Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19EYLUL1997CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Darphane haüra
para çıkarıyor
• İstanbul Haber Servisi -
Darphane \e Damga
Matbaası Genei Müdürlüğü,
bu yılın. hem Çevre Yılı hem
de TEMA'nın 5. kuruluş yılı
olması nedenıyle gümüş
hatıra para çıkaracak.
Türkıye Eroz>r
onla
Mücadele. Ağaçlandırma ve
Doğa! \'arlıklan Koruma
Vakfi'nın (TEMA) başlattğı
erozyonla mücadele
hareketmi desteklemek
amacıyla oluşturulan seçici
kurul. yanşmanin konusunu
"erozyon" olarak belirledi.
TÜMTİS eylem
kararı aldı
• İstanbui Haber Servisi -
TÜMTİS Başkanlar Kurulu,
hükümetin, yaşamını
çalışarak sağlayan
milyonlarca ınsanı hayal
kınkhğına uğratttığını
savunarak işyerlennde genel
eylem karan aldı. Kararda,
rüm illerdeki işyerlennde
aynı gün ve saatte ortak
basın açıklaması okunarak
daha ıleri eylemlenn
lconfederasyonlar temelinde
gerçekleştırilmesi,
Ekonomik ve Sosyal
Konsey 'den
konfederasyonlann aynlması
istendı.
PetroHş'ten
uyarı
• İstanbui Haber Servisi -
Petrol-tş Genel Sekreten
Mustafa Ça\dar, Petlas'ta
özelleştirme öncesı üretımi
arttıracağını söyleyen
Kombassan yöneticilennin,
•toplusözleşme hükümlerini
ihlal ederek ûretim
yapmamaya yönelık
uygulamalar sergilediklenni
öne sürdü. Çavdar,
Kombassan yöneticilennin
23 eylüle kadar ödemede
bulunmaması dunımunda,
üyelerinin sözleşme haklarau
korumak için gereken
mücadeleyi \ereceklerini
belirttı.
Çiller'den
orgüte tıppan
• ANKARA (Cumhuriyet
Dürosu) - DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller, büyük
fcongre öncesinde koltuğûntr
l
^Rîıdıden sağiamlaştirmaltvr
kendısine yonelik çıkışlann
önünü kesmek ıçın örgüt
operasyonu başlattı. Çiller,
genel başkanlıktan
çekilmesıni isteyen Karaman
11 Başkanı Ahmet Fatih Öz'ü
görevden aldı. DYP
yönetımi, değiştırilmesini
istediği il, ilçe başkanlan ile
örgüt yöneticilerini sandıkla
devirmeyı planlıyor.
Kazayapanüç
otobüs fipması
• ANKARA (\A)-
Emniyet Genel Müdürlüğü,
son günlerde meydana gelen
üç ayn trafik kazasında
kusurlu olduğu saptanan üç
otobüs firmasını daha teşhir
ettı. Emnıyet Genel
Müdürlûğü'nden yapılan
yazılı açıklamaya göre, 16
eylül günü "Kamil Koç",
'Özlem Tur' ve ' Fatih Tur'
§irketlerinin bünyesinde
çalışan otobüslerin kusurlu
bulunduklan üç ayn trafik
kazasında toplam 4 kişi öldü,
8 kışi de yaralandı.
Mal bildirimleri
Mecüs'te
^ ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Izrnır
Mılletvekıli Sabri Ergül,
Başbakan Mesut Yılmaz'ın
yanıtlaması istemiyle verdiği
soru önergesinde, kamu
kurum ve kuruluşlanndaki
üst düzey yönetıcılerin mal
bildinmlerinin süresi içinde
ve usulüne uygun olarak
altnıp alınmadığını sordu.
Ergül. önergesinde 3628
sayılı yasa gereğınce. kamu
veya özel hukuk
hükümlerine bağlı kurum,
kuruluş, şırket. ortaklık,
banka ve her türlü kooperatif
ile vakıflann üst düzey
yöneticilennin göreve
başladıklannda,
ayrıldıklarında ve her 5 yılda
bir mal bildıriminde
bulunmak zorunda
olduklarına dikkat çekti.
TGC'den seminep
• İstanbui Haber Servisi -
Türkıye Gazeteciler
Cemiyetı (TGC). Konrad
Adenauer Vakfı ile bırlikte 2-
3 ekim tanhJennde
Istanbul'da. yerel basına
yönelik bir dızi meslek içi
eğıtım semineri
düzenleyecek. TGC'den
yapılan yazılı açıklamaya
göre, yılda 5-6 semıner
olarak planlanan çalışmalann
Marmara-Trakya bölgelerini
kapsayan bırincısi, 2-3 ekım
tarihlerinde Dedeman
Oteh'nde gerçekJeştirilecck.
Partiler başkanlık sistemine soğuk. Ecevit: Demokrasiyle bağdaştığı ülke çok az
DemireFe destek çıkmadıANKARA (Cumhuriyet Burosu) - Cum-
hurbaşkanı Süleyman Demirel, tartışmaya
açtığı "başkanlık sistemi"ne siyasi parti-
lerden destek bulamadı. DSP Genel Başka-
nı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit,
başkanlık sistemiyle demokrasinin bağda-
şabildiği ülke sayısının çok az olduğuna
dikkat çekerken, ANAP, "Çokiyiincelenip
tarüşümalı" görüşünü
bıldirdi.
Cumhurbaşkanı Süley-
man Demırel'in, anayasa
ve parlamenter demokra-
side kökJü değişikJik ön-
gören başkanlık sistemi-
ni yeniden gündeme ge-
tinnesi siyasi kulislerde
tartışılmaya başlandı. Ga-
zetecilerin sorulannı ya-
nıtlayan Ecevit, "Baş-
kanlık sistemiyle demok-
rasinin bağdaşabildiği ül-
ke sayısı çok a/dır. Onun
için bunun üzerinde iyi
düşünüJmesi gerekir''
derken, Cumhurbaşka-
nı 'nın kendi düşünceleri-
ni açıklama hakkı bulun-
duğunu vurgulamakla ye-
tindi. CHP Grup Başkan-
vekili Önder Sav, baş-
kanlık sistemi tartışmala-
nnı *şu aşamada bir fan-
tea" olarak nitelendirir-
ken, "Anayasa ikinci defa
adaykğa engeL Anayasa
değişikugiyle şu andaki Cumhurbaşka-
nı'nın yeniden adaylığı söz konusu olabilir.
Bu parlamento döneminde olacak bir şe\
değil bu. Bu parlamento zaten yapay yaşı-
yor.Birerkenseçimegebe"dedı. Başkanlık
sistemi tartışmalannın öteden beri yapıldı-
ğma dikkat çeken Sav. şunlan söyledi:
"Anayasal düzenimiz parlamenter siste-
me göre oluşmuş. Başkanlık sistemine göre
degil. Cumhurbaşkanfnın zaten 104. mad-
dede başkanlık sistemine benzer yetldleri
de var. Başkanhk sistemhieÖzaltipindebi-
rinin ettne geniş yetkilerin geçtiğini düşü-
nün. Diktatörlerin kullanacağı yetkilerin
başkana verildiğini düşünün. Buna sıcak
bakamrvorum."
Anayasacılar: Padişahlığa, d i k t a t ö r l ü ğ e dönüşür
'Parlamenter demokrasi kökünden biter'
ANKARA (Cumhuriyet Burosu) -
Anayasa uzmanlan, anayasanın ve
parlamenter sistemin
değiştirilmesini zorunlu kıian
başkanlık sisteminin, "Tek adam
yönetnni" nedeniyle Türkiye için
büyük risk taşıdığını söylediler.
Anayasa profesörü Süheyl Batum,
u
Başkanlık sistemi Türkrve'de
padişahkğa, diktatörlüğe dönüşür"
görüşünü savunurken, Prof. Dr.
Yavuz Sabuncu, "Bu işin lobisi
yapıbvor. Aynı konuyu ısrtıp ısfap
getiriyoriar" dedi.
Oğretim üyelerinin başkanlık
sistemiyle ilgili görüşleri şöyle:
Prof. Dr. Yavuz Sabuncu:
Tartışmalan anlamsız buluyorum.
Başkanlık sistemıni Turgut Özal da
periyodik olarak söylüyordu.
Ortada somutlaşmış bir teklif yok.
Bunun için anayasa degişikliği
gerekir. Bu işin lobisini yapıyorlar.
Bu tartışma 14 senedir
konuşuluyor, ancak aynı çerçevede
kalıyor. 12 Eylül'den bu yana aynı
laflar ısıtılıp ısıtılıp tekrar
sunuluyor. Cumhurbaşkanı
açıklayınca laf oluyor, yeniden
gûndeme geliyor.
Prof. Dr. Süheyl Batum: Başkanlık
sistemi, Türkiye gibi lider
egemenliğinde, demokratik
olmayan partilere dayanan bir
ülkede uygulanamaz. Başkanlık
rejiminin temelinde de bir başkan,
bir de yasama olacak. Bunlar belli
araçlarla birbirinden aynlarak,
kuvvetler aynlığı uygulanacak.
ABD'de o yûzden başkanlık
sisteminde birbirine müdahale
araçları sınırlanmıştır. Hükümet
kanun tasansı getiremez, birbirini
feshedemezler. Bu nedenle ABD'de
de güzel uygulanıyor. Federal ülke,
her eyaletin kendi kanunu var.
Başkan ne istcrse istesin gidip de
bir eyaletin ceza yasasını, kişi
haklanna ilişkin yasalan
değiştiremez. Başkanın gücü o
yönden sınırlıdır. Bu ülkede siyasi
partiler ideolojik bir yapıya sahip
değil. Bu sistemi Türkiye'de
uygulayamayız.
Yardımci Doç. Dr. Mustafa YıkÜK
Bu sistcm dünyada bir tek ABD'de
var. Diğerlerinde ise bu ad altında
diktatör, otoriter sistem oluşmuştur.
Bu nedenle bu sistemin Türkiye'de
uygulanıp uygulanamayacağı geniş
bir araştırma gerektirir. Partiler ve
seçim yasasmda değişiklikler
yapılabilir.
RP Genel Başkan Yardımcısı Rıza Ulu-
cak ise Cumhurbaşkanı Demirel'in, hükü-
metin yeni zam paketini perdelemeye ça-
lıştıgını ileri sürdü. Ulucak, bu konuda par-
ti görüşünün sorulması üzerine, "Bu ülke-
nin durumuna göre değişebilir. Amerika'da
nkır tıkır işliyor. Bi/de işler mi? Bunu geniş
birçerçevede değerlendirmek lazım. Biz hiç
olmaz demiyoruz. Eğer ülkeye
faydalı olacaksa değeriendiri-
Kr" dedı.
ANAP Genel Başkan Yar-
dımcısı Agâh Oktay Güner.
başkanlık sistemini ilk olarak
partisinin tartışmaya açtığını
vurgulayarak "Ancak, çok iyi
değertendirilmeli tartışümaJı;
çünkü sistemde köklü değişik-
Bkler meydana getiriyor" de-
di. Ulucak'ın, "Cumhurbaş-
kanı Demirel gündemi değiş-
tirmeye çanşıyor" sözlerinin
anımsatılması üzenne de,
"Uhıcak'ın kendi açıklamala-
n gündem değiştirmeye yeti-
yor" yanıtını verdi. TBMM
Başkanı Mustafa Kalemü,
başkanlık sistemiyle ilgili so-
rulan yanıtlarken. bu sisteme
son derece olumlu baktığını
belirterek, "Medis'in önüne
geürse füdr yürütürüz, tarüşı-
hr. Cumhurbaşkanrnın söyle-
dikleri hakkuida yorum yap-
mak bana düşmez. Cumhur-
başkanı çok açık ve net konuş-
tu" dedı.
Susurluk tartısması
'Kalemli raporda
ordu ile ilgili
belgeleri gizledi'
ANKARA (LBA)-TB-
MM Susurluk Komisyo-
nu Başkanı Nevşehir RP
Mılletvekih Mehmet El-
katmış. TBMM Başkanı
Mustafa Kalemli'yi Su-
surluk raporundan ordu
ile ilgili tüm belgeleri çı-
kararak, Kalemli'yi "bil-
gi gizlemekle" suçladı.
Kalemli ise Elkatmış'ın
iddialannı yaîaplayarak
ordu ile ilgili belgelerin
Susurluk Komisyonu ra-
porundan çıkanlmasının
söz konusu olmadığını
söyledi.
Elkatmış, yaptığı açık-
lamada, Kalemli'nin Su-
surluk Araştırma Komis-
yonu sonuç raporundan
ordu ile ilgili belgeleri
kendisine sormadan çı-
karttığını söyledi. Komis-
yon çalışmalan sırasmda
eskı Cumhurbaşkanı Ke-
nan Evren'in, Abdullah
ÇaÜı'yı yurtdışmda gö-
revledırdiği iddialan üze-
rine komisyona davet
edilmesini istediğini ha-
tırlatan Elkatmış, Evren'i
dinlemek istediğinde Ka-
lemli'nin kendisinı tele-
fonla arayarak Evren'i ça-
ğırmamasını istedifinı
anlattı.
Elkatmış, Kalemli tara-
fından askeri helikopter
ile eroin taşındığı iddiala-
nnın yer aldığı Diyarbakır
DGM'nin iddianamesi-
nin, eski Jandarma eski
Genel Komutanı Teoman
Koman'm komisyona
gönderdiği 5 sayfalık bıl-
gi yazısının, komisyon-
dan MGK'ye yazılan bir
yazının ve Genelkur-
may'dan gelen yanıt nite-
liğindeki yazılann yer al-
dığı belgelerin rapordan
çıkanldığını söyledi.
Susurluk skandalının
emniyet ayağı kadar ordu
ayağının da önem taşıdı-
ğını savunan Elkatmış,
şöyle devam etti: "Örne-
ğin tbrahim Şahin'in Çat-
lı ile fotoğraf çektirdiği
söyleniyor. Ama defalarca
teİefon göhişmesi yapük-
lan tespit edilen Tuğgene-
ralVeli Küçük'edokunul-
muyor. Çadı ile göriişmek
suç ise ikisi de suç işliyor.
Kalemli de, bize sorma-
dan bizim yer verdiğiıniz
belgeleri rapordan çıkan-
yor."
Kalemli ise ordu ile il-
gili belgelenn Susurluk
Komisyonu raporundan
çıkanlmasının söz konusu
olmadığını belirterek
"Meclis Başkanf nın ko-
misyon çalışmalannı yön-
lendirmesi ve\a çahşmala-
nna müdahale etmesi ke-
sinlikk söz konusu değil-
dir" dedı. Susurluk Ko-
misyonu raporunun ekle-
nnin toplamının 52 bin 43
parçadan ibaret olduğunu
kaydeden Kalemli, bu
belgelerin tümünün Mec-
lis arşivinde durduğunu
söyledi.
Komisyona çağnlacağı
yönündeki haberlerin ba-
smda yer alması üzenne
Evren'in kendisini tele-
fonla arayarak üzüntüle-
rini ilettiğmi kaydeden
Kalemli. bunun üzerine
Elkatmış'ı aradığını kabul
etti. Kalemli. "Herhangi
bir istek ya da tclkinde bu-
lunmaksızın sadece Saym
Evren ile yaptığım telefon
görüşmesini iletip düşün-
cesini sordum" dedi.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Susurluk
için RP'den
DYP'ye
destek
ANKARA (Cumhuriyet
Burosu)- RP yönetimi, es-
ki hükümet ortağı DYP'ye,
Susurluk konusunda da
destek çıktı. RP Genel Baş-
kan Yardımcısı Rıza Ulu-
cak, çete örgütlenmesi ge-
rekçesiyle hakJannda fez-
leke düzenlenen DYP Ela-
zığ Milletvekili Mehmet
Ağar ve Şanlıurfa Millet-
vekili Sedat Bucak'ın do-
kunulmazlık dosyalannın
öncelikle görüşülmesine
karşı çıktı.
DYP Diyarbakır Millet-
vekili ve eski Devlet Baka-
nı Salim Ensarioğlu, Susur-
luk skandalının haklannda
fezleke düzenlenen millet-
vekilleri Ağar ve Bucak'la
sınırlandınlamayacağını
belirterek, "Bu, devlet ola-
yıdır. Emniyetin. bürokrat-
İann girdiği olaydır" dedi.
Ulucak, dün düzenlediği
basın toplantısında, gaze-
tecilerin sorulan üzerine
Ağar ve Bucak hakkındaki
dokunulmazlık fezlekele-
rinin öncelikle ele alınma-
sının yanlış olduğunu söy-
ledi.
Ulucak. "Biz muayyen
şahıslann üzerine gidilme-
sini doğru buhnuyoruz. Or-
taya konacak esaslı deliller
karşısmda haksızhğı savıın-
mavız, ama iftira>a göre de
dokunuhnazhğm kaldınl-
masını savunmayız" dedi.
Ağar ve Bucak ın Susur-
luk skandalındaki rolleri
konusunda, "Suçlu olabi-
lirkr de, olmayabUuier de"
yorumunda bulunan Ulu-
cak. "Ama bir sürii doku-
nulmazlık dosyası bekler-
ken, iki taneyi öne sürüyor-
lar, bu yanlış. Dosyalar, ge-
liş sırasma göre ortaya
konur, gereken yapüır" de-
di.
TıIRMIKIAYDEV ENGİN
Yetmemiş, Şubat 1997 bo-
yunca yanıp sönen ışıklar, çın-
layan tencereler, tavalar akılla-
nnı başlanna getirmeye yetme-
miş. Sokaklara taşan öfke ve
coşkuyu, "Susma, sustukça sı-
ra sana gelecek!" haykınşlannı
anlaşılan ciddiye almamışlar.
Belki kendi kendilerini gazage-
tirmişlerdir, "Boşver ağam,
hepsi kuru kalabalık. Akşam
vakti 'çıt aydınlık-çrt karanlık'
oynayan çoluk çocuktan, yaş-
lı başlı ninelerden, dedelerden,
aydın denen çıtkınldım herif-
lerden, kanlardan mı ürkece-
ğiz" demişlerdir.
Hukuk tanımazlıkla pekişmiş
siyasal körlükleri milyonlann
ışık seli, ses seli, öfke seli olup
sokaklara, alanlara taşan coş-
kusunu kavramalarına engel
olmuş besbelli. Şimdi şişine şi-
şine dolanıyorlar ortalıkta. Tah-
liye edilmeyi beraat etmekle
kanştınp, alınlanna kanlar sü-
rüp, iri hantal gövdeleriylegöz-
lerimizin içine baka baka kah-
kahalar atıyorlar.
Sürü içgüdüsüyle davran-
maktan öteye geçememiş bir-
takım adamlarla, tekerlekleri-
Yurttaş, Yurttaşla Gurur Duysun!
ne, döşemelerine kan, eroin,
gözyaşı ve acı çığlıklan bulaş-
mış pahalı arabalara kurulmuş
kimi haspalar ve yarmalar, par-
maklannı kurtbaşına dönüştü-
rüp zafer çığlıklan salıyorlar
gökyüzüne.
Besbelli ki milyonlann öfke-
sini ve kararlılığını kavramadı-
lar.
Öyleyse ele güne bir kez da-
ha gösterme günüdür.
Adapazan - Düzce - Hendek
uğursuz üçgeninde otobüs
üstlerine tırmanıp, ciyak ciyak
"Susuriuk'un sahibiyiz" diye
suç ortaklığını itiraf edenlere
"yurttaş" kavramının içeriğini
de anlamını da gücünü de ka-
rarlılığını da gösterme günüdür.
Susurluk'u üç beş tetikçinin
sırtına yıkarak ve fırsat bulursa
siyasi hasmını tasfiye ederek
kazasız belasız geçiştirmek is-
teyen siyasal manevra cam-
bazlarına; milletvekili olmayı iş
takipçiliği yapmaya, hemşeri-
ye, memleketliye iş bulmaya ve
orda burda boy göstermeye in-
dirgeyenlere; sokağı ıte uğur-
suza terkedip, alanlara kırk yıl-
da bir uğrayıp gazete sütunla-
rında, TV ekranlarında boy
göstermeyi siyaset yapmak
belleyenlere "Yurttaşın ne iste-
diğini" hiçbır yanlış anlamaya
olanak bırakmayacak, savsak-
lamanın tüm yollannı kapata-
cak bir açıklıkla gösterme gü-
nüdür. insafsızca ve üst üste
bindirilen zamlara bile sesini
fazla yüksettmeyen yurttaşla-
nn, buna Karaoğlan'ın, Lazoğ-
lan'ın, Puroluoğlan'ın kara göz-
lerinin hatın için değil, Susurluk
kördüğümünün çözülmesi ko-
şuluyla katlandıklannı kavra-
mayanlan sarsmak; elde ettik-
leri desteğin koşullu olduğunu
anımsatmak günüdür.
1 Ekim günü TBMM açılıyor.
O gün kasım kasım kasılarak,
küçük dağlan yarattıklannı sa-
narak; neyi ne zaman yapacak-
lanna sadece ve sadece ken-
dilerinin karar verebileceğine
ınanarak; fezlekeymiş, doku-
nulmazlık dosyalanymış umur-
samayarak; seçilmişiyle atan-
mışıyla devletin dizginlerini el-
lerindetutanlann yedikleri halt-
lann yanlanna kâr kalmasından
tedirgin olmayarak; işlemeyen
yargının önünü açmanın, yürü-
meyen soruşturmalan sonuç-
landırmanın, elinı kolunu salla-
yarak dolanan canilenn, suçlu-
lann, ülkenın Güneydoğusu'nu
boğan kan sellerinden besle-
nenlerin yargıç karşısına çıka-
rılmasının sanki görevleri, yü-
kümlülükleri, seçilme ve des-
teklenme nedeni olduğunu bil-
mezmişçesine ortalıkta boy
gösterecek siyaset erbabının
suratında bir tokat gibı şakla-
yalım. Geceleri gözlerine uyku
girmesin; görevlerini, yüküm-
lülüklerini yerine getirmedikçe
gündüzleri insan önüne çıka-
maz hale gelsinler.
Yani...
Yani 30 Eylül akşamı, saat
tam 21 'de bir kez daha!
30 Eylül akşamı, saat tam
21 'de ülkeyi kocaman bir ışık
demetıne, aydınlık özleminin
fışkırdığı bir ateş böceğine dö-
nüştürelim.
Besbelli ki iş gene başa, iş
gene yurttaşa düştü. Bu ülke-
de yurttaşın yalnız ve yalnız
yurttaşla gurur duyacağmı bir
kez daha kanıtlayalım.
•••
Birinci dipnot: Evet, daha
vakit var. 30 Eylül'e kadar önü-
müzde on bir uzun gün var.
Gevşemeyin. Sayılı gün çabuk
geçer. Elektrik düğmelerinizi
gözden geçirin. Şubat 1997
günlerinde eskiyenleri vakit
varken onartın ya da değiştirin.
Çok işleri olacak. Tencere tava
stokunu gözden geçirin. Hava-
lara aldanmayın. kendinize iyi
bakjn. 30 Eylül günü "Üşüttüm,
ateşim var, yorgunum, uykum
var" filan demeye kalkarsanız,
unutmayın en önce kendiniz
kendinizi yuhalayacaksınız.
ikinci dipnot: Bu yazı biraji-
tasyon bildirisine döndü. Bir
gazete yazısına benzemedi.
Evet, biliyorum. Varsın benze-
mesin. Zaten bu ülke de
demokratik bir ülkeye, bu dev-
let de bir hukuk devletine ben-
zemiyor.
POLİTİKA GUNLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
Başkanlık Sistemi...
Cumhurbaşkanı Sûleyman Demirel başkanlık
sistemini savunuyor mu savunmuyor mu?
Demirel diyor ki:
"Şu veya bu tartışmasına girmek istemiyorum.
Ama cumhurbaşkanını halkın seçmesinden yana
mısınız diye sorarsanız, 'evet yanayım' cevabını
verebilirim..."
Cumhurbaşkanı, anlaşıldığı kadar bugünkü sis-
temden hoşnut değil, onun için de şöyle konuşu-
yor:
"Ben, 4 sene 3 aydır Çankaya'da oturuyorum.
Bu süre içinde tam 6 tane hükümet onayladım..."
Bu sav doğrudur ama burada temel sorun 12 Ey-
lül 1980 darbecilerinin hazırtadığı Seçim Yasası ile
1982 Anayasası'n:n etkisi yok mudur? Aitı yıl ön-
ce yüzde 10 barajına karşı çıkan Necmertin Er-
bakan'la Bülent Ecevit bugün yüzde 10'u aştık-
ları için neden yeni bir seçim yasasına karşıdırlar?
1995 seçimlerinde MHP ve HADEP'in oytarı yüz-
de 15'leri bulduğu halde milletvekili çıkaramamış-
lardır...
Burada sorun ve bugünkü tıkanıklık 'seçim sis-
fem/'nde değil midir? Sûleyman Demirel'den Tur-
gut Özal'a dek kimi politikacılar, bilim adamlan, sa-
nayiciler ne zaman hükümet bunalımı olsa, asker-
ler 'irtica tehlikesi'nden söz edip 'darbe rüzgâha-
n' estirse ortaya çıkıp ahkâm kesiyorlar:
"Sistem çöktü, bu sorunlan başkanlık sistemiy-
le çözeriz..."
Eh, başkanlık sistemi gelirse askeri darbe ol-
maz, demokrasi işler, insan haklanna ve yaşama
hakkına sahip oluruz...
Bu arada hemen ekleyelim: 'Vurgun ve soygu-
nu daönleriz...'
Model olarak ABD'yi öne sürdüğümüzden, Gü-
ney Amerika ve Kara Afrika ülkelerindeki 'başkan-
lıksistemı'n\ görmeyip, şöyle konuşmayız:
"Yahu, oralarda demokrasi şinanay, insan hak-
lan, yasama hakkı yok, vurgun ve soygun hem de
nasıl, silahı elıne erken alan general seçilmiş baş-
kana karşın darbe yapıyor..."
•••
Türkiye'nin temel sorunu sistemin tıkanıklığı ve
bunun halkın seçtiği başkanla çözümleneceği de-
ğil, demokrasinin işleriik kazanmasıdır...
Bugün Güney Amerika ve Kara Afrika ülkelerin-
de başkanlık sistemi vardır ama hâlâ demokrasi
için sürekli mücadele sürmektedir... Yıllardır de-
mokrasi için kan akmaktadır.
Türkiye'de kimileri ABD'de olduğu gibı başkan-
lık ya da yarı başkanlık sistemi istiyor...
Bakıyoruz kımse demokrasiden söz etmiyor...
Demokrasilerde egemenlik kayıtsız halkındır, bu
da 74 yıl önce yaşama geçirilmiştir...
Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kur-
duğu laik cumhuriyet 'devhm yasalan'yla Türki-
ye'yi ortaçağın karanlığına getirmek isteyen, ulus
bilincine karşı çıkan güçlerle mücadele ederken
halka 'altın tepside' sunulan demokrasıye sahip
çıkmalarını istemiştır...
Bugün Türkiye'de halkın (65 milyon) yüzde 6.3;ü
kitap okuyor. Toplam 4 milyon gazete saMıyor.Jj^,-
fik kazalannda günde ortalama 50 kişi ölüyor, hal-
kımız bile bile zehirli mantar yiyor, nüfusun önem-
li bölümü dişlerini temizlemiyor, yıkanmıyor...
Türkiye'nin dört bir yani denizlerle çevrili ama su
taşımacılığı yapılmıyor, demiryolları Edirne'den
Kars'a dek uzandığı halde trene binilmiyor...
Demokrasi salt dört yılda bir oy vermek değildir,
demokrasi toplumlann yaşama biçimidır...
Generalinden politikacısına, cami imamından iş-
çisine, memurundan köylüsüne dektoplumun tüm
katmanlarının demokrasi bilincini kafalarına ve yü-
reklerine yerleştirmesidir önemli olan...
•••
Demokrasileri oturmamış toplumlarda başkan-
lık sistemleri tersine sonuçlar verir...
Örnek mi?
Brezılya'nın Başkanı Fernando Collor. gençli-
ğinde 'dürüst' ve 'temiz' bir politacı olarak tanını-
yordu. Başkanlık koltuğunaoturduğunda 'yiyicile-
re' karşı savaş açtı. Ancak, çevresi onu 'modern-
leşme' kandırmacasıyla devlet kasasını soymaya
yöneltti...
Rüşvet hem Güney Amerika'da hem de Ortado-
ğu ülkelerinde geçeriidir. Türkiye de bu 'rüşvet'
olaylannın içindedir.
Güney Amerika ülkeleri anayasalarını ABD'den
kopya ettikleri halde başkanlık sistemini yürütemi-
yorlar...
Başkanlık sistemi o ülkelerde derin yaralar aç-
mış, silinmesi zor izler bırakmıştır...
Haiti diktatörü 'Baby Boc' bavul dolusu para-
larla bir gün ortadan yok olup Cote d'Azur kıyıla-
rında gönlünce eğlenmedi mi?
Başkanlık sistemi sorunu çözmez; sorun de-
mokrasinin yaşam biçimi olmasıyla çözülür...
Haydi, söyleyin bakalım; 12 Eylül 1980'nin ya-
salan hâlâ günümüzde geçerii değil mi? Biz hâlâ
televizyon ekranlannda kadınlaria erkeklenn aynı
mekânlarda eğlenip eğlenemeyeceklerini 'Islami'
açıdan tartışmıyor muyuz?
E. Posta: Hikmet.Cetinkayaaraksnet.com
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Koman'a hakarete
üç tutuklama
ANKARA (Cumhuri-
yet Burosu) - Ankara 2.
Asliye Ceza Mahkeme-
si, eski Jandarma Genel
Komutanı emekli Orge-
neral Teoman Koman'a
hakaret ettikleri gerekçe-
siyle yargılanan Akit ga-
zetesi yazarlan Yaşar
Kaplan ve Atilla Özdur
ile Zaman Gazetesi So-
rumlu Yazı İşleri Müdü-
rü Mehmet Ergene hak-
kında gıyabi tutuklama
karan verdi.
Mahkeme yargıcı. sa-
nıklann ifadelerinin alı-
nabihnesi için ilgili sav-
cılıklara gönderilen ya-
zılara verilen yanıtlarda.
"adreslerde bulunama-
dığı''nın kaydedildiğını
belirterek sanıklann ifa-
delerinin alınabilmesi
için haklannda gıyabi tu-
tuklama karan verildiği-
ni söyledi.
Ergene, Zaman gaze-
tesinin 26 Mart 1996 ta-
rihli nüshasında "Bu da
Benim Kabahatim" baş-
liğıyla Fehmi Koru tara-
fından Taha Kıvanç im-
zasıyla yayımlanan bir
yazıdan dolayı ceza aldı.
Her üç davanın dünkü
duruşmalanna, sanıklar
ve avukatlan katılmaz-
larken. müşteki emekli
Orgeneral Koman'ın
avukatı hazır bulundu.
Üç davanın duruşmalan
da ileri birtarihe bırakıl-
dı.