakta da yer alırken yüksek yargı organlan, üst düzey yöneticiler. mülki ida- re amirleri. Türk Silahlı Kuvvetleri, emniyet, kamu kuruluşlan özel güvenlik bi- rimleri. Mılli Istihbarat Teş- kilatı. Mılli Savunma Bakan- lığı. Genelkurmay Başkanlı- ğı ve kuvvet komutanlıkla- nndakı siviller ile ceza-infaz kurumlannda çalışan kamu göreviilerinin sendikalara üye olmalan yasaklanıyor. Taslağa, konfederasyon yöneticilerinın ücretlerinin genel bütçede belırlenen ödeneklerle sınırlandınlma- sı hükmü konuldu. Kamu emekçileri sendikalannın idari ve mali denetimi, ana- yasa değişikliği çerçevesin- de işçi sendikalan açısından yapılan düzenlemeye koşut duruma getinlerek sendika- lann kendi denetçilen tara- findan denetlenmesi. ancak raporlann Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığfna da gönderilmesi öngörüldü. REFAHYOL döneminde- ki taslakta. Danıştay. Yargı- tay ve Sayıştay temsilcılerin- den oluşturulması öngörü- len. ancak bu ^ksek yargı organlarının kabul etmedıği Uzlaştırma Kurulu düzenle- mesi değiştirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle