29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 EYLÜL 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 11 Sendikalarda otokontrol dönemi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, anayasaya uyum yasalan çerçevesinde "sendika ve konfederasyonlann idan ve mali kontrolünde devletin değıl, sendıkalann iç denetuninı esas alan" düzenlemeye göre tüzük hazırlanması için çalışmalar başlattı. Sendika ve konfederasyonlann, denetleme raporlannı bundan sonra Malıye Bakanlığı'na değil, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na göndermeleri gerekiyor. Akdemir'in tutuklanmasına itiraz • Istanbul Haber Servisi - Bir grup avukat, Gazi Mahallesi halk meclisi üyesı Mehmet Akdemir'in tutuklanmasına itiraz etti. Avukatlar, adı katliamlara kanşan "çete kurmak" suçundan yargılanan sanıklann serbest kaldığını, ancak Gazi Mahallesi için çalışan Akdemir'in tutuklanarak cezaevine konulduğunu bildirdi. İstanbul'un çeşitli semtlerinde etkinlik gösteren halk meclisi ve gırişimlerine üye bir grup Ümraniye Cezaevi'nde yaptıklan gösteride Akdemir'in serbest kalmasını istedi. Alman gazeteden saygısızlık • NÜRNBERG (LAA) - Almanya'nın Bavyera eyaletinin en çok satan gazetelerinden Abendzeitung'da başlatılan "Çağın Önde Gelen Liderleri ve Aşklan" adlı yazı dizisinde Atatürk ile ilgili bölümde yanlış bilgi ve karalamalara yer verildi. Reinhold Dörrzapf imzasıyla yayımlanan yazıda. "Mustafa Kemal sadece fahişeleri sevmek isterdi. Cinsel ihtiyacını ucuz kadınlarla gideriyordu. Ön sezgisi ıle tngilizleri, Fransızlan püskürttü, kahraman oldu. Kemal Paşa unvanını aldı" gibi çirkin iddialar yer aldı. Dağıtım engeline protesto • İstanbul Haber Servisi - Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF)Örgütü Genel Sekreteri Robert Menard, jandarmalann önceki gün Diyarbakır'da Bırleşik Basın Dağıtım (BBD) aracını durdurarak Ülkede Gündem gazetesinın 7 bin nûshasına el koymasını Başbakan Mesut Yılmaz'a bir mektup göndererek protesto etti. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) de gazetelere el konulmasının engellenmesi için Içişleri Bakanı Murat Başesgioğlu'na telgraf çekti. fflaraşlı serbest bırakdsın' • İstanbul Haber Servisi - Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) Yönetim Kurulu tarafindan yapılan yazılı açıklamada, gazeteci-yazar Recep Maraşh'nın ölümcül hastalığina rağmen. Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde yattığı vurgulanarak "Düşüncelerini yazılı olarak dile getiren Maraşlı serbest bırakılsın. Düşünce yasaklan bir an önce kaldınlsın" denildi. Hac başvurıdarı başladıİstanbul Haber Servisi - Önümüzdeki yıl hacca gıdecekler için ön kayıtlar başladı. istanbul Müftüsü Selahattin Kaya hacca gidecek yurttaşlar için 22 eylül-17 ekim tanhleri arasmda ıl ve ilçe müftülüklerinde ön kayıtlann yapılacağını belirtti. İstanbul Müftü Yardımcısı tlyas Serenli, bu yıl ön kayıtlar için 14 bin kişinin başvurmasınm beklendiğini belirtirken Türkiye Seyahat Acentalan Bırliği'nın(TÜRSAB) sayman üyesı ve Hac Komisyonu Başkanı Çetin Gürcün. geçen yılkı kaosun yaşanmaması için Bakanlıklar Arası Hac Komisyonu'na gerekli başvuruda bulunduklannı ve konuyla ılgilı çeşitli kararlann almdığını söyledi. DHKD, yapılması düşünülen köprünün yalnızca otomobillere hizmet edeceğini belirtti 4 3. köprii gerçekçi değiPİstanbul Haber Servisi - Doğal Hayatı Koruma Dernegi (DHKD), Istanbul'da mevcut iki boğaz köprüsûnün toplu taşı- maya dönük bir sisteme entegrasyonunun planlanmadan 3. köprünün gündeme ge- tirilmesini "dayatma''olarak niteledi. Da- ha gerçekçi ve korumacı bir çözüm oldu- ğu gerekçesiyle raylı tüp geçit seçeneği- ne destek veren DHKD, ÇED raporu ha- zırlanmadan yapılmak istenen köprünün sadece otomobillere hizmet edeceğini be- lirtti. DHKD'nin, konuyla ilgili açıklamasın- da; İstanbul trafiği için 3. köprünün ger- çekçi ve demokratik olmadığı belırtilerek "İstanbul'da yoflar özeiotomobillerle nka- basa doluyken daha fazla otomobili kent merkezlerine pompalamak, kenti yok et- menin son adımı olacaktır" denildi. 3. köprüyle ilgili yapılan her iki planın da ta- rihi dokunun zarar görmesine ve İstan- bul'un can daman olan yeşil alanlann ve su havzalannın yok olmasına yol açaca- ğının belirtildiği DHKD açıklamasında, projenin şehircilik ilkelerine de aykın ol- duğuna dikkat çekildi. Açıklamada şu gö- rüşlere yer verildi: "Boğaz'ın demirden kafeslerie kapaül- ması yerine, mevcut iki boğaz köprüsün- de belediye otobüsleri için tercihli yol ay- nlması ve deniz ulaşım sisteminin gelişti- rilmesi; volcu taşıma kapasitesinin artma- sını, trafiğin ve buna bağh olarak da çev- reye verilen zarann daha aza indirgenme- sini sağlav acakOr. DHKD, toplu taşımaya yönelik rayh tüp geçidin daha gerçekçi ve korumacı bir çözüm olduğu konusunda hemfikirdir." İP Genel Başkanı Doğu Perinçekise ts- tanbul Boğazı'na yapılması düşünülen 3. köprü ile ilgili, yurttaşlara 3. bir intihar se- çeneği verildiğini belirterek "Bu aynı za- manda İstanbul'un intihandır. Köprüler toplu taşımacılıga değil, dünya otomotiv devlerine hizmet ediyor" dedi. Uluslararası Belediye-Inşaat Araç ve Gereçleri Fuan "Belediye-İnşaat '97"nin açılışmda konuşan Perinçek şunlan söy- ledi: "3. köprü bize 1950'lerde day ahlan ka- rayoUan politikasuıın birdevamıdır. Köp- rüler toplu taşımacıhğa değil, dünya oto- motiv devlerine hizmet ediyor. IMF bize 'Tarım ve hayvancılığa sübvansiyonu kal- dın n' diyor. Oysa yapılan köprü ve otoyol- lara destek verivor. Bu da dünya otomotiv sanayicilerine sübvansiyon değil nudir?" istanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı MehmetYıldınmda Istanbul'a 3. bir köp- rü yapılmasında üç yıl geç kalındığını sa- vunarak "3. köprü doğayı bozmaz. Doğa- yı asıl, kaçak ve plansız yapüaşma bozu- yor. Sadece İstanbul Boğazı'nda 14 bin kaçak yapı var" dedı. Tepki çekti ÎSKİ'yi Mercümek'in avukatları savunuyor İstanbul Haber Servisi - İSKİ'yi. kamuoyunda RP'nin kasası olarak tanı- nan Süleyman Mercü- mek'in avukatlan savunu- yor. 27 avukatı bulunan İS- Kl yetkilılen, işlerin yo- ğunluğu nedeniyle özel hu- kuk bürolanyla da çalıştık- larıru söylediler. "Sağıroğ- lu Hukuk Bürosu" yetkili- leri, Süleyman Mercü- mek'in avukatlığını da ya- pan patronlan Fuat Sağı- roğlu'nun bir yıldır İS- Kl 'nin davalanna girdiğini belirttiler. Bosna'ya yardım için toplanan paralann yerine u- laştınlmadığı iddialanyla gündeme gelen ve kamu- oyunda RP'nin kasası ola- rak tanınan Süleyman Mer- cümek'ın avukatlannın, ISKl'nin de avukatlığını yapmaya başlaması tepki çekti. ISKl'nınbünyesınde hukuk bürosu bulunduğu- nu belirten ve isminin açık- lanmasını istemeyen bir il- gili, "İSKİ'nin kadrolu avukatlan, İSKfrıirt hakla- nnı savunmaya yeterii gef- miyor mu? Yeterli gelmeye- bilir. ama neden Süleyman Mercümek'in avukatlan seçiliyor. Başka avukat yok mu?*İSKİ bu avukatlara kazanç sağlrsor" dedi. ISKİ'den ahnan bilgiye göre tSKİ'nin hukuk büro- sunda 17'si kadrolu, 10'u sözleşmelı toplam 27 avu- kat bulunuyor. İstanbul 6 No'lu DGM'de görükn davanın oturumuna 11 'i tutuklu, 20 sanık kaüldı. (HÜLYA TOPCU) Olaylı 19961 Mayıs davası sanıklarından 3 'ü tahliye edildi 'Asıl polisler yargılanmalı' İstanbul Haber Servisi - Kadı- köy'de 1996 1 Mayıs kutlamala- nnda olay çıkararak bir polisı ya- raladıklan gerekçesiyle istanbul 6 No'lu DGM'de yargılanan sanıkla- nn sayısı dava dosyalannın birleş- tirilmesi nedenjyle 248'e çıktı. 25 kişi hakkında idam cezası istenen duruşma sonrasında cezaevi ara- basına bindirilen sanıklar, jandar- ma erleri tarafindan dövüldü. İstanbul 6 No'lu DGM'de görü- len davanın dün yapılan orurumu- na 11 tutuklu, 9 tutuksuz sanık ka- tıldı. Duruşmada öncelikle bazı sa- nıklann kimlik tespiti ve sorgusu yapıldı. Bir polis memurunu yara- lamak suçundan "idam" cezası is- temiyle yargılanan Aysel Sanca, 1 Mayıs'a katıldığını, ancak kimse- yi dövmediğini söyledi. Sanca, kutlamalarda üç kişinin polis tara- findan öldürüldüğünü anımsatarak "Mahkemede biz değfl, onlar yar- guanmalıvdT dedi. Duruşmada ta- nık olarak dinlenen terörle müca- dele şubesinde görevli mernur Gökhan OraL samklann tainünü olaydan sonra yer göstermeye gö- türdüklerini belirtti. Bu duruma öfkelenen Güven Akkuş, Oral'ın kendilerine işken- ce yaptığını söyledi. İnayet Aksu ise "Bize nasıl işkence vapdğnu da anlatsana" diye bağırdı. Mahke- me başkanının sanıklan sessiz dav- ranmaya çağırması üzerine tekrar söz alan Aksu. "Size 10-15 gün iş- kence yapan kişryi karşınızda gör- düğünüzde sakin olamıyorsunuz" dedi. Daha sonra söz alan sanık avu- katlan, müvekkillerinin "anayasal düzenideğiştirmek'" suçundan yar- gılanmalannı eleştırek "cam kır- ma ve bir kişivi yaralamak suçun- dan yarKilanmahlar" dedıler. "Çe- te kurmak" suçundan yargılanan İbrahim Şahin ile arkadaşlannın bu mahkemeden tahliye aldıklan- nı anımsatan avukatlar, bu duru- mun toplumun adalet duygusunu zedelediğini ifade ettiler. Duruşmaya kısa bir süre ara ve- ren mahkeme heyeti Songül Tim- tik, Şehriban Biter ve Şahin Er- can'ın tahliyesine karar vererek duruşmayı erteledi. Sanıklar ceza- evi aracına bildirilirken jandarma erleri tarafindan dövüldü. Antalya Baykal: Sert muhalefete başlayacağız ANTALYA (Cumhuri- yet)- CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ANASOL- D'nin uygulamalannı eleş- tirerek "Hükümeti yıkma gibi bir arayış içindedeğüiz, ama en sert muhalefeti ya- pacagız" dedi. Antalya "da partisinm Kepez belde örgütünün açılış törenıne katılan Bay- kal, Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel tarafindan or- taya atılan başkanlık sıste- mını eleştirdi. Başkanlık sisteminin tartışılmasının yanlış olduğunu vurgula- yan Baykal. hükümetın uy- gulamalannı da eleştirdi. Hükümetin görevinin ıyı icraat yapmak olduğunu ve marifetini göstermesi ge- rektiğini vurgulayan Bay- kal. "Biz bu hükümete gü- venoyu vererek Türkiye'de REFAHYOL'dan sonra mutlak bir krizin ortaya çıkmamasını sağladık. Enf- lasyon son iki ayda rekor kırdL Partizanuk vapülar. THVye bacanak tayin et- meyibize nasıl kabul ettire- biüıier. Yok THY önemli ihaleler yapacakmış, güve- necek kimse yokmuş, bu- nun için bacanağını THY'ye tayin etmiş. Bunla- n duynıak istemiyoruz. Yanlışlan halkımıza anla- tacağız. En sert muhalefeti- mizd yapacağız. Hükümeti yıkma gibi bir araytş içinde değiliz"' diye konuştu. Danıstay'dan ret C UMHURİYET BAŞSAVCILIĞIHAZIRLADI RP'UKapusuz içinfedeke ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-An- kara Cumhuriyet Başsavcılığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı VuralSavaş'ın ki- şilik haklanna yayın yoluyla hakaret et- tiği gerekçesiyle RP Grup Başkanvekili ve Kayseri Milletvekili Salih Kapusuz'un dokunulmazlığmın kaldınlması istemiy- le fezleke hazırladı. Ankara Cumhuriyet Basın Savcılı- ğı'nca başlatılan soruşturma sonunda Başsavcı İlhan Mesutoğlu imzasıyla gön- derilen fezlekede, Kapusuz'un, Savaş'ın RP'nin kapatılması istemiyle ,\nayasa Mahkemesi'ne açtığı davadan sonra. 23 Mayıs 1997tarihliMilliGazete'nin 1. ve 8. sayfalannda yazısının yayımlandığı belirrildi. Fezlekede, Salih Kapusuz'un, "Eşi Görülmemiş Hukuk Rezaleti"" baş- lığıyla yayımlanan yazısında."_ Başsav- cının... TBMM'yi saymama nezaketsizti- ği yapüğı_ halkuı birincilik verdiği parti- ye, bir parti lideri va da kartetci basın te- tikçLsi gibi davranıp.. aslında bu anayasa- nın dışına çıkan Sayın Başsav cı"dır_ Baş- savcu gayri hukuki bir adım attu." şek- linde ifadelere yer verdiği kaydedildi. Fezlekenin son bölümünde. TCK'nin "sövme" fıilini düzenleyen 482/1-4. maddesine göre yargılanabilmesi ama- cıyla, anayasanın 83/2. maddesi uyann- ca Kapusuz'un dokunuknazlığınm kaldı- nlması istendi. Fezleke, TBMM Başkan- hğı'na iletihnesi istemiyle Adalet Bakan- lığı'nagönderildi. A NAYASA YIDEĞÎŞTİRMEK ELÎNİZDE Özden, siyasileri uyardı ANKARA (CumhııriyetBürosu)- Ana- yasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden. son zamanlarda bazı konuşmacı- lann Anayasa Mahkemesi'ne güveni sar- sıcı sözlennden rahatsızlık duyduğunu ve bunlan üzüntüyle izlediğini söyledi. Öz- den. "Bir mahkemenin karan isteryüriit- meyi durdurma. ister yürüriüğü durdur- ma olsun: sivil va da askeri mahkemeleri- mizin bir karan olsun; öncelikle ve ivedi- Hlde yerine getirümesi gerekir'' dedı. Özden, Cumhuriyet'e yaptığı açıkla- mada, bu tür kararlarda bir kusurun olma- sı durumunda öncelikle yapılması gere- ken işın. bu kurallan değiştirip anayasaya uygun hale getirmek olduğunu kaydetti. Siyasetçilere "Anayasa sizi doyurmuyor- sa değiştirin" diye çağnda bulunan Öz- den. "Ama anayasayi değiştirmeyip de ya- salan anayasaya uygun duruma getirme- de kendi istediğitıiz sonucu almak için ka- rarlara uymuyorsanız, bu bir hukuk dev- letinde yaşanılacak olgu degildir" dedi. Bazı siyasi partı liderlerinin Anayasa Mahkemesi'ne yönelik eleştirilerde bu- lunduğunu anımsatan Yekta Güngör Öz- den şöylededi: "\nayasa Mahkemesi'ne, anayasa ge- reğince gösterilen adav lar arasından son atamayı yapan Cumhurbaşkanı'nı baha- ne ederek .\nayasa Mahkemesi'nin bağım- sız mahkeme ohnadığını sö\ lediklerini du- yuyorum. Anavasa Mahkemesi tam yan- sız ve tam bağunsız bir mahkemedir." ÖRÜŞl Prof. Dr. EROL MANİSALI Ankara birinci tuzağa, 6 Mart 1995'te gümrük birliği belgesi imzalanırken "Yunan vetosu- nun kaldırılması karşılığında", Tansu Çiller hükümetinin ver- diği ödünle düşürülmüştü. Şim- di de S-300 füzelerinin Rumlar tarafindan konuşlandınlmama- sına karşılık ödün isteniyor. S-300 krizi 6 martta Ankara'nın düşürülmüş olduğu tuzağın ikinci perdesıdir. Olaylar Türkiye'de çabuk unutuluyor ve hatalar tekrarla- nabiliyor. Yunanistan ve Rumlar, AB'yi de kötü oyunlanna dahil ederek göz göre gore, 1995'te sergiledikleri tuzağı tekrarlıyor- lar. Füze krizi bu nedenle, Mart 1995'te oynanan oyunun deva- mı, ikinci perdesidir. Bugünü görmek için iki üç yıl öncesin- den başlamış olayian hatrlama- mız çok önemli. 1994'ün son aylanna girerken Yunanistan, Türkiye-AB güm- rük birliği belgesinin imzalan- masına karşı veto koymuştu. Bu aslında, AB içinde, Türkiye'yi köşeye sıkıştınp "Kıbns adası- na, Rum yönetimi altnda, AB Türkiye S-300 Tuzağma Düşecek mi? potası içinde eritmek için" bir fırsattı ve zaten Ankara'da öyle bir hükümet vardı ki "Hernepa- hasına olursa olsun, belge im- zalanmalıdır" diyordu. Yunanis- tan Şubat 1995'te vetosunu kal- dırdı. Neyin karşılığında kaldır- dı: Türkiye, "AB'nin GKRY ile adanın tümünü temsilen ve 'Kıbns Cumhuriyeti' olarak tam üyelik görüşme takvimi belirte- yecek, bunu bağıra bağtra bû- tün dünyaya ilan edecek ve Türkiye, 1960 anlaşmalanna ay- kın olan bu dunıma, AB nez- dinde sessiz olarak, dolaylı yol- dan onay verecekti." Önce AB, 24 Şubat 1994'te, başkanlık olarak zehir zemberek bir açık- lama yaptı ve açıklanan yazılı belgede: "Ben AB olarak, ada- da sadece Rum yönetimini ka- bul ediyorum; Türklerbircema- attir. Rum yönetimini, 'Kıbns Cumhuriyeti' adına ve adanın bütününü temsilen AB'ye ala- cağım. Bunun için de bir takvim belirliyorum. AB hükümetler arası toplantıyı takiben altı ay içinde, Rumlaria tam üyelik gö- rüşmelerine başlıyorum." Bu- na, Ankara'dan, Brüksel'e yö- nelik bir tepki çıkmadı. Çıka- mazdı da. Çünkü Yunan vetosu, "Hükümetin, kullanabileceği yetkiyi kullanmaması ve sessiz kalması karşılığında" kalkmıştı. Elindeki yetkiyi kullanmama ve haklarını karşı tarafa teslim et- me, 6 Mart 1995 belgesinin için- de bulunan 16. maddenin ekin- de de göstere göstere yer aldı. Hükümet, tanımadığı GKRY ile hem de 'Kıbns Cumhuriyeti' olarak 5 yıl içinde serbest tica- ret yapısına girmeyi AB'ye ta- ahhüt ediyordu: Işte, Şubat ve Mart 1995'te, Türkiye'ye karşı oynanan "Yu- nan vetosu oyunu" karşılığında o zamanki hükümetin verdiği ödün buydu. 6 mart belgesi, im- za öncesinde, kamuoyundan ve "ilgili çevrelerden" titizlikle saklanarak bu tezgâh yürütül- dü. Birkaç ay sonra durumun "vahameti" bazı ilgili çevrelerde anlaşıldı ve Milli Güvenlik Kuru- lu işe el koymak zorunda kaldı. Bir ay içinde de işleri düzeltip hatalan ortadan kaldırabilmek için ünlü. "Demirel-Denktaş Deklarasyonu" 28 Aralık 1995'te, vakit geçirmeden ya- yımlandı. Bu deklarasyon ile Ankara, Kıbns'a ilişkin hak ve yetkilerinden vazgeçmediğini, "Hükümetin dışındaki kurumlar aracılığı ile" ortaya koyuyordu. Bugün ise füze krizi ile tuza- ğın ikinci safhası gerçekleştiril- mek isteniyor. Rumlar ve Yuna- nistan, birinti tuzak operasyo- nu ile elde ettiklerini 1997'ye ka- dar tepe tepe kullandılar. Gö- rüşme sürecini belli bir noktaya getirdiler. Şimdi "son kritik dö- nemeç, ilan edilen ve takvimi belihenen görüşme sürecinin fi- ilen başlatılmasıdır". Fiilen baş- lama operasyonu için hazırla- nan tuzak ise S-300 füze krizi- dır. Eğer Türkiye ve KKTC, "Rumlar ile AB arasında görüş- melerin fiilen başlamasına kar- şılık, almayı öngördüğü önlem- leri almaz ise füzeler de yerleş- tirilmez." Bunun Türkçesi şu- dur: "Rumları 'Kıbrıs Cumhuri- yeti' olarak AB'ye alacaklar: Türkler azınlık olacak: KKTC ile Türkiye arasındaki bağlarhuku- ki ve siyasi olarak kopanlmış olacak: 1960 anlaşması orta- dan kalkmış olacak. Bütün bun- lann karşılığında da füzeler kon- mayacak." Bütün bunlardan sonra füze- ler konsa ne olur, konmasa ne olur? Çünkü böyle bir formül, adanın dolaylı yoldan Yunanis- tan'a katılması anlamına ve ada Türkleri de Batı Trakya'daki Türk azınlığının konumuna dü- şer. Açıklamaya çalıştığım dra- matik gelişmeler gösteriyor ki Türkiye ve KKTC 6 martın deva- mı olan bir "füze krizi tuzağı" ile karşı karşıyadırlar. Önemli olan Türk kamuoyunun, en azından bugün gerçekleri görmesi ve 1995'te düşülen tuzağa yeni- den düşülmemesidir. Gökova'da çevrecilerin bir zaferi daha • Muğla Barosu Başkanı Avukat Birdal Ertuğrul, Danıştay'ın karan nedeniyle idarenin santralı kapatması gerekliğini belirtti. OZCAN OZGUR ML'ĞLA - Muğla Ba- rosu'nun açtığı dava so- nucu Aydın Idare Mahke- mesi'nin Gökova Termik Santralı ıçın verdiği 'ka- patma" karannı temyiz e- den Enerjı Bakanlığı'nın. Danıştay'a yaptığı "yü- rütmenin durdurulmasr istemı reddedıldi. Muğla Barosu Başkanı Avukat Birdal Ertuğrul, bu du- rumda idarenin santralı kapatması gerektiğini be- lirterek "Daha önce de idare mahkemesi üç sant- ral için kapatma karan vermiş, ancak zamanın hükümeti Bakanlar Ku- rulu karanyla santrallan çalıştırmaya devam etmiş- ti. Bu bir suçtur. Aynı su- çu ANASOL-D hüküme- tinin tşlemeyeceğini unıu- yoruz" dedi. tzmır Barosu ÇevTe Hareketi AvTikatlan'nın açtığı dava sonucu Yata- ğan, Yenıköy ve Gökova (Kemerköy) termik sant- rallan ıçın kapatma kara- n veren Aydın İdare Mah- kemesi. Muğla Baro- su'nun başvurusuyla Gö- kova Termik Santralı için ikinci kez kapatma karan vermiştı. Üç santralla il- gili kapatma karan R£- FAHYOL hükümeti tara- findan Bakanlar Kurulu karan ile aşılırken mahke- menin Gökova ile ilgili verdiği ikinci karar da Enerji Bakanı Cumhur Ersümer tarafindan tem- yız edildi. Aydın İdare Mahkemesi'nin karan doğrultusunda hareket e- den Danıştay 6. Dairesi bakanlığın, yürütmenin durdurulması istemini reddetti. Avukat Bırdal Ertuğrul, idarenin santralı kapatma- sı gerektiğini belirterek şöyle konuştu: "Önümüzdeki hafta içinde Muğla Valiliği ile Enerji Bakanlığı'na baş- vurarak karann uygulan- masuu ve Gökova Termik Santralı'nın kapatüması- nı isteyeceğiz. Karann uy- gulanmaması, uygulama- yanlar için suç oluştunır. Bilindiği gibi daha öncede bölgedeki üç santralla üjp- li Bakanlar Kurulu kara- n var. Aslında yargı kara- nna karşı hukukumuzda böyle bir yol yok. Ulkemiz- de yargıya müdahalenin ve yargının bağımsız ol- madığının tipik bir örneği bu olav la bir kez daha gö- rülmüştür. Aynı biçinıde bu hükümettarafindan da karar alınması halinde or- taya yine hukuka aykın bir durum çıkacak. DUeği- miz Gökova Santralı' nın toplam enerjiye katkısının çok az olnıası da dikkate alınarak bu hukuksuzlu- ğun ortadan kaldınlması, santralın kapatümasıdır." ODTÜ İktisat Kongresi 'Bütçe gelirlerinin yüzde 3O'unuF "" KİT'ler üretiyor' ANK\RA (Cumhuriyet Bürosu) - Prof. Dr. Yakup Kepenek. KlT'lerin ulusal gelırin yüzde 10'unu, bütçe gelirlerinin de yüzde 30'unu ürettiğini kaydetti. Doç. Dr. ErolTaymaz, çimento sektöründe özelleştirme sonrasın- da verimlilikte bir artış görülmediğini belirtti. KİGEM Genel Sekreteri tlter Ertuğrul, enerji ve telekomünikas- yon sektörlerinın satış kapsamına alınmasına dikkat çe- kerek "Özelleştinnede asıl büyük pasta bunlar" dedi. Prof. Dr. Kepenek, ODTÜ İktisat Kongresi'nin ikin- ci gününde yapılan "KİT'ler ve OzeOeştirme'" konulu oturumda, KÎT'lerin büyümesinin, yapılan yatınmlara bağlı olarak inışli çıkışlı bir grafik çizmesine karşın, ül- ke büyümesinin çok üzerinde seyrettiğini söyledi. KlT'lenn GSYlH'dekı payının 1985"te yüzde 12.8'ken 1991 'de yüzde 7.6'ya indirildiğini kaydeden Kepenek, bu oranın 1994'ten sonra yeniden yüz- de 10'lar düzeyine çıktığını söyledi. Türkiye'de KİT'ler- den vazgeçilmesi- nin mümkün olma- dığmı vureulayan Kepenek, "İ985-95 döneminde 'Batı- yor, zarar ediyor, Hazine'ye yük olu- yor' söylemlerine karşın, KİT'lerin Hazine'ye katkısı her zaman po/itif oJ- muştur. Bütçe gelir- lerinin yüzde 30'- unu KİT'ler üreti- yor" dedi. Kepenek. KfT'ler sanlırsa özel sektö- rün yatınma yöne- leceğinı savunan görüşlerin doğru- lanmadığma dikkat çekerek "Türld- ye'de özel yaünm, kamu yatınmının bir fonksiyonudur. Türkiye'de özel sek- tör. kamunun açtığı yoldan ilerleyebili- yor" diye konuştu. Prof. Dr. Oğuz O- yan. KlT'lenn özel- leştirme sonrasın- daki kurumlar ver- gisi katkısının çok büyük oranda düştüğünü vurguladı. Doç. Dr. Taymaz, devletin elindeki fabrikalan sata- rak, çimento sektöründen tamamen çekildiğini kayde- derek çimentoda bölgesel tekeller oluştuğuna dikkat çekti. Özelleştirme sonrasında çimento sektöründe ve- rimlilik artışı görülmediğini belirten Taymaz, "Özelkş- tinneye en verimli fabrikalardan başlamü. Bu da ama- cın verimlilik ohnadığını gösteriyor" dedi. KİGEM Genel Sekreteri Ertuğrul, ORÜS, Sümer Holding, EBK ve SEK'ye bağlı işletmelerin özelleşti- rilmesinden sonra, üretimde çok büyük düşüşler yaşan- dığını ve birçok işletmenin kapatıldığını vurguladı. Söz konusukurumlannsektörelpiyasapaylannın yüzde 10- 12 düzeyinde olmasına karşın hem üreticilerin hem de tüketicilerin korunmasmda önemli işlev gördüğünükay- deden Ertuğrul, özelleştirme sonrasında hayvancıhkta da çöküş yaşandığını belirtti. 1Keciören Halkevi baskınına dava ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Ankara Cumhuriyet Başsavcılı- |ı, Keçiören'deki Hal- cevi'ni basarak bir kişi- yi yaralayan Keçiören Belediyesi Zabıta Mü- dûr Yardımcısı Mural üalçık'm da aralannda julunduğu 6 sanık hak- cında dava açtı. Cumhuriyet Savcısı Tevfik Akbey tarafindan asliye ceza mahkemesi- tıe açüan davanın iddi- ınamesinde olayın Hal- cevi Başkanı sanık Ha- san Yıldınm'ın tahrikı le meydana geldiği sa- vunuldu. tddianamede tutuklu sanık Balçık'm 3.5 yıldan 8.5 yıla ka- dar, Yıldınm'm 5 aydan ! .5 yıla kadar hapsi is- tendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle