Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 EYLÜL 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
İpekçi suikastı
davası
• Istanbul Haber Servisi -
Milliyet gazetesi eski genel
yaym yönetmeni Abdi
İpekçi' nin öldürûlmesi
eylemıne yardımcı olduğu
iddiasıyla tutuksuz olarak
20 yıl hapis cezası
istemiyle yargılanan Oral
Çelikİe ilgili davaya
devam edildi. MlT'ten,
olay günüyle ilgili istenen
bilgi ve belgelerin Adalet
Bakanlığı kanalıyla
istenmemesi nedeniyle
gelmedigi anlaşıldı.
Duruşma, belgelerin
istenmesi için ertelenirken
Çelik ile beraberindeki 50
kişi hızla adliyeden
uzaklaştı.
Sığmmacılardan
eylem
• ANKARA (AA)-
Türkiye'de bulunan lranlı
sığınmacılar. Birleşmiş
Milletler Mülteciler
Yüksek Komiserliği
(BMMYK) önünde oturma
eylemi yaparak
çocuklannın eğitimı için
okul istediler. Sığınmacılar.
4 yıldır bulunduklan
Türkiye'den üçüncü bir
ülkeye gitme isteklerinin
BM tarafından kabul
edilmediğini anımsattılar.
Türkiye'de geçici ikamet
izniyle kaldıklannı belirten
sığınmacılar. durumlannın
belirsizliği sürdükçe
çocuklannın eğtiminin de
geciktiğini kaydettiler.
Örten ifade
verdi
• İstanbul Haber Servisi -
Mardin İl Jandarma
Komutanı olarak görev
yaparken uğradığı silahlı
saldında şehit olan Albay
Rıdvan Özden'in eşi
Tomris Özden. tehdit
telefonlan aldığı
gerekçesiyle savcılığa
yaptığı başvunı sonucu
bazı isimlerin tespit
edilmesi üzerine tekrar
ifade verdi.
Kamhi'den
açıklama
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- DTP İstanbul
Milletvekili Cefi Kamhi,
gazetemize gönderdiği
yazılı açıklamada, " 16
bûrokrata tutuklama
istemi" başlıklı haberde
adırun geçmesinden üzüntü
duyduğunu bildirdi.
Kamhi. MMDS ihalesi için
PTT tarafindan açılrruş
olan ihaleye şirketinin
katılmış olmasmın kusur
veya ayıp gibi lanse
edilmiş olmasını 'hayret
verici' diye değerlendirdi.
Kamhi açıkJamasında
"Şahsen hiçbir ilgimin
bulunmadığı, cumhuriyet
savcılığının kararlan ile
sabit olan 900'lü hatlar
konusunda ise sual dahi
tevcih edilmeden yayın
yapılmasını da aynca
yadırgadığımı
belirtmeliyim" dedi.
Menderes anıldı
• İstanbul Haber Servisi -
Eski başbakanlardan
Adnan Menderes, eski
Dışişleri Bakanı Fatin
Rüştü Zorlu ve eski Maliye
Bakanı Hasan Polatkan,
ölümlerinin 36.
yıldönümünde dün
anıldılar. Liberal Demokrat
Parti (LDP) tarafından Anıt
Mezar'da düzenlenen
törende Genel Başkan
Besim Tibuk konuştu.
Düzeltme
• Gazetemizın dünkü
bırinci sayfa ve devam
sayfasında 'Savaş'ın
incelemesi sürüyor'
başlıklı haberde.
Başbakanlık Teftiş Kurulu
Başkanvekili Kutlu
Savaş'ın yaptığı
incelemelerde Susurluk
kazasında bulunan silahı
inceleyenlerin Adalet
Bakanlığı Müfettişleri
olduğu yazılmıştır. doğrusu
İçişleri Bakanlığı Mülkıye
Müfettişleri olacaktır.
Düzeltir özür dileriz.
Çiller, Sakarya'da köstebek olaymm da savunucusu olacaklannı açıkladı
'Susıırlıık'u sahipleniyoruz'
BARIŞ DOSTER
İLHAN UYGUN
DYP Genel Başkanı
Tansu Çiller, Susurluk
olayını ve Orakoğlu'nu
sahiplendiklerini belirte-
rek "Çünkü güvenük
güçierinin ve devletin çe-
te ilan edilmesi, Türîd-
ye'nin savunma refleksi-
ni zayıflatıyor, miUetin bü-
tünlüğünü tehdit edıyor"
dedi.
Cumhuriyet tarihinin
en biiyük skandalını sa-
hiplendiğini söyleyen
Çiller, Pamukova'da
CHP, ANAP ve DSP'li
gençler tarafindan protes-
to edildi. Çiller'e bir dar-
be de pancar üreticilerin-
den geldı. Şeker alım
kampanyasını Çiller" in
yörede bulunması nede-
niyle erteleyen Adapaza-
n Pancar Ekicileri Ko-
operatifı yöneticileri, dü-
zenledikleri basm toplan-
tısında, DYP liderinin
açılışa yine de gelmesi
halinde kendilerinin ka-
tılmayacaklannı açıkladı-
lar. Sakarya'daki ziyaret-
lerini sürdüren Çiller,
Başbakan Mesut Yıl-
maz'ın. Susurluk dava-
sında tahliye edilen tbra-
him Şahin'den özür dile-
mesini ve göreve iade etmesini is-
tedi. DYP tl Örgütü'nce öncekı
akşam Sapanca'da onuruna veri-
len yemekte yaptığı konuşmada,
'Susurluk' ve 'köstebek' olaylan-
• DYP lideri Çiller, Sakarya'daki ziyaretleri sırasında, Susurluk ve köstebek
skandallannı sahiplendi; îbrahim Şahin'den özür dilenmesini istedi, Başbakan
Yılmaz'a 'hodri meydan' dedi. Pamukova'da gençler tarafından protesto edilen
Çiller'in, programındaki şeker alım kampanyasına katılması, pancar ekicileri
tarafından reddedildi.
ANAP'lı Mumcu DYP liderini yargıyı tıkamakla suçladı
'Çiller çetenin gönüllü avukatı'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Genel
Sekreteri Erkan Mumcu. Susurluk skandalmda
yargının ttkanmasrndan DYP Genel Başkanı Tansu
ÇiDer'i sorumlu tutarak "ÇOIer, çete saruklannın
gönûllü avukab gibi davranryor" dedi.
Mumcu, dün düzenlediği basın toplantısında
Susurluk davasındaki son gelişmeleri değerlendirdi.
Mahkemenin Susurluk'Ia ilgili vermiş olduğu ara
kararlann çarpıtılarak siyasi malzeme yapılmasının
hukuka saygısızlık olduğunu söyleyen Mumcu,
DYP Genel Başkanı Çiller"in "çete sanıklannm
gönüllü avukatı gibi davrandıgını'" kaydetti.
Mumcu. "Bu tutumu mahkemenin önünûn nasıl
bkandığının açık göstergesi" diye konuştu.
REFAHYOL döneminde Susurluk skandahnm
çözümlenmesi için gerekli belgelerin verilmediğini
belirten Mumcu, Meclis açılır açılmaz milletvekili
dokunulmazhklannın simrlandınlması, pişmanlık
yasasının çıkanlması konusunda gerekli girişimleri
yapacaklannı söyledi. Mumcu, Başbakanlık Teftiş
Kunüu'nun konuyla ilgili olarak etkin bir çalışma
yapmasını vaat ettiğini kaydederek Çiller'i bu
konudaki yasa önerilerine destek vermeye çağırdı.
Eski TURBAN Genel MüdüriL DYP Isparta
Milletvekili Ömer BUgin ve RP"den aynlan Rize
Milletvekili Şevki Ydmaz hakkında
dokunulmazlıklann kaldınlmasına ılışkın fezlekeler
olduğunu belirten Mumcu. sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sütten çıkmış ak kaşık iseler yargıdaıı kaçmasınlar.
Çiller milletvekili feziekeierini başbakanlığı
döneminde bir yıl gedktirdi."
Mumcu, Türkiye'nin uzun bir zamandır laik-
antılaık. ınanan-inanmayan şeklinde karanlık güçler
tarafindan kutuplaştınlmaya çalışıldığını
söyleyerek, Çiller'in ezamn Türkçeleştirileceği
yönündeki açıklamalannı yalanladı.
Mumcu, "Çiller provokasyon ortamı yaratmaya
çahşıyor. tnançlar üzerinde siyaset yapmaktan
vazgerîp Türkrye'ye verdflderi hizmetieri
anlatsuılar" dedi.
na değinen Çiller. şunlan söyledi:
"Susurluk olayını ve Orakoğ-
lu'nu sahipleniyoruz. Çünkü gü-
venlik güçierinin ve devletin çete
ilan edilmesi, Türidye'nin savun-
ma refleksini zayıflatıyor, milktin
bütünlüğünü tehdit ediyor. Bu o-
lay, dış güçlerin federal pJanlannı
destekler. Dünya, "Türkiye'nin
doğusunda federal yapı olduğu
takdirde. petrol kaynaklannı da-
ha rahat kullanınz' diye düşünü-
yor. Türkiye, 21. yüzyınn uyanan
devidir. Bölmeye kalkarsanız,
bundan dünya zarar görür."
DYP Genel Başkanı Çiller.
kendisini siyasete Cumhurbaşka-
nı Sfileyman Demirel'in soktuğu-
nu anımsatarak şimdi on-
dan öğrendiklerini sa-
vunduğunu söyledi. Çil-
ler, Cumhurbaşkanlığı
makamrnın tarafsız ol-
ması gerektigine de dik-
kati çekerek, bunun mü-
cadelesini yapacağını be-
lirtti.
Tansu Çiller'in dün sa-
bahki programında yer
alan Adapazan Şeker
Fabrikasfndaki pancar
alım kampanyasının baş-
latılması töreni bugüne
ertelendi.
Kampanyanın, Çil-
ler'in törene katılmak is-
temesi nedeniyle ertelen-
diği öne sürülürken, Ada-
pazan Pancar Ekicileri
Kooperatifi yetkilileri de
düzenledikleri basın top-
lantısında, DYP liderinin
törene gelmesi halinde,
kendilerinin katılmaya-
caklannı açıkladılar.
Sakarya'nın Hendek,
Akyazı ve Pamukova il-
çelerinde de halka hitaben
konuşan Çiller, iktidann
seçilmediğini. atandığını
öne sürdü. Çiller, 55. hü-
kümetin arkasında ku-
marhaneler, tekelci ser-
maye ve kartelci medya
olduğu iddiasını da yine-
ledi. Devlete 'çete' denil-
diğini savunan Çiller, "Güvenlik
güçierinin moralini bozdular. İb-
rahim Şahin'i çetebaşu katil ilan
ettüer. Ydmaz, Şahin'den özür di-
lesin ve Şahin göreve iade edilsin"
dedi.
TBMM'de dengeler değişiyor
Refah, çözülme
sürecine girdi
• Yeni çalışma döneminde yeni
transferler bekleniyor. Yalım Erez ve
arkadaşlannın DTP'ye geçecekleri
bildirildi.
AYŞE SAYIN
ANKARA-TBMM, 1
Ekim'de başlayacak 20.
dönemin 3. yasama yılı-
na, siyasi partilerin yeni
transfer atağıyla girecek.
RP'de, istifa eden Bursa
Milletvekili Cemal Kü-
lahlı'yı bazı Güneydoğu
kökenli milletvekilleri-
nin izlemesi beklenirken,
Sanayi ve Ticaret Baka-
nı Yalım Erez ve arkadaş-
lannın DTP'ye geçecek-
leri bildirildi. 8 yıllık te-
mel eğitim yasasına kar-
şı çıktıklan gerekçesiyle
partiden ihraç edilen
Korkut Özal ile Cemil
Çiçek'in ise yeni parti
kuruluşu çalışmalan için
zemin yoklamaya devam
ettikleri öğrenildi.
TBMM'de yeni yasa-
ma yılının başlamasına
az bir süre kala, siyasi
kulisler de hareketlen-
meye başladı.
Aydın Menderes eki-
binde yer almasına kar-
şın RP Genel Başkanı
Necmettin Erbakan'ın.
"öğrencisi" olarak bili-
nen Külahlı'nın istifası,
parride yeni çözülmele-
rin ilk işareti olarak de-
ğerlendirildi. Yurtdışın-
da bulunan Külahh'nın
ANAP'a katılacagı bildi-
rilirken, Diyarbakır Mil-
letvekili Haşim Haşimi
ile Bitlis Milletvekili Ab-
dülhaluk Mutlu'nun da
RP'yi terk edeceği kulis-
lerde dile getirildi. Haşi-
mi ve Mutlu'nun da
ANAP'la temasta oldu-
ğu belirtildi. RP hakkın-
da kapatılma davasının
görüşülmesine az bir sü-
re kala, yenilikçi kesim-
de yer alan bazı milletve-
killerinin partiyi terk
edebileceğine dikkat çe-
kiliyor.
ErezDTP'yiseçti
DYP'den koptuktan
sonra Genel Başkan Tan-
su Çiller'e bayrak açan
ve partiye 'genel başkan'
olarak dönme planlan
yapan Sanayi ve Ticaret
Bakanı Yalım Erez'in ise
kısa vadede bu olanağı
göremeyince DTP'de ka-
rar kıldığı öğrenildi.
I1HIIAnkara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan GüzeFin, bir konuşmasında,
"Türkiye'ji cunta yönetiyor" diyerek "devletin askeri kuvveüerini alenen tah-
kir ve tezyif ettiğj" gerekçesiyle, 1 yıldan 6 yüa kadar hapsi isteniyor. (AA)
YDP lideri yargılanıyor
ANKARA (AA) - Bir konuşmasında,
"Türkiye'yi cunta yönetiyor" diyerek
"devletin askeri kuvvetlerini alenen
tahkir ve tezyif ettiği'' gerekçesiyle
hakkında 1 yıldan 6 yıla kadar hapis
cezası istemiyle dava açılan YDP
Genel Başkanı Hasan Celal Güzel'in
yargılanmasına başlandı.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde
görülen davada Güzel. kimlik tespitı
ve iddianamenin okunmasmın
ardından söz alarak, isnat edilen suçu
işlemediğini söyledi. Güzel.
MGK'nin 28 Şubat 1997 tarihindeki
toplantısınm ardından "muhtıra
mahiyetinde'" bir bildiri
yayımlanması üzerine, MGK
kararlannı eleştiren bir konuşma
yaptığını kaydetti.
Konuşmasında orduya hakaret
kastının olmadığmı ve böyle bir şeyin
de düşünülemeyeceğini ifade eden
Güzel, ordunun da içinde bulunduğu
devlette 25 yıl görev yaptığını
bildirdi.
Mahkeme Başkanı Yılmaz, savcmın
da talebi doğrultusunda, bant
çözümlerinin yaptınhnası için sanık
avukatlanna süre verilmesine ve
dosyadaki diğer eksikliklerin
giderilmesine karar vererek
duruşmayı başka bir güne bıraktı.
Hükümette
'bacanak'
sıkıntısı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türk Hava Yol'la-
n (THY) yönetimine, Baş-
bakan Mesut Yılmaz'ın ya-
kınlannın atanması, hükü-
metin küçük ortağı Demok-
rat Türkiye Partisi'nin
(DTP) tepkisine yol açtı.
DTP Grup Başkanı Meh-
met Köstepen. uyanlan
üzerine önemli atamalar
için oluşturulan 3 'lü komis-
yona karşın, ANAP'ın bil-
diğini okuduğuna dikkat çe-
kerek "ANAP tek parti ikti-
dan gibi hareket ediyor. Bu
durum böyle sürerse, DTP
yetkili kurullannıtoplar, ge-
reğini >
ı
apar"dedi. Atama-
larla ilgili oluşturulan 3'lü
komisyonda yer alan DTP'li
Devlet Bakanı Rıfat Serda-
roğlu ise THY'deki atama-
lann komisyon oluşumu ön-
cesinde olduğuna dikkat çe-
kerek "Komisyon uyum
içinde çauşmaya başladı.
Bundan sonra atamalara
yeni düzen gelecek. İlk uy-
gulama emniyet müdürleri
ve valiler kararnamesinde
görülecek" dedi.
ANAP, Ulaştırma Bakan-
lığı'ndan aynlarak özelleş-
tirme kapsamında olması
nedeniyle Özelleştirme lda-
resi Başkanlığı bünyesine
alınan THY yönetimini,
ANAP'a yakın isimlerle
doldurdu.
POLİTtKA GUNLUGU
HİKMET ÇETtNKAYA
Dörtkol Çengi...
Sekiz yıllık kesintisiz zorunlu temel eğitim başla-
dı...
Fethullahçılann Zaman gazetesi şu başlığı atmış:
"Zorunluya sorunlu açılış..."
Haber şöyle devam ediyor:
"Yeni öğretim yılına mevcudu 100'ü bulan sınıf-
lar, açılmayan ya da öğretmensiz açılan okullarla
girdik..."
Sanki sorunlar sekiz yıllık kesintisiz eğitim yüzün-
denortayaçıktı...
Zaman gazetesi, her zaman olduğu gibi gerçek-
leri saptınyor...
Bir başka şeriatçı gazetenin manşetine bakıyoruz:
"Kesintisiz curcuna..."
Okuyoruz:
"Ziller kesintisiz 8 yıl için çalıyor. Kitapyok. Yeter-
li öğretmen yok. Oturacak sıra yok. Öğrenciler dün
kesintisiz curcuna yaşadı..."
RP'nin yayın organı Milli Gazete:
"Yarasalı günler başladı..."
Laikdemokratikcumhuriyetin düşmanlan 'dörtkol
çengi' örneği saldırıya geçtiler. Takkeli ve takkesiz
liboşlar hep bir ağızdan bağınyoriar:
"Kesintisiz eğitim zırva!"
Çetelerin kol gezdiği bir ülkede tüm bu haykırış-
lan olağan karşılamak gerekiyor...
Cuma eylemlerinin arkasındaki yasadışı şeriatçı
örgütleri görmeyenler, onlara dokunmayanlar, hatta
'demokratik islam devleti' gibi zırvalaria ortalığı ka-
nştıranlar mutlaka bir gün başlarını duvara vuracak-
lardır...
Devlet içinde örgütlü çetelerin bir kolu bugün şe-
riatçı yapılanmanın içindedir. Tarikat şeyhleri ve şıh-
lanyla işbirliği yapan enişte Hizbullah'tan İBDA-
C'ye dek her türlü ilişkinin kilit noktasıdır...
Çıkar peşinde koşanlar, Hazine alanlarını talan
edenler, aynı kadronun adamlandır. Kürtçüsü, Türk-
çüsü, şeriatçısı, faşisti, 'eroin kaçakçılığı'r\\n kolu-
dur...
Dikkat edin, bu çıkar gruplan bugün sekiz yıllık ke-
sintisiz temel eğitime karşı çıkmaktadır...
Aynı kadro Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı kin kus-
maktadır...
CIA desteğindeki 'tarikat şeyhi' ılımlı islam mode-
liyle laik cumhuriyeti yıkacağına yemin etmiştir. Ör-
gütlenmek istediği tek kurum, Türk Silahlı Kuvvet-
leri'dir...
• • •
Cuma eylemlerinin arkasında Hizbullah, İBDA-C
ve İslami Hareket gibi yasadışı şeriatçı örgütlerin ol-
duğunu devletin istihbarat birimleri bilmiyor mu?
Biliyoıi..
O zaman niçin bir soruşturma açılıp bu örgütlerin
destekçileri ortaya çıkarılmıyor?
Iştesorun burada!..
Cuma eyiemlerine göz yumuluyor, Başbakan Me-
sut Yılmaz her yerde "Biz onlann kim olduklannı bi-
liyoruz" dese bile görünmeyen bir güç şeriatçı terör
örgütlerini koruyup kolluyor...
Bugün Türkçüsünden Kürtçüsüne, Hizbullah'tan
Refah'a, İBDA-C'den DYP'ye kadar uzanan bir ke-
sim sekiz yıllık kesintisiz eğitime neden karşı çıkıyor?
Sevr özlerncileri niçin bir anda birleşip laik demok-
ratik bir eğitime karşı tavır alıyor? Tarikat şeyhleri ne-
den bir yandan RP'ye karşı tavır koyar gibi gözüküp
öte yandan demokratik eğitimi hafife almaya yöne-
liyor?
Başta belirttiğimiz gibi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde
örgütîenmeleri engellediği için...
Tarikat şeyhlerinin 'devleti ele geçirme' planı 2
bin yılında gerçekleşecekti. Tarikat şeyhleri o ne-
denle kendi adamlannı RP, ANAP ve DYP'ye yerleş-
tirmişti...
Adil düzenin teorisyeni Necmettin Erbakan'ın en
yakını olan tarikat şeyhinın müridi ne diyor bugün:
"RP'den umduğumuzu bulamadık, yeniden orga-
nize olmakzorundayız..."
• • •
Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emeklı Oramiral
Güven Erkaya'ya Abdullah Gül'den Meral Akşe-
ner'e dek RP'li ve DYP'lıler niçin tavır alıyorlar?
Erkaya, 'sekiz yıllık kesintisiz eğitimin' yasama
geçmesi konusu üzerinde MGK toplantılannda ıs-
rarladurmuştur...
Dünkü şeriatçı gazetelerin birinci sayfasındaki ha-
berler dikkat çekicidir:
"Erkaya da yargılansın..."
Işin ilginç yanı ise Bülent Orakoğlu'nun 'şeriatçı
gazetelere' verdiği demeçlerdir...
Türkçüler, Kürtçüler, şeriatçılar, faşistleroyunu ku-
ralına göre oynuyor...
Bizim laik demokrat medyamız da bugünlerde bir-
birierini yedikleri için, olup bitenleri sadece seyret-
mekle yetiniyor...
E. Posta: Hikmet.Cetinkaya(n raksnet.com
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
D G M d a v a l a r ı n ı n c o c u k t e r ö r i s t l e r i
PoUstealınan ifadelerekolay kolaygüvenümez
HALİLNEBtLER
Biz, çoculdanmızı da gençlerimizi
de "silahh çetenin üyesi y» da sair efra-
dı ounak"la suçlayıp yargılayan bir
milletin mensuplan olduk, çıktık.
Mehmet oğlu, Halide Nükhet'ten ol-
ma, 1975 doğumlu, Çanakkale ili, Bi-
ga ilçesi Hamidiye Mahallesi nüfiısu-
na kayıtlı, Ankara Üniversitesi Siyasal
BilgilerFakültesi 3. sınıf ögrencisi Öz-
gürTüfekçi'yi silahlı çete mensubuol-
mak ve patlayıcı madde atmak suçla-
nndan yargılarken Ankara Kapah Ce-
zaevi'netıktık... Susurluk'ta ortaya çı-
kan çetenin mensubu ya da sair efradı
olan kimbilirkimlerortalıktadolaşıyor
ve halen kimbilir nerelere patlayıcı
maddeler atıyorlar. umursamıyoruz.
ÖzgürTüfekçi'yi nasıl hapse tıktık?
-Ankara Devlet Güvenlik Mahkeme-
si Cumhuriyet Başsavcıhğı'nın hazır-
ladığı 7 Hazıran 1996 tarih ve 1994/54
esas sayılı iddianameye göre Özgür'ün
silahlı çete mensubu olduğunu ve pat-
layıcı madde attığmı kendisinin emni-
yet ve sa\cılık ifadeleri. diğer sanıkla-
nn emniyet ve savcıhk ifadeleri, yer
gösterme tutanağı ve sanıklan eylem-
lerde gösteren fotoğraflar kanıtlıyor.
Yine aynı iddianameye göre Özgür, 30
Mart 1996 tarihinde Ankara'nın en iş-
lek merkezlerinden biri olan Meşruti-
yet Caddesi ile Dr. Mediha Eldem So-
kağı'nın kesiştiği noktada, Mahir Ça-
yan ve arkadaşlannın Kızıldere'de öl-
dürülmelerinin yıldönünümde yapılan
korsan miting sırasında yedi adet mo-
lotofkokteyli atmış.
(Şu an için bırakalım eylemi, kanıtı
falan, iddianameye bir kez daha baka-
lım. Sanıklann kimlik saptamalann-
dan sonra asıl iddialann yer aldığı bö-
lüm şöyle başhyor: "30 Mart 1972 ta-
rihinde Kürt Halk Kurruluş Partisi
Cephesi Hareketinin kurucusu ve lide-
ri Mahir Çayan'ın Kızıldere'de güv«n-
lik kuvvetieriyle giriştiği çaoşmada ölü
ele geçirilmesini protesto etmek_" Ta-
mam... Daha ne konuşulabilir?
Adam anlatıyor: Hazreti İsa, Dicle
nehrinin sulannı kılıcıyla keserek ko-
yunlanru karşıya geçirdi. diye. Bir ke-
re tsa değil, Musa... Dicle'nin değil Kı-
zıldeniz'in sulannı... Kılıcıyla değil,
asasıyla... Koyunlannı değil halkını.
Bunun neresi düzeltilebilir ki?... Şim-
di iddianameye gelelim. Kürt Halk
Kurtulus Partisi Cephesi değil Türkiye
Ha!k Kurtulus Partisi Cephesi... Baş-
ka? Eh, en temel kavramda yanhşlık
varsa, iddianamede, yargılamada daha
kim biliı ne yanlışlıklar vardır!..)
Polis kayıtlanna göre bu eylem 30
Mart 1996 günü saat 15.00'te olmuş ve
toplam 30 saniye sürmüş. Yine polis
kayıtlanna göre eylemin sanıklannı
teşhis eden bir tek taruk yok. Başka bir
kanıt da yok. Savcılığın kanıtlan, Öz-
gür'ün ve arkadaşlannın polis ve sav-
cılıkta verdikleri ifadelerden ibaret.
Özgür ve arkadaşlan da bu ifadeleri iş-
kence. baskı ve zor altında \ erdikleri-
ni söylüyorlar. Geriye ne kalıyor kanıt
olarak? Hıç...
Pekiyi, iddianamedeki kanıtlara bir
bakalım. Bu eylemden dolayı yargıla-
nan sanıklardan Aşkm Doğan, olay gü-
nü saat 11.00de Özgür Tüfekçı, Bülent
Karakaş, Metin Murat Kalyoncugil ile
Batı Sineması önünde buluştuklannı
söyiüyor. Özgür'ün poliste verdiği ifa-
deye göre aynı gün aynı saatte aynı ki-
şilerle Kavaklıdere Sineması önünde
buluştuklarmı belirtiyor. Metin Murat
Kalyoncugil, yine polis ifadesinde ay-
nı gün. aynı saatte bu kez bir başkasry-
la, Hakan Diyarbekiroğlu ile Batı Si-
neması önünde buluşup Tunalı Hil-
mi'de bir pastaneye gittiklerini ve bu-
rada Bülent Karakaş ile buluştuklannı
anlatıyor. Yine sanıklardan Belgin Cen-
giz, polis ifadesinde, aynı gün. aynı sa-
atte Batı Sineması önünde Yekbun
Uzun'la buluştuğunu belirtmiş. Aynı
ifadeye göre Belgin Cengiz bu kez sa-
at 14.00'te birkez de Megapol Sinema-
sı önünde Bülent Karakaş'la buluşu-
yor.
Bu eylemin sanıklanndan Yekbun
Uzun, polise Belgin Cengiz'le saat
12.00'de Akün Sineması önünde bu-
luştuğunu söyiüyor.
Sanıklardan Halise Karaaslan, olay
günü sanıklardan Mehmet Karaman
ve Nurdan Ba>r
şahan ile Kızılay'da Tif-
fany mağazası önünde buluşuyor. Ama
Mehmet Kahraman'ın ifadesine göre
Halise Karaaslan'la Batı Sineması
önünde buluşuyor.
Nurdan Bayşahan'ın sanıklardan bi-
ri olduğunu artık biliyoruz. Nurdan,
polise Batı Sineması önünde Aşkın
Doğan'la buluştuğunu söylüyor. Oysa
Aşkın Doğan'ın ifadesinde, Batı Sine-
ması önünde buluştuğu kişiler arasın-
da Nurdan'ın adı geçmiyor. Özgür'ün
ifadesine göre Aşkın Doğan aynı saat-
te zaten Batı Sineması önünde değil,
Kavaklıdere Sineması önündedir ve
Nurdan burada da yoktur.
Birdakika!... Neoluyor?... Kim, ne-
rede, kiminle, saat kaçta buluşuyor?
Buluşuyor mu, buluşmuyor mu?
Buluşuyorsa (ki polisin yazdığı ifa-
deler buluştuğunu söylüyor) bunu na-
sıl becerebiliyor? Bir kişi aynı anda i-
ki yerde birden olabibneyi nasıl bece-
rebiliyor? Ya da ben oradaydım diyen
bir insan. bir-iki sayfa ifadeyle nasıl
ortadan kaldınlabiliyor? Anlamak
mümkün değil?
Aslında mümkün. Nasıl mümkün?
Şöyle...
Türkiyede siyasal suç kavramı oldu-
ğu ve demokrasinin bütün kurumlany-
laoturmadığı sürece, poüstealınan ifa-
delere kolay kolay güvenilmez. Onun
yenne savcıya güvenilir. Savcı, yargı-
nın bir unsurudur ve yargı bağımsızdır.
Adhyenin kapısından girdiğiniz zaman
artık polis tehdidi bitmiş demektir.
Savcıya her şeyi en açık biçimde anla-
tabilirsiniz.
O kadar da basit değil. Bizim çocuk-
lann olayına gelelim. Terörle Mücade-
le Şubesi. çocuklan gözaltına alıyor.
Sorguluyor. Ifadeler yazılıyor, imzala-
nıyor. Artık sıra savcıda. Ama o ne? Sa-
ruİdar savcılığa götürüleceğine, savcı
emniyetmüdürlügûne geliyor. Neden?
Bilinmiyor. Gerçi savcı her yerde ifa-
de alabilir. Ama işkencelerin yapıldığı
polis merkezlerinde bu ifadeden ne ka-
dar verirn alır, o ayn. Her neyse. Sav-
cı polis merkezine geliyor. Çocuklar
savcının karşısına çıkanlıyor. Savcı ço-
cuklann kim olduğunu biliyor ama ço-
cuklar savcının kim olduğunu bilmi-
yorlar. Karşılannabiri geçıyor, "anlat"
deyip ifade almaya başlıyor. Pardon a-
ma çocuklar falcı mı? Savcı kendisini
tanıtmazsa çocuklar nasıl onun savcı
olduğunu bilip, ona güvenip nasıl onun
güvencesine sığınacaklar? Nasıl her
şeyi açık açık anlatacaklar?
O zaman da tek çareleri kalıyor, po-
lise söylediklerini söylüyorlar savcıya
da. Bunun adı da savcıhk ifadesi olu-
yor. Bir sonı? Savcı ne zaman ifade
alır. Bir yanıt: İsterse işe hiç polis ka-
nşamaz. sanıklar yakalandıklannda
ifadeyi doğrudan kendisi alır. Bunu
yapmazsa, ilk ifadeyi polis alır, bütün
kanıtlan toplar ve sanıklan savcıya
gönderir. Bunun anlamı. sanıklann ar-
tık poliste bir işleri kalmadı demektir.
Şimdi, DGM savcısı Emniyet Müdür-
lüğü'ne gidip ifadelerini alıyor ve An-
kara DGM'deki çalışma odasına dönü-
yor. Çocuklar ne oluyor? Tekrar Terör-
le Mücadele Şubesi'nin hücrelerine
dönüyorlar. Aradan beş gün geçiyor ve
çocuklar tutuklanıyorlar. tyi ama o za-
man savcı neden beş gün önce gidip
ifade alıyor? O zaman yargı güvence-
si nerede kalıyor? Bunun adı nasıl sav-
cıhk ifadesi olabiliyor?
Biz Özgür'ü işte bu tür ifadelere da-
yanarak içeri tıkıyoruz.
Bitti