27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 EYLÜL 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Yapı '97 Fuarı açıldı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yerli ve yabancı 162 firmanın katıldığı ve lObin metrekarelik bir alanda kurulan 2. Yapı '97 Ankara Fuan, Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez tarafindan açıldı. Erez, kara para yönetmelığıne ılişkin bir sonıya "Maliye Bakanı ile aynı göriişteyim. Ekonomıyi vergı sısteminin içine oturtmadıktan sonra, vergi düzenını tam yeıieştirmedikten sonra, dünyadakı sıstemi hemen uygulayalım derseniz karmaşaya neden olursunuz" yanıtını verdi. Koç-Henkel işbirliği • Ekonomi Servisi - Koç Holdıng ile Türk Henkel arasında Azerbaycan ve •Kazakistan'da tüketim ve gıda ürünlennin toptan satiş ve dağıtımını yapacak "Ramgross" şirketine ilişkın ortakJık anlaşması dün ımzalandı. Yapılan açıkJamada, şırketin temel amacının sözkonusu ülkelerde marka bilinci \e kanal yapısının modern pazarlama teknikJeriyle oluşmasını sağlamak olduğu belirtildi. Koç Topluluğu ve Türk Henkel ürünleri sözkonusu şirketler aracılığıyla pazarlanacak. 'Başkanlık çözüm değil' • Ekonomi Servisi - Türkıye Genç İşadamlan Derneği (TÜGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Bekdik. yurttaşlık bilincine dayalı demokrasi külrürünü oluşruramamış toplumlarda. başkanlık sisteminin çözüm olmadığını belirrti. Merkezı idarenın değil, yerel yönetimlerin güçlendirilmesınin çözüm olacağını bildiren Bekdik. "Türkiye'de serbest pıyasa ekonomisinin uzun dönemlı kalıcılığının ancak çoğulcu demokratik bir siyasal yapı içinde saglanacağına inaruyoruz" dedi. AJIiance Fonları Türkiye'de • Ekonomi Servisi - Yönettiğı toplam 183 mılyar dolar tutanndaki aktiflenyle dünyanın önde gelen yönetim şirketlerinden biri olan Alliance Capital Management (ACM) fonlannın satışına Türkiye'de başlanıyor. Türkiye'de halka arz edılecek ılk yabancı fon olan ACM'nin satışına, Eczacıbaşı Menkul Değerler aracılık edecek. Fortune dergisınin belirlediğı Amerika'nın en büyük 100 şirketinin 34'üne yatınm hizmetı veren ACM'nin Yönetim Kurulu Başkanı Dve H. Williams. fonlann tanıtımı içın 7 Ekim'de Türkiye'ye gelecek. Net Holding'den haciz itirau • Ekonomi Servisi - Net Holdıng AŞ'nin en büyük ortağı olan Besim Tibuk, 8 şirketin müflis Marmara Bank'a olan kredi borçlanna ılişkin 6 ayn mahkemeden çıkan 1.5 trilyon liralık haciz karanna a\iıkatlan aracılığıyla itiraz ettı. Avukat Ekrem Varnacı, Marmara Bank ile Nakit Risklerin Tasfiyesı Anlaşması imzaladıldannı söyleyerek bu anlaşma gereğince bankaya olan İcredi borçlannın öngörülen vade ve sürelerde ödenmeye devam edildiğini bildırdi. Harb-İş araştırmasma göre, ^95 itibanyla reel ücretler 1979 yılı düzeyinde bulunuyor Enflasyonıuı nedeni kâr BANU SALMAN .ANKARA-Harb-îş Sendikası'mn "E- mek GelirleriArasındaki Farkhlaşmaiar" araştırması, enflasyonun iktidarlar ve ser- maye tarafından öne sürüldüğü gibi ücret- lerdeki artışlardan değil, kârlardan kay- naklandığını ortaya koydu. Araştırmada, 1994 yılından itibaren yaratılan "işçi-me- mur" çatışmasıyla, gelir düzeyleri düşü- riilerek "yoksuüaşOnnapolitikâsı'" uygtı- landığı vurgulandı. Kamu ışçilerinin üc- retlerinin düşürülmesiyle elde edilen kay- nağın damemurlaraaktanlmadığınadik- kat çekildi. Araştırmada, ekonomik bunalımın ya- şandığı 1994 yılında özel sektörün, işgü- cü maliyetlerinı hızla düşürerek, kânnı koruduğu belirtildi. Devlerin, ilk 6 ayda gelir düzeyindeki düşmeyi engelleyen yü- rürlükteki toplusözleşmeleri ikinci 6 ay- dan itibaren geçersiz saymasıyla kamu iş- çi ücretlerinin de sarsıntı geçirdiğine dik- kat çekildi. 1979 yılında 100 kabul edilen imalat sanayiindeki işçilerin reel ücret düzeyle- rinin 1988 yılında 61.3 'e kadar indiği, bu tarihten sonra yükselişe geçerek 149.5 düzeyine çıktığı. ancak 5 Nisan Isrikrar Paketi'nin uygulamaya konulduğu 1994 yılında reel ücretlerin yeniden düşüşe geç- tiği belirtildi. Araştırmada. reel ücretlerin 1995 yılı itibanyla 1979 yıhndaki 100 olan düze- yine geri döndüğü kaydedildi. Özel sek- tördekı reel ücretlerin de, kamudaki gibi 1986'da 68.8'e kadar indiğı. 1993 yılında 108.5 düzeyine çıktığı, 1994 yılında düş- meye başlayarak 1995 yılında 77'yegeri- lediği belirlendı. Araştırmada, kamu kesimindeki reel işçi ücretlennin, özel sektöre göre daha hızlı düştüğüne dikkat çekildi. Araştırma- da, 1993 yılı bazalındıgında, özel imalat sanayiindeki işçi ücretlerinin satın aima gücünün yüzde 31, kamu kesimindekile- rin yüzde 56 oranında düştüğü hesaplanır- ken; aynı dönemde özel sektörde işçi üc- retlerinin işverene maliyetinin yüzde 33 o- ran ında düştüğü kaydedi1di. 1994 ekonomik krizinden sonra reel ücretler düşüşe geçtL Elektrolıvc atakta Ekonomi Servisi - Elektrolux, beyaz eşyada Türkiye'de bu yıl yüzde 1 do- laymda olan pazar paymı yüzde 2.5'e çıkarmayı hedefliyor. 60'tan fazla ül- kede faaliyet gösteren ve yıllık cirosu 18 milyar dolar dolayında olan Elekt- rolux, Türkiye'nin Beyaz Eşya Genel Müdürü BülentAyvazoğhı, geçen haf- ta Antalya'da yapılan bayiler toplantı- sında, ürün fiyatlannı enilasyon oranı- na koşut olarak arttırmalanna karşın satışlann artma eğilimini koruduğuna dikkat çekti. Ayvazoğlu, Türkiye beyaz eşya pa- zannda 2000 yılında Elektrolux'ün Avrupa'daki pazarpayı olan yüzde 25'i yakalamaya çalıştıklannı belirrti. Elektrolux toplulugunun Türkiye'deki Genel Müdürü Henrik Lundberg ise Türkiye'ye yönelik yatınmlannda he- nüz üretimın söz konusu olmadığını, öncelikle pazarlama ve dağıtım şebe- kesini geliştirmek istediklenni belirt- ti Elektrolux, bayüeriyle pazar payını Avrupa düzeyine çıkarmayı hedefliyor. Yeni hedef, gelir dağılımım düzeltmek Temizel operasyonu Ekonomi Servisi- Malive Bakanı Zekeri- ya Temizel. kamuoyunda merakla bekJenen yeni vergi düzenlemelerinin, gelir dağılımın- daki adaletsizliği ortadan kaldıracak vergi indirimine dayandığını belırtti. Temizel, "Gelirriagıtımındalddengesiztiği gizleyecek halimiz kalmadı. OECD'nin gelir dagılımın- daki en adaletsiz ülkesi Türkiye ve Meksika. Yüzde 22-4? arasında reel faiz uvgulavan başka bir ülke yok. Süregelen kamu açıklan- nı iç borçlanmayla çözmekten va/geçmeüyiz. Bunun çaresi, namuslu yurttaşı bile vergi ka- çakçtsı yapan bu vergi sistemini değiş. tirmek, oranlan indirmektir" dedi. Bakan Temizel, vergi kaçakçılığını önle- yecek vergi ındirimi, iyi denetim, mükellef- Ierin gerçek kazançlan üzerinden vergilen- dirme, ücretlilerin vergi yükünün azaltılma- sı, hayat standardı. geçici vergi, götürü ver- gi gibi kazanılmamış vergilerin ortadan kal- dınlması, basitleştirme ve gayrimenkuller üzerindeki vergi indirimini kapsayan yeni vergi düzenlemeleri konusunda 'cesur' dav- ranacaklannı söyledi. Mevcut vergi sısterrunden rahatsız olan dürüst işadamlanyla 'aynı gemide' oldukla- nnı ifade eden Temizel. yargıya gıden kara paranın faize yatınlması nedeniyle elde edi- len kazanca el konulması konusundakı 'şüp- heli işlemlertebliği'nın vergiyle 'uzaktanya- kından ilgisi olmadığını' kaydetti. Temizel, basında yeralan kara paranın nemalandınl- masıyla ilgilı yönetmeligin REFAHYOL dö- neminde hazırlanan eski yönetmelik oldu- ğunu, yönetmelikte yaptıklan değişikliğin önümüzdeki hafta Bakanlar Kurulu'nda ele alınacağını belirrti. Temizel, w Türk mahkemeleri kara para- nın ancakanaparasına el koyabilivordu. Bun- dan sonra kara paradan sağlanan kazanca da el konulacak" dedi. Maliye Bakanı Temizel, istanbul Sanayi Odasf nın meclis toplantısında yaptığı ko- nuşmada, "62 katrihonluk bir bütçemiz var. Yeni boyutlaria bu 8 katrihona ulaşrvor. Gt- derleri kısarak bugün 2J katrilvıın. gelecek yıl 7.7 katrilvon olacak faiz ödemelerini bile yapamayacağız*' dıye konuştu. ÇIFTÇIDOSTU/ SADULLAHUSUMI SÖKE - Tansu Çiller hükü- metinin pamukta "prim siste- mi'ne geçilmesi için 12.8.1993 tarihinde aldığı karar 16.9.1993'te Resmi Gazete'de yayımlanarak yürüriüğe girmiş- ti. Böylece Türkiye'de ilk kez prim sıstemi uygulaması baş- lamıştı. Sistem yıllardan beri borçtan kıvranan üreticileri, ta- ban fiyat uygulamasından ya- kınan sanayici ve tücx;an se- vindirmiş ve 1980 yılından son- ra ilk kez her iki kesimin de pa- ra kazanmasını sağlamıştı. 1993 yılında pamuğa verilen alım fiyatı 6 bin lira, prim de 3 bin lira idi. Fiyatın yansı kadar prim verilmişti... Bugün olduğu gibi, o günkü gazetelerde de "Vatandaşın ödediği vergiler çiftçiye peşkeş çekıliyor" tü- ründen yayınlar yapılmış, bazı aklıevvel ekonomistler de "Bütçe delindi" gibisinden de- meçler vermışlerdi. Bir bardak suda kopanlan fırtına gerçek- ten ortalığı kanştırmıştı. Ama sonuçta görüldü ki üre- tici, 13 yıldan bu yana ilk kez para kazandı. Sanayici, ihra- catçı ve tüccar ise dünya piya- salanna uygun fryatlarla alım yaparak kâriı bir yıl geçirdi... Devlete gelince, üreticilere prim olarak ödediği 4 trilyon 500 milyar lira karşılığında, tam 14 trilyon lira fazladan vergi topladı. Bazı gazetelerin ve ekonomistlerin iddia ettiği gibi ne bütçe delindi, ne de devlet battı... Pamukla yakından uzaktan ilgisi olan herkesin, bu arada devletin kazançlı çıkması za- manın Başbakanı Tansu Çiller'i de keyfe getirdi ve Türkiye'de tümtanm ürünlerine "primsis- temi" uygulaması başlatılaca- ğını açıkladı... Prim sisteminin başanya ulaşması ve Başba- kan'ın bu konuda teminat ver- mesi tanmda da artık bir çıkış 300 Trilyonluk Vergi Kaçağı!.. yolu bulunduğunu ortaya koy- du. Ancak, çırçırcının, ipJikçinin, dokumacının, konfeksiyoncu- nun, toptancının, perakende- cinin vergilerinde artış olduğu anlaşılınca bazı iş çevrelerinde ters rüzgârlar esmeye başladı. Hemen prim sisteminin kaldı- rılması için harekete geçildi. Başanlı da olundu. Zamanın Başbakanı Tansu Çiller, 1994 yılı ürünü pamuğa bin lira prim ilan ettiği halde, son anda ses- siz sedasız vazgeçiverdi. Bir daha da "prim" lafını ağzına al- madı. Sorulan bileyanıtlamak- tan kaçındı... Hemen herkes şaşırmıştı. Üreticinin, sanayici vetüccann, hatta devletin yaranna olduğu anlaşılan böylesine bir sistem- den vazgeçilmesinin nedenini hiç kimse çözememişti... An- cak, kısa süre sonra küçük bir araştırma prim sisteminden kaçmanın nedenini ortaya çı- kardı. Çünkü, pamukta çırçır- cıdan, iplikçiden, dokumacı- dan, konfeksiyoncudan top- tancıya ve hatta perakendeci- ye kadar oluşan zincirdeki bü- tün işlemler belgelendiği için vergi kaçağı önlenmişti. Tabii, prim sistemi uygulandığı za- man kimlerin vergi ödeyecek- leri belliydi... Çiftçi, prim alabil- mek için pamuğunu sattığı tüc- carveyasanayiciden belgealı- yor ve böylece perakendecıye kadar olan tüm işlemler kayda giriyordu... Hemen bazı sana- yici ve iş çevrelerinin bu ne- denleTansu Çiller'e baskı yap- tıklan ve prim sisteminden vaz- geçirdikleri iddialan yayıldı... Nitekim, gene yapılan bir başka araştırmaya göre, 1994 yılında prim sistemi uygulan- mayacağı için vergi kaçağının 70 trilyon liraya ulaşacağı he- sap edildi... 1995 ve 1996 yıl- lannda da vergi kaçağı devam etti... Mesut Yılmaz da prim veremedi Bütün uyanlara rağmen, ne yazık ki Mesut Yılmaz hükü- meti de 1997 yılı ürünü pamuk- ta prim uygulamasına geçe- medi. Sadece alım fiyatı ilan et- mekle yetindi. Bu yüzden 1997 yılında pamuk üreticilerinin kaybı 100 trilyon lirayı, devle- tin kaybı ise 200 trilyon lirayı bulacak... Sanayi ve iş çevre- lerinin bir kısmı da 300 trilyon liraya yakın haksız kazanç sağ- lamış olacak... Söke Ziraat Odası yönetici- leri bu konuda ciddi bir çalış- ma yapmışlar. Prim sisteminin yarariannı ortaya koyan bir ra- por hazırlamışlar ve Başbakan ile ilgili bakanlara göndermiş- ler. Rapora göre, prim verilme- diği için 1997 yılında pamukta kayıt dışı kalan işlemlerin tuta- n tam 1 katrilyon lirayı bulacak. Hazine'nin vergi kaybı ise 288 trilyon liraya ulaşacak. Üretici- ye eğer prim verilmiş olsaydı devletten çıkacak miktar 40 trilyon lirayı geçmeyecekti. Sö- ke Ziraat Odası'nın çalışması- na göre, primler üreticiye ödendikten sonra Hazine'ye fazladan 248 trilyon lira kala- caktı... Işin en üzücü yanı, katrilyon- larca lira borcu olan ve hergün para diye dört dönen hükü- metlerin, hem üreticileri hem de devleti kazandıracak olan böylesine bir sıstemi görmez- likten gelebilmesi... Aynca, hiç- bir hükümet bu konuda bilgi sahibi olmadığını iddia ede- mez. Zira, birkaç kez Cumhu- riyet gazetesinde yazıldı. Zira- at Odası Başkanlan, Ege Çift- çiler Derneği yöneticileri, Tariş Pamuk Birliği Başkanlan, Izmir Ticaret Borsası Başkanı pa- mukta nasıl vergi kaçınldığını hem yetkili makamlara hem de basına kaç kez açıkladılar. Vergi kaçağı şadece pamukta değil... Hem de yalnız pamukta de- ğil, buğdayda, mısırda, ayçiçe- ğinde, zeytinyağında, ette, süt- te vergi kaçağı var. Ürünlerin büyük bir kısmı tüccann ve sa- nayicinin eline geçtikten sonra vergilendirilemiyor. Bu yolla ka- çınlan vergınin bir katrilyon lira- nın çok üstünde olduğu tah- min ediliyor... Söke Ziraat Oda- sı'nın raporunda da bu durum açık açık belirtiliyor!.. Türkiye'nin şiddetle paraya ihtiyacı var. Hükümet, gelir sağlayabilmek için, geçim sı- kıntısı içinde bulunan dar gelir- li insanlanmızın kesesini zorla- maya başladı... Neredeyseağ- zındakı lokmanın yansını ala- cak. Öte yandan para kaza- nanlardan alınan vergiler gü- lünçtür. Önceki günkü gazete- lerde de açıklandığı gibi, lüks hayat yaşayanlardan âüınan ya- şayanlann gösterdikleri kazanç tablolan utanç vericidir. Bütün yük, kıt kanaat geçinmeye ça- lışan insanlanmızın sırtınayük- lenmektedir... Hükümetin bu durumu gör- memezlikten gelmesi düşün- dürücüdür. Pamukta kaçınlan verginın bu yıl 300 trilyon lira- ya ulaşacağını bilmeyen kal- mamıştır. Prim sistemi uygula- masına acele olarak geçılmez- se 1997 yılında da 300 trilyon lira havaya uçup gidecektir... Başbakan Mesut Yılmaz'a ve Başbakan Yardımcısı Bü- lent Ecevit'e bir kez daha ha- tırlatmak istiyoruz. Pamuk üre- ticısine 80 trilyon lira prim da- ğıtıldığı takdirde, hem üretici kazanacak hem iç ve dış piya- salarda fiyat dengesı oluşacak hem de devlet fazladan 200 trilyon lira vergi geliri sağlaya- caktır... Son yıllarda pamuk üretimi azalmaktadır. Bu yıl hem çeşitli hastalıklardan hem de üretici parasıziıktan tariala- nna yeterince bakamadığı için verim daha da düşük olacak- tır. Uzmanlann verdikleri rapor- lara göre tarialan basan man- tar hastalığı yüzünden üretici belki de 3 yıl pamuk ekemeye- cektir... Buna rağmen prim ve- rilmezse üretici perişan olacak, borcunu harcını ödeyemeye- cektir. Tabii pamuk üretimi çö- kecek ve tekstil sanayii de ta- mamen dışa bağımlı hale gelecektir... Türk ekonomisini ve pamuk- çuluğu kurtarmak da batırmak da hükümetin vereceği karara bağlıdır... İŞÇİNÎN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Rahat Olsunlar Maliye Bakanı Zekeriya Temizel'in "Herkes ra- hat olsun" mesajı iki gündür birinci haber. Neden mi rahat olunacak? Para gözaltında tutulmayacak. Kimin parası? Senin, benim, bizim değil tabii ki. Bankada 5 mıl- yardan fazlası olanın parası. Bankada 5 milyardan fazlası olan neden korku- yor ki? Eskiden olsa "komünistler gelip fazla paralara el koyacak"türünden birgüldürmece, korkutmaca dü- şünülebılırdı. Sahi bankalarda 5 milyardan fazla parası olanlar neden bu kadar çok korkmuşlarki. Hükümet güven- ce venyor? Hani mali suçlan önlemek ve kara para işlemle- rini ortaya çıkarmak amacıyla hazırlanan bir yönet- melik vardı ya. 1 Kasım'da yürürfüğe girecekti. Işte o yönetmeligin yürüriüğe girmesi; ekonomi. para, banka çevrelerinde panik yaratmış. Bankalar dev- reye girmışler, bankalardaki yatırımların yurtdışına kaçacağından söz etmişler. Hükümet de para pıya- salannda ürküntüye yol açmamak üzere uygulama- yı ertelemiş. 5 milyann üzerindeki parasal işlemlerin incelenmeyeceğini, paranın gözaltında tutulmaya- cağını duyuruyor. Medyada konuya ilişkin haber ve yorumlan dik- katle okumaya; para, banka, ekonomi çevrelerinin neaen paniğe kapıldıklarını anlamaya çalışıyorum: Ayıplan kapatmaya özenli bir dille, Itatya'nın da bu yoldan ekonomik gelişmesini yarattığından, küçük ve orta ışletmelerin doğrudan ilişkiler içinde gelişti- ğinden, zaten büyüdüklerinde otomatik kayıtlı eko- nominin ıçine girdiklerinden, vergilendirme kapsa- mına alındıklanndan, kayıt dışı ekonomi, kara para denetim altına alınmak istenirken çok dikkatli, ölçü- lü olunması gereğinden.. söz edenler var. Turkçesi, sorun pıyasa ışlemlerinde 5 milyardan fazlasına sahip olmak değil. Sorun bu paranın ne- reden gelip, nereye gideceğinin hesabının verilmek istenmemesı, daha doğrusu verilememesi. Daha da Turkçesi, pıyasa ışlemlerinde dolaşan paranın önemli bir ağırlıkla yasal yollardan kazanılmıyor ol- ması. Önemli bir bölümünün kirli para olması ile de iş bitmiyor. Bir dığer kirli para olmayan bölümünde de vergı ödenmemesı, kaçak üretimden, kaçak, sigor- tasız çaiıştınlanlann sırtından kazanılması.. kara pa- ra olması gibi durumlar var. Maliye Bakanlığı'nca yapılan bir araştıımadan çı- kan utanç tablosu daha yeni yayımlandı. Akaryakıt satıcılannın ortalama 162 milyon, kuyumcuların 66 milyon, bakkal ve marketlerin 32 milyon, müteahhit- lerin 56 milyon, otel-motel sahiplerinin 58 milyon, de- ri satıcılarının 50 milyon, eczanelerin 82 milyon, fı- nncılann 51 milyon aylık kazanç sahibi görüldükleri bir ülkede yaşıyoruz. Biz bordo mahkûmlan, ücret- lıler sadece dünyanın en yüksek oranda vergi öde- meye mahkûm çalışanları değıliz. Bızım serbest meslek erbabımıza, çalışanına göre hayli zengin, varlıklı görünüyoruz. Türkiye'de yaşamın heralanında neden bu kadar kirienmenin olduğu ve Susurluk gibi bir olayda bile hesap sorulamadığı daha iyi anlaşılıyor. Belli kı "ten- cere dibin kara, seninki benden kara" örneği, kim- se kimseye hesap soramıyor. REFAHYOL'dan kurtulduk derken ANASOL-D'nin partizan atamalardan, ekonomik karariara, Merce- deslere uzanan bir dizi ıcraatta çok kısa zamanda yıpranması ve de ne şeriatla, hele de Susurluk ve çe- telerle asla hesaplaşma niyetinde olmadığının anla- şılması.. umutsuzluğu besliyor. Işte tam da böyle bir dönemde Cumhurbaşkanı, başkanlık sistemini tartışmaya açtınyor. Sahi, siya- si partiler birbirini denetleyemeyecek boyutlarda kir- lilik batağında, onlan denetlemede öncü güç sendi- kalar, en büyük başkanlannın gözü doymazlıklan ile siyasetçilerden belki de daha fazla kirienmeleri yü- zünden arazı olmuş vaziyetlerde, sermaye banka- lardaki 5 milyarfann üstündekinin hesabının sorulma- sından panikleyecek kadar en kirii pozisyonlarda.. başkanlık sistemi Türkıye'yi nasıl kurtaracak? Sayın cumhurbaşkanımızı başımızdan eksik et- meyerek kurtaracağı besbelli de demokrasiyi, bizi nasıl kurtaracak? Bence krallar gibi etkili ve de yetkili başkanlanmız olduğunda, onlara her şeyi hak görüp, yaptıklan her şeyi hoş göreceğımız, bugünkü durumlara benzer haller ve durumlarımızdan daha az yakınır ola- cağımız hesaplanıyor. Aynca patlama noktalannda başkanlan getirip götürmenin, klasik demokrasi ve koalisyon iktidarlanndan daha kolay, daha esnek o- lacağı da varsayılıyor. Küreselleşmenin patlama yarattığı toplumsal kır- lenmede, başkanlık sistemi azgelişmış ülkelerde sandık demokrasisi oyalamacasında ideal sistem olarak seçilmiş bulunuyor. Her şey, yeni dünya sömürü düzeninin içeride ve dışandaki çıkar odak- ları "rahat etsinler" diye düzenlenıyor. Borçlara ertelemeANKARA (Cumhurijet Bürosu) - Ziraat Bankası, do- ğal afetlerden en az yüzde 40 oranında zarar gören çiftçi- lerin borçlannjn 1 yıl süreyle erteleneceğini açıkladı. Ziraat Bankası'ndan yapılan açıklamada, il hasar tes- pit komisyonlannca yapılacak incelemeler sonucu, doğal afetlerden en az yüzde 40 oranında zarar gördüğü sapta- nançiftçilerin, bankaya olan 1997 vadeli borçlannın, 1 yıl süre ile faizsiz olarak erteleneceği bildırildı. Açıklamada, borçlann ertelenmediğine ilişkin haberle- rin doğru olmadığı kaydedildi. Doğal afetlerden zarar gören çiftçilerin borçlannın er- teleneceğine yönelik uygulamanın Bakanlar Kurulu'nda karara bağlandığı belirtilirken, zaran belirlenen çiftçiler- den bankaya başvuranlann borçlannın hemen ertelenece- ğine dikkat çekildi. YAPI VE KREDİ BANKASI A.Ş.'DEN DÖRDÜNCÜ, ALTINCI VE YEDİNCİ MENKUL KIYMETLER YATIRIM FONU YATIRIMCILARINA DUYURUYapı ve Kredı Bankası A.Ş.'nın Kurucusu olduğu Dorduncu. Altıncı ve Yedıncı Menkul Kıymetıer YaCnm Fonları. Sermaye Pıyasası Kurulj'nun Serı- VII. No: 10 sayııı Teblığı'nın 54 uncu naddesı çerçevesınde Sekızıncı Menkj] Kıymetler Yatınm Fonu bunyesınde bırleştırıleceğınden. Sermaye Pıyasası Kuruiu'nca 3 9.1997 tarıh ve Kv D/556 sayı ile onay.anan soz konusu Yatınm Fonlan IçtuzüKİerının tad.l edılen sureye ılişkin 3.2 naddesı 11.9.1997 tarihinde ticaret sıcılıne tescıl ve 16.9.1997 tarıh ve 4377 sayılı TTSC nde nan edılmıştır. Içtuzuk değışiklıgı -le bırlıkte. Dorduncu. Abncı ve Yedıncı Menkul K.ymetler Yatınm Fonlan'nın Sekızıncı Menkul Kıymetier Yatınm Fonu bunyesınde b rleşmesıne ve soz konusu Fonlar ın tun nal varMının SeKizıncı Menkul Kıymetler Yatınm Fonu'na devredılmesıne ımkân sagianmıştır Bakan Gürdere ATÎAD heyetini kabul etti 6 AB artık ara hedef ANKARA (AA) - Avrupa Türk tşadamla- n ve Sanayicileri Demeği (ATİAD) Başka- nı Ahmet Aydm ile Yönetim Kurulu üyele- ri, Devlet Bakanı Metin Gürdere'yi ziyaret ederek hazırladıklan "2010 Yın Raporu"nu sundular. Türk insarunın başlangıçta AVTU- palı karşısında kompleksleri bulunduğunu, fakat Almanya'ya giden işçilenn bu ülkede başanlı olmasının, hatanın insanlarda değil, sistemde olduğunu ortaya çıkardığını anla- tan Gürdere. "Kalkınma, arnk hükümetie- rin değil, işadamlannuı mcsclcsi. AB'\c üye- lik bizim için artık ara hedef; öyle de olmab- dır. Ankara'da si\asi kavgalardevam eder, a- ma bu sizi etkilemesin" dedi. ATlAD Başkanı Ahmet Aydın da Türki- ye'de en çok istedıklen şeyin ıstikrarlı bir pohtikyaşam olduğunu söyledi. 1980'lıyıl- lann Almanya'da ortaya çıkardjğı Türk işa- damlannınATİAD'ıoluşturduğunu,buüye- lerin de Avrupa'da çok başanlı olduklannı anlatan Aydın. Türkiye'nin gündeminde 12 Aralık'ta yapılacak AB toplantısı olması ge- rektiğini kaydetti. Aydın, hazırladıklan rapo- run 2010 yılmda Almanya'daki Türk köken- li müteşebbis sa>ısının 110 bine, cirolannın ise yüz milyar dolara ulaşacağını ortaya koy- duğunu bildirdı. ATlAD tstişare Kurulu Baş- kanı Kemal Şahin ise, ülkelerin gücünün ge- lecekte jeo-ekonomik olarak ifade edilece- ğini belirterek yurdışında 55 bin Türk işadammın çalıştığını vurguladı. YAPI VE KREDİ BANKASI A.Ş.'DEN BEŞİNCİ MENKUL KIYMETLER YATIRIM FONU YATIRIMCILARINA DUYURUYapı ve Kredi Bankası A.Ş.'nın kurucusu olduğu Beşıncı Menkul Kıymetler Yatınm Fonu. Sermaye Pıyasası Kurulu'nun Serı: VII. No: 10 sayılı Teblığfnın 54'uncu maddes. çerçevesınde Bırıncı Menkul Kıymetler Yatınm Fonu bunyesınae bırleştınleceğmden. Sermaye Pıyasası Kurulu nca 3 9.1997 tarıh ve KY3657 sayı ile onaylanan soz konusu Yatınm Fonu Içtuzugu nun tadıl edıler sureye ıl şKin 3 2 maddesı. 11.9 1997 tarihinde ticaret sıcılıne tesc I ve 16.9 1997 tarıh \/e 4377 sayılı T r SG nde ilan edılmiştır. içtuzük değişıklığı ile brhkte. Beşıncı Menkul K ymetler Yatınm Fonu nun Bırıncı Men<ul Kıymetler Yatınm Fonu bunyesınde bır'eşmesıne ve soz konusu Fon'un tum mal varlığının Bırncı Menkul Kıymetler Yatırın Fonu'na devredılmes ne ımkân sağlanmışt'r.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle