Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 EYLÜL 1997 PAZAR
10 HABERLERIN DEVAMI
Istanbul _Y 19 Sinop 20 Adana
Edime PB 20 Samsun 21
Kocaeli Y 20 Trabzon 19
Çanakkale PB 22 Giresun Y 19
Izmir  25 Ankara PB 20
Manisa A 25 Eskişehir PB 19
PB 21Aydın
Denizli
A 2 7 Konya
22 Sıvas 16
Zonguldak Y 19 Antalya PB 26 Kars
Mersın
Djyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
26
24
24
23
25
22
21
16
Marmara'nın doğusu,
Karadeniz, Iç Anado-
lunun doğusu, Doğu
Akdeniz ile Doğu ve
Guneydoğu Anadolu HelsmKı
AVRÜPA
PB 17
Y 12
bölgeleri yağrnurlu, Stockholm PB 15
yer yer sağanak ya- Londra Y 16
ğışh, öteki yerler az Amsterdam PB 17
buiutlu geçecek. Ha- B r ü k s e ı P B 2 2
va sıcaklığı yurdun HIH^Î! r ö i j
doğu kesimlerinde H a n s H
° ^
azalacak, batıda ıse Bonn PB 24
değişmeyecek. Münıh PB 21 Milano
Berlın
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
PB
PB
Y
PB
PB
PB
B
B
21
19
20
17
18
15
25
24
PB 23
Taşkert
Tahran
ASYA
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tiflıs
Kahire
Y
B
PB
Y
PB
PB
Y
PB
1/
30
26
30
24
29
23
30
Şam 25
f*% ParçalTbü;ılutlu ! Sısl- Buiutlu ^ Çok buiutlu Yağmuriu
OjiJn^
Karlı SJIU kar Gok gûrultulu
G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
I Baştarafi 1. Sayfada
tartışma içinde.
Hazine ile Merkez Bankası yetkilileri ise hüküme-
ti sollayan bir görüş öne sürüyorlar:
1998'de enflasyonu yüzde 40'a indirmeyi öne-
riyorlar. Tek koşulları IMF'nin desteğini sağlamak!
Oysa, hükümetin sergilediği telaş boşuna. Yol
bulundu, yöntem hazır.
Bu yol ve yöntem işlerlik kazanırsa, enflasyon bir
yıla kalmaz yüzde 5'e düşebilir. Kuşkunuz olma-
sın.
Nasıl mı? Sorunun sahipleri Cumhurbaşkanımı-
zın son günlerdeki "sistem" ile ilgili demeçlerini,
söyleşilerini okumuyorlar galiba. Ayıp ediyorlar!
Üstüne üstlük bu yüzdendir ki, siyasetçilerle bü-
rokratlar arasında enflasyonu 60'a, 40'a nasıl çe-
keceğiz tartışması sürüp gidiyor. Demirel'i, örne-
ğin Ismet Solak dostumuz gibi gün sektirmeden
izleseler, şu gerçeği kolaylıkla yakalayabilirler:
Cumhurbaşkanımız Hırvatistan'ı resmi ziyare-
tinde beraberindeki bakanlara Türkiye için önerdi-
ği başkanlık sisteminin geregine değinen örnekler
veriyor.
"Bakın"diyor, Hırvatyönetiminigöstererek: "Hi-
perenflasyondan bugün yüzde 5 enflasyona gel-
mişler. Bu (enflasyonunyüzde 5'lere düşmesi) ka-
rar mekanizmasıyla idarenin gücüyle ilgili".
Türkiye'ye "güçlü başkanlık sistemi" gelirse, enf-
lasyon yüzde 100'lerden yüzde 5'e düşer, deme-
ye getiriyor.
Sistemin marifetini bir kez vurguladıktan sonra
-olayı aktaran gazetecinin yalancısıyız- "önünde-
ki kristal bardaktan biryudum su alıyor ve ağır ağır
konuşuyor":
Söze "Bakın" diye başlıyor yine: "Benim elim-
den devleti aldıklannda (12 Mart 1971) enflasyon
yüzde 5'ti. Şimdiyüzde 100".
Devlet "tekadam" olarak elimde olsa enflasyo-
nu şıp diye yüzde 5'lere indiririm, demek mi istiyor
acaba? Geleceğe zemin hazırlıyor. Ama zamanı
henüz gelmediği içih sözleri açık değil.
Başkan=Tek adam
Cumhurbaşkanımız, "hiperenflasyonun yüzde
5'edüşmesinisağlayan"beceriy\, Hırvatlann "güç-
lü yönetimine" bağlıyor.
Herhalde söylemek istediği şu: "Ülkemizienflas-
yon zehirinden kurtaracak tek panzehir başkanlık
sistemidir!"
Sistem üzerindeki irdelemeler iyi de, sanki sayı-
lan çokmuş gibi bu sistemi uygulayacak ve yürü-
tecek insan kim, hiç söz etmiyor.
Öyleyse ne yapmalı? Süratle, vakit yitirmeksizin
partilerimiz, devletin önde gelen kurumları (TSK),
makro-mikro basın-yayın, üniversiteier, söz sahi-
bi kim ve hangi kurul varsa, hepsi ama hepsi, her-
kes ama herkes bir an önce Cumhurbaşkanımız-
dan sadır olan tek bir fikir, tek bir öneri çevresinde
toplanmalı...
Başkanlık sistemini sağlayacak anayasal düzen-
leme mutlaka 2000 yılının 17 Mayıs gününe yetiş-
meli.
Çünkü efendim, o tarihte Cumhurbaşkanlı-
ğı'ndan ayrılacak olan Demirel'in -Hırvatistan dö-
nüşü uçakta başkanlık sistemini tanımladığı gibi-
"sultan" niteliğinde gördüğü TC'nin ilk başkanı ol-
ması sağlanmalı!
"Kendisi için bir şey isterse namert olacağını
söyteyenlerin " ülkeyi hem siyasal kargaşadan, -ör-
neğin- hem de enflasyon belasından kurtarmak
için bulduklan "son ve yegâne" çare budur. Muh-
taç olduğumuz kudret -Demirel'e göre- Çanka-
ya'da mevcuttur!
Ne çare; Cumhurbaşkanımızın derin muhabbet
duyguları, baba-oğul şefkatiyle uyumlu ve ömek
siyasal biriiktelik sergilediği Başbakanımız Mesut
Yılmaz ise "ilk ve yegâne" rakibi.
Son konuşmalannda Yılmaz, "ekonomi düze-
linceye kadar iktidarda kalacağını" söylüyor.
Bu sözleriyle 2000'lere kadar iktidarda kalmaya
niyetli görünen Başbakan Yılmaz, başkanlık dava-
sında şimdiden Demirel önünde önemli bir engel
oluşturmuyor mu?
"İnsan hayal ettiği sûrece yaşar" demişler.
Giderek bir yeni slogan çıkıyor ortaya:
"Bir adam+bir başkan+bir millef.
. Daha ne istersiniz?
Iran ve Irak smıra
• Boş:arafi 1. Sayfada
ğini duyurdu. Haberde. Sef-
ti Köyü'nde bir kişiyi öldü-
rüp, 4 kişiyi yaralayan
PKK'lilerin, yoğun çatış-
malann yaşandığı Bervari
bölgesinde de sivil halkı gö-
çe zorladığı belirtildi.
Kuzeylrak'taTSKbirlik-
leri ile IKDP peşmergeleri-
nin operasyonlannda son 4
gün içinde öldürülen terö-
rist sayısı 84'e ulaşırken,
TSK'nin son bir haftadır
havadan bombalayarak yer-
le bir ettiği, başta, Haftanin,
Zeli. Avagöze. Kani Mazi,
Metina, Sindi, Snath, Ha-
kurk ve Zap kamplannda
dünden itibaren temizlik ha-
rekâtı başlatıldı.
TSK'nin PKK'ye karşı
başlattığı harekâttan rahat-
sız olduklannı açıklayan
tran ve Irak. sınırlanna yı-
ğmakyapmayabaşladı. tran
önceki günden itibaren Irak
stnınndaki Diana, Sıdıkan
ve Hajoman kasabalanna
yakın yerlerde zırhlı birlik-
lerini de konuşlandırdı. Bu
arada IKDP kaynaklan, 36.
paralel üzerinde de Sad-
dam'a bağlı birliklerin sa-
yıca fazlalaştığı haberini
verdiler.
TSK'nin Kuzey Irak ope-
rasyonuna tepki gösteren I-
rak Dışişleri Bakanı Mu-
hammed Said El-Sahhaf.
BM Genel Sekreteri Kofı
Annan'a bir mektup gönde-
rerek operasyonun "kınan-
masını" istedi. Irak gazete-
lerinde dün çıkan habere
göre. El-Sahhaf. BM Genel
Sekreteri'ne gönderdiği
mektupta. "BM'ninkurucu
iiyesi olan bir iilkeye karşı
girişilen bu tecavüzün kı-
nantnası için çağn yapmak-
tayız" dedi.
Rusya Parlamentosu'nıın
alt kanadı Duma da
TSK'nin operasyonunun
durdurulması için uluslara-
rası örgütlerden önlem alm-
masını istedi. Önceki ak-
şam MED TV'nin haber
programına canlı telefon
bağlantısıyla katılan HA-
DEP Genel Başkanı Murat
Bozlak,"Tfirk ordusunun
Güney Kürdistan'a yönelik
operasyonlannı nasıl değer-
lendiriyorsunuz" şeklindeki
bir soruya şu yanıtı verdi:
"Bunu sınır ötesi operasyon
olarak değerlendirmek
tnümkündeğildir.Onbinler-
ce asker ile Irak'tan Lrin ai-
madan harekât düzenleye-
ceksiniz. Uluslararasıhukuk
açısmdan bu bir işgaldir.
Operasyonlara derhal son
verflmesini istivoruz."
OzaPın bakanına soruşturma
H Baştarafi 1. Sayfada
savcıhğı. Kervan Turistik Yatuımlar
ve Pazarlama Anonim Sirketi'nin
Yönetim Kurulu Başkanı Yahya Ina-
nıcı'nın şikâyeti üzerine. eski Milli
Savunma Bakanı Ercan Vuralhan
hakkında soruşturma başlattı.
tnanıcı, şikâyet dilekçesinde,
maddi zorluk çeken şirketinin turis-
tik otel inşaatı için yurtdışmdan kre-
di aradıklannı ve bu süreçte Ercan
Vuralhan ile tanıştırıldığını bildirdi.
Dilekçede şöyle denildi:
u
Vuralhan. eski Milli Savunma
Bakanı olup. kendisinin kredi işleri-
ni takip ettiğiıü ve bize ucuz kredi te-
min etmesinin imkân dahilinde ol-
duğunu biklirmesi üzerine 'Denıze
düşen yılana sanlır' atasözüne uy-
gun olarak kendisi ile temaslanmız
oldu. Haziran 1997 a\ı ilk haftasın-
da yanunda şahit olarak gösterdiğim
Necdet Bolcal De birlikte Ankara ofı-
sinde karşıhklı olarak konuştuk.
Bir hafta kadar sonra beni İstan-
buPa çağırdı. İstanbul Hilton-Sa'da
yaptığunız görüşme neticesinde bize
3 miljon US Dolar kredi temin etti-
ğinL ancak bunun karşıüğında ken-
disine 45 bin L S Dolar ödemem ge-
rektiğini söyledL"
Yahya înanıcı. 45 bin doların 4
taksitte ödenmesi konusunda anlaş-
tıklannı, Vuralhan'm ısteği üzerine
ilk taksit olan 11 bin 250 dolan, şir-
ket muhasebecisı Ali Bardakçı'nın
Şaibelibakan
• Baştarafi 1. Sayfada
ğa getirilmesinin hemen ardın-
dan, Idari Daire Başkanı olduğu
dönemdeki zırhlı araç alımma
üişkin usulsüzlükleri gündeme
getirdi.
Bakanlık idari memurlanndan
birinin oğlunun çalıştığı Schuca
adh şirketten, ulusal ve uluslara-
rası kurumlann aleyhte raporia-
nna karşın araç-gereç alımı ya-
pıldığını yazan Uğur Mumcu,
aynı şekilde Safeguard Security
Services Inc. adlı şirket hakkın-
da da Washington Büyükelçili-
ği'nin olumsuz rapor verdiğini,
ancak bu firmadan da güvenlik
araç-gereci alındığını belirtmiş-
ti.
Ugur Mumcu. seçim öncesi ve
sonrası Büyük Ankara Oteli'nin
1006 numaralı odasında kalan
Ercan Vuralhan 'ın otel parasının
da bazı şirketler tarafından öden-
diginı ortaya çıkarmıştı. Otel fa-
turaiannın, Soyak Şirketler Gru-
bu'na bağlı Trakya Döküm Sa-
nayisi ve Ticaret A.Ş. tarafindan
ödendiği, fatura numaralanyla
birlikte Cumhuriyet'te yayım-
lanmıştı. Vuralhan'ın seçimler-
den önce kullandığı özel otomo-
bilin de özel bir şirkete ajt oldu-
ğu ortaya çıkmıştı. Uğur Mum-
cu'nun 22 Arahk 1987 tarihli ya-
zısmdan bir bölüm şöyle:
"Vuralhan'ı niçin destekkr bu
jirketkr? Niçin para verirler?
Arabalannı niçin Vuralhan'a
kullandırırlar. Şimdi soruyo-
rum. Önce Vuralhan'a:
- Otel paralannızı niçin Trak-
ya Şirketi ödüyor?
Evet, yeni MHli Savunma Ba-
kanımız geüyor. Esaas duruuş,
tüfek omza; dikkat; selaaaam
dur!_"
Akbank Silifke şubesinden 11 Hazi-
ran 1997 tarihınde. "M. Ercan Vu-
ralhan Tesvikiye-İstanbul adresine
v* 0 532 233 55*00" numaralı cep te-
lefonuna ihbarlı olarak gönderdıği-
ni belirtti.
Şirket sahıbi. aynca Vuralhan'ın
isteği üzerine Global tns. GMBH le-
hine tanzimli 1 Temmuz 1997.1 Ka-
sım 1997 ve 1 Şubat 1998 tarihlen-
ne vadeli, tanzim tarihi bulunmayan
3 adet bono verdiğini kaydetti. Şikâ-
yet baş\iırusunda şöyle de\am edil-
di:
"Senetlehdaıianmn kendisi olma-
>ıp sanığın senetlere başka bir isim
>'azdırması üzerine itiraz edilmiş ise
de sanık buna karşı' Merak etmeyin
muhatabınız benim' diye müteaddit
defalar şahit huzurunda be>anda bu-
lunmuş ve bir problemin olamayaca-
ğı açıkça belirtilmiştir. Ancak gerek
nakit paravı ve gerekse üç adetbono-
yu alan sanık. aradan bir aydan faz-
la zaman geçmesine rağmen kredivi
temin etmemiş ve zaten nakit sıkm-
üsı çeken şirketimid daha da zor du-
rumlara soktuğu gibi müteaddit de-
falar müracaat etmemize rağmen
kredi temin edilmediğinden dolandı-
nlmış bulunduğumuzu anlamış bu-
lunuyoruz."
Savcılık, Vuralhan'la görüşmele-
re katılan Fatma Yıldınm. Yaşar
Bozkurt Aşıcı ve Necdet Bolcal' ı da
şahit gösteren Kervan şirketinin baş-
\nrusu üzerine soruşturma başlattı.
Savcı Ercüment Kahyaoğullan'nın,
Ercan Vuralhan'ın ifadesinin alın-
ması için Çankaya Karakolu'na ta-
limat verdiği öğrenıldı.
Kervan şirketi. aynca "alacakve
senetlerin iadesi" için Ankara 3. As-
liye Ticaret Mahkemesfne
U
997-
395" dosya numarasıv la dava açtı.
S-300'lerde karariı tutumI Baştarafi 1. Sayfada
da hiçbir ülkenin. kendi ka-
rasulan ve kıyılannın ulu-
sal güvenliğine ve egemen-
liğine aykın amaçlar için
kullanılmasına izin vere-
meyeceğini söyledi. Dev-
let Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Ecevh,
Ege sorununun hakça bir
çözüme ulaşmajnası halin-
de Yunanistan'la Türkiye
arasında yeni gerginlikle,-
rin olacağını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel, Başbakan
Mesut Yılmaz ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yar-
dımcısı Bülent Ecevit. De-
nizcilik Müsteşarhğı'nın
İstanbul Conrad Otel'de
düzenlediği "1. Ulusal De-
nizcilik Şûrasrna katıldı-
lar. Cumhurbaşkanı Demi-
rel. yaptığı açılış konuşma-
smda Türkiye'nin. dört de-
nize kıyısı olan ve bu de-
nizleri birbırine bağlayan
son derece stratejik iki bo-
ğaza sahip bir ülke olduğu-
na dikkat çekti. Demirel,
yeni çıkanlacak Orta Asya
petrollerinin bu boğazlar-
dan geçmesinin çok zorol-
duğunu, bunun yerine al-
ternatif yollardan Bakû-
Ceyhan'ın en iyi seçenek
olduğunu vurguladı.
Başbakan Mesut Yılmaz
da konuşmasında. "Ege'de-
ki haklannuzui korunma-
sında, S-300 fOzeteıinin de-
nizlerimiz ve boğazlanmız
kullanılarak Güney Kıb-
ns'a taşınması konusunda.
uluslararası sorumluluklar
ve haklar nev i öngörüvorsa.
ulusal güvenlik politikamız
neyi gerektiriyorsa. hepsi
eksiksiz uygulanacaktir"
dedi.
Denizcilik sektöriinün,
uzun yıllar ihmal edildiği-
ne de değinen Yılmaz. Tür-
kiye'ye komşu bazı ülkele-
rin, milli gelirlerinin önem-
li bir kısmını denizcilikten
sağladığını belirterek. Tür-
kiye'nin de bunu başarabi-
leceğini kaydetti. Gemi in-
şa sanayiinde gerekli altya-
pı ve birikim olmasına kar-
şın, yüzde 10'lukbirkapa-
site ile çalışıldığına dikka-
ti çeken Yılmaz, sektörde-
ki teminat sorununun çö-
zümü için, teminat sigorta-
sı veya benzeri modellerin
de hayata geçirilmesi ge-
rektiğini dile getirdi. Tica-
ret Kanunu'nda yapılacak
değişiklikle, sektörün ser-
maye piyasasına açılması-
nın sağlanacağını açıkla-
yan Yılmaz, böylece de-
nizcilik hisselerinin borsa-
da kota edilerek sermaye
birikimi sağlanacağını söy-
ledi.
Yılmaz. Denizcilik Ba-
kanlığt kurulması yönün-
deki tasannın yeni dönem-
de kanunlaşmasına çalışa-
caklannı, "Türk 2. Gemi
Sfcili" ya da bununla ilgili
yasa tasansını da Mec-
lis'ten geçirmeyı hedefle-
diklerini kaydetti. Başba-
kan Mesut Yılmaz. deniz-
lerin de karalar gibi, ülke
egemenlığinin bir parçası
olduğunu belirterek, deniz-
lerde ve özellikle boğazlar-
da deniz trafiğinin güvenli
ve denetimli bir şekilde
sürmesi için bilgisayar ve
radar sisteminin en kısa za-
manda kurulacağını bildir-
di.
DevletBakanı ve Başba-
kan Yardımcısı Bülent
Ecevit de, Ege sorununun.
Ege'nin sulannın hakça
bölüşümü sorunu olduğu-
nu belirterek. "Eğer bu so-
nın aramızda hakça bir çö-
züme ulaşmazsa, Türkiye
ile Yunanistan arasında da-
ha gergin bir duruma giri-
lebilir" dedi. Yunanistan
Dışişleri Bakanı'nın Tür-
kiye'yi suçlayıcı açıklama-
lanyla ilgili olarak Ecevit,
"Böyle bir bakana sahip ol-
mak. Yunanistan için talih-
sizliktir" dedi.
T.C.
YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ
1997-1998 öğretim yıh için aşağıdaki bölünılere ek
kontenjanla öğrenci ahnacaktır.
Diş hekimliği
Felsefe
Fizik
tngiliz Dili Edebiyatı
Matematik
Sosyal Antropoloji
Tarih
Türk Dili Edebiyatı
Hukuk
İktisat
Işletme
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler
Gazetecilik
Halkla İlişkiler ve Tanıtım
Radyo, Televizyon ve Sinema
Bilgisayar ve Enformatik Mühendisliği
Elektrik-Elektronik Mühendisliği
Mimarlık
Sistem Mühendisliği
Tıp
Yeditepe Üniversitesi sekiz fakültesindeki 28 bölümde, büyük çoğunluğu ABD ve
tngiltere.'nin önde gelen üni\'ersitelerinden doktoralı ve (veya) yüksek lisans ve lisans
derecesi almış daimi kadrosundaki 44 profesör, doçent, yardımcı doçent, 8 yabancı
uyruklu doktoralı öğretim elemanı, 41 asistan, 21 yabancı uyruklu 18 Türk dil
okutmanı, İstanbuVun devlet üniversitelerinden misafîr öğretim elemanı olarak
gelen 68 profesör, doçent, yardımcı doçent ve 32 dil okutmanı ile 1997-98'de ikinci
öğretim yılına başlamayı özlemektedir.
Yeditepe Üniversitesi özellikle dersler dışında İngilizce eğitim yapar.
Yunanistan ve bazı müt-
tefik ülkelerin Ege sorunu-
nu Kardak kayalıkianna m-
dirgemesinin yanlış oldu-
ğunu anlatan Ece\it. kıta
sahanlığı sorununun görüş-
meler yoluyla çözümlen-
mesini istedi. Kıta sahanlı-
ğı dışında Ege'de başka so-
runlar da olduğunu belir-
ten Ece\it. "Karasulan,
adalann uluslararası anlaş- •••••>•
matar çiğnenerek«lahlan- -rır,
dınlmasu aynca Ege üsriin-
deki hava sahası. bütün
bunlann birlikte ele alına-
rak süratle. hakça bir çözü-
me ulaştırılması gerekir"
diye konus.ru.
Dışişleri Bakanı İsmail
Cem ve delegasyonunun.
BM Genel Kurulu dolayı-
sıyla bulunduklan ABD'-
de. "Ege sorununun bir bü-
tün olarak ele alınması ge-
rektiğini'" aktardıklannı di-
le getiren Ecevit. sözlerinı
şöyle tamamladı:
"ABD'ye bunu ilke ola-
rak kabul ettirmişlerdir.
Ege sorununun bir Kardak
sorunu olmadığını, soru-
nun bir bütün olarak ele
alınması gerektiğini, Ame-
rika da nihavet kavramış
veya herhalde öteden beri
kavnyordu da açıklama ge-
reğini duvmuş olsa gerek."
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
lı olduğumu söyleyemem..."
- Bu kadar yeter, sizi aday yapalım.
Bu ülkede her şeye alıştık.
Yolsuzluğa alıştık.
Eskiden devlette bir yere gelmek için savcılıktan
"temiz kâğıdı" getirmeniz gerekiyordu. Şimdi,
mahkemeden "dava dosyası" götürmeniz yeterli.
Çekinmeden anlatın:
"En iyi sizin partide hizmet verebileceğime ina-
nıyorum. Yasalan delme konusunda uzman sayı-
hrım. Kılıfına uydurduğum işlerle ilgili zaman za-
man dava açılır ama, yaptığım işlerin kapağı açıl-
maz."
- Tamam sizi sadece aday yapmamız yetmez,
yönetici de yapalım.
Bu ülkede her şeye alıştık. •
Yalana alıştık.
Seçıme giden siyasetçiler sandık işi bittikten
sonra, daha önce söylediklerinin tam tersini yap-
maya başlıyor. "Daha önce söylediğim her şeyi
unutun" diyor. Içerde başka dışarda başka konu-
şuyor. Halkımız sakın:
- Orda öyle burda böyle gerekmiştir...
Hatta bazen bu, "usta siyasetçi" unvanını bile
getiriyor.
Bu ülkede her şeye alıştık.
Yüzsüzlüğe alıştık.
Bürokrat o kadar her devrin adamı ki, yağcılıkla
yetinmiyor. Çekmecesınde hangi partiden hangi
anlayışta Bakan gelirse, ona göre proje var. Ayra-
nı rakıyla içip hem ayık hem kayık görünüyor.
Bunu gören bakan yeni arayışa gitme gereği
duymuyor. Zira düşünüyor:
"Her istediğimi yapıyor. Bir dediğimi iki etmiyor.
Bundan iyisini mi bulacağım? Bürokrat dediğin
böyle olmalı, bakanla şekillenmeli."
Bu ülkede her şeye alıştık.
Cinayete alıştık.
O kadar ki, en kanlı görüntüyü kim yakalarsa o
kanal fazla izleniyor. Yakalanan kanlı görüntü de
defalarca ekrana getirilip, belleklerdeki yerini alma-
sı sağlanıyor.
Bir cinayet işlendi... Yaşasın... Şimdi bunun de-
rin nedenlerini aktanrız. Bilinmeyen yönlerini par-
ça parça veririz.
Cinayetlere o kadar alıştık ki, üzerine bir de şe-
ref diktik. Cinayeti şerefle ilişkilendirebilen kaç
ulus vardır?
Daha nasıl etsin?
Alışmakta zorlandığımız son bir şeyimiz kaldı:
- Kişiliğimize hakaret...
«,• Hirsızlıkserbest,yolsuzlukövünç,cinayetşeref;
.
Şimdi bir tek hakarette zorlanıyoruz. Ne kadar
zaman alır bilemem ama. buna da alışırsak, dün-
yada bizi tutan olmaz. Koyver gitsin.
Siyasetimiz bunu sloganlaştırır da:
Önce oy ver, sonra koyver...
Çetebaşı, onbaşıya şerefsiz diyor. Daha doğru
tanımla, "Onbaşı'şerefsizliği" diyor.
Kendisini de şöyle savunuyor:
"Ben onu kişiye dedim. Söylediklerimi çarpıtma-
yın."
Yani. kişiye şerefsiz denebilir. Bunda herhangi bir
sakınca yok. Yanlış da anlamayın.
- Hanımefendi affedersiniz, şerefsiz derken kim-
leri kastetmiştinız? Kımlere şerefsiz denir, kimlere
denmez. biraz karıştırdık da...
Toplumdaki son çalkalanmanın nedeni, bu son
duruma alışamamış olmamız. Toplumsal hakare-
tin her türlüsünü yaşadık, duyarlılıkları törpüledik
ama, tek sorun insanların "kişisel hassasiyetleri-
ne" yönelik saldınlar...
Acaba son hakaret kemiğe dayandı mı?
Biraz kemiğimiz varsa dayanmış olmalı...
Kemiksizsek... Çetebaşı iyLetti...
Devletin de içine etti, toplumun da...
Daha nasıl etsin... >
Ordu irtica yasası istiyor
• Baştarafi 1. Sayfada
da daha fazlasını kuran ve
yönetenlerin 10-15 yıl. bu
örgütlere amacını bilerek
katılanlann da 3 ile 6 yıl
arasında hapisle cezalandı-
nlması hükme bağlandı.
Taslakta. irticanın önlen-
mesi için öngörülen diğer
düzenlemeler şöyle:
# Her ne surerte olursa
olsun propaganda yapanlara
3-5 yıl. bu fnllen övenlere
1-3 yıl. toplantı ve gösteri
yürüyüşleri düzenleyenlere
3-6 yıl. toplantı ve gösteri
yürüyüşünün amacını bile-
rek bunlara katılanlara 1-3
yıl hapis cezası.
0 Anavasada nitelikleri
belirtilen ve diğer kanunlar-
la düzenlenen eğitim \ e öğ-
retim dışında ve yine anaya-
sada belirtilen din eğitımıne
ait esaslara aykın olarak din
eğıtimi vermek üzere örgüt
kuranlar veya birev sel teşeb-
büsler \e faaliyetlerde bulu-
nanlara 5-8 yıl, bu eğitime
katılan reşit öğrencılenn
kendilerine. reşit olmayan
velilerine 1-3 yıl. bu eğitim
için gerekli ders kitabı hazır-
layan, satan \e alanlara 1-3
yıl, din eğitimi vermek üze-
re okul, derslik veya diğer
adlarla taşınmaz inşa edenler
ve yurt kuranlara 1 -3 yıl ha-
pıs cezası. söz konusu işler-
de kullanüan taşınmazlara el
konulması.
# Kişileri ibadete. dıni
ayin ve törenlere katılmava.
dini vecibelenni yerine ge-
tirmeye. dini inanç v e düşün-
celermı açıklamaya zorla-
yanlara. belirli bir dini öğ-
renmeleri veya kabul etme-
leri için telkin v e zorlamada
bulunanlara 3-5 yıl hapis ce-
zası.
% Belirli bir dinin kural-
lannı v ev a dıni inancının ge-
reğinı ileri sürerek kamu ku-
rum ve kuruluşlannda her
derecedeki eğitim ve öğre-
tim kurumlannda. sağlık ve
sanayi kuruluşları ile diğer
demek, vakıf ve siyasi parti
faaliyetlennde. ibadethane-
ler dışında herkese açık ve
genel verlerde belirli dınleri
simgeleyen özel nitelikli.
giysılen giyenlere v eya baş-
lanna çeşıtlı başlıklar takan-
lara 1-3 yıl hapis cezası.
Taslakta, aynca rejim kar-
şıtı fiillen yapan kişi ve ör-
gütlere para yardımında bu-
lunan kurumlara 10 milyar
liradan az olmamak üzere
yapılan yardımın 10 katı ka-
dar para cezası v erilmesi ön-
görüldü.
MGK'nin asker kanadın-
ca gündeme getirildiği savla-
nan taslak. hükümet tarafın-
dan desteklenmedi. Bazı ba-
kanlar. bu yöndebir v asa tas-
lağından haberdar olmadık-
larını belirttiler.
ANAP'lı bazı bakanlar da,
163. maddenın kendi ıkti-
darlan döneminde kaldınl-
dığına dikkat çekerek. ben-*
zer bir düzenlemeye sıcalî
bakmadıklarını bildirdilef!
Türk Ceza Yasası Ön Tasan
Komısyonu'nun raporunu
dün Adalet Bakanı Oltan
Sungurlu'ya sunan Komis-
yon Başkanı Ordinaryüs
Prof. Dr. Sulhi Dönmezerde,
kendi çalışmalarında Türk
Ceza Yasası'ndan kaldınlan
141, 142 ve 163'üncü mad-
delerin benzeri bir düzen-
lemenin getirilmediğıni bil-
dirdi.
Bangladeş'te kasırga
DAKK.A. (AA>- Bangaldeş'te etkili olan ve Bay
Körfezi'nde büyük daigalara yol açan kasırgada
ölenlerin sayısının 47'ye yükseldiği ve 1000'den fazla
kişinin yaralandığı bildirildi. Yetkililer yaptıklan
açıklamada, ülkede saatte 150 km hızla ilerleyen
kasırgada şimdiye kadar yaklaşüc 1000 kişinin
kaybolduğunu. binlerce kişinin evsiz kaldığını ve çoğu
bölgedeki ürünlerin zarar gördüğünü kaydettiler.
Bangladeş'i mayıs aymda etkileyen kasırgada ise 127
kişi hayatını kaybetmişti.