25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 EYLÜL 1997 PAZAR 10 HABERLERIN DEVAMI Istanbul _Y 19 Sinop 20 Adana Edime PB 20 Samsun 21 Kocaeli Y 20 Trabzon 19 Çanakkale PB 22 Giresun Y 19 Izmir  25 Ankara PB 20 Manisa A 25 Eskişehir PB 19 PB 21Aydın Denizli A 2 7 Konya 22 Sıvas 16 Zonguldak Y 19 Antalya PB 26 Kars Mersın Djyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Y Y Y Y Y Y Y 26 24 24 23 25 22 21 16 Marmara'nın doğusu, Karadeniz, Iç Anado- lunun doğusu, Doğu Akdeniz ile Doğu ve Guneydoğu Anadolu HelsmKı AVRÜPA PB 17 Y 12 bölgeleri yağrnurlu, Stockholm PB 15 yer yer sağanak ya- Londra Y 16 ğışh, öteki yerler az Amsterdam PB 17 buiutlu geçecek. Ha- B r ü k s e ı P B 2 2 va sıcaklığı yurdun HIH^Î! r ö i j doğu kesimlerinde H a n s H ° ^ azalacak, batıda ıse Bonn PB 24 değişmeyecek. Münıh PB 21 Milano Berlın Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina PB PB Y PB PB PB B B 21 19 20 17 18 15 25 24 PB 23 Taşkert Tahran ASYA Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflıs Kahire Y B PB Y PB PB Y PB 1/ 30 26 30 24 29 23 30 Şam 25 f*% ParçalTbü;ılutlu ! Sısl- Buiutlu ^ Çok buiutlu Yağmuriu OjiJn^ Karlı SJIU kar Gok gûrultulu G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK I Baştarafi 1. Sayfada tartışma içinde. Hazine ile Merkez Bankası yetkilileri ise hüküme- ti sollayan bir görüş öne sürüyorlar: 1998'de enflasyonu yüzde 40'a indirmeyi öne- riyorlar. Tek koşulları IMF'nin desteğini sağlamak! Oysa, hükümetin sergilediği telaş boşuna. Yol bulundu, yöntem hazır. Bu yol ve yöntem işlerlik kazanırsa, enflasyon bir yıla kalmaz yüzde 5'e düşebilir. Kuşkunuz olma- sın. Nasıl mı? Sorunun sahipleri Cumhurbaşkanımı- zın son günlerdeki "sistem" ile ilgili demeçlerini, söyleşilerini okumuyorlar galiba. Ayıp ediyorlar! Üstüne üstlük bu yüzdendir ki, siyasetçilerle bü- rokratlar arasında enflasyonu 60'a, 40'a nasıl çe- keceğiz tartışması sürüp gidiyor. Demirel'i, örne- ğin Ismet Solak dostumuz gibi gün sektirmeden izleseler, şu gerçeği kolaylıkla yakalayabilirler: Cumhurbaşkanımız Hırvatistan'ı resmi ziyare- tinde beraberindeki bakanlara Türkiye için önerdi- ği başkanlık sisteminin geregine değinen örnekler veriyor. "Bakın"diyor, Hırvatyönetiminigöstererek: "Hi- perenflasyondan bugün yüzde 5 enflasyona gel- mişler. Bu (enflasyonunyüzde 5'lere düşmesi) ka- rar mekanizmasıyla idarenin gücüyle ilgili". Türkiye'ye "güçlü başkanlık sistemi" gelirse, enf- lasyon yüzde 100'lerden yüzde 5'e düşer, deme- ye getiriyor. Sistemin marifetini bir kez vurguladıktan sonra -olayı aktaran gazetecinin yalancısıyız- "önünde- ki kristal bardaktan biryudum su alıyor ve ağır ağır konuşuyor": Söze "Bakın" diye başlıyor yine: "Benim elim- den devleti aldıklannda (12 Mart 1971) enflasyon yüzde 5'ti. Şimdiyüzde 100". Devlet "tekadam" olarak elimde olsa enflasyo- nu şıp diye yüzde 5'lere indiririm, demek mi istiyor acaba? Geleceğe zemin hazırlıyor. Ama zamanı henüz gelmediği içih sözleri açık değil. Başkan=Tek adam Cumhurbaşkanımız, "hiperenflasyonun yüzde 5'edüşmesinisağlayan"beceriy\, Hırvatlann "güç- lü yönetimine" bağlıyor. Herhalde söylemek istediği şu: "Ülkemizienflas- yon zehirinden kurtaracak tek panzehir başkanlık sistemidir!" Sistem üzerindeki irdelemeler iyi de, sanki sayı- lan çokmuş gibi bu sistemi uygulayacak ve yürü- tecek insan kim, hiç söz etmiyor. Öyleyse ne yapmalı? Süratle, vakit yitirmeksizin partilerimiz, devletin önde gelen kurumları (TSK), makro-mikro basın-yayın, üniversiteier, söz sahi- bi kim ve hangi kurul varsa, hepsi ama hepsi, her- kes ama herkes bir an önce Cumhurbaşkanımız- dan sadır olan tek bir fikir, tek bir öneri çevresinde toplanmalı... Başkanlık sistemini sağlayacak anayasal düzen- leme mutlaka 2000 yılının 17 Mayıs gününe yetiş- meli. Çünkü efendim, o tarihte Cumhurbaşkanlı- ğı'ndan ayrılacak olan Demirel'in -Hırvatistan dö- nüşü uçakta başkanlık sistemini tanımladığı gibi- "sultan" niteliğinde gördüğü TC'nin ilk başkanı ol- ması sağlanmalı! "Kendisi için bir şey isterse namert olacağını söyteyenlerin " ülkeyi hem siyasal kargaşadan, -ör- neğin- hem de enflasyon belasından kurtarmak için bulduklan "son ve yegâne" çare budur. Muh- taç olduğumuz kudret -Demirel'e göre- Çanka- ya'da mevcuttur! Ne çare; Cumhurbaşkanımızın derin muhabbet duyguları, baba-oğul şefkatiyle uyumlu ve ömek siyasal biriiktelik sergilediği Başbakanımız Mesut Yılmaz ise "ilk ve yegâne" rakibi. Son konuşmalannda Yılmaz, "ekonomi düze- linceye kadar iktidarda kalacağını" söylüyor. Bu sözleriyle 2000'lere kadar iktidarda kalmaya niyetli görünen Başbakan Yılmaz, başkanlık dava- sında şimdiden Demirel önünde önemli bir engel oluşturmuyor mu? "İnsan hayal ettiği sûrece yaşar" demişler. Giderek bir yeni slogan çıkıyor ortaya: "Bir adam+bir başkan+bir millef. . Daha ne istersiniz? Iran ve Irak smıra • Boş:arafi 1. Sayfada ğini duyurdu. Haberde. Sef- ti Köyü'nde bir kişiyi öldü- rüp, 4 kişiyi yaralayan PKK'lilerin, yoğun çatış- malann yaşandığı Bervari bölgesinde de sivil halkı gö- çe zorladığı belirtildi. Kuzeylrak'taTSKbirlik- leri ile IKDP peşmergeleri- nin operasyonlannda son 4 gün içinde öldürülen terö- rist sayısı 84'e ulaşırken, TSK'nin son bir haftadır havadan bombalayarak yer- le bir ettiği, başta, Haftanin, Zeli. Avagöze. Kani Mazi, Metina, Sindi, Snath, Ha- kurk ve Zap kamplannda dünden itibaren temizlik ha- rekâtı başlatıldı. TSK'nin PKK'ye karşı başlattığı harekâttan rahat- sız olduklannı açıklayan tran ve Irak. sınırlanna yı- ğmakyapmayabaşladı. tran önceki günden itibaren Irak stnınndaki Diana, Sıdıkan ve Hajoman kasabalanna yakın yerlerde zırhlı birlik- lerini de konuşlandırdı. Bu arada IKDP kaynaklan, 36. paralel üzerinde de Sad- dam'a bağlı birliklerin sa- yıca fazlalaştığı haberini verdiler. TSK'nin Kuzey Irak ope- rasyonuna tepki gösteren I- rak Dışişleri Bakanı Mu- hammed Said El-Sahhaf. BM Genel Sekreteri Kofı Annan'a bir mektup gönde- rerek operasyonun "kınan- masını" istedi. Irak gazete- lerinde dün çıkan habere göre. El-Sahhaf. BM Genel Sekreteri'ne gönderdiği mektupta. "BM'ninkurucu iiyesi olan bir iilkeye karşı girişilen bu tecavüzün kı- nantnası için çağn yapmak- tayız" dedi. Rusya Parlamentosu'nıın alt kanadı Duma da TSK'nin operasyonunun durdurulması için uluslara- rası örgütlerden önlem alm- masını istedi. Önceki ak- şam MED TV'nin haber programına canlı telefon bağlantısıyla katılan HA- DEP Genel Başkanı Murat Bozlak,"Tfirk ordusunun Güney Kürdistan'a yönelik operasyonlannı nasıl değer- lendiriyorsunuz" şeklindeki bir soruya şu yanıtı verdi: "Bunu sınır ötesi operasyon olarak değerlendirmek tnümkündeğildir.Onbinler- ce asker ile Irak'tan Lrin ai- madan harekât düzenleye- ceksiniz. Uluslararasıhukuk açısmdan bu bir işgaldir. Operasyonlara derhal son verflmesini istivoruz." OzaPın bakanına soruşturma H Baştarafi 1. Sayfada savcıhğı. Kervan Turistik Yatuımlar ve Pazarlama Anonim Sirketi'nin Yönetim Kurulu Başkanı Yahya Ina- nıcı'nın şikâyeti üzerine. eski Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan hakkında soruşturma başlattı. tnanıcı, şikâyet dilekçesinde, maddi zorluk çeken şirketinin turis- tik otel inşaatı için yurtdışmdan kre- di aradıklannı ve bu süreçte Ercan Vuralhan ile tanıştırıldığını bildirdi. Dilekçede şöyle denildi: u Vuralhan. eski Milli Savunma Bakanı olup. kendisinin kredi işleri- ni takip ettiğiıü ve bize ucuz kredi te- min etmesinin imkân dahilinde ol- duğunu biklirmesi üzerine 'Denıze düşen yılana sanlır' atasözüne uy- gun olarak kendisi ile temaslanmız oldu. Haziran 1997 a\ı ilk haftasın- da yanunda şahit olarak gösterdiğim Necdet Bolcal De birlikte Ankara ofı- sinde karşıhklı olarak konuştuk. Bir hafta kadar sonra beni İstan- buPa çağırdı. İstanbul Hilton-Sa'da yaptığunız görüşme neticesinde bize 3 miljon US Dolar kredi temin etti- ğinL ancak bunun karşıüğında ken- disine 45 bin L S Dolar ödemem ge- rektiğini söyledL" Yahya înanıcı. 45 bin doların 4 taksitte ödenmesi konusunda anlaş- tıklannı, Vuralhan'm ısteği üzerine ilk taksit olan 11 bin 250 dolan, şir- ket muhasebecisı Ali Bardakçı'nın Şaibelibakan • Baştarafi 1. Sayfada ğa getirilmesinin hemen ardın- dan, Idari Daire Başkanı olduğu dönemdeki zırhlı araç alımma üişkin usulsüzlükleri gündeme getirdi. Bakanlık idari memurlanndan birinin oğlunun çalıştığı Schuca adh şirketten, ulusal ve uluslara- rası kurumlann aleyhte raporia- nna karşın araç-gereç alımı ya- pıldığını yazan Uğur Mumcu, aynı şekilde Safeguard Security Services Inc. adlı şirket hakkın- da da Washington Büyükelçili- ği'nin olumsuz rapor verdiğini, ancak bu firmadan da güvenlik araç-gereci alındığını belirtmiş- ti. Ugur Mumcu. seçim öncesi ve sonrası Büyük Ankara Oteli'nin 1006 numaralı odasında kalan Ercan Vuralhan 'ın otel parasının da bazı şirketler tarafından öden- diginı ortaya çıkarmıştı. Otel fa- turaiannın, Soyak Şirketler Gru- bu'na bağlı Trakya Döküm Sa- nayisi ve Ticaret A.Ş. tarafindan ödendiği, fatura numaralanyla birlikte Cumhuriyet'te yayım- lanmıştı. Vuralhan'ın seçimler- den önce kullandığı özel otomo- bilin de özel bir şirkete ajt oldu- ğu ortaya çıkmıştı. Uğur Mum- cu'nun 22 Arahk 1987 tarihli ya- zısmdan bir bölüm şöyle: "Vuralhan'ı niçin destekkr bu jirketkr? Niçin para verirler? Arabalannı niçin Vuralhan'a kullandırırlar. Şimdi soruyo- rum. Önce Vuralhan'a: - Otel paralannızı niçin Trak- ya Şirketi ödüyor? Evet, yeni MHli Savunma Ba- kanımız geüyor. Esaas duruuş, tüfek omza; dikkat; selaaaam dur!_" Akbank Silifke şubesinden 11 Hazi- ran 1997 tarihınde. "M. Ercan Vu- ralhan Tesvikiye-İstanbul adresine v* 0 532 233 55*00" numaralı cep te- lefonuna ihbarlı olarak gönderdıği- ni belirtti. Şirket sahıbi. aynca Vuralhan'ın isteği üzerine Global tns. GMBH le- hine tanzimli 1 Temmuz 1997.1 Ka- sım 1997 ve 1 Şubat 1998 tarihlen- ne vadeli, tanzim tarihi bulunmayan 3 adet bono verdiğini kaydetti. Şikâ- yet baş\iırusunda şöyle de\am edil- di: "Senetlehdaıianmn kendisi olma- >ıp sanığın senetlere başka bir isim >'azdırması üzerine itiraz edilmiş ise de sanık buna karşı' Merak etmeyin muhatabınız benim' diye müteaddit defalar şahit huzurunda be>anda bu- lunmuş ve bir problemin olamayaca- ğı açıkça belirtilmiştir. Ancak gerek nakit paravı ve gerekse üç adetbono- yu alan sanık. aradan bir aydan faz- la zaman geçmesine rağmen kredivi temin etmemiş ve zaten nakit sıkm- üsı çeken şirketimid daha da zor du- rumlara soktuğu gibi müteaddit de- falar müracaat etmemize rağmen kredi temin edilmediğinden dolandı- nlmış bulunduğumuzu anlamış bu- lunuyoruz." Savcılık, Vuralhan'la görüşmele- re katılan Fatma Yıldınm. Yaşar Bozkurt Aşıcı ve Necdet Bolcal' ı da şahit gösteren Kervan şirketinin baş- \nrusu üzerine soruşturma başlattı. Savcı Ercüment Kahyaoğullan'nın, Ercan Vuralhan'ın ifadesinin alın- ması için Çankaya Karakolu'na ta- limat verdiği öğrenıldı. Kervan şirketi. aynca "alacakve senetlerin iadesi" için Ankara 3. As- liye Ticaret Mahkemesfne U 997- 395" dosya numarasıv la dava açtı. S-300'lerde karariı tutumI Baştarafi 1. Sayfada da hiçbir ülkenin. kendi ka- rasulan ve kıyılannın ulu- sal güvenliğine ve egemen- liğine aykın amaçlar için kullanılmasına izin vere- meyeceğini söyledi. Dev- let Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevh, Ege sorununun hakça bir çözüme ulaşmajnası halin- de Yunanistan'la Türkiye arasında yeni gerginlikle,- rin olacağını kaydetti. Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel, Başbakan Mesut Yılmaz ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yar- dımcısı Bülent Ecevit. De- nizcilik Müsteşarhğı'nın İstanbul Conrad Otel'de düzenlediği "1. Ulusal De- nizcilik Şûrasrna katıldı- lar. Cumhurbaşkanı Demi- rel. yaptığı açılış konuşma- smda Türkiye'nin. dört de- nize kıyısı olan ve bu de- nizleri birbırine bağlayan son derece stratejik iki bo- ğaza sahip bir ülke olduğu- na dikkat çekti. Demirel, yeni çıkanlacak Orta Asya petrollerinin bu boğazlar- dan geçmesinin çok zorol- duğunu, bunun yerine al- ternatif yollardan Bakû- Ceyhan'ın en iyi seçenek olduğunu vurguladı. Başbakan Mesut Yılmaz da konuşmasında. "Ege'de- ki haklannuzui korunma- sında, S-300 fOzeteıinin de- nizlerimiz ve boğazlanmız kullanılarak Güney Kıb- ns'a taşınması konusunda. uluslararası sorumluluklar ve haklar nev i öngörüvorsa. ulusal güvenlik politikamız neyi gerektiriyorsa. hepsi eksiksiz uygulanacaktir" dedi. Denizcilik sektöriinün, uzun yıllar ihmal edildiği- ne de değinen Yılmaz. Tür- kiye'ye komşu bazı ülkele- rin, milli gelirlerinin önem- li bir kısmını denizcilikten sağladığını belirterek. Tür- kiye'nin de bunu başarabi- leceğini kaydetti. Gemi in- şa sanayiinde gerekli altya- pı ve birikim olmasına kar- şın, yüzde 10'lukbirkapa- site ile çalışıldığına dikka- ti çeken Yılmaz, sektörde- ki teminat sorununun çö- zümü için, teminat sigorta- sı veya benzeri modellerin de hayata geçirilmesi ge- rektiğini dile getirdi. Tica- ret Kanunu'nda yapılacak değişiklikle, sektörün ser- maye piyasasına açılması- nın sağlanacağını açıkla- yan Yılmaz, böylece de- nizcilik hisselerinin borsa- da kota edilerek sermaye birikimi sağlanacağını söy- ledi. Yılmaz. Denizcilik Ba- kanlığt kurulması yönün- deki tasannın yeni dönem- de kanunlaşmasına çalışa- caklannı, "Türk 2. Gemi Sfcili" ya da bununla ilgili yasa tasansını da Mec- lis'ten geçirmeyı hedefle- diklerini kaydetti. Başba- kan Mesut Yılmaz. deniz- lerin de karalar gibi, ülke egemenlığinin bir parçası olduğunu belirterek, deniz- lerde ve özellikle boğazlar- da deniz trafiğinin güvenli ve denetimli bir şekilde sürmesi için bilgisayar ve radar sisteminin en kısa za- manda kurulacağını bildir- di. DevletBakanı ve Başba- kan Yardımcısı Bülent Ecevit de, Ege sorununun. Ege'nin sulannın hakça bölüşümü sorunu olduğu- nu belirterek. "Eğer bu so- nın aramızda hakça bir çö- züme ulaşmazsa, Türkiye ile Yunanistan arasında da- ha gergin bir duruma giri- lebilir" dedi. Yunanistan Dışişleri Bakanı'nın Tür- kiye'yi suçlayıcı açıklama- lanyla ilgili olarak Ecevit, "Böyle bir bakana sahip ol- mak. Yunanistan için talih- sizliktir" dedi. T.C. YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ 1997-1998 öğretim yıh için aşağıdaki bölünılere ek kontenjanla öğrenci ahnacaktır. Diş hekimliği Felsefe Fizik tngiliz Dili Edebiyatı Matematik Sosyal Antropoloji Tarih Türk Dili Edebiyatı Hukuk İktisat Işletme Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Gazetecilik Halkla İlişkiler ve Tanıtım Radyo, Televizyon ve Sinema Bilgisayar ve Enformatik Mühendisliği Elektrik-Elektronik Mühendisliği Mimarlık Sistem Mühendisliği Tıp Yeditepe Üniversitesi sekiz fakültesindeki 28 bölümde, büyük çoğunluğu ABD ve tngiltere.'nin önde gelen üni\'ersitelerinden doktoralı ve (veya) yüksek lisans ve lisans derecesi almış daimi kadrosundaki 44 profesör, doçent, yardımcı doçent, 8 yabancı uyruklu doktoralı öğretim elemanı, 41 asistan, 21 yabancı uyruklu 18 Türk dil okutmanı, İstanbuVun devlet üniversitelerinden misafîr öğretim elemanı olarak gelen 68 profesör, doçent, yardımcı doçent ve 32 dil okutmanı ile 1997-98'de ikinci öğretim yılına başlamayı özlemektedir. Yeditepe Üniversitesi özellikle dersler dışında İngilizce eğitim yapar. Yunanistan ve bazı müt- tefik ülkelerin Ege sorunu- nu Kardak kayalıkianna m- dirgemesinin yanlış oldu- ğunu anlatan Ece\it. kıta sahanlığı sorununun görüş- meler yoluyla çözümlen- mesini istedi. Kıta sahanlı- ğı dışında Ege'de başka so- runlar da olduğunu belir- ten Ece\it. "Karasulan, adalann uluslararası anlaş- •••••>• matar çiğnenerek«lahlan- -rır, dınlmasu aynca Ege üsriin- deki hava sahası. bütün bunlann birlikte ele alına- rak süratle. hakça bir çözü- me ulaştırılması gerekir" diye konus.ru. Dışişleri Bakanı İsmail Cem ve delegasyonunun. BM Genel Kurulu dolayı- sıyla bulunduklan ABD'- de. "Ege sorununun bir bü- tün olarak ele alınması ge- rektiğini'" aktardıklannı di- le getiren Ecevit. sözlerinı şöyle tamamladı: "ABD'ye bunu ilke ola- rak kabul ettirmişlerdir. Ege sorununun bir Kardak sorunu olmadığını, soru- nun bir bütün olarak ele alınması gerektiğini, Ame- rika da nihavet kavramış veya herhalde öteden beri kavnyordu da açıklama ge- reğini duvmuş olsa gerek." G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada lı olduğumu söyleyemem..." - Bu kadar yeter, sizi aday yapalım. Bu ülkede her şeye alıştık. Yolsuzluğa alıştık. Eskiden devlette bir yere gelmek için savcılıktan "temiz kâğıdı" getirmeniz gerekiyordu. Şimdi, mahkemeden "dava dosyası" götürmeniz yeterli. Çekinmeden anlatın: "En iyi sizin partide hizmet verebileceğime ina- nıyorum. Yasalan delme konusunda uzman sayı- hrım. Kılıfına uydurduğum işlerle ilgili zaman za- man dava açılır ama, yaptığım işlerin kapağı açıl- maz." - Tamam sizi sadece aday yapmamız yetmez, yönetici de yapalım. Bu ülkede her şeye alıştık. • Yalana alıştık. Seçıme giden siyasetçiler sandık işi bittikten sonra, daha önce söylediklerinin tam tersini yap- maya başlıyor. "Daha önce söylediğim her şeyi unutun" diyor. Içerde başka dışarda başka konu- şuyor. Halkımız sakın: - Orda öyle burda böyle gerekmiştir... Hatta bazen bu, "usta siyasetçi" unvanını bile getiriyor. Bu ülkede her şeye alıştık. Yüzsüzlüğe alıştık. Bürokrat o kadar her devrin adamı ki, yağcılıkla yetinmiyor. Çekmecesınde hangi partiden hangi anlayışta Bakan gelirse, ona göre proje var. Ayra- nı rakıyla içip hem ayık hem kayık görünüyor. Bunu gören bakan yeni arayışa gitme gereği duymuyor. Zira düşünüyor: "Her istediğimi yapıyor. Bir dediğimi iki etmiyor. Bundan iyisini mi bulacağım? Bürokrat dediğin böyle olmalı, bakanla şekillenmeli." Bu ülkede her şeye alıştık. Cinayete alıştık. O kadar ki, en kanlı görüntüyü kim yakalarsa o kanal fazla izleniyor. Yakalanan kanlı görüntü de defalarca ekrana getirilip, belleklerdeki yerini alma- sı sağlanıyor. Bir cinayet işlendi... Yaşasın... Şimdi bunun de- rin nedenlerini aktanrız. Bilinmeyen yönlerini par- ça parça veririz. Cinayetlere o kadar alıştık ki, üzerine bir de şe- ref diktik. Cinayeti şerefle ilişkilendirebilen kaç ulus vardır? Daha nasıl etsin? Alışmakta zorlandığımız son bir şeyimiz kaldı: - Kişiliğimize hakaret... «,• Hirsızlıkserbest,yolsuzlukövünç,cinayetşeref; . Şimdi bir tek hakarette zorlanıyoruz. Ne kadar zaman alır bilemem ama. buna da alışırsak, dün- yada bizi tutan olmaz. Koyver gitsin. Siyasetimiz bunu sloganlaştırır da: Önce oy ver, sonra koyver... Çetebaşı, onbaşıya şerefsiz diyor. Daha doğru tanımla, "Onbaşı'şerefsizliği" diyor. Kendisini de şöyle savunuyor: "Ben onu kişiye dedim. Söylediklerimi çarpıtma- yın." Yani. kişiye şerefsiz denebilir. Bunda herhangi bir sakınca yok. Yanlış da anlamayın. - Hanımefendi affedersiniz, şerefsiz derken kim- leri kastetmiştinız? Kımlere şerefsiz denir, kimlere denmez. biraz karıştırdık da... Toplumdaki son çalkalanmanın nedeni, bu son duruma alışamamış olmamız. Toplumsal hakare- tin her türlüsünü yaşadık, duyarlılıkları törpüledik ama, tek sorun insanların "kişisel hassasiyetleri- ne" yönelik saldınlar... Acaba son hakaret kemiğe dayandı mı? Biraz kemiğimiz varsa dayanmış olmalı... Kemiksizsek... Çetebaşı iyLetti... Devletin de içine etti, toplumun da... Daha nasıl etsin... > Ordu irtica yasası istiyor • Baştarafi 1. Sayfada da daha fazlasını kuran ve yönetenlerin 10-15 yıl. bu örgütlere amacını bilerek katılanlann da 3 ile 6 yıl arasında hapisle cezalandı- nlması hükme bağlandı. Taslakta. irticanın önlen- mesi için öngörülen diğer düzenlemeler şöyle: # Her ne surerte olursa olsun propaganda yapanlara 3-5 yıl. bu fnllen övenlere 1-3 yıl. toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleyenlere 3-6 yıl. toplantı ve gösteri yürüyüşünün amacını bile- rek bunlara katılanlara 1-3 yıl hapis cezası. 0 Anavasada nitelikleri belirtilen ve diğer kanunlar- la düzenlenen eğitim \ e öğ- retim dışında ve yine anaya- sada belirtilen din eğitımıne ait esaslara aykın olarak din eğıtimi vermek üzere örgüt kuranlar veya birev sel teşeb- büsler \e faaliyetlerde bulu- nanlara 5-8 yıl, bu eğitime katılan reşit öğrencılenn kendilerine. reşit olmayan velilerine 1-3 yıl. bu eğitim için gerekli ders kitabı hazır- layan, satan \e alanlara 1-3 yıl, din eğitimi vermek üze- re okul, derslik veya diğer adlarla taşınmaz inşa edenler ve yurt kuranlara 1 -3 yıl ha- pıs cezası. söz konusu işler- de kullanüan taşınmazlara el konulması. # Kişileri ibadete. dıni ayin ve törenlere katılmava. dini vecibelenni yerine ge- tirmeye. dini inanç v e düşün- celermı açıklamaya zorla- yanlara. belirli bir dini öğ- renmeleri veya kabul etme- leri için telkin v e zorlamada bulunanlara 3-5 yıl hapis ce- zası. % Belirli bir dinin kural- lannı v ev a dıni inancının ge- reğinı ileri sürerek kamu ku- rum ve kuruluşlannda her derecedeki eğitim ve öğre- tim kurumlannda. sağlık ve sanayi kuruluşları ile diğer demek, vakıf ve siyasi parti faaliyetlennde. ibadethane- ler dışında herkese açık ve genel verlerde belirli dınleri simgeleyen özel nitelikli. giysılen giyenlere v eya baş- lanna çeşıtlı başlıklar takan- lara 1-3 yıl hapis cezası. Taslakta, aynca rejim kar- şıtı fiillen yapan kişi ve ör- gütlere para yardımında bu- lunan kurumlara 10 milyar liradan az olmamak üzere yapılan yardımın 10 katı ka- dar para cezası v erilmesi ön- görüldü. MGK'nin asker kanadın- ca gündeme getirildiği savla- nan taslak. hükümet tarafın- dan desteklenmedi. Bazı ba- kanlar. bu yöndebir v asa tas- lağından haberdar olmadık- larını belirttiler. ANAP'lı bazı bakanlar da, 163. maddenın kendi ıkti- darlan döneminde kaldınl- dığına dikkat çekerek. ben-* zer bir düzenlemeye sıcalî bakmadıklarını bildirdilef! Türk Ceza Yasası Ön Tasan Komısyonu'nun raporunu dün Adalet Bakanı Oltan Sungurlu'ya sunan Komis- yon Başkanı Ordinaryüs Prof. Dr. Sulhi Dönmezerde, kendi çalışmalarında Türk Ceza Yasası'ndan kaldınlan 141, 142 ve 163'üncü mad- delerin benzeri bir düzen- lemenin getirilmediğıni bil- dirdi. Bangladeş'te kasırga DAKK.A. (AA>- Bangaldeş'te etkili olan ve Bay Körfezi'nde büyük daigalara yol açan kasırgada ölenlerin sayısının 47'ye yükseldiği ve 1000'den fazla kişinin yaralandığı bildirildi. Yetkililer yaptıklan açıklamada, ülkede saatte 150 km hızla ilerleyen kasırgada şimdiye kadar yaklaşüc 1000 kişinin kaybolduğunu. binlerce kişinin evsiz kaldığını ve çoğu bölgedeki ürünlerin zarar gördüğünü kaydettiler. Bangladeş'i mayıs aymda etkileyen kasırgada ise 127 kişi hayatını kaybetmişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle