Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyetİmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç
0 Genel Yaym Koordınatörü; Hikmet
Çetmkaya 0 Yazuşlen Müdüıten. İbrahim
Yüdız - Dinç Tayanç • Somralu Mudür
Fikret İlkiz 0 Haber Merkezı Müdüru:
Hakan Kara •Görsel Yönelmen: Fikret Eser
Dış Haberler Şinasi Danrçoğlu 0 Isohbarat. Cengiz
Yıldınm 0 Kultur Handan Şeoköken 0 Spor
4bdülkadir \ ücclman 0 Ekonomı Scda Oğuz
0 Niakaleler Sami Karaören 0 Duzetane AbduBah
Yazıcı0 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu •Bılgj-BelgE
Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen. Mehmet Faraç
YaymKurulu. tlhan Sdçuk(Başkan).
Orhan Erinç. OkU> Kurtböke.
HikmetÇetinkaya, Şükran Soner,
Ergun Bakı. Dinç Tayanç. tbrahım
Yıldız. Orhan Bursalı. Mustafa
Balbay. Hakan Kara.
AnkaraTemsılcısı. Mustafa Balba> AtatürkBulvanNo:
125,Kat:4,Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020(7hat). Faks:
4195027 0 tzmır Temsilcisi: Serdar Kızık, H Ziya
Blv. 1352S.2'3Tel:4411220. Faks 44191170Adana
Temsilcısi: Çetin Yigenoğlu, InönüCd 119 S. No: 1 Kat: 1,
Tel:363 12 11, Faks: 363 12 15
Muessese Müdüni: Cstün Aknren •
ICoordınator Ahmet Kornlsan •
Muhasste Bâknt Yıwr»Idare Hüseyin
Gfirer • lşletme. Önder Çelik • Bılgı-
tşlem Nafl İnai • Bılgısayar Sıstera
Mürih et Çikr • Sanş- Fazüet Kuza
MEDYA C: • Yönetım Kunılu
Başkanı - Genel Mudür Gölbin
Erduran • Koordınatör Reha
Işıtman # Genel Müdûr Yardnncısı:
Mine Akdağ Tel 514 07 53 -
51395 80-51384«Wl,Faks.51384O
Y~avımfc»an >e Basaa: Yeıu Gûn Haber Ajansı, Basın ve Yaymcılık A.Ş
Türkociğ: Cad. 39 41 Cağaloğlu 34334 tst PK. 246 Isıanbul fel (0(212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212)513 85 95
17EYLÜL1997 lmsak: 5.12 Güneş: 6.39 Öğle: 13.06 tkındi: 16.33 Akşam: 19.18 Yatsı: 20.40
ftranlara telif
zorunluluğu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Kültür Bakanlığı.
telıf haklanrun korunması
amacı>la televizyon
kuruluşlanna "televizyon
gösterim belgesi" alma
zorunluluğu getirdi. Buna
göre. televizyonlarda
yayımlanacak eserlerin
bakanlık tarafindan
belirlenen belge
ücretlerinin, Telif Haklan ve
Sinema Genel
Müdürlüğü'nün hesabına
yatmlması ve televizyon
gösterim belgesinin
örneğıne uygun
hazırlanarak bakanlığa
onaylattınlması gerekiyor.
Belgesiz gösterimde
bulunacak televizyonlar
içın, ilgılı yasanın ceza
hükümleri uygulanacak.
Behçet Aysan
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Tûrk Tabipleri
Birlığı(TTB), 2Temmuz
1993'te Sıvas'ta katledilön
şair Dr. Behçet Aysan adına
üçüncüsü dûzenlenen şiir
ödüllerinin sahiplerini
açıkladı. Arif Damar,
Şükran Kurdakul, Emin
Özdemir, Ahmet Cemal,
Ahmet Telli ve Ahmet
Erhan'dan oluşan seçici
kurul. 118 eser arasından
Devrim M. Dirlikyapan'ın
"Karla Gelen" adlı eserini
ödüle değer buldu. Ödül, 27
eylül cumartesi gûnü
Ankara Resim Heykel
Müzesi'nde düzenlenecek
törenle sahiplerine
verilecek. Törende, Ezginin
Günlüğü grubu bir konser
verecek.
Yüzyılınson
ay tutulması
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) -Akşam dünyanın
gölgesi düştü aya. Ve ay
dûnyaya kızılca gülümsedi.
Gülümsemeleri yorgundu
dudaklannda. Bin yılın son
ay tutulması, Ankara
Hipodrom'da şenlikle
izlendi. Amatör
Astronomlar Derneği'nin
(AMAD) düzenlediği
etkinlikte müzik eşliğinde
uzay görüntüleri, halk
oyunlan, havai fışek
gösterileri sunularak ay
tutulması ve Mars'taki son
çalışmalarla ilgili bilgiler
aktarıldı.
Parametre'nin yaptığı araştırmaya göre halkın yüzde 80'den çoğu tüp geçit istiyor
Istanbul 3. köprüye karşıtstanbul Haber Servisi - tstanbul
halkının yüzde 80'den fazlasmın ts-
tanbul'a "köprii değiL tüp geçit ya-
pumasını istediği"behrlendi. Istan-
bullulann büyük bölümü, 3. köprü-
nün çevreye ve yeşil alanlara zarar
vereceğmi savundu. Parametre Araş-
ürma'nın Genel Koordinatörü Settm
Ergin. "Kamuoyununduyarhkğı sa-
dece çevreyle ilgili değiL İstanbul için
uygun olan ulaşım sisteminin de tüp
geçit olduğunu düşünmesi bilinçlen-
me diizevüıi gösteriyor" dedi.
Parametre Araştırma, 'İstanbul
BoğazTnda Üçüncü Geçiş" ıle ilgili
yaptığı araştırma sonuçlannı dün
• Araştırmaya katılanlann büyük bölümü, 3. köprünün kentte çevreye ve yeşil alanlara
zarar vereceği görüşünde. Parametre Araştırma'nın Genel Koordinatörü Selim Ergin,
"Kamuoyunun duyarlılığı sadece çevreyle ilgili değil, İstanbul için uygun olan ulaşım
sistemmin tüp geçit olduğunu düşünmesi bilinçlenme düzeyini gösteriyor" dedi.
açıkladı. 1243 kişi üzerinde, yaş ve
cinsiyet kategorisi uygulanarak ya-
pılan araştırmada "Sizce İstanbuTda
üçüncü boğaz geçişi nasü olmah-
dır?" sorusuna. araştırmaya katı-
lanlann yüzde 81.3 'ü "tüp geçit fle"
yanıtını verdi. "üçüncü köprii Ue"
yanıtını verenlerin oranı yüzde
17.1 'de kalırken, *fikrim yok" diyen-
lerin oranı yüzde 1.6 oldu.
"Sizce üçüncü köprünün yapıl-
ması İstanbul'da çevreye ve yeşil
alanlara zarar verir mi?" sorusuna,
deneklerin yüzde 60.2'si 'evet' ya-
nıtını verdi. Bu soruya 'hayır' diyen-
lerin oranı ise yüzde 38.2.
Tüp geçit isteyenlerin yüzde
66.3'ü üçüncü köprünün çevreye ve
yeşil alanlara zarar vereceğini savu-
nurken üçüncü köprü isteyenlerin
ise yüzde 30.4'ü bu görüşü payla-
şıyor.
Parametre Araştırma'nın Genel
Koordinatörü Seüm Ergin, araştır-
ma sonucuna göre, tüp geçit isteyen-
lerin oranının yüzde 81.3 iken, bu
grubun yüzde 66.3'ü 3. köprünün
çevreye zarar vereceğini düşündü-
ğünü belirterek şunlan söyledi:
"Bu demektirIdtüp geçitisteyen-
ler sadece, 3. köprünün çevreye za-
rar vereceğini düşünmüyor. Tophı ta-
şımayı içerdiğj için tüp geçidin da-
ha doğru bir ulaşım sistemi olduğu-
nu düşündüğü ortaya çıkryor. Kamu-
oyunun duyarhnğı sadeceçevreyle U-
gili değil, istanbul için uygun olan ula-
şun sisteminin de tüp geçit olduğu-
nu düşünmesi bilinçlenme düzeyini
gösteriyor. Üçüncü köprüyü isteyen
yüzde 17.1 oranındaJd grubun ise
yüzde 30.4'ü üçüncü köprünün çev-
reye ve yeşil alanlara zarar verece-
ğini kabul ediyor. Bu grup çevrenin
zarar göreceğini bikrek köprüye
evet diyor."
Önemli ölçüde tanm alanı haline gelen Avlan Cölü'nün (solda) ortasından bir de yol geçiyor. Sulan kanallaria boşaHüan Gölhisar Cölü de (sağda) hızla kuruma yolunda.
Türkiye,göHerinigeriistiyorANTALYA(Cumhuriyet)-GöllerYöresi'nin
yok almasına izın vermek istemeyen Türkiye
Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) "Göüeri-
miziGeritstiyoruz'' kampanyasınabaşladı. 20-
21 eylül tarihlennde gerçekleşecek "GöDerZir-
vesTne birçok bilim adamı ve çevreci kuruluş-
lar katılacak.
Toplam 21 gölün ll'inin kuruduğu ya da
kurutulduğu Göller Yöresi'nin iklimsel deği-
şikliğinin yöre tanmına da zarar verdiğini anım-
sâtan TTKD Antalya Subesi 2. Başkanı Hedi-
ye Gündüz, "Biz TTKD olarak göüerünizi ge-
ri kazanmak için herkesi çaba göstermeye da-
vet ediyoruz. Göller Yöresi neredeyse aduıı ko-
ruyamayacak duruma gelrrıiş, 'Çöller Yöre-
si ne dönüşmeye başlamış. İklim İç Anadolu
ikhmi özelüği göstern'or. Son 10 yü içinde böl-
genin statik yeralt suyu düzeyinde önemli dü-
şüşler görüklü. Bu gidişle yöreye kurakuk hâ-
kim olacak, bunun sonucunda da \oksulluk
kentlere göçler başlayacaktır" dedi.
Hediye Gündüz, düzenledikleri •'GöDerZir-
vesTne de çe\Teye duyarlı tüm kişi ve kuruluş-
lann davet edildiğinı bildirdi.
lrili ufaklı 21 gölden oluşan Göller Yöre-
si"nde kuruyan, kurutulan ve yaşam mücade-
lesi veren göller şöyle tespit edildı:
Avlan Gölü. 1970'li yıllarda kurutulmuş ve
göl yatağı tanm alanı olarak kullanılıyor. Çev-
resi sedir ormanlanyla kaph göl alanında 22 bin
su kuşu bulunuyordu ve şimdi o susuz.
KaragöL 1953 yılında daha kurutulmadan
tapulan dağıtıldı.
Girdev Göhı'nü yörenin yaşhlan anımsıyor.
Manav Gölü alanında tanm yapıhyor, halk
tapu almak için mahkemede. Artık susuz.
Akgöl 10 yıldır susuz ve alanla ilgili koru-
ma statüsü bile yok.
Genceh'Gölü 1960'h yıllarda kurutuldu Ba-
lık üretilıyordu ve çevresi ördeklerin uğrak ye-
riydi.
Sugla GöJü bahar ve kış aylannda su tutuyor.
25 bin hektarhk göl yazlan kuruyor.
KarateşGölü Karamanlı Barajı tarafindan teh-
dit edihyor. Baraj su tutmaya başlayınca gölün
ancak yansı doluyor ve balıkçılıkta önemli öl-
çüde değer kaybetti. Göl, 1995 yılında Yaban
Hayatı Koruma Sahası olarak ilan edildi.
Yazu-Göfö ıleYanşnGölü. Genceffi Gölü nün
sulannı taşıyan dereler tarafindan beslenıyor-
du. Genceli koruyunca bu göller de yok oldu.
GöBssarGölü, ilçe ovasınırı sulanmasında kul-
lanılıyordu. Göl toprağı tüccarlar tarafindan
alınıp torf olarak iç piyasaya sürülüyor. Aynca
gölün yakınlanndaki kum ocaklan da doğal
yapıyı bozduğu için yaşamak için mücadele
ediyor.
Salda Gölü dünyanın berrak ve 184 metreye
varan derinliği ile Türkiye'nin en derin gölle-
rinden birisi. Göl alanı 1. derece StT alanı ol-
masına karşın, kıyısından kum talanı sona er-
dirilememiştir. Gölü besleyen dere üzerine ba-
raj yapmak isteniyor.
Burdur Gölü Türkiye'nin ilk beş Ramsar
alanından birisidir. Dikkuyruk kuşlannın dün-
yadaki en yoğun yaşadığı yer konumunda. Ya-
pımı tamamlanan Burdur-İsparta Havaalanı ile
Organize Sanayi Bölgesi'nin tehlikesi altında.
Eğirdir HovTan Gölü'nün, içme suyu ve kul-
lanma suyu için kullanılmasına karşın, son 25
yıl içinde göl seviyesı 2.5-3 metredolayındadüş-
tüğü belirlendi. Çevresindeki yapılaşmalann
hızlanması, doğal sahıllerin doldurulması ne-
deniyle balık ve kerevit nüfusu azaldı. Tespit-
lere göre 5 yıl içinde susuz kalacak.
Aagöi, Çardak Organize Sanayi Bölgesi'nin
tehdidi altında bulunuyor.
Beyşehir Gölü, Türkiye'nin en büyük tatlısu
gölü. Ktzıldağ ve Beyşehir Milli parklan adı al-
tında koruma altına alınan gölden su alımuıın
artması ve besleyen derelerin kuruması yüzün-
den seviyede düşüş gözleniyor.
KovadaGölü'nü besleyen Eğirdir Gölü'nün
su sevıyesi düştüğü için bu gölde beslenme
durdu. Birbirine bağlayan kanal ise bataklık
haline dönüştü. Göl içinde adacıklar oluştu,
yok olmak üzere olduğu kesinlik kazandı.
Beylerli Gölü'nün kaynaklan kurudufu için
bu göl de tamamen kurudu. Kuş alanı olması-
na karşın su bulunmuyor.
KurugöL önemli kuş alanı olmasına karşın
kurutuldu.
BİNBİRDELtKOTU DEPRESYONA ÇARE OLDU
Doğal Prozac'a büyük îlgi
Çeviri Servisi - Son yıl-
lann mucizevi depresyon
ilacı 'Prozac'a karşı geliş-
tirilen ve Prozac'ın istenme-
yen yan etkılerini taşımayan
bitki özlü doğal bir ilaç, Av-
rupaülkelerinde ve ABD'de
yaygın bir şekilde kullanı-
lıyor. Haftalık Time dergi-
sinin son sayısında yer alan
habere göre bilimsel adı
Hypericum perforarum
olan ve Türkiye'de büıbir-
deükoru olarak tanınan çi-
çekli bir bitkiden elde edi-
len ilaç, doğal bir anti-dep-
resan olarak doktorlar ta-
rafindan da yoğun olarak
• Türkiye'de binbirdelikotu olarak bilinen
'Hypericum perforatum' adlı çiçekli
bitkiden elde edilen ilaç, son yıllann mucize
depresyon ilacı Prozac'a rakip oldu.
öneriliyor.
Amerikan Kasını, çoku-
luslu ilaç şirketi St John's
tarafindan piyasaya çıkan-
lan ilaca yoğun ilgi göste-
riyor. Ünlü TV kanalı
ABC'de Barbara VValters'ın
hazırladığı programda,
"Depresyon hastası mihon-
larcaAmerikafanm tek umu-
dıT olarak tanıtılan ilaç,
New York Times gazete-
sinde yer alan bir tanıüm
yazısmda da "Prozac'a ra-
kip" olarak değerlendirili-
yor. Almanya'da LJchrwer
Pharma ilaç şirketi tarafin-
dan üretilen ilaç. Kira ve
Jarsin adı altında satılıyor.
Hypericum modası ilk
önce Almanya'da başladı.
Prozac satışlannı geride bı-
rakan Jarsin, ülkede en faz-
la tüketilen ilaçlann başın-
da geliyor. Amerikalı mes-
lektaşlanna göre doğal ilaç-
Anadolu'da yaygın
Binbirdelikotu,
e-posta : tan (d prizma.net tr
ter(H>pericace-
ae) famih^sının
Hypericum cin-
sinden türlere,
özdlikk1
Hyperi-
cum Perfora-
tum'averiknad.
Çok yılük otsu
birbiadolanbin-
birdelikotu (H.
PerfiHatanı)Av-
rnpa ve Anado-
lu'da yaygındır.
Yapraklannda-
kisa^dam nokta-
lar öağ bezleri)
nedeniyle bu ad-
ia anılan bitkiye, çeşitli yörelerde "sankantaron", "ko-
yunkıran", "kılıçotu'' ve "majiasılotu'' da denir. Yûk-
seMğı 30-8DcDi olan binbirdetikotuntınyapraklan kar-
şılıkh ve sapsız, çkjekkri parlak sandır. Halk arasmda
çiçekli dallannın zeytüıyağında bekletilmesiyte elde edi-
len kanşım, dıştan uygulanarak yaralann tedavisinde
kuDanılır. Aynca yine çiçekli daİlanndan hazırianan
çaylann pekiik vericL spazm çö/ücü. vatıştıncı \e kurt
düşürücü etkisi vardır. Türkiye'de özellikle Kuzey Ana-
dote'da bulunan büyük çiçekli binbirdelikotu ,Bab Ana-
dolu'da bulunanpüren vemayasılotu gibibazıtürlerde
halk arasmda tedavi amacıyla kullanümaktadu;
(AnaBrkannka, CUt 4, sayfa 174)
lara daha meraklı olan Al-
man doktorlar, yan etkisi
yok denecek kadar az olan
bu ilacı hastalanna gönül
rahatlığı ile öneriyorlar. Or-
ta şiddetteki depresyon va-
kalannın tedavisinde kul-
lanılan ilaç, geçen yıl 66
miryon dolarlık satış yaptı.
Hypericum'un bu denli
yaygın kullanımına karşın
yararlanna ilişkin kuşlcular
henüz giderilmiş değil. Bri-
tish MedicalJournal'da yer
alan bir arastırma, vaka sa-
yısı (23 klinik vaka) ve sü-
re (bir yıllık bir süre) açı-
sından bilim adamlannı ye-
terincetatminetmedi. ABD
llusalSağhkEnstitüsünün
başlattığı uzun vadeli ça-
hşma sonuçlandığı zaman
bu konudaki kuşkulan gi-
derecek.
Doktorlann tek endişe-
si bu ilacı kullananlarda or-
taya çıkabilecek serotonin
sendromu. Bulantı, konuş-
ma zorluğu ve kas spazmı
şeklinde kendini gösteren
serotonin sendromu, birkaç
anti-depresanın aynı anda
kullanıhnasından kaynak-
lanıyor.
Frankfurt Eczacılar Bir-
liği Başkanı VVaher Mül-
ler, "Prozacgifoi beyinde se-
rotonin salgısını arttıran
Hypericum, bunaek olarak
depresyona i>i gelen Dopa-
min veNorepinefrin gibi ild
güçlü beyin salgısını daha
harekete geçiriyor'' diye ko-
nuşuyor.
Ne var ki bazı psikıyat-
ristler Hypericum'un bu ka-
dar yaygın kullanılmasına
karşı çıkıyorlar. Hyperi-
cum'a bu kadar bel bağlan-
masını doğru bulmayan bu
psikiyatristler, intihar egi-
liminin baskın olduğu şid-
detli depresyon vakalann-
da Hypericum'un yarar sağ-
lamadığmı ileri sürüyorlar.
'Anadolu 2000' projesi
Turizmde
2000 atağı
ANKARA (AA) - Turizm Bakanı tb-
rahim GürdaL, Hıristiyan âleminin Hz.
İsa'nın 2000. doğum yüını Türkiye'de
kutlaması için bir dizi çalışma başlattık-
lannı bildirdi. Gürdal, "Anadolu 2000"
adı altında gerçekleştirilecek bu proje
için, Papa'dan yardım isteyeceğini kay-
detti. "Anadolu 2000" projesıne büyük
önem verdiklerini ifade eden Turizm Ba-
kanı Gürdal. "Türk topraklan, dünya-
nın neresinden getirse gelsin. hangj din-
den olursa olsun bütün insanlara açık-
ör" diye konuştu.
Bin yılda bir gerçekleşecek bu kitlesel
hareketten mümkün olduğu kadar pay
almanın, projenin çıkış noktalanndan bi-
rini teşkil ettiğini anlatan Gürdal, Vati-
kan'dan üst düzey bir yetkilinin, Huisti-
yanlık için önemli bir merkez olan An-
takya St. Pierre Kilisesi ile Tarsus St. Pa-
ul Kilisesi'nde incelemeler yaptığını bil-
dirdi. Gürdal, "Ben de 2000 yüında, Pa-
pa'yı kendi din kültürterini yerinde gör-
mesi için davet edeceğûn. Anadolu 2000
projesi için kendisinden dış kaynakh kre-
di ve yardım isteyeceğinı"dedi.
372 eser satılacak
Osmanlı tarihi
açık arttırmada
LONDRA (AA) - Değişik dönemlerde
Türkiye 'den ve Osmanlı yönetimi altında
kalan diğer bazı ülkelerden u
toplanan"
372 tarihi eser, Sotheby's'in 17 Ekim'de ya-
pacağı "The Turkish Sale" adlı açık arttır-
mada satışa çıkanlacak. 16. ve 19. yüzyıl-
lar arasmda, Türk ve bir kısmı da yaban-
cı ustalann elinden çıkmış çok sayıda Os-
manlı hanedanı eşyası ile bu dönernden kal-
ma diğer tarihi eserler. Ingiltere'de "anti-
kaseverierin" ilgisine sunulacak.
Açık arttırma öncesinde Sotheby's'in
bastırdığı özel katalogla tanıülan eserler ara-
sında mücevherden bakıra, silahtan tablo-
ya, tekstil ürününden el yazması panola-
ra kadar çok sayıda paha biçilmez eşya
yer alıyor. Sotheby's kataloğunda Osman-
lı tmparatorluğu sırarlan içinde bulunan Su-
riye'den getinlen bir "oda" bile bulunuyor.
"Haraç-rnezat" satılmaya hazırlanılan
372 parça tarihi eser arasmda bulnnan U.
Abdülhamit'e ait üzeri kıymetli taşlarla
süslü ve tuğralı sigara tabakası 4 bin ile 6
bin sterlin arasında fiyatla arttırmaya gi-
riyor. Yine padişah tuğralı Abdülaziz'e ait
enfıye kutusu 10 bin. Prens Necip Abdul-
lah'ın olduğu belirtilen tombak 8 bin, IQ.
Seiün'e ait bir altın yüzük ise 6 bin sterlin
fiyatla alıcılann karşısına çıkanlıyor.
Pek çok tablonun da yer aldığı açık art-
tırmada fiyat rekorunu ünlü Rus Ressam
Ivan Konstantivkh A>-vazovski'nin eserleri
elinde bulunduruyor.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
'Ayrıcalık Kalkanı'
Gençler, acaba bu hissi, anlayabilecek mi? Sa-
hici bir radyo alıcısını, ben, hayatımda ilk de-
fa, llgın'da (Konya) görmüştüm: Uzay yeşili
kadranı, sihirli göstergesi, yabancı şehir adlan
(Zagreb, Bari, Münster, vb.) beni adeta büyü-
lüyordu. Oyıllardaradyo, -en azından Türkiye'de-
çok yeni, hepi topu, takatı zayrf bir Ankara ve-
ricisi var, hepsi bu; alıcılar, daha ziyade büyük
şehirlerdeki zengin evlerinde boy gösteriyor Pe-
ki, llgın'daki bu radyo kimin evinde?
Sorunun cevabı, tartıştığımız gerçeğin, eski fa-
kat somut bir 'tesbit'i olacaktır: Radiola marka
o 'bataryalı radyo', ilçenin yeni kurulan 'Memur-
lar Kulübü'ne alınmıştı; dinleyenler de, tabii on-
lar: Meşrutiyet'ten itibaren, gittikçe merkezile-
şen ve güçlenen bürokrasi, 'taşrada' kendini
halktan ayırmaya özen göstermiş; memurlar,
çarşı kahvelerine çıkacak yerde, askeri ya da mül-
ki 'mahfeller'e çıkmıştır; erken cumhuriyet dö-
neminde, bunlara 'kulüp' deniyordu.
30'lu ve 40'lı yıllarda, Anadolu'da gezerken,
birçok ilçede benzerlerine rastlamıştık: Nitekim,
llgın'dan sonra gideceğimiz Balya'da (Balıke-
sir) da böyle bir 'lokal' mevcuttu: ünlü Sait Çe-
lebi'nin ağzından, ilk radyoda maç naklini de,
orada, o radyodan dinlemiştim. Bilmem söyle-
mem gerekir mi? O zamanlar, o ilçelerde ne hal-
kın radyosu vardı, ne de çarşı kahvelerinin! Lâf
aramızda, bu kahvelerin 'müdâvimi' bazı memur-
lar, âmirlerince pek de iyi gözle görülmezlerdi.
Yâni, 'mantalite' bu!
Bir 'bilen', bu konuda ne diyor?
Anadolu Ihtilâli, Sovyet ihtilâli gibi yurt içi
örgütlenmesinde 'siyasikomiser
1
kullanama-
mıştır; 'siyasi komiser' için, önce düzenli bir par-
ti, dahası bu partinin 'demokratik merkeziyetçi'
bir örgütlenme içinde olması şarttı; oysa Ana-
dolu fnkılâbı, partisini neden sonra, hayli gev-
şek dokumalı bir 'cephe' olarak örgütleyecek-
tir; o yüzden, 'inkılâbı ve cumhuriyeti müdafaa
ve muhafaza' memur kesimine düşüyordu; 'si-
vil' ve 'askeri' bürokrasiye! Bu 'inkılâp' görevi,
zamanla -ne yazık.ki- bir ayncalığa (imtiyaza) dö-
nüşmüştür; esasen Meşrutiyet'ten kalma bir
temeli de vardır: ünlü 'Memûrîn Muhâkemât
Kanunu'(1913).
Bunu ben söylemiyorum, 'birbilen' söylüyor:
Yargıtay 4. Ceza Dairesi Başkanı, Dr. Sâmi
Selçuk, konuyla ilgili olarak; demiş ki:
Türkiye'de Osmanlı'dan kalma bir yazılı hu-
kuk var ki, bir örneği daha dünyada yok: Os-
manlı'dan kalma Memûrîn Muhâkemât Ka-
nunu, bu! 1913ten beri yürüriükte olan bu ya-
saya göre, memur bir suç işlediği takdirde,
bu suça Cumhuriyet savcısı kendiliğinden
el atamaz; bu suça Idare el koyar ve soruş-
turmasını yapar, eğersoruşturrnada suçlu bu-
lunursa, yargının önüne getirir, yürekler acı-
sı, felâket bir durum bu! Afrika ülkeleri da-
hil, dünyanın hiçbiryanında böyle bir yasa yok.
Eşitliğe aykın tabii; bu yasanın hemen kal-
dırılması gerekir, bugün bile geçtir." (Yeni
Yüzyıl, 21 Temmuz 1997).
Başkatürlü söylersek, kanun, tanığı Yargı'nın
elinden alıp Idare'nin -yâni mensup olduğu ör-
gütün- adetâ 'himayesine' veriyor; işlediği suç
ne olursa olsun, suçlu mu değil mi, ilçe ya da II
Idare Kurulu karar verecek; suçlu görülürse,
Savcı devreye girebilecek! Bir meraklısı çıkıp, üç
çeyrek asırlık uygulamayı bir araştırsa, Idare'nin
acaba kaç 'memunınu' Adliye'ye intikal ettirdi-
ğini saptayabilecektir?
Dr. Sâmi Selçuk açık açık söylemiş: "... bu
yasa, Anayasa Mahkemesî'nin önüne arb kez
grtti; ve bir iki küçük maddenin dışında hiç-
bir iptal yapılmadı. Gerekçeleri, bir hukukçu
olarak, kabul etmek mümkün değil. Bu ka-
nun çalıştığı müddetçe devlet saygınlığını
yitiriyor, çünkü (neticede) deniyor ki: Devlet
suçu kapattı!.." (Yeni Yüzyıl, 21 Temmuz 1997).
'Suç ortaklığf demezler mi?
Oimdi eğri oturalım, doğru konuşalım. Ömrü-
Omüz boyunca, ne büyük yolsuzluk iddialan,
ne vahim 'irtikâp ve irtişâ' suçlamalan duyduk;
gazetelerde günlerce, bunlar 'tefrika edildi'; so-
nunda kimsenin bumu kanamadı; ya da 'malı gö-
türdüğü' gün gibi âyân olan bazı 'zevât-ı kirâm',
elini kolunu sallayasallayaortalıktadolaşıyon sor-
guda işkenceyle sanık ölümüne sebebiyet ve-
renden tut, el attından Mafia ile işbirliğine bulaş-
mış, türlü çeşit 'bürokrat'!
Bunun gerisinde, sizce, Memûrîn Muhâke-
mât Kanunu'nun memur kısmına sağladığı bu
ayrıcalık kalkanı yok mudur? Alafranga laiklik
söz konusu oldu mu, mangalda kül bırakmayan
Anayasa Mahkemesi'nin, bu konudaki vur-
dumduymazlığını, bazı ağzıkaralar, vahim bir
suç ortaklığı bile saymazlar mı?
Hele bir düşünün!
http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm