Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17EYLÜL1997 ÇARŞAMBA
4 HABERLER
Bursalı, bilim
eserleri
kurulunda
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Kültür
Bakanlığı'run kültür. sanat,
klasik. bılim tarihi ve çocuk
kitaplan eserleri yayın
danışma kurullan yeniden
oluşturuldu. Gazetemiz
yazan Orhan Bursalı, Bilim
Tanhı Eserlen Yayın
Kurulu'nda yer aldı.
Köppüde
zincirleme kaza
• İstanbul Haber Senisi -
Fatih Sultan Mehmet
Köprüsü nde rneydana gelen
zincirleme trafik kazasında 1
•kişı öldü. Saat 17.00
sıralannda meydana gelen
kazada. Da\-ut Demir
yönetımındekı Mevlana
Naklıyat"aait42AC956
plakalı kamyon, fstanbul'dan
Batman'a giden Batman
Midyat Koç Seyahat'e ait 34
ZG 638 plakalı yolcu
otobüsüne arkadan çarptı.
Daha sonra 4 ayn araç daha
arka arkaya bırbirlerine
çarptı. Kazada. yolcu
otobüsüne çarpan kamyonun
sürüciisü Davut Demir
yaşamını yıtırdi.
Çiller'den
tazminat istegi
• İstanbul Haber Servisi-
Milliyet Grubu'nun DYP
Genel Başkanı Tansu Çıller
hakkında Sultanahmet
mitınginde söylediği sözler
için açtığı 500 milyar liralık
manev i tazminat davasına
dün devam edıldi. İstanbul 1.
Aslıye Hukuk
Mahkemesi'ndeki
duruşmada söz alan DYP"nin
avukatı Erhan Büyükerk'in
davaya "fer'ı müdahil"
olarak katılma istemi
reddedildı. Dava, eksik
belgelerin tamamlanması
ıçın ertelendı.
Cihan Öztüpk'ün
dupuşması
• İstanbul Haber Senisi -
PTT Galatasaray Şubesi Şefi
Cihan Öztürk'e Atatürk
rozeti taktığı gerekçesiyle
tokat attığı öne sürülen
Beyoğlu Belediye Başkan
Yardımcısı Halil Bakırcı
hakkında açılan dava karara
kaldı. Beyoğlu 5. Asliye
Ceza Mahkemesi'ndeki
duruşmaya. tutuksuz sanık
Halıl Bakırcı ıle davacı
Cihan Öztürk katıldı.
Gazete
tasappufuna son
• .\NK\RA (UBA) - De\ let
Bakanı Yücel Seçkiner.
kamu kurum ve
kuruluşlannda gazete
alımlannı durduran
uygulamanın kaldınlacağını
belirttı. Zonguldak DSP
Milletvekılı Tahsın Boray
Bavcık'm soru önergesini
yanıtlayan Seçkiner.
"Hükümetımiz tarafından
günlük gazete alımlanna
daha esneklik getiren
hükümler ıhtıva edecek ve
halen uygulanmakta olan
1997 25 sayıh Genelgeyi
yürürlükten kaldıracak yeni
bır "Tasarruf Tedbirleri
Genelgesi" hazırlık
çalışmalan devam
etmektedir" dedi.
S-300'lep
Ankara'da
• MOSKOVA (AA) - Kjbns
Rum yönetımınin Rusya'dan
alacağı S-300 füzeleri
Ankara'da tanırjlacak.
Rusya'nın resmi sılah ihracat
şirketi Rosvoorijeniye,
Ankara'da 23-26 Eylül
tanhleri arasında
düzenlenecek "IDEF
Turkey'97-3. Uluslararası
Sa'>"unma Sanayıı ve Sivil
Ha\acılıkFuan"nda S-300
füze sistemlerinın de
tamtımmı yapacak ve
Arkara'ya bu sistemlerden
satmayı teklif edecek.
Efitim yardımı
• DtYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) -
Istınbul ANAP Eminönü
İlçs Başkanlığı,
Gûneydoğu'da eğitim ve
öğretime başlayan
öğrencilere destek sağlamak
arnacıyla 50 bin adet
kırtasiye malzemesi yardımı
yaotı. Malzemelen dün
Dr/arbakır Valiliği'ne teslim
ed;n Eminönü llçe Başkanı
Bîfın Oral, şöyle konuştu:
"^ıllardır terör kıskacında
kı ranan Güneydoğu
Aıadolu'da 2500 köy
okılunda eğitim
ya^ılamıyor. Şimdi yeniden
btolanağı Güneydoğu'da
yaayan kardeşlerimize
vemek için sürdürülen
gi-.şımlere bız de halk
gcnüllüleri olarak katkıda
buunmak ıstedik."
Savcılıkça malvarlıklanna ihtiyatitedbir konulan bürokrat sayısı 33'e yükseldi
Servet soruşturması genişlediANKARA (Cumhurryet Büro-
su) - Türk Telekom'daki" 300 tril-
yon liralık yolsuzluk savlannı so-
ruşturan Ankara Cumhuriyet Sav-
cısı Ahmet Adil Kubat sayılan
33'e çıkan bürokratlann eş ve ço-
cuklanrun malvarlıklanna da "ih-
tiyati tedbir" konuhnasırii istedi.
Savcı, bazı bürokratlann Isviçre
bankalannda hesaplan bulundu-
ğuna ılişkin ihbarlan inceleme
kapsamına aldı.
Yolsuzluk soruşturmasını yürü-
ten Savcı Kubat aralannda eski
Ulaştırma Bakanı Oğuz Tezmen,
Telekom Genel Müdürü Cengiz
Bulut ve Posta Işletmesi Genel
Müdürü VeB Bettemir'ın de bu-
lunduğu 33 üst düzey bürokrattan
16'sı hakkındaki tutukJama iste-
minin 12. Sulh Ceza Mahkeme-
sı'nce "sabitikametgâhsahibiol-
• Ankara Cumhuriyet Savcısı Ahmet Adil Kubat, bazı bürokratlann İsviçre
bankalannda hesaplan bulunduğuna ilişkin ihbarlan araştınyor. Savcı, 33 üst
düzey bürokrattan*16'sı hakkındaki tutuklama isteminin reddedilmesi üzerine, bir
duklan" gerekçesiyle reddedil-
mesi üzerine, bir üst mahkemeye
başvurdu. Yolsuzluk suçlamala-
nnda adı geçen ve sayılan 33'ü
bulan üst düzey bürokratın eş ve
çocukJannın malvarlıklanna ve
banka hesaplan için "ihtiyati ted-
bir" karan çıkaran Kubat, yaptığı
başvumda ''gelirferivle oranüsız
malvarhklanna sahip okhıklan"
sonucuna vardığı 16 bürokratın da
tutuklanması istemini yıneledi.
Savcı Kubat tarafından yapılan
başvuru Ankara 6 Asliye Ceza
Mahkemesi'nde inceleniyor.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılı-
ğı, eski Ulaştırma Bakanı Oğuz
üst mahkemeye başvurdu.
Tezmen ve Türk Telekom Genel
Müdürü Cengiz Bulut'un Mona-
co ve Ingilterede saptanan mal-
varlıklannın müsadere edilmesi
konusunda da Ankara 6. Asliye
Ceza Mahkemesi'nin vereceği ka-
ran bekliyor. Ankara 6. Asliye Ce-
za Mahkemesi, 16 bürokrat hak-
kında tutukJama karan verir. eş ve
çocuklannm malvarlıklan ve ban-
ka hesaplanna da tedbir koyarsa,
savcılık. yurtdışındaki mal varlık-
lannın müsaderesini bulundukJa-
n ülkelerden isteyecek.
Savcı Adil Kubat. Ulaştırma
Bakanlığı Teftiş Kurulu'nun so-
ruşturmadaki savlar konusunda
hazırladığı müfettiş raporlannı da
bakanlıktan isteyerek dosyaya ek-
ledi. Malvarlıklanna ihtiyati ted-
bir konulan ve tutuklanmalan is-
tenen bürokratlar şunlar:
*Vurda Güven Bezaz, Mustafa
GüJtckin. Adem Arslan,Ali Oğuz,
Sami Kuran. Sami Topal, Oğuz
Tezmen, Veli Bettemir. Cengiz Bu-
-hrt, Şevki Deveb'oğlu. Osman Çan-
dır, Okkeş Seiim Alıcı, Erdinç Öz-
kan, Necdet Akkuş, Levent Ak-
yön, Şahap Nazmi Oztohum."
Malvarlıklanna "ihtiyati ted-
bir" konulan bürokratlar şunlar:
"Yılmaz GöraL, Turgay Üçöz,
Mehmet Güler, Tahsin Dgar, Şe-
ner Çeltik, Ikram Yaşar, Cengiz
Anık, Mehmet Taşaltm, İbrahhn
Ozdemir Olcay. Süleyman Sinan
Amiklioğlu, Ali İrfan Ertürk,
Yüksd Yanmgümeli. Orhan Ayaz,
Hamza Dağdeviren (Kurum dışj-
Bağlum Belediye Başkanı), Zakir
Alar (Kurum dışı- Eski Ankara
Milli Eğitim müdür yardımcısı),
Yaşar İkram ve Hüseyin Bakx"
Türkiye Kamu Sendikalan
Konfederasyonu (Türkiye Kamu-
Sen) Genel Başkanı Resul Akay,
dün düzenlediği basm toplantısın-
da, Türk Telekom ve Posta tşlet-
mesi'nde 300 trilyon liraya ulaşan
yolsuzluk savlanna dikkat çeke-
rek "Sayra Başbakan venüği sözü
tutmah, yargrya yarduncı olmah
ve soygun itharru ile karşı karşrya
bulunan şahıslan derhal açığa al-
maİKhr" dedı.
Cumhurfoaşkanı
Demirelve
Başbakan
Yıbnaz'ın da
kanldığı. Büyük
Kulüp'ünll5.
kunıluş
yıldönümüne
denk getirilen
yemekte, Sibel
Candabir
konserverdi.
(Fotograf:
HATfCE
TUNCER)
ttRI ftKÜ* SRMM.1t 0KSUMU İmM
'8yıla karşı eylemlerprovokasyon'
İstanbul Haber Servisi -
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel,
İstanbul Valiliği'nin "Haydi el ele vereHm,
İstanbul'u okullaria öreüm" kampanyası
kapsamında önceki akşam Başbakan
Mesut Yılmaz'la birlikte Büyiik Kulüp
Derneği'nde verilen yemeğe katıldı.
TOBB Başkanı Fuat Miras kampanya
çerçevesinde 1 trilyon lira. işadamı Kadir
Has da 100 milyar lira bağış yaptı.
Cumhurbaşkanı Demirel, burada yaptığı
konuşmada Türkiye'de Almanya,
Ingiltere ve Fransa'nın toplamı kadar.
yani 15 milyon çocuğun ilköğretimde
okuduğunu söyledi. 5 yıllık öğretimi
bitiren 12 yaşındaki çocuğun
çalıştınlmasının kanunen yasak
olduğunu, dolayısıyla öğretime 3 yıl daha
zorunlu olarak devam etmesinin her
açıdan faydalı olacağını belirten Demirel,
8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitime karşı
yapılan eylemleri provokasyon olarak
niteledi. Türkiye'de çocuklann yüzde
9'unun üniversiteye girebildiğini belirten
Demirel, böyle bir tabloyla dünya ile
yanşmanın mümkün olmadığını söyledi.
İstanbul Valisi Kutlu Aktaş da, 30 milyar
lira ve üzerinde bağış yapanlann,
yaptınlan okullara isimlerinin
verileceğini bildirdi.
Ecevit'e solda birlik baskısı
DSP'de iktidar hesaplaşması hazırlığı yapılıyor. İstanbul Milletvekili
Cevdet Selvi 'Birlik olmazsa seçime hazırlıksız yakalanınz' dedi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
-DSP'nin kurultay toplamasını zo-
runlu kılan üç yıllık süre ekim ayın-
da dolacak olmasına karşın, bugü-
ne dek gerekli prosedürün başlatıl-
maması tepki yarattı. Parti içi mu-
halefet temsilcileri kurultayda ikti-
dar dönemlerini tartışmaya açmaya
hazırlanırken; DSP'li bakanlann ör-
güte ve milletvekillerine karşı ta\ -
nnın "iktidar küskünleri'" yarattı-
ğına dikkat çektiler. Parti içi muha-
lefet temsilcilerinden İstanbul Mil-
letvekili CevdetSdvi, kurultayda ik-
tidar döneminin "sorgulanacağmı"
söyledi.
Selvı, "Seçim gündemde. Solun
hazırlıksız yakalanmaması için bir-
lik zorunlu" sözleriyle de. TBMM
açıldıktan sonra birlik için baskıla-
nnı yoğunlaştıracaklan mesajını
verdi. DSP'nin iktidar ortaklığinın
ilk günlennde; hem iktidara avans
verme hem de örgütlerin iktidardan
beklentileri nedenıyle parti içi mu-
halefetin hızı kesildi.
Ancak arka arkaya gelen zamlar
ve özellikle kadrolaşma kavgalan
DSP örgütlerinı yeniden hareketlen-
dirdi. DSP'deki bakanlıklara, özel-
likle MHP kökenlılenn de aralann-
da bulunduğu bazı bürokratlann
atanması örgütün tepkisine yol aç-
tı. Örgütlerin istekleri için doğnı-
dan bakan ve milletvekillerine gidil-
memesi, isteklerin ilçe \e il örgüt-
lerine iletilmesi talimatı da sıkıntı
yarattı. Parti içi muhatefet temsilci-
leri bu konudaki rahatsızlıklannı
ifade ederken. Zonguldak Milletv e-
kili MümtazSoysalda iktidan hedef
alan bazı eleştin yazılan yazdı.
TBMM'nin açılmasından sonra
"iktidar küskünlükleri"nin grupta
ve olası kurultayda gündeme getıri-
leceği bildirildi. Kurultayda yöneti-
mi değiştirme şanslan olmayan mu-
halıfler, parti içi sorunlan ve iktidar
dönemlerini tartışmaya açmayı he-
defliyor.
Selvi, partilerinın iktıdardaki ilk
kurultayının önemine dikkat çeker-
ken. "iktidar dönemi sorguya çeki-
lecek. Yasanan aksaklık ve celişkiler
bu kurultayda çözüme ka\ uşrurula-
cak. DSP Tûzüğü'nün 20 maddesi
u) gulanmıvor. İstifa eden, göre\ den
uzaklaştınlan vönetimler, başka
partilere geçen millervekilleri gibi
konularda bu kurultayda elbette ko-
nuşulacak. bunlann hepsi sorula-
cak" dedi.
Selvi. "Hükümetteounakmillet-
vekfllerinin sıkmülannı arttırdı. Ge-
rek partiye gönül vermiş kisiler, ge-
rek örgütier hiçbiryetkiliyle görüşe-
miyor. Kınlıp, küsflpgidiyorlar" de-
di. 3 yıllık süre dolmasına karşın
kurultayla ilgili ön prosedürün baş-
latılmadığına dikkat çeken Selvi,
"Kendi düzenlemeleri ile kendi is-
tedikleri kapsamda bir kurultayiçin
çalışıvorlar herhalde" diye konuş-
tu.
Yazılı bir açıklama yaparak solda
birlik çağnsında bulunan Selvi,
"Türkiye''de bugün olmazsa, yann
seçim var. Merkez sağ topaıianma
çabasında. 55. hükümcti de ona
vesileediyor. Sol ise hazırlıksız, Sağm
değh-menine su taşınmaması için
solda birlik zorunlu. Ekimde ar-
kadaşlarla birlikte oturup değerlen-
direceğiz ve en doğru ne ise onu ya-
pacağız. Solda birüği istemek sadece
solculann işi değil: demokrasiyi, is-
tikran isteyenler de büiikten yana
1" dedi.
Bakan
oluruyla
atamaya
son verildi*ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Milli Eğitim
Bakanı Hikmet Uluğbay,
eski Bakan Mehmet
Sağlam tarafından
"bakan onayıyia"
yapılan öğretmen
atamalannı durdurma
karannı, yeni eğitim-
öğretim dönemindeki
gereksinim nedeniyle
kaldırdı.
Milli Eğitim Bakanı
Hikmet Uluğbay
tarafindan dün
yayımlanan genelgede,
ikinci bir emre kadar
durdurulan bazı
atamaların. yeni öğretim
döneminin başlaması
nedeniyle işleme
konulduğu bildirildi.
Uluğbay'ın, gerekli
durumlarda atama
yetkisini doğrudan
bakana bırakan. ancak
son dönemlerde siyasi
bir araç olarak fciıllanılan
76. maddeye dayalı
olarak bundan sonra
atama yapılmamasını
istediği öğrenildi. 76.
madde, "Kurumlar,
görev ve unvan eşitliği
gözetmeden kazanılmış
hak ayhk dereceleriyle,
memurlan bulunduklan
kadro derecelerine eşh ve
68. maddedeki esaslar
çerçevesinde daha üst,
kurum içinde aynı veya
başka yerlerdeki diğer
kadrolara naklen
atayabilirler'' hükmünü
öngörüyor.
Genelgede, 19-30
Haziran 1997 tarihleri
arasında yapılan
atamalar hakkında
başlatılan mcelemelerin
sürdüğü bildirildi. Bu
kapsama giren
öğretmenlerin göreve
başlatılmamasının
istendiği genelgede.
"19^-30 Haziran 1997
tarihleri arasında
>apılan öğretmen
atamalan hakkında
başlatılan inceleme
işlemine devam
edilmektedir. Bu nedenle
ttinize ataması yapılmış
olup, henüz göreve
başlamayan öğretmen
adaylarının göreve
başlaülmamalan
yönündeki tedbir
sürmektedir" denildi.
SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR
Mihri Belli, Nuran Akşrt Bo-
zer'in cenazesinde üzgün bir
ifadeyle şunlan söylüyordu:
"Nuran dayandığımız direkler-
den biriydi. Onun vartığı herza-
man bizim için bir anlam ifade
ediyordu."
Nuran Abla'nın (Biz 68 kuşa-
ğı, ona böyle hitap ederdik)
Erenköy Galip Paşa Ca-
mii'nden kaldınlan cenazesin-
deki topluluk, içinde yaşadığı-
mız kargaşa içinde çok anlam
taşıyordu. Eski TKP'liler, 68 ku-
şağının saçlan ağarmış heye-
canlı gençleri, Nuran Ablayı
uğurlamaya gelmişlerdi. Mihri
Belli, Şehamettin Bakırsan ,
80'i aşkın yaşlarıyla dimdiktiler.
Nuran Abla'nın kız kardeşi
Kutlu Çırpılı Amerika'dan ko-
şup gelmişti. Fadıl Barkan, Yıl-
dız Barkan, Müntakim Ök-
men, Şaban Ormanlar, Sevim
Belli, Günnur Ormanlar,
Kumru Ormanlar, Cemil Or-
manlar, Naci Ormanlar, Al-
parslan Berktay, Solmaz
Berktay, Narinç Tanık, Halim
Spatar, Sabahat Spatar, Ni-
Nuran Akşit Bozer'in Cenazesinde...
hat Sargın, llhan Selçuk, Is-
mail Ayyıldız, Müeyyet Bora-
tav, Emin Aktuna, Can Bora-
tav, Sabahattin Dikmen, Su-
avi Barutçuoğlu, Özdemir
Çırpılı, Mehmet Kemal, Fat-
ma Hikmet Işmen ve Suat
Kundakçı, bizden önceki ku-
şaktan gözüme çarpanlardı.
68 kuşağından Fahri Aral,
Inci Başpınar, ÖDP İl Başkanı
Mehmet Atay, Profesör Gen-
cay Gürsoy, Jülide Zaim Aral,
Mehdi Beşpınar, Dilşat Zülka-
diroğlu, Mustafa Zülkadiroğ-
lu, Haşmet Atahan, Kamer
Dünya, Sırrı Öztürk, Akın Ev-
ren, Nil Evren, Namık Kemal
Boya, Ömer Faruk Ciravoğlu,
Kamer Dünya, Emin Karaca,
Metin Sönmez, Abdullah Tun-
cay, Nil Ağırnaslı(Orcan), Gö-
kalp Eren, Eyüp Yıldırım, Me-
te Sönmez bır önceki kuşağa
saygı için oradaydılar. Bir kav-
gayı, bir davayı izlediklerini du-
yurmak için oradaydılar.
Nuran Bozer'in kardeşleri Ak-
tan ve Rüçhan Bozer, ablala-
rına son görevlerini layıkıyla ye-
rine getirmek için çırpınıyorlardı.
Aktan, "Oherşeyidoludoluya-
şadı. Hepimize yaşama sevgısı
aşıladı" derken ablasının bir
özelliğine dikkat çekıyordu.
1950'li yıllarda İstanbul Yük-
sek Tahsil Gençlik Derneği yö-
neticisi olan Nuran Bozer, Nâ-
zım Hikmet'in affı kampanya-
sının önde gelen isimlerinden-
di. 1951 Türkiye Komünist Par-
tisi tutuklamasında ağır işken-
celer gördü. 12 Eylül öncesi fa-
şistler tarafından öldürülen Se-
vinç Özgüner'le, poliste dire-
nen kadınlar arasındaydı.
Işkenceler sırasında başın-
dan geçen bir olayı Gencay
Gürsoy anlattı. Nuran Bozer'e
işkence sırasında polisler sü-
rekli küfrediyorlar. Her küfürle-
rine "Sensin" diye karşılık veri-
yor. Polis, "Alçak" dedığinde o,
"Sensin" cevabını yetiştiriyor.
Polis bir ara "Komünist" diyon
hersefennde "sensin" karşılığı-
nı veren Nuran Bozer, ne cevap
vereceğini bilemiyor ve bir sü-
re susuyor.
Nuran Bozer, 1951 tutukla-
masından sonra TKP yönetici-
lerinden Şevki Akşit'le evlendi.
Üç çocuğu oldu. Şevki Akşit'i
genç yaşta yıllar önce yitirdik.
Nuran Abla üç çocuğuna hem
annelik, hem babalık ederek
güzel bir direnç gösterdi.
Şaban Ormanlar, Nuran Bo-
zer'in Türkiye'deki ilk paralı eği-
time karşı çıkan gençlik önder-
lerinden birisi olduğunu anlattı.
1960'larda Milli Demokratık
Devrim Derneği'nin kurulma-
sında ve Türk Solu dergisinin
çıkanlmasında Bozer de vardı.
12 Mart ve 12 Eylül dönemleri
kaçaklık ve tutuklamayta geçti.
1970'lerde Türkiye Emekçi Par-
tisi'nin merkez komitesindeydi.
Nuran Abla doktordu. Tutuk-
lamalar nedeniyle yanm bırak-
tığı Tıp fakültesinı 1968 yılında
bitirdi. 68 kuşağının ve eski ar-
kadaşlarının "Teresa Ana
n
s\ gi-
biydi. Başı derde giren ona kq-
şardı. Mücadele etmesini bildi-
ğigibiyaşamasınıdabilirdi. Pis
bir kazada yaşamını yitirmese,
yaşayacağı daha çok güzel
günler olacakt.
• * •
Cenazenin çevresinde topla-
nan kalabalığa dikkatle baktım.
Türkiye'nin üç kuşak sosyalist-
leri bir aradaydı. Ülkemizin iyi
yetişmiş bu aydın insanlan, sırf
inançları nedeniyle, eşitlik ve
özgürlük istedikleri için, yıllarca
ezalara cefalara katlanmışlardı.
Son Türk devleti yıllarca onlan
baş düşman olarak ilan etmiş,
dize getirmeye çalışmıştı.
Sol düşmanlığı, 55 yılın so-
nunda devleti çetelerin etkisi al-
tına soktu. Bu gerici tercih ne-
deniyle Türkiye, tarihinin en bü-
yük çürümüşlüğünü yaşıyor.
Sosyalistler bu ülkenin vicda-
nıydı. Her şeye karşı onlar ayak-
taydılar. Ülkemizin geleceğini
temsil ediyorlardı.
G L O B A L POÜTİKÜLTÜRî
ERGİN YILDÎZOĞLU \
'Muhafazakâif
1
Modernisr \
Eski sosyal demokratların (ibret olsun diye-
"post-sosyal demokrar" mı desek?) içinde oldu-*
ğu durumu galiba en iyi, kendilerini anlatmak için-
kullandıkları kavramlar gözler önüne seriyor. Ön-.
ce "liberal-sosyai dem okrat" kavramryla tanıştık.-
Geçen hafta da Tony Blair'in Sendikalar Konfe-l
derasyonu (TUC) yıllık genel kurulunda yaptığı kcK
nuşmada "muhafazakâırmodernist" kavramını öğ-;
renmiş olduk. ;
Bu tür "oxymoron" f) ifadeler eğer bilerek biraç-;
mazı ifade etmek için, adeta ironi ile flört ederce-;
sine kullanıyor olsa h;
ç sorun yok. Ama bu oxy-^
moron ifadeler bir gerçekliği, hatta bir keşfi, müt-*
hiş bir yeniliği ahlatma.k için kullanılınca bize de is-'
ter istemez, bu yenilkjin sahiplerinin ya bizi aptal
yerine koyduklannı y£i da kendi durumlarıyla, ya-"
şadıklan dünya arasındaki ilişkiyi kavramakta tam
bir beceriksizlik içinde olduklannı düşünmekten.'
başka bir şey kalmıyor. ;
Once, (Cumhuriyet okurian için gereksiz olsa'
da) iki hatırlatma. Kapıitalizm feodalizmden kopar-
ken, insan haklarını, bireysel özgüriüklerini müca-
dele bayrağının üzerine yazdı; hukukun yönetici-*
nin iradesine, aklın da kör inanca üstünlüğünü es- •
ki rejime karşısavundu. Kapitalist sınıf bu devrim--
ci mücadelede liberal demokrasiyi benimsedi/
devletin karşısında s.ivil toplumu, kendi bağımsız
iktidar alanı olarak guıçlendirmeyi amaçladı. Emek-
çi sınıflar liberal dem okrasinin, bu bireyci yorumu-'
nun kendi yaşam koşullannı iyileştirmek için ye-'
tersiz olduğunu görmeye başlayınca, ortaya kar-'
şıt bir tarif olarak so syal demokrasi kavramı çıktı.',
Işte bu yüzden, liberal sosyal demokrat, işçi ve ka-,'
pitalistin bulunduğu bir dünyada, teoride bir oxy-,
moron olmaktan öteye geçmez; pratikte de abes-.
le iştigal etmekten başka bir anlama gelmez.
Modernizm, 19. yüzyılın ikinci yansında, hızlı de-
ğişmeler (küreselleşme ve teknolojik devrim) sıra-
sında liberal bireyciliğin siyasi projesinin ve burju-
va değerlerin krizi içinde ve buna tepki olarak şe-
killendi. Modernizmin sola çark eden kesimi birey
yerine kitlesel hareketleri öne çıkararak sanatsal
bir arayışa girdi. S.ağa çark edenler burjuva deje-
nerasyonundan önce, "duyariılığın henüzparça-
lanmadığı" bir dönemi hayal ettiler ve buna atıfla
bir Batı kültürü restorasyonu peşine takıldılar. A-
ma her ikisinin do ortak tepkisi, çürüyen burjuva
topluma, "eskiye" karşı olmaktı. Bu anlamda, mo-
dernistler burjuva geleneğe ve burjuva değeriere
tepkiliydiler. Bu yüzden modernisttiler. Modernist,
geleneği reddeden anlamına geldi. Muhafazakâr
modernist de tarn bir oxymoron'dur ve liberal sos-
yal demokratla aynı kategoriye düşer. Her ikisini
de aynı siyasi niyete sahip akımlann kullamnası ise
hiç de tesadüf değil. Şimdi Tony Blair'in TUC ko-
nuşmasına dönelim.
Tony Blair'in TUC konuşmasında en az 18 defa
modemite kavramı geçti, ancak birtane sınıf, bas-
kı, sömürü, eşitlik kavramı yoktu. Blair'in mesajı,
"Ya modernleşirsiniz ya da yok olursunuz" idi.
Blair'e karşı çıkmak moderniteye karşı çıkmaktı.,
Bir zamanlar Margaret Thatcher'in, "özgdrtHfî
kavramını tekeline almaya kalkması gtoi, Tony Bla-
ir kendisine karşı çıkan herkesi "eski" olarak mah-?
kûm etmek uyanıklığına, daha doğrusu demago-^
jisine başvuruyordu.
Blair'in modıarnitesi, sendikalann esnekliği ka- •
bul etmesi anlamına geliyordu. Teoride, küresel-
leşmeye ayak uydurmayı tarifleyen bu kavram,"
pratikteyse, iş«;ilerin daha koiay işten atılmayı ka-,
bul etmelerincien başka bir anlama gelmiyordu.~
Tony Blair'in devleti, "sosyal hizmetiersunan bir:
devlet değil, sosyal hizmetlerin en verimli ve hak-
kaniyetli birş&kilde düzenlenmesini ve denetlen-;
mesini" amaç'ıayan bir devlet olacaktı. Bu "güzel" •
laflar gerçekte, sosyal sigortalann ve emeklilik fon- •
lannın özelleştirilerek hem de borsanın tam tepe •
noktasında olcduğu, dolayısryla çok daha fazla yük- ?
selmesinin btiklenmediği bir dönemde, işçiterin,'
emeklilerin, tüm çalışanların geleceğini speküla-.
törlerin insaf ına terk etmek anlamına geliyordu.'
Bir gözlemcin in ifade ettiği gibi, "Bu modernizas-;
yon, geleceğin toplumunu kurmaktan ziyade,
geçmiş muhafazakâr mirası kabul etmek anlamı-
na geliyordu'. Tam bu nöktada da "muhafazakâr
modernist" kavramı tam yerine oturuyor: Muha-
fazakâr Parti 'nin çok radikal bulduğu ve halkın.'
tepkisinden korktuğu için yapmaya cesaret ede-'
mediklerini yapmak! Özetle, refah devletini tasfi-;
ye etmek. "
Bu muhafsızakâr modernistlerin büyük bir iddi-
ası daha var- "Bildiğimiz anlamıyla siyaseti orta-
dan kaldırmaık." Diğer bir deyişle sağı ve solu kal-',
dırmak. Bu t«K)rik saçmalık pratikte büyük bir iha-,
nete, sadece solu kaldırmaya karşılık geliyor. Siz,,
bu "liberal s osyal demokratlann " ya da "muhafa-.
zakârmodernistlerin" iş çevrelerine kendilerini de-;
ğiştirmelerini ve biraz da emeğin isteklerine uygun
bir şeyler yeıpmalannı önerdiklerine hiç şahit oldu-
j
nuz mu?
•••
TUC korrferansına katılan sendika delegeleri,;
Ingiltere Kilisesi'nin başı Dr. George Cary'nin iş-.
sizlik, yok'sulluk ve sosyal dayanışma üzerine uya-.
nlarına bakarak, "Dr. Cary'den siyaset, Blair'den;
de vaaz dinlediiderini" düşündükleri söyleniyor. •
C) Bir şeyi, tam tersi başka bir şeyle tariflemek. î
Yüksel: Savaş'ın
suçlaması haksızhk
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Eski Emni-
yet Genel Müdürü. Balı-
kesir Vali.si Alaaddin
Yüksel, Susurluk skan-
dalı konusunda soruştur-
ma yürüteıı Başbakanlık
Teftiş Kuru lu Başkan Ve-
kili KurJu Savaş'ın, ince-
lemenin ilk aşamada ek-
sik yürütüldüğüne ilişkin
suçlamasını yanıtladı.
1996 yılımla görev yap-
masına karşın, 1993-94
dönemindeki usulsüz-
lükler nede niyle eleştiril-
diğini anınısatan Yüksel,
"Olay kap samlı ve derin.
Bu sebeple İçişleri müfet-
tişlerine bîişvurdum" de-
di.
Başbakan Mesut Yd-
maz'ın tam yetkiyle do-
natarak Susurluk konu-;
sunda görevlendirdiği'
Başbakanlık Teftiş Kuru- •
lu Başkanvekili Savaş, •
İçişleri Bakanlığı ile dö- •
nemin Emniyet Genel
Müdürü Alaaddin Yük-'!
sel'e birer mektup gön-.,
dererek soruşturmadaki,
gelişmeler konusunda,
bilgi verdi. Savaş. tçişle- ,
ri Bakanı Murat Basesgi- '
oğlu'na gönderdiği mek-
tupta, mülkiye müfettiş-
lerinin kayıp silahlar so-
ruşturmasını savsakladı-
ğını ve örtbas ettiğini sa-
vundu. İçişleri Bakanı
Başesgioğlu. Savaş'ın •
mektubuyla ilgili sorular
üzerine, gerekli incele-
melerin yürütüldüğünü
söyledi.