03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 EYLÜL 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER İlk ve ortaöğretimde 13 milyon öğrenci ve 500 bin öğretmen sistemle tanışacak Yeııi eğitim yıfanamerhabaANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- İlk ve ortaöğretim ; kurumlannda 1997"-1998 ; ders yılı bugûn törenle baş- lıyor. Milli ESitim Bakanı HikmetLluğbsrv. 8 yıllık ke- sintisiz temel eğitim yasası doğrultusunda belırlenen hedeflenn gerçekleştirilme- siyle ikili öğretim ve tek öğ- retmenlı okuliann "tarihe kanşacağuu" söyledi. '• 1997-1998 öğretim yılı- ' nın başlaması nedenıyle bu- ^gün saat 09.00'da Ankara 1 Valisi Erdoğan Şahinoğ- ' lu'nun katılırmyla Anıtka- bir'de tören düzenlenecek. , Mıllı Egıtim Bakanı Hikmet Uhığbay, saat 10.00'da Ye- nımahalle Orhan Eren ll- köğretım Okulu ıle saat 11.30'da Çankaya Hüseyin 'Hüsnü Tekışık İlköğretim ' Okulu'nda yapılacak tören- lere katıldıktan sonra saat ; 14.00'te Polatlı ilçesındeki 1 bazı okullan zıyaret edecek. \ Uluğbay, 1997-1998 öğ- retim yılının başlaması ne- denıv le yaptığı açıklamada, bu vıl 1 milyon 300 bin öğ- rencinın okula başlayacağı- nı, ancak 6 yaş üzeri nüfo- sun yaklaşık 8 milyonunun hâlâ okur-yazar olmadığını bildirdi. 8 Yıllık Kesintisiz Eğitim Yasası doğrultusun- da yapılması hedeflenen 140 bin yeni dersükten bir bölümünün yatılı ılköğretim bölge okullan biçiminde hizmete gireceğini kayde- den Uluğbay. 250 bin bölge okulunun ınşa edileceğini. tMKB'nin yaptıracağı ders- liklerden yaklaşık 10 bıni- nın de bu yıl kullanıma açı- lacağını söyledi. tlköğretımde bilgisayar, televizvon ve v ideo kullanı- rrunın yaygınlaştınlacağını belirten Uluğbay şu bilgile- ri verdi: tt 190 bin yeni öğretmen istihdam edilecektir. Bunla- nn yaklaşık 27 bininin bu yıl göreve başlaması içüı gerek- li hazırbklar tamanılanmış- ür. Bu düzenlemeler sonu- cunda Oköğretimde her suııf- ta 30 öğrenci okur konuma gelinecektir. İlköğretimin 4. yılından itibaren yabancı dil eğitimine ağıriıkverilecektir. Bu amaçla 2000yıhna kadar, bugünün değeri ile 1 katril- yonluk yaürun yapdacaktır. 55. hûkümetin ekonomik gücü olmayan ailelere okul araç ve gereçleri konusunda yardım yapacağını bildiren Uluğbay, ilköğretımde yapı- lan atılımlann okulöncesi, ortaöğretim, yükseköğretim ve yaygın eğitim düzeyinde de sûrdürûleceğini kaydetti. Öğrencilere başanlar dile- yen Uluğbay, öğretmenlere de "Ülkenin yannlan, sizle- re emanet edilmiştir" diye seslendı. Yeni öğretim yılın- da toplam 74 bin 459 okul- da 12 milyon 906 bin öğren- ci ve 475 bin 501 öğretmen ders başı yaparken, yaklaşık 1 milyon 300 bin öğrenci okula yeni başlamanın he- yecanını taşıyacak. Eğitimciler Demeği (Eğit-Der) Genel Başkanı Mustafa Gazalcı da, yaptığı açıklamada, yeni öğretim yı- lıyla birlikte, 8 yıllık temel eğitim yasasını destekleye- cek uygulamalann başlatıl- ması gerektiğini bildirdi. Gazalcı. "Emekli öğretmen- lere, emekli aylıklan kesil- meden yeniden görev verfl- meüdir" dedı. Çıraklık eğitimi çıtayı yükseltti tLHAN TAŞÇI ANKARA - Gün geçmesin kı ço- cuk yaşta sanayilerde sigortasız ça- lıştınlan çocuklar ış kazası geçırme- sin. Kimi yoksulluktan. kımi çaresız- likten başlamıştı işe. Çıraklık eğitim merkezlennin yaygınlaşması ve 8 yıllık kesintisiz eğitimin yasalaşma- sıyla birlikte sanayilerde çocuk yaş- taki çıraklan görmek pek mümkün değıl gibı. Çıraklık eğıhm merkez- lerinde eğitim görüyorlar ve hepsi de okul tarafından siaortalı. Sanayilerde sigortasız çalıştınlan küçük yaştaki çıraklann yerlerini ya- vaş yavaş çıraklık eğitim merkezle- nnde eğitim gören sigortalı çocuk- lar almaya başladı. Artık onlann da sigortalan, az da olsa haftalıklan var. Çekiç seslerinin yükseldiği oto ta- mircisinin en küçük elemanı Cihan. 12 yaşında. İlkokulu yeni bitirmiş. Okumak istemeyınce de babası, Ali L'sta'nın yanına vermiş elı ış tutsun dıye. O da yaz tatilinde başlamış işe. Ancak 8 yıllık kesintisiz eğitim ya- salaşınca mecburen ortaokula kay- dolmak zorunda kalmış. 3 kardeşin en küçüğü Cihan. Ağabeyi de Site- ler'de çalışıyor. Aslında o işinden memnun, ancak 8 yıllık kesintisiz eğitimin yasalaşmasıyla birlikte şim- di mecburen okula gitmesı gereki- yormuş. Annesi de gündelikçi gidi- yor. Cihan haftalık 2 milyon lira alı- yormuş. Eve de katkıda bulunuyor. Ali Ustada eski çıraklann yokluğun- dan, yenilerin, bir fiske attıklannda işe gelmemelerinden yakınıyor. Si- gortası da yok Cihan'ın. Çünkü Ali Usta hatır için almış onu işe. Öğle yemeğini de kendi cebinden yiyor. Kimi gün bir tostla geçiştiriyor öğü- nü. kimi gün pilavüstü az kuru ile. Adem 16 yaşında. Kaportacıda çalışıyor. 5 kardeşten ortancası. Ahi- evran Çıraklık Eğitim Merkezi'nde eğitimini sürdürdüğü için okul tara- findan sigortalı. Mektepli olduğu için haftalığı 3.5 milyon lira! A- dem'e bakarsan pek istememiş bu işi yapmayı, ama "Mesleği sevme- miz gerek, yoksa nerden kazamnz ekmekparasuu" diyerek mecbur ka- lışmdan söz ediyor. 6 Onlar da bizim çocuklanmız 9 tstanbul Haber Servisi - Onlar için kulaktan kulağa "Pek normal Ideğil gatiba" diye fısıldanır. Merak edenı çok olursa "Allah baba öyle yaratmış" derler. Kibarcası "zihiıı- sel özürtü", tıptaki terimleri ise "embesil, mongol, spastik"tir. An- cak bu ad bulma trafiğinde onlann her şeyden önce bir insan oldukla- n çogunlukla geri plana itilir. Florya Özürlüler Kampı perso- nelınden 3 y ıldır, gün 24 saat özür- lülerle iç içe yaşayan Sedat Çakır ise özürlü insanlann ıçsel yaşamla- nnı keşfettikten sonra artık kam- pın dışında kalanlara bir ad bula- madığını söylüyor. Çakır, "Sokak- taki insanla yaşamak daha zormuş meğerse. Buradakiler asla imkân- sta istemiyorlar. Tek istedikleri sev- gi. şefkaL O sevgiyi verdikten son- ra ise karşılığını buluyorsunuz. Öy- le say gık, öy le ince düşünceliler ki_ Aklım başımda diyenler onlar ka- dar insancıl değjT dıyor. Çakır, zi- hınsel özürlülerin ruh yapılannı ise edindıği tecrübelere göre şöyle an- latıyor: "Kendilerini kimin sevdiğini, Id- min sovmediğini çok iyi anlarlar. Kindardııiar. Nc yapılan iyiligi ne de kotülüğü unuturtar. Baâlan içi- ne kapalı olur. Onlann kimi takın- tılan da vardır. Takıntılanna saygı duymanız. uynm göstermeniz ye- teriidir. Ba/ılan ise ilgi çekmek için her şeyi yapabilir. Bunu yaparken çevrelerini rahatsız ediyoriarsa, bu- nun onlara güzel bir dille anlaül- ması sorunu hemen çözer. Bir diğer Florya'daki kampta evler tahtadan yapılmış Kızdderili çadırlannı andınyor. (KA.\N SAĞANAK) önemli özeDikkri ise oynamayı, şar- kı söylemeyi çok severier. Tencere kapağı yere düşse başlarlar oyna- maya." Çakır, kampta geçen bir anısını ise şöyle anlatıyor: "Görme özüriülere futbol maçı yapnrdık. Topu bir naylon torbaya sardık. başladılar oy namaya. Tabii sese doğru koşuyorlar ve daha ön- ce hiç oynamadıklan için top yeri- ne birbirlerine Miruyorlar. Böyle bir anda özürlü arkadaşlardan biri ca- m yanınca karşısındakine'Bana ne vuruyorsun' dij e bağırdL Vuran ar- kadaş da yanıt olarak 'Kör müsün. ben topa vurdum' dedL Bir an ara- lannda sessizlik oldu. sonra ikisi de başladılar gübneye, tabii bizler de-." Çakır'ın anlattığı bu anı aslında özürlü ailelerinin de dile getirdiği bir sorunun altını çıziyor. Kampta kalan 18 yaşındaki özürlü oğluna refakat eden anne Saliha Yıldınm. özürlülerin eve kapalı kaldıklannı, gidebilecekleri, kendisi gibi insan- larla iletişim kurabilecekJeri spor, oyun merkezlennin olmamasından şikâyet ediyor. Bir başka özürlü an- nesi Talia Hanım ise oğlunun aslın- da el becerisınin olduğunu, kendi- sini geliştirebilecek bir okul iste- dikJenni belirtiyor. Kampta kalan diğer refakatçı ailelerin de isteği hemen hemen aynı: "Çocuklanmıza okul, biz öldük- ten sonra bakımlannı yapılabflecek bir\-urt" Ozel eğitime kadro verilmedi Bakanlık unuttu • Çocuklann yüzde 14'ünün özürlü olduğu Türkiye'de, özel eğitim bu yıl da dikkate ahnmadı. Özürlü çocuklann eğitimi için özel olarak yetiştirilmiş personel ve geliştirilmiş eğitim programlannm bulunmadığı ülkemizde "özel eğitim" Milli Eğitim Bakanlığı tarafından unutuldu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eğitim Ba- kanlığı, Türkiye genelindeki 4 milyon görme, işitme, ko- nuşma, ortopedik ve zekâ özürlü öğrencinin eğitimini unuttu. Son atamalarda Hol- landaca ve mobirya dekoras- yon öğretmenlerine bile yer veren bakanlık, 4 milyon ço- cuğu ilgilendiren "özeleğiti- me" kadro vermedı. Çocuklann yüzde 14'ünün özürlü olduğu Tür- kiye'de, özel eğitim bu yıl da dikkate ahnmadı. Özürlü çocuklann eğitimi için özel olarak yetiştirilmiş personel İyi bir eğitim için önce çocuğu, sonra OKULU TANIMALI Çocuğa gelecek konusunda ozgüven sağlayan bir okul. Eylül 97'de eğitim ve öğretime başlayacak olan 21. YÜZYIL KOLEJİ 4000 Ağaç içinde iki katılı üç bina uzerine kurufucfur 21. YÜZYIL KOLEJİ nde yeni çağa yaraşır "daha iyi bir eğitim" için her biri 24 öğrenci ile sınırlı ve her öğrenciye eğitimleri süresınce tahsis edilecek bilgisayarlı sınıflar. sağlık odası, kapalı devre televizyon sistemi, geniş CD arşıvli dil laboratuvarı, öğrencilerin uygulama yapabılmeleri ıçin donammlı, fizik, kimya ve biyoloji laboratuvarları, konferans salonu, kapalı spor salonları. yemekhane ve kantınlerı, tiyatro salonu, resim, müzik odaları, hoby salonları rahat ve kolay ulaşım için servis araçları oğrencının okjldakı durumunu öğrenebilmek ıçin 24 saat hizmete açık bilgisayar hattı bulunuyor 21. YÜZYIL KOLEJİ anasınıf ilkokul, ortaokui ve yabancı dil ağırlıklı süper lise bölümleriyle eğitim vermektedir. ^DAHA İYİ YAŞAM İÇİN, DAHA İYİ EĞİTİM" ilkesı ıle 21. YÜZYIL KOLEJİ'nde eğitim görecek çocuklar, Aîatürk'ün izinden çağdaş uygarlık yoluna güvenii adımlar atıyor. tOLEf Turgut Özal Bulvarı Sahil Yolu No: 3 (Dengemek-Beltaş Yanı) Kartal İstanbul, Tel:(0216)387 27 00(6hat) ve geliştirilmiş eğitim prog- ramlannm bulunmadığı ül- kemizde "özel eğitim r Mil- li Eğitim Bakanlığı tarafın- dan unutuldu. Milli Eğitim Bakanlığı'nın 84 özel eği- tim okulunda bulunan bin 68 öğretmen, özürlü çocuk- lann eğitimi için gereken ih- tiyacı karşılamazken, son atamalarda özel eğitime kadro verilmemesi mevcut sorunlan daha da ağırlaştır- dı. Milli Eğitim Bakanlığı, özel eğitim personelinin ye- tiştirildiğı Ankara, Gazi ve Anadolu üniversitelerinde- ki 116 "Özel Eğitim Öğret- menliği Programı r öğrenci- lerine 25 Eylül'de yapılan 16 bin 351 öğretmenin atan- masında yer vermedi. 7 Hol- landaca ve 150 ağaç işleri öğretmenine kadro veren bakanlık, 4 milyon özel ba- kıma muhtaç çocuğun eğiti- mini unuttu. Milli Eğitim Bakanlı- ğı'nın göz ardı ettiği özel eğitime muhtaç çocuklara Genç Demokrat Vakfı sahip çıktı. Genç Demokrat Vak- fi. zihinsel ve bedensel özür- lü çocuklann eğitimi için okul yaptıracağım bildirdi. Genç Demokrat Vakfi An- kara Şube Başkanı Muam- roer Beşir. okul kadrosu için çocuk gelişim uzmanlan, fizyoterapistler. psikologlar ve grup eğitimcilerinden oluşan bir kadro yarattıkla- nnı belirtti. Hasanoğlan Ya- tılı Öğretmen Okulu'ntm lojmanlanndan birini özür- lü çocuklann eğitimi için kullanacaklannı kaydeden Beşir, bu konuda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan, Orman Baka- nı Ersin Taranoğlu. Devlet Bakanı Yücel Seçkiner. Sağ- lık Bakanı HaBl tbrahim Ozsoy ve Devlet Bakanı Işı- lay Sav gm'dan destek aldık- lannı bildirdi. AYDENLAINMA EMRE KONGAR REFAHYOL Niye Çöktü? Son günlerde gerek basında gerekse televizyon- larda, REFAHYOL hükümetinin nasıl çöktüğü üze- rine çeşitli spekülasyonlar yapılıyor ve Türkiye'de- ki demokrasi, özellikle, ordunun siyasete müdaha- lesi açısından yeniden ırdeleniyor. Bu süreç sırasında, pek çok yeni "demokrasi kah- ramanı" da piyasaya çıktı. Hiç kuşkusuz, önce REFAHYOL'un niye çöktüğü- nün irdelenmesi, sonra da, "demokrasi" savunucu- luğunun, yanlış temellere oturtulmuş bile olsa, gün- deme egemen olması, ülkemiz bakımından olumlu işaretlerdir. Her toplumsal. ekonomik ve siyasal olayın bir "yakın nedenleri" bir de 'uzak nedenleri' vardır. "Yakın nedenler", aslında "bardağı taşıran dam- ladır". Bir olayı su yüzüne çıkaran nedenlere "yakın ne- denler" diyoruz. Bunlar, "uzaknedenler"tarafından hazırianan or- tam yeterince olgunlaşınca. işe kanşarak o olayı gerçekleştiren nedenlerdir. C^rsa olayın asıl nedenleri "uzak nedenlerdir". Yani "uzak nedenler", o olayı zaman içinde ha- zıriayan temel süreçler, toplumsal, siyasal, ekono- mik ve kültürel oluşumlardır. • • • Şimdi soğukkanh bir biçımde REFAHYOL hükü- metini oluşturan iki partinin, yani Refah Partisi'nin ve Doğru Yol Partisi'nin genel söylemlerine, toplu- ma verdikleri sözlere ve bu sözlere dayalı olarak seçmende oluşturdukları imajlara bakalım. Sonra da birlikte kurmuş olduklan REFAHYOL hükümetinin bu imajlarla, ne denli uyuştuğunu irde- leyelim. Refah Partisi, Milli Nizam'dan başlayan. Milli Se- lamet ile devam eden ve refah ile gunümüze gelen imajını oluştururken "siyasal Islam" söylemini kul- lanmış; bu söylemin içinı de, "adil düzen" adını ver- diği, ekonomik, toplumsal ve hukuksal sistemlerde uygulanacak olan adalet ve dürüstlük ilkelerine da- yalı bir felsefe ıle doldurmaya çalışmıştır. Seçmene verdiği bu imaj, Islam dinı ve dine da- yalı olarak Allah korkusu gibi, ahlaka ve dürüstlüğe dayalı bir arka plana da uygundur. Doğru Yol Partisi ise, özellikle yeni genel başka- nının liderliğinde girdiğı 1995 genel seçimlerinde, la- ikliğin ödün vermez savunucusu imajını işlemiş, bu soyut imajı, doğrudan Refah Partisi'ni rejim düşma- nı ilan ederek ve kendisinin bu "tehlikeyr en iyi ön- leyecek siyasal parti olduğunu vurgulayarak, so- mutlaştırmıştır. işte Refah Partisi ile Doğru Yol Partisi'nin kurduk- lan ortak hükümet, her iki partinin de zaman içinde oluşturduklan ve 1995 seçimlerinde seçmene doğ- rudan yaptıklan propaganda ile pekiştirdikten imaj- lanna tümüyle ters bir uygulamaya yönelmiştir: Refah Partisi, sadece toplumsal. ekonomik ve si- yasal olarak değil, dinı olarak da savunduğu "temiz toplum" vaatlerine tümüyle ters bir uygulama ser- gileyerek, daha önce araştırma ve soruşturma öner- geleri verdiği, yani kamuoyuna angaje olduğu ko- nularda tamamen kendi kendini inkâr eden bir tu- tum içinde geri çekilmiş, yeni ortağıntn daha önce karşı çıktığı tüm uygulamalannın üzerine bir sünger çekmiştir. Böylece, Refah Partisi, kendisıne oy veren seç- menlerin tümünü, en hafif ve en nazik terimle "düş kınklığına uğratmıştır". Öte yandan Doğru Yol Partisi de, vaatlerinin tam tersi bir uygulamaya girerek seçımlerde rejim aleyh- tan ilan ettiği ve sadece kendisinin iktidara gelme- sini önleyebileceği iddıasında bulunduğu Refah Partisi'ni, bizzat iktidara taşıyarak, seçmenlerinde aynı şiddetteki bir başka "düş kınklığı" yaratmıştır. • • * Şimdi bir an için duralım ve soğukkanh bir biçim- de düşünelim: Türkiye'de seçmen, hâlâ, böyle bir "sert aldatıl- ma" karşısında tepkisız kalacak kadar bilinçsiz mi- dir? Ülkemizde demokrasi 1946'dan beri hiç mi ge- lişmedi? Seçmen kitlesi gerçekten bir "koyun sürüsü" mü- dür? Öyle bir parti düşünün ki, seçimlerde söyledikle- rinin tam tersini, ama gerçekten tam tersinı yapıyor. Üstelik, tek bir parti de değil. iki parti birden bu- nu yapıyor. İkisi de, "iktidaruğruna", seçmene ver dikleri sözlerin ve oluşturduklan imajların tam tersi yönde bir uygulamaya gidiyor. Bu partilerin milletvekilleri, halkın karşısına hangi yüzle çıkar? Bu partilerin örgütleri, hangi yüzle boyle bir hü- kümeti destekleyebilir? Bence REFAHYOL'un neden çöktüğünü irdele- yenler, "yakın nedenler" üzerinde saplanıp kalacak- lanna, olayın "uzaknedenleri"olan "siyasalnamus" ve "siyasal dürüstlük" ilkeleri üzerinde biraz kafa yorsalar, başta kendilerine ve destekledikleri parti- lere olmak üzere, tüm Türkiye'ye büyük bir hizmet- te bulunurlar. Medya notu: CTV kanalında, 11 Eylül perşembe günü "İki Kişilik Dünya" adlı dizide, sekreter, "Bir oyuncak firması benimle kontak kurdu " diyor. Türk- çe konuşanlar galiba, "Bir oyuncak firması benim- le temas kurdu" ya da "..ilişki kurdu" der. Kontak kelimesi Türkçede 'elektrik kontağı' ya da 'kafadan kontak' deyimlerinde kullanılır. emre.kongar (ğ raksnet.com AINKARA 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1996/197 Davacı Rıfat Çağlar vekili tarafından davalı Kez- ban Çağlar aleyhine açılan boşanma davasının yapı- lan duruşması sonucunda: Davalı Kezban Çağlar'ın adresi bulunamadığmdan ilanen tebligat yapılması- na karar verilmiştir. Kars ilı Kağızman ilçesi, Göre- cek köyü, cilt no: 013-01, sayfa no: 58. kütük sıra no: 17'de nüfusa kayıtlı Nusret ve Elmahan'dan ol- ma 3.2.1966 doğumlu davacı Rıfat Çağlar ıle Cemal ve Şükriye'den olma 17.12.1970 doğumlu davalı Kezban Çağlar" ın 3444 sayılı yasayla değişik MK'nin 134/son maddesi gereğince boşanmalanna karar verilmiş olup, yukanda ismi vazılı davalıya ga- zetenin yayımlandığı tanhten itibaren 7 gün. 7 günü müteakip 15 gün içinde temyız etmedığiniz takdirde karann kesinleşeceği tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen duyurulur. 20.8.1997 Basın 40364
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle