Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17 EYLÛL 1997 ÇARŞAMBA
12 KULTUR
Y A P I K R E D İ S A N A T F E S T İ V A L İ ' 9 7
4
Müzîkle duygularıniızı aktarıyoruz'Kültür Servisi - Yapı Kredı Sanat Festi-
valı. öncekı akşam üç yıl önce ''Noctur-
ne*' adlı sözsüz parçalarıyla Eurovision
şarkı yanşmasında birıncı olarak bir ılkı
gerçekleştıren Secret Garden'ı ağırladı.
Avrupa, Amerika ve Güney Asya'da
büyük ilgitoplayan, Norveç ve İrlanda ez-
gılenni harmanlayan Rarf Lovland ve Fi-
onnula Sherry ile konser öncesi provalan
sırasmda görüştük.
- İskandinavya'ıun müzikal ve melodik
zenginliğini nasıl açıklıyorsunuz?
LOVLAND-İskandınav ve İrlanda mü-
zığinın temelinde anlattıklan öyküler var.
Secret Garden'ın müziğı de geleneksel ls-
kandınav ve İrlanda müziğine dayanıyor.
Bu geleneklenn en iyı ve uyumlu unsur-
lannı bir arava getıriyoruz. Geleneğin ya-
nı sıra ıçımizden gelen öyküleri aktarma
isteğimiz bızi başanh kılıyor sanınm.
SHERRY-Bence Secret Garden'ın ba-
şansının ardında ıkı külrürün ölçülü bırle-
şımi yatıyor. Çahşmalar sırasında Ralf'ın
benden beklediklerine bir de İrlanda gele-
neğını eklıyorum.
- Vlii7iğini7i nasıl tanırnlıyorsunuz?
LOVLAND - Aslını sorarsanız Nevv
Age etıketı pazarlama aşamasında verildi
müzığımıze. Bızım tek amacımız bır ara-
ya gelerek ıstediğımız müziğı çalmaktı. 0
müzığin admın ya da türünün ne olacağı
umurumuzda bile değıldi. Pek çok un^u-
ru bır araya getırdiğımız içın bu miiziği
isimlendirmemız de çok zordu zaten. Fi-
onnula'nın yaklaşık on yıllık bir klasik
miizik geçmişı \ardı. Ben de pop müzik
ve telev izyonculuk da dahil olmak üzere
pek çok konuvla ilgılenmiştim. Birlikte
çalışmaya başladığımızda bu geçmışleri-
mızı de bir araya getirdık elbette. Albümü
pazara sunarken Nevv Age olarak tanımlı-
yoruz dedıler. tlle de bir isım verılmesi ge-
rekıyorsa çok da umurumuzda değildi eti-
ketin ne olduğu. Bizım içın önemli olan
müzığin mesajı ve bu mesajın insanlara
ulaşıp ulaşmadığiydı.
- 'Nocturne' adlı enstrümantal parçanı-
an Eurovision Şarkı Yanşması'nda birin-
ci gelmesini ve mü/iğini/in bütün dünya-
da gördüğü yoğun ilgiyi nasıl açıklıyorsu-
nuz?
SHERRY - Euro\ ısion Yanşması bizim
ıçin bir başlangıç noktası oldu, ancak şu
anda albümlenmız 65 bmin üzennde ül-
"kede satışa sunulmuş durumda. Müziği-
mızle bu kadar çok ınsana ulaşmak bizım
için çok heyecan vencı. Öncelikle dil so-
runu yok müzığımızın. Ikinci olarak da
melodılenmız oldukça sade ve öyküleri
herkese taşıyabılıyor. Sonuçta herkes an-
layabiliyor müziğimızı.
LOVLAND-Müziğımız öncelikle duy-
gulanmızı aktarıyor ve duygular irlan-
da "dan Türkiye'ye. Çin'den Norveç"e ay-
nıdır. Dille hiçbır ilgisi yoktur. Bu neden-
le dünyanın dört bir köşesindeki insanla-
ra rahatlıkla ulaşabıliyoruz.
- Enstrümantal müztğin dünyadaki ko-
numu ne?
LOVLAND - Enstrümantal müziğe ilgi
hızla artıyor. Yetişkin izleyiciler her geçen
gün biraz daha bilinçlenerek pop müziğin
dışında bir şeyler dinlemek istiyor. Klasik
müzikle pop arasında birşeylere ihtiyaç
duyuyorlar. Sanının biz bu boşluğu doldu-
ruyoruz. Bu tür müzik için çok büyük il-
gi ve pazar var. Nedenini tam olarak açık-
lamak çok güç, ancak bu ilgi çok heyecan
vericı.
- Melodileriniziıı kaynağını nereden alı-
yorsunuz?
LOVLAND - Ben çok kişisel bir olay
olarak görüyorum müziği. Dış kaynakla-
rın üretim aşamasmda çok da önemli ol-
Secret
Garden'ın al-
bümlerinin sa-
üş grafiklerin-
deTürkiye,
Avrupa'da ilk
beşsıradayer
alıyor. İkfli
bunu oldukça
anlamlı
buluyor.
(Fotoğraflar
KADER
TUĞLA)
madığını düşünüyorum. Yoksa kendi kim-
liğimizi koruyamazdık müzikte. Çoğun-
lukla içimden aktardığım unsurlarla bes-
liyorum müziği.
- Yakın gelecekte neter yapmayı pianh-
yorsunuz?
SHERRY - Önümüzdeki altı ay içinde
turnede olacağız. Türkiye'den sonra Gü-
ney Amerika'yı ve Asya'yı ziyaret edece-
ğiz. Daha sonra da Amerika Birleşik Dev-
letleri turnemiz var. Şu anda üçüncü albüm
üzerinde çahşıyoruz. Ancak albüme biraz
zaman tanıyarak her şeyin daha iyi olma-
sını ıstiyoruz. Önceliîdi amacınuz kaset-
lerimiz aracıhğıyla bağlantı kurduğumuz
dinleyitilerimize artık canlı olarak ulaş-
mak.
LOVLAND - tki albûmle 65 ülkeye u-
laştıysaruz bu kadar çok ülkede konser
vermek, basın toplanülan düzenlemek, bu
ülkeleri ziyaret etmek çok uzun zaman
alır. Bunun yanındabir de albüm çalışma-
lan sürüyor. Bu nedenle Secret Garden bu-
güne kadar uzun tumelere çıkmadı hiç.
Ancak önümüzdeki dönemde önceliği tur-
neye vereceğiz. Bu akşam konsere çıkaca-
ğımız ekiple sadece bır kez Norveç'te kon-
ser verdik. Sekiz kişilik geniş bir ekiple ilk
kez sınır dışında canlı konser vereceğız.
- Ziyaret ettiğiniz ülkelerin müzikleri
üzerinde de araştumalar yapıyor musu-
nuz?
SHERRY - Yerel müziklerle yakından
ilgjleniyoruz. Ancak konser programlan
çok yoğun olduğu için her zaman vakit
ayıramıyoruz araştırmalara. Öte yandan
duyduğumuz en küçük melodi bile etkile-
yebiliyor müziğimizi. Doğrudan o kültür-
den melodiler ya da enstrümanlar abp kat-
mıyoruz kendimize elbette. Ancak hiç far-
kında olmadığımız etkileşimler, bileşim-
ler oluyor.
Hiç çekümemişfHmegizemlimüzHder
Kemancı Fionnula Sherry, konserde Lady üiana
ve Rahibe Teresa'ya bir şarkı armağan etti.
CUMHUR CANBAZOĞLU
Pazartesi, Yapı Kredi Sanat Festiva-
li '97'nin en ilginç konserlerinden bi-
rinı yaşadı Açıkhava Tiyatrosu. Her za-
manki gibi programdaki olağan çeyrek
saatlik bir kaymadan sonra dev hopar-
lörleri zorlayan müzik eşliğinde sah-
neye firlayan Iivin' Joy'dan zenci gü-
zeî Tarneka, Secret Garden'ın sanşın-
lannı bekleyen izleyicilere hoş bir
sürpriz yapö. Oysa programa göre ön-
ce Secret Garden hüzünlendirecek,
sonra Livin' Joy dans ettırecektı...
Dansçı arkadaşlanndan yoksun tek
başına sahneye çıkan Tameka'nın fır-
tına gibi başlayan dört parçalık mını
konseri. "Bizi seviyor musunuz, biz de
sizi seviyoruz" gibi ortamı ısıtma çaba-
lan sonuç vermeden bir anda bitiverdi.
Son yıllarda dance müziğinın başanlı
ömekleriyle Batı'da zirveye oynayan
Livin' Joy, Secret Garden'ı (Gizemli
Bahçe) duılemek için işinden gücün-
den çıkıp Açıkhava'ya gelmiş, hafta
başı yorgunluğunu atamamış orta yaş-
lı kitle için fazla enerjik bir gruptu bel-
li ki. Saİcin sakin Secret Garden'lannı
dinleyıp vakitlice evlerinin yolunu tu-
tacak kitle önünde tam anlamıyla kay-
nayip gitti Livin' Joy.
Gecenin Secret Garden bölümü ise
adeta ağır çekim yeniden izlenen bir
konser göriinümündeydi. Dinleyenin
belleğinde art arda kapılar açtınp onu
sonsuz dünyalara davet eden "new
age*'e yakın bır müzik yapan Secret
Garden'ın soundundan herkes etkilen-
mişti. Daha önce Türkiye'ye gelip bir
kulüpte mini konserveren ve pîakçılar-
da albümlennı imzalayan Secret Gar-
den'ın bu ilk büyük Türkıye konsenru
kaçıranlar üzülmesin; çünkü abartma-
dan nasıl müzik yapılabileceğıni gös-
teren. son derece disıplinlı bır orkestra
eşliğinde Secret Garden, ikı albümün-
deki soundu harfi harfıne taşıdı sahne-
ye. Başroldekı kemancı Fionnula Sher-
ry ile projenin bevni. bestelenn sahıbı
Rolf Lovland da, Isveçli davulcu hariç
Norveçlilerden oluşan alü kişilik eki-
bin önünde hiç bır şova kalkışmadı,
konserlenn olmazsa olmaz bölümü so-
lo yorumlara itibar etmedi. Bazı parça-
lar arasında Lovland'ın enstrümantal
müzik hakkında verdıği bilgiler, Fion-
nula'mn Lady Diana ve Rahibe Tere-
sa'ya armağan ettiği şarkı, gökteki yıl-
dızlar, hafıf rüzgârla kayıp giden bulut-
lar dışında konser Songs From A Sec-
ret Garden ve White Stones albümle-
rinin kopyasıydı. Hiç çekılmemiş bir
filmin müziklerini yazdığrnı söyleyen
Lovland vegrubu, Açıkhava'nın da gi-
zemli bir bahçeye dönüşebileceğini be-
lirttikten sonra, aralannda en fazla
Adagio, Nocturne ve Song From A
Secret Garden'ın alkış aldığı on dokuz
parça çaldı müzıkseverlere.
Konserin sonlanna doğru açılan
ekip, sözü döndürüp dolaştınp Eurovı-
sıon'a getirdi. Fionnula Sherry üç yıl
önce Eurovision Şarkı Yanşmasf yla
bir gecede hayatlannın nasıl değiştiği-
ni anlattıktan sonra Türkıye'nin üçün-
cülüğünü de kutlamayi ırimal etmedi.
Fionnulabunlan söylerken, ayaklanna
kadar gelen Secret Garden'dan Eurovi-
sion'un nasıl kazanılacağına ilişkin ti-
yoalmak isteyen bizden müzikçiler gö-
remedik etrafta. Belli ki Secret Garden
formülünden önce denenecek Din-
le'nin bağlama+darbukamucızesi var-
dı kafalarda.
Shakespeare'e
eşcinsel iddiasıKültür Servisi -Geçen hafta Go-
ethe ile ılgili olarak ortaya atılan
eşcinsellik iddialannı ardından Ox-
ford Üniversitesi öğretim görevli-
lerinden KatherineDuncan-Jones,
tngilizlerin ünlü şairı V\'illiam Sha-
kespeare'in de eşcinsel olduğunu
açıkladı.
Shakespeare üzerine yeni bir ki-
tap yazan Duncan-Jones, ünlü şa-
ırin kadınlan aşağıladığını ve eş-
cinsel eğılimleri olduğunu belirti-
yor. 17. yiizyılın ilk yansında yazı-
lan bütün şiirlenn genç bir soylu
erkek için yazıldığına değinen
Duncan-Jones, bu kışinin büyük
olasılıkla
Rembroke
Kontu olduğu-
nu vurguluyor.
"Bonaslında
hiçbir şe\ iddia
etmiyorum.
Okurlar kendi
kararlannı so-
nunda kendile-
ri verecek" di-
yen yazar, Os-
car Wilde'ın
1895 yıhnda
x eşcinsellik suç-
lamalân sonu-
cu iki yıl ağır iş
cezasıyla hü-
küm giyrnesi
nedeniyle İngi-
liz eleştirmen-
lenn. ünlü şair-
len söz konusu
olunca eşcin-
sellik iddialanna yanaşmak isteme-
diklerini söylüyor. "Yirminci yüz-
>il bovıınca \\ilde davası nedeniyle
tam bir eşcinsellik fobisi hüküm
sürdü İngiliz edebiyatında" diyor
Duncan-Jones. Shakespeare'inev-
li ve üç çocuk babası olduğuna da
değinen yazar. her şeye karşın şa-
irin tam bir kadın düşmanı olduğu-
nu. bunu da en iyi 'DarkLady' ola-
rak nitelediği kadın için yazdığı so-
nelerde açığa vurduğunubelirtiyor.
Duncan-Jones'a göre bu şıirlen
her türlü önyargıdan kurtularak
okursak zına yapan, hafif, ahlaki
açıdan yozlaşmış ve çirkin kadın
olduğu anlaşılır.
Bu şiirlerin iltifatla dolu olduğu
konusunda şüpheli olduğunu belir-
ten yazann yayıncısı Jeshica Hod-
ge. yayınevi olarak Shakespeare'in
kaieminden çıkan şiirlerin çoğun-
luğunun, hatta âşığını bir yaz günü-
ne benzeten dizenın bile erkek için
yazıldığını düşündüklerini belirti-
yor.
Arden Yayınevi yetkililerinin ya-
zarlanna bu kadar çok güvenme-
sinde, Duncan- Jones'un dönemin
edebiyatı üzerine kırkın üzerinde
araştırma yayımlamış ohnası ve so-
nelerin yayına hazırlanmasında
önemli rol alması da etkili.
Shakespeare'in cinsel kimliği
gizliden de olsa uzun süredir de-
vam eden birtartışma ashnda. Dun-
can-Jones'un aksine 'Dark La-
dy'nin ashnda bir erkek olduğunu
savunanlann
yanı sıra
1970'lerdeSha-
kespeare'in he-
teroseksüelliği-
ni kanıtlamak
için kollan sıva-
yan A.L.Rowse
gibi akademis-
yenlerdevarln-
giltere'de. Dark
Lady "nin saray-
da bir hizmetçi
olduğu düşünü-
lürdü çoğunluk-
la. Ancak Row-
se, bu kadının
Shakespeare'in
tiyarrosunu
maddi açıdan
destekleyen
Lord Chamber-
lainHunsden'in
metresi olduğu-
nu ve Shakespeare'in de bu kadın-
la bir ilişki yaşayarak büyük hayal
kınkhğına uğradığını belirtiyor.
Duncan-Jones'un iddialan şim-
diden tngiliz edebiyat profesörleri-
ni ve yayıncılan birbirine düşürdü.
Penguin Yayınevf nin editörü Dr
John Kerrigan, "İnsanlar eskiden
Shakespeare'in Dark Lady'sinin zi-
na yaptığuu düşünürken bile daha
mutluydular. Ancak inanmak iste-
meseler de milli şairimizin genç er-
keklere düşkünlüğü vardı. Sonele-
rin bir kısmının bu erkekler için ya-
zıldığı kesin" diyor.
Cambndge Üniversitesi'nden
Prof. Anne Barton da. Shakespe-
are'in eşcinsel olduğunu kabul et-
meyerek özel yaşamında ve şiirle-
rinde hem kadınlardan hem de er-
keklerden etkilenen bir biseksüel
olduğunu savunuyor.
Şimdiki zamanda blues
• Keb' Mo',
müzisyenliğinin
zirvelerine inmiyor,
son üç yıldtr. Sadece
blues değil, caz
festivallerinin de
gözdesi.
Henüz kaybolmayan
bir duygu dünyasının
elçisini bu gece
kaçırmamak gerek.
YAVX Z BAYDAR
Blues icracılan, kendile-
rine özgü kışiliklerdır. On-
lann ördüğü duygu dünya-
sı, öteki türlerdeki müzis-
yenlere göre, daha bır katı-
şıksızdır. Bu, blues'un top-
rağa, cinselliğe en yakın
müzik türü olmasından
kaynaldanır.
llerlemenin, teknolojik
gelişmelerin eskitemediğı
blues, eskisi kadar olmasa
da yeni isimler üretmeyi
sürdürüyor.
Bu akşam, Yapı Kredi
Festivali'nde. Açıkhava'ya
işte bunlardan biri geliyor.
Keb' Mo' alışılmış bir
ısim değil. Aslı, Kevin Mo-
ore. Los Angeles'ta oturur-
ken, pazartesi akşamları
Quenti's Caz Orkestrası'nı
dinlemeye gıdermiş genç
bir gitarcı iken. Davulcu ar-
kadaşı Quentin Dennard,
kenarda müziğe eşlik etme-
ye çalışan Kevin'e seslen-
miş:
"Eğer caz çalacaksan
Kevin Moore olarak kaL ama Uues çala-
caksan adın Keb' Mo' olmab!"
O da bu ısmi bemmsemış. Dünya da
onu böyle biliyor.
Keb'Mo'nun konseri saat 21.00'de Harbiye Açıkhava'da
Kaliforniya'da, Los Angeles'ta doğan
Mo', Texas Louisiana kanşımı bir ebe-
veynin çocuğu. 1960'larda, öteki bölge-
lerden farklı olan Batı vakası rock müzi-
ği onu çok etkiledi.
O dönemin ünlü grubu
Jefferson Airplane'in devamı
olan Jefferson Starship'te
1970'lerin sonralannda, ünlü
kemancı Papa John Creach
ile birlikte çaldı.
tkili sık sık blues konserle-
ri verdi ve Mo" admı böylece
tüm ABD'de duyurdu.
İlk albümü 1980'de "Rain-
maker" başlığıyla sunuldu.
Kıvamlı tarzı sayesinde
Jimmy Witherspoon. Pee
VVee Crayton ve Albert CoJ-
lins'ın de aralannda bulundu-
ğu pek çok isimle birlikte ça-
lışma fırsatı buldu.
Bu çalışma ona fazla bir
başan getirmedi. Çalışmaya
devam etmesi gerekiyordu.
Blues'un, tür tarihinin daha
derinliklerine girmeye karar
verdi. Adını taşıyan ikinci al-
bümü, blues'un ana etkilerini
günümüze taşıyan "so-
und"uyla kalpleri fethetti.
Yıl 1994'tü. Keb' Mo', mü-
zisyenliğinin zirvelerine in-
miyor, son üç yıldır. Sadece
blues değil, caz festivalleri-
nin de gözdesi. Sık sık Avru-
pa'da görünüyor.
Son albümü "Just Like
You", yerini pekiştirmesinin
son kanıtı olarak görülüyor.
Kafışıksız bir blues müzis-
yeni değil Mo'. Onun özelli-
ği, blues'un ruhunu, bir za-
manlar Taj Mahal'ın yaptığı
gibi günümüzün ruhu ile bu-
luşturması. İlginç "sound"u
ile, panltılı gitar tekniğiyle
dikkatleri çekeceği kesin. He-
nüz kaybolmayan bir duygu
dünyasının elçisini bu gece
kaçırmamak gerek.
Onu dinlemek, dünyayla bir kez daha
buluşmak gerek.
Festivalde çoculdara özel etkmJilder
Kültür Servisi-Zeytinoğlu
Eğitün, Bılim ve Kültür Vakfı
tarafmdan 11-19 Ekim 1997 ta-
rihleri arasında düzenlenecek 3.
L luslararası Eskişehir Festivali
yalnızca çoculdara özel etkin-
liklere geniş yer veriyor.
Festivalin 1. gününde, Bil-
kentAkademik Senfoni Orkest-
rası, şef Howard GrifBths yöne-
timinde A.Ü. AKM Konser Sa-
lonu'nda yalnızca çocuklariçin
bir konser verecek. Konserde
Rus besteci Sergej Prokofiev'in
senfonik orkestra ve anlatıcı
için "Peri Masah" diye adlan-
dırdığı Peter ve Kurt seslendi-
rilecek. Endonezyalı sanatçı
Mas Soegeng, festival kapsa-
mında yer alan ikı farklı göste-
risiyle Eskışehirli çocuklarla
buluşacak. Sanatçı, Balı mas-
kelerini kullanarak gerçekleşti-
receği tek kişilik gösterisinde
minik izleyicileri renkli bir dün-
yayla tanıştıracak. Mas So-
egeng, festivaldeki ikinci göste-
risi olan "Maskekrle Atötye"
çalışmasında ise, Bali halkı ta-
rafrndan çok sevilen ve maske-
lerle oynanan 'Topeng' tiyatro-
sunutanıtacak, atölye çalışma-
sı gerçekleştirecek. Akbank
Kukla Tiyatrosu'nun festival-
deki gösterisinde ünlü Kukla ve
Karagöz sanatçısı Tacerün Di-
ker. yazar tsmail Hakkı Baita-
aoglu'nun aynı adlı tiyatro oyu-
nundan uyarlanan "tbişOtelci''
adlı oyununda el kuklalannı
kullanacak.
Yunus Emre Kültür ve Sanat
Merkezi'nde Tiyatro Oyunevi
tarafından "Bir Avuç Hayvan
Mayvan" isimli gölge oyunu
sergilenecek. MasalGerçek Ti-
yatrosu, "Büyük Kulaklı Kü-
çük Ayı" yı sahneleyecek.
DEFNE GOLGESt
TURGAY FİŞEKÇt
Çiçekçilen
TRTnin 2. ve 3. kanallannda kimi zaman rastladı-
ğım bir yanşma programı var. Fransız televizyon ka-
nallannın birinden alınıp altyazıyla yayımlanıyor. Ya-
nşmacılar bir meslek grubundan oluyorlar. Rastladı-
ğım programlann birinde postacılar, birinde de çtçek
satıası üç kadın yanşıyordu. En çok puan alan uzak
bir diyarda, öbürieri daha yakınlarda birer hafta tatil
kazanıyorlar. Arada şarkıcılar, dansçılar da çıkıyor.
Beni bu programda ilgilendiren asıl nokta, yanşma-
cılara soaılan sorular oldu. Bir dize okuyup, bu dize-
yi yazanın Aragon mu, Eluard mı yoksa Prevert mi
olduğu, bir müzik parçasının adını verip bestecisinin
Ravel mi, Debussy mi Poulene mi olduğu sorulu-
yordu.
Böylesi sorulara çoğunlukla doğru yanıtlar verecek
sıradan insanlann yaşadığı bir ülkeyi yansrtıyordu ya-
nşma. Bir soru da ülke insanlannın genel eğilimleri
üzerine yapılmış araştırmalarla ilgiliydi. Ülke insanla-
nnın ortalama yaşam süreleri, hangi oranda Tann'ya
inandıklan vb.... Son sorunun yanıtının yüzde 11 ol-
duğuna doğrusu ınanamadım.
Bu sırada yanşma programının gösterdiği temel bir
gerçek var Eğitim herkes için eşit ve düzeyli olduğun-
da toplumun gene) düzeyi de yükseliyor. Şiir okuyan,
müzik dinleyen insanlann oluşturduğu bir toplumda
sokaktaki çiçekçiden aldığınız bir bukat daha ince bir
beğeni düzeyini yansıtıyor; posta hizmetlen, içinde
bunun da olduğu nedenlerden daha iyi yürüyor.
Burada şiir okumayı ya da müzik dinlemeyi ille de
bireysel bir ilgi ya da uğraşı olarak görmemeli. Öbür
bütün kültür alanlan gibi bunlar da temel eğttimin, a-
ma nitelikli temel eğitimin birer parçasıdırlar. Bir insan
okula gidiyorsa, ülkesinin ve dünyanın başlıca şairle-
rini, bestecılerini, oyun yazariannı, romancılannı tanı-
yabılmelidır. Buraya kadan temel eğitimin görevidir.
Sonrası, bir insanın şiir ya da müzik tutkunu olup ol-
maması kendi bileceği iştir. Bir ülkenin cumhunbaş-
kanı Yaşar Kemal tutkunu olur, bir başka ülkeninki
Teksas, Tommiks, kimse bir şey diyemez.
Temel eğitim, herkesi nitelikli bir eğitimle donanım-
lı insanlar durumuna getirmediğinde ne oluyor?
Toplum, geniş bir bilgisizler ya da yetersiz bilgililer-
le, bilgili ya da kendini bilgilı sayan bir aydın azınlık ol-
mak üzere ikiye aynhyor. Yurt dışında birkaç yıl geçir-
miş olmak kimilerine bilgili, ayncalıklı bir konum ka-
zandırryor.
Basın-yayın, eğitim dünyamız böylesi "parlak ye-
teneklerle dolu. Bunlar için her şeyden anlayıp, her
konuda göoış bildirebilmek başlıca özellik.
Sonunda tâkın neter oluyor: Televizyonda günler-
ce süren bir satış arttırma kampanyası boyunca "Lu-
aano - Italya" diye bir söz söyleniyor. Oysa Lugano
Isviçre'de. Italya'da bu isimde bir yerleşim yok. Lug-
nano var. Lunano var ama Lugano yok.
Kültür sayfasında bir yazar, yazısına "Fransız Kül-
tür Bakanı Claude Allegre" diye başlıyor. Hiç değil-
se Fransa Kültür Bakanı'nın bir kadın olduğunu bil-
se.
Sanatçı Alev Sezer'in ölüm nedeni olarak büyük
bir gazetede "gram negatifadlı bakteri" denıyor. Oy-
sa gram negatrf bir bakteri adı değil. bakterinin bo-
yanma özelliğidir. Sanki o sözcükleri yazmak okurun
kafasını aydınlatyor.
Izmir'deki Özel Deniz Lisesi ve ilkokulu'nun 31
Ağustos günlü gazetemizdeki ilanı: Başlığı: "Eğitim,
ömek insan eröemlenni kazandırmalıdır" Altmda Ab-
di Ipekçi'nin bir karakalem portresi yanındaki metin:
"Abdi Ipekçi (1942-1993) Türkiye'de birçokgenç ga-
zetecinın kendisine ömek aldığı araştırmacı-gazete-
ci." Abdi Ipekçi'nin adından sonra gelen bütün bilgi-
ler Uğur Mumcu'ya ait.
Yıllardır en güzel yapılarda en gelişmiş makineleri
kullananlar koskoca yazarlann yazılannda a'nın üze-
rine şapka işareti koyamıyorlar. Şapkalı olması gere-
ken a'lann yanına bir yıldız işareti konuluyor. Ne de-
mekse!
Dillerine saygısız, en sıradan haber metinlerini de-
netleme gereği duymayan "bilgililer", bilgisizler top-
lumunu nasıl aydınlatabilir?
Bütün bunlara incir çekirdeğini doldurmayan şey-
ler olarak da bakılabilir. Ama bilgisizler toplumunda
doğaılan sınayacak kamu duyarlığı olmadıkça oku-
duğunuz, duyduğunuz her şeyin toplum hayatında bir
karşılığı yoksa hayali bilgilerın hayali toplumu olmaz
mıyız?
Latife Tekin'in romanlanna dönüp bir de böyle
bakmalı.
YAPI KREDİ SANAT FESTİVALİ '97
BUGUN
• WOLFGANG MANZ'ın piyano resitali saat
18.30'da Cetnal Reşit Rey Konser Salonu'nda yer
alıyor.
• KEB'MO'nun blues konseri saat 21.00'de
Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda gerçekleşecek.
YARIN
• ULUSLARARASI P^YANO GÜNLERİ gala
konseri saat 18.30'da Cemal Reşit Rey Konser
Salonu'nda izlenebilir.
• NIGEL KENNEDY saat 21 .OO'de Açıkhava
Tiyatrosu'nda izlenebilir.
KÜLTÜR # Ç İ Z t K
KÂMİL MASARACI