30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 28EYLUL1997PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER İstanburun Suçluları... ÇELİKGÜLERSOY Ş ehrin bugünkü dramımn ilk te- mellerini atmış olan 1940 ve 1956 "imar"Iannı geçen ya- zımda genel çizgileri ve ana yanlışlan ik ortaya koyduktan sonra o operasyonlarda kişile- rn yıptığı yanhşlann ötesinde, topluma ât ntdenlerin neler olduğunun bır özetini yaprnayı bugüne bırakrruştım. Şimdi on- Lrı eörelım: Bugün bu şehirde, diyelim bir yerden hr yere ancak 2-3 saatte gidebiliyorsak. Eeyazıt-Laleli eksenine taksi ile giremi- yor&ak, Haliç'in iç vadilerini lağım selle- rbasıyorsa. Boğaz'ın yamaçlarından aşa- ğ. beton beldeler sarkıyorsa... bunlann tepsl 4 esash itka gücün sonucu oldu. Ben gîçmiş yıllarda onlan "Mahşerin 4 atbsı" dye nitelendirerek birkaç kez yazmıştım. Bugün hem sözü bütünlemek, hem de ana aynı şeyleri de döne-döne yazmış ol- mamak için somutörneklervererekkonu- yj renklendirehm. 1) Nüfiıs: Zorluklann, çıkmazlann te- rr.elinde. önce bu şehre. tarihinde hayal b.le edilemeyecek oranda ve miktarda in- san sayısının yığılması yatar. Avrupa'da da sanayileşme çaguıda, büyük şehirler o.uşmuştur. Ama 3 önemli farkia: Bu sü- reç, 50-100 yıl gibi uzunca bırzamana ya- y:lmıştır, bir. O iilkelere kapitalizm ve sö- mürgecilikten altın yağarken şehirleşme oiuştuğu için önlemler alınabilmış ve alt- yapı fınanse edilebılmiştir. iki. O toplumlar yerleşik hayattan geldikle- rinden. hem teknik. hem estetik yeni bir düzenın nasıl kurulacağını da bilmişlerdir, bj da üç. İstanbul, bu 3 kaynaktan yoksun olarak (üstetik kalitesi de Bat ile ilgisiz) bir nüfu- sun \ükü altında kaldı. Biz eskiler. bizi saran kalabalıklaşma- ya. çaresız gözlerle bakakaldık. En yakın çevremden bir örnek: Personelimizde genç bir bahçevanın. art-arda 8 tane çocu- ğu olmuş. Hepsi kız. Bu da. illa oğlan is- termiş. 9'uncu oğlan olmuş. ama sakat çıkmış. Şimdi hayatı kaydı. Pekiy, ben de sorayım: Bunca bilgisizli- ğin, aymaznğın ve sorumsuzluğun. hiç mi giinahı yok? Sorumluluk, her şeye karşıy- dı: Lağımı dolayısı ile şehrin demzine ve içme suyu kaynaklanna. bacası sebebiyle şehir havasına, daha daha trafığine. hasta- ne ve okul kapasıtesıne... Herkes. her kent ve her ülke. her şeyin hesabuu bir gün ödemek dununundadır. Çe\Te ülkelerinin nüfusu 5-10 mılyonu, başkentleri 1 -2 milyonu geçmezken dur- madan üreyen 70 milyonluk bir ülkeyiz \ e sınırlan belli olmadığı için nüfusu tam bi- linmeyen, bir İstanbulvar. Bunun da bir fa- turası olur. İstanbuLişteböyte. Clke. haikuun uçkur faturasını ödüyor. 2) Poütika: Kestirmeden söyleyeceğim: Türkiye. nüfus anışı ve onun şehirlere yı- ğılması olayına,tekparti döneminde sah- ne olsaydı, durum ve genel tablo başka olurdu. Demagoji biçimi ile algılanan de- mokrasi döneminde bu kalabalıklaşma ve 3-5 şehre yığılma yaşanınca. politik siste- min bütün hastalıklan kendini gösterirdi. Partilerin hepsinin. sakat. yanlış ve haksız arazi yağmalannın her birine, parti hesap- lan ile göz yumduklan, hatta yol. su. elekt- rik ve otobüs götürerek yardımcı oldukla- n, hep söylenir. Yani bilinmeyen şey de- ğildir. Ben. burada bunun da ötesini iddia edeyim: Partiler. zaman zaman. yağmayı. organizede etmişlerdir? Vaşadığım iki ola- yı nakledeceğim. Biri politik pasifliğe ait- tir. öteki politik aktifliği belgeler. Yöneticisi olduğum örgüt. Türkiye'nin en eski. kamu yaran derneğidir. Bu nite- liği ile ticari çıkarlan temsil etmez. Malı. millet malıdır. Bukurum, 19721de Boğaziçi'ndebirar- sa aldı. Az sonra değerli arsanın çevresi. önce gecekondulann tek katlı tipiyle dol- du. Birkaç yıl sonra o beton kulübelerin. 4-5 katlı bom-bozuk apartmanlara dönüş- mesi başladı. Dık yamaca yapıldıklan için ilk dep- remde hepsı aşagı kayacak olan bu sefer- taslan göz göre göre yükselirken Beledi- ye Başkanı Dr. Fahri Atabey'e gittim. Ön- deki koyun. Boğazın en güzel körfezi ol- duğunu hatırlatarak cehenneme çevril- mekte olan bu cenneti konıması ricastnda bulundum. Koltuğunun arkasına ayakta dizdiği kurmaylan ile ilginç bir konumda beni dinleyen doktor. uzun-uzun camdan dışansını seyretti sonra ağır-ağır. konuştu: -Bir şey yapamam, karşı parti. bana Mec- tts'i zindaneder!" Bu ıbretlik cevabı alın- ca. huzurdar çıktım. Bir süre sonra bana bir diş doktoru ile görüşmem salık \eril- di. Ben dişlerimden zorum olmadığını söyleymce, açıkladılar: Bucak başkanı olan doktor. tüm çevrenin yağmasını or- ganize eder. yani nalburlardan veresive malzeme alımında kefil olur. sonra da ta- bii. "aş faturasını" çıkanrmış. Bu şehri böylece bir de "siyasal sistem" mahvettı. 3) Bürokrasi \« rüşvet: Hepsi dersem, suç olur. Ben de zaten "bir kısımr bürok- rasıyı amaçlıyorum! Bu çıkarcı kesim, iş- lerin rasyonel düzenlenmesjni hiç isteme- dL Bozukve karman-çorman yerteşimden, payını almak için. Boğaz'da yoğun yerleşimin ilk işaretle- ri belirdiği zaman. imar kadrolannın ya- pacağı ilk iş. 1930 nüfusuna göre kıyı bo- yuna çizilmiş belediye sınırlannı. hemen arka yamaçlara doğru genişletmek. böy- lece oralarda başlayan kanunsuz yerleşım- leri kontrol altına almak olmalıydı. Kimi- sı üşendı. kimi de bilerek yapmadı. "Mü- cavir alan" gibi sonımlusu \ e yetkilisi be- lirsiz. adı da yansı Arapça yansı uyduruk Türkçe. acayip bir kavram yaratıp. onu sı- ğındılar. Sonra da ciplere doluşup, "olay" yerlerine giderek. parsalan topladılar. Boğaz'daki arazımize gecekondu gir- meye başlayınca, bunun "orkestra şefinin" belediye yetkilisi olduğunu anladık. Onun diliyle konuşunca. bu kez yapım değil, yı- kımı bir organize edişi vardı. ibretlik şey- di. 4) Bilmezlik: Bu şehirdesakatiıkveters- lik olarak geriye ne kahrsa. kökenini bu dördüncü kaynağa bağlayabilirsiniz. Özetle adı konulacak olursa denebilir ki ''Göçerlikten gelen toplıun. yerleşik >aşa- mın kurallannı bilemedi ve bir türlü. tam oğrenemedi". İş. bir evin neresi salon. neresi mutfak. neresi hol olacak, onu belirlemek kadar gerekliydi. ama bunlan büebflmek. dene- >im vt görgü birikimi isti>ordu. o >oktu. Taht şehrinde belediye örgütünü kurmak kadar basit bir konuya ancak 1850'lerde. o da yabancı komutanlann uyansı ile yi- ne ancak. •"bas.lamış" olan toplum. bu işi bir türlü bitiremedi. "Saray kapısınastad>um".tersliğinikaç kez yazdım. Orneği, stad> u mlardan verin- ce, sürdürelim bari: Yoğun konut bölgele- rinin tam ortasına ve tek trafık damannın da tam kıyısına. bu spor arenalannı oturt- ma becerisini de Avrupa'da tek örnek ola- rak tstanbul göstermış. Gayrettepe'deki eseri yeterli olmayınca. Fenerbahçesi ile bir ikıncı dünya anıtı dıkebilmiştır. Bir bü- yük gazete de 70"li yıllarda. projeyı ucu- za çıkarmak için Boğaziçi"nin bir yama- cına bunlardan bir taneyi oturtma kam- panyası açmıştı. Vlne İstanbuL yine tek trafık daman kı- yısına. yine konut bölgesi içine. ama bu kez, tarih dokusunun tam ortasınavedik bir >a- macın hemen eteğine. liman tesislerini oturtmuş tek dünya kentidir. Lımanlann. her denizin kıyısında. şehirlerin dışlanna \ e düzlüklere kurulması. onun tren ve ka- rayolu hatlannın da tıpkı damarlann bir ele ulaşması gibi uzaklardan getirilip. lünana baglanması ve işçi konutlarımn da çevre- ye yerleştirilmesi, çok eski kurallardır oy- sa. Bi/deki hasta ömekkrde. kararlan az sayıda kişilervermiştir,aınasosyolojikgöz- le bakılınca.halkda yaona> lamış ya da ko- nulardan hiç anlama>an bir seyirci kalaba- lığı rolünde kalmışur. Belediye örgütlerini 1200. 1300'lü yıl- larda kurmuş olan A\Tupa kentlerinde ise halk. kendisine kalıcı taş binalar yaptığı. onlan sürekli bakıp onardığı. kaldınm ya- pıp onun üstünden gitme alışkanlığı edin- diği.. için kentlerinin daha neresine neler yapılacağı bılgıleri ve görgülerini de edin- miştir. Geçen yıl bana gönderilen eskil (antik) kitap kataloglanrun birinde. parası çok >liksek olduğu için sıpariş edemediğim bir eser vardı: Kenüerin mev danlanna es- tetik olarak biçim >ermenin kurallan, de- senlerle anlatılıyordu. YıL 1500 bilmem kaç. Bu bilgilerden habersiz. tahta. dağınık ve yeşil Osmanlı Istanbul'u. nüfusu azken durum idare ettı. Caminın yanına kabris- tan. pencereleri mezarlara bakan evler, onun hemen yani bostan... Nüfus 1 milyondan 15-20milyonadoğ- rulunca ve malzeme tahtadan betona çev- rilincc, eski "bihaberlik" ve derbedertik, dramatikleşti. Halk deyimiyle, takke düş- tü. kel göründü. Hepsini özetlersek. İstanbul"un suçlula- rı, kaç mihon kişi yaşnorsa. onlardır. Bu milyonlar, arada bir tutam günahsı- zı ile farurayı en fena biçimiyle. bir dep- rem halinde. tam ödeyecek. Şehrin. du- rup-durup en çok 100 yılda iyice bir sal- landığı. "tarihen sabit"tir. Eski "hareket-i arz"lar, sadece payitah- ti etkikr. tahta eviere çok zarar «rnıez, >alnız hamamlarla minareleri yıkardı. Bu kez çüriik toprak ve bozuk betondan olu- şan dokusuyla kentın tümünü ve ülkeeko- nomisini haşat edecek. Bu harabiyet ne sonuçlar \erir. yardım gelecek dış güçlerin politikası ne olur. on- lan da ancak İann büir. "Şom ağızlılık" denmez bu \azdiklanma. Geçmişi bilen bellek,çevTeyi gören göz vede düşünen akıl deyimleri. daha uygun düşer. M MALTEPE UNIVERSITESIB İ I I >I I ) E Ç A Ğ D A Ş , D İ Ş İ \ ( F D E Ö Z G U R O S S V E O Y S r l A . V l İ L E E K K O \ I I ,\ .1 A M » A ,\ ÖĞKEKCİ ALIKACAKTIR ATATÜRK ükelerinden ödün vermeyen, insan haklarına saygılı, özgür, çağdaş bilim ve teknolojiyi yakalamayı amaçlayan üretken bir gençliğe yol gösterecek eşsiz bir öğretim üyesi kadrosu: Prof. Dr. Oral PEKTAŞ Prof. Dr. Nurhan ATASOY Prof. Dr. Ersan İLAL Prof. Dr. Aydın AYBAY Prof. Dr. Mesut RAZBONYALI Prof. Dr. İsmet SUNGURBEY Prof. Dr. Ayferi GÖZE Prof. Dr. Sevlm GÖRGÜN Prof. Dr. A. Şerif ONARAN Pro.f. Dr. Muzaffer GÜRAKAR Prof. Dr. Yılmaz ALTUĞ Prof. Dr. Mücella ULUĞ Doç. Dr. Sinan ARSAN Doç. Dr. Jale ŞARMAŞIK Doç. Dr. Çiler İNAN Yrd. Doç. Dr. Sevtap ELMAS Dr. Sühendan İLAL Öğr. Gör. Suha ARIN Öğr. Gör. Ali KAPTAN Öğr. Gör. Turhan YAVUZ Öğr. Gör. M. Adil TALÇIN Öğr. Gör. Evren ARIN ÖYS İle Ek Kontenjandan Öğrenci Alınacak '•• Programlar TIP FAKULTESI Dekan: Prof. Dr. Oral PEKTAŞ KONTENJAN: 40 KİŞİ HUKUK FAKULTESI Dekan: Prof. Dr. AYDIN AYBAY KONTENJAN: 60 KİŞİ MUHENDISLIK-MIMARLIK FAKÜLTESİ BÖMARLIK BÖLÜMÜ Dekan: Prof. Dr. Mesut RAZBONYALI KONTENJAN: 40 KİŞİ FEN- EDEBIYAT FAKÜLTESİ Dekan: Prof. Dr. Nurhan ATASOY KONTENJAN: 40 KİŞİ HEMŞIRELİK YÜKSEK OKULU KONTENJAN: 40 KİŞİ ÖSS ve Özel Yetenek Sınavı İle Öğrenci Alınacak Programlar MUHENDISLIK-MIMARLIK FAKÜLTESİ IÇ MTMARLIK BOLÜMÜ Dekan: Prof. Dr. Mesut RAZBONYALI KONTENJAN: 30 KİŞİ i ÖZEL YETENEK SINAVI 3 EKİM 1997. SAAT 10.00 ILETISIM FAKULTESI RADYO - TV - SİNEMA VE GÖRSEL SANATLAR BÖLÜMÜ Dekan: Prof. Dr. Ersan İLAL KONTENJAN: 90 KİŞİ ÖZEL YETENEK SINAVI 2 EKİM 1997, SAAT 10.00 Bu Programlara 1997 ÖSS'den 105 ve üzerinde puan alanlarla, herhangi bir örgün öğretim kurumuna yerleştirilmiş olan adaylar da başvurabilir. ÖN KAYITLAR 30 EYLÜL 1997 TARİHİNE KADAR SURECEKTm M A L T E P E BAŞVURU VE BILGI Ü N İ V E R S İ T E S İ R E K T Ö R L Ü Ğ Ü F e y z u l l a h C a d. N O : 3 9 ( M A R M A R A K O L E J İ ) M a l t e p e - İ S T A N B U L T E L : ( 0 2 1 6 ) 3 9 9 0 0 6 0 - 4 4 2 0 7 5 9 F A K S : ( 0 2 1 6 ) 3 7 0 2 2 3 0 kmobs,** *Dört mevsim boyunca en iyi hizmeti ve- ren Myndos Otel'de huzurlu ve sıcak bir ortamda misafir olabilirsiniz. Tesisimizde 2 yüzme havuzu, 4 bar. te- nis kortu,toplantı salonu, merkezi ısıtma. dört mevsim çiçeklerle bezenmiş geniş iç bahçe ve aynca klimalı ve çok özel "Villa Myndos' odalan mevcuttur. Mindos Caddesi. No: t Tel: 0252 316 30 80 (81 48400 BODRL'M 0252 316 25 91 Faks:0252 316 52 52 İNTERNET ADRESt: http://www.hotelmyndos.com.tr. e-MAlL: mvndosfo hotelmvndos com.tr. PENCERE Gebze'de tatminkâr ücretle çalışacak, tercihan tam gün, çocuk hastalıklan uzmanı, aile hekimi ve pratisyen hekim aranmaktadır. 7e/: 0 262 744 19 09-744 44 83 Fener'deki Patrik... Patrik Bartholomeos, Elefterios Venizelos adındaki gemiyle Karadeniz'de cerre çıktı. Gezinin amacı ne?.. Gemide "Din, Bilım, Çevre: Krizdeki Karadeniz" konulu uluslararası bir sempozyum ya- pılıyor; Türkiye, Ermenistan, Rus limanları ziyaret ediliyor. Karadeniz gerçekten komada!.. Bu, işin bir yanı.Trabzon'daülkücülerin yabancı konuklantaş- lamaları olayın ikinci yani. Ülkücü basın ne dedi: "Trabzon Patriğe mezar olacak!.." Ayıp şey!.. • Fener Rum Ortodoks Patrikliği oldum olası -yal- nız islam tarihinde değil, Hıristiyanlık dünyasında da- bir "sonınsal"d\r, işin tuhaf yani Ortodoks Pat- riği'nin en anlı şanlı yıllarını Osmanh'nın yükselme döneminde yaşamasıdır. Neden?.. Çünkü Osmanlı Imparatorluğu fetihlerle büyü- dükçe Fener Patriği'nin de kendi hesabına ege- menleştiği Ortodoks coğrafyası genişliyor, Küçük Asya'dan Mısır'a, Balkanlar'dan Macaristan'a ya- yılıyordu. Ne var ki Türklerin hoşgörüsüyle yükse- len bu görkemli yaşam, Osmanh'nın çöküntüsüy- legeriledi. Ancak bu kez Fener Patriği bir başka sevdaya kapıldı. 15 Mayıs 1919'da Yunan askeri Izmir'e çıkınca, Istanbul'daki Patrik 4. Melitos-Osmanlı Padişahı Vahdettin'le birlikte- işgalcilerle işbirliği yaptı. Vah- dettin, Kemalistlere karşı hilafet ordusunu saldı; Melftos Efendinin Ortodoksluğuyla padişahın Sün- niliği Mustafa Kemal'in defterini dürmek amacın- da bütünleşti. Fener Patrikhanesi Yunan ordusu- na yardım ediyor. para topluyordu. Ya bizim padişah ne halt ediyordu?.. • Evdeki hesap çarşıya uymadı. Kemalistler 30 Ağustos 1922'de kesin zaferi ka- zanınca, Istanbul'da iki kişi güç durumda kaldı. Biri: Vahdettin. Öteki: Melitos. Padişah Vahdettin bir Ingiliz gemisine binip ka- çacaktı; ama, Patrik Melitos ne yapacaktı?.. İstan- bul Ortodoksları Melitos'a kızmaya başlamışlardı. 1923 Haziranf nda Galata Rumları Fener Patrikha- nesi'ni bastılar, mobilyaları kırıp parçaladılar, pa- pazları dövmeye başladılar, Melitos'asövdüler... O sırada İstanbul işgal altındaydı, Fransızjandarma- sı Patriğin imdadına yetişti: yoksa işin nereye va- racağı bilinemezdi. Birkaç gün sonra da Galata Rum Kilisesi'nde Mehtos'un papazları köteği ye- diler. takkeler havaya uçtu. cüppeler parçalandı, is- tavrozlar kirıldı. tespihler kopup dağıldı, taneleri ki- lisenin bahçesine yayıldı... Kemalistler üç ay sonra -6 Ekim 1923'te- Istan- bul'agirdiler... Patrik perişandı. • Imparatorluklar dağılıp yerlerini ulus devletler alınca; papa, patrik, halife gibi dinsel otoriteler ye- ni oluşuma ayak uydurdular. İşin rengi değişti; Ati- na Batı Trakya'da Türkler'i baskı altına aldıkça, Fe- ner Rumluğu da Ankara'ya karşı zorlandt.-^c ••- % Peki, şimdi sorun ne?.. •• llfl WJl '^ YDD (Yeni Dünya Düzeni) ulus devletleri silmek istiyor; sömürgecilik döneminde olduğu gibi din-' sel otorite odaklarını kullanmak için canlandırma- yaçalışıyor. Ortodoksluk Rusya'da başlayarak Sır- bistan'a, Yunanistan'a, Kuzey Kıbns'a doğru bir çember çizmekte, Asya'ya da geçmektedir. Gerçi bu dinsel dünyanın kendi içinde rekabetleri ve ça- tışmaları vardın ama, Türkiye'ye bakışlarında pek birayrım yok... Türkiye laik bir cumhuriyet... Bu cumhuriyette ne kadar din ve mezhep varsa, devlet tümünün güvencesini sağlamakla görevli- dir; ister Hıristiyan olsun, ister Musevi ya da Müs-. lüman, vicdanlar özgür, dincilik yasak... Bayandan 1996 model Broadvvay. Tel: 0 212 227 96 60 Dahili: 121 Ev: 504 62 72 ANMA HÜSNÜ KALAYCI Yaşama hakkına son 1 9 a 8 - 1 9 9 2 verilişinin 5. yılındatrafik terörüne isyan ediyor, özleminle yaşıyoruz. Sen hep bizimlesin. AİLEN NOT: Karacaahmet 'te 29.09.1997 Pazartesi saat 16.00'da amlacaktır. Türkiye'nin hangi sorununa gitsek. altında eğitim yetersizliğinin yattığını görüyoruz... ÇAĞDAŞ EĞİTİM VAKFI Tel: 0212-2'6 28 99 Faks: 0212-286 13 54 Çocuklarını 21. yıizyıln, "sağlrkı kenaıne guveoen soaımluluk dyygulan gelışmış, bağımsız kışıhkiı ve Tiuttu bıreylerı" olarak yetıştırebılnesı [Ç n 20O2 yıltna Kadar MATURE ye başvuracaK 50 000 ailemfze EV OGRETMENLERİ ARIYORUZ 3 Bebek .c çoa*lafi ç:< sever 0-3 yaş çacugura, çocuğur yaşaûığı e«)e sevgı i o L oftar>da eflıtm veme< ıs:eyen 2 Atako( , Bak«öy Şı^ı Le.en: E * Ulus.Tarabya Sanver Eostarcı.SLadrye,CaodeMstar Erenncy.Goztepe, . F Banç«. Kaarr ş, Koşdyffu, Acıcadem Altuiızads Üsk'jdar. Beyıefbe^ v e ^ s^çeceOı semtte çatışrrak steyer 3 EĞIm aknaya, ^eitşmeye açık 3 Guleryüzlu. enerjı dolu kendıne guvenen 3 Errek. öğremen, Lnverate veya hse mezunu. - 1 2 0 " 4 5 ^ arasnda ve sıgara ıçme>en DayanlarMAT URE Eğitim ekıbının bır uyesı olmak rsteyen bayanlar lütfen bızı arayınız Tel: (0216) 327 68 77 Ücretsiz şirin yavru kediler. Tel: 0 212 230 80 94 TEŞEKKÜR Eşim Fatoş'un sezaryen doğumunu yaparak oğlumuz ULAŞ'ın dünyaya gelmesini sağlayan Opr. Dr. YEŞİM DEMİR Izman Dr. LĞUR KAL l'znıan Dr. SEDAT TÜZÜNER Çocuk Dr. GÜLAY K.4R.\DENİZ'e ve Özel Incirli Hastanesi personeline teşekkür ederim. MEHMET DEMİRKAYA İSTANBUL KÜLTÜR . .. UNIVERSITESI (IKU) EK KONTENJAN YÖNTEMİYLE ÖĞRENCİ ALACAKTIR ML'HKNDISLIK VE MIMARLIK FAKLLTKS1 Bilgisayar Mühendisliği [ingmzce öğretim] (M puam ile) İnşaat Mühendisliği [ingmzce öğretim] (M puam iie) IKTISADI VE IDARI BILIMLER FAKULTESI şletme BÖlÜmÜ [İngUizce Destekli Türkçe Öğretim] (TM puam İle) FEN-EDEBIY AT FAKL'LI ESI Matematik-Bilgisayar Bölümü /Burslu [Türkçe öğretim] (M puam ile) • Fakühelerimize 1997 Ek Yerleştirme Kılavuzu'na göre Universiternizi tercih eden öğrenciler girebilecektir. # Yeterince İngilizce bilmeyenler Hazırlık Sınıfı'nda İngilizce öğreneceklerdir. İngUizce HazıHık Okulu yıllık ücreti 6000 ABD dolan Mühendislik Bölümleri yıllık ücreti 6750 ABD dolan İflefme Bölümü yıllık ücreti 6250 ABD dolan Ucretier 4 taksitte alınacakhr. MESLEK VÖKSEMULLARMZA KAYITLARDEVAMETMEKTEDİR İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ KAMPÜSÜ VE KAYIT BÜROSU E5 Karayolu, Şirinevler, Ataköy Metro İstasyonu karşısı - İSTANBUL Tel: (0-212) 639 30 24 Pbx (6 hat) Fax: (0-212) 551 93 06 - 551 11 89
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle