Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 EYLUL 1997 PERŞEMBE
HABERLER
Şahan topraga
verildi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu)- Geçırdıği kalp
knzi sonucu yaşamım
yıtıren Anadolu Ajansrnın
eski çalışanlanndan gazeteci
Hasan Şahan Maltepe
Camisi'nde kılınan öğlen
namazının ardından
Karşıyaka Mezarlığı'nda
toprağa verildi. Hasan Şahın
için uzun vıllar çalıştığı
Anadolu Ajansı Genel
Müdürlüğü öniinde tören
düzenlendi. Törene.
Şahan'ın eşi \e çocuklan ile
diğer yakınlan. Anadolu
Ajansı Yönetim Kurulu
Başkanı ve Genel Müdürü
Mehmet Güler. CHP Genel
Sekreteri Adnan Keskin,
CHP Samsun Mıllenekili
Murat Karayalçın,
Parlamento Muhabirlen
Demeğı Başkanı Banş
Kaşıkçı. çalışma arkadaşlan
ile gazeteci dostlan katıldı.
ÖDP'liler Köln'de
toplanıyor
• BREMEN/KÖLN
(Cumhuriyet) - Özgürliik ve
Dayanışma Partisi'nce
(ÖDP) düzenlenen 'tkinci
Avrupa Tartışma-
Değerlendırme Konferansı"
27-28 Eylül günleri Köln'de
gerçekleştırilecek. ÖDP
Genel Başkan Yardımcısı
Yıldınm ICaya yaptığı
açıklamada. ekim ayında
yapılacak Büyük Kongre
öncesi düzenlenecek bu
konferansta amaçlannın
Avrupa'da yaşayan
milyonlarca Türkıyeli
göçmenin sorunlannı
tartışmak ve çözüm yollan
bulmak olduğunu kaydetti.
Hindistan'a
dostluk mesajları
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Hindistan'ın
bağımsızlığının 50
yıldönümü nedenıyle
"Babür'ün Rısala-Türki
Manzum"u adlı serginin
açılışına katılan Başbakan
Yardımcısı Bülent Ecevit.
bu ülke ile ilişkilerin
gelişmesınin Asya-Avrupa
bütünleşmesine hız
kazandıracağını söyledi.
Hindistan'ın yakfaşık l .5
'yıtdır 13 partli azınlık
hükümetiyle
yönetilmesindeki
başansının demokrasi ve
laiklığe bağlılığa
dayandığını kaydeden
Ecevit. "Şimdi Türkıye de
benzer bır başanyı, üç
partili bır azınlık
hükümetiyle
göstermektedir" diye
konuştu.
RP'ye Duverger
• ANKARA (UBA) - RP
Genel Başkanı Necmettin
Erbakan'ın, Anayasa
Mahkemesi'ne vermek
üzere hazırladığı savunmayı
Fransız Siyaset Bilimci
Maurice Duverger"nin
görüşleriyle desteklediği
bıldirildı. Esas hakkındaki
mütalaaya ilişkin savunma
hazırlıklannı sürdüren
Duverger'nın Erbakan'a
gönderdiği 184 sayfahk
incelemede. RP'nin
kapatılması durumunda
Türkiye'nin taraf olduğu
uluslararası anlaşmalara ters
düşeceği görüşünün
savunulduğu öğrenildi.
Düzeltme
• Haber Merkezi -
Gazetemizin 3 Temmuz
1997 tanhlı sayısının 1.
sayfasında "ANAP'lı Diker:
Örgütün 2. adamı Hanefi
Avcı" baslıklı UBA
mahreçli haberde, "CHP'li
Sabri Ergül de DGM Sa\ cısı
Talat Şalk ve eski DGM
Başsavcısı Nusret Demiral
işm bu ayağı dedi"' ifadesi
yer almıştır. Sabn Ergül.
daha sonra öğrendığini
belirttıği haberde yanlış
anlamaya yol açacak
unsurlar bulunduğu
gerekçesiyle şu açıklamayı
yaptı: "Ben Demiral ve
Şalk'ı polise. anayasaya
aykın şekilde telefon yetkisi
veren DGM karannın
alınmasını sağladıklan içın
eleştirdim ve eleştiriyorum.
Eski DGM Başsavcısı
Demiral ve DGM Savcısı
Şalk için 'Bu işin DGM'dekj
ayağı' nitelemesinde
bulunmadım ve onlan çete
ile ilişkıli gösterecek \e
yanlış anlaşılmaya neden
olacak bir beyanda \e imada
bıle bulunmadım. Her şeye
rağmen, yanlış da olsa
hukuki görüşlen ve
icandıklan kararlan veren
>argı organı mensuplannı
'ayak' olarak nıtelemem
düşünülemez."
Mesudiye'de özel timin öldürdüğü iki çocuğun ailesi Danıştay'a başvurdu
Devlete
6
kan davası9
ERDOĞAN ERİŞEN
ORDU - Ordu'nun
Mesudiye ilçesinde hay-
van otlatmaktan döner-
ken özel tim tarafından
öldürülen Cihat Metin ile
Turgay Metin'ın ailelen,
İçişleri Bakanlığı aleyhi-
ne 5 milyar liralık maddi
ve manevi tazminat da-
vası açtı. Bölgede incele-
melerde bulunan CHP
Genel Sekreter Yardım-
cısı ve Amasya Milletve-
kilı Haydar Oymak. gü-
venlik güçlerinin keyfı
davrandığını söyiedi.
Oymak. Karadeniz'de si-
lah dağıtımının derhal
durdurulması gerektiğı-
ni belirterek bölgede *te-
rör senaryolan yazan-
lar" ile "belli bir siyasi
dûşünceye yakın insanla-
ra" silah dağıtıldığını
öne sürdü. Teröre aynlan
kaynakların partizanca
kullanıldığını da ileri sü-
ren Oymak. "Terör fo-
nundan Rize'ye 840 mil-
yar gönderildi. Rizc'de
terör mü var" dive sordu.
• İki çocuklan özel tim tarafından öldürülen Metin ailesinin avukatı Tevfik
Karabulut, olayla ilgili soruşturmada iki özel tim mensubunun kusurlu olduğunun
belirlendiğine dikkat çekerek, "Biz de yasal hakkımızı kullanarak Danıştay'a
başvurduk" dedi.
Bölge milletvekillerine göre konu abartılıyor
Karadeniz MGK gündeminde
İkı çocuklan özel tim
tarafından öldürülen Metin ailesinin avu-
katı Tevfîk Karabulut olayla ilgili soruş-
turmada iki özel tim mensubunun kusur-
lu olduğunun belirlendiğine dikkat çeke-
rek. "Biz de yasal hakkımızı kullanarak
Danıştay'a başvurduk" dedi.
Karadeniz Bölgesi'ndeki terör olaylan
ile ilgili Ordu ve ilçelerinde iki günlük bir
inceleme gezisi yapan CHP Genel Sekre-
ter Yardımcısı Haydar Oymak ise dün
CHP ıl binasında bir basın toplantısı yap-
tı. Mesudiye ve Gölköy ılçe merkezleriy-
le kırsal kesimlerde yaşanan terör olayla-
nyla ilgili vatandaşlarla görüştüğünü be-
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) -
Ordu'da "terörist sızma"ya karşı
yoğun silahlandırma ve özel tim
baskısını değerlendiren bölge
milletvekılleri. olaylann
"abarbJdığı"nı belirttiler. DTP
Ordu Milletvekili ve Devlet Bakanı
Refaiddin Şahin, Ordu'da
teröristlerin bannacak ortam
bulamayacağını savunurken,
güvenlik kuşağı oluşturulması için
Şebinkarahisar'ın il olmasının
gündemde olduğunu söyiedi.
PKK'nin Karadeniz'e sızma
girişimleri bugün toplanacak olan
Milli Güvenlik Kurulu'nda
görüşülecek. Devlet Bakanı Şahin,
Ordu'da son dönemde yaşanan
olaylann koruculuk sistemi
kurulması ya da büyük önlemler
alınmasını gerektirecek boyutta
olmadığını vurgulayarak. "Bu
Günevdoğu'da etkisiz hak geten
PKK\e diğer illegal örgütierin
propaganda amaçlı stratejik-taktik
pUnıdır" dedi. Cumhuriyet'in
sorulannı yanıtlayan Şahin,
Mesudiye. Aybastı, Suşehri.
Reşadiye'de PKK'nin Karadeniz'e
taktik olarak sızma planı yapmış
olabileceğini belirtirken, "Ancak
bu. birkaç vur-kaç olayından öteye
gjdemez" görüşünü savundu.
Mesudiyeli olan ANAP Samsun
Milletvekili Bfltekin Özdemir ise
halkın kendisini konıması için
silahlanmasının doğnı olduğunu
savundu. Güvenlik güçlerinin 2
çocuğu "yanhşakla"1
öldürmelerine
de değinen Özdemir, "Ozd tim de
bu konuda hassas davranmalı. Aksi
takdirde tepki toplar ve istemeyen
sonuçlar doğunır" dedi.
MGK'nin bugün Çankaya
Köşkü'nde yapacağı toplantının ana
gündem maddelerini S-300 fuze
bunalımı ve PKK'nin Karadeniz
Bolgesi'ne sızma girişirrderi
oluşturuyor. Toplantıda, istihbarat
birimleri tarafindan hazırlanan
"Terörün Karadeniz'e Yayıiması ve
Alınacak Önlemler" konulu rapor
kurul üyelerinin bilgisine
sunulacak. Raporda, Giresun-Ordu-
Sıvas ve Tokat'ta 120'ye yakın
DHKP-C, PKK ve TÎKKO
militanınm bulunduğu
kaydedilirken, terörün bölgeye
kaymasının önüne geçilebümesi
için itk aşamada koordinasyon
merkezi oluşturulmasL, istihbarat
elemanı ve özel tim takviyesi
önerildi.
lırten Oymak. bölgede terör olaylannın
çok abartıldığını söyiedi. Oymak "Bunun
sorumlulanmn başmda bttinçsizcedemeç-
ler veren yetkililer ile rating uğruna abar-
nlı haberter yapan basın gehnektedir" de-
di.
Bazı yasadışı terör örgütlerinin Kara-
deniz'e sızma hareketlerinin varlığına dik-
kat çeken Oymak gözlemlerini şöyle an-
lattı:
"Bir sızma da olmuş. Ancak bu sızma
önceden bilinmesine rağmen devlet ciddi
bir organizasyon >
r
apmamıştır. Terörle mü-
cadelede geç kalınmıştır. Eğitimsiz ve key-
fi bir mficadele şekli var. Nc yazık ki iki ço-
cuğumuz hiç yokyere öldürülmüştür. Bun-
dan önce bir srvil vatandaş da özel tim ta-
rafından öMürülmüş. Bu olav lar keyfiliğe
kaçan. aceleci bir tavırdır. Ozel tim ciddi
eğitilmiş ve serin kanlı insanlardan oluş-
mahdır."
'Ödünç silahlar yanlış1
Terör olaylan n önlenmesi için halka
ödünç silah dağıtılmasının da yanlış oldu-
ğuna dikkat çeken Oymak şöyle devam
etti: "Yöre halkı teröristlere yardım ede-
cek yapıda değil. Bu oldukça memnuniyet
vericidir. Ama kapısına silah-
la gelen kişiye de istediğini
vermek durumunda. Çünkü
canı tehlikede. Ancak hiç te-
rörle ilgisi olmayan insanlara
silah dağralmış. Silah dağra-
mında ber başvurana silah
vermek gibi bir yol izlennıiş.
En acı yanı da silah dağıb-
mında belli bir siyasi dûşün-
ceye yakın insanlar tercih
edilmiş. Bunun yanı sıra. si-
lah ruhsaü almak zor oldu-
ğundan çeşitü terör senaryo-
lan yazarak evlerini taşlayıp
"teröristler >aptı" diyereksi-
lah alanlar var. Bunun önü-
ne derhal geçilmeüdir."
Özellikle bir polis va iki
askerin şehit edildiği, özel
tim polislerinin 3 kişiyi terö-
rist sanarak öldürdüğü Me-
sudiye ilçesinin. devletin is-
tihbarat yetersizliği nedeniy-
le teröristler için cazip bir
alan olduğunu belirten Hay-
dar Oymak konuşmasını
şöyle bitirdi:
u
Mesudiye ile köylerinin
arasındaki ortalama uzakuk
bir saatin üzerinde. Telefon-
laşma oranı çok dûşük. Bu-
rada ciddi bir haberteşmesis-
temi kuralmalıdır. Bölgede
seri hareketeden, iyi eğitilmiş bir güvenlik
gücünûnohışturulması şarttır. Çünkü bır-
kaç eşkıya" anlayışı vann önüne geçilme-
si zor oluşumlan yaraür. Bu amaçla oluş-
turulan kaynaklar var. Ancak bu kaynak-
lar hükümet tarafindan partizanca amaç-
larda kullanılıvTjr. Son olarak Başbakan'm
memlcketi Rize'de terör için aynlan fon-
dan 840 milyar lira yardım gönderildi. A-
ma ne Ordu'ya, ne de Giresun'a tek kuruş
gönderilmedi. Rize'de terör mü var? Ri-
ze'nin yardıma ihriyacı olabilir. Ama bu
terör için oluşturulan kaynaktan sağlan-
mamau."
YDK'yi özerkleştirme tasansı
Denedeme Kuruhı
TBMM'ye ba^anıyor
• Devlet Bakanı Hikmet Sami Türtr
tarafından hazırlanan yasa taslağında,
Başbakanlık devre dışı bırakılarak YDK'nin
TBMM'ye bağlı özerk bir kurul olması
öngörülüyor.
ANK\R\ (Cumhuriyet
Bûrosu) - 55. hükümet,
yolsuzluk, usulsüzlük ve
şaibeli işlemlenn üzerine
daha kararlı gıdebilmek
için Başbakanlık Yüksek
Denetleme Kurulu'nu
(YDK) özerk bır yapıya
kav uşturuyor. YDK'nin
Başbakanlığa bağlı olma-
sının "kuvvetler ayrüıgı"
ilfcesıni zedelediği görü-
şünden yola çıkjlarak Dev-
let Bakanı Hikmet Sami
Türk tarafindan hazırlanan
yasa taslağında. Başbakan-
lık devTe dışı bırakılarak
YDK'nın TBMM'ye bağ-
lı özerk bir kurul olması
öngörülüyor.
YDK'nin yapısının ye-
nıden düzenlenmesi için
De\ let Bakanı Hikmet Sa-
mi Türk tarafindan hazırla-
nan yasa taslağı. önceki
gün yapılan Bakanlar Ku-
rulunda ele alındı. Taslak-
ta. YDK'nin Başbakan-
lık'tan alınarak TBMM'ye
bağlı özerk ve tüzel kişili-
ğe sahip bır kurul durumu-
na getirilmesi öngörülüyor.
Taslağın yasalaşması du-
rumunda, TBMM araştır-
ma ve soruşturma komis-
yonlannın istediği incele-
meyi yapabilecek olan ku-
rul, usulsüzlükler konu-
sunda doğrudan soruştur-
ma başlatma yetkısıne sa-
hip olacak. YDK'de yapıl-
ması planlanan yapısal de-
ğişikliğin dayandınldığı
gerekçeler şöyle:
- YDK'nin Başbakanlı-
ğa bağlı olması. lcuvvetler
aynlığı ilkesıni zedelıyor.
- YDK'nin kamu iktisa-
dı teşebbüslerin Dünya
Bankası'ndan aldıklan
kredilerin işleyişinın taki-
bı için yapılacak denetim-
len yürütmesıne karşın
idari yönden Başbakanlığa
bağlı olması sakıncalıdır.
- Özelleştirmeye ilişkin
işlemler ile özelleştirme
bedellerinin Özelleştirme
Yasası ile YDK tarafindan
yürürülmesi öngörülmesi-
ne karşın. bakanlardan olu-
şan Özelleştirme Yüksek
Kurulu karar ve tasarrufla-
n hakkında Başbakanlığa
bağlı bir kurulun denetim-
lerinin idari ve hiyerarşık
ilişkiler yönünden sakınca-
lan olacaktır.
Bir bekâr odasının lürası 80 milyon
Akmerkez, Çırağan Oteli gibi
yapılanyla Avrupa'yı andıran 15
milyonluk Istanbul'a ekmek kavgası
için göç eden yüzlerce genç,
tuvaleti olmayan. camlan kınk
"bekâr evlerinde" sefalet ıçınde
yaşamayı sürdürüyor. Eminönü
Belediyesi sağlık ve zabıta ekipleri,
belediye Başkan Yardımcısı HaKl
Çelikkollu yönetiminde dün
Küçükpazar ve Vefa semtlerinde
bulunan bekâr evlerini denetledi ve
sağlık koşullanna uygun
olmavanlan mühürledi. Bir
odasında 7-8 kişinın sağlık
koşullanndan yoksun yaşadığı bu
tür ruhsatsız yerlerin kapatılması
için çalışmalar yaptıkJannı belirten
belediye yetkilileri. ışletme
sahiplenne evlenni belediye oteli ya
da pansiyona dönüştürmeleri
yönünde uyanlar yaptıklannı ancak
uyanlannın dikkate alınmadığını
kaydettiler. Eminönü Belediye
Başkanı Ahmet Çetinsava da
belediye sınırlan içinde bulunan
111 bekâr evinı bir süre önce
mühürlediklerini ancak 67"i evin
mührü kınlarak yeniden etkinlık
göstermeye basladığını belirterek
kısa sürede bu evleri
kapatacaklannı bildirdi. Evlerde
yaşayan gençler ise bu tür yerleri
seçmelerinin nedenini, kendilerine
bekâr olduklan gerekçesiyle ev
verilmemesi olduğunu ifade ettiler.
Kaldıklan evlere kişi başına ayda
10 milyon lira ödediklerini söyleyen
gençler, yaşadıklan yerlerin pis ve
sağlıksız olmasından da yakmdılar.
(Fotoğraf: BERTAIS
AĞANOĞLU)
SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR
Bir gün, elektrikleri söndür-
düğümüz için, ampulü icat e-
den Thomas Edison'a teşek-
kür edeceğimizi düşünebilir
miydik? 30 eylül salı akşamın-
dan itibaren her gece saat
09.00'da Edıson'un icat ettiği
ampulümüzü belki bir dakika,
belki daha uzun bir süre kapa-
tıp açacağız. Çetelerin hesabı-
nın görülmesi ve temiz bir top-
lum için tepkilerimizi dile geti-
receğiz.
Yeniden ışık başı yapacağız.
Işık söndürme eyleminin ikinci
kez gündeme gelmesi, kafa-
larda bazı soru işaretlerine yol
açıyor. Bu sorulardan ilki:
"Yaptık da ne oldu?" Ben de
özellikle bu soruyu tartışmak
istiyorum. Öncelikle ve özetle
söyleyeyim, çok şey oldu. Bel-
ki de ilk kez, sıradan yurttaş,
herkesin göreceği şekilde de-
mokrasi özlemlerini, temiz si-
yaset özlemlerini dile getirdi.
Işıklarını bir günlük söndürüp
vazgeçmedi, bir ay süresince
ısrarla ve artan sayıda katılım-
la "Ben vanm, bu durumdan
memnundeğilim, çeteleriiste-
Thomas Edison'a Teşekkür
miyorum" dedi.
Soruna yurttaş inisiyatifi açı-
smdan bakarsak önemli bir ka-
zançtan söz edebiliriz. Bunun
dışında ne gibi kazançlardan
söz edilebilir? Medya ve yurt-
taşlar birbirini etkileyerek ve
ağırlıklı bir kamuoyu oluştura-
rak çetetere zor günler yaşat-
tılar. Düne kadar astığı astık
kestiği kestikortalıkta dolaşan
ve kimsenin hesap soramadı-
ğı kişilere, ilk kez ciddi şekilde
dokunuldu.
Ibrahim Şahin ve diğer Özel
Tim üyelerinin tahliye edilmesi
çok can sıkıcı. Devlet, bu işin
üzerine ciddi şekilde gitseydi
binlerce faili meçhul cinayet,
yargısız infaz ortaya çıkarılabi-
lir, bunlann sorumlusu katiller
de yargı önünde hesap verebi-
lirdi. Türkiye, demokrasiye ve
aydınlığa ancak böylesine de-
rinlemesine sonuçlarla yürüye-
bilirdi. Ne yazık ki böyle olma-
dı.
Böyle olmadı ama, Ibrahim
Şahin gibi, Mehmet Ağar gibi
neredeyse Susurluk kazasına
kadar iktidan elinde tutan. bir-
çok işin sorumlusu olduğu bu-
gün daha iyi anlaşılan kişiler-
den ilk kez hesap sorulabile-
cek bir ortam doğdu.
Ibrahim Şahin tutuklandığın-
da da yazmıştım, onlann ce-
zaevine atılması önemli birdö-
nüm noktasıydı. Unutmamak
gerekir kı onlann da devlet için-
de büyük güçleri var. 55 yıldır
sola düşman bir anlayış devle-
te yön veriyor. Şovenizm ve ırk-
çılık neredeyse resmi politika
halinde.
Bu anlayış bugün de değiş-
miş değil. Bugünden yarına
çetelerden hesap sormayı bir
yargı veya teknik bir hesap sor-
ma olarak görmemek gereki-
yor.
Susurluk bir devlet anlayışı-
nın üriinü. Devletin bir anlam-
da "ülkücülerin" denetimine
geçmesi sorunu. Bakın
ANAP'a, DYP'ye, hatta RP'ye,
eski ülkücü militanlar bu parti-
lerin tepelerinde. Sosyal de-
mokrasi içinde son dönemde
ciddi bir şovenizm rüzgârı esi-
yor. Sosyalistler içinde bile
devletçilik ve milliyetçilik taraf-
tar buluyor.
Susurluk, işte bütün bunlar-
la bir hesaplaşma. Susur-
luk'tan aydınlığa doğru uzun
ve sabırlı bir yürüyüş gerekiyor.
Bir dakika karanlık eylemi, de-
mokrasiye gidişte yurttaşların
inisiyaıiflerinin dile getirildiği
önemli bir konaklama noktası.
Demokrasi düşmanı çetelerle
demokrasi güçleri arasındaki
savaşta, banş ve demokrasi
güçlerinin atağa geçtikleri bir
nokta.
Şimdi yeniden, ışık başı ya-
parken, kaybettiğimiz mevzi-
leri yeniden ele geçirmeyi, çe-
telerin yargı önüne çıkanlması
ve soruşturmanın derinleştiril-
mesi taleplerimizi dile getire-
ceğiz. Hemenyarın, birçırpıda
büyük başarılar beklemeden,
sabıria adım adım banşa, öz-
gürlüğe yürümeye çabalaya-
cağız. İlk eylemden çok şeyler
kazandığımızı düşünüyorum.
Yeni dönemde yeni kazançlar
da elde edeceğimizden emi-
nim.
Türkiye'de yaşadığımızı, ül-
kemizin Güneydoğusu'nda her
gün onlarca gencimizin yaşa-
mını yitirdiği birtoprakta yaşa-
dığımızı unutmayalım. Milyar-
larca dolann savaşta harcandı-
ğı bir ülke burası.
Türkiye'nin silah sanayiine
150 milyar dolar yatıracağın-
dan söz ediliyor. Bu rakam, bir
yıllık bütçenin beş katı. Bu sa-
vaştan, bu paralardan çıkarı
olanlann çeteleriyle hesaplaşı-
yoruz. Işimiz zor ve çetrefil.
"Sürekli Aydınlık İçin 1 Dakika
Karanlık" bir yeni üslup getir-
di. Bu üslubu yeni koşulîarda
yaygınlaştırmak ve kıtleselleş-
tirmek gerekiyor.
Üstelik de, bu çetelere karşı
olduğunu söylediği için yum-
ruk yemiş bir Başbakan
yönetimde.
Haydi Işık Başına!
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Güzel Haber veya Soap Opera
Her sabah aydınlık, yarınlar içın sevinç uyandı-
ran, yaşama umudunu arttıran güleryüzlü haberler
vermeyi hangi gazete ve böyle haberleri okumayı
hangı okur istemez?
insanların öncelikle ve her zaman iyi şeyler duy-
mak istemelen, doğanın işleyişi gereğidir. Çünkü
bugün yaşanan. yarın yaşanacağı bilinen güzel
şeyler, hayatın güvenceleridir. Bu güvencelen bil-
mek ve ummak isteriz.
Gazete editörteri "Güzel haber" isterler. Genel ya-
yın yönetmenleri, yazı ışlerı müdürteri, sayfa sekre-
terieri bazen basbas bağırırlar: "Kardeşim güzel
haber getirin; gidin arayın bulun ve getirin. Bık-
tık kötü haber venmekten. Bu ülkede hiç mi gü-
zel bir olay olmuyor!"
Ülkede hırsızlık dız boyudur. Yolsuzluk her yönü
sarmıştır. Devlet bataklığa dönmüştür. Ülkede maf-
ya rüzgârları esmektedir. intiharlar, cinayetler ve
trafik kazaları ortalığı "kan gö/ü"rre.çevirmiştir.
TV'lerde bütün bunlann haberieri ve görüntüleri sı-
cağı sıcağına ıletilmektedir. Gazete manşetleri her
gün iri ve kara puntolarla başka bır kötü haberi
okura ıletmekte yarışmaktadırlar. Böyle ortamlarda
adaleti yeller alıp götürmüş, bir kesim için yoksul-
luk köşebaşlarında değil, artık cadde boyu sergile-
nır olmuştur.
Her türlü uğursuz, her köşede pusuya yatmıştır.
Ülke içinde olmadığı gibi, ülke dışında iç açıcı hiç
bir şey yoktur ve Türk'ün Türkten başka dostu
kalmamıştır".
Bu koşulîarda ülke ve insanlar güzel şeylere has-
rettir.
Ve güzel haberın, hem de her türlü güzel haberin
"satış koşullan" fazlasıyla oluşmuştur.
Kıtlığı çekilen bır malın müşterisi çok olur.
İşte bu koşulîarda yayın müdürleri de değişik, il-
ginç, renkli, ıç açıcı haber arayışına girerler.
Bu çabalann sonucu olarak, genellikle "Güzel ha-
ber" zortayarak üretılmekte ve okura tek yönlü ve
aldatıcı yönteriyle verilmektedir.
• • •
Bunlara bir örnek "Kanserin ilacını bulan Türk
doktoru" habendır.
Ağustos ayı boyunca medya bu haberin cıcığını
çıkardı. Amerikan vatandaşı Türk doktor Rrfat Pa-
mukçu'nun "7 yıldır üzerinde çalıştığı ilacın akcığer,
göğüs, prostat ve cilt kanserierinin tûmünde başanlı
sonuçlar alındığı" ve "dünyada herkesin Pamuk-
çu'nun başarısını konuştuğu" duyuruldu. Okurda
veya bu haberleri izleyenlerde oluşan genel kanı,
kanserin işinin bittiği şeklindeydi.
Fuat Kozluklu'nun Cumhuriyet'te yayımlanan
haberinde ise Pamukçu "Kanser ilacını medya
abarttı... Maalesef kanserin ilacını bulmuş deği-
lim.. İlacın, kanseri kesinlikle önleyebilir, diye tanı-
tılması yanlıştır. Gelişen tümörieri engelleyen bir
ilaç bulduğumuzu düşünüyonjz. Bu ilaç tümörün
tüm vücuda yayıldığı olaylarda etkili değildir. Bu-
gün daha guçlü ilaç etkisi olan ve yaygın kanser
vakalannda etkili olan ilaçlar vardır. Bizim ilaç üze-
rinde deneyler ve araştırmalar yüzde yüz tamam-
lanmış değil, her şey kesinlik kazanmadı".
"Pembe" haberlerde işin aslının ne olduğunu öğ-
renmek içın, okurun çok çaba sarfetmesi gerek-
mektedir... Yazı editörierının veya muhabırlerın, bu
konuda neleri yazmadığını bulup çıkanmak zordur.
Olayı yeniden kaynağından araştırmaktan başka
çare de yoktur.
Dr. Pamukçu'nun ılacı umanz çok iyi sonuçlar
verir ve biz de gerçekten seviniriz.
İkinci "güzel haber" örneği, maaşlarden vergı ke-
sintisınin alt sınınnın yüzde 25'ten yüzde 10'a ine-
ceği haberidir.
Bir bakanlıktan "uçurulan" haber aynen gazete-
lerde yer aldı. Sanki hemen oluyormuş gibi. "Çalış-
malar başladı". Okur, "Acaba gelecek ay yetişir
mi!" beklentisi ıçine bile girdi!
Maliye Bakanlığı, bır dizi yeni önlem alınmadan
böyle bir kararın uygulanmasının imkânsız olduğu-
nu Cumhuriyet'e açıkladı da biz ücretlılerin pembe
rüyalan kısa sürede sona erdi!
Vergi kesintılerının yüzde 10'a ineceğini yazan
muhabir veya gazete, bunun nasıl ve hangi koşul-
îarda mümkün olabileceğini araştırmaz, başka kay-
naklardan soruşturup haberinı doğru temellere ni-
çin oturtmaz? Bunu yaparsa haberinin havası kaça-
caktır da ondan!
Bizım gazete de sanki haberierin havasını kaçır-
mak için vardır, mübarek!
Adı da bu yüzden "karamsar haberier veren ga-
zefe"ye çıkmıştır ve bu özelliğinden dolayı da bazı
okurların tepkisinı çekmektedir!
Arada sırada kendıme sormuyor değilim: Acaba
okur da haberin gerçek yönünden çok "pembe"
yönüyle mi daha çok ılgilenmektedir?
Dünya sivil toplıım örgütleri atakta
Yolsuzluklara
ortak bildirge
tstanbul Haber Servisi
-Uluslararası sıvil toplum
kuruluşlan, OECD'nın
rüşvet alan yabancı me-
murlann cezalandınlma-
sına yönelik anlaşmasının
sonuçlandınlmasını iste-
di. Kuruluşlar yayımla-
dıklan bildirgede. 1MF ve
Dünya Bankası'nın yol-
suzlukla mücadele etme-
yen ülkelere kredı akışmı
durdurmasmı isterkenhü-
kümetlenn saydam ve
yurttaşlara hesap verme-
ye hazır olması gerektiği-
ni vurguladılar.
Lima Bıldırgesi'nde
yolsuzluklann önlenmesi
için gerçekleştınlecek
uluslararası ve bölgesel
eylemler şöyle sıralanıyor
- Uluslararası kuruluş-
lann iyi yönetim ve çalış-
ma konusunda ortak ha-
reket için sivil toplumun
yarancı rolünü tamamen
desteklemesi.
- Avrupa Birliği'nin
1997 Mayıs ayında Ba-
kanlar Konseyi'nin öner-
diği yolsuzluk savaşı ile il-
gili politikalann uygula-
masını hızlandırması.
- Dünya Ticaret Orgü-
tü'nün yolsuzluklann
dünya ticaretine olan ciddi
baskısını ele alnıava başla-
nıası.
- Konuyla ilgili tüm
uluslararası kuruluşlann.
Interpol \e Dünya Güm-
riik Teşkilatı'nın (WC0)
uluslararası hukukun infa-
zını sağlamak üzere yeni
tedbırler uygulanması.
- Savdamlık ve doğrulu-
ğu esas alan gümrük re-
form ve modernleştirnıe-
sinin acilen bir çok ülkede
gerçekleştirilmesi.
Bildırgedeki ulusal ve
yerel sevıyedeki eylemler
arasında ise şunlara yer
verildi:
- Tüm hükümetlerin
her türlü işlemlerinde say-
dam ve hesap v«rmeye ha-
zu- şekilde hareket etmesi
\eyurttaşlann azami ölcü-
de hükümetteki tüm bilgi-
leri isteyip alabihnesL
- Hükümetlerin yolsuz-
lukla savaşın bağlı olduğu
hukukun üstünlüğü ilkesi-
nin temel taşı olan adale-
tın bağımsızlığının sağ-
lanması.
- Memurlann aldıklan
hediyelerin kayıüan için
bir sistem geliştirilmesL
- Yolsuzluktan sabıkalı
kişilerin politik makamla-
ra ve kamu güvenliği ile
ilgili yerlere tayinlerinin
önlenmesi.
- Basınuı rolünü oyna-
yabilmesi için hükümetle-
rin. srvil toplum örgütleri-
nin ve basının gerekli şart-
lann oluşması için birlikte
çahşması.