25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20EYLÜL 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Bedelsizin ticareti • \NKARA(AA)- Zinat Bankası'nda açtnları 50 bin marklık hesaplara tanınan 'beJelsizotomobil ithtlatı hakkf nın ticareti başladı. Bazı firnalann hak sahplerine 2 bin - 3 bın mark ödediği beljtiliyor. Müsteşarlık yetulileri, kararnamede ithalatın bizzat hak sahipleri tarafından yapılmasınm öngörüldüğünü hatTİatarak hak sah plerimn vekâlet yoluyla araba aldsrabileceğini, gümrükten ıthalatını mu;laka kendisınin yaptırması gerektiğini kaydettiler. ATİAD'ın zfyareti • Ekonomi Servisi - Avnıpa Türk İşadamlan Demeği (ATİAD) üyelen, 22- 26 eylül tarihleri arasında. Ankara'da Cumhurbaşkanı Demirel. Başbakan Yılmaz, Başbakan Yardımcısı Ecevit ve Bakanlar Kurulu üyelerini ziyaret edecek, muhalefet partılerinin liderleri ile görüşmelerde bulunacak. 2010 yılında Almanya'da Türk kökenli müteşebbıs ve sermaye birikiminm ulaşacağı büyük potansıyeli ortaya koyması bakımından önemli sonuçlar veren ATİAD'ın hazırlattığı araştırma sonuçlan Başbakan'a sur.ulacak. Meyve suyu vvorkshop'u • Ekonomi Servisi - Me\ye Suyu Endüstrisi Derneğı'nin (MEYED), Uluslararası Meyve Suyu Üreticılen Federasyonu (IFU) adına düzenlediği ve Tetra-Pak'ın sponsorluğunu üstiendiğı "Meyve suyu teknolojisine yeni bakış açılan'" konulu workshop. çalışmalannı tamamladı. Türkiye"de ilk kez düzenlenen workshopta. meyve suyu endüstrisınin çevresel sorunlarla ilişkilerinden sağlıklı beslenmeye etkisine kadar değişik konular üzerinde duruldu. IFU Başkanlığı. geçici süreyle İsvıçre Meyve Birliği Başkanı Paull Zwiker'e verildi. Denizbank'ta atamalar • Ekonomi Servisi - Kuruluş çalışmalan tamamlanan Zorlu Holding'e ait Denızbank'ın üst yönetim kadrosu kesınleşti. Banka Genel Müdürü Hakan Ateş'in yaptıgı açıklamaya göre banka üst yönetimi 7 ana gruptan oluşuyor. Üst yönetimin yaş ortalamasının 38 olduğunu belirten Hakan Ateş, 15 yıllık bankacılık deneyimine sahip, genç ama deneyımli bir ekip olduklannı vurguladı. İngilizlerin pazar arayışı • Ekonomi Servisi - Northamptonshire Ticaret Odası tarafından organize edilen ve Ingiltere Ticaret ve Sanayi Bakanlığı'mn destekledıği heyet, 22- 26 eylül tarihlen arasında Türkiye'ye gelecek. Heyette, telekomünikasyon. su antma, kirlılik kontrolü, hastane ve tıbbi gereçler, doğal gaz, enerjı, gıda ve paketleme gibi konularda hızmet veren ve Türkiye'de pazar arayan veya mevcut pazannı büyütmeyı amaçlayan şırketler bulunuyor. Işm Çelebi, Güneş Taner ekibinin 'acı önlemler' dizisine tepki gösterdi • İŞÇÎNÎN Hükümet pakette uyuşamadıANKA.RA (Cumhuriyet Bürosu) - Ekonomık ıstik- rann sağlanması ve enflas- yonla mücadele için ızlene- cek politikalann belirlen- mesinde hükümet içındeki . görüş aynlığı büyüyor. Dev let Bakanı Işın Çelebi, De\ let Bakanı Güneş Ta- ner'in ekibi tarafından ha- zırlanan ve ekonomınin da- raltılması, yatınmlann dur- durulması. iç talebin kısıl- masını öngören pakete kar- şı çıktı. Çelebi. enflasyonun orta vadeli bır paketle kontrollü olarak ındirilmesini ve ön- celikli yatınmlann bitiril- mesıni ıstedi. Dev let Bakanı Çelebi. Ankara Sanayi Odası • Ekonomi politikalannın belirlenmesinde devlet bakanlan Taner ve Çelebi arasındaki görüş aynlığı büyüyor. Çelebi, enflasyonun 'şok paket'le bir yılda düşürülmesi için ekonominin daraltılması, yatınmlann durdurulması ve iç talebin kısılmasını içeren önerilere karşı çıktı. Çelebi, enflasyonun orta vadeli bir paketle kontrollü olarak indirilmesini ve öncelikli yatırımlann bitirilmesini istedi. (ASO) aylık olağan meclis toplantısında, enflasyonla mücadelenin tek boyutlu olmadığını söyledi. Hazine Müsteşan Mahfi Eğil- mez'in "Enflasyonla müca- dele mi edilecektir, yoksa köprü, baraj mı yapdacak- br? Buna karar verilmesi gerekli" açıklamasını ya- nıtlayan Çelebi, "Ekonomi- vi biienler tek bir kanaldan gftmezler. Enflasyonla mü- cadele tek boyutlu değüdir. 1994'ten beri yatınmlara ödenek aynlmamış, ama enflasyondadfişmemiş" di- ye konuştu. Enflasyonla mücadelenin kısa vadeli paketlerle olamayacağını vurgulayan Çelebi, enflas- yonu düşürmek için orta vadeli bir programa gerek- sinim olduğunu söyledi. Enflasyona karşı bütçe açıklannı önlemek gerekti- ğine dikkat çeken Çelebi. " Bunun için yatınmlar ara- sında öncetikleri betirlemek gerek. Biz 5 bin 300 proje- den 100'üneönceükverdik. 10-15 yıl yaünm yapüğınız bir projeyi bitirip ekonomi- ye kazandıramazsamz enf- las>onu da düşüremezsi- niz" diye konuştu. Gerekli yatınmlann yapılmaması durumunda başta enerji ol- mak üzere pek çok konuda sıkıntıya düşüleceğini vur- gulayan Çelebi, "Bu ülke- nin bürokratı yatınmdan. ihracattan nefret ediyor. Türkiye'de yıllardır repo- dan faizden para kazanan- lar baş tacı edilmiş'' dedi. Çelebi, seçım tarihınin hükümetin ekonomi politi- kalannın belirlenmesinde yapacağıetkıyı değerlendi- rirken "Ulkenin içinde bu- lunduğu sorunlann çözül- mesi gerekiyor. 1998'de, 1999'da seçim olsa bile, çö- züme bir yerlerden başla- mak gerek" diye konuştu. 1998 bütçesiyle ilgili ça- lışmaların devam ettiğini belirten Çelebi. "Enflas- yon. büyümo, istihdam ve dış ticarette oprimunı nok- tayı yakalamaya çahşıyo- nız. 1998'de ekonomiyi yüz- de 1, 1.5 soğutarak büyü- meyi yüzde4'te. enflasyonu da yüzde 60'ta rutmayı he- defiiyonız. flk defa, enflas- yonu hedefdeğişken olarak tutarak bütçe yapacağız" dedı. Demirel, toprağın verimli kullanımına dikkat çekti 'Tarım nüfîısu yüzde 10'a inmelT ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman DemireL, tanmda çalışan yüzde 44'lük nüfu- sun yüzde 10'un altına indirilmesi- nın hedeflendigıni belirtirken "Top- rağın kahnndan kurtulmanın yolu ilimdir, teknolojidir" dedı. Demirel, devletin verdiği sübvansiyonlann "sağlam para" olmadığına dikkat çe- kerken Tanm ve Köyişleri Bakanı MustafaTaşar. çiftçilerin mayıs ayın- dan bu yana biriken 14 trilyon lirahk süb\ansiyon alacaklannın gelecek günlerde ödeneceğini açıkladı. Cumhurbaşkanı Demirel. dün ka- tıldığı tanm ön lisans programını ta- mamlayan tanm teknisyenlerinın dip- loma törenınde, toprağın verimli kul- lanımınınönemıne dikkat çektı. "Ta- nmda çalışan insanı toprağın kahnn- dan kurtarmanın volu verimliliktir. Toprak anamızdır. Her şeyimizi on- dan alınz,ama o toprakbizi kahreder. Bu kahn yenebilmenin yolu ilimdir, fendir, teknolojidir, bilgjdir. O da in- sanla olacaktır" diyen Demirel, 73 yılda gerçekleştinlmeye çalışılan devrimin biraz daha zaman alacağını söyledi. Nüfusun yüzde 40'lık bölü- münün ulusal gelirin yalnızca yüzde 13-14'ünü almasının çok kötü oldu- ğunu söyleyen Demirel, Türkiye'de 5 bin dolara ulaşan satın alma gücünün topraksız köylerde 400 dolara düştü- ğüne dikkat çekti. Sübvansiyonlann açık finanstan verilmesinin, devletin bir cebe kaşıkla koyduğunu, öbür cepten kepçeyle alması sonucunu do- ğuracağını anlatan Demirel, şöyle ko- nuştu: "Türkiye'nin hedefû tanmda çalışan nüfusu yüzde 44'ten yüzde 10'a indirmektir. Oraya geldiğimizza- man gerçekten Türkiye kalkinmtşltğı- nı sağbunış olur. Benim köyden. köy- lülükten bir şikâyetün yok. Ama ben istiyorum ki köy ve şehirfarkını bu ül- keden kaldıralım." Tanm ve Köyişleri Bakanı Taşar da yaptıgı konuşmada, Toprak Mah- sulleri Ofisi'nin buğday arpa alımı karşılığında her salı günü peşin öde- mek kaydıyla, 169 trilyon lirayı Türk çiftçisinin cebine koyduğunu söyledi. Doğal afetlerin getireceği zarann kar- şılanması için yasal önlemlerin alın- dığını, üretıci ve çiftçilerin Ziraat Bankası, Tanm Işletmeleri Genel Müdürlüğü (TtGEM) ve Tanm Kre- di Kooperatifleri'ne olan zirai borç- lannın vade tanhınden itibaren 1 yıl süreyle faizsiz olarak ertelendiğini anlatan Taşar. tohum konusunda da yardım yapılacağını açıkladı. Türk-lş'in AB raporunda kaçak işçiliğin arttığı belirtildi Lriınıruk bırlıgı ucretlerı düşurdu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu).-Türir-Iş71 Ocak 1996 tarihınde yüriirlüğe giren gümrük birliğinin (GB) sendikalaşmayı o- lumsuz etkilediğini ve ka- çak işçiliği arttırdıgını bil- dirdi. TİSK Genel Sekre- teri Kubilay Atasayar da "Eğer Avrupa Birliği (AB) Hırisriyan topluluğu olmak istemiyorsa. Türkiye'nin AB'yt üyeliğini kabul etme- lidir" dedı. Türk-lş'in, Belçika'da yapılacak AB-Türkiye karma Istişare IComite- si'ne sunulmak üzere ha- zırladığı u Gümrük Birli- ği'nin Sos>al EtkıterT baş- lıklı raporda, GB'nin istih- dam ve işsizlik sorunlanna yenilerini ekJediği, küçük ve orta ölçekli işletmeler başta olmak üzere işyerle- rinin kapandığı kaydedildi. GB ile düşük olan ücretle- rin daha da düşürülmeye çahşıldığına dikkat çekilen raporda, Türkiye'nin çalış- ' ma koşullannın AB stan- dartlannın çok uzağında olması nedeniyle GB süre- cinde işçi-ışveren ilişkileri- nin de olumsuz etkilendıği vurgulandı. Yurtdışındaki Türk işçilerinin bu süreçte yasal haklardan yararlana- madıklan gibi ırkçılık ve toplumsal dışlanma ile kar- şı karşıya kaldıklan belirti- len raporda, şöyle denildi: "Bu süreçte Türkiye'niıı ekonomik açıdan uğradığı ka> ıplara, sosyal olumsuz- luklar ve AB'nin GB kara- n>la hüküm altına alınmış mali yükümlülüğünü yeri- ne getirmediği de dikkate ahndığmda, uğranılan kay- bın büyüklüğü ortadadır. GB, yabancı kaçak işçi is- tihdamını artbran bir fak- tördür." TlSK'ten yapılan açık- lamada, Genel Sekreter Kubilay Atasayar'ın, Ulus- lararası Işverenler Teşkila- tı lcra Komitesi Avrupa üyelerinin Lahey'deki top- lantısında yaptıgı konuş- mada, Türkiye'nin 1987 yılında yaptıgı üyelik baş- vurusunun kabul edilebilır nitelikte olduğunu vurgu- ladığı belirtildi. Atayasayar'ın Türki- ye'nin üyeliğine siyasi mü- İahazalarla karşı çıkıldığı- na ve gerçeklerden uzak ol- duğuna dikkat çektiği bil- dirildi. Nissan Terrano'yu yenidenyarattı Ekonomi Servisi - Nissan'ın Ispanya'dakı fabrikasında üretilen ve Avrupa'da büyük beğenı toplayan Terrano II 4x4. benzinli motor versiyonundan sonra turbo dizel motorlu versiyonu bu ay Türkiye'de satışa sunuluyor. Her yaştan kullanıcıya hitap eden Terrano II TDI, Park Orman'da düzenlenen bir barbekü partisi ile tanıtıldı. Daha güçlü ve daha ekonomik turbo dizel versiyonu ile oldukça iddialı olan Nissan Terrano II. isteğe bağlı olarak 4x2 veya 4x4 olarak kullanılabiliyor. Off- road v e on-road'da yolculann maksimum konforu ve güvenliği düşünülerek hazırlanan standart donanımda. ABS fren sıstemi, sürücü hava yastığı, klima. alüminyum alaşımlı jantlar, radyo- teyp ve hoparlör, kilıtli difensıyel. Superlock kilit sistemi ve immobiliser gibi aksesuvarlar bulunuyor. Terrano H'nin beygir gücüll8HP'den 125 HP'ye, torku 191 Nm'den 218 Nm'ye çıkanlarak Terrano II TDI yaratıldı. 2.7 lt hacmindeki dizel motoru, kullanıcılann off-road ve on-road tüm ihtiyaçlannı karşılayabılecek kadar güçlü ve aynı zamanda ses izolasyonu sayesinde bir o kadar sessiz. TURİZM /Haluk Durukal Türkiye lıakikateıı 4 ucııza mı' gidiyor? Geçen yıl Antalya'da "last- minute 'Türk turizmi' denilen son dakika saOşlara mahkûm mu" konulu bir toplantı yapılmıştı. Bu toplantıda TÜRSAB Başkanı Camaş: "Elde kalan kapasite>i doldurmanın bir yolu olarak uygulanan 'last- minute' saöşlan kabul edilebilir. hatta yapılması gereken bir sa&ş rürüdür." Teoman Ermete: "Gelir düzeyimizin düşüklüğü, yatak sayumz artarken pazariama servislerinin bu arüşlara ayak uyduramaması bu tür satışlara turizmcimizi zorladı.." Yusuf Hacı Süleyman: "Alışverişlerdeki geliri tek hedef gören tur operatörlerinin varlığı unutulnıamalı. Bunlar sonuçta turizmi, turizm olmaktan çıkanyoriar." Barlas Küntay: "Avrupa ve dünyanın en iyi en genç tesislerine sahip olmanuza rağmen bu yatırunlardan gereği gibi karşıhk göremiyoruz!." demişlerdi. Bu görüşlerle devam eden toplantı sonunda öğrenilen AB Güreli'nin söylediği: "Çözümyine sektörün içerisindedir" açıklamasıydı... 1993 yılında başlayan ve gittikçe turizmin vazgeçilmez bır parçası haline dönüşen 'last-minute' harekâtı, şimdi Batı'da acentelerin 'last- minute' kelimesini tabelalanna artık ve resmen çıkarmalanna kadar dönüşmüş bulunuyor!.. Buna karşın gazetelerimizde sevinilecek nadir haberler arasında: "Türkiye'de turizm patladı. Ege ve Akdeniz'e dö\iz yağdı!. gibi başlıklara rastlamhyor ve 1997'de 10 milyon turist 9 mihar dolaruk hedef aşddT deniliyor. Örneği yanda görüldüğü gibi A\Tupa'daki bu tür acenteler arasında Avusturya'da Türkiye'nin 'last-minute' fıyatlan şöyledir: Antalya'da bir hafta uçak dahil 4 yıldız otelde yanm pansiyon, transferler. geziler dahil 2990 şilingdir. Resmi kur 1 şiling 13.700 TL eşittir, bu da 40. 963.000 TL'dir. Istanbul 2290 şiling, dört gün, üç yıldız otelde B'B uçak, otel, transfer, şehir-Boğaz gezileri dahil ve 31.373.000 Türk Lirası'dır. Şımdi sormak gerekir; bu fiyatlardan Türkiye'ye ne kalıyor? Bahsi geçen 10 milyon turistin acaba kaçta kaçı last minute'çidir? Hesap ortada... Iç turizme so>Tinanlar da: "Bizim günahımız nedir" diye soruyorlar. Kısa...Kısa... • Türkiye Turizm Yatınmcılar Demeği'nin (TYD) yaz sonu daveti, Lütfî Kırdar Kongre Merkezi'nde kalabalık davetlilerin katılımlanyla neşeli bir hava içerisinde gerçekleşti. Dernek Başkanı Barlas Küntay'ın misafirleri ile tek tek ilgilendiği bu davette, doğal olarak çok sayıda eski ve yeni turizm bakanlan hazır bulundular. • Holiday Inn Crowne Plaza Genel Müdürü Samim Akgül'ün geleneksel 'yaz biterken' daveti önümüzdeki hafta verilecek. • Istatistik verilere göre turizm, dünyada 270 milyon kişiye istihdam olanağı yaratmakta. Yapılan ön araştırmalara göre bu sayı 2007 yılında 380 milyona ulaşacak. Günümüzde turizm endüstrisi. dünya ekonomisine vergı yoluyla 700 milyar dolar katkıda bulunuyor. • Türkiye'de mevcut seyahat ve turizm acente sayısı 2979'a ulaştı. H Türkiye'nin halen 14'ü iç ve dış uçuşlara ve 10'u da sade iç hatlara ve 14 adet de yalnız sivil hava ulaşımına açık 38 havaalanı bulunuyor. Bu alanlara her gün dünyanın dört köşesinden yolcu ve turist taşıyan 12 bin ve özel sektör dahil 22 bin koltuk kapasitesi mevcut. YeniDMbölgesinde tatlı hayat.. Turizmimizin kalp bölgesi di- ye isimlendirilen güney kıyıla- nnda, özellikle Antalya çevTe- sinde uzunca bir tatıl, dikkatli gözlere çok çeşitli izlenimler ka- zandınyor... Yörede denizin sa- hillerde öpüştüğü kıyılardaki ür- yan meraklısı medyalanmızın sayfalannda sık sık seyredilen fotoğrafık durumlan tıpkısımn aynısı!.. Turistler hayatlanndan tabii ki çok memnunlar... Neden olmasmlar ki. Mevsime girme- denbazı yöneticılenmizrn fiyat- lannı rekabete düşürmeleri ne- denleriyle ülkelerinde iki. en çok üç yıldızılı DM'li tesislerde ha- yat standartlan olanlar, beş yıl- dızlıya terfi edip bınbır çeşit ye- mek ve mükemmel konfora ka- vuştuktan sonra... Çok basit bir örnekle bu mem- nuniyet nedenlerini anlatmaya çalışırsak, sadece muhteremler ülkelerinde kır kahvelennde bi- le dört beş DM'ye içemedikleri saplı koca bira kadehlerini bura- larda sudan ucuz gibi yuvarlama şansını yakahyorlarsa, hatta bay- ram yapıyorlar da diyebiliriz. Amma gelin iç turizm açısından DM'yı Osmanlı'ya vurunca bu kez de piramitle ters dönüyor!.. Tabii adamlar da merak ederler: "Biz nerelerden kalkıp geliyonız da sizler iki adımdaki bu güzei- iiklerde neden azmhktasınız" di- ye sorarlar... Aslında bu sorunun asli mu- hatabıbizlerdeğilız. "Bizleribu hallere duşüren ekonomi uzman- lan yöneticilerimizdir" demek de varama... Güney sanki içimizdeki bir Alman tatil bölgesi görünümün- de, Ruslar ve Israılliler de orava mısafir gelmişler gibi oluyor... Her malın etiketinde fiyatlar DM olmuş. taksiler dahil. Boya- cı çocuklar bıle çarşıda sandık- lannın üstlerine fırçalannı \ıı- rurlarken. "ein jahr garantie", "ein jahr garantie!_" -bir yıl ga- ranti- diye diye tunst çağınyor- lar!.. Her şey o kadar Almarîlaş- mış ki amma gene Tükçe de ko- nuşuluyor diye de şakalaşılabili- nir... Bu arada güneyde lisan ge- lişmesı orada turizmde çalışan gençler açısından galiba faydalı da oluyor!.. Temelinde "cinsi latif" çeki- cıliğınin ağırlıkta bulunduğu bu lisan öğrenme merakında görü- nürde Almancadan çok şimdi- lerde öncelikle Rusça'da!.. Ken- dilerine göre İngilızce-Alman- ca- Rusça-Tarzanca ve Işaretçe kanşımı kalıplar yapmışlar, öy- le güzel anlaşıyorlarkı!.. Maşal- lah çok beceriklı gençler yetişi- yor... Kim demiş, hangi eğitim- ci demiş ki: "Bizim çocuklar li- san öğrenmede zoıiuk çekiyor- lar_" diye. Siz amaca %e vasata, yani koşullara bakın, yetenekler turizmin faziletleri sayesinde, tu- ristik yörelerde çabuk ve derhal gelişiyor!.. Gel de aynı gençlere tıklım tıklım sınıflarda. çatık kaşlı öğ- retmenlerle lisan öğretmeye ça- lışın, bakalım aynı hevesi ve iç- güdüyü bulabilir misinız? Anlaşılan bizimkilenn heves- leri, kabiliyetlen, denizin iyodu, çam \e çimen kokulan, bol ok- sijen ve mayolu görüntü kanşı- mıyla su üstüne çıkarak yetene- ğin şekillenmesine dönüşüyor ve sonuçta tunzme gönül kaptıran yeni kadrolar çekırdekleşiyor!.. EVRENINDEIV ŞÜKRAN SONER Ahlaksızlık Prim Yapıyor Yurttaşlar aydınlık için yeniden eylem hazırlık- lannı yürütürken, her gün toplumla alay edercesi- ne ahlaksızlığa prim veren, kirliliği gurur duyma şovları ile kapatmaya çalışan yeni bir gelişme ya- şanıyor. Emlak Bankası kasasından Başbakanlığa ve bakanlıklara ısmarlanan Mercedes'ler skandalı patlak vereli kaç gün geçti ki? Mercedes'lerin ge- ri verilmesi için, kımi gazete ve köşe yazarlannın açtıkları protesto kampanyası sürüyor. Toplum, başbakan ve bakanlara tahsis edilen Mercedes'lerin ladesini beklerken Türk-iş Genel Başkanı Bayram Meral'e alınan beşinci Merce- des'ın fotoğrafı ve skandalı ile karşılaşıyor. Baş- kan E 200 tipini küçük buluyormuş, E 320 serisin- den değerinin 165 bin markolduğu bildirilen yeni bır Mercedes alınmış. Şimdi siz sız olun "Başbakan ve bakanlara Em- lak Bankası kasasından Mercedes tahsis etmek mı daha büyük ayıp ve ahlaksızlık, yoksa Türk-lş Başkanı'na işçinin cebinden, sendikanın kasasın- dan almak mı?" diye bir tartışma açıp işin içinden çıkın bakalım. Tabii tartışmanıza çeşni olsun diye Türk-lş Ge- nel Sekreteri'nin Jaguar'ını da katabilirsinız. Ya da hazır Türk-lş'in en büyük iki başkanından söz açılmışken, Meral'in serveti eskı öykü sayılır; çocuklarının üzerıne Zonguldak'ta yeni açılan, yüzlerle işçinin sendikasızdan vazgeçtik, sigorta- sız, kaçak, yasadışı çalıştınldıkları fabrikalanndan söz edebilirsiniz. Onu da geçin, dünyanın en büyük işçi direnişi- nin liderliğini yapmış Şemsi Denizer'in, işçi aidat- larından toplanan sendikanın parasını, Zongul- dakspor ve Bogazıçi Konut Yapı Kooperatifı adı- na ipotek ettinmesi olayına bır bakın. 89 milyarlık işçi parasının, Genel Maden-lş mevduatının ipo- tek edildiğinı, paranın gelmemesi ve çalışanlann ücretleri için faizle borç para alınmak zorunda ka- lınması ile öğrenen sendikanın diğer yöneticileri, yasadışılığa, suça ortak olmamak üzere savcılı- ğa suç duyurusunda bulunmak zorunda kalıyor- lar. Oysa biz kirlenen siyasete karşı savaşımda en çok, en etkili, en örgütlü sivil toplum örgütlenme- lerine, sendikalara güven duymak, onların öncü- lüğünü beklemek durumundaydık. Herkes bırbirine soruyor, Çiller'in Susurluk'a sahip çıkmasındakı yüzsüzlüğü, pervasızlığı, vur- dumduymazlığı açıklayamıyor. Koca bir partinin, geçmişi olan DYP'nin, bütün deneyimli kadrolan iie olaya seyirci kalmalannı, hatta pek çoğu ünlü politikacının, pişmış kelle gibi sıntan yüzleri ile ar- kasında sıralanmalarını anlayamıyor. Günübirlik yine bir haber gayet açıklayıcı olu- yor. Kansının kazan kaldırmasına karşın Çiller'in şeriatçılarta ittifakına karşı duramayan Sedat A- loğlu'nun birçok milletvekili, medya ve iş dünya- sından isimle birlikte mevzuat ve bankalar yasa- sına aykın olarak Halk Bankası'ndan verilen usul- süz, imtiyazlı kredilerden büyük paylar aldığı bil- diriliyor. Başbakan Yılmaz yemin etmişken, bu hükü- metin çetelerle ve Susurluk'la neden hesaplaşa- mayacağı yine, bu hükümetin kimi icraatı ile ka- nrtlanıyor. Susurluk'la değil hesaplaşmak, Susur- luk sorgulanacaksa hesap vermek durumunda olan pek çok üst derece kamu görevlisinin bu ik- tidarda daha sorumlu ve yetkili görevlere atanma- lannın listeleri yayımlanıyor. Hem de asıl çetelerin odaklandığı Içişleri Bakanhğı ve emniyetin en üst kademesine kadar her yerde olmak üzere... Ahlaksızlık, yolsuzluk, vurgun, kirlenmişlik üze- rine her gün yeni yeni öğrendiklerimiz midemizi bu- landırıyor. Bu işlerin öyle üzülmekle, mide bulan- tılan, ağrı kramplan ile, seyretmekle düzelmeye- cegi, işin başa düştüğü çok daha iyi anlaşılıyor. Umutsuzluğun, "Ama nasıl?" demenin, kahve köşeleri, koltuklara yerleşmiş boş tartışmaların za- manı hiç değil. Ya ahlaksızlığa prim üstüne prim verilecek ya da kirlenmenin, her boyutu ile her yer- de, belki de siyasi liderler ve sendika başkanlann- dan başlanarak temızliğe girişilecek. Ender - Sabancı karşı karşıya Alpia, Milka'ya rakip olacak • Ender Çikolata. yaptıgı son anlaşma çerçevesinde Alpia'yı ithal etmeye başlayacağını ve piyasada hedeflenen pazar payına ulaşılması halinde, Stolhverck'in ürünlerini Türkiye'de üreteceğini duyurdu. Ekonomi Servisi - Çikolata pazannın büyük bir bölümünü elınde bulunduran Sabancı Grubu'nun ithal ettiği Milka'ya rakip geliyor. Alman Stollvverck-Sprengel'in ürettiği Alpia marka çikolatayı ithal etmeye başlayacağını duyuran Ender Çikolota ve Şekerleme, kendisine hedef olarak Milka'yı seçri. Birsüredir Stollwerck'le işbirliği içinde olan Ender Çikolata, yaptıgı son anlaşma çerçevesinde Alpia'yı ithal etmeye başlayacağını ve piyasada hedeflenen pazar payına ulaşılması halinde, Stollvverck'in ürünlenni Türkiye'de üretmeye başlayacağını duyurdu. Ender Gıda Pazariama Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Güriin, Stollvverck'in ürettiği 4 çeşit Alpia marka ürünün satış ve pazariama ile dağıtımını yaptıklanru anımsatarak ürünleri ithal etmek üzere anlaştıklannı belirtti. 3 - 4 yıl önce Sabancı Grubu tarafından ithal edilmeye başlanan Milka tablet çikolatanın Türkiye'de tutulduğuna dikkat çeken Gürün. "Çok sayıda Avrupa ülkesindc Milka'nın en büyük rakibi Alpia. Biz de Türkiye'de bunu başarabiliriz. Pazar hazır olduğu zaman Türldye'de de üretime başlamayı düşünüyoruz" dedi. Türkiye'nin genç nüfuslu bır ülke olduğunu söyleyen Gürün, iki yıl içinde çikolata pazannın yüzde 15'ini elde etmeyi planladıklannı vurguladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle