29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 EYLÜL 1997 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Bu Tür Kişilerden Kurtulmak! Prof. Dr. NEVZAT YUKSEL Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı S cn zamanlarda toplumsal rumlu bir anne-baba da olmazlar. Aka- ûeğerleri hiçe sayarak orta- ya çıkan ve bu değerlerle acıkça çelişen davranışlar sergileyen politikacılar ga- zete ve televizyonlarda boy göstermeye başladı. Buna koşut olarak birtakım değerler toplumun bazı kesim- lerinde tartışılır oldu. Ömeğin demok- rasi \e onun tartışılmaz ön koşulu olan laiklik'e karş; söylemleri duyar olduk. Ben bu gözlemlerden yola çıkarak bir kişılik bozukluğunu tanıtmak ve davra- nış örüntülennden örnekler vermek is- tiyorum. Bu hiçbir değer tanımayan, her şeyi kendi doyumu açısından ele alan antisosyal kişilik bozukJuğudur. Bu kişilik bozukluğunun temel nite- liklen çoğunluk yıllannda başlayan başkalannın haklannı saymama, so- rumsuz ve toplum dışı davranışlardır. Bu niteliklen taşıyan kişileri işlerinde kararlılık göstermez, herkesle çatışır- lar. Lzun süre aynı işte kalamaz. sık sık işten kaçar, toplum kurallanna uymaz- lar. Uzun vadeli planlar yapamazlar. Genellikle sabitbir adresleri olmaz, so- demik yetersizlik, yasadışı eylem- ler,dürtûlerini denetleyememe gibi özellikleri vardır. Sıklıkla da kanunla başlan derde girer. Başka bir deyişle kendilerine düşen sorumluluklan hıçbir zaman yeterince yerine getinnezler. Ço- culduk çağında öncü belirtiler gösterir- ler. Bunlar kopya çekme, okuldan kaç- ma kavgacılık, silah kullanma, birini cinsel ilişkiye zorlaına, hayvanlara kö- tü davranma, insanlara saldın, yangın çıkarma ve çalma gibi davranışlardır. Dürtü denetiminin bozuk olması ne- deniyle duygu ve düşûncelerini mantık süzgecinden geçirmeden dillendirirler. Örneğin nezaketlerini bozar, küfreder- ler, toplumsal ve ahlaksal değerlerle çe- lişen davranışlar sergilerler. Doyum ge- relcsinimini erteleyemez, duygusal ye- tersizlik gösterirler. Herkese meydan okur ve sıklıkla çatışmalara neden olur- lar. Başkalannın duygulanna karşı du- yarlılıklan yoktur. Aşın istekleri vardır. Çıkarcılık eğilimi güçlüdür. Zor koşul- larda ülkenin düşmanlan ile işbirliğin- den kaçmazlar. DavTanışlannın yanlış- lığını bilirler; ancak bu yanlışlığı açık bir biçimde ifade etmek ve eleştiriler- den yararlanmak yerine mantığa bürün- dürme yolunu seçerler. Kimisi şeriat, kimi din, kimi serbest piyasa ekonomi- si kimisi demokrasi der; haklılıklanna yapay gerekçeler yaratmaya çalışuiar. Parçalanmış ailelerde, ailelerinde uyuşturucu kullanan kişi bulunanlarda ve anne yoksunluğu olanlarda sıktır. Anne çocuk ilişkisinde tutarsızlık, duy- gudan yoksunluk, dûrtüsellik de sık ola- rak bulunur. Şefkat ve sevgi eksikliği de önem taşımaktadır. Çocukluk dönemin- de reddedilme ve kötü davranılma bu bozukluğu kolaylaştıran özelliklerdir. Bu özellikler sağlıklı kişilik gelişimini engellemektedir. Başka bir deyişle bu ınsanlar, çocukluk dönemlerinde bula- madığı sevgi ve yakınlığı bulabilme ça- bası ile bu şekilde davranmaktadırlar. Gerçekte iyi bir lider ya da yönetici de- ğil, birer zavallıdırlar. Kendilerinin da- hil, hiçkimsenin sorunlanna hiçbir şe- kilde çözüm üretemezler. Doyum bula- madıklan ortamlardan kendilerine kar- şı olanlan suçlayarak ve saldırarak ay- nlabilirler. Çıkarlanna dokunulduğunda yalan söyler. herkese saldınr, çeşitli çıkar gruplan ile işbirliği yapar, cinayet işle- yebilirler. Çevrelerine korku salarlar. Bu cesaretleri onlara bazı sorumluluk- lar verilmesini sağlar. Fırsatı ele geçi- rinceye kadar herkesle iyi geçinir, vaad- lerde bulunurlar. Dalıcı. isteyici ve cü- retkârdırlar. Cûretkârolmalan nedeniy- le de çevrelerindeki kişilerin kaygı dü- zeyini arttınrlar. Bu özellikleri nede- niyle kitleleri arkalanndan sürükleyebi- lir, arkasından gelenleri kullanarak yö- netim kademelerinde yükselebilir, yö- netici olarak sıklıkla karşımıza çıkabi- lirler. Son yıllarda bu özelliği taşıyan in- sanlan politika sahnesinde sık olarak görmekteyiz. Bu kişilerde özdeşim yapabilme ye- tisi eksik ya da yanlış gelişmiştir. Öz- deşim, bir kişinin özelliklerini, duygu ve davramş biçimlerinin, değerlerinin başka bir tarafindan benimsenmesi ve kendine mal edilmesidir. Gelişim sûre- ci ile birlikte doğal olarak kullanılan bir duzenektir. Buna şu örnekler verilebi- lir: Çocuklann anne-baba ya da öğret- menlerin davranışlannı taklit etmesi, yöneticilerin davranışlannın benimsen- mesi gibi özdeşim, gelişim çağında yo- ğun olarak kullanılmakla birlikte eriş- kin hayatta da devam eder. Özdeşim ye- tisi ile; erişkin hayatta; evde, işte uyum yapabilme yetisi arasında doğrudan bir bağlantı vardır Yani özdeşim yetisi uyum yapabilmeyi kolaylaştınr. Buna hem özdeşim yapan hem de özdeşleşi- len insan açısından söyleyebiliriz. Sağ- lıklı özdeşim yapamadıklanndan geli- şim sûreci boyunca neyin yanhş neyin dogru olduğunu dogru bir şekilde öğ- renememişlerdir. Değerler sistemi gelişmemiştir. Bu nedenle de doğru ve yanlışlan degişen koşullara göre değişkenlik gösterir. An- ne-baba ya da yetke (otorite) figürleri- nin olumsuz özelliklerinin içrelleştiril- mesi söz konusudur. Bazen de özdeşim objelerinin korkulan özellikleri içrel- leştirilir. Yanlış-doğru kavramı geliş- mediği için kendisi, ne diyorsa doğru odur biçiminde düşünür. Özdeşim ek- sikliği başkalannın duygu ve düşûnce- lerini anlayamamasına neden olur. Ör- neğin birlikte olduğu herkes kendisine karşı olmasına karşuı savlannı sürdûrür, haklılığını ileri sûrer. Bu özelliği ile kendi kendini denetleyemeyen yönetim sistemlerinin yürûriükte olduğu Türki- ye gibi ûlkelerde diktatörlük özlemleri ortaya çıkar. Bu tür insanlan tanıdıkça onlardan kurtulabiliriz. ARADABİR Prof. Dr. SELAHATTtN TUNCER İktidar Virüsü Bir üniversite öğretim üyesinin görevi sadece kürsüde ders vermek, öğrenci, yetiştirmek, kitap yazmak ve odasına çekilip fildişi kulede bilimsel araştırmalar yapmaktan ibaret değildir. Bu hoca hele sosyal bilimlerle, özellikle maliye ve bütçe dalında uzmanlaşmışsa onun görev ve sorumlu- luğu daha da artmaktadır. 0 ülkenin sosyal, ekonomik ve mali sorunlanna eğilecek, günlük siyasal olayların akışı içinde kendi düşünce ve görüşlerini açıklayacak, toplumu uyaracak ve aydınlatacaktır. İşte, kadim dostum ve meslek arkadaşım Prof. Dr. Bedî Feyzioğlu'nun son olarak Çağdaş Yayınlan arasında yer alan İktidar Virüsü (Ülke Sorunlannın Saydam Analizi) C) başlıklı yeni yapıtı böyle bir çalışmanın ürünüdür. Yazar, kırkyılı aşkın hocalık hayatı sırasında ve bundan sonra, çeşitli gündelik gazetelerde yayımladığı yüzlerce etüt, makale ve kronik yazılarından bir seçme yapmış ve bunları güzel bir cilt içinde bizlere topluca sun- muştur. Yazar, rasgele değil, sekiz ana başlık altında söyle sıralamış yazılannı: 1) Demokrasi ve Paıia- menter Sistem (36 yazı), 2) Bütçe (32 yazı), 3) Hazine (9 yazı), 4) Vergiler (15 yazı), 5) Sayıştay (6 yazt), 6) Eğitim (9 yazı), 7) Güneydoğu Sorunu (3 yazı), 8) Saydamlık (4 yazı). Bu sıralama da gösteriyor ki, hocamız yaptığı seçmeler sonunda bu kitapta sadece 114 yazısma yer vermiş. Fakat belirtmek isteriz ki, bunlar arasında 36 yazısı ile "Demokrasi ve Partamenter Sistem " bölümü, ülke sorunlan arasında önemli ve ağırlıklı bir yer almıştır. Bu yapıtın en önemli özelliği, değişik konulardan oluşan renkli bir mozaik sergilemesidir. Okuyucu, Türkiye'nin sosyal ve siyasal sorunlarından ekonomik ve mali sorunlanna; vergi, bütçe, Hazine ve Sayıştay gibi belli oranda uzmanlık isteyen konulara ve eğitim, saydamlık ve Güneydoğu gibi güncel sorunlara açılan bir yelpazeyle karşı karşıyadır. Kitabın sonuna konulan fihristten anlıyoruz ki, bu yazılar 1965-1997 yılları arasında Milliyet, Tercü- man, Dünya ve Cumhuriyet gibi günlük gazete- lerde yayımlanmıştır. Aradan geçen yıllara karşın bu yazıların konu ve içerikleri eskimemiş, günümüze dek tazeliklerini ve güncelliklerini ko- rumuşlardır. Prof. Feyzioğlu'nun sağlam ve akıcı birTürkçe- si var. Yazılar kolay okunuyor. Konulan ele alışı, olaylara ve sorunlara yaklaşımı, irdeleme ve değer- lendirmesi bilimsel biryöntemleyapılmaktadır. Her yazı çoğu kez bir tahlil ya da eleştiri içermekte ve çözüm yolu ya da bir uyarıyla sonuçlanmaktadır. O, bu yazılarda aydınlık, ilerici ve çözüm üretici bir siyaset bilimcisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Batı geleneğinde, devlet adamlan, sanatkârlar, askerler, bilim adamlan emekliye aynldıktan son- ra yaşamöykülerini ve anılannı içeren yapıtlar yaza- rlar. Böyle bir gelenek ülkemizde tam olarak yer- leşmiş değildir. Oysa bu gibi seçkin kişilerin bilgi ve deney birikimini yeni kuşaklara aktarmak gerçekten bir görevdir. Meslektaşımız Prof. Bedî Feyzioğlu bir ölçüde bu geleneğe uymuş, bu kalın cilt içinde hem yaşamöyküsünü özetlemiş, hem bilgi ve deney birikimini yansıtan yazılarını toplamıştır. Böylece ortaya çok yararlı derleme bir yapıt çıkmıştır. Kitabın başında yer alan kısa yaşamöyküsü, yazarın parlak eğitim yaşamını ve kariyerini yansrtmaktadır. Şöyle ki, o okul yıllannda parlak bir öğrenci, kısa memuriyet yaşamında başarılı bir bürokrat venihayet üniversite öğretim üyesi olarak seçkin bir bilim adamı olarak ilginç bir yaşam sergilemiştir. Prof. Feyzioğlu emekliye aynldıktan sonra da çalışmalarına ara vermemiş, bir yandan üniversit- edeki derslerine devam etmiş; öte yandan halen başkanı bulunduğu Toplumsal Saydamlık Hareketi Derneği'ni kurarak Türkiye'de 'saydam toplum' fikrini yaymaya ve yerieştirmeye çalışmıştır. Kişiliği, çalışkanlığı, bitmez tükenmez enerji ve azmi ile yeni kuşaklara örnek olmaktadır. Yürek- ten kutlarım. (*) Prof. Dr. Bedî Feyzioğlu- Çağdaş Yayınlan, lstanbul/1997, s. 363. (Fiyat konulmamıştır.) SATIŞ BASIN KURULUŞUNA ELEMANI ARANIYOR • Üniversite Istatistık / Pazarlama Bölümü veya AÖF öğrencısi, • Seyahate engel halı olmayan. • Tercihen Excel / Word kullanabilen, • lletışimde başarılı. Adaylann mesai günlerinde saat 10.00-12.00 arası aşağıdakı adrese şahsen başvurulan rica olunur. Türkocağı Caddesı 39-41 Cağaloğlu/İSTANBUL 60. Yılında Resim ve Heykel Müzesi SABİT AYASBEYOĞLU D ünyadaki devrim hareketleri arasında Atatûrk'ün önderli- ğinde gerçekleştirilen Türk devrüninin ayn bir özelliği var- dır. Bu ayncalık Türk devrimi- nin üç aşamadan meydana gel- mesidir. Bu aşamalardan birincisi emperyalist devletler tarafindan işgal edilen topraklanmızın yeniden bağımsız yurt bütünlüğümüze kavuş- turulması aşamasıdır ki bu aşamayı Uhısal Kıır- tuluşSavaşıolaraknitelendirebiliriz. Ikinci aşa- ma ise bağımsız topraklanmız üzerinde kuru- lan yeni devletin yönetim biçiminin yani Cum- huriyetin kurulmasıdır. Üçüncü ve son aşama ise Cumhuriyet rejiminin yaşaması ve güçlen- mesi için her alanda yapılan devrimlerdir. Cumhuriyet rejiminin yerleşmesi ve geliş- mesi, kısacası çağdaş demokratik ve laik Tür- kiye Cumhuriyeti'nin ilelebed payidar olabil- mesi için yapılan bu devrimler. Türk devrimi- nin en önemli aşamasıdır. Ekonomiden sosyal yaşama, eğitimden kültüre kadar uzanan bu devrimler arasında Güzel Sanatiaralanında ger- çekleştirilenlerinden biri de yeni Türk devleti- nin Plastik Sanatiar alanında da gücünü tüm dünyaya sergilemeyi amaçlayan Istanbul Re- sim ve Heykeî Müzesi'nin kurulrnastdrr. Mimar Sınan Üniversitesı 20 Eylül 1937 tarihinde Doimabahçe Sarayı Yeliaht Dairesi'nde bizzat Atatürk tarafindan açılan bu müze. Devlet Güzel Sanatiar Akade- misi'ne (bugünün Mimar Sinan Üniversitesi) bağlı olarak kurularak konunun sadece Türk resim ve heykel sanannın sergilenmesi ile kal- mayıp aynı zamanda eğitim ve kültür devrim- lerinin bir halkası olarak ortaya konulmasını sağlamıştır. 134'ü Devlet Güzel Sanatiar Aka- demisi koleksiyonundan olmak üzere 320 eser- le açılan Istanbul Resim ve Heykel Müzesi bu- gün yine Dolmabahçe Sarayı V'eliaht Dairesi'nde yine Mimar Sinan Ünrversitesi'ne bağlı olarak ama koleksiyonundaki eser sayısını 4000'e ulaş- tırarak 60. yümı kutlamaktadır. Günümüzde Atatürk Üke ve Devrimleri'ne ne denli sahip çıkmamız ve yaşatmamız gerek- tıği gerçeğinden hareketle onun kurduğu bu müzemizi, bağlı olduğu Mimar Sinan Üniver- sitesi'nin yani sıra tüm çağdaş sanatçılann ve kumluşlann da sahip çıkarak yaşatması gerek- mektedir. Bugün Resim ve Heykel Müzesi'nin 4000 eseri. çağdaş sistemlerle depolanıp saklanılma- sını, ziyaretçilerine en iyi olanaklarla sergilen- mesini beklemektedir. Bu olanaklann sadece Mimar Sinan Öniversitesi'nin, yani devletin olanaklan ile değil, Atatürk llke ve Devrimle- ri'ne bağlı tüm aydınlaria, kumluşlann maddi ve manevi destekleri ile sağlanabileceği inan- cındayım. 8 yühk kesintisiztemel eğitim ile başlatılan eği- timin çağdaşlaşbnhnası hareketi içinde genç neslin "güzel sanatiar"a yönelmesinde önemli bir kaynak olabilmesi, Atatürk devrimlerinin önemli bir yapısının gelecek neslin çağdaş ve aydınlık yetişmesinde yer alabilmesi için önce Istanbul Resim ve Heykel Müzesi'nin çağdaş olması gerekmektedir. Imam hatip okullannı bahane ederek cami kapılannda eylem yapan- lann amaçlannın Demokratik ve Laik Cumhu- riyet düzenini yıkıp yerine şeriat ve çağdışı ya- şam biçimini getirmek olduğunun ortaya çıktı- ğı günümüzde, Atatürk ilke ve devrimleri ile onun kurduğu kurumlara sahip çıkmamızın ve- yaşatıp geliştirmemizin ne kadar önem taşıdı- ğını da gözardı etmemeliyiz. Sonuç olarak, Mi- mar Sinan Üniversitesi Istanbul Resim ve Hoy-. kel Müzesi'ne sahip çıkmakla Atatûrk'ün kuj- duğu bir kuruma, dolayısıyla onun ilke ve dev- rimlerine sahip çıkmış olacağız. Unutmamalı- yız ki... Sanatsız kalan bir mflletin hayat da- martanndan biri kopmuş demektir» Hayat da- marlanmızm karanlık özlemcileri tarafindan kopanhnaya kalkışıldığı şu günlerde bu damar- lanmıza sahip çıkmayamecburuz;.. 1 GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI ÜSKÜDAR BİRİNCİ SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN ıllr, DosyaNo: 1997'11 Satış Omraniye, Istiklal Mah. Karaman Çiftliği'ne giden yol mevkiinde kain 22 pafta, 804 ada, 7 parsel sayılı 7664 metrekare tarla vasfindaki taşınmaz, Ümraniye Belediye Başkanhğı'nın 17.8.1990 tarih, 1154 sayılı karan ile 7.9.1990 tarih, 4382 yevmiye ile ifraz edilerek 22/2 pafta, 2272 ada, 1 parsel sayılı 2 hektar 2464.84 metrekare arsa vasfindaki taşınmaz, hissedarlar arasında taksimi kabil olmadığından açık arttırmaya çıkanlmış olup açdc arttır- ması Çiçekçi Adliyesi B Blok3. Kat 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Yazı Işleri Müdürü'nün odasında yapılacağından; . , • ' : • ! ' - . - • , ... Muhammen Kıymeti: Bilirkişi tarafindan verilen rapora göre 22.464.840.000 TL olduğu bildirilmiştir. • • ' -• • • \ -•:;•-.* Halihazır Durumu: Satışa konu taşınmazın üzerinde yapı bulunmadığı, ekim yapılmakta olduğu bildirilmiştir. tmar Durumu: Csküdar Belediyesi Imar Müdürlüğü'nün 1.5.1997 tarih, 1586 sayılı yazısında, parselin 16.3.1989 tasdik tarih ve 1/1000 ölçekli ör- nek Mah. ıslah imar planında ISKİ tarafindan behrlenen koruma bandında kaldığı belirtilmiştir. Birinci Açık Artürması: 17.11.1997 Pazartesi günü saat 14.00'ten 14.20'ye kadar yapıhp, yüzde 75'ini buldugu takdirde o gün kati ihalesi icralah- nacakur. Aksı halde en çok arttıranın taahhüdü baki kalıp satış on gün müddetle uzatüarak; Ikinci Açık Artnrmas: 27.11.1997 Perşembe günü saat 14.00'teö 14.20'ye kadar yapıhp, yüzde 40'ını bulduğu takdirde o gün kati ihalesi icra kdma- caktır. 1. Birinci arttırmada tahmin edilen değerin yüzde 75'inİ bulması, rüçhanlı alacaklılann alacaklan mecmuunu ve satış masraflanru karşılaması şartıyla, taşınmaz en çok arrûrana ihale edilecektir. Böyle bir bedelle ahcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla ikinci arttırmaya çı- kanlacaktır. tkınci arttırmada ise tahmin edilen kıymetin yüzde 40'ını bulması, rüçhanlı alacaklılann alacaklan toplamını ve satış masraflannı karşıla- ması suretiyle en çok arttırana ihale edilecektir. 2. Arttırmaya katılacaklann, tahmin edilen değerin yüzde 20'si nisbetinde pey akçesi nakit veya bu mik- tar karşılıgı milli bir bankanın teminat mektubunu vermelen lazımdır. Satış peşin para iledir. Talebi halinde alıcıya 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Belediye tellaliye resmi, ihale damga veıgisi. KDV tapu alıcı harç ve masraflan ile tahliye giderleri alıcıya aittir. Satıcı harcı ile satış tarihine kadar birikmiş vergiler satıcıya ait olup satış bedelinden ödenecektir. 3. lpotek sahibi alacaklılarla (irtifak hakkı sahipleri dahil) diğer ılgililerin, taşın- maz üzerindeki haklannı. hususıyle faiz ve masrafa dair olan ıddıalannı. dayanağı belgeler ile on beş gün içinde satış müdürlüğüne ibraz etmeleri ve bil- dirmeleri lazımdır Aksi halde haklan, tapu sıcilı ile sabit olmadıkça paylaşmadan hanç tutulacaktır. 4. Satış bedelı hemen veya venlen süre ıçmde öden- mezse İcra ve Iflas Kanunu'nun 133. maddesi hükmü uyannca ihale feshedılecektır. tkı ihale arasındaki farktan ve kanuni faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsîl edilecektir. 5. icra ve tflas Kanunu hükümleri gereğince; a) Taraflara (veya vekillerine) daha önce tebligat yapıhnış, bu defa da satış ilanı tebliğe çıkanhmş olup. tebligat yapılamayıp bila tebliğ ıade edilse dahi satış düşürülmeyecektir, ihale yapılacaktır. b) Işbu ilan, taşınmazın tapu kaydındaki bütün ilgilılerin hepsine ayn ayn tebliğ hükmündedır. 6. Şartnameyi içeren ve şartname yerine geçerli sayılan bu satış ilanı metni, herkesin görebilmesi için yazılış tanhinden itibaren Satış Osküdar 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Yazı Işleri Müdürü'nün odasında yapılacaktır. 7. thaleye iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş, okumuş ve münderecatım aynen kabullenmiş sayılacaklan, başka bilgi almak is- teyenlenn 1997/11 sayılı dosya numarası ile Satış Müdürlüğü'ne müracaatlan ilan olunur. 15.9.1997 " Basın: 41243 SONY HER SALI 22:05 NTV j bu belgeseli izliyor. .Geç'mişin uygarlıklarına, f uzayın bilinmeyenlerine, ^ p ^ *yaşamın sırlarına yolculuk! NATIONAL GEOGRAPHIC TELEVISION KESİFLER DÜNYASI PENCERE Bütün Yollar Roma'ya Çıkar... Yedi adım eninde sekiz adım boyundaki mah- pushane avlusunda volta atıyor, hergidişte bir 'ah', her gelişte bir 'vah' çekiyordu. Yer: Maltepe Tutukevi. Yıl: 1971... Sordum: - Neyin var, hasta mısın?.. Durdu: - Dün akşam Moskova Radyosu ciğerimden vurdu beni.. - Neoldu?.. - Moskova Radyosu Mustafa Kemal'/to/röVdü bir övdû ki dayanamadım. - Neden?.. - Bize yapılır mı bu?.. Lenin'le Stalin'i Allah bilip Atatürk'ü içine sin- diremeyen küt kafa solculardandı... Sonunda ahı gitti, vahı kaldı. • . 196O'lı yılların sosyalizm patlamasında 'akılcılık' değil, 'nakilcilik' almış yürümüştü. Sosyalizm tartışmalannda eleştirel aklı devreye soktun mu, 'Aydınlanma'dan nasipsiz bir ham er- vah, Manc'tan, Lenin'den, Stalin'den yaptığı ge- lişigüzel alıntılarla Kuran'dan ayet okur gibi karşı- na dikilirdi. Uygarlık tarihini hiçe sayan kısırlıkla sosyalizm yapılacağını sanan hızlı kişilerin, geçmişe ve dene- yime de saygılan yoktur ki bunlann çoğu şimdi 'döneklik'te şampiyon ve 'Yeni Mandacılık'ta en öndegidiyoriar... • Ah ile vah çekerek volta atan hızlı sosyalist dos- tum sormuştu: - Kemalizm'le sosyalizm bağdaşır mı?.. - Kemalizm ne?.. - Küçük burjuva diktatörlüğü!.. - Ama seninkiler öyle söylemiyor, "milli demok- ratik devrim" diyorlar. Felsefe tarihini es geçerek ne politika yapılır ne de ideoloji!.. Kemalizm 'Aydınlanma'run Anado- lu'daki adıdır. 1923 Devrimi dünya tarihinde belki de hiçbir ülkede bir araya gelemeyecek koşullar- da yaşandı ki bu karmaşıklık kimisinde kafa kar- gaşasına yol açıyor. Oysa yaşanan her şey öylesi- ne açık seçik ki... Liberalizm ve sosyalizm kavramlannın anavata- nı Avrupa'dır. Ikisi de 'Aydınlanma'nm ürünü... Aydınlanma'yı özümsemeden ne liberal oluna- bilir, nede sosyalist... • Liberal olmak için önce kulluktan sıynlıp 'birey'e dönüşmek gerekir... Bir ümmetin kulu nasıl sosyalist olabilir?.. Aydınlanma'dan geçmek, laikliği benimsemek, eleştirel aklı rehber edinmek, dini siyasetin dışına sürmek, daha başka deyişle ilk aşamada Ata- tûrk'ün yaptığı gibi milli demokratik devrimi gerçek- leştirmek kaçınılmazdı. Bugün Anadolu'da Kemalizm'in çarkından geç- meden ne liberal oluriur.. Nede sosyalist... . > ' . . - . . . ' „ •II Demokrasi mi?.. „-,.. •'." J r Liberal ile sosyalist, demokraside buluşmak is- tiyorlarsa, laiklikte birleşecekler... Bir başka yol yok!.. ANKARA ALTINCIASLİYE TİCARET MAHKEMESİ BAŞKANUĞI'NDAN DosyaNo: 1992 154 Esas 1994'802_Karar Davalı: Duralı Inş. Ltd. Ştı. Ümitköy Binses Yapı Ko- operatifi Şantiyesi Eskişehır yolu Ankara Davacı TEK Ankara Elektrik Dağıtım Müessesesi Müdürlüğü vekılı tarafindan aleyhiinze mahkememız- de açılan alacak da\ r asının yapılan yargılaması sonunda verilen hükümle (davanın kabulü ile 2.669.425 TL asıl alacak, 1.524.775 TL gecikme zammı olmak üzere top- lam 4.194.200 TL.nm davalıdan alınıp davacıya veril- mesine. asıl alacak tutan olan 2.669.425 TL üzennden dava tarihı olan 21.10.1992 tanhinden 28.1.1994 tanhi- ne kadar %54.50, bu tarihten 21.4.1994 tanhıne kadar %65. bu tanhten 11.7.1994 tarihine kadar %98, bu ta- nhten itibaren %85 reoskont faizi uygulanmasına reas- kont faizinden sonrada meydana gelen değişikliklerin ıcraca nazara alınmasına, 11.800 TL b. harcı. 150.000 TL karar harcı. 2.610.000 TL ilan masrafi, 600.000 TL* bilirkişi, ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesi- ne. aynca 419.420 TL avukatlık ücretinin davalıdan alı- nıp davacıya verilmesine. dair hüküm tesis edilmış olup, ılandan itibaren 15 gün içerisinde hükmü temyiz etmeniz aksı takdirde karann kesınleşeceğı ılanen teb- liğ olunur. Basın: 38519 MERSİN 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1996/1523 Mersin-Mezıtli köyünde kain ve tapunun....: 135 ada, 4 ve 5 parsel, 30L. IVdpafta, 1 parsel, 19 pafta, 741 par- sel, 137 ada, 1 parsel. 138 ada. 4 parsel 110 ada, 1 par- sel sayılı gayrimenkuller hakkında davacı: Akif Öztürk vek. Av. Erkan Akış tarafindan davalılar: Adem Duru- kan vs. aleyhine açılmış bulunan izalei şüyu da\'asının yapılan duruşmasında, ilanen da\ r alılara tebligat yapıl- masına karar verilmiş olmakla; Adreslen tesbıt edile- meyen davalılar: Adem Durukan. Mehmet Yavuz, Nuri Demir ve Adeviye Yaylano'nun ibraz etmek istedikleri delil ve belgelerim mahkeeımze göndermeleri, ya da, tüm delilleri ile duruşma günü olan 23.10.1997 gûnü sa- at 09.00'da mahkememızde hazır bulunmalan, gelip be- yanda bulunmadıklan. kendilerini bir vekille temsil et- tirmedıkleri veya geçerli bir mazeret bildirmedikleri takdirde: gıyaplannda yargılama yapıhp karar verilece- ği HUMK.nun 509. ve 510. md. gereğince dava dilekçe- si yeirne kaim olmak üzere ılanen tebliğ olunur. Basın: 38108 ESKİŞEHIR ASLİYE 1. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 1996/430 Davacı SS Hasret Konut Yapı Kooperaitfı vekili Av. Özkan Bulgu tarafindan davalı Yunus Kaya aleyhine açılan menfı tesbit davası sebebiyle, Adresı tesbit edilemeyen davah Yunus Kaya'nın du- ruşmanın atılı bulunduğu 16/10/1997 günü saat 9.00'da mahkememiz duruşma salonunda hazır bulunması ve- ya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, aksi halde, du- ruşmaya yokulğunda devam olunacağı ve karar verile- ceği davalı Yunus Kaya'ya dava dilekçesi ve duruşma günü davetiyesi yerine geçmek üzere ilan olunur. Basın: 15832
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle