Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1997 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERİN DEVAMI 17
fetrtul
Edine
Kocaeli
Çanakkale
Izmr
Mansa
Ayar
Dendi
Y
Y
Y
PB
PB
PB
PB
PB
Wm
18
19
20
21
25
26
28
25
Zorsçuldak Y 15 Antalya
Sinop
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskışehır
Konya
Sıvas
Y
Y
Y
Y
Y
Y
PB
Y
19
20
21
21
18
19
22
19
A 29 Kars
Adana
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
A
A
PB
PB
PB
PB
PB
PB
31
30
30
30
27
30
24
23
23
Yurdun kuzey kesım-
lerı çok bulutlu, Trak-
ya, Marmara'nın do-
ğusu. Iç ve Doğu
Anadolu'nun kuzeyi Helsinkı
ile Karadenız bolge- stockholm
Y 22
A 15
fen yağmuriu, yer yer : — - r —
sağanakyağışlı.dığer L o n d r a
 15
A 22
yefter parçalı az bu- Amsterdam
lutlu geçecek. Hava Brüksel
sıcaklığı yurdun ku- 5
zeybatı kesimlerinde İ-HÎ22
azalacak, ötekı yerler Bonn
değışmeyecek.
A
A
20
22
A 2 3
A 24
Münıh A 19 Milano
Berlın
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
A
PB
PB
PB
PB
PB
PB
Y
20
20
28
19
16
16
25
22
PB 25
ASYA
Moskova PB 8
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tiflis
Kahire
A
PB
PB
PB
PB
PB
A
33
26
26
26
28
26
27
Şam 28
alı bulutlu Sıslı Bulutlu k
Çok bulutlu Yağmurlu Kart > Gok gûrûltûhj
EKONOMIYE BAKIŞ
• Biştarafı 6. Sayfada
Euromoney dergisi özel sayısında piyasalann
riskliiği açısından bir sıralama yapmış. Sanal dün-
yadan sıyrılıp gerçeği görmemizi sağlayan bu ra-
karr.ar borçlanma vadesi ve risk primi açısından
şarnaiyon adayları arasında olduğumuzu gösteri-
yor. Jluslararası piyasalarda mayıs ayı itibanyla
borçianmâ vademizin beş yıl, risk primimizin ise
350 olduğu anlaşılıyor. Bu, düzgün sayılabilecek
olarm yansı kadar bir vadeyle ve olumlu sayılabi-
lec&< risk priminin birkaç katı faizle borçlanabildi-
<ğ\ma anlamına geliyor. Bize yakın olan iki ülke Bre-
zılya ve Ekvador.
Uüslararası piyasalann risk algılaması açısın?
dan /apılan sıralamada da 69. sırada yer alıyoruz.
Bercemeye pek meraklı olduğumuz Ispanya 19,
Portekız 20, Yunanistan 30. sıradalar. Bizden son-
ra Suriye, Irak, İran, Libya gibi piyasalar oyununa
pekde meraklı olmayanlar var. Son bir sıralama da
rüşvet ve para yeme ile ilgili. Biz bu açıdan 38. sı-
rada yer alırken yiyicilikte 24. sıradaki Ispanya ve
25. sıradaki Yunanistan'ı çok geride bırakmış, pi-
yasa söyleminin erdemini kendimizce ispatlamış
durumdayız.
Piyasalar üzerine oturtulan yeni dünyada edin-
diğimiz kimlik ve pozisyonun özetini bu rakamlar
veriyor. Gerçeklik bize dayatılan sanal dünyayı pek
de doğrulamıyor gibi.
• • •
- Peki bunun ne tür sonuçlan oluyor derseniz, pek
çok sonucundan en çarpıcı olanına tşaret ederek
yazıyt tamamlayalım.
Biz, sanal dünya hevesiyle gün geçirirken UNC-
TADın son araştırması insanlanmızın, yaşadığımız
gerçeğin fazlasıyla çarpıldığını gösteriyor. Gelir da-
ğılımındaki eşıtsizlik açısından dünyanın en beter
ikinti grup ülkesi arasında yer alıyoruz. Referans
grubumuzda alışık olduğumuz ya da yeni öykün-
düğümüz ülkeler yok. Honduras, Dominik, Nika-
ragua, Porto Rico, Costa Rika gibi klasman dışı La-
tinlerte; Malezya, Filipinler gibi kaplan meraklısı
olup kuyruğu kısa kalan Asyalılarla aynı gruptayız.
Yaşadığımız gerçeklığin dünya ölçegindeki tanı-
mını bu sayılar ve sıralamalar yeteri ölçüde yapı-
yor. Dediğim gibi bunlar şadece son günlerde ma-
samdan geçen bilgiler. Örnekleri arttırmak kolay.
Esas^or olanı gerçeklik böyle iken faizin, kurun sa-
nal ortamdaki hareketlerinden olmadık hoşnutluk-
lar üretmek. Kendi ölçeğimizdeki gerçekler de
buna elveımiyor. Bu konuya da eğileceğim.
SIT alanları yağmalanacak
• Baştarafi 1. Sayfada
raltıldığı öğrenildi. Yetkililer, tu-
rizme açılan alanlann dökûmü ko-
nusunda bilgi vermekten kaçınır-
ken. bu bölgelerdeki birinci ve
ikinci derece SİT alanlannın duru-
mu da belirsizliğini koruyor.
Devlet Bakanı Refaiddin Şahin,
turizm alanlannın genişletilmesi
yerine, yeni alanlar açılması ve alt-
yapıya öncelik verilmesi gerekti-
ğini vurguladı. Şahin, "Ancak, tu-
ristin tercih ettiği yerler var. O yer-
leri değiştirip 'llla şuraya git" diye-
miyorsun. Dolayısıyla genişletilme-
si gerekir. Örneğin Kaş'ta havaala-
nu Alanya'da yolumuz yok. Bu tür
yerlerin genişletilmesi öngörülüyor.
Türkiye'de turizm arz talep denge-
sine göre şeküTenmeli'' diye konuş-
tu.
Türkiye Seyahat Acentalan Bir-
liği (TÜRSAB) Yönerim Kurulu
Üyesi Nizamettin Şen, yeni alanlar
açmadan önce yataklann kaliteli
ve turizme uygun hale getirilmesi
gerektiğini bildirdi.
Kamping alanlannın yetersizli-
ğine dikkat çeken Şen, "Karavan-
lar artık sokaklarda geceliyorlar.
Yeni turizm bölgeleri yerine bu tür
kamp aianlanna öncelik verilmeu-
dir" dedi.
Akdeniz Turistik Oteller Işlet-
meleri Bırliği Genel Sekreteri Tur-
gay Alp, Antalya bölgesinde bulu-
nan 137 bin yatak kapasitesinin,
yatınm halindeki tesislerin de ta-
mamlanmasıyla 2000 yılında 200
bine ulaşacağinı belırtti.
Antalya ve diğer bölgelerde, ya-
tak sayısının sûrekli yükselmesine
karşın, talepte yeterli artışın olma-
dığını belirten Alp. turizmde su-
num ve istemin kjsa zamanda den-
gelenmesi ve arsa tahsislerinin en
az 5 yıl daha açılmaması gerekti-
ğini bildirdi.
Cumhurbaşkam Süleyman De-
mirelin "Ben 1 milyon yatak isti-
yorum" sözlerini anımsatan Alp,
"Yatak artışı konaklama sektörün-
de fiyat kaosu yaratir. Yatak azlığı-
nın bulunduğu bölgeler araşünla-
rak bulunması veyatak arüşının bu
yöne verilmesi gerekir. Antalya'nın
şu andaki yatak kapasitesi 2000 yı-
lına kadar yeterli. Zaten binlerce
arazi tahsiste" dıye konuştu.
Alp, gereksinim fazlası tesislerin
yarattığı haksız rekabet nedeniyle
büyük tesislerin küçüğe karşı fıyat
indirimine gitmelerinin döviz gır-
disini azalttığına dikkat çekti.
Hizmet kalitesinin de düştüğünü
belirten Alp, "Yaünmcı para kaza-
namıyor. Giderierse çok fazla. Ço-
ğu tesis zarar eder duruma geldi
Bu sefer personelden kısıyoriar.
Hizmet standartını düşürüyorlar.
Turizm menfi yönde etküeniyor"
dedı.
'Rant amaçlamyor'
ÇMO Başkanı Rifat Göksu,
plansız yapılaşmaya dikkat çeker-
ken, yeni turizm merkezleri nede-
niyle kıyılann "mahvolacağını"
söyledi. Karann, bazı fırma ve
gnıplann yatınm yapmayı sürdür-
me isteğinden kaynaklandığını be-
lirten Göksu, "Bunun turizm
amaçh, ülkeye döviz getirsin diye
yapıMığını zannetmiyorum. Rant
arayışı var insanlann. Bununla ilgi-
li isteklerin, taleplerin yerine gel-
mesi kaygısı yatıyor. Burada amaç
yalnızca turizm değiL bunun arka-
sında belûii rant gelirierine saha aç-
mak yatıyor. Karan Türkiye açısın-
dan çok sıkıntüı görüyoruz" dıye
konuştu.
Turîzmde ıııiııik pay
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türki-
ye Otelciler Bırliği'nin (TÜROB), Devlet Ba-
kanı GüneşTaner'e sunduğu raporda, yillık
3.7 trilyon dolan bulan dünya turizm paza-
nndan Türkiye'niıı, "kayıtdışı ve bavul tka-
reti" de dahil olmak üzere toplam 20 milyar
dolarlık pay alabildiği vurgulandı. TÜROB,
turizm endüstrisindekı sorunlann her geçen
yıl büyüdüğüne, "uludararası siyasi yapı ve
terör eylemlerinin" de hizmetin ucuza satıl-
masına neden olduğuna dikkat çektı.
TÜROB'unhazırladığı "2000'BYıBaraGJ-
rerken Turizm Endüstrisinin Durumu. So-
runlan, Kısa \e Uzun Dönem Çözüm Öneri-
lerimiz
71
başlüdı raporda, Ağustos 1997 iti-
banyla Türkiye ve dünyada turizmin örgüt-
lenme, teşvik sistemi, eğitim, altyapı gibi so-
runlanna değinildi. Rapora göre, yılda 3.7
trilyon dolara varan dünya turizm gelirine
karşılık Türkiye'nin kayıtlı, kayıtsız ve bavul
turizminden kazandığı gelir yalnızca 20 mil-
yar dolar. Bugüne kadar yapılan yatınm ise
30 milyar dolara ulaşıyor. Raporda, turizm
kaynaklı vergilenn de 1.45 milyar dolar «1-
duğu belirtildi. Tunzm alanında dünyada 255
milyon, Türkiye'de 500 bın kışinin çalıştığı-
na işaret edilen raporda, dünyadaki istihda-
mın 2003 yılında 580 milyon kişiye çıkaca-
ğı kaydedildi. Raporda, tunzm alamndaki 2
bin 200'ü işletme belgeli, 1100'ü belediye
belgeli olmak üzere toplam 3 bin 300 adet
oteli tek bir disiplin ve çatı altında toplaya-
cak "Türldy«Oteldler Biriigi Yasası"mn acı-
len çıkanlması gerektiği vurgulandı.
Türk askeri yine K. Irak'ta
Insanın kendine yolculuğu
• Baştarafi 1. Sayfada
kirlenmenin ortasındakibir aşkın ayakta kalma. yaşamrm
yitırmeme mücadelesini yansıtan "Mektup"; "kirien-
menin ortasında kendi duyarlılığını. kendi içsel dünyasmı
korumak adına yapılan bir davramşın filmi".
Türkiye'de uzun bir süredır unutulduğu ıçin acı ve hüz-
nün de iyi bir seyirlik olduğunu anımsatmak isteyen Ali
Özgentürk'ün son filmi "Mektup" cuma günü gösterime
giriyor. 10 sinemada birden gösterime girecek olan "Mek-
tup", yıllardır eğitim gördüğü Amerika'da yaşayan, bir
Amerikalı kadınla evlenmiş, nükleer fizik mühendisi Ra-
gıp'ın, günün birinde lstanbul'a dönüşünü ve babasını
aramasını anlatıyor.
Yaşamda her türlü do>Tima ulaşıp tıkanma noktasında
bulunan Ragıp'm kendisine yeniden enerji verebilecek
tek şey, ölü sandığı babasını bulup ülkesini keşfetmektir.
Fılmin başrollerini Tank Akan. Zişan Uğurlu, Cüneyt
Gökçer, Ahmet Mekin, Jessica CampbelL Nail Çakırhan
ve Necdet Mahfi Ayral paylaşıyor.
• Baştarafi 1. Sayfada
yük Kürt örgütlennin de desteğini alarak
saldınya geçen PKK'liler bu ülkenin ba-
zı bölgelerinde IKDP'yi zor durumda bı-
raktı. Türk askerinin de bölgeden'tafma-
mıyla geri çekilmesini fırsat bilen
PKJC'liler, son günlerde IK.DP peşmerge-
lerine karşı saldınlannı yoğunlaştırdı.
IKDP lideri Mesut Barzani'nin birkaç
haftadır Ankara'ya ilettiği "yardım çağn-
sı" üzerine son bir haftadan bu yana Tür-
kiye-Irak sınırında harekât halindeki
TSK'ye bağlı 10 bini aşkın asker ile çok
sayıda tank ve zırhlı araç dün sabah Habur
SınırKapısı'ndan Kuzey Irak'agirdi. TSK
birliklerinin yoğun çatışmalann yaşandığı
Amediya bölgesine doğru harekete geç-
tikleri bildirildi.
Bu arada Amediya bölgesindeki yoğun
çatışmalar sırasında sıkışan IKDP'lilere
yardımm daha çabuk ulaşması için Türk
birliklerinin Uludere ve Beytüşşebap sını-
j JARKAN
LEVENT
BHMMNI mım »MFVM
nndan da bölgeye ilerlediği belirtildi.
IKDP radyosu tarafindan dün sabah ve-
rilen bir haberde, PKK'liler tarafindan atı-
lan havan mermilerinin Amediya^mn De-
reluk kasabasına düşmesi sonucu iki çocu-
ğun yaşamını yitirdiği belirtildi. Radyo
olayda 9 sivil vatandaşın da yaralandığını
duyurdu. TSK'nin Kuzey Irak'a 3 aylık bir
aradan sonra girmesinin ardından IKDP
yetkilileriyle Türk askeri yetkilileri arasın-
da ikili görüşmeler yoğunlaştı. Silopı ilçe
merkezi yakınlannda, Habur Sımr Kapısı
ile Hac Konaklama Tesisleri'nde de çok sa-
yıda asker ve tankın bekletildiğı öğrenil-
di.
Güvenlık güçlerinin Suriye sının boyun-
ca ilerledikleri. Hayırsız Dağlan'nda bu-
lunan PKK üslerini hedef aldıklan bildi-
rildi. Barzani'ye bağlı peşmergelerin de
TSK'nin operasyonuna yoğun destek sun-
duklan, bölgeden gelen haberler arasında
yeraldı.
Içki içen
bürokrata
kınama
cezası
ANKARA (UBA) - RE-
FAHYOL hükümeti döne-
minde özellikle RP'li bakan-
lann kendilerine bağlı sos-
yal tesislerde içkı içilmesini
yasaklaması yeni hükümet
döneminde de sürüyor. Sı\7
as
Karayollan Bölge Müdürlü-
ğü tesislerinde mesai saati
dışında içki içtiği için kına-
ma cezası alan Bölge Müdür
Yardımcısı Vehbi Baran'ın
cezası "Ben de rakı içerim"
diyen Karayollan Genel Mü-
dürü Yaman Kök tarafindan
da onaylandı.
REFAHYOL hükümeti-
nin işbaşına gelmesı ile bir-
likte Sıvas Karayollan 16.
Bölge Müdür Yardımcılığı
görevini yürüten ve çevTe-
sinde laik, Atatürkçü olarak
bilinen Vehbi Baran, bu gö-
revinden almarak trafık mü-
hendısliğine atandı. Baran,
idare mahkemesi karanyla,
yeni hükümetin göreve baş-
İamasından sonra 6 Ağustos
1997 tarihinde görevine
döndü. Aynı akşam arkadaş-
lan ile bu olayı kutlamak için
Sıvas Karayollan Bölge Mü-
dürlüğü Sosyal Tesisleri'nde
akşam yemeği yedi. Baran
ve arkadaşlanmn yemekte
içki içmesi, başına olmadık
işler açtı. RP'li Bayındırlık
Bakanı Cevat Ayhan'ın söz-
lü içki yasagını dayanak ka-
bul eden ve çevresinde ken-
disinin de içki içtiği bilinen
Bölge Müdürii FTkri Viırdu,
Baran'ın savunmasını ıstedi.
Baran, yazılı bir yasak olma-
dığını, kimsenin kendisini
uyarmadığını belirten sa-
vunmasını vennesıne karşın,
kendisine "kınama" cezası
verildi.
Nükkerinadı• Baştarafi 1. Sayfada
3-5 yıl ertelemeyi yararlan-
dığunız diğer hizmetlerin
bir bedeli olarak kabul ede-
biliriz'" görüşünü savundu.
Çağlayan, teklif verdikleri
Ankara-Kınkkale elektrik
dağıtım ıhalesinin "bir an
önce" kendilerine verilme-
sini istedi.
Ersümer de, son yıllarda
ensrii sektöründeki zorun-
lu yatınmlann yapılmadı-
ğını anımsatarak, enerji ta-
lebinin her yıl yüzde 10 art-
tığına dikkat çekti. Ersü-
mer. "ülke menfaatlerinin
üstüneçıkmamak şarttyla"
çevreye saygılı bir hükü-
met olduklannı söyledi.
Ersümer' in çeşitli konular-
daki açıklamalan şöyle:
Elektrik dağrtun ihalele-
ri: 2020 yılına kadar 100
milyar dolarlık yatınm ya-
pılması gerekiyor. Yerli ve
yabancı sermayeyi enerji
sektörüne kanalize etmek
zorundayız. Elektrik hatla-
nndaki kayıp yüzde 20, bu
kayıplan yanya düşünlr-
sek, herhangi bir yatınm
yapmamıza gerek yok. Bu
yatınmlan devlet olanak-
İan ile yapacak durumu-
muz yok.
Elektrik dağıtımını özel-
leştirmemızin nedeni bu.
Bu ihaleye girenlere, önce-
likle. ne kadar yatınm ya-
pacaklannı ve kayip-kaçak
oranlannı ne kadar düşüre-
ceklerini sonıyonız. Ihale-
ler bu yıl sonuna kadar ta-
mamlanmış olacak. Özel-
leştirme çalışmalan ile ilgı-
li suçlamalara hedef oluyo-
nız. Kimsenin içinde şüp-
he kalmayacak şekilde ka-
rarlar alacağız.
Doğalgaz: Doğalgazdaki
tekelleşmenin kalkmasım
istiyoruz. Tüm yatınmlan
kendi olanakJanrmzla ya-
pamayız. Bu konuda da
özel sektörün kanalize ol-
ması gerekir. Bu kış en has-
sas dönem. Doğalgaz sı-
kıntısına düşmeden ve kı-
sıntı yapılmadan kışı geçi-
rebiliriz diye umut ediyo-
ruz. Yaptığımız anlaşmalar
sayesinde, daha sonraki
yıllarda sıkıntı olmayacak.
Antına tesisleri: Valilik-
lerin bize bildirdiklerine
göre, antma tesislerinin
enerji maliyetlen o kadar
yüksek ki, bazı işletmeler
çalıştınlmıyor. Antma te-
sislerine ayn bir hat verile-
cek. Hem denetlenebilecek
hem de ucuz enerjiyle teş-
vik edilecek.
Termik santrallar: Da-
nıştay karanna karşın, geç-
miş hükümet döneminde
Bakanlar Kurulu karan ile
Yatağan, Yeniköy ve Ke-
merköy termik santrallan
çahştıhldl. Biz'aeBüMa-
n uyguluyonız. Biz iktidar
olarak gerekli tedbirleri alı-
yoruz.
Yargıya seslenip "Yeni
bir karar ahn" diyecek de-
ğilız. Hukuka aykın dav-
randığımız ıddialannı ka-
bul etmiyoruz.
Nükleerenerji: thaleye 3
firma katılıyor. Bunlardan
biri süre uzatımı istedi. Fir-
ma sayısının 2"ye düşme-
mesi için ihale süresini 15
ekime erteledik. Bir kere
daha uzatılmayacak. Ba-
kanlar Kurulu'ndan yetki
alıp gerekirse ihaleyi 2 fir-
mayla yapanm. Bir nükle-
er santralın 50 yıl süresin-
ce atık miktan 6 metre bo-
yunda, 3 metre eninde, 3
metre yüksekliğinde bir
odayı dolduracak kadar.
Mersin tstanbul'a uzaklığı
ile nükleer santralı bulunan
Bulgaristan'ın lstanbul'a
uzaklığı arasında çok fark
var. Bize, "Bu nükleer
santralı yapamazsınız'' di-
yorlarsa, biz bu nükleer
santralı yapanz.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
yoriar.
Tüm partiler, muhalefetteyken ülkenin bir numa-
ralı sorununun vergi reformu olduğunu söylerler. O
partinin ekonomiden anlayan temsilcileri, ekono-
miye ilişkin toplantılarda, mangalda kül, refonmda
fasikül bırakmaz. Ama iktidara gelince, "O konu-
ya bakıyonız" olur.
Bakalım bu hükümet ne yapacak...
Vergi rakamlanndaki çarpıklık, çalışanlann neden
bu kadar çarpıldığını açıkça ortaya koyuyor.
Kamu Hesapları Bülteni'ndeki verilere göre
1996'da toplanan vergilerin dökümü şöyle:
Toplanan vergi: İki katrilyon 248 trityon lira.
Gelir ve kurumlar vergisinin toplamı: 865 trilyon
lira.
Serbest meslek sahipleri ve tacirierden alınan
vergi: 64 trilyon 469 milyar lira.
Holding ve şirketlerin ödediği toplam vergi: 189
trilyon 426 milyar lira.
Gelir ve kurumlar vergisinin de yüzde 70'lik diii-
mi çalışanlann bordrolanndan kaynağında kesile-
rek sağlandı.
Serbest meslek sahipleri, adı üzerinde serbest
takılıyor. Ne kadar vergi vermek isterlerse o kadar
veriyoriar.
AA'nın yaptığı araştırmaya göre kuyumcular ay-
daortalama 66 milyon lira kazandığını bildiriyor, 20
milyon vergi ödüyor. Bakkallar 32 milyon bildirip 9
milyon ödüyor. Mimar-mühendisler 96 milyon bil-
diriyor, 35 milyon ödüyor. Doktoriar 75 milyon gös-
teriyor, 24 milyon ödüyor.
Rakamlar kısalıp gidiyor.
Acınacak durumda olanlann başında da müte-
ahhitler gelîyor. Zavallılar, 56 milyon kazanıyor, 17
milyon vergi ödüyor.
Bir müteahhit bu kadar gelirie gecekonduda bi-
le oturamaz!
Madalyonun öteki yüzünün de altını çizelim. Ser-
best meslek sahipleri bu enflasyon ortamında "dü-
riıst" davranır, kazancını aynen gösterirse ortala-
ma üçte birini vergi olarak devlete vermek duru-
munda. TÜRMOB Başkanı Mustafa Özyürek'e
göre bu tutumunu sürdüren mükellef, birkaç yılda
iflasın eşiğine gelir.
Görünen o ki devletle meslek kuruluşlannın tem-
silcilerinin bir araya gelip, orta yolu bulması gere- •
kiyor.
Kazancını vergilendiren aptaldır...
Bizim büroda da doğal olarak zaman zaman
"maaşlar" konu olur. Arkadaşlar sorarlar:
- Bir kesinti mi var? Maaşlar düşmüş...
Anlaşılır ki vergi dilimi yükseldiği için kesilen ver-
"ğt ârtrnış. Acaba dünyanın kaç ülkesinde çalışan-
lann geliri yılbaşında artar, yılın sonuna doğru gi-
derek düşer?
Türkiye'de birkişi gelir vergisini ödemek için 188
gün çalışıyor. Bize en yakın ülke Isveç 122 gün. Bu
rakam, Kanada'da71 gün, Ispanya'da38gün, In-
giltere'de 44 gün, Almanya'da 23 gün, Italya'da 32,
Hollanda'da 52 gün.
Bu rakamlar çalışanlara yöneliR vergi haksızlığı-
nın boyutlannı daha net ortaya koyuyor.
Sözü yeniden vergi kaçıranlara getirirsek... Dev-
letin de teşvik ettiği kaçırma yöntemleri çeşitli. Ser-
best meslek sahipleri, "iyi muhasebeciden", ver-
giyi sağlam kaçıran, başına iş açmayan kişiyi an-
lıyor.
Peki, kazancını bildirip vergisini ödemeyenler
neye güveniyor?
Sadece 1974 yılından bu yana tam-14 kez ver- '
gi affı çıkmış. Hükümetler iki yıl dolmadan vergi af-
fı çıkarmışlar.
O zaman vergi veren enayi, vermeyen en iyi...
Konunun bütün yönlerini bir yazıya sığdırmak
olanaksız, ama bir de "vergiden kaçınma" var. Ka-
çırmıyor da kaçınıyor. Büyük holdingler, usta mali
müşavirleri sayesinde bunu çok iyi başarıyoriar.
Buna, "gelihnibildirerek vergisiniödememe" de-
nebilir.
Yazıyı bağlayalım. Vergi dairelerinin kapısında
şu yazılıdır:
"Vergilendirilmiş kazanç kutsaJdır..."
Bunun modası geçti. Yenisini asmalılar:
"Kazancını vergilendiren aptaldır,"
Demirel: Rejim tarbşması bitmeli
• Baştarafi 1. Sayfada
lete daha çok sanlsm" dedi.
Demirel üç günlük Hırvatistan ge-
zisini tamamlayarak dün Türkiye'ye
döndü. Geçen hafta gerçekleştirdiği
Mısır gezisinden dönerken uçakta
başkanlık sistemini tartışmaya açan
Demirel, bu kez Hırvatistan gezisi dö-
nüşü yine uçakta. gazetecilerin "Baş-
kanlık sistemi neden gerekfi" sorusuy-
la karşılaştı.
Soruya "Onu ben söyleyecek deği-
linı. Ben tarüşılsın dedim" karşılığını
veren Demirel, ortaya konan fikri tar-
tışmak yerine söyleyenlerle uğraşıldı-
ğını beliıtti.
Tartışmanın şeklini değiştirmedik-
çe, bu konuya girmeyeceğini belirten
Demirel, "Ben Cumhurbaşkanıyım.
Cumhurbaşkanı. Türkiye'nin daha
iyi idare edilmesi gerektiğini söylüyor-
sa bunda alınganlığa lüzum yok ki
Türkiye iyi idare ediüyorsa mesele
yok" dedi.
Bir gazetecinin "Başkanlık sistemi
bir tek ABD'de başanyla uygulanı-
yor" sözlerine "Hiç mesele yok. Öy-
leyse bunadevamedin" karşılığını ve-
ren Demirel. başkanlık sisteminde
"başkamn, sultan gibi davramp dav-
ranmayacağı'' soran gazeteciye de şu
yanıtı verdi:
" Kamuoyu eğer rejime sahipse, ka-
muoyunu hiçir şeyin aşması mümkün
degil. Ne sultan aşabiUr, ne de başka-
SL Türkiye'de varsayalım ki başkan
halk tarafuıdan seçildi. O zaman halk
onu gemler. Halk herkesten önce ge-
lir. Allah'tan sonra halk gelir."
Cumhurbaşkanını y/urttaşlann seç-
mesi durumunda halkın daha çok hak
sahibi olacağını belirten Demirel,
"HalktartışsuL, üniversitelertartışsın;
daha iyi idarenin yolu o değilse, onu
bulsunlar" diye konuştu. Demirel
•şunlan söyledi:
"Ben Türkiye'nin daha iyi idaresi-
nin şeklini ve yolunu anyorum. Anyo-
rum ki halk ikide bir dcmokrasiyi bir
kenara bırakıp başka arayışlarm içi-
ne girmesin. Hem cumhuriyete. hem
demokrasiye, hem devlete daha çok
sanlsuı. İkide bir rejm tartışmasmm
içine itümesin. Bu yorgunluk yarab-
yor. 2000'li yülara girdiğimizde Tür-
kiye rejim tartışmasını bitirmelidir.
Türkiye şikâyetkrini bir tarafa atma-
lıdır. Devletten rejimden şikâyetleri
bir kenara aün. Nasıl atahm? Devle-
tin, rejimin ne gibi aksaklıklan varsa
onlan söyleyin. Bunlan düzehecek ça-
releri söyleyin. Bu çareler ahnsın."
Demirel, "Sistemin aksakuğı rüşvet
mi*' diye soran bir gazeteciye rüşve-
tin her rejimde bulunduğunu, çaresi-
nin de açık rejim olduğunu söyledi.
Başkanlık rejiminin tartışılması
için yaptığı çağnrun muhatabının kim
olduğu sorusuna da Demirel, "Bir ül-
kenin vatandaşlarının bir kısmı seyir-
ci, bir kısmı misafir, bir kısmı ev sahi-
biyseorada henüztoplum teşekkül et-
memiştir. Hepsi ev sahibi olacaktır.
Çağnm herkese" karşılığım verdi.
Atamalar konusundaki bir soruya
yanıt verirken Türkiye'de 1 milyon
400 bin memur bulunduğunu, deği-
şen hükümetlerin atamalar konusun-
da birtakım tasarruflar yaptığuıı, bun-
lann bir kısmımn doğru olmadığın
belirten Demirel şunlan söyledi:
"Yeni gelenler, doğru olmayan bu
tasarruflaruı üzerine tasarruf yapö-
lar. Onlar da birçok yanlış \aptı. Işte
istikran onun için anyoruz. Devletin
yüksek kademelerinde makam temi-
naü yoktur, ama devletin hizmedni gö-
ren memurunu itmemek, kakmamak
lazım; güvensizhge sevk etmemek la-
zım. Başka türlü devlet işlemez."
Demirel ortaçağ kentinde
"Çifte vergilendirmenin önlenmesi
anlaşması" ve "Tarım alanında işbir-
Hği protokolü''nün imzalandığı Hır-
vatistan gezisinin son gününde Avru-
pa'nm en iyi korunmuş ortaçağ kent-
İerinden olan Dubrovnik'i gezen De-
mirel, kentin kilisesini de ziyaret et-
ti.
Çıkışta, kilisenin yanındaki iafe-
teryada dinlenen piyanist İvo Pogore-
Bç ile tanıştı. Piyanistin hatınnı soran
Demirel, beraberindekilere Pogore-
liç'in, dünyamn en büyük piyanistle-
rinden birisi olduğunu, Bosnalı ço-
cuklar için de bir konser verdiğini
anımsattı.
Kaleyi gezisi sırasında, çevredeki
kafeteryalarda oturan Hırvatlann al-
kışladığı Demirel, Osmanlı arşivleri-
nin de yer aldığı müzeyi de ziyaret et-
ti. Müze yetkilileri, Osmanlı Padişa-
hı 4. Mehmet'in 1649 yılında yayım-
ladığı orijinal fermanı Cumhuibaşka-
nı Demirel'e hediye ettiler. Demirel
de müze yetkilisine bir şilt sunarak
"Bu da benim fermamm. 4. Mehmet
padişah, ama ben cumhurbaşkanı-
yım" diyerek espri yıptı.