Katalog

17EYLÜL 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER 9 ABD Dışişleri Bakanı, İsraillilerle Filistinliler arasındaki güvensizliğin beklediğinin ötesinde olduğunu söyledi ÂJhright karamsar döndüDış Haberier Servisi - 6 günlük Ortadoğu turunu tamamlayan ABD Dışışleri Bakanı Madeleine Alb- rigfrt, Israilliler ve Filistinliler ara- sındaki gıiven bunalımını tahmi- ninden daha büyük gördüğünü söy- ledi. Washington'a dönerken uçakta yapbğı açıklamada, Ortadoğu gezi- sinı değerlendıren Albright, Arap- Israı! ilişkilennın yeniden başlayıp başlamayacagı konusunda bir tah- minde bulunamayacağını soyledi. Daha önceki açıklamasında taraflar somut adımlar atmadıkça bölgeye yeni birzıyaret yapmayacağını söy- leyen Albright, dün tavnnı değişti- rerek "varlığuıın durumda bir de- ğişiklik yaratabileceğine inandığı • Bir grup Israillinin Kudüs'ün Müslüman kesiminde bazı binalan işgal etmesinin yarattığı gerginlik tırmanıyor. Netanyahu'nun işgal planlanndan haberdar olduğu bildirildi. anda veniden Ortadoğu'ya gidebi- leceğÜM" söyledi. Albnght, geçen çarşamba günü başladığı Ortado- ğu gezisi sırasında, Ortadoğu'ya banş getirilmesi amacıyla, tsrail, Filistin toprakJan, Suriye, Mısır, Suudi Arabistan, Ürdün ve Lüb- nan'da temaslarda bulunmuştu. Ziyareti sırasında tsrail'in Batı Şeria'daki ablukayı kaldıracağını ve Filistin Özerk Yönetımi"ne borcu olan paralan ödeyeceğini söyleme- sinı önemli adımlar olarak tanımla- yan Albright, Yahudi yerleşimcile- rin geçen pazar günü Doğu Ku- düs'te Filistinlilerin orurduğu so- kaktaki bir binayı işgal etmelerini ise "Bans, için yararlı bir eylem de- ğD" şeklınde tanımladı. tsrail basını, Netanyahu hükü- metinin Yahudi yerleşimcilerin Do- ğu Kudüs'ün Arap kesiminde bulu- nan bir binayı işgal etme hazırlı- ğından haberdar olduğunu yazdı. tsrail'de yayımlanan Maariv ve Je- rusalem Post gazeteleri, 3 Yahudi ailesinin işgal planından Netanya- hu'nun 10 gün önce haberdar oldu- ğunu ve hatta eylemlerini Alb- right'm gezisinden sonraya ertele- melerinı ıstediğini ılerı sürdüler. Basında yer alan bu iddialar Netan- yahu tarafindan sert bir dille yalan- landı. Fıü.stin'den ABD'ye çağn Filistin yönetimı. ABD ve AB'den Dogu Kudüs'e müdahale etmelerini istedi. Israil ile yürütü- len, ancak son gelişmeler yüzün- den dondurulan banş görüşmeleri- ne katılan Filistin heyetinin başka- nı Safl) Erakat, ABD Özel Temsil- cisi Dennis Ross ile AB temsilcisi Miguel MoratİDOs'a gönderdiği mektuplarda, Yahudi göçmenlerin Doğu Kudüs'te Filistinlilerin otur- duğu sokakta bir evi işgal ettikleri- ni belirterek, bu sorunun çözümü ıçin tsrail'e baskı yapılması tale- binde bulundu. Erakat, aksi halde bölgede yeni şiddet olaylan çıkabi- leceğini bildirdi. Erakat, İsrail hü- kümetıni de işgalci göçmenleri des- teklemekJe suçladı. Öte yandan Körfez tşbirliği Kon- seyi ülkeleri, Israil'in Filistin ile ba- nş anlaşmasına saygı göstermeme- ye devam etmesı halinde, banş sü- recinden destekJerini çekebilecek- leri uyansında bulundular. Kudüs'ün ağlama duvannda polis, köktendincilerin saldınsına uğrayan laikleri tartakbyor. Köktendinciler ağlama duvanna kadm getirmenin dine avkın olduğunu savunuvorlar. Israil'de köktendinci Yahudiler, laik Yahudilerin hayatını cehenneme çeviriyor ' AuschuMz'de yansaydtmz'Dg HaberierServisi-lsrail halkını, yıllar- dır süregetenlsrail-Filistin çekışmesi kadar rahatsız eden bir diğer önemli unsur da laik ve köktendinci Yahudiler arasındaki çatış- malar. Ingiltere'de yayımlanan The tndependent gazetesi. dinin yaşamın içine derinlemesıne girdiği bır ülke olan lsrail'deki bu çatışma- yı ele aldı. Gazetedeki habere göre Yahudi- ler, kendilerini "reformistler'' diye adlandı- ran laıkler ve "köktendİDCüer" dıye ikiye ayınyor. Kudüs'ün dış mahallelerinden biri olan Mevasseret Zion'daki laik Yahudilerin kurduğu çocuk yu\asında,gf çen ay Vnejda- na gelen "yangMi" bu çatışmaya en çarpıcı örneklerden biri. Yuvanın yönetıcilerinden olan Aliza Landau, yangının köktendinciler tarafindan çıkanldığını ileri sürüyor. Nazi- lerin Yahudi katliamından sağ kalmayı ba- şaran bir Yahudi olan Landau ile mahalle- deki 120 aileden oluşan reformist cemaatm kadın başkanı Çana Sorek, fanatik Yahudi- lerin laikleri Yahudi olarak tanımlamadıkla- nnı söylüyorlar. Çana, yerel bir gazeteyle yaptığı söyleşide, köktendinci Yahudilerin "AusctroitzVfesizin deyakılmamanız ne kö-,:: tü ofcnuış. Sider dükkânlannızda domuz eti sabyorsunuz. Bizkrde sizleriyakacağEz" de- diklerini anlatıyor. Kudüs'teki FloersheimerSiyaset Araştır- malan Enstitüsü'nde laik ve köktendinci Ya- hudiler arasındaki çatışmalan inceleyen Profesör Şiomo Hasson. Kudüs'te yaşayan laik Yahudilerin yüzde 40'ının kenti terk et- meyi düşündükJenni söylüyor. Yapılan ka- muoyu araştırmalan, laik Yahudilerin buna gerekçe olarak köktendinci Yahudiler ile ^alapndayiötû tlişkilert ve çattşmalan gösterdikkrİDİ ortaya koyuyor. Köktendin- ciler ile çoğu Ortadoğu kökenli sağ kanat muhafazakârlann ittifakkurmalanyla 1993 yılından beri Kudüs'ün yerel yönetiminin kontrolü de bu kesimin eline geçmiş bulu- nuyor. Bu hafta içinde köktendincilerin bas- kılanndan bunalan 10 evsiz ailenin, Filistin Özerk Yönetimi'nin kontrolündeki Eriha'ya ıltica etmeleri de bunun önemli göster- gelerinden biri. Abed d Aziz Rantisi HAMAS: Savaş yakında Dış Haberier Servisi - Filistinli radikal Islamcı HAMAS'ın kuruculann- dan Abed d Aziz Rantisi, yakm bır gelecekte tsrail ile savaş çıkacağını ileri sürdü. ABD'nin önde gelen dergilerinden Newswe- ek'te yayımlanan röporta- jında Rantisi. ilginç açık- lamalarda bulundu. Rantisi'nin ünü HA- MAS'ın kurucusu olma- sından çok, geçen ay Gaz- ze'de Filistin lıden Yaser Arafat'ın Filistin'dekitüm gruplarla yaptığı "Uhısal BirBk" toplantısında, Fi- listin lideri ile öpüşürken çekilen fotoğraflanndan geliyor. Rantisi, Arafat'ın bilerek medya önünde kendisine yakın davrandı- ğını belirterek şunjan söy- ledi: "ABD ve İsrail'ûı karşısında güçlü görün- mektense o halkının kar- şısında güçlü göriinmeyi terdhetu." HAMAS'ın her zaman için Oslo Banş Anlaşma- sı'nın karşısında olduğu- nu vurgulayan Rantisi, "Banş süreti dne tanım- ianan şey banş süreci de- ğfldir. Oslo şemsivesi alün- da İsraillikrin topraklan- nı genişlebneleri, insania- n öldünneleri ve yeni yer- leşimler inşa etmeleridir. Artık Oslo öldü. Ancak onu biz değil, Netanyahu ve sert poütikalan öldür- dü" şeklınde konuştu. Protestanlar, County Armagh'daki saldırmın sorumlulan bulunana kadar masaya oturmama karan aldı Kuzey Manda görüşmelerine bomba düştüDış Haberier Servisi - Kuzey Irlan- da'nın geleceğini belirlemesi umuduyla başlatılan kritik banş görüşmelerine Pro testanlan da katma çabası sürüyor. Irlan- da Cumhuriyet Ordusu'nun (IRA) silah- lannı bırakması taleplerinden vazgeçme- yen Ulster Birlikçi Partisi, dün de Kuzey Irlanda'da meydana gelen patlamanın ar- dından saldınnın sorumlulan bulunana kadar görüşmelere katılmayacaklannı bildirdi. Bir lngiliz yetkili, Protestanlann top- lantılara katılmalanyla ilgili olarak "Me- kikdiplomasisini sürdürüyoruz" derken tngiliz egemenliğinde kalmak isteyen Protestanlann sesi Ulster Birlikçi Partisi (UUP) liderleri Belfasfta toplandı. UUP lıderleri, önceki gün başlayan banş gö- rüşmelenne katılmak istediklerini ancak tngiltere ve lrlanda hükümetlerinden gü- vence istediklerini belirtti. Dün sabah Birlikçiler'in de yer alaca- ğı bir masada ikinci gün oturumunu baş- latmayı ümit edenler, partinin kendi yö- netim kurullanyla toplantı içinde olma- sı nedeniyle bunu gerçekleştiremediler. Dün UUP'nin görüşmelere katılma- sıyla ilgili olarak çok sayıda toplantı dü- zenlendi ve Londra ile Dublın, Protestan- lann sonunda banş görüşmelerine katı- lacaklan konusunda büyük umut taşıdık- lannıbildirdi. tngilteTe'nin Kuzey trlan- da Bakanı Mo Mowtom, önceki gün yü- rütülen mekik diplomasisinde ilerleme sağlandığını ancak UUP'nin hâlâgüven- ce beklediğini belirtti. IRA'nın siyasi kanadı Sinn Fein'in li- deri Gerry Adams banş görüşmeleriyle ilgili olarak. "Bu, adadaki sorunun bit- mesi için bir başlangıç olabflir. Gerçekta- rih, bir anlaşmaya vardığunızda yazıla- cak"dedi. Öte yandan Kuzey trlanda'nın County Armagh bölgesinde Market Hill'deki po- lis karakolu yakınlannda dün öğle saat- lennde bir patlama oldu. Patlamanın ön- cesinde alınan bir ihban değerlendiren polis bölgeyi boşalttığından olayda ölen ya da yaralananın olmadığı, ancak bom- banın çe\Tede büyük hasara yol açtığı bildirildi. Saldınnın duyulmasının ardın- dan UUP'ye yakın kaynaklar, patlamanın sorumlusu bulunana kadar Birlikçiler'in banş görüşmelerine katılmayacaklannı belirtti. POLİTİKADA SORUINLAR ERGUN BALCI AB ve SorunlarAvrupa Birliği (AB) konusu da S-300 füzeleri so- runu gibi bilmeceye dönüşme eğilimini gösteriyor. Başbakan Mesut Yılmaz'ın Kazakistan'dan dö- nerken uçakta kısaca açıkladığı yeni AB stratejisi zihinleri karıştırmış görünüyor. Yılmaz'ın yeni stra- tejisinin hükümet üyeleri tarafindan ne kadar des- teklendiği de bilinmiyor. Milliyet'te Sami Kohen, Yılmaz'ın açıklamayı, Dışişleri Bakanı, hükümet mensupları ve ilgili ku- rumlara danışmadan yaptığını bildiriyor. Bu belirsizlik ortamında doğal olarak çeşitli yo- mmlar yapılıyor. Ancak bizim de katıldığımız genel kanı Türkiye'nin AB'ye tam üyelik hedefinden ke- sinlikle vazgeçmemiş olduğu yolunda. Ama Yılmaz'ın yeni yaklaşımına göre Ankara di- ğer adaylarla "aynı muameleye" tabi tutulma, di- ğer adaylar için öngörülen mekanizmalara dahil edilme şartından vazgeçiyor; AB'ye tam üyeliğinin kesin bir takvime bağlanmayıp zamana yayılması- nı kabul ediyor. Italya dışında hiçbir AB ülkesi, Türkiye'nin Avru- pa Birliği üyeliğine aday 11 ülke ile eşit muamele görmesini kabul etmediğinden, Yılmaz gerçekleri görerek geri adım atmıştır. Gelen haberierden bu esnek tutumun AB ülke- lerini rahatlattığı anlaşılıyor. Yılmaz'ın yeni stratejiyi açıklamasından birkaç gün sonra AB'den cesaret verici bir haber geldi. AB Dışişleri Bakanlan önceki akşam yaptıklan toplan- tıda, Türkiye'nin diğer 11 adayla birlikte Avrupa Daimi Konferansı'na davet edilmesinden yana gö- rüş belirttiler. ••• Ama Türkiye'nin tutumunu esnekleştirmesi yet- miyor. AB'nin de Gümrük Birliği (GB) çerçevesin- de Türkiye'ye karşı üstlenmiş olduğu yükümlülük- leri yerine getirmesi gerekiyor. Türkiye'ye GB çerçevesinde yapılması gereken mali yardımlar Yunan vetosundan ötürü bloke edil- miş durumda. Yunan vetosunun arkasına sığınan AB, "Ne yapayım, elimden bir şey gelmiyor" de- yip duruma seyirci kalıyor. Nitekim AB tarafindan Gümrük Birliği çerçeve- sinde Türkiye'ye verilmesi öngörülen 375 milyon ECU'lük (485 milyon dolar) destek kredisi ile Avru- pa Yatınm Bankası'nın 350 milyon ECU'lük kredi- si Yunanistan'ın vetosu nedeniyle donduruldu. Üs- telik 375 milyon ECU'lük destek kredisi, geçen yı- lın sonlarında Avrupa Parlamentosu tarafindan da insan haklan gerekçesi ile veto edildi. Yani bu kre- dinin üzerinde çifte veto var. • • • MEDA diye bilinen Akdeniz Ülkelerine Yardım Fonu'nun ise 5 yıl içinde Türkiye'ye 1 milyar dola- ra yakın mali kaynak sağlaması öngörülüyordu. Ne var ki AB Konseyi, yardıma Güneydoğu'da kulla- nılma şartını getirince Türkiye bu onur kıncı davra- nış üzerine yardımı kabul etmedi. AB tarafından Türkiye'ye 5 yıllık süre için vaat edi- len 3.5 mityar dolarlık yardımdan şimdiye dek bir şey ödenmedi. Oysa, GB anlaşması uyarınca Türkiye sanayi ürünleri ile işlenmiş tarım ürünlerinden gümrükleri tümüyle kaldınp, kapıları açınca, dış ticaret denge- leri altüst oldu. 1996 yılında ithalatımız yüzde 50 ar- tarken, AB'ye yaptığımız ihracat ancak yüzde 15 oranında yükseldi. 1996'da 20 milyar dolarlık rekor dış ticaret açığının 12 milyar dolara yakın bölümü AB ile ticaretten kaynaklandı. • • • Bu çarpıklıklardüzeltilmeden, Türkiye'nin AB ile ilişkileri GB çerçevesinde nasıl derinleştirilecek? Yunanistan, Kıbrıs ve Ege konulannda Türkiye ile anlaşmaya varmadan, mali yardımlardan vetosu- nu kaldırmayı kabul edecek mi? AB Dışişleri Bakanları önceki günkü toplantılann- da Türkiye'yi gerçi Avrupa Konferansı'na davet et- me eğilimi gösterdiler, ama bunun yanı sıra Anka- ra'ya olumsuz bir mesaj da verdiler. Dışişleri Bakanlan, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın, "Kıbns'ta önce çözüm, sonra üyelik müzakereleri" görüşünü reddederek, Kıbrıs'la üye- lik müzakerelerinin açıklandığı gibı 1998 yılında başlayacağını yinelediler. Türkiye, bu durumda misilleme olarak KKTC ile bütünleşmeye yönelirse, Yunanistan GB çerçeve- sindeki vetosunu sürdürmeye devam edecektir. O zaman, Türkiye'nin AB ile ilişkilerini geliştirme- si, GB'nin "derinleştirilmesi" nasıl sağlanacak? Bunlar akla takılan bazı sorular. TÜRKİYE'DE ORDU VE SİVİL İKTİDAR İLİŞKİSİ KESINTİSİZ SEKİZ YILLIK EGITIM NASIL DELİNİYOR? GÜNEYDOGU'YA YATIRIM PLANLARI HALKIN ORMANI NEDEN SATILIYOR? EYÜP AŞIK'A GÖRE ANAP NEREDE HATA YAPTI? EKRANIN SEVİMLİ AFACANI: MURAT BİRSEL • EĞmMIN ICERIGITARTISIUYOR • OUNDENBUGUNE HABER SPIKERUĞI . • REISCEUKLE HOSCAKAL YARIN UZERINE • MIRKIMIKIBASINADUSECEK') • AL GORE VE KAMPANYA SKANDAL 1 • BATI KISİRLASTIRMA UTANCINITASIYOR • ANKARA KUUSI VE MUSA KART !N CIZGILER1 Nokta Oergisİ, intemet Web Adresi:http: Mv>w.m«d\ate\t.rcım mtkta Nokta Dergisi, E-Mail Adrest: m>kij4iımed>d*e\t.c(>m Unicef Türkiye Milli Komitesi yararına BilkentaSenfoni Orkestrası Özel Konseri Şef: I. lonescu Galati Solist: İdil Biret, piyano L. van Beethoven, Sol Maj .4 Piyano Konçertosu L. van Beethoven, Do mın. 5. Senfonı 17 Eylül 1997, Çarşamba 19.30 Svvissötel, Fuji Balo Salonu Bılet satış yer-erı CRR Konser Salonu, AKM, Svvissötel Ucret 1 000 000 / 2 000 000 TL. ÇUBUK KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN 71/76 Çubuk ılçesi Canuli köyü hudutlan dahilinde 592 parsel sayısı ile yapılan tapulama tespıtinde davacının itirazı üzerine Çubuk Kadastro Mahkemesı'nce yapılan açık yargı- lama netıcesinde: Dava konusu parselüı tapulama tespitınin ıptaline, taşınmazın davalı- lar ûzenne tapuya tesciline 22.6.1971 gün ve 1971/241 sayılı karann davacı Zehra Yıl- maz'ın zabıtaca adresı tespit edilememiş olup mahkeme karan teblığ edılemediğinden, hükmun özetınin Basm llan Kurumu kanalı ile Çubuk'ta tevzı olunan gazetelerin birin- de ilanen tebligine karar verildiğinden, 7201 sayılı kanunun 28 ve müteakip maddeleri ve HUMK'nin 432. maddesi gereğince ilanen tebligine ve ilan tarimnden 15 gün sonra ılgi- lilere tebliğ edilmiş sayılacağı ve süresi içerisinde temyız yoluna başvururulmadığı tak- dirde karann kesmleşeceğinin tebligi yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 25.8.1997 " Basın: 40521 ÇUBUK KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN 53/3480 Çubuk ilçesi Dedeler köyü hudutlan dahilinde 198 parsel sayısı ile yapılan tapulama tespitinde davacının itirazı üzerine Çubuk Kadastro Mahkemesi'nce yapılan açık yargı- lama sonunda; Dava konusu parselin bir kısmının Durmuş Çelık ve bir kısmının Fatma Posbıyık adlanna tesciline 31.3.1963 tarih ve 63/13 sayılı karann ölû bulunup davacı Durmuş Çelik mirasçısı Nazıfe Şen ve davalılardan ölü Bekir Çelik mirasçısı Muhan^m Çelik'in zabıtaca adresleri tespit ve mahkememiz karan tebliğ edilemediğinden, hüküm özetınin Basın llan Kurumu kanalı ile Çubuk'ta tevzi olunan gazetelenn birinde ilanen tebligine karar venldığinden 7201 sayılı kanunun 28 ve müteakip maddeleri, HUMK'nin 432. maddesi gereğince ilanen tebligine ve ilanın tarihınden 15 gün sonra ilgililere teb- liğ edilmiş sayılacağı ve süresi ıçensinde temyiz yoluna başvurmadıklan takdirde kara- nn kesinleşeceğinin tebliği yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 40524 ÇUBUK KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN 1952/1751 Çubuk tkipınar köyü 33 parsel sayısı ile yapılan tapulama tespitine davacının itirazı üzerine Çubuk Tapulama Mahkemesi'nde yapılan açık yargılama netıcesinde, Dava konusu parselin Çubuk Malıye Hazinesı adına tapuya tesciline 5.6.1962 tarih ve 1962/289 sayılı kararla karar verilmiş olduğundan, davalılardan Beytullah mırasçılan- nın zabıtaca adreslennin tespit edilemediğı ve mahkeme karan tebliğ edilemediğinden, ışbu hüküm özetinın Basın llan Kurumu kanalı ile Çubuk'ta tevzi olunan gazetelenn bi- rinde ilanen tebligine karar verildiğinden 7201 sayılı kanunun 28 ve müteakip maddele- n ve HUMK'nin 432. maddesi gereğince ilanen tebligine ve ilan tarihinden itibaren 15 gün sonra ilgilılere tebliğ edilmiş sayılacağı ve süresi içerisinde temyiz yoluna başvur- madıklan takdirde karann kesinleşeceğinin tebliği yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 25.8.1997 Basın: 40523