Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 EYLÜL 1997 PAZARTESİ
HABERLER
'DTP seçime
tek girecek'
• GAZİANTEP (AA) -
Devlet Bakanı Mehmet
Batalh. DTP olarak
seçimlere ANAP ile ittifak
yaparak girecekleri
yönünde iddialar
bulunduğunu. bunun
kesinlikle doğru
olmadığını belirterek
"Seçimlere, hıçbir parti ıle
ittifak yaparak değıl, tek
başımıza girecegiz" dedi.
Batalh. DTP il ve ilçe
teşkilatlan ile yaptığı
toplantıda. ANAP ya da
başka bir parti ile seçim
ittifakı ıçin arzu ve
talepleri bulunmadığını
söyledı.
Demirel'in
programı yüklü
• ANKARA(AA)-
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel, bazı açılış
törenlen \e etkınlıklere
katılmak üzere yarın
Adapazan, Gebze ve
Istanbul'a gıdecek.
Demirel önce Yazakisa
Otomobil Kablo Fabnkası
ile Toprak Holding
Adapazan tesislennin
açıhşlannı yapacak.
Gebze"de Gumhurbaşkanı.
Yapı Kredi Operasvon
Merkezi'nin açılışını
yaptıktan sonra Istanbul'a
gidecek. Cumhurbaşkanı,
Istanbul'da Nuri
Cıngılhoglu Lisesi'nin
açılışını gerçekleştirdikten
sonra, Çırağan"da World
Economic Forum toplantısı
ile Türkiye Seyahat
Acentalan Bırliğı'nın 25.
kuruluş yıldönümü
kutlama törenine katılacak
vegece tstanbul'da
kalacak.
Su için resmi
nikâh aranacak
• MENEMEN (AA) -
Izmir'ın Menemen ılçesıne
bağh Asarhk Belde
Belediye Meclisi, resmi
nikâhı bulunmayan
çiftlerin e\ ine şehır şebeke
suyu bağlanmamasını
kararlaştırdı. Belediye
Başkanı Alaaddin Aksak.
açıklamada. belediye
meclisınce ahnan karar
uyannca. evine su
bağlatmak ısteyen çıftlerde
"resmi nikâh şartı"
aranacağını bıldırdi.
Beldede çok sayıda dinı
nikâhlı çift bururiduğunu
bildiren Aksak. uygulama
ile "resmi nikâhsız çift"
bırakmayacaklannı belirttı.
Silah ruhsatına
titiz inceleme
• tZMİR(AA)-Izmır
Valisi Erol Çakır. "Göreve
başladığımdan bu yana,
'can güvenlığı tehdidi'
talebıyle başvuruda
bulunan hiç kımseye sılah
ruhsatı vermedim" dedi.
Izmir Valısı Erol Çakır.
yaptığı açıklamada.
lzmir'de verilen silah
ruhsatlannı yakından takip
ettiğini belirterek şöyle
konuştu: "Silah ruhsatlan
benim için önemli bir
konu. Izmir' in Teksas'a
dönmemesi için elimden
geleni yapacağım. Gerekli.
gereksiz herkesin silahla
dolaşmasını istemiyorum."
Hükümet kıyım
yapıyor'
• ANKARA(AA)-DYP
Genel Başkan Yardımcısı
Mehmet Gölhan. tarafsız
devlet memurlannı,
"Benden değildir,
ANAP'lı değildir" diye
görevden almanın doğru
olmadığını söyledi.
Gölhan, düzenlediği basın
toplantısında. 55.
hükümetin uygulamalannı
eleştirerek ANASOL
hükümetinin kuruluşundan
bu yana bazı rekorlara
imza attığını. bunlann
başında da akaryakıt
zammı ile zirai kredi
faizlerine yapılan artış ve
bürokrasidekı kıyımın
geldiğini söyledi.
Gazeteci Subaşı
toprağa verilrii
• ANKARA(AA)-
Gazeteci Nihad Subaşı,
Maltepe Camii'nde kılınan
cenaze namazının ardından
Karşıyaka Mezarlığı'nda
topraga verildi. Ankarah
gazetecilerin ustası olarak
nitelendirilen Subaşı'nın
Maltepe Camii"ndeki
cenaze törenine,
Subaşı'nın ailesi, yakınlan,
bazı milletvekilleri,
gazeteciler ve öğretim
üyeleri katıldı. Gazeteci
Subaşı, dün geçirdiği bir
rahatsızlık sonucu vefat
etmişti. 83 yaşında vefat
eden Subaşı, gazeteciliğe
1945 yılında Sıvas'ta çıkan
Clke gazetesinde
başlamıştı.
sesleriyle
bulduğum
Çukur Kahve
'Kazancımız Gümülcine
yatınmımız Türkiye...'
/
Çukur Kahve
es-
S
elanik"ten23.00'te
raya çıkan tren gün
ağ'armadan 05.00
sıralannda Gümülci-
ne've ulaştı.
Gümülcine'nin Yuna-
nistan haritasındaki adı
Komotini. Selanik'te bi-
let alırken ağzımdan bir
an, "komkiin"çıktı. Dü-
zeltip. "kotimin" dedim.
Üçüncüsünde doğrusunu
söylev ip bileti aldım.
Gece yolculuğunun
güzel yanı, uyurken kent
değiştirmektir. kötü yanı
insan tanıyamamaktır.
Gümülcine yolu da
öy le oldu. Trene yerleşen
uyku düzenıne geçtı. Ne-
dense içımden istasyon-
daki görevlilere herhan-
gi bir soru sormak gel-
medı. Bekleme salonun-
da soluklanıp. dışan çık-
tım.
Türklerin yoğun oldu-
ğu yere bu saatte nasıl
ulaşınm?
Temiz havayla duş
alırken. uzaklardan gelen
bir ses adeta karanJığı ay-
dınlığa çevirdı:
- Üü..ürü..üü...
Horoz seslerini dinle-
>e dınleye ölü ışıklı so-
kaklan geçtim. Sesleri
giderek daha rahat duy-
maya başladım...
Hava usul usul aydın-
lanırken rrunarelerin ara-
sından Çukur Kahve'ye
ulaştım. Adını şöyle bir
duymuştum. Ama yerini
horoz sesleriyle bulaca-
ğım hiç aklıma gelme-
mıştı.
Saat 06.00... Ocakta ince bıyıkl
mer, göbeği-yüzü şişkin, tipik bir Anado-
lu delikanlısı var. Bakıştık, "GünayduT
dedım. Türkçe karşılık verdi:
- Günaydın abi...
Ses. avuçlanma dökülmüş limon ko-
lonyası gibiydi. Hemen yüzüme, saçlan-
ma. kollanma sürdüm. Rahatladım.
Metin demli bir çay getirdi. Bir daha,
bir daha... "Abi sana televizyon açanm"
dedi. Açtı, kanalları çevirdı. Türkiye ka-
nallanndan binnde durdu. Belkıs Akkale
acıklı bir türkü soylüyor:
"Sevdası kaldı kara bahtında/ Yavnım
kınalı kekliğim..."
Üçüncü çayı getirirken önüme Türk ga-
zetelerini yığdı. Türkiye sınınna giden
taksicıler getiriyormuş. Kapaklan yok,
üçüncü sayfadan başlıyor. Sayfanın man-
şeti, bir pazarcının kendisinden alışveriş
yapan kadına evlenme teklif edip, redde-
dilince işledıği cinayeti anlatıyor.
Benım çalıştığım gazeteyi sordu.
"Cumhuriyet" dedım. Yüzüme biraz dik-
katli baktı:
"Haaa şu beyaz gazetc."
Metin iki söz arası. kahvesini övmeden
geçmedi:
"Gümülcine'nin kalbi burada atar."
Ardından yüzü biraz asık devam etti:
"Ne zaman gerginlik olsa, önce buraya
saldınrlar. Biz, Türkiye için sadece bura-
da bulutlar karannca haber oluyoruz.
Başka zaman olmuyoruz."
Metin'e Gümülcine'den başka yerde
yapamazmış gibi geliyor. Bir ayaklan
Türkiye'deymiş, arkadaşlan akrabalan
varrruş ama, göçmeyi düşünmüyor. Tür-
kiye'yle Yunanistan'ı karşılaştınrken
şöyle dedi:
"Bizim bin drahmi sizin iki müyonu ge-
çer_r
Derken. kahveye ilk müşteri geldi.
Türk olacağını düşünmüştüm ama yanıl-
dım. Emekli bir Rum. Her sabah gelirmiş.
'Önce çiHer'i temizleyin'
tçerde müsteriler. dışarda kepenk ses-
leri arttı. Yanımdaki masaya bir genç otur-
du. Metin ona Türkiye'den geldiğimi söy-
leyince teklifsiz masama geldi.
Hüseyin, Yassıköy'den. Boya badana
işi yapıyor.
~Yakın geçmişe kadar. değfl yeni ev yap-
mamıza, evleri tamir etmemize büe izin
yoktu. Şimdi biraz rahatız. Benim işler de
Mustafa BALBAY
BATI TRAKYAIVIN KİMLİK KARTI
Yüzölçiimü: 8578 kilometrekare. Meriç Nehri ile
Karasıı (Mestos) S'ehri arasmda. Xüfus: 140 bin
Türk. 350 bin Rum (tahmini). Anadolu 'ya göç eden
Batı Trukyah sayısı yaklaşık 400 bin. Türk nüfusun
Yunanistan'ın toplamnüfusunaoranı: Yüzde 1.2.
Idariyapı: Cç ilden olusııvor. Evros, merkezi
Dedeağaç (Aleksandnıpoİisj: Rodopi, merkezi
Gümülcine (Komotini); Ksanthi. merkezi
Iskeçe (Ksanthi)
VYTEIA -
Kahve gerçekten de voldan 30 santim kadar çukurda. kahvenin devamlılan sadece
Türkler değil. Kimi Yunanlılar da Türk kahvesinin keyfini burada yaşı>or.
ken, renkli çarşaflı bir kadın
seslendi:
-Oğlum senyabancı mısın?
Ayaküstü sohbet ettik.
Anadolu insanı için bir de-
yim vardır:
"Türk köylüsüyle konuş-
mak için tuttuğu sigarayı ala-
caksın, şehiriisiy le konuşmak
için sigara tutacaksın."
Bunu bu topraklarda şöyle
değiştirebilinz:
- Balkan Türkleriyle ko-
nuşmak için beş dakikada
bir tuttuğu sigaravı alacak-
sın.
Susurköy Belediye Baş-
kanı Remzi Arifoğlu'nun tut-
tuğu ilk sigarayı nezaketen
aldım. Az sonra ikincıyı tu-
tunca. özür diledim. Bozul-
du:
- Daa tutmam sana ciga-
ra...
Remzi Bey"in oğlu Anka-
ra Üniversitesi Veteriner Fa-
kültesfnde doçent. Oğlunun
bu noktaya gelışini övünçle
anlattı. Kasabanın aâını not
ederken uyardı:
- Aman dikkat Susurluk
değil, Susurköy...
Gülüştük. Remzi Bey sı-
garasını tüttürüp başkanlığı-
nı anlattı:
"Miçotakis'le aram çok
iyidir. GeldL otelde baş başa
görüşrük. Şu şu sorunlar he-
men çözülmelî dedim. Not et-
tL.."
Susurköylüler de Remzi
Bey'e gaz veriyor
"Başkan sen bu işi ölünce
bırakırsın. Hep seçilirsin..."
Gümülcine'deki tek dip-
lomat. Türkiye'nin Gümül-
cine Konsolosu. Bu durum
açddı" diyor. Bursa'da ev satın alnıış. Ki-
rası düşülanüş ama akmasa da damlıyor-
muş.
Köylerine geçen Ramazan ayında Tür-
kiye'den birkaç sakallı genç gelmiş. Te-
ravih namazı öncesi. "Eğer gerçek Müs-
lümansanız..." diye başlayıp propaganda
yapmaya başlamışlar. İmam dahıl tüm ce-
maat buna izin vermemiş. Tartışmışlar.
"Sizde Müslüman mısını/" deyip gıtmiş-
ler. Hüseyin. "O^ceTV'demaçolmasajT
du namazdan sonra da onlan bulup had-
fcrini biidirecektik" diyor. "
Konu Türkiye'ye gelince. Hüseyin so-
zümü kesti:
"Önce Çifler'i temizleyin. Her şeyin ba-
şıo."
Sonra uzun uzun Yunanistan'ın daha
öncekı yıllarda yaptığı baskılan anlattı.
Sürekli kontrol altında tutuyorlarmış.
Türkiye'ye gidip süresinde dönmeyeni
hemen vatandaşlıktan çıkanyorlarmış ki
Türk nüfus azalsın. Bir arkadaşını da.
"Türkiye'ye gitti, dönmedi" diye Yunan
vatandaşlığındançıkarmışlar. Sonraanla-
şılmış ki, Yunan ordusunda askerlığini
yapıyor.
'Başladın yine argis argis'
Saat 08.00'e doğru, bastonunun yardı-
mıyla ağır ağır içeri giren kişiye Metin ba-
ğırdı:
- Başladın yine argis argis...
Gelen Metın'ın Yunanlı müşterisi. Es-
kiden daha erken gelirmiş. Argis. Yunan-
ca geç kalmak demekmiş.
Metin çevredeki dükkânlann açılış sa-
atlerini biliyor. Kepenk açıldıktan bir iki
dakika sonra mutlaka kahvesi gitmesi ge-
rekenler varmış. Gıtmezse. fırça geliyor.
Bunlardan Yunanlı olan da çokmuş...
Kahvenin yanında çorbacı var. Metin.
işkembeönerdi. Uydum. Nefisti. Yanım-
daki amca çorbasını içtikten sonra, tam
hesabı \erecekken bir arkadaşını gördü.
Güzdanını garsona v erip, arkadasıyla soh-
bet etti. Garson, cüzdandan çorba parası-
nı alıp. müşteriye verdi.
Et-balık pazannın içinden geçerken se-
lamlaştığım ilk kişi, önce elini uzattı. son-
ra taburesini. Oturdum.
Hüseyin Bey dertli mi dertli. Oğlu bir
kızı sevmiş. Gidip istemişler. Sonra da
vazgeçmiş. Şimdi, kızın ailesine ne dıye-
cekler. Sucukları kendisi yaparmış. En
çok sipariş Bursa'dan gelirmiş. "Yaünm-
lanmızı Türkiye'ye yapıyoruz. Bursa'da
dükkân aldım" diyor.
Kahvemızi yudumlarken. aklına birden
gelmiş gibi konuyu değiştirdi:
"Bak burada eğitim çok önemli. Havdi
Öğretmenler Birliği'ne git. Onlan mutla-
ka dinle..."
Zaten aklımdaydı. Müşterilerden bın-
ne seslendi:
- Bekir bu kardeşi Oğretmen Birliği'ne
götürüver»
idadiye Mahallesi'nin S çjzen sokak^ay
nnda, iki katlı. bahçesi çiçekli ev'lerinara-
sından yürüyüp birliğe gittik. Kapalıydı.
Okulu gösterdiler.
Mahalle adını bu Osmanlı döneminin
ıdadısınden alıyor.
Kapısı tuğralı okul bugün temel eğitim
için kullanılıyor'Okula girdim. rastlantı
bu >a Gümülcine Beledıve Başkanı Yor-
gos Papadrealis. önümüzdeki öğretim yı-
lında neler yapılabıleceğini yerinde gör-
mek için okula gelmiş Yanında Başkan
Yardımcısı Ali Mertoğlu da var*
Başkanın gidişınden sonra Mertoğlu ile
sohbet ettik Başkanın altı yardımcısından
biri. Bu yenivmış. Rum başkan yardım-
cılanndan bınnın Türk olmasını ıstemiş
Mertoğlu. 1991 "deki politika değişikli-
ğinden sonra Batı Trakya'da banş içinde
bir arada vaşama konusunda daha da
umutlandığını sövlüyor.
Ali Bev'ın sovadı daha önce Me-
met'miş. Ama bu soyaddan çok olunca
değiştirmiş. u
Üç temel sorunumuz
var"diyor. sıralıvor.
- MiUi kimlik.
- Eğitim.
- Müfrülük seçimi.
Batı Trakya'nın kaderi Lozan'da çizil-
mişti. Orada. "Müslümanlar" olarak ge-
çiyorlar. Ali Bey ellerini iki yana açıp,
söyleniyor:
- Biz Türküz. Ama diyemiyoruz.
Eğitim sorununun derinliğı kitaplara
bakıncaanlaşılıyor. tstanbul'daki 6-7 Ey-
lül olaylanndan bu yana, Türkiye'den ki-
tap gelimı son derece sınırlandırmış. Ders
kitaplannın çoğu 1950'li yıllara ait.
Gelal Bayar Lisesi'nde okutulan astro-
nomi dersınin kitabından birtümce akta-
ralım: "İnsanlık bir gün mutlaka Ay'a gi-
decek. Bilimsel çalışmalar bu konuda müj-
denin >akın olduğunu gösterijor. '"
Sohbet uzadı. Ali Bey. yaşamını yitır-
miş bir Rum ıçın. "Dininlen dinlensin"
dedi. Başkadınden olana. bunu söylüyor-
larmış.
Okuldan aynlıp çarşıya doğru gider-
Selanik Kordonu Selanik'le tzmir birbirineçok benzeyen iki kent. En çok kordonlan benziyon.du. Izmir kor-
donunu kaybediyor ama, Selanik onu gerdanlık gibi saklıyor.
resmi koktey 1lerde değişik bir görüntü
oluştunıyormuş.
Bölgenin geçmişini bir kalem özetleye-
lim.
Trakya sözcüğü, M.Ö. lkibinlerde böl-
geye gelen Trak kabilelennden geliyor.
Türklerin bölgedekı varlığı Istanbul'dan
daönce. Osmanlı, Edirne'ye 1361 "de. Gü-
mülcine'ye de 1363'te girmişti. 1913"te
aynldı.
1924 Lozan'a kadarplan boşlukta böl-
ge' t 4 kez el değiştirdi. Bir ara bağımsız
hükümet biie kuruldu.
1924'te Türkler toplam nüfusun yüzde
85'ine ulaşıyormuş. Bueün kabaca üçte
bir.
Tanhte kim önce nereye gelmişti soru-
sundan hareket ederek bugünkü sorunla-
n çözmek olanaksız. Yukandaki bılgiler
bugüne bir şey söylemek değil. tanhsel
gelışimin altını çizmek için.
Atatürk'ün nar ağacı
Gümülcıne'den Kavala. Serez üzenn-
den Selanik'e geliş yolu, arada bir Kıb-
ns'ın Kuzey lasmını kanlı gösteren büyük
panolardışında Ege'nin Anadolu yakası-
nı andınyor.
Selanik'ten geçerken de Atatürk'ün
evine uğramamak elbette olmazdı.
Aya Dimitriya Mahalesi. Apostolu Pav-
lu Caddesi 75 numaradaki ev ziyarete
açık. Türklerin dışında Yunanlı ve
ABD'liler de çok geliyormuş. Ankara'dan
Dolmabahçe'den götürülen, "Atatürk'ün
kullandığı eşj'alar" evin içini doldurmuş.
Evi ya adım adım anlatmalı ya hiç.
Bahçeye geçelim. Balkonun karşısında
kocaman bir nar ağacı var. Atatürk'ün do-
ğumundan ben ayakta kalan tek ağaç buy-
muş. Dallan salkım saçak nar dolu. Ey-
lül başında yeşildi. Olgunlaşınca kıpkır-
mızı taptatlı olurmuş. Kendimi tutama-
dım. bir tane kopardım.
Güller başka zenginlik. Evin hemen bi-
tişiğinde Türkiye'nin Selanik Konsolos-
luğu var. Güllerin çok açtığı dönemde ka-
baca saymışlar, üç bini aşmışlar. Birgöv-
dede 80'e yakın gül saymışlar.
Konsolosluktakilere göre asıl beceri
Yunanlı bahçıvan Vangelos Teolodis'in.
Vangel yan gelmıyormuş ama. o da "Ha-
\ır, toprak ve eğimi çok ideal" diyormuş.
Şimdi bir de japongülü dikmışler. Se-
neye nasıl olacağını merak edıyorlar.
Selanik'ten Makedonya'nın başkentı
Üsküp'e, Belgrad'a giden trenle geçtim.
Karşımda Maria Pbuli adlı şımank ama
sevimli bir Yunanlı ünıversite öğrencisi,
onlann yanında da erkek Makedon kız
Alman iki sevgilı vardı. Pauli'ye Türkol-
duğumu söyleyince. tatile gıderken ütü-
yü pnzde unuttuğunu anımsamış biri gi-
bi şaşkınlıkla yüzüme baktı. bağırdı:
- Belgrad, Serbiya... Serbiya...
Sırplann, "Türk düşmanlığmı" düşü-
nüp bana yanıyor. Sınıra gece karanlığın-
da ulaştık. Makedon'un durumu zordu.
Yunanistan Makedonya adını tekelinde
tutmak için bu ülke pasaportunu kabul et-
miyor. Onlaraayn bir kâğıdavize veriyor.
Doğal olarak benim pasaportum da so-
runlulararasındaydı. Aşağı indik. Sorun-
lular gümrükte gergin bekleyışte. Pasa-
portu geleni okuyorlar. Adını duyan. he-
vecanla bağınp, kendi dilinde sanıyorum
"Benim" diyor. Niye bu kadar bağınyor-
lar diye yadırgadım.
Sonlara kalınca ben de hayıflanmaya
başladım. Adımı duyunca birden haykır-
mışım:
- Burdaaaaa...
Yarın: Makedonya... Yeni bir
Türk boyumuz oldu: Torbeşler...
BİZBÎZE
ERDAL ATABEK \
Duyguların Değişimî... '
Dünyadaki değişim pek çok yönüyle ele alınıp in-
celeniyor. Bilimsel-teknolojik gelişimin toplumlan de-
ğiştiren ozellıkleri, ekonomik değişımin etkileri sürek-
li inceleme konuları arasmda. Âncak, insanın en
önemli alanı olan 'duygu dunyasının değişimi' ilgı du-
yulan konulann dışında tutuluyor. Oysa, 'duygulann
değişimi' pek çok olayı etkileyen. olayların akışını de-
ğiştıren çok önemli bir olgu. Acaba bilimdeki, tekno-
lojidekı, ekonomidekı, polıtıkadaki değişim, insan
duygularını nasıl etkıliyor ve sonuçlan ne oluyor?
Bu değışımde öncelikle dikkat çeken özellik, in-
sanlardaki 'doyumsuzluk' ve 'açgözlülüğe varan'bir
tüketim hırsıdır. Tüketim toplumunun sürekli pompa-
ladığı bu 'en iyiyı al, çok tüket, yaşamanın kalıtesı
olarak bunu kabul ef' mesajı insanları doyumsuzlu-
ğa, hiçbirşeyden hoşnut olmamaya. açgözlülüğe yö-
neltmektedir. Oysa, geçmış dönemlerin tüketimle il-
gili davranışlan 'gereksinimlerie sınırtı, yannları da he-
saba katan, başkalarını gözeten, dıkkatlı bir tüketim'
profili venyordu.
Duygulardaki bu değişımin arkası, 'bu tüketimisağ-
lamak için neyolla olursa olsun, çok kazanmak' duy-
gusu ıle pekişmektedır. Bu noktada da açgözlülüğü
destekleyen açıkgözlük, başkasını çiğneyerek öne
geçmeyi meşru kılan birarsızlık, yol gösterici olmak-
tadır.
Duygusal değişımin bu noktasında ortaya 'güven-
s/z/A'çıkmaktadır. Kimse kımseye güvenememekte,"
güvenmenin boş bir hayal olduğu, güvenen insanla-"
nn aldatıldığı kanısı yerieşmektedir. 'Güvensizlik' öy-;
lesine tehdit edici bir duygudur ki insanlar kendileri-,
ni 'yapayalnız' duymakta gecikmezler. 'GüvensizHk'-;
ve 'yalnızhk' hiçbir nesne tarafından doldurulamadı-j
ğı için de insanlann bu boşluğu evleriyle. arabalany-
la, hayvanlanyla doldurma girişımleri yeterli sonuçlar
vermemektedir.
İnsan insanı kaybetmiştır ve bulamamaktadır.
Duygusal değişim bu aşamada kimliklenn yok edil-
diğini fark eder. Artık insana kimlik veren 'güvenHir1
'
hıçbir şey kalmamıştır. ••
Arkadaşlar. hırslı rekabet içinde kaybedilmiştir.
Yakın çevredeki insanlar, tüketim yarışı içinde, ge-
çilmesı gereken ölçü noktalanna dönüşmüştür.
İnsanın kımliğıni oluşturan işaret noktaları yok ol-
maktadır. *
Artık eski kimlıklere dönme zamanı gelmiştir, in-
sanlar bu duygu değişimi sonunda eski kimliklerine
dönerler, kendilerıni oralarda bulmaya çalışıriar.
Artık etnık kökenlere donülecektir. a
Artık kültürel kökenlere donülecektir.
Artık dinlere donülecektir.
Mistık yollar, tarikatlar, özel giysiler, küçük ve dar
topluluklara donülecektir.
'Güven', buralarda aranacaktır.
'Yalnızlıktan kurtulma' buralarda aranacaktır. • "•" -J
'Doyumsuzluktan, açgözlülük, açıkgözlük'ten kur-
tulma buralarda aranacaktır. î
İnsan duygularının değişimi çok önemli bir değişim .
alanıdır. Üstelık de bu alandaki kayıplar dayanılmaz
niteliktedirr bu kayıpların yerine konması için her yo-
la başvurulabilır.
Bu değişim Türkiye'ye özgü değildir, bütün dünya-
yı ılgilendiren 'globalleşmış' bir sorundur. Ancak de-
-#f)iiğışimin sonuçlan eibette her toplumun, tarihi, Vffîör'
ru, binkknleri doğrultusunda yaşanacaktır. ' '
nt>
••• ' "•'.
Spor-Loto çılgınlığı uzerinde neden düşünmüyor-
sunuz?
Leydi Di'nin ölumünün yarattığı sosyal hısteri uze-
rinde, ingiltere'nin depresyona girmesi uzerine neden
düşünmüyorsunuz?
Savaşlarda kaybedilen insan duygulannı neden he- -
sap etmiyorsunuz? Neden her şeyin sadece ekono- '
mik değerını ölçüyorsunuz?
Kazanılan ve kaybedilen 'duygusal değerieri' ölçe-
cek bir para biriminiz var mı?
İnsanı kaybettınız ve bulamıyorsunuz. >
Sadelik duygusunu kaybettiniz ve bulamıyorsunuz. -
Hak ertığinızle yaşamadaki ödeşmek duygusunu,
kaybettinız ve bulamıyorsunuz.
Güvenı kaybettinız ve bulamıyorsunuz.
İnsan dostluğunu kaybettiniz ve bulamıyorsunuz.
Kaybettığinız her şeyi araba markalannda anyorsu-
nuz. lüks evler hayalınde anyorsunuz, dolar mark pa-
ritesinde anyorsunuz ve bulamıyorsunuz.
Hayatla ödeşemıyorsunuz.
Duygulann değişımıni hesaba katmamanın bede-.
lıni ışte böyle ödüyorsunuz...
^Telekom'da asrm
soygunu yapıldı'
• CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin,
hükümeti, trilyona varan yolsuzluklann _,
sorumluklannı ortaya çıkarmaya çağırdı.
AMC\R.A (Cumhuri-
yet Bürosu) - ÇHP Genel
Sekreteri Adnan Keskin.
Türk Telekom'da vapılan
yüzlerce triKona varan
yolsuzluklann "asnn soy-
gunu" olduğunu belirterek
hükümeti. sorumlulan or-
taya çıkarmaya çağırdı
Adnan Keskm. dün dü-
zenlediği basın toplantı-
sında. iktıdar partılerının
muhalefettevken yolsuz-
luklann üzerine gıdıleceğı
sözünü verdıklerinı anım-
satarak "Hükümet kuru-
lalı 3 a> olmasına karşın.
geçmişte eleştiri konusu
vaptıklan bir tek yolsu/Ju-
ğu, hırsızlığı orta>a çıkara-
madılar" dedi Emlak-
bank. Halkbank ve \'akıf-
bank'ta verilen usulsüz
teşv ıkler ve yağmalama-
larla ilgıli soruşturmalann
askıda tutulduğuna dikkat
çeken Keskin. "İktidar
parn'leri \apılanlara şal çe-
kerken hortumlamalan da
doTeye sokuyor" di>e ko-
nuştu.
Keskin. Türk Tele-
kom'da yargının haklann-
da takıbat başlattığı yöne-
tıcılerın halen görevden
alınmadığına dikkat çeke-
rek şu ıddiaları gündeme
getirdi:
-14Ocakl997'deaçılan
\e 11 Ağustos 1997'deso-
nuçlandınlan 7 mihon do-
larlık Data şebeke ihaksin-.
de ahm. şartnameve uygun
olmavan eski teknokıjili fîr-;
madan vapılmıştır. Ihale-'
nin sonuçlandınJmasındari-
sonra şartnamede yeralan
modem şapımlanndan
>r
azgeçilerek firmava bir*
imkân daha sağlanmıştir.'
İhalenin eski teknolojili fir-J
maja verilmesüıe itiraz e-'
den başmühendis. görev-.
den abnarak ihalede yapı-
lan usulsüzlüğe itirazetme-
yen bir başkası göreve ge-
tirilmiştir.
-1 mılyon sterlin bedel-
le ahnan ve 10 ilde kuru-
lan sıstem. teknolojisi es-
ki olduğu için bugün hiç-
bir ilde kullanılamıyor. f
- Türksat uvdulannın
imalah. işletmesi \e bu uy-İ
dulann kanallannın pa-^
zarianması konusunda uy-
du üreticisi bir Fransız fir-
mav la usulsüz ortaklık ku-
rulmuştur. Bu ortaklıkla.
Türksat'ın geleeeği ipotek
alüna sokulmuş ve Türki-
ye'nûı uzay teknolojileri
alanındald araşnrma ve
üretme imkânlan tama-
men ortadan kaldınlırken
Fransız fırmasına da hak-
sız kazanç sağlanmışör.
- Türk Telekom'u zara-
ra uğratan yönetıcilere.
kendılerine venlen VISA
kartlarla sınırsız para har-
cama olanağı tanınmıştır. „