30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 EYLUL 1997 PAZAR 12 KULTUR Kutluğ Ataman, bienale Semiha Berksoy'un yaşamöyküsünü aktaran video çalışmasıyla katılıyor 'Acı bana, gel sevgflim, acı bana... 9 KEMRE KOYTJNCUOĞLL Belgesel. 7 saat 42 dakika sürüyor- muş. Kutluğ Ataman'ın evinde filmi iz- lemeye başlıyorum. Birinci bölüm, "Ey, Hindistan". Ataman. *Bu böiüm uvertür niteüğjnde" diyor. Semiha Berksoy, mak- yajını yapıyor. Hazırlaruyor. tncilerini ta- kıyor. VVagner'den olduğunu söylediği bir aryaya başlıyor. "Fern ist mein He- imat_" Hazırlanırken. Kutluğ Ataman'a soruyor, "Bu nasıl oldu? Yakısü değil mi?" îkinci bölüm. "Die Kunst-1" Semiha Berksoy; *Bu sesin belgeseli" diyor ve fılme dışandan Aygaz'ın sesi giriyor. Si- nirlenıp sövmeye başlıyor Berksoy. Dı- şardakiyle ilgılenmekten vazgeçıyor. Ay- naya bakıyor, "Türk operasuun dünya çapında primadonnası.- Allah vergisL^ Çizdiğı grotesk resimlerin önünde du- ran ve kendinı çizen grotesk bir yaratık o. Bir opera sahnesınde uyuyor. Kürklü kocaman şapkası. elinde bir "pistole". Fidelo'nun bir aryasını seslendirmeye başlıyor. Üçüncü bölüm; "Bir Ölüyle Yatan Ka- dın". Bir sopranonun. en tiz sesı çıkardı- ğı sürece ölmeyeceğine inanıyor. Ve öl- meyeceğini gösteriyor. Cemal ReşJtRejie olan aşkından bahsedıyor. "'Rüyalara ina- nıyorum, dedi bana." Dördüncü bölüm, "OK-YAY", Ata- türk'le olan karşılaşmalannı, Bedia Mu- ı-utluğ Ataman "m bu belgeselde göstermek istediği Semiha Berksoy gerçeği değil, kendisinin Semiha Berksoy'la olan ilişkisi. "Burada ortaklaşa bir şey yaratıyoruz. Ben ona kareyi veriyorum, o içini dolduruyor. Sanatıyla şarkılanyla, yaptığı resimlerle, performansıyla, hayatıyla, öyküleriyle. Seyircinin seyretmesi gereken bu ikilı ilişkidir." vahhit'e olan kızgınlığını anlattığı bö- lüm. Beşinci bölüm. "MezardanGeknMek- tup" Nâzım Hikmefle yaşadığı aşkı an- lattığı bölüm. "Aşk neyle ispatfanır" di- ye soruyor. Berksoy. Ataman'a. Sonra kendisi cevaplıyor: "Eserle." Hikmet'in onun içın yazdığı şiirleri okuyor. "YıL, 1934,23yaşındayım." tn taşlı yüzüğü. si- yah dantelden olan şapkasının yüzlüğü- ne takılıyor. Büyük bir keyifle Nâzım Hıkmet'ı Kutluğ Ataman'a anlatırken. aynı zamanda yüzüğünü kurtarmaya ça- lışıyor. u NâzunHikmetsaat5i teça\Bge- lecek." Heyecandan gözlen pırıl pırıl. "Beni bir telaş akİL Beyoğlu bebeği diyor, babam bana." Kıkırdıyor. "Sırf o gün için çarşı> a gidip bir san çaydanlık aldını. bir de kırmızı elbise.'" Anlatılanı çok özel y a- pan nedır, diye düşünüyorum. Aslında genelde herkesin yaşamı> olduğıı nelkı de... "Nâzım'danolançocuğuaklırdım.'* Ma\ ı boncuk gözlü oyuneak bebeği elın- de tutuyor. Bu onlann bebeğiymış. Nâ- zım Hikmet'le Semiha Berksoy'un. Sa- natı sembolıze ettığıni söylüyor. "Bizim dailanmız göklerde buluşacak. Bicm ço- cuğumuz sanattır, hayatımız da.~ Altıncı Bölüm. "HahnmPüikülir.Er- cüment SiyavuşoğliL, yani kocasıyla ev- lenmesini anlattıgı bölüm. "Yüzükleri takıyorum,resmiolarak kabul ediyonım." Yedınci bölüm; "Mezarda Bile Bulu- şamadık." Nâzım Hikmet' in mezannı zi- >aret edışıni anlatıyor... Yatağına sevgi- lısıni bir mankenı alıyor ve onunla se- \ ışirken konuşuyor "Olümün dosyasını >erdim. ölümü yendim. Siz gidin. siz yal- nız gidin, gelmey eceğim. Sizinle gelmeye- ceğim, ben burada kalacağım. Gidin siz. Yok. ben gelmemr Sekizinci bölüm; "Aşkİntihan". ilk mil- lı atletimiz Haydar Aşan'la olan büyük aşkını konu alıyor. Ve sonuncu bölüm; "*Ey Hindistan". "Benim politikam: sananmdır. Ben sos- yaBstbirsanatçıyım." Kutluğ Ataman ıs- rarla soruyor; "Şimdi neredesin, anlat" Berksoy da ısrarla söy lemek istediğine dö- nüyor "Üstün kişileri öldfirmek imkân- sızdır. Beni öldûreceklerini sandılar. Öl- düremediler. Rol çıkarmıyorlar. Bu ne demek. bir sanatçıyı öldürmek demek." Film gereğı bıle olsa bir türlü. mezara gir- mıyor. Kutluğ Ataman'la tartışıyorlar. Ataman. "Bu üstündeki ne? Siz ne yapı- yorsunuz?" Berksoy; "Bizûnkilerdekül- türyok." Süreklı tekrarlıyor. "Btamkikr- de kültür yok. Bu öldürmenin ta kendi- sl" Yönetmenin ne sorduğunu hatırlıyor: " Burası opera binasa. Şimdi, burası çukur. operaya beni gömüyorlar. Beni operaya gömmek istedikr. Şurası mezar, üstüm- deki de kefen_" Aramızdaki ilişkiye bakın!- Semiha Berksoy üzerine bir belgesel y apmak fikri nasıl orta- yaçıktı? KUTLUĞ ATAMAN - Ben "Karanlık Sular"ı çektiğim va- kit, Semiha Hanım'la çalışmış- tım. O zamandan beri kendısiyle görüşüyorum. Bana. "Yazdığım kısa hikâyeler >ar. onlarla bir film yapalım" diyordu. Düşünmeye başladım, ne yapabiliriz diye... Aynı zamanda da Semiha Ha- nım'ın özelliklen bir yerde kay- dolmuş olsun istedim. Film, çekim başladıktan sonra ortaya çıkmaya başladı. Sonunda bir performans filrru çekmeye kararverdik. Ekim 96'da çalışmalara başladık. - Çekimler nasıl oluyordu? Bel- li konseptler üzerinden mi gidi- yordunuz? - Anka kuşu konsepti tamamen ona aıt. Bu konsept üzerine me- tinler yazmış, resimler yapmış. Fakat bunu bir format içerisine oturtmak gerekiyordu. Yaptığın her işin mutlaka çatısını kurmak zorundasın. Yoksa, belgesel bir anı koleksiyonu olurdu. Bunun için ben bu 9 bölüm fîkrini geliş- tirdim. tyi de oldu. çünkü seyir- cinin kafasında bir plan dahilin- de gidiyor. Kendini hicveden özgürdür - Beîgeseli izlerken büyük bir ironi Ue karşılaştığımı düşündüm. "Karanlık Sular"da da vardı bu. - Bu genel olarak benım tüm ış- lerime yansıyan bir şey. Çünkü yaptığın bir işi yüzde yüz ciddi- ye alamazsın. Hayatın kendisi tra- jı-komik aslında. Örneğın şu Lady Diana'nın ölümü ve sonrasında yaşanan olaylar kısaca; trajı-ko- mik. Bundan sonra çekeceğim filmde de trajedi ve komedi üst üs- te binmiş durumda. Zeliha Berk- soy'un kendine bakışında deği- şik açılar ve gözlemler var. •'Ben artistim" diyor. sonra dau Şu e\in haline bak" deyip kendine gülü- yor. Ömeğin. aynaya bakıyor. "Na- sıl ama dolma değil mi" diyor. sonra da "Dolma oünam lazım, Josephine Baker da böyle çıkıp söylüyor" diyor. tnsanlann kendi kendilerini hicive almalan, onla- n değerli kılan özelliklerinden bi- ridir. Kendini hicı\e alan bir in- san aslında özgür bir insandır. - Belgeselin her karesi neredey- se kendi başına tablo ve plasrik sa- natlara çok yakın bir yerde duru- yor. Aynı zamanda da miizikalite- si var. Belgesel nedir sizce? - Biri. bir olayı çeker ve birile- ri de izler. Eğerbu bir belgesel ise bu üçü arasındaki ilişkı oldukça problematik bir ilişki. Nesnellık, belgesel sinemanın her zaman baş sorunsalı olmuş. Birçok sanatçı farklı savlar üreterek bu sorunsa- lı çözmeye çalışmışlar. Gerçeği olduğu gibi aktarabilir miyiz? Za- manımızda bu sorunun gelip da- yandığı nokta, televizyon haBer- len olmuş. Bir kameraman gidıp. gördüğünü çeker. Ancak belki de en fazla yönlendirme orada \ar. Bence artık bu soruyu sormak yanhş. Cinema Verite'de bile -kı bunu çözdüğünü iddia eder- mümkün değil. çünkü kamerayı yine belli bir yere koyuyorsun. mutlaka ve mutlaka bir aracı var ve gerçek de- ğil. Gerçeklık ve doğru haberci- lik sorusu. yanlış bir soru. Benım bu belgeselde seyircıye göster- mek istediğim Semiha Berksoy gerçeği değil, benım Semiha Berk- soy'la olan ılışkım. Burada ortak- laşa bir şey yaratıyoruz. Ben ona o kareyi veriyorum. o içini doldu- ruyor. Sanatıyla. şarkılanyla, yap- tığı resimlerle. performansıyla. kendisine söyledikleriyle. hayatıy- la. öyküleriyle... Seyircinin sey- retmesi gereken bu ikili ilişkidir. Tek başına Semiha Berksoy bel- geseli olarak bakılırsa. o zaman bu filmle kurulan ilişki bence yanlış olur. - Filmde sesinizi ve vönetimini- zi duymamız, bu ilişki biçiminin al- ünın çizilmesini sağlıyor, öyley se_. - Mutlaka. benım yönlendirme- lerim var. Öncelikle yönetiyorum. İkincisi kareleri kuran benim, üçüncüsü yerleştıren benim. Ob- jeleri yaratan o. kendisini yara- tan o. Sonunda v ıdeoyu ortaya çı- karan benım. Arada bir ilişki var. Bana "kes" diyor O da bana mü- dahale edıyor. aynen benim ona müdahale ettığim gıbi. Seyirci- nin bakması gereken, ikimiz ara- sındaki ilişki. - Ne zaman izlersen başka bir şey olma gücüne sahip bir film bu? - Çok doğal. çünkü çok ınsani bir şey görüyorsun. Çok rahatsız edıci yanlan var. 7 saat 42 dakı- kanın hiçbır anı sıkılmadan ızle- 4iiyor. tçinde \«hşet^ar,•eksıbir- 'yonizmvar. Bazı yerlenndf'Vcaft'- la katıla gülüyorsun. bazı yerlerin- de fena oluyorsun. Tümünde in- sani bırdeneyim var. Neden rahat- sız oluyorsun? Çünkü kendinde yansımasını görüyorsun. Onu ora- da bir kuklay la yatmış sev ışirken görünce. aslında kendini onun ye- rine koymaya başlıyorsun. Uta- nıyorsun, çekiniyorsun. bütün bun- lan yaşadığın sürece de aslında bir terapıden geçiyorsun. Ve rahatlı- yorsun. Benim üstümdeki etkisi bu oldu. Soru değil bir ikUem - Filminizde bir opera sanatçı- sının mezara girip mezardan *,. v- ması, bir anlamda bu anlattıkla- ruıızı; yani IdşiseL sanatsal üreti- minizi mi anlatıyor? - Evet, ama yaparken. sana söy- lediğim gıbi farkında değıldim. Türkiye'de yaşadığım tıkanıklı- ğın sıkıntısını çekerken bu sanat- çıyla bırlikte yalnız olmadığımı hıssettim. Bunu yapmak zorunday- dım. yoksa hastalanırdım herhal- de. -Oyuncularla olan ilişkinLd me- Depardieu bu kez yönetmen ve oyuncu I Cerard Depardieu, Alaın Leblanc'ın "Un Pont Entre Deux Ri\es' (Iki Nehir Arasında Bir Köprü) adlı kitabından yola çıkarak bir film çekecek. Depardieu, yönetmenliğını kendisinin üstleneceğı filmde başrolü Carole Bouquet ıle payiaşacak. • Andy Carcia, yönetmenliğıni Sidney Lumet'ın yaptığı yenı fılminde 'Manhattan'ın Gölgesi Altında' (Dans L'ombre de Manhattan) adlı filmde başrolü Richard Dreyfuss'la paylaşıyor. • SpİCe CİrlS Guinnes Rekorlar kıtabında Grubun şimdıye kadar en çok albümü satan bayan grup olduğu açıklandı. Grubun 1996 yılında satışa sunulan "VV'annabe" ısımlı albümü bugüne dek Ingiltere'de 1.2 mılyon. ,\rnerika'da 2 milyon sattı. • Sophie Marceaunun Lamber Wılson'la başrollerinı paylaştığı ve kısa süre önce çekımleri sona eren "Marquise adlı film, Fransa'da gösterime girdı. • Helen Mirren lngılız hukumetı \e Ingılız endüstnsının ışkence aletlen ıthal ederek şiddete destek verdığıni söyledı. "Some Mother's Son " ısımlı filmde rol alan ve Emmy ödülü kazanan sanatçı, yaptığı açıklamada. bugün birçok msanın ışkence gördüğünü v urgulayarak ner ülk^ım het neiadar ışkence aletlen satm aldığını ya da sattığını soyledı. • Rowan Atkinson un ba^rolünü oynadığı ""Bean: The Ultımate Dısaster Movie" gösterime girdığınden bu yana 65 mılyon dolar hasılat yaptı. • Mike Figgis. başrollerınde Nastassıa Kinski \e NVesley Snipes'ın oynadıkları "Bir Gece İçin" (Pour Lne Nuıt) adlı film Amenka'da gösterime gırdı. • Kevin Costner, Da\ıd Bnn'in "The Postman' (Postacı)adlı yapıtından uyarlanacak olan bir filmde Ingıliz aktns Olıvıa Wılliams ıle başrolü payiaşacak • Robert Altman, son fılmı 'The Gıngerbread Man'in yapımcıiığını üstlenen PolyGram'a karşı verdıği savaşı kazandı. Firma yetkılılennın talep ettığı kesilmeler gerçekleştın lmey ecek. • Michel PİCCOİİ. Paris'teki Sonbahar Tıy atro Festıvalı'ne katılıyor. Pıccoli. Marguerite Duras'ın "La maladıe de la mort" ısimli eseriyle izleyıcının karşısına çıkacak. Oyunun yönetmeni Bob VV ilson. • Carlos Saura, son fılmi 'Tango'nun çekımlerını tamamladı. Filmde anlatılan dramatık aşk öyküsünün kahramanları. Miguel Angel Sora, Cecilia Narova ve Mttorio Storaro. • Shirley McLaine yönetmenlığe soyunuyor. 63 yaşındakı sanatçının çekeceği 'Bruno' ı^nlhiraınaS^ filnjin senaryo yazan ise DavidCiminello. rak ediyonım. Sizo>r uncu ofcmayan- larla çahşan bir yönetmensiniz. - Oyuncuyu yönlendirmek ge- rekir, eğer oyuncu kendi kendine bir yorum getıriyorsa, bu yönet- men içın büyük bir kolaylık. O zaman yalnızca yontman gerekir. Oyuncuyu kendi oyunundan çıkar- tıp kendi oyununa sokmak gere- kiyor. Hiç oyunculuk eğitimi al- mamış insanlar da çok iyi oyun- cu olabilir aslında. Semiha Berk- soy "u ise izlerken düşünüyorsun. oyunculuk mu y apıyor yoksa ger- çekten mi böyle? Soru sormak zorunda kalıyorsun. Tablolanna bakıp nasılmışım diye kendini bo- yuyor. Resimlen o yaratıyor. son- ra da resimler onu yaratıyor. Ken- di yarattığıyla döngüsel bir ilişki içinde. Sanat mı hayatı taklit eder, hayat mı sanatı ? En temel sorular- dan biri yine. Bu soruya cevap bulmanın hıçbir önemi yok. Önemli olan o sorunun anlaşıl- ması. Çünkü o bir soru değil. bir ıkılem. BuyüAltın Portakal'a 14füm adayKültür Servisi - 34. Antalya Altın Porta- kal Ulusal Film Festivali 1 Ekim'de başlı- yor. 5 Ekim'e dek sürecek olan festivalin. son bir yıl içerisinde çekimi gerçekleştiri- len \e hiçbır ulusal yanşmaya katılmamış olan 14 fılmin yer aldığı yanşma bölümün- de toplam 8 milyar 800 milyon liralık ödül dağıtılacak. Behhıl Dal ve A>niTolunay özel jüri ödüllerinin yani sıra Falez Otel adına verilecek olan özel ödülle de ilk kez bir özel sektör kuruluşu sinemamıza katkıda bu- lunmuş olacak. Yanşma dışı gösterimlerde izleyiciyle buluşacak olan "Eştaya" ve "Odesa" isim- li filmlenn galalannın da gerçekleştirile- ceğı festivalin bu yılki bakış açısı "göç". Göç olgusu hem sosyolojik boyutta hem de sinema platformunda ele alınacak. Göç gerçeğinin sosyolojik anlamda sinemaya et- kisi, düzenlenecek olan panellerde tartışı- lacak. Bu yıl "Dünya Sinemasından Seçkfler" başlığı altında ise "BozukKan" ve "Genç Bir Kadın İçin Bir Erkek" isimli filmlerin gösterimi yapılacak. Sinemaseverler bu filmleri 4 Ekim günü Antalya Kültür Mer- kezi'nde ızleyebilecekler. Onur ödülleri İlk kez gecen yıl "Altın Portakal Yaşam Boy u Onur Ödülleri" başlığı altında sunu- lan onur ödülleri bu yıl Fikret Hakan, Müj- de Ar, Nejat Say dam, Türkan Şoray ve Yü- maz Duru'ya verilecek. Onur ödülleri tö- reni, 1 Ekim günü Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel tarafından açılacak olan Cam Pıramit Sabancı Kongre ve Fuar Merke- zı'nde gerçekleştirilecek. A 'Kuşatma Altında Aşk' - Ersin Pertan yT.ntalya Altın Portakal Ulusal Film Festivali 1 ekimde başlayacak. Bu yıl onur ödülleri Fikret Hakan, Müjde Ar. Nejat Saydam, Türkan Şoray ve Yılmaz Duru'ya verilecek. 14 filmin yanşacağı festivalde Yavuz Turgul'un "Eşkıya" ve Konçalovski'nin "Odesa" adlı filmlerinin galalan gerçekleştirilecek. Festival boyunca Fakir Baykurt \ e Os- man Şahin de kitaplannı ımzalayacak ve okurlanyia söyleşecekJer. 2-3-4 Ekim ta- rihlerinde Falez Otel'de yapılacak olan ba- sm toplantılannda ise yanşmaya katılan filmlerle ilgıli ilk ağızlardan; yani yönet- men, yapımcı ve oyıınculardan bılgi almak mümkün olacak. Ünlü yönetmen Konça- lovski'nin. çekimlerinın bırbölümünü An- taly a'da tamamladığı "Odesa" adlı filmi- nin festival kapsamında gerçekleştirilecek olan Türkiye prömiyerine yönetmenin asis- tanı konuk olaeak. Bu yıl düzenlenen "Açıkhava Sinemala- rTyla ise kentin 3 ayn noktasına kurula- cak olan perdelerde 6O'lı ve 70'li yıllann sınemalanndan örnekler sunulacak. Yine bu yılki festival etkinlikleri kapsa- mında oluşturulacak olan "Behlül Dal Si- nema Müzesi"nde "Basında Festhal" ve "Türk Sinemasından Pbrtreter" başl ıklı iki sergi yer alacak. Yanşma filmleri Bu yıl Antalya'da yanşacak olan filmle- rin isimleri ise şöyle: Yanhş Saksının Çiçe- ği(Fide Motan). Masumiyet (Zeki Demir- İoıbuz). Ekmek(Faik Ahmet Akıncı), Ha- mam (Ferzan Özpetek). Mektup (Ali Öz- gentürk), Usta Beni Öldürsene( Banş Pirha- san). Kuşatma Altında Aşk (Ersin Pertan), Çökertme (Tunca Yönder). Köpekler Ada- sı (Halit Refiğ), Dünya Kadmla Güzeldir (Yılmaz Duru), Kasaba (Nuri Bilge Cey- lan), Solgun Bir San Gül (Canan Evcimen İçöz). İnsan Kurdu (Fatih Arslan), Niha- vent Mucize (Atıf Yılmaz). Kısa fîlm ve video festh ali 34. Altın Portakal Film Festivali çerçe- vesinde düzenlenen 3. Uluslararası Kısa Film ve Video Festivali'ne bu yıl 38 kısa film ve 29 kısa video filmi olmak üzere top- lam 44 film katılıyor. Hollanda. Ukrayna, Kırgızistan. Kanada, Şili. Çekoslavakya. Fılipinler. Hır\atistan. İngiltere. Polonya ve İtalya gibi ülkelerin de katıldığı kısa film yanşmasınm jünsi Kerûnan Ulusoy (Fransa-yönetmen). Göksel Gülensoy (Tür- kıye-yönetmen). Zarife Öztürk (Radikal gazetesi-sinema sayfası editörü). Faride Marei( Mısır-fılm eleştirmeni), Abdou Ac- houba (Fas-yönetmea yapımcı). Prof. Ge- orge Achouba (Gürcıstan Ünıv. öğr. üy.), Lars Bo Kimergard'dan (Danimarka-öğr. gör.) oluşuyor. Yeditepe Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Bilgisayar-Enforınatik Mülıendisliği ve Sistem Mühendisliği Anabilim dallanna sınırlı sayıda yüksek lisans öğrencisi alınacaktır. Başvurulann 8.10.1997 tarihine kadar Fen Bilimleri Enstitüsü'ne yapılması gerekmektedir. Sınavlar 9-10.10.1997 tarihlerinde yapılacaktır. Eğitim dili İngilizce'dir. Dil bilgisi yetersiz olan adaylar için Ingilizce hazırlık programı mevcuttur. Benzer programlardan yatay geçişle öğrenci kabul edilmektedir. Gerekli belgeler: Baş\ r uru formu LES sınav sonuç belgesi (50+) Lisans diploması fotokopisi Transkript (2.25+GPA) 2 adet resim Kayıt ücreti (3 milyon TL Vakıfbank Kadıköy Şubesi 2022480 no'lu hesaba yatınlacak) Adres: Yeditepe Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, •Dragos Kampusu, 81140, Rahmanlar-lstanbul Tel: 0 216 38791 00 Dahili: 401-411 ' Faks:0 216 387 91 08 Web: http:/ww. yeditepe.edu.tr/Graduate
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle