01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 EYLÜL 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Mazlıap Zorlu'dan tiaka açılma - W Ekonomi Servisi - Plasnk veplastik - Tnalzemeleri üretiminde - ^yüzde 25'lik paya sahip ;•olan Ege Plast, Ege Profıl ve Ege Yıldız gibi • kuruluşlan bünyesinde joplayan Mazhar Zorlu ..Grubu'nu kendi çatısı -, altına alan Mazhar Zorlu . Holding, sennayesini 1 . -trüyon 250 milyardan 2 • trilyon liraya çıkanrken, .toplam 400 milyon adet hissesini halka açıyor. ." 1700 lira sabit fiyatla 17- .' 18 E>lül tarihleri .-arasında vapılacak halka ,arz, Global Menkul .Değerler lıderlığindeki bır konsorsıyum tarafından gerçekleştınlecek. Rafinepi 1998'dehazıp ' • Ekonomi Servisi - ^Altın rafınensinin 1998 •yılının ikınci yansında ,,hizmete girmesi jj)lanlanı>or. Altın >Rafinensi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Kaan Rasım Aytoğu. Hazine , Müsteşarhğı'mn teklifî, «Başbakan Mesut itYılmaz'ın onay .vermesiyle Istanbul 'Yenibosna'daki darphane >binasının bır kısmının «kullamm hakkının 49 -yıllığmaalındığını, böylece teknik yapılabilirlik araştırması tamamlanan rafinerinin 8 ay içinde faaliyete girebileceğini dile getirdi. Wîndows 98 batıara kaldı • REDMOND(AA)- Bilgisayar dünyasının uzun süredir merakla .beklediğı yazilun .programı Wındows 98'in .piyasayasürümü. .gelecek ilkbahara kadar ertelendı. ABD'nin ünlü yazılım fırması Microsoft'un gelıştirdiği Windows V8'inpiyasaya .sünîmünün •ertelenmesine neden olarak, programı test edenlere daha fazla süre tanımak ıstemeleri ^gösterildi. Türk-Rus İş Konseyi • İSTANBUL(AA)- -Dış Ekonomik Ilişkiler Kurulu bünyesinde -faaliyet gösteren Tûrk- Rus İş Konseyi Başkanı Yavuz Kılıç, ticari ve siyasi ilgisizliğin Rusya pazannda pozisyon kaybına neden olduğunu öne sürdü. Kılıç düzenledıği basın toplantısında 22-25 Eylül tarihleri arasında Rusya'nın Nijni Novgorod kentinde yapılacak ve 150'ye yakın Rus ile 70'e yakın Türk işadamının katılımı beklenen "Türk-Rus Iş Konsevi'nin 6. Ortak Toplantısı" hakkında bilgı verdi. Demirbank'a knedi • ANKARA (AA)- Demirbank. Uzakdoğu'da yerleşik bankalann katılımıyla 60 milyon dolarlık sendikasyon kredisi sağladı. Demirbank'tan yapılan açıklamada, Standart Chartered Bank. Hong Kong, Tokyo- Mitsubishı International Ltd., Hong-Kong, Hana Bank Seoul ve Korea Development Bank önderliğinde sağlanan 3 yıl vadeli kredinin faizi ise yıllık libor artı 1 olarak belirlendi. ABD'den hibe • ANKARA (AA)- ABD'nin. Ekonomik Yardım Fonu (ESF) kapsammda Türkiye'ye vereceği 22 milyon dolarlık hibeye ilişkin anlaşma Ankara'da imzalandı. tmza töreninde bir konuşma yapan ABD Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzan Francis Ricciardione. Türkiye'de birtakım reformlar yapılmasının önemini vurgularken, ABD'li firmalann Türkiye'deki yatırımlardan. boru hatlan, enerjı, Türk Telekom'un özelleştirilmesi gibi projelere ilgı duyduklannı bıldirdi. Ocak-Ağustos 1997 raporuna göre, borcu olmayan konfederasyon 105 milyan tahsil edemedi Türk-Iş'te alacak sorunu• Raporda, 1996 yılından devirle birlikte 31 Ağustos 1997tarihiitibanyla227 milyar 530 milyon lirahk gelir tahakkuk etmesine karşın konfederasyonun, ancak 123 milyar 135 milyon lira tahsil edebildiği, sendikalann 104 milyar 395 milyon lira aidat borçlan bulunduğu kaydedildi. BANUSALMAN ANKARA - Türk-lş Yönetim Kurulu'nun başkanlar kuruluna sunduğu 1 Ocak-31 Ağustos 1997 tarihleri arasını kapsayan raporda, borcu bulunmadığı be- lirtilen konfederasyonun, 8 ayda 46 milyar lira kâra geçtiği belir- tildi. Raporda, Türk-İş'in mer- kez ve taşra örgütleri de dahil ol- mak üzere sahip oldugu araçla- nn toplam değeri 18.5 milyar li- ra, binalann da 20.7 milyar lira olarak gösterildi. Türk-lş'in mali raporunda, 31 Ağustos 1997 tarihi itibanyla ka- sa hesabında tahsilattan ödeme- ler düsüldüğünde 196 milyon li- ra, bankalarda ise 116 milyar li- ra bulunduğu kaydedildi. Aynı tarih itibanyla 275 milyon lirası Vakıfbank'ta, 8 milyar 266 mil- yon lirası Ziraat Bankası'nda, 8 milyon lirası İş Bankası'nda ol- C e n e l B a ş k a n l ı ğ a S a d ı k Ö z b e n s e ç i l d i Tez Koop-îş'e yeni yönetim ANKARA(ANKA)-Yönetım kurulu içerisin- de ortaya çıkan anlaşmazlıklardan dolayı sıkın- tılı gûnler yaşayan Tez Koop-lş Sendikası'nın olağanûstü genel kurulu yapıldı. Kurulda Sadık Özben kıl payı genel başkanlığa seçildi. Türk-lş'e bağlı Tez Koop-tş Sendikası'nın 13- 14 eylülde yapılan olağanûstü genel kurulunda genel sekreter Murat Dizdarile SadıkÖzben'den olusan iki liste yanştı. Sadık Özben. 95, Murat Dizdar ise 93 oy aldı. Yeni yönetim kurulu şu isımlcrden oiuştu: "Genel Başkan Sadık Özben, Genel BaşkamddB Seyfettin Bozkaya,Genel Sek- reter Faruk Üstün, Mali Sekreter Hakan Topa- ktğlu, Eğitim Sekreteri Cengiz Armeşen, Genel Teşkilatlandırma Sekreteri İsmail Kanuş." Öte yandan Mali Sekreter Hakan Topaloğlu, Sadık Ozben'in listesini delerek yönetim kuru- luna girdi. Eski başkan Mustafa Boncuk'un yö- netim kurulunun daha fazla tepkisini çekmemek için adaylığını koymadığı bildirildi. Bu arada, iki genel başkan adayı arasındaki oy farkının çok küçük olmasından dolayı seçimi kaybeden tarafin sonuçlara itiraz etmesi olasılı- ğının bulunduğu belirtiliyor. mak üzere toplam 8 milyar 550 milyon lira vadesiz hesabı bulu- nan Türk-tş, Vakıfbank'ın vade- li hesabına ise 93 milyar lira ya- tırdı. Raporda, Türk-lş'in 104 miryar 491 milyon lira alacağının bulunduğu kaydedildi. Raporun maddi varlıklar bö- lümünde ise Türk-/ Iş'in 31 Ağustos 1997 tarihi itibanyla toplam 57 milyar 429 milyon li- ralık bina, taşıt ve demirbaşa sa- hıp olduğu bildirildi. Raporda, Türk-lş Genel Merkez binasının kayıtlı değeri 308 milyon 545 bin 148 lira olarak gösterilmesi dik- kat çekti. Türk-lş'in bölge bina- lan, eğitim sitesi ve Ankara'daki 4 lojman da dahil olmak üzere binalannın toplam değeri 20 mil- yar 773 milyon lira olduğu belir- tilirken genel merkezin kullan- dığı araçlann toplam değerinin 11 milyar 630 milyon lira oldu- ğu kaydedildi. Rapora göre Türk-lş, bölge temsilciliklerin- deki araçlar da dahil olmak üze- re yalnızca 18 milyar 512 mil- yon lirahk araçlara sahip bulu- nuyor. Demirbaş hesabında ise 18 milyar 142 milyon lirahk ka- yıtlı değer görülüyor. Raporda. grev ve yardımlaş- ma fonunda 624 milyon. koope- ratifçilik fonunda 1 milyon, ulu- sal ihtiyaçlar yardım fonunda 3 milyar 271 milyon, Bosna ve Mehmetçikle el ele fonunda 4 milyar 728 milyon, ceza parala- n fonunda 5 milyar 944 milyon, çalışan çocuklar fonunda 188 milyon lira bulunduğu belirtildi. Raporda, 1996 yılından devir- le birlikte 31 Ağustos 1997 tari- hi itibanyla 227 milyar 530 mil- yon lirahk gelir tahakkuk etme- sine karşın konfederasyonun, an- cak 123 milyar 135 milyon lira tahsil edebildiği, sendikalann 104 milyar 395 milyon lira aidat borçlan bulunduğu kaydedildi. Rapora göre, Ağaç-lş. Dok Ge- mi-lş, Tümtis, Hava-İş, Beledi- ye-tş ve Türk-Sen, 8 aylık süre içinde konfederasyona hiç aidat ödemezken Türk-lş'e üye 35 sendika içinde en fazla üyelik ai- datı ödeyenler ve miktarlar sıra- sıyla şöyle: Yol-lş (18 milyar lira), Tes-lş (16 miryar lira), Tek Gıda-lş (11 milyar 566 milyon lira). Türk Metal (9 milyar lira), Petrol-tş (8 milyar lira). Türk-lş'in bankalardaki vade- li ve vadesiz hesaplanndan 8 ay- lık süre içinde 44 milyar 830 mil- yon lira gelir elde ettiği belirtil- di. Rapora göre, Yönetim Kuru- lu üyelerinin giydirihniş ücretle- ri 9 milyar 448 miryon lirahk ma- liyete neden olurken yönetim, denetim, görevli yolluklan ola- rak da 2 milyar 221 milyon lira harcama yapıldı. Merkezde ve bölge temsilciliklerinde çalışan personelin ücret giderleri 77 mil- yar 825 milyon lira, yolluk gi- derleri 3 milyar 81 milyon lira olarak gerçekleşti. Personel kı- dem ve ihbar tazminatlan ile tabldot (yemek) için 11 milyar 332 milyon 893 milyon lira har- candı. Raporda, idari giderler için 29 milyar 79 miryon lira, eği- tim giderleri için 10 milyar 206 milyon lirahk harcama yapıldığı kaydedildi. Türk-lş, üyesı olduğu MPM'ye 1 milyar 197 milyon li- ra, ICFTU'ya 2 milyar 602 mil- yon lira, ETUC'a 8 milyar 97 milyon lirahk aidat ödedi. Başbakan Yılmaz'la görüşerek bütçeden eğitime ayrılan payın iki katına çıkanlmasını önerdi Ibrahim BetiPden6 8 yıl' uyarısı Betil, "Eğitim payı düşüyor." HAYRİYEMENGÜÇ Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı Başkanı. bankacı Ibrahim Betil, Mesut Yılmaz hükümeti- nin 8 yıllık eğitim yasası uygulamasındaki başa- nsının, bütçeden eğitim için ayıracağı kaynağın iki katınaçıkanlmasıylamümkün olacağını söy- ledi. Genel bütçe içinden eğitime aynlan yüzde 14'lük payın yüzde 8 olarak 3.5 miryar dolara in- digıne dikkat çeken Betil. "8 yılhk eğitime geç- meic.Tffrkiye'nin bugün bütçesinde eğitime ayır- dığı payıreelolarak 2'ye katlaması aniamma ge- Im Yaıu yüzde 8 değil, yüzde 16 payavrılmasıge- rekir" dedi. Üyelen arasında Koç, Sabancı, Tekfen, Do- ğuş, Eczacıbaşı gruplanndan temsilcilerin bu- lunduğu Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nın başkanı tbrahim Betil, geçen günlerde eski TÜ- SİAD Başkanı Halis Komili'nin evinde verdiği yemeye katıldığını ve davette bulunan Başba- kan'a da bu konudaki görüşlerini aktardığını söy- ledi. tbrahim Betil, bugün bütçeden eğitime ay- nlan payın en az üç yıl boyunca her yıl ikiye kat- lanarak arttınlması gerektiğıni kaydetti. Betil, "Eğer mevcut koalisyon hükümeti önümüzdeki kısa dönemde açıklayacağı programda bu kayna- ğı ayırabilryorsa. ancako zaman bu reformun ger- çekleştirilebileceğiyoiundasomutbir adım atıİdı- ğuıa inanınm" diye konuştu. Betil. şöyle devam etti: "Türkiye'nHi son 7-8 yıllık perspektifine ba- karsak, genel bütçe içinde eğitime aynlan pay sü- rekli duşurüldü. Siyasüerin tercihi ne yazık ki bu yönde oldu. Bu sene eğitimin bütce içindeki payı yüzde 14"ler seviyesinden yüzde 8'lere düşmüş- tür. Oysa bundan 10 yıl kadar önce Türkiye'nin eğitim bütçesi sarsunnıa bütçcsinin üzerindeydi. Şimdi ne yazık ki askeri harcamalann yansı dü- zeyine düşmüstür. Bunu eleştiriyorum." Betil aynca, Türkiye'de eğitime aynlan bütçe- nin bu şekliyle yüzde 88"inın cari harcamalara gittiğinden, yeni yatınm ve yenilemelere yön- lendirilemedığinden de yakındı. 8 yıllık eğitim yasasıyla birlikte devletin yaklaşık 100 bın öğ- retmene ve yeni dersliklere ihtiyaç duyduğunu belirten Betil, sözlerine şöyle devam etti: "8 yıl bir vitrindir. Bu dönemde siyasi birtakım gerek- çelerle çıkanlnıışOrama icini eğer iyi dotdurmaz- sak. yani sınıf mevcutlarry la. öğretmen >asıflany- la. öğretmen ücretierini artürarak. kitaplann ice- riğinigetiştirip değiştirerek bu gerçekleştirilemez- se bir işe yaramaz. Anladığım reform budur." Sivil toplum örgütleri 'Türkiye Avrupa'dan dftşlanamaz' STRASBOURG(AA)- Türk sivil toplum örgütle- ri temsilcileri, Avrupa Par- lamentosu'nda dün yapı- lan toplantıda, Türkiye'nin Avrupa'dan dışlanamaya- cağını ve demokratikleş- me konusundaki taleple- rinde ısrarlı olduklannı bildirdiler. Toplantıda ilk konuşma- yı yapan TESK Başkanı Derviş Gûnday. farklı sivil toplum örgütlerinin de- mokratik ve laik birTürki- ye için bir araya gelerek oluşturduklan platformun önemine dikkati çekti. Do- ğu'daki Islam cumhuriyet- leri ile Atatürk'ün kurdu- ğu demokratik ve laik cumhuriyet arasında bü- yük farklıhklar bulundu- ğunu belirten Günday, AB'nin bunun farkına var- ması ve yam başında kök- tendinci bir rejim istemi- yorsa buna göre tercihini yapması gerektiğini söyle- dı. Türk-lş Başkanı Bay- ram Meral ise yaptığı ko- nuşmada, Türkiye'de de- mokrasi konusunda eksik- likler olduğunu kabul et- tiklerini belirtti ve bu ko- nuda adımlar atılmasını is- tediklerini söyledi. Türk- lş'in, Yunan işçi sendika temsilcileri ile görüşmele- nne dikkati çeken Meral, i- ki konfederasyon olarak banşı geliştirmenin yolla- nnı ortak bir biçimde ara- dıklannı söyledi. TÜSİAD adına konuşan Munarrem Kayhan ise kuruluşunun, Türkiye'nin demokratik- leşmesinden yana olduğu- nu bildirdi ve Türkiye'de ekonomik liberalleşme ile birlikte siyasal liberalleş- menin de gerçekleşmesi gerektiğini kaydetti. Kay- han, TÜSİAD'ın hazırla- dığı demokratikleşme ra- poru konusunda da aynn- tılı bilgiler verdi. Türki- ye'nin AB ile gümrük bir- liğinin, ekonomik olarak geçen yılın aksine bu yıl olumlu sonuçlar vermeye başladığını ifade eden Kayhan, bazı ülkelerin Türkiye ile ilgili sorunlan- nı gürnrük birliğine taşı- mak istediklerini belirtti ve bunun gümrük birliği- nin işleyişine zarar verdi- ğini kaydetti. TOBB Başkan Yardım- cısı AB Rıza Taciroğlu ise konuşmasında, Türkiye'de insanlann AB ile aynı standartlarda yaşamak ve yükselen demokrasi stan- dartlannı yakalamak iste- diklerini söyledi. Taciroğ- lu, AB'nin Türkiye'ye tam üyelik konusunda ciddi bir strateji ve perspektif ver- mesi gerektiğini vurgula- dı. DİSK Genel Başkam Rıdvan Budak da Türki- ye'de sendikal haklann en azmdan ILO standartlan kadar olmasını istedikleri- ni ve demokratikleşmeye büyük önem verdiklerini söyledi. Türkiye'de toplu- mun çağdaş Avrupa de- mokrasilerine ulaşmak is- tediğini kaydeden Budak, "Bu isteğe engel oian ve bi- ri içinde bulunduğumuz mücadeleye iten faktörle- rin başuıda, devleti ydlar- dır yöneten sağ iktidarla- nn merkeziyetçi anlayışla- n geunektedir" diye ko- nuştu. TtSK Başkanı Refık Baydur ise konuşmasında, Türk insamnın hiçbir za- man dikta yanlısı olmadı- ğını, inanç ve etnik aynma karşı geldiğini vurguladı. 49 trilyon liralık alacak tahsil edilemediği için etkinliğini yitiriyor Fakir fonuna Hazine darbesiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dar gelirli ve bakıma muhtaç aılelere sosyal yardımlarda bulunmak amacıyla kurulan Sosyal Yardımlaşma ve Daya- nışmayı Teşvik Fonu, (Fak-Fuk-Fon) 49 trilyon liralık alacağını Hazine'den ala- mıyor. 3294 sayıh yasa ile kurulan ve amacı sosyal adaleti pekiştirici önlem- leT alarak gelir dağılımı dengesine kat- kıda bulunmak olan Fak-Fuk-Fon, Ha- zine'den 49 trilyon liralık alacağını tah- sis edemediği için etkinhğini yitiriyor. Şu anda yalnızca 3.4 trilyon lirası olan Fak-Fuk-Fon, bunun 2.5 trilyon lirasını 8 yıllık kesintisiz temel eğitim kapsa- mında dar gelirli ailelere eğitim yardı- mında bulunmak üzere kullandı. 6. sı- nıfa kaydolacak yoksul öğrencilerin ki- tap. kırtasiye. öğle yemeği ve bannma gereksinimlerini karşılamak üzere kul- lanılacak fon, geriye kalan 9 trilyon li- ranın kuruluş amaçlannı gerçekleştır- meye yetmemesi nedeniyle ışlevsizle- şecek. Fak-Fuk-Fon'dan sorumlu Devlet Ba- kanı Hasan Gemici'nin 49 trilyon lira- lık alacağı tahsis ederek, fonun işlevsiz- leşmesini önlemek üzere Hazine ile te- masa geçtiği öğrenildi. Ödeme gücü ol- mayan yurttaşlara sağlık hizmetlerinden bedelsiz olarak yararlanmalan için ye- şil kart sağlayan fon. terörle mücadele- den dolayı boşaltılan köylerin üniversi- te çağındaki çocuklanna karşılıksız burs da veriyor. Terör eylemlerinden zarar gören yıırttaşlann can ve mal kayıplan- nı, şehıt çocuklannm da ilk ve ortaöğ- retim masraflannı karşılayan fonun ge- lir kalemleri şöyle: 9 Trafik cezalannın yüzde 50'si. # TRT reklam gelırinin yüzde 30'u. # Gelir ve KurumJar Vergisi mükel- leflerinin ilave olarak ödeyeceği yüzde 4'lük paylar. # Akaryakıt tüketim vergisi hasıla- tının binde ikisi. # Diğer fonlardan aktanlan yüzde 10'luk paylar. T ü r t d y e Taşkömürü Kunımu'na (TTK) bağu Armutçuk Iş- letmeMüdür1üğü'ndeçanşanmadenişçUeri,könıür ocakla- nnın özelleştirilmesini protesto etmek amacıyla yürüyüş yaptılar. ,\rmutçuk İşletme Müdürlüğü'ne ait Alacaağ- n maden ocaklannın ldraya verme yöntemiyle özelleştirilmesine tepki gösteren yaklaşık 250 maden işcisi, uygu- lamayı vürüyerek protesto etti. İşçiler "Ne pahasına olursa olsun özel sektöre ocaklarımızı \ermeyecegiz. Peşkeş çektirmeyeceğiz" diye konuştular. Genel Maden-İş Sendikası Armutçuk Şube Başkanı Rahmi Yaman da maden ocaklannın özeUeştirihııesini engellemek için yasal yollara baş\ııracaklannı bildirdi (Fotoğraf: AA) BENCE UluslamrasıIktisatKongresiyarın başhyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ekonomi, bilim, teknoloji konulannda dünya ve Türkiye'deki gelişmeler ile bi- limsel çalışmalann masaya yatınlacagı I. ODTU Üluslararası Iktisat Kongresı, 200'ün üzerinde Türk ve yabancı bilim adamının katılımıyla 18-20 Eylül tarih- leri arasında toplanacak. .ABD, Ingiltere, Kanada, Fransa, ts- panya, Israil, Hindistan, Hollanda, Al- manya, Danimarka, \rzn ve Türkiye'den 200'ün üzerinde bilim adamının katıla- cağı kongrede 47 orurum ve 3 panelde dünya ekonomisı ve bu çerçevede sana- yide bilim. teknoloji konulannda tebliğ- ler sunulacak. Kongrede, "Tûridye'de Sanayi ve Teknotojüeri", "Türkhe'de tktisâdi Düşüncenin Evrimi", "Türidyt Ekonomisinin Gelişme Dinamikleri" başlıklı 3 panel düzenlenecek. Panelle- re. akademisyenlerin yanı sıra TÜBİ- TAK, TÜBA, YÖK, ODTÜ, TTGV, KOSGEB, Merkez Bankası, Hazine ve DPT'den üst düzey yetkililer katılacak. IZZETTtN ONDER 12 Eylül'den 23 Şubara Her mesleğin meslek sahibinde oluşturduğu bir hastalık vardır. Bilindiği gibi, buna da 'mesleksel cte- formasyon' adı verilmektedir. Işte bugün böyle bir for- masyonla (isterseniz, deformasyon diyelim) bir konu- yu tartışmak istiyorum. O da, 12 Eylül ve 28 Şubat'ın nitelikleri ve benzerlikleridir. Başvurulan araç ne olursa olsun, her ikisi de sis- temin işleyişine yapılmış olan birer müdahale nrteli- ğindedir. Görüntü ve ortaya çıkış biçimi nasıl olursa olsun, her ikisi de toplumsal huzursuzluklar gerekçe- sine dayandınlmıştır. Ancak bu iki müdahaleye neden olan taraflar farklıdır. fakat kazanan hep aynı taraf ol- muştur. Işte bugün bu konulan, gayet kısa ve öz ola- rak ve her türtü heyecandan uzak bir biçimde tartış- mayı amaçlamaktayım. Once biraz olaylan, yani tarihçeyi hatrlayalım. 12 Eylül'ün görünür gerekçesi terör ve şiddet, 28 Şu- bat'ın görünür gerekçesi ise irtica olarak topluma yansıdı. Her iki durumda da toplumsal huzursuzluk yükselerek dış müdahaleye yeşil ışık yakt. Bu gerek- çelerde doğruluk ve geçeriilik payı da yok degildır. Zi- ra, 1961 Anayasası'nın (..bedene bol gelen!) sağla- dığı ortam ve diğer koşullar içinde büyüyen sol, bir tehlike ve tehdit olarak topluma işlendi ve toptum ta- rafından da öylece algılandı. Biraz deneyimsizlik, bi- raz da provokasyonlarla toplumsal olaylar büyüdü ya da bazı merkezlerce büyütüldü. Benzer biçimde RE- FAHYOLyönetiminde de devlet kademelerinde kad- rolaşma ve tabanın saldırgan tavn toplumu huzursuz etti. Bu görüntülerin alt katmanlanna indiğimizde, ka- zan dairesinde, başka alanlarda çok değişik planla- nn yapıldığını görürüz. 1970'lerin sonuna nasıl geldi- ğimizi hatırlamaya çalışırsak şunlar gelir belleğimıze: Döviz darboğazı, bazı mallann yokluğu ya da kıtlığı, grevlervb... Bunlardaana neden değildir. Birkatman daha derine inersek ana dokuya ulaşınz. Burada sa- bit kur ve denetimle faiz polrtikası ve 1970'lerin son- lanna doğru gerilemekle beraber, genelde gelişen sendikal haklar ve ücretleri gorürüz. Kısaca, ekono- mi tkanmışt, üretim ve ihracat tehlike sinyalleri ve- riyordu. Bu krizden çıkış ve sermayenin yeniden yapılan- ması yoiunda yeni kaynaklara gereksinme duyuldu. Kaldı ki, ihracatın önünün açılması ve karaborsa fa- iz ve kur politikalanna müdahale, serbest faiz ve de- ğişken kur politikalannı, gündeme getiriyordu. O za- man ücret bastırması kaçınılmaz oldu. Zaten, dışan- ya açılmaya çalışan ekonomıde, üretımde göreli ve- rimsizliğin ücret bastırmalan, vergi teşvikleri ve bol devlet kredisi ile aşılabilecegi düşünüldü. Kısacası, sermayenin yeniden yapılanması, emeğe ve devtete abanma politikalan üzerine kuruldu. Bu arada tanm, küçük esnaf vb. gibi büyük ve özellikle ihracata yö- nelik sermaye dışı kesimlere de kollannı uzatmayı unutmadı ahtapot. Bu politikalar demokratik ve par- lamentersistem içinde hayata geçirilemezdi. Kısaca- sı, 12 Eylül'ün çok kaba ve tek yanlı yorumu (meslek deformasyonu), tarihsel emek-sermaye çatışması- nın bir ürünü ve doğal tarafı olarak yapılabilir. 12 Ey- lül müdahalesi, tarihsel çatışmada taraf olduğundan dolayı, üzerinden 17 yıl değil, 117 yı) da geçse mü- dahalenin izleri silinemez. Çünkü, bu izler 12 Eylül'ün değil, fakat sistemin dayatmalandır. Bu nedenle, 12 Eylül suçlamalan yaparak sistemi aklayacağımıza, 12 Eylül'ü sistemin bir aracı biçiminde yorumlamak daha doğru geliyor, bana. Kabaca, 1980 politikalan olarak anılabilecek olan ekonomik uygulamalar iki koldan, bu uygulamalar- dan avantajlı çıkan sermayeye karşıt güçlen üretti. Bunlardan birincisi, önceleri TÜSİAD-Odalar Birliği çatışmasında yansıyan ikinci grup sermaye çevresı- dir. Daha çok küçük ve orta boy işletmelerde boy gös- teren, fakat bilinen ve bilinmeyen kaynaklardan akan kaynaklarla hızla büyüyen bu sermaye grubu MÜSİ- AD'ı oluşturarak büyük sermayenin alanını zoıiama- ya başladı. Bu sermaye kesimi ile, fakir ve orta gelir düzeyindeki toplum kesimi de hem üstyapı dokusun- da hem de ekonomik tabanda birleştirilip bütünleş- tirilmeye çalışıldı. Çeşitli örgütler, oluşturulan bu eko- nomik kesıme sermaye, müşteri vb. kolaylıklar sağ- layarak kendi piyasa çevrelerini oluşturdular. Böyle- ce, öteden beri politik müdahalesini sürdüren bu- günkü Refah Partisi, ekonomik bir tabana ve güce oturmaya başladı. Işte bu nokta, hem Refah'ın ikti- dargücünü ve ivmesini yükseltti, hemdesonun baş- langıcını oluşturdu. Refah Partisi, altına ekonomiyi çekmeye başladığında hızla yükselme rayına girmiş oldu. Zira, alttaki ekonomik taban, ancak partilerini iktidar yaptıklan zaman, daha ileri düzeyde örgütle- nip daha güçlü kaynaklara hâkim olabileceğini gör- dü ve anladı. 1980 politikalannın dışladığı ve bu nedenle serma- ye karşısına çıkmaya aday emekçi kesimler ise, so- lun dağıtlmış olması, toplumun depolitize edilmesi ve işsizlik karştsında Refah Partisi'nin vaatleri sonu- cunda dezorganize, etkisiz ve güçsüz kalmanın öte- sinde, Refah'a destek oldu. Ne var ki bu oluşum, Refah'ı iktidar (..koalisyon or- tağı değil!) yaptı, fakat aynı anda sermayeler arası ça- tışmayı ve bu çatışmanın şiddetJenmesini gündeme getirdi. 28 Şubat müdahalesinin, hiç kuşkusuz, aynı değerde diğer nedenleri yanında, temel ekonomik nedeninin sermaye-emek çatışması değil, fakat ser- mayeler arası çatışma olduğunu düşünüyorum. 28 Şubat hareketi sermayeler arası çatışma üze- rinde yükselirken kullandığı söylemler sermayenin güçlü kesimi ile emekçi gruplan da bir araya getirdi. Böylece, güçlü sermaye kesimi, sadece tarihsel kav- ga ve emelini toplum gözünden uzak tutmakla kal- madı, fakat aynı zamanda, toplumu bir uçurumdan kurtarma misyonunu yüklenmiş olmanın edasını da takınmış oldu. 28 Şubat hareketinin çatışmalar kronolojisine son noktayı koyduğunu sanmıyorum. Çünkü tüm bu ça- tışmalara kaynaklık eden derindeki neden, maalesef, aynı niteliğini korumaktadır. Bu derindeki nedenler arasında, bugün kahraman edası takınan tüm eko- nomik güç odaklan, siyasal liderler ve kısacası siste- min yapısı ve işleyişi bulunmaktadır. ELEMAN Kitap konusunda deneyimli, en az lise mezunu, 25 yaşını aşmamış, ofis makinelerini kullanabilen bayan satış elemanlan aranmaktadır. Tel: 514 01 95 - 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle