25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 EYLÜL 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER DP Genej Başkanı Korkut Özal • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sekız yıllık kesintısiz eğıtime karşı çıkarak ANAPtan ıstifa eden. 8. Cumhurbaşkanı Turgul Özal'ın kardeşi Korkut Özal. Demokrat Parti'nin(DP) genel başkanlıgına seçildi. Aydın Menderes'in RPye geçmesının ardından. genel başkanlığını vekâleten Yalçırı Koçak'ın yürüttüğü DP'nın 11. Olağanüstü Kongresi. dün Türk-lş Genel Merkezi'nde yapıldı. Genel başkanlık seçimlerine tek aday olarak katılan Korkut Özal. salt çoğunluğun saglanamaması nedeniyle üçüncü turda seçilebildi. Özal. üçüncü turda o\ lamaya katılan 162 delegenin tamamının oyunu aldıJCorkut Özal'm DP genel başkanılğına seçilmesiyle TBMM'de temsil edilen siyasi parti sayısı 9"a çıktı. DYP'den ANAP'a eleştiri • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-DYP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Gölhan, ANAP'ın "bürokrasıde kıyım" yaptığını söyleyerek "Tarafsjz devlet memurlannı. 'Benden değildir. ANAP'lı değıldir" dıy erek görev den almak olmaz" dedi. Gölhan, dün düzenlediği basın taplantısında, kurulduğundan bu yana. akaryakıt zammı, kredi faizlerine yapılan artış ve atamalar konusunda hükümetin rekorlara imza attığmı söyledi. Gölhan, hükümetin göreve gelir gelmez akaryakıta yüzde 32 zam yaptığını da anımsattı. Entlasyon araştırması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Dr. Hakkı Soylu'nun araştırması. devletin kamu açıklannı kapatmak içın enilasyonu yüj^çlterek bir tür "enflasyon vergisi'" yarattığını ortaya koydu. Dr. Soylu, "Türkiye'de Senyoraj Gelırleri ve Kamu AçıkJan" başlıklı araştırmasında. devletın karşılıksız para basarak enflasyon yoluyla para balanslarını vergılendırdiğini belirttı. Merkez Bankasfnın açtığı kredıler yoluyla özel sektöre de bir çeşit enflasyon gelin sağlandığım vurgulayan Soylu, enflasyon vergısınin yüzde 90'ının kamuya, yüzde 10'unun da özel sektöre gıttığini ortaya koydu. Damsel-Faip 97' tatbikaü • ÇANAKKALE (AA)- NATO'nun düzenlediği "'Damsel Faır - 97" planlı tatbikatı. Çanakkale ve Saros Körfezı'nde başladı. 5 ekimde Çanakkale'de yapılacak tatbikat sonu kntığı ile sona erecek tatbikata Türkıye. Fransa. ltalya, îngiltere ve ABD katihyor. 'DGM'ler tasfiye edilecek' • ANKARA (ANKA)- Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, DGM'lerin zamanla tasfiye edileceğini bildırdı. Sungurlu, CHP Erzincan Milletvekıli Mustafa Kul'un Erzincan'daki DGM'nin taşınmasıyla ilgıli soru önergesıni yanıtlarken, bu mahkemenin taşmdığım, DGM'lerden ikısinin yerlennin değiştırildiğinı, yenıDGM'lerde kurulduğunu belirtti. Tabura yıldırım düştü • TATVAN (AA) - Bitlis- Tatvan arasında Rehva geçidindeki 6. Zırhlı Tugay Komutanlığı'na bağlı topçu taburu bınasına sabah 08.00*de yıldınm isabet etti. Çıkan yangının. mühımmat deposuna sıçraması nedeniyle ardı ardma 3 patlama meydana geldi. Kışlada bulunanlar kısa sürede yangın alanından uzaldaştınlırken, Bitlıs ve Tatvan itfaiye ekiplennin müdahalesi sonucu yangın, bir saat içinde kontrol altına alınarak söndürüldü. îlköğretim okulu açan Cumhurbaşkanı Demirel, öğretmenleri uyardı enci yetiştirinANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Cum- hurbaşkanı Süleyman Demirel, ülke insan- lannın eğitim ve kültüre susuz olduklannı belırtirken "Ülkenin yalmzca birkaç şehri- ni yaşanmava değer bulup diğer kjsımlan- nı taşra saymaktan ülkeyi kurtarmamız la- am" dedı. Demırel. çocuklann demokra- tik, laik cumhuriyetin vatandaşlan olarak yetıştirilmesi gerektiğini. böyleceokullann bina olmaktan çıkıp "medeniyete açılan pencere'" olabileceğini söyledi. Demirel. dün Gazi Üniversitesi Hastane- si'nin yatakJı bölümlerinin hizmete açıl- ması nedeniyle düzenlenen törene katıldı. Demirel, üniversitelerin yurt geneline >a- yılması için son 25-30 yıldır çaba harcan- dığını, bunun 1992 yılından beri hızlandı- • Demirel, Ankara'nın Balıkhisar Köyü'nde yapılan ilköğretim okulunun açılışında da öğretmenlere şöyle seslendi: "Siz, çocuklan büyük Atatürk'ün dediği gıbi yetiştireceksiniz. Ailelerine. devletlerine hayırlı evlatlar olarak, demokrat, laik cumhuriyetin vatandaşlan olarak yetiştireceksiniz." ğını anlatırken ülkenin hertarafma. ilım. ır- fan. yükseköğretim, kültür ye sporun git- mesı gerektiğini vurguladı. Ülkede yalmz- ca gelir bakımirtdan değil, fıkn düzey ba- kımından da farklılıklann kapatılması ge- rektiğini kaydeden Demirel. şöyle konuş- tu: "İstiyoruz ki, 'Sadece birkaç şehrınde yüksek kültüre sahıp olunur. diğer yerlen akşam olunca uyuyan yerlerdır" gibi bir in- tiba ortadan kalksın. Bu ülkenin insanlan- nın tiimü uygarlık yanşında yerini alsuı. Üniversiteler bunda öncü rolü üstienecek- tir. Bu bir yeni harekettir. Buna ihtiyaç du- vulmuştur."' Demirel, 40 bıne yakın bılım adamıy la ülkenin çeşitli yerlerinde üniver- sıtelenn kurulmaya çalışıldığını belirtirken 21. yüzyıla girerken Türkiye'nin en önem- Selvi: DSP zaaf içinde • Cevdet Selvi, partisinin Istanbul Milletvekıli olmasına karşın, Istanbul il kongresine çağnlmadı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Muhalif grubun sokulmadığı DSP Istanbul tl Kongresi'ne aynı ilden millervekili seçilmiş olmasına karşın davet edilmeyen Cevdet Setvi, yasal süre dolmuş olmasına rağmen partinin kurultay tarihinin kesinleştirilmediğini. bazı il ve ilçelerde kongrelennin gızli yapıldığını söyledi. Yasa, tüzük v e kurallara uyulmamasının son ömeğinin Istanbul il kongresinde yaşandığına dikkat çeken Selvi, DSP'nin kongreler konusunda zaaf içinde olduğunu kaydetti. DSP Istanbul Millervekili Cevdet Selvi, dün yaptığı yazılı açıklamada, "atama ile göreve gelen, gerekçesiz olarak sık sık görevden alınan il ve ilçe yönetimleri" oluşturulduğuna dikkat çekerek, kurultay zonınluluğu nedeniyle "haksızlıklar ve kuraldışı u\gulamalar"la il kongresi yapıldığını savundu. Cevdet Selvi. gereksiz hesaplar sonucunda partinin güven kaybettığine dikkat çekti. Yanşmada ikincilik ödülünü kazanan cezaev indekı \v1ekin Yümaz'ın ödülü geçen a> cezaevin- den çıkan gazeteci Iştk Yiırtçu taranndan halasına verildi (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) Anter ödüUeri dağıtddı Istanbul Haber Servisi - Ül- kede Gündem gazetesi tarafin- dan düzenlenen "Musa Anter ve Basın Şehitleri Gazetecilik ÖdMeri" önceki akşam Mecı- dîyeköy Küftür Merkezi'iıdpki törenle sahiplerine verildi. Faili meçhul bircinayette ha- yatını kaybeden gazeteci, yazar Musa .Anter anısına 1993 yılın- dan bu yana her yıl düzenlenen yanşmada fotoğraf dalında Se- lahattinSönmezbirincıliğe. Şa- ban Dayanan ıkınciliğe, Aclan Uraz ûçüncülüğe değer görül- dü. Araştırma-inceleme dalında birincilik ödülü Mervem Er- dal'a verildi. ikincilik ödülünü kazanan ve cezaevinde bulunan Aytekin Yılmaz'ın ödülü geçen ay cezaevinden çıkan gazeteci Işık Yurtçu tarafından halasına verildi. Yurtçu, gazetecilerin meslekleri uğruna karşılaştık- lan baskılann ve verdıkleri mü- cadelelerin boşa gitmediğini belirtti. Araştırma inceleme dalında üçüncülük ödülünü Yüksel Işık ve Serdar Doğan paylaştılar. Karikatür dalında ıse Ahmet Erkanlı birincilik ödülünü alır- ken ikinciliğe değer görülen eserin başka birine ait olduğu- nun ortaya çıkması üzerine ödül verilmedi. Karikatür dalında üçüncülük ödülünü OğuzGürel aldı. Jüri Onur Ödülü'nü, Mu- sa Anter Banş Treni çalışmala- nndan dolayı ftannover Çağn- sı Grubu adına Insan Haklan Derneği Genel Başkan Yardım- cısı ve Diyarbakır Şube Başka- nı Mahmut Şakar aldı. Jüri Özel Banş Ödülü de Kıbns'ta öldürülen gazeteci Kutiu Ada- b'ya verildi. Adalı'nın ödülü Ülkede Gündem gazetesi ya- zarlanndan Ragıp Zarakolu ta- rafından eşi Ukav Adalıya ve- rildi. Yılmaz: Yalanla uğraşacakzcananunızyok ÖMERYURTSEVEN DE.NÎZLİ- Başbakan Mesut Yılmaz, antma tesisinı kuran sanayi kuruluşlanna düşük fiyatla enerjı venleceğinı açıkladı. Yılmaz, DYP lıderi Tansu Çiller"in hükümete yönelik eleştirilerinı de yanıtsız bırakarak "Yalan. dolan ve balonla uğraşacak zamanınuz yok" dedı. Denizlı gezisınin ikıncı gününde Sarayköy-Horsunlu karayolunun temelini atan Başbakan Yılmaz, daha sonra DE-BA Holding'in antma tesıslerinın açılışına katıldı. Türkiye'nin çevre bilincinde çağı yakalamakta çok geç kaldığmı anlatan Yılmaz. tüm sanayi kuruluşlanm çevre dostu olmaya çağırarak "Antma tesisi sizden. ucuz enerji bizden" diye konuştu. Enerjı Bakanlığf nın uygulama ıçın yönetmelik değışikliğine gıttiğıni vurgulayan Yılmaz. "55. hükümet olarak çev reye büvük önem vereceğiz. İlk kampanya da sanayi kuruluşlanndan başlavacak. Antma tesisini kuran sanavi kuruluşlanna çok düşük fivatla enerji vereceğiz. lygulamayı tüm işadamlaruıa özendireceğiz. Böylece çevre bilincinin gelişmesinde önemli bir adım atılmış olacak" diye konuştu. Başbakan Mesut Yılmaz. işadamı Nuri Erikoğlu tarafından yaptınlan ilköğretim okulunun açılışında ıse DYP lıden Çiller'in hükümete yönelik eleştirilerinı yanıtsız bırakarak "Bizim yalan. dolan ve balonla uğraşacak zamanımız yok" demekle yetındi. Konuşmasında 8 yıllık eğıtime de değinen Yılmaz. uygulama ıçın 1.5 katnlyona gereksinim duyuluduğunu kaydederek bütce olanaklanyla bunu karşılamanın mümkün olmadığmı söyledi. Kesintısiz eğitimin başanya ulaşması ıçın Demzli'de olduğu gıbı hayırsever ışadamlannın desteğıne ihtiyaç duyduklannı ıfade eden Başbakan Yılmaz. "Türkiye''nin benceen önemli sonınu eğin'mdir. 2000 yılına kadar tüm boy utlam la eğitim rcformunu gerçekteştirmekten başka çaremizyok"dedı. Yılmaz. Alman Focus dergısme verdiğı demeçte. bugün başlayacak olan Almanya zıyaretıne büyük ümıtler bağlamadığını söyledi. Yılmaz. Almanya'nın. 65 mılyon nüfuslu \e fert başına 3 bin dolar mılli gelir düşen bir Türkıye'yi. "AB'nin genişleme siirecinde sindirümesi zor bir ülke" olarak gördüğünü belirterek Almanya'nın, bütün platformlarda oyunu bu yönde kullandığına dikkat çekti Başbakan Yılmaz. Kıbns Rum kesıminm AB'ye tam üyelık müzakerelenne davet edilmesinı yadırgamadığını kaydetti li projesinin üniversiteler olduğunu kaydet- ti. "Eğer bu projeyi Türkhe başanya ulaş- ünrsa, ki ulaştıracaktır. o takdirde çok kes- tirmeden çağı yakalama imkânını bulaca- ğız" diyen Demirel. başka ülkelerde en az 10 yıl olan ortalama eğitim süresinin Tür- kiye'de 3.2 yılda kaldığına dikkat çekti. Demirel, Barmek Holding tarafından Ankara'nın Balıkhisar Köyü'nde yapılan ilköğretim okulunun açılışında da öğret- menlere şöyle seslendi: "Siz, çocuklan bü- yük Atatürk'ün dediği gibi yetiştireceksiniz. Ailelerine, devletlerine hayıriı evlatlar ola- rak, demokrat,laikcumhuriyetin vatandaş- lan olarak yetiştireceksiniz." Demirel, Büyükhanlılar Şirketı tarafın- dan yaptınlacak Büyükhanlı Kardeşler İl- köğretim Okulu'nun temel atma törenmde yaptığı ko- nuşmada da, ülkede binler- ce okul yapıldığını. bu okullara öğretmen bulma görevinin de devletın oldu- ğunu vurguladı. Demirel. "Dünyanın diğer miUederi- nin çocuklan, okullannda neyi öğreniyorsa bizim ço- cuklanmız da onu öğrene- cek Id hayata aüldıklannda başka milletlerin insanlan ile yanşabilme. iş bulabilme imkânını elde edebilsinler" görüşünü dile getirdı. Kesintısiz 8 yıllık eğitı- me karşı yapılan protesto gösterilenne de değinen Demirel. "Bunlar, çoğu yanlış anlamalardan doğan şe\1erdir. Bizim çocuklan- mız, tarihlerini. coğrafv ala- nnı, dinlerinL matematiği, fenni. her şevi öğrenecekler. Bunlann birisini diğerinden ayirmaya gerek voktur. Av- nlmış gibi birtakım lüzum- suz kampany alara da gerek yoktur" 1 diye konuştu. Kayseri'de namaz sonrası olay RECEP BULLT KAYSERİ - Kaysen'de 5 haftadan ben 8 Yıllık Kesin- tisız Zorunlu Eğitim Yasa- a'fli'prolesto amatfıyla Hu- 1 nat Camıınden çıkışında toplanan grup ile polis ara- sında dün çatışma çıktı. Bir polıs memurunun kolunun kınldığı çatışma sonrası 40 kişi gözaltınaalındı. Melikgazı İlçe Milli Eği- tim Müdürlüğü'nün bomba- lanması nedeniyle dün sabah Hunat Camıi'nın önünde gergin bir hava vardı. 5 haf- tadan ben her pazar Hunat Camif nde kılınan sabah na- mazından sonra 8 Yıllık Zo- runlu Kesintısiz Eğitim Yasa- sı'nı protesto eden bir grup dün sabah da namaz sonrası camı avlusunda toplanmaya başladı. Emniyet müdür ve- kili Bekir Tannkulu. arala- nnda çocuk v e kadınların da bulunduğu y aklaşık bın kışı- yi, eylemlennın yasalara ay- kın olduğunu belirterek da- ğılmalan konusunda uyardı. Dualannı cami içinde yap- malannı isteyen Tannku- lu'nun ikazlarına uymayan ve Burası Türkiye, İsrail de- p " sloganlan atan grup, po- lisle çatışmaya girdı. Polis ıse eylemcilen cami avlusunasokmayaçalıştı. Bu çatışma sırasında bir polisın kolu kınldı. güvenlik güçleri 40 kişiyi gözaltına aldı. )!>•' • AYDIN ENGİN Berlin - Frankfurt treninde karşımda oturan mısır püskü- lü saçlı, gri-mavi gözlü genç kız sohbetin bir yennde Türk olduğumu ve salı günü Türki- ye'ye döneceğimi öğrenince pattadanaksordu: - Ah, evet anladım, akşama elektrik düğmeleriyle oynaya- caksınız... Hani, bu yazıya renk katsın diye bir fıkracık, fıkraya benze- yen bir olaycık arasaydım bu kadar sevimlisini bulamazdım. Şubat 1997'deTürkiye'dey- miş. Eğitim tatili için on bir gün kalmış. Hukuk öğrencisiymiş ve okul hemen hemen bitmiş. Türkiye'de iken eğitim tatilinin turistik bölümünde Anka- ra'dan Ürgüp'e giderken ak- şam saat tam dokuzda otobü- sün şoförü fartarı yakıp sün- dürmeye başlamış; biryandan da bomboş yolda arabanın kornasına basıyormuş. Şoför muavini de ustasının yardımı- na koşmuş. O da arabanın iç ışıklannı yakıp söndürmeye başlamış. Hukukçular ve hu- kuk öğrencileriyle dolu oto- büstekiler önce şaşırmışlar, sonra sorup öğrenmişler ve... Çorbada Tuz - Denizde Damla Ve bayılmışlar. - Anlatması çok zor. Gecey- di. Yolda bizden başka araba yok gibiydi. Yani gösterimizi izleyen kimse yoktu. Ama şo- förle yardımcısı gene de bir- kaç dakika o harikulade oyu- nu oynadılar... Ertesi akşam Göreme'de, kaldığımızotelde bu kez aynı oyunu biz oynadık, öteki masalardakiler de bize katıldılar: Çıt - çıt, çıt - çıt, çıt -çıt!... Salı günü Türkiye'ye dön- mem için bir sürü ciddi neden var. Bir kere işim bitti. Sonra iz- nim bitti. Daha önemlisi param bitti. Ama işim ve iznim bitme- seydi, param tükenmeseydi de bu tren sohbetinden sonra ben gene de denizde bir dam- la olmak içın çorbada tuzum bulunsun diye salı günü Türki- ye'ye dönerdim... • • • Neredeyse on gündür Al- manya'da sürtüyorum. Eski Doğu Almanya topraklarında, bir sosyalizm denemesinın yı- kıntılan üstünde (yeniden) yük- selen kapitalızmi gözledim. Duvarla bölünmüş Berlin'de geçirdiğim yıllann anıları ara- sında dolaştım ve duvar yıkıl- dıktan sonra da Berlin'in iki ya- kasının henüz ve hâlâ birleş- mediğine tanık oldum. Vahşi ve pervasız bir kapita- list saldırının işsiz bıraktığı in- sanların, ücretin onda birini aş- mayan kiraları artık çok eski- lerde kalmış bir masal gibi an- latışlannı içim burkularak din- ledim. "Üstelik çocuk yuvası, elektrik, telefon ve ısıtma da kiraya dahildi" deyişleri kede- rimi arttırdı. Alman Marksistlerinden ta- nıdığım ya da tanıştırıldıkları- mın "Nerede yanlış yapıldı, hâlâ bir çıkış yolu var mı" gibi çok çetrefil soruları inatla tar- tıştıklarına tanık oldum. Türki- ye'de aynı konuların tartışılıp tartışılmadığına ilişkin soruları kendimce yanıtladım. Bütün sohbetlerin sonunda söz döndü dolaştı "Bugünkü Türkiye"ye geldı ve havada çok bildik, duya duya gına gel- miş sözcükler, adlar uçuşma- ya başiadı: Köktendincilik... Minnacık çocuklann sürüler halinde gö- türüldükleri Kuran kursları... Uluslararası köktendınci terör örgütleriyle ilişkifer... Necmet- tin Erbakan.. Refah Partisi... Uyuşturucu, uyuşturucu mil- yarları, uyuşturucu baronları, uyuşturucu çeteleri, uyuşturu- cu kaçakçıları... Mafya, maf- yalaşma. mafya-politikacı iliş- kileri... Tansu Çiller, Mehmet Ağar, polis şefleri... Kürtsoru- nu, teröre karşı terör çıkmazı... Rafa kaldırılmış insan haklan, işkence, provokasyon...Yüz- de 100'ü aşmış bir enflasyon- la yaşamak, enflasyonun so- nuçları... Siyasetteki kirlenme, siyasetçilerdeki çapsızlaşma ve suça bulaşma... Trafik reza- leti, keşmekeşi ve ilkelliği... Büyük kentlerin yaşanamazlık sınırına varışı, aşın nüfus artı- şının yol açtığı boğuntu... Neredeyse avaz avaz bağı- racağım: "Vefer ulan, yeter. Anladık. Biliyoruz, tamam. A- ma hiç mı güzel birşeyyok bu benim ülkemde be!" Iştetam bu noktada "Sürek- li Aydınlık İçin Bir Dakika Ka- ranlık" eylemleri ile soluk al- dım. Isterinanın, isterinanma- yın, ama mutlaka kıvanın. di- lerseniz övünün -en azından benim tanıdığım, tanıştığım Al- manlar arasında- Türkiye hal- kı son yıllann en özgün, en ya- ratıcı ve en büyük demokratik ve sivil eylemine imza atmış bir halk olarak selamlanmak- ta. Eh, hep olumsuzluklarla ve iti uğursuzu ile anılır olmuş bir ülkenin yurttaşı nasıl övün- mez, nasıl kıvanmaz? Nasıl 30 Eylül akşamını iple çekmez? Kendi kendine "Ya salı günü uçakta yer yoksa" sorusunu sorduktan sonra "Herhangi bir uçağa binerim. Elimı cebime sokar, silahlıymış havası atar ve pilot kabinine yürüyüp, 'Çek bakalım hemşerim. He- def: Istanbul' derim" diye uçuk kaçık planlar yapmaz? Salı akşamı için daha şimdi- den parmaklanmın ucu kaşını- yor: Çıt - Çıt, çıt - çıt! POIİTİKA GÜMAJGU HİKMET ÇETtNKAYA . .Şeriatçı Vakıflar. Samsun'un Bafra ilçesinde biryurt: Irşad Öğ- renci Yurdu .. Bu tür yurtlar Türkiye'nin dört bir yanında bu- lunuyor. Denizli'den içel'e, Samsun'dan Sıvas'a dek her il ve ilçede tarikat yurtlarına bir yenisi ek- leniyor. 14 yaşındaki çocuk başından geçenleri anla- tırken gözleri belirii bir noktaya takılıp öylece ka- lıyor... Diyorki: "İrşad Yurdu'nda 100kişiydik. 40ki- şi okula gidiyor, diğerleriArapça öğreniyordu..." Sonunda dayanamayıp İstanbul'a yakınları- nın yanına sığınmış 14 yaşındaki çocuk... Bafra'daki yurt Suleymancılann... Burada yoksul ailelerin çocuklan kalıyor. Ço- cuklara laik demokratik Cumhuriyetin nasıl yıkı- lacağı öğretiliyor... Türkiye'yi ortaçağın karanlığına götürmek is- teyen güçler bildiğini okumayı sürdürüyor; dün sabah Eyüp Camii'nin minaresinden yeşil bay- rakla gösteri yapanlar ne denli örgütlü oldukla- rını kanıtlıyor... Hani dinci vakıflar denetlenecektı, şeriatçı yurtlar kapatılacaktı? Yurtlar, dershaneler, okullar hep vakıflar ara- cılığıyla kuruluyor... Türkiye'de vakıflar bugün ticaretin içindedir. Kimileri vergı oyunuyla' şirketleşmiştir. Din ve eğitim amaçlı vakıflar 'özel okullar' açmışlar, dershaneler, yurtlar kurmuşlardır. Kimileri kur- ban derilerini' toplayıp 'devletten vergi kaçıra- rak' kasalarına trilyonlan indirmişlerdir. Tarikat- lar, din ve din eğitimi amaçlı vakıflarını 'kendı si- yasal çıkarları doğrultusunda' kullanmaktadır. Bu işin sonu nereye varacaktır?.. Bir tarikat dershanesı, Milli Eğitim Bakanlığı'nı 'ahtapotun kolları' gibi sarmıştır. Yaşananlar ve olup bıtenler görmezlikten gelinmektedir. Yıne bir tarikat şeyhi, 'vakıflar zinciri' kurarak hol- dingleşmiştir. • • • Bugün tarikatlar vakıf kuruyor ve daha sonra şirketleşiyor... Dinci vakıflar tıpkı ahtapotun kolları gibi Tür- kiye'yi kuşatıyor... İBDA-C, Hizbullah ve islami Hareket son ay- larda tarıkatlarla çok iyi geçiniyor, Güneydo- ğu'dan sonra Ege ve Karadeniz'de örgütleniyor, özellikle Refah'lı belediyelere sızıyorlar... Tüm bu olup bitenlere neden seyirci kalınıyor? İstanbul Kartal Beledıyesı'nin kütüphanesıni mescıt yapan düşunce, Türkiye'yi karanlığa gömmek isteyen bir siyasal eylem değıl mıdir? Ya din ve din amaçlı vakıflar ne yapıyor? Onların amacını bilmeyen yok! MGKtoplantılarında bu konu gundeme geldi, tartışıldı... Bakın TÜSEV raporunda vakıflar nasıl tanım- lanıyor: "903 sayılı kanundan sonra ise yeterli malvar- lığı olmayan vakıflar, ya elden ele para tpplamâ-' ya başlamışlarya da etkinlik gösteremediklenn- den ölü doğmuş kuruluşlar olarak kalmışlardır. Bazı vakıflar ıse artık hayır için hizmetten çok, vakfın sürekliliğini sağlayacak ileriye dönük kâr- lı yatırımlan düşünür olmuşlardır. Bunun sonu- cu vakıflar, hizmetlehni bir karşılıkla görmeye başlamış, resmi senetlerini buna göre düzenle- mişlerdir. Serbest ekonominin benimsenmesin- den sonra vakıfresmi senetlerinde kamunun ih- tiyaç duyduğu asıl vakıf alanlan dışındaki konu- larda şirket kurma, şirketlere iştirak etme, ko- misyonculuk, acente işletme gibi faaliyet konu- ları yeralmaya başlamıştır. işte hukuki ve gele- neksel açıdan vakıf tanımına uymayan bu tür fa- aliyet konulannı resmi senetlerine koyan vakıf- lara kuruluş aşamasında hoşgörü gösterilmesi sonucu, vakıf anlayışı yozlaşmış, bazı vakıflar hayır kurumu olmaktan çıkmış ve şirketleşir ha- le gelmiştir. Bu tür kuruluşlar gerçek anlamda vakıf olarak hızmet veren başanlı vakıflara da farklı gözle bakılmasına, vergıden muaf vakıfla- ra tanınan teşviklerde geriye adımlar atılmasına neden olmuşlardır." • • • 12 Eylül 1980 oncesinin şeriatçı dernekleri bugün vakıf oldu... Onlar trilyonlarla oynuyoıiar, okullar, dersha- neler, yurtlar, hastaneler kuruyorlar... Devlet ise tüm bu olup bitenleri sadece izliyor... Bafra'daki İrşad Yurdu'ndan kaçan çocuk di- yor ki: "Yurt denetlendiği zaman, Arapça öğrenen- ler hemen marangoz atölyesine indiriliyor, du- varlara Atatürk resimleri asılıyordu..." Oyun kurahna göre oynanıyor... Demokrasi düşmanlan zaman kazanıyor; Tür- kiye'yi Cezayir'e dönüştürmek için yurtlarda, okullarda, camilerde prova yapıyor... E. Posta: Hikmet.Cetinkaya <i raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 ÇAGDAŞ YAYINLARI Hikmet Çetinkaya ŞERİAT PAZARI Cu,Tthwîyet Kttap Kulübü Çağ Pazartama A.Ş. Yerebatan Cad. Safktmsoğüt Sok. No:9/B CağatoğJu-lstanbuf, Tel:514 01 95/96 Posta çeki no«66322
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle