Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19EYLUL 1997 CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Hasan Âli Yücel'e Saygı
VECİHİ TİMUROĞLU
H
asan Ali Yücel'in,
Cumhunyet devrim-
cileri içınde önemli
bir yeri vardır. Her
şeyden önce, Atatûrk
devrimlerinin uygu-
layıcılan arasında yaratıcı nitehğıyle
öbürlerinden aynlır. O, Milh Eğıtim
Bakanı olduğunda (1938), Cumhun-
yet'in olanaklan çok kısıtlı idi. Ba-
kanlığın örgütsel yapısı. onun atılım-
lannı uygulamaya koyacak nitelikte
değildi. Sanınm FaikBey adında biri,
güzel sanatlarşubesinebakıyordu. Bır
tek yazmanı vardı. Türkiye'nin ekin-
sel gereksinimlerini, çağdaş boyutlar-
da karşılamak, bu iki emekçinin
omuzlanna yûklenmişti. Devlet Tiyat-
rolan'nı, Devlet Opera ve Balesi'ni,
bu ikı insanla yarattı. Çeviri işlerinin
ızlencelerinı de, bu iki Cumhunyetçi
ızlıyordu. Hasan Âli Yücel, bu dar
kadroyla, o büyük işleri başardı.
Hasan Âli Yücel'in Köy Enstitüle-
ri için verdiği savaşım, bütün övgüle-
rin üstündedir. Kuşkusuz, Köy Enstı-
tüleri Yasası. onun döneminde hazır-
lanmadı. Ama Köy Enstitüleri'nın ya-
şama geçirilmesini o sağladı. Onun
yaratıcılığı, Köy Enstitûleri'nin yap-
tığı eğıtimde belirir. Köy Enstitüleri,
Türkiye köylüsünü ilköğretimden ge-
çirmeyi amaçlar tümel anlamda. Oy-
sa, Köy Enstitüleri'nde yapılan eği-
tim ve öğretim, yasayla saptanan
amaçlan evTensel boyutlarda aşmıştır.
Hasan Âli Yücel, bu okullarda uygu-
lanan izlencelerin ve konu dökümle-
rinin (müfredat) içeriğinı evrenselleş-
tirmiştir. Kırsal alanda yaşayan ınsa-
nın koşullanna uydurulrnuş gerçek in-'
sansal biçimlendırmeyi amaçlamıştır
bu okullar. Bır ölçüde, hümanist ınsan
yaratmayı ereklemiştir Hasan Âli Yü-
cel. Devrimlenn yaratıcı bir insanm
elinde kazandığı boyut budur işte. O
bu okullardan köylü hümanistlenn de-
ğil, hümanist köylüleri yaratacak öğ-
retmenlerin yetişmesini istiyordu.
Köy Enstitülen 'nde uygulanan üretim
tekniklerine, okuma saatlerine, müzik
öğretimine, sanat etkinliklerine baktı-
ğınızda, Hasan Âli Yücel'in amacını
çok ıyi anlıyorsunuz. Öğretmen, ken-
di yarattığı çevrenin tutsağı olarak de-
ğil, köylü yaşamını yaşayarak, elini
attığı her konuyu, her sorunu, insan-
cıl düzeye ulaştıran ve o düzeyde çö-
zümleyen insan olacaktı. Köy Enstitü-
len'nden yetışen öğretmenler, bilim
adamlan, sanatçılar. Türkiye insanı-
nın tarih boyunca verdiği insansal sa-
vaşımm bilgısini derinden kavrayarak,
çağdaşlaşmayı derinliğine işleme ola-
nağı kazanmışlardır. Kuşkusuz, her-
kes, bu ışi yetenekleri ölçüsünde ba-
şarmıştır.
Hasan Âli Yücel'in Türk egıtimine
yaptığı bir büyük hizmetı, nedense,
eğitimcılerimiz de aydmlanmız da di-
le getirmiyorlar. Hasan Âli Yücel'in
eğitimdeki tek eregi, hümanist ülküler
taşıyan ınsan yetiştirmektir. Bu amaç-
la. dört yüz yıl süreyle, Batı eğitımi-
nin bütünlüğünü sağlamış 'hümanite-
ler'i açmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı
yayınlanrun nitelıklerine bakarsanız.
bu amaç ortaya çıkar. Hümaniteler
(humanites), kökeninde insansal ül-
küleri içeren öğeleri kapsayan okullar-
dır. Eğitımde. eski Yunan ve Latin dil-
lerini öğreten ve bu dillerin yazınlan-
nı tanıtan, genç kusaklarda, bu yazın-
lara ılgi uyandıran izlencelere yer ve-
riliyor. Hasan Âli Yücel, liselerde 'hû-
manite sımflan' açtı. Örneğin, Anka-
ra Gazi Lisesi'nde. böyle bır sınıf var-
dı. Bildiğimce, görev yaptığı sürede,
bu sınıflann sayısı altı ıdi. Onun gö-
revden aynlmasıyla, bu sınıflar kaldı-
nldı.
Bu sınıflann amaçlan, salt Grekçe
ve Latince öğretmek değildi. Izlence-
lerinı ve konu dökümlerini ınceledim.
Türkiye ınsanının kafasında. gerçek
anlamda, insansal olan, Türk gençli-
ğinin ruhuna, tüm insanlığın ruhunu
katan düşünceler uyandırmak isteni-
yor. Yazık ki, bu yüce ülküler, onun ay-
nlmasıyla birlikte unutulmuştur. De-
mokrat Parti, bu sınıflann yerine, fen
şubelennı geçirdi. Giderekmatematik
ve doğa bilımleri şubeleri geliştirildi.
Oysa. hümaniteler, bu izlencelerin uy-
gulanmasına engel değildi. Bu sınıflar
kapatıhrken izlencelere, insanlık ül-
küsünü yükseltecek yeni öğeler de
konmadı. Hümaniteler, tam dört yüz
yıl, Batı eğitiminin bırliğini ve evren-
selliğini sağlamıştır. Türkiye Cumhu-
nyeti'nin Avrupa Birliği'ne girmesı.
bu sınıflar yaygınlaştırsaydı, bugün-
kü gibi sorun olmazdı.
Eğitimın değışmez amacı, bıreyle-
nn yöntemli yetıştirilmesidir. Hüma-
niteler, bu amacı asan bir eğıtim ve
öğretim izlencesi izlerler: Başkalan-
nın gelişimini sağlamak. Bu yüce ül-
külenn savaşımını vermiş, ülkülerini
yaşama geçirmek için her engeli aş-
mayı başarmış bu yüce eğitimciye ve
düşün adamına saygı duymaktan baş-
ka ne yapılır? Onun yüce yaşamını ka-
rartmaya çalışanlar, doğumunun yü-
züncü yılı dolayısıyla 1997 yılında,
bütün dünyada anılan bir Türk eğitim-
cisi olarak anılmasından utanırlar mı
acaba? îmam-hatip okullannın arka-
sında olanlar, onun gibi Türk olmayı
duyumsamalılar! Evrensel insan ya-
ratmayı amaçlamış bir Türk.
Atatürk'ün İzmit Basın Toplantısı Niçin Önemlidir?
NURER UĞURLU
C
umhuriyet gazetesi, okurlanna bir
'kültür hizmeti' olarak her hafta
özenle seçilmış, titizlikle hazır-
lanmış bır kitap veriyor. Yakın ta-
rihimız, Ulusal Kurtuluş Savaşı,
Atatürk ve devrimler, aydınlan-
ma gıbı konulan içeren bu yararlı, belge ve kay-
nak nıteliğındeki kıtaplar okurlarca ilgıyle kar-
şılanıyor.
Gazetenin verdiği önemli kitaplardan bıri de
eskı CHP mılletvekillerinden tsmail Arar'ın ha-
zırladığı Atatürk'ün İzmit Basın Toplanüsıdır
Atatürk, 30 Ağustos 1922'de kazanılan Büyük
Zafer'den sonra, 14 Ocak 1923"te Ankara'dan
otuz beş gün sürecek BaO Anadohı gezisine çı-
kar. Gazi Mustafa Kemal, bu uzun yurt gezisinı
Nutuk'ta şöyle anlatır:
"Efendiler, padişahhğuı kaldırüışu hüafet ma-
kamının yetkisiz kalışı üzerine, halk ile yakmdan
görüşmek, düşüncesini ve eğilimini bir daha in-
celemek önemliydL
Bundan başka, Meclis son ydına girmiş bulu-
nuyordu. Yeni seçim dolayısıyla Anadolu \e Ru-
meli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ni siyasi parti
du rumuna getirmeye karar vermiştim. Banş sağ-
lanacakolursa, cemiyetörgütümüzün sryasi par-
tiye çevTilmesini gerekli görüyordum. Bu konu-
da da halkla karşı karşrya gelip görüşmeyi uygun
ve yararlı buluyordum. Zaferden sonra eğitimle
uğraşmaya başlamış olan ordumuzu da yakın-
dan görnıek istiyordum. İşte bu amaçlarla, Baü
Anadolu'da bir gezi yapmak üzere 14 Ocak 1923
tarihinde Ankara'dan hareket ettim.
Eskişehir'den başlayarak İzmit, Bursa, İzmir,
Babkesir'de halkı uygun yerlerde toplayarak
uzun uzun görüştüm. Bana diledikleri gibi serbest
sorular sormalarını halktan istedim. Sorulan so-
rulara karşılık olmak üzere, altı saat, yedi saat sü-
ren konuşmalar yaptun.
Muhterem efendiler, hemen her yerde halkuı
anlamak tstediği şeylerden dikkati çekenler şun-
lardı:
Lozan Konferansı ve sonucu, ulusal egemenlik
ve hilafet makamı ve bunlann durumlan ve ilis-
kileri ve bir de kurmak istediğimi öğrendikleri si-
yasi parti.
Lozan Konferansı görüşmelerini, olduğu gibi,
her yerde özetlivordum. Olumlu sonuç alınacağı-
na olan inancımı da söyleyerek ulusu kaygtdan
kurtarmaya çalışıyordum"' (Gazi Mustafa Ke-
mal, Nutuk, Örgün Yayınlan, Istanbul 1980, s.
466).
Atatürk'ün Nutuk'ta kendisinin de belirttiği
gibi. Baü Anadolu gezisinin başlıca iki amacı
vardır. Birincisi. bu geziden yararlanarak. padi-
şahlığın kaldınlışı ve hilafet makamımn yetkisiz
kalışı üzerine halkla yakından görüşmek. bazı
önemli girişimlere hazırlık olarak düşüncesini
ve eğilimini öğrenmek; ikincisi, Büyük Zafer'den
sonra yalnız eğitimle uğraşmaya başlamış olan
Türk ordusunun durumunu yerinde görmek.
Atatürk. o günlerde böyle bir geziyı gerekli bu-
luyordu. Çünkü, çok uzun süren savaşlardan ye-
ni çıkmış, ama daha banşa kavuşamamış ülke-
nin önemli ve ivedi sorunlan vardı. Bunlan ger-
çekleştirmek için birtakım atılımlar yapmak, ka-
rarlar almak ve bunlan uygulamaya koymak ge-
rekiyordu. Sorunlan halk önünde tartışmak, en
doğru, en yerinde çözüm yollannı birlikte ara-
mak gereğini duyuyordu.
Çünkü, Mudanya ateşkes anlaşması imzalan-
mış, Misak-ı Milli 'nin bir bölümü gerçekleşmiş,
kesin banş için de Lozan'da göriişmeler başla-
mıştı. Ama banş görüşmesmin toplantılan çok
çetin tartışmalarla geçiyor, önemli bir ilerleme
sağlanamıyordu. Birinci Dünya Savaşı'nın galip
devletleri. MiDî Mücadele'nın tek amacı olan ba-
ğımsız bır Türk dev letınin kurulmasını tanıma-
ya bir türlü yanaşmıyorlar, Sevr Banş Antlaş-
ması'nın ana ilkelennden aynlmıyorlardı. İkı ay-
dan beri sürdürülmekte olan banş görüşmelerin-
den olumlu bir sonuç ahnamamıştı. Banşın bir
çıkmaza gittiği izlenimi ağır basmaya başlamış-
ü.
Bu durum, Türk halkı üzerinde olduğu kadar,
Türkiye Büyük Millet Meclısı'nde de olumsuz
etkisini göstermekten uzak kalmıyordu. Atatürk,
Türklerle Batı dünyası arasında altı yüzyıl gibi
uzun bir zaman boyunca süregelmiş bulunan ve
çeşitli nitelikteki ilişkilerden kaynaklanan sorun-
lann düzeltilmesi gerçeğıni göz önünde bulun-
durarak, bu durumu bır bakıma olağan sayıyor,
sabırlı ve kararlı bır tutumla amaca ulaşabilece-
ğine inanıyordu. Ama kimi milletvekilleri ile
halk kesimleri, sürekli bir bekleyiş, kuşku ve ger-
ginlik içinde bulunuyorlardı (Baykal, Prof. Dr.
Bekir Sıtkı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün
1923 Eskişehir-lzmit Konuşmalan (Önsöz),
Türk Tarih Kurumu Yayınlan, Ankara 1966).
Bu arada, köklü birtakım devrimci adımlar
atılmıştı. Bunlann başında saltanat ile hilafetin
birbirinden aynlması ve saltanatın kaldınlması
geliyordu. Böylece ulus, egemenliginı kendi eli-
ne aldığını bütün dünyaya göstermış oluyordu.
Yeni Türk devletınin temellerini atmak yolunda
bunu izleyecek daha birçok atılımın yapılmasın-
dan artık kaçınılmazdı. Çünkü Türk Kurtuluş
Savaşı, ikinci evresinin eşiğıne gelmiş bulunuyor-
du. Şimdi, Türk toplumunu çağdaş uygarlık dü-
zeyine ulaştırmaktan alıkoyan engelleri ortadan
kaldıracak olan devrimler zincirinin halkalannı
birbirine eklemek izleyecekti. Çok önemli oldu-
ğu kadar pek de kanşık olan bu dönem için ge-
rekli ortamı hazırlamak, ülke çapında halk yığın-
lannı aydınlatmak, ınandırmak ve genel eğilim-
lere uygun düşecek bir yöntem belirlemek gere-
ğini duyan Atatürk, Batı Anadolu gezisine çıkar.
Gazi Mustafa Kemal'ın ılk durağı 15 Ocak
1923'te Eskişehir olur. Burada Atatürk, annesi-
nin Izmir'de öMüğü haberini alır. Büyük ac« du-
yar. Ama "Vatan vazifesinin yanmda hiçbir his-
sin, hiçbir mülahazanın hükmü yoktur" diyerek
gezi programmı değıştirmez. 16 Ocalj'ta Arifı-
ye'de konuşur. Aynı gün Izmit'e geçer ve gece Is-
tanbul gazetecilennı kabul eder. Izmit'te beş gün
kalır ve Istanbul'a kadar uzanan bölgede bulu-
nan ordu bırliklerini denetler, askeri tatbikatlar-
da hazır bulunur.
Atatürk'ün Batı Anadolu gezisi içinde İzmit
Basın Toplanüsf nın, Türkiye Cumhuriyeti'nin
kuruluş günlerine ilişkin tarihi kaynaklar arasın-
da çok önemli bır yeri vardır. Çünkü toplantı,
söylendiğı anda yazıya geçırilmiş, tarihi açıdan
birinci elden özgün belgeler arasındadır. Aynca
toplantı, ülkenin o günlerde içinde bulunduğu
koşullann, karşı karşıya kaldığı önemli sorunla-
nn neler olduğunu ortaya koyması yönünden de
büyük değer taşımaktadır.
Kitap, TBMM Başkanı Başkumandan Gazi
Mustafa Kemal Paşa'mn 16/17 Ocak 1923 günü
İzmit Kasn'nda bazı Istanbul gazetelerinin baş-
yazarlannı kabul ederek beş buçuk saat süren
görüşmeyi içerir. Toplantı, Mustafa Kemal Pa-
şa'nrn isteğiyle düzenlenmiştir. Amaç, Istanbul
basınının Milli Mücadele'yi destekleyen başya-
zarlannı günün konusu çeşitli sorunlar üzerinde
aydınlatmak, kuşku ve kaygılannı gidermektir.
Toplantıya, Istanbul milletvekili Dr. Adnan
(Adrvar) ve eşi Halide Edip (Adıvar) ile Tevhid-
i Efkâr'dan V'cİit Ebüzziya, Vakit 'ten Ahmet Emin
(Yalman), Akşamdan FalihRıfkı(AtayXtleri'den
Suphi Nuri (İleri), lkdam'dan Yakup Kadri (Ka-
raosmanoğiu), Tanin'den İsmail Müştak (Maya-
kon) ve Hakla (Kıbç)beyler gibi başyazarlar İca-
tılmışlardır. Atatürk, önce gazetecilerin öğren-
mek istedikleri en önemli sorunlann neler oldu-
ğunu sormuş ve bunlan dinledikten sonra "Bu-
rada çoksamimi ve açıkfıkir ahş-verişi" yapacak-
lannı söylemış, konuşulacak konulann şimdilik
gizli kalmasını belırttikten sonra da başta Lozan
Banş Konferansı görüşmeleri olmak üzere, çe-
şitli açıklamalara geçmiştir.
Kitap okununca anlaşılacaktır ki, Atatürk'e
yöneltilen sorular günün en önemli sorunlanyla
ilgilidır. Bunlar, Lozan Banş Konferansı, yeni
Türkiye devletinin temel ilkeleri, hükümet ve yö-
netim bıçımi, saitanat ve hilafet sorunu, toplum
yaşamının çeşitli alanlannda yapılacak devrim-
ler, siyasi b^r parti olarak Halk Fırkası'mn kurul-
ması, yıkık duruma getirilmiş yurdun bayındır-
laştınlması, halkın kalkındınlması gibi toplum-
sal, siyasi, iktisadi ve kültürel problemlerdir.
Ama bir başka açıdan, Atatürk'ün bu basın top-
lantısında dile getirdiği düşünceler, yakın bir ge-
lecekte kurulacak Türkiye Cumhuriyeti devleti-
nin de bir haberi niteliğindedir.
Onun için Atatürk'ün tzmh Basın Toplantı-
sı'nı bilinen tarihi bir belge saymaktan öte, yeni
Türk devletinin kuruluş ve oluş gelişmelerine
ışık tutan. dönemin tanhini ve koşullannı tam
olarak yansıtan çok yararlı bır kaynak olduğunu
önemle belirtmek isterim. Kitabı, özellikle genç
Atatürkçü kuşaklann ilgiyle okumalannı diler-
im.
PENCERE
İlahi PaşaL
Kenan Paşa'mn Milliyet'te bir yazı dizisi ya-
yımlanıyor. Dizinin adı uzun:
"12 Eylül'den önce ve sonra..
Ne demişlerdi?..
Ne dediler?..
Nediyorlar?.."
Dizinin amacı adından belli: Paşa, 12 Eylül'e
ilişkin köşe yazılarından bir seçki yapmış, işine
gelenleri yayımlayıp şunu demeye getiriyor: "Bu
yazarlar, 12 Eylül'ü desteklemişlerdi, ama son-
radan döndüler!"
Evren, benim bir yazımdan da alıntı yapmış;
ama o yazıda 12 Eylül'e destek yok...
Peki, ne var?..
•
12 Eylül'den önce halk, bir askeri müdahaleyi
iple çeker duruma düşmüştü. Insanlar sokakta
kim vurduya gitmek ürküsüyle dolaşıyorlardı,
yurttaş parkta gezinmekten ürker olmuştu, ço-
ğu kişi kapısının önünde öldürülmekten korku-
yordu;terörveanarşı dalgası ülkeyi kaplamıştı...
Anarşi, tarihin her döneminde otoriter rejime
davetiye çıkarır; 12 Eylül günü, asker yönetime
el koyunca, halk çoğunluğu eylemi onayladı.
Peki, 12 Eylül'den sonra 5 generallik cuntanın
yapacaklarından kimin haberi vardı?.. Milyonlar-
ca insanı gözaltına almak, binlercesine işkence
yapmak, on binlerce yurttaşı sorgusuz sualsiz
işinden atmak, sol düşmanlığını devletin temel
siyasetine dönüştürmek, laiklik ilkesinin yerine
Türk-lslam Sentezi'ni resmi ideoloji gibi bienim-
semek, ortaöğretime zorunlu din dersleri koy-
mak, suçlu olup olmadıklan belirsiz gençleri da-
rağacında sallandıımak, işçi sendikalannın kapı-
sına kilit vurmak, siyasi partilerı kapatmak, ser-
maye sınıfı adına emekçi halkı ezmek hesapta
varmıydı?..
Başlangıçta 12 Eylül'ü alkışlayan nice yurttaş,
sonradan dizinı dövdü; 12 Eylül zulmü Güney-
doğu'da PKK'yi tohumladı; irticaya kapılar açtı;
Türkiye'nin bugünkü keşmekeşine yatınm yap-
tı.
•
Kenan Paşa, diyelim ki, bu serüvende yaşayan
kimi yazarın çelişkisıni yakaladı...
Aklanacak mı?..
Birkaç yazarın yanılgısı, 12 Eylül tarihçesinin
gerçek anlamını değiştirebilir mi?..
O dönemde yazdığım "Atatürkçülük Muz mu-
dur?" başlıklı yazı nedeniyle Cumhuriyet kapa-
tıldı; beni tutuklamalarını yeğlerdim; gazetenin
yüzlerce çalışanı cezalandınldı, ekmek paralarıy-
la oynandı. Bu düzeni, şimdi kimi yazann sırtın-
dan mı aklayacak Kenan Paşa?..
•
Paşa'mn 'Tarih öaöa'dan haberi yok!.. Çünkü
Türkiye'nin hangi tarihsel aşamasında ne yaptı-
ğının bilincinde bile değil!.. Birsiyasaliktidannse-
çirnle mi, darbeyle mi geldiği elbet önemlidir;
ama, daha bilimsel bir gözlemle o iktjdann uy-
garlık tarihindeki anlamı belirlenir. Deli Petro bir
çar idi, yalnız Rus değil, insanlık tarihinde de ye-
ri vardır.
Kenan Paşa resim yapıyor, yeteneği var; an-
cak, bir şeyden habersiz. Bir gün yaptığı resim-
leri Cihat, Nuri, Komet, Avni, Abidin, Neşe Er-
dok, Fikret Mualla. vb.'nin resimleriyle kıyasla-
yıp kendi kendine sormalı:
- Arada ne fark var ki onlann yaptığı sanat olu-
yor da benımki olmuyor?..
O farkı anladığında tarih bilincine de varacak...
Hed
Şimdi 70 ekran Telefunken Süpersonic'ler
çok uygun taksitlerle.
Üstelik 37 ekran TV ya da uydu anteni hediyeli!
Telefunken. Hayalleri gerçeğe dönüştürür!
TELEFUNKEN 70 SUPERSONIC TXST (Teletextli-Stereo)
H E M E N T E S L İ M
Peşin Flyatı
123.080.000
1.SEÇENEK
1 Peşın+6 Taksit Toplam
21.950.000 153.650.000
2. SEÇENEK
1 Peşin+10 Taksit Toplam
16.170.000 177.870.000
3. SEÇENEK
1 Peşin+14 Taksit Toplam
13.410.000 201.150.000
THİHMBİ
Dııısıı
Aynntılı bılgı ıçın
ûcretsız telefonl^ımız
OSOO 211 4024
0800 211 4025
0800 211 402S
( 0
.212) 274 65 W)
Ryaltara KDV dahıkiır KDV ve d"«ger vergıterde b«r değışıkifk olursa fıvatiara yans^ılacaktir Kampanyama 11 EMm 1997 larth nde sora ereceKtr 9u kampafiya BSG G
r
unberg Ev Aleflerı A Ş (Cemaj Sahtr SokaK
26/28 Meodtyekûy istanoui) tarafndar dj^en enrrışî r ryatla-ırmz Tur^ Lıras dır Urunlemız Bosc^ Vett< lı Satıcıiarrda îesım edıfecektır Sanay> ve Tıcaret Bakanltğı nca 25 5
1
994 tarth ve 2iW0sayı)ı Besnıı
Gazete de ılan edıten taof»ğe uygundur Urunler mız stok nttcta-iafivla strnriıdır Kampanyada u>gulanaca« faız oranlar 70 Ekran TV Oe ı seçenek ^ 6 96+KDV 2 seçenefc %7 53+KDV 3 seçenek %7 fâ+KDV
Hedıye Kamoarvastn*n dışında^ı dtğer
T
etefjiken urjntert çtn de uygun fıyat a^aniar surmeKtfedır
Bosch Yetkili Satıcılarında
TELEFUNKEN