29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yonetmeni. Orhan Erinç • Genel Yayın Koordınatörü: Hikmet Çetinkaya 9 Yazuşlen Müdürien İbrahim Yüdız - Dinç Tayanç • Sorumlu Müdur Fikret tlkiz 0 Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara•Görsel Yönctmcn: FlkretEser Dış Haberier Şinasi Duuşoğlu 9 Istihbarat. Cengiz Yüdınnı 0 Kultur Handan Şenköken 0 Spor. Abdûlkadir Yücelman 0 Ekonomı Seda Oğuz 0 Makaleler Sarni Karaöraı 0 Düzeltme. \lxiullah Yazıcı0 Fotograf Erdoğan Köseoğlu • Bılaı-Belge Edibe Bugra 0 Yun Haberten. Mehmet Faraç Yaym Kurulu. Dhan Sdç»k<Başkan). Orhan Erinç, Oktav Kartböke, HikmetÇetinkaya, ŞökranSoner, ErgunBala,Din(Tayaa(, İbrahim Yüdız. Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcisi. Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No. 125,Kat:4,Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020(7hat). Faks 4195027 0 tzmır Temsilcısı: Serdar Kızık. H. Ziya Blv. 1352S.2'3Tel 4411220. Faks.44191170Adana Temsilcısi: Çetin Yîğeaoğju, lnönü Cd 119 S. No: 1 Kat: 1, Tel:363 12 11, Faks-363 12 15 Müessese Müdüriı. Cstfln \kmen # Koordmatör Ahmet Konüsan # Muhasebe Bnknt YenerCldare Hüseyin Gürer • lşleone Önder Çeük • Bılgı- Işlem Nail lnal # Bılgısayar Sıstem. Mörihet Çiler«Satış FazuetKnza MEDYA C: • Yönetim Kunılu Başkanı - Genel Mudür Gülbin Erduran # Koordinatör Reha Işıtman # Genel Mudür Yardımcısı. Mine Akdag Tel 514 07 53 - 513<>5 80-513S46O-61,Faks 5138463 YıytmUyaB ve Basan: Yenı Gûn Haber Ajanst, Basın ve Yayrocdık A.Ş Tüıiocağı Cad 39 41 Ca&üoğlu 34334 tst PK 246 lstanbul Tel (0-212)512 05 05 (20 hat) Faks (0 212)513 85 95 20EYLÜL1997 İmsak:5.15 Güneş: 6.42 Öğle: 13.05 tkindi: 16.00 Akşam: 19.13 Yatsı: 20.35 Atatiirk brinciligi süpdüpüyor • Haber Merkezi - Time dergısinin düzenlediği "20 Yüzyıla Damgasuıı Vuran EnOnemlı lOOKişi" kampanyasında liderler sıralamasında açık farkla birinciliğini sürdüren Mustafa Kemal Atatürk, kahramanlar sıralamasında da ikinciliğe yükseldi. Bu arada °osta tşletmesi Genel Müdürlüğü, kampanyaya katkıda bulunmak amacıyla Atatürk resimli ve modern Türkiye konulu olmak üzere 2 ces.it pul ve baskılı posta kartı hazırladı. Kartlar, 22 Eylül 1997tarihinden itibaren 100 bin liradan satışa sunulacak. dirden BM'ye 1 milyar dolar • WASHINGTON (Cumhuriyet)- Amerikalı basın milyarderi ve CNN'nin patronu Ted Turner, ABD'nin borcunu ödemeyi reddettiği Birleşmiş Milletler'e 1 milyar dolar yardımda bulunmayı önerdi. BM Genel Sekreter Mali Işler Yardımcısı Joseph Connors'un bu öneri üzerine Turner ile buluştuğu öğrenildi. Turner'in 10 yılda ödemeyi planladığı bağışın insani amaçlı projeler, çocuklar ve mültecilere yardım, kara maymlannın temizlenmesi, hastalıklarla mücadele • edilmesi gibi amaçlar için kullanılmasını şartkoştuğu bildirildi. BM'nin başta ABD olmak üzere üye ülkelerden 2.6 milyar dolara ulaşan alacağı bulunuyor. Yaz saati uygulaması • ANKARA (AA)-Yaz saati uygulaması 26 Ekim'de sona eriyor. 25 Ekim Cumartesi'yi 26 Ekim Pazar'a bağlayan gece saat 02.00'de saatler 1 saat geri alınacak. Son iki yıldır Avrupa ülkelerine paralel, 7 ay üzerinden yapılan yaz saati uygulaması 30 Mart'ta başlamıştı. OOTÜ'den sanal üniversite • ANKARA (ANKA)- lletişim ve bilgisayar teknolojisindeki gelişmeler, eğitü.ı-öğretimde okul, defte r -kalem gibi kavn^nlan tarihe kanştıracak. ODTÜ Enformatik Enstitüsü, geliştirdiği "Bilgisayar Ağına Dayalı öğrenim Girişjmi (Net Learning Initiative-NLI)" sistemiyle "sanal üniversite" için ilk adımı attı. Öğretün üyeleri ve öğrenciler, okul dışında da, bilgisayar aracılığıyla ders yapabilecek, tartışabilecek, ödev ve proje hazırlayabilecek. ODTU, sistemi öğretim yılırnn başlaması ile birlikte kullanıma gecirecek. PSAKD'den burs • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Murtaza Demir, derneklerinin demokratik egitimin vazgeçilmez anlamı doğrulrusunda 1997-98 öğretim yılında, gereksinim duyan 50 yükseköğrenim öğrencisine aylık 5 milyon burs \ ermeyi kararlaştırdığını söyledi. Avrupa'da her gün 3 bin kişinin sigara nedeniyle öldüğü, bunun 25 uçağın düşmesine eş olduğu belirtildi Partnaldar arasındald katil: Sigaraİstanbul Haber Servisi-Sigaramn, Avrupa'da bir numaralı öldürücü ol- duğu bildirildi. Sigara endüstrisinin pazannı yaymak için uğraşması ne- deniyle sigaranın bir salgın haline geldiğini ifade eden uzmanlar. "Siga- ra içenler, içmeye devam ederterseya- nsı ölecek" dediler. lstanbul'da devam eden 47. Avru- pa Bölge Komitesi toplantısı kapsa- mında sigara ve yapılması gereken- ler tartışıldı. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Türkiye Sağlığı Geliştirme ve Hastalık Önleme Hareket Direktörü Dr. CeesGoos. özellikle gençlerin ve kadınlann giderek daha fazla sigara içtiklerini söyledi. Sigara kullanımı- nın önceleri erkeklerde fazla oldu- ğuna dikkat çeken Goos, "Toplum- da kadının ve gencin rolü degiştikçe sigara endüstrisi bunlan iyi bir hedef olarak görmeye başladı. Bir insani genç yaşta sigara içirmeye başlarsa- mz uzun süreli bir müşteriniz olur" dedi. Sigararun brrakılması halinde sağ- lığın büyük oranda iyileştiğini belir- ten WH0 Avrupa Bölge Ofısi Sağ- lık Bölge Danışmanı Dr. PeterAnder- son Avrupa'da her gün 3 bin kişinin • Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Sağlığı Geliştirme ve Hastalık Önleme Hareket Direktörü Dr. Cees Goos, özellikle gençlerin ve kadmlann giderek daha fazla sigara içtiklerini söyledi. sigara nedeniyle öldüğünü kaydetti. Anderson. bunun günde 25 uçağın düşmesine eş olduğunu belirtti. "Si- gara insanlan öldürdüğü için bu en- düstri devamh yeni müşteri aramak zorunda" diyen Dr. Anderson, siga- ranın yılhk maliyetinin de 200 mil- yar dolar olduğunu söyledi. Fransa'da reklam yasağı sayesinde sigara içimi- nin 4 yılda yüzde 11 azaldığını ifade eden Peter Anderson, şöyle devam etti: "Sizin de çok giiçlü bir yasanız var. Ama önemli olan bunu uygulamak. Hükümetlerin daha iyi mücadele et- mesini isthoruz. Öncelikle bakanhk- lann yönetim kadrosunda sigara içfl- memesiyle bir adun aalabittr. Maliye Bakanhğı sigara vergileriniartbnrsa hera insanlann sağhğı bozuhnaz hem de bütçeye katkı olur. Bizler sigara endüstrisi tarafindan kandınldık. 30 yü önce sigaranın bağımlılık vapüğı- m, 20 yıl önce daha güvenli bir sigara üretmenin mümkün olmadığuu bili- vorlanü.Ama bununtersigflbi davran- düar." Isviçre Sağlık Bakanhğı yönetici- si Prof. Dr. Thomas Zehner, çocuk- lann beraberinde alkol ve uyuşturu- cuyu da getiren sigara ıçiminden kur- tanlması gerektiğini söyledi. Türki- ye'deki insanlann saghklanna yaptık- lan zaran düşünmediklerini de belir- ten Zeltner, "üyuşturucunedeniyle bi- risiölsehaberolur. Ama akciğer kan- serinden ölüm normal karşüamr" di- ye konuştu. WH0 Türkiye Temsılcisi Dr. Han* nu Vouri de Türkiye'de sigaraya baş- lama yaşırun düşük, toplam içimin ise yüksekliğine dikkat çekti. Vburi aynca. ABD'deki sigara endüstrisinin gelişmiş ülkelerdeki pazannı kaybet- meyebaşlamasının pazan gelişmemiş ülkelere kaydıracağını kaydederek "Türkiye çok dikkarü olmah" uyan- sında bulundu. Santralın, Çamlıhemşin Vadisi'nin ekolojik dengesini bozacağı belirtiliyor Fırtına Deresi'ne ^hidroelektrik' tehdit • Rize'nin Çamlıhemşin Vadisi'nde kurulması planlanan hidroelektrik santralına karşı imza kampanyası başlatıldı. lstanbul Haber Servi- si - Rize'nin Çamlıhem- şin Vadisi'nde akan Fır- tına Deresi'ne DSİ tara- findan yapılması planla- nan hidroelektrik sant- ralının, bölgedeki eko- lojik dengeyi bozması olasılığı çe\Tecileri hare- ketejeçirdi. "Fırüna De- resiUzerindeHidroelekt- rik Santralı'na Ha- yır"kampanyası için ha- zırlıklara başlandı.Çamlıhemşin'de yap-işlet- de\Tet modeliyle yapılması planlanan hidro- elektrik baraja karşı, yöre halkı ve çevreci- lertarafından imza kampanyası başlatıldı. Yö- rede kampanyayı başlatanlardan Hüseyin Ener'in yardım için başvurdugu Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Do- ğal Varlıklan Koruma Vakfi (TEMA), çev- recileri ve kamuoyunu Çamlıhemşin'e du- yarlı olmaya çağırdı. Kampanya dolayısıy- İa yapılan açıklamada, baraj inşaatlannda kiillanılan dinamıt patlamalanndan dolayı heyelan ve kaymalar meydana gelebileceği, bunun sonucunda da çevresel özelliklerin zarar göreceği endişesi dile getirildi. lnşaat atıklan ve tünel posalan yüzünden çeşitli canlılann yok olacağı, suyun tamamı- nın kullanımı halinde de deredeki doğal ha- Fırtına Deresi'ne hidroelektrik santral kurulması halinde bölgedeki bitki rürlerinin büyük zarara uğrayacağı belirtiliyor. yatın bozulması gibi tehhkelerin bulunduğu belirtildi. Bölgedeki zengin biyolojikrçeşitlilik için- de özel bir yeri ve Doğu Karadeniz Bölge- si'ne özgü değerli bir balık türü olan Deniz Alası'nın, ülkemizde sadece Fırtına Der'e- si'nde yaşayan alabalık türlerinden biri ol- duğu belirtildi. Söz konusu projenin uygulanması halin- de, 1984'te imzalanan Bern Sözleşmesi ge- reği koruma altına alınan bu balık türünün tamamen yok olacağı bildirildi. Alternatif turizm etkinlikleri ile çok önem- li turizm potansiyeline sahip, kendine özgü iklimi, topografyası ve dünyanın en ender bu- lunan bitki türleri ile yaban hayatına sahip Çamlıhemşin Vadisi'nin korunması için ge- reken her türlü çabanın gösterileceği ifade edildi. Doğal Hayatı Ko- ruma Derneği (DHKD), Doğu Karadeniz Koruma Projesi Sorumlusu Oğuz Kurdoğlu, özellikle Art- vin-Rize bölümünün 300'ü tespit edilmiş, tah- minen 500'ün üzerinde endemik (yalnızca ilgili bölgede bulunan) bitki türü banndırdığını söy- ledi. Kurdoğlu, yalnıica Doğu Karadeniz Bölge- si'nde 2 bin 500'ün üze- rinde bitki türü bulundu- ğunu kaydederek, bu has- sas bölgede yatınm yap- madan önce çok dikkat- li ön incelemeler ve ÇED raporu hazırlanması ge- rektiğini söyledi. Rize muhabirimiz Ömer Şan'ın haberine göre DSİ tarafindan yap- işlet-devret modeli ile yaptınlması düşünü- len nehir tipi hidroelektrik santrallan proje- sine Çamlıhemşin Belediye Başkanı Gahp PeBt'ten de tepki geldi. Galip Pelit, bölgenin korunması için çırpındıklannı vurgulayarak "Bizim yardım istcdiğimiz yetkililer bizim karşımıza böyle bir projeyle çıkryor. Akıl al- maz bir uygulama— Proje için birçok uygun yer dururken, böyle bir doğal çevrenin kat- ledilmek istenmesi turizmimizin ne derece geuştirilmek istendiğini ortaya koyuyor. Çam- hhemşinliler olarak böyle bir projeyi uygulat- mamız mümkün değiT dedi. Bu arada Çam- lıhemşin'e bağlı beş mahalle ve dört köy muhtan da çeşitli birim ve bakanhklara yazılar göndererek hidroelektrik santrallan projesinin uygulanmaması için yardım is- tedi. Kanserde umut atomda CELALYILMAZ tZMİR - tkinci paylaşım savaşında on binlerce kişiyi hayatın dışına iterek kentle- ri haritadan silen "atom", şimdi de insan- lan yaşama geri döndürüyor. tzmir'deki "Atom Tedavi Odası" kanserli hastalann yaşama yeniden tutunduklan '^umutoaaa" oldu... "Hastahğı kabuDenmevip tedaviyi kabul ettim (G.G.)". "llacı icipyatnm.Ddsaatuyumu- şum. Kalkmca rahauadıın. Anladun ki hastahğı yene- ceğinı(R.'V.)' < . "Geküinya- şadım\v gidhorum. Bütün insanlan çok seviyorum (G.K.)", «Burası kanşık duygulann iç içe yaşandığı bir yer. Boş ve her şeye rağ- „ • Ege Universitesi'ndeki Atom Tedavi Odası'nda meme, cilt ve guatr kanseri hastalan tedavi görüyor. e-posta : tan (g prizma.net. tr men vaşamakçokgüzel(S.K.)'\ Buduygu ve düşünceler. Ege Universitesi (EÜ) Nük- leerTıp Anabilim Dalı'nın Türkiye'deki iki merkezden biri olan *t umutodası''na yaşa- ma dönmekiçin giren kanserli hastalann anı defterindenalmtı... EÜ Nükleer Tıp Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Hayal Ozkıbç. ağırlıkh ola- rak guatr, meme ve cilt kanseri hastalannın tedavi edildiğı "atom tedavi odaa''nvn anı deftennden edindikleri verilerle, hastalann ruhsal durumlannın değerlendirmesini de yaptıklannı belirterek daha fazla yardım konusunda etkın yöntemler saptadıklannı söyledi. Atom tedavisinde, bilinen ışın tedavile- rinin tersine saç dökülme olaylan gibi yan etkilerin olmadığını kaydeden Prof. Dr. Ha- yal Özkılıç, odada geçen süre içinde hasta- nrn taşıdığı rad>oaktivite nedeniyle ziyaret- çiye izin verilmediğini belirtti. Prof. Dr. Kı- lıç, atom tedavisine ilişkin şunlan söyledi: " Kanserli hastalann te- daviedüdîgiatomodasuka- pı ve duvarlan kurşun kap- lı. buzdolaph. televmonlu, hastanınhergereksinimini karşılayabileceği küçük, şi- rin bir oda. Hasta radyoak- üf atomuiçtiktensonraoda- dan dışan çıkmıyor. Ancak. tetefonla dışa- nvı arayabfliyor ve aranabitiyor. 24 saat sü- reylebir nüklecrüpdoktoruveöğretimüye- si nöbet bekli\or. Hasta bu odada 3-7 gün katrvor.Süre sonundataşıdığı rad>asyon tü- kenmiş ve rjileştirmeve önemli bir adımat- mB( olarak odadan avnlıyor." Tedavi öncesi atom tedavi odasının sağ- lık fizikçisi denetiminde radyoaktıf ölçüm- lerinin yapıldığını ve temizlendiğini anım- satan Prof. Dr. Hayal Özkılıç, her hasta son- rasında a>Tiı işlemın yinelendiğini belirtti. üksek topukkiK.. Vakko, 1997-1998 sonbahar-kış modasında gri, kahve ve lacivert renklere ağırlık verdi. Kadın koleksiyonunda be- le oturan geniş omuzlu ceket ve derinjırtmaçh minflere ağırükverenVakko, bol pantolonlutayyörlereve derin' V dekohelere de yer ayırdı. Kadın ayakkabılannda yüksek topuklar ve SİVTİ burunlar tercih edilhor. Vakko, erkek koleksiyonunda ise 1960-70'li yülara uzanr\or. Takun el- biselerde ceketler bele yakın knıvaze ya da 3 düğmeu. Arastırma Sigarayı ençok gazeteciler içiyor ANKARA (Cumhu- riyet Bü rosu)- Hacette- pe Halk Sağlığı Vakfı tarafindan yapılan araş- tırma, sigarayı en çok gazetecilerin içtiğini or- taya koydu. Vakfin, öğretmenler, anneler, sporcular, sa- natçılar, gazeteciler, dok- torlar, milletvekilleri ve ortaokul-lise öğrencile- ri olmak üzere 9 ayn grupta yaptığı araştır- mada, gazetecilerin ya- ndan fazlasının sigara içtiği belirlendi. Tütün ve sigaranın başta akciğer kanseri ol- mak üzere çeşitli sağlık sorunlanna neden oldu- ğuna dikkat çekilen araş- tırma, toplam 2 bin 503 kişi üzerinde yapıldı. Si- gara içme oranında ga- zeteciler yüzde 63.9 ile birinci sırada yer alır- ken bu meslek grubunu sırasıyla öğretmenler, sanatçılar ve doktorlar izledi. Türkiye'de çocuk felci yok İstanbui Haber Ser- visi - Dünya Sağlık Ör- gütü (WH0) Avrupa Bölge Çocuk Aktivite- leri Sorumlusu Dr. Ge- orge Oblapenko, Avru- pa'da çocuk felcine kar- şı başanh bir mücadele verildiğini vurguladı. Conrad Oteli'nde de- vam eden V.HO 47. Av- rupa Bölge Komite Top- lantısı çerçevesinde ço- cuk felci ele alındı. Ço- cuk felcine karşı 1988 yılından bu yana savaş- üklannı belirten George Oblapenko, "O zaman 35 bin 250 olan çocuk felci vakası, yapılan ça- lışmalar sonucunda 1996'da4binlll'edüş- tü"dedi. 1995'te Avrupa ile Batı Akdeniz bölgesi- nin gerçekleştirdiği or- tak operasyona da deği- nen Oblapenko, Türki- ye'nin de dahil olduğu 18 ülkeyi kapsayan ope- rasyonda yüzde 95 ora- nında bağışıklama sağ- landığrnı kaydetti. Obla- penko, bu bölgede 1988'de200,1997'deise bir vakanın rapor edildi- ğini söyledi. MESELA DEDIK ERDAL ATABEK Hep 'karacahfl' diye bir söz tuttur- muş gideriz. Oysa artik cahilliğin baş- ka renkleri de çıktı, ama biz tanımı- yoruz, üzerinde de durmuyoruz. Bi- İelim ki arnk cahiller de renİdendi. Ca- hil diye sadece kara cahili tanrrsak yanlış yapma oranımız yükselir, bil- meden renkli cahilleri başımıza geti- rir, sonra da dövünür dururuz. Şimdi şu zamane cahillerini tanımaya ne dersiniz? Pembe cahiller... ne ilişkin olumsuz bir sözcük ya da küçük bir eleştiriyi sert tepkilerle kar- şılarlar. Geleceklerini hep şanstan ka- derden beklerler. Nerden geleceği hiç belli olmayan bir talihin gelip kendi- lerini bubnasını bekler, ama bundan da hiç umutlu olmadıklarını söyleyip dururlar. Herkes çok talihli. kendile- ri pek talihsizdirler. Bu insanlar göz- lerinı hep pembe şeylere dikme yü- Pembe Cahil D u sınıfa giren cahiller televizyon- D lannpembe dizileriyle yetişmek- tedir. Hayatlannda en çok ilgilendik- leri konulardedikodulardır. Futbolcu- lann sevgilileri, ünlü şarkıcılann ma- nitalan, kimin kiminle...nerde neler yaptığı engin kültürkaynaklannı oluş- turur. Başkalanyla böyle içli dışlı il- gilendikleri halde kendileriyle ilgili en küçük çabalan yoktur. Kendileri- zünden cahil kalmış, böylece de 'pem- be cahil' olmuşlardır. talih oyunlan oynamayı severlerse de hiçbir zaman umutla beklemezler. Umudun hep başkalan tarafindan onlara verihne- sini beklerler. Çete haberleriyle ilgi- leri yoktur, sadece "Bizim aklımız al- maz, bunlar büyüklerin işi" diye ge- çiştirirler. İbrahim Şahin'i amcası- nın oğluna benzetenler çıkarsa da il- gileri bundan ibarettir. .^mcasıhın oğ- lu da aklında yakışıklı olarak kaldı- ğmdan iz bırakmıştır. Işte size 'pem- be cahiller'. Sarı cahiller A dlanna bakıp da hepsini sanşm Jx. sanmaym. îçlerinde ünlü sanşın- lar da vardır, ama burada renk ayn- mı saça göre yapılmaz. Bilirsiniz Ho- livud'un 'aptal sanşm' nitelemesi, fılm yıldızı olan sanşın güzellerin kafalannrn içinin boşluğuna değinmek için söylenmiştir. Biz ne 'sancahfl'ler görmüşüzdür ki memleketi yıllarca oyalamış, insanlan kendisiyle uğraş- tırmıştır. 'San cahil', herkesi aptal, kendini pek akıllı sanır. Çevresinde- ki pek çok kişinin aptal olduğuna hiç kuşku yoktur. Ancak bu kişilerin ap- tal olduğu için mi orada bulunduğu, yoksa orada bulunduğu için mi aptal- laştığı tartışmalıdrr. Ancak gerçek şu- dur İa, çevresinde bu kadar çok aptal bulununca 'san cahil' kendini pek âlim, pek bilgili, pek akıllı sayar ki bu- na da şaşılmaz. 'San cahiller' de ka- ra cahiller gibi kendine pek güvenir, kendini pek beğenirler. Kasım kasım kasılır, asım asım asıhrlar. Kasılma- ya, asılmaya meraklı olduklan için ne gitmişler, başlarma kukuleta takıp hoplayarak mezun ohnuşlardrr. Ad- lannın önüne yüklüce etiket sıfatlan takıp kurum kurum dolaşmışlardır. Ama ne yazık ki bütün bunlar, onla- nn 'san cahil' olmasını önleyeme- miştir. Sakın kara cahilden kaçarken san cahilin tuzağına düşmeyin deriz. Yarı cahiller... yi atar tutar, hiçbir kaygı duymadan kendilerini pek bilgili, pek maharetli gösterebilirler. Yan cahiller bu cahil- ler sürüsünün en çokzarar verenidir. As- lında hangi cahilin daha zararlı oldu- ğu baştan anlaşılmaz, sonradan ortaya çıkar. lyisi mi cahilinher türünden uzak kalmalı, bunlan cahillikten kurtarma- nın da bir yolunu bulmalıdır. Çünkü cahil ne yapar eder, kendini başkalanmn başma bela eder. Bu da unutulmamah. de ünlü bir 'san cahil', "Benim ipim cebimde"demeyi pek sevmektedir. Onun ipinin, cebinde değil de başka- sının ebnde olduğu bellidir de ipin ucu- nun kimde olduğu pek anlaşılama- maktadır. Bunlar kara cahillerden farklı olarak mekteplerin en iyileri- D urdar da çok tehlikeli cahillerdir. D Her şeyden haberleri vardır, ama hiçbir şeyi tam bilmezler. Bütün bildik- leri yanm, bütün anladıklan eksiktir. Yanlışı doğruya kanştırdıklan için yan- hşı bilmeyenler, bunlann doğru bildik- lerini sanır. Onun için de çok tehlikeli olabilirler. Çevrelerini zaman zaman çok iyi kandınrlar. En tehlikeli dolan- dıncılar, sahtekârlar bunlann arasm- dan çıkar. Çevreleriyle konuştuklan zaman mangalda kül bırakmazlar, onun için de çok inandıncı olabilirler. Her şe- I >
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle