27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 EYLÜL 1997 PAZARTESİ 10 HABERLERIN DEVAMI Istanbul Edırne _Y 24 Sinop PB 24 Adana Y 27 Samsun PB 25 Mersin Kocaelı _Y 25 Trabzon A 25 Diyarfaakır A Çanakkale PB 25 Gıresun Izmir 30 Ankara A 25 Şanlıurfa Manısa Aydın Eskışehir 27 Mardin 28 Siirt Denizli _A 33 Konya A 27 Hakkâri 32 Sıvas 26 Van Zonguldak PB 23 Antalya A 33 Kars Yurdun kuzeybatı kesımleri parçalı bulutlu. Hava sı- „ caklığı yurdun içve Os '° 15 doğu kesimlerinde Helsınki Y 16 31 34 26 27 biraz daha arta- Stockholm Y 12 cak. Diğer yerlerde Londra PB 17 ö-nemli bir deği- Amsterdam PB~İ8 şıkhk olmayacak. R ... , p R 1 Q Rüzgâr kuzey ve PiykşeJ I5-lf doğu yönlerden P a r ı s P B *' hafif ara sıra orta Bonn PB 19 24 kuvvette esecek. Munih PB 19 Mılano Bertin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Y Y Y PB Y Y PB PB 2U 21 25 19 22 20 26 30 PB 26 Taşkent Tahran Moskova 16 Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahire A PB PB PB A PB A 29 29 29 25 31 29 31 Şam 34 Parçalı bulutkj &slı Bulutlu t Çok bulutlu Yağmurtü W A W Karlı Sulukar > GOK gûnjttükJ Betediyelerimar • Baştarafı 1. Sayfada "BelgratOrmanlan'nın doğal SIT ilan edilmesine karşı Belediye Başkanı MuzafTer Alnnsoy dadava açmıştı. SİT karanndan sonra da. SİT kararlanna aykın inşaatiara göz yu- muldu. Altınsoy neden SİT'e karşı? Ormanhk alanlann korunmasını is- temiyor mu? İstanbul'un baraj havzalan içindeki ya- pılaşmalar kaldınlmaya çalışılırken. ormanlık içe- risinde yapüaşmayı çok da- ha hızlandıracak kararlar almak İstanbul'un akci- ğerfcrûıi yok etmek de- mektir. Ormanlık araziye düşen vağış miktan Yeşü- köy 'e düşen yağışın iki mis- lidir. Yeşil olarak kalan bu son alanlar İstanbul'a te- miz hava >e su havzalanna >ağışın düşmesini sağlıyor. Bir taraftan madencile- rin talanı. diğer taraftan rant peşinde koşanlann yağması çok kısa bir süre- de bu ormanlık alanı biti- rir. BurasıBüyükşehirBe- lediyesi'nin denetimi dışı- na çıkanlırsa yağmanın ar- tacağı gün gibi açıkür. Çı- kar çevrelerinin baskısıyla BahçeköVün sınırian ge- nişletiliyor. Çünkü o za- man. kaçak villalanna ve yapacaklan yeni inşaafiara çok daha rahat nıhsat ala- bileceklerini planlıyorlar. Bahçeköv gerçekten bir köv iken şimdi bir şehir ol- mava başladı. Orman ara- zisi içinde bövle bir kent- leşmeye izin vermek orma- na karşı işlenmiş bir cina- vettir. Bir oda başkanı olarak, bir bilim adamı olarak bu- na karşı çıkmak benim gö- rvvinı. Buna karşı çıkmaz- sam görevimi yapmamış sayıhnm.1 ' Öte yandan bir grup DYP'lı de Sanyer'de "Ye- ter arOktalana son" adı al- tında bir yürüyüş yaptı. "Bizden alamadılar, ANAP'tan aldılar", "Bah- çeköy talanına son" şeklin- de slogan atan DYP'lıler bir basm açıklaması yaptı. DYP ıktidardayken de Sanyer' ın mücavir alanla- nnın kendısıne bağlanma- sını ıstedığı. ancak o dö- nemde bunun Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı tarafın- dan reddedıldığı belırtilen açıklamada, 55. hüküme- ttn ışbaşına gelmesınden sonra Muzaffer Altın- soy un DYP'den istıfa ede- rek. ANAP'a geçtıği vur- gulandı. Açıklama da şöy- le denıldı: "Amaç Bahçeköy Bele- diyesi'ne gelir getirecek y- er ve mahal aranıyorsa bu yerden daha fazla geliri olan bir alan bulmak mömkün değildir. Atatürk Oto Sanayü'ne dokunma- >ıp onun yanında ve San- yer Belediyesi'nin tek tica- ret merke/i alanı olan bu yerin en az 15 kilometre mesafedeki ve iki ilçe son- ra gelen Bahçeköy'e bağ- lanmasını anlamak ve izah etmek mümkün değildir. İstanbul'un akciğeri olan bu bölgeyi denetimden ve gözetimden kaçırarak bir beldeye bağlanma, bırakın Sanyer halkını tiim İstan- bul halkına yapılan bir haksıziıktır. Ranûn en bü- yük olduğu bu bölgede meydana gelebilecek bir denctim ve kontrol boşluğu bu akciğerin yok olmasırun müsebbibi olacakör." Askeri araç düştii • Baştarafı 1. Sayfada Olay yenne giden Van Valısı Âbdülkadir San, gazetecılenn sorulan üzenne, helikopterin yüksek gerilım hatlanna takılması nedeniyle düş- tüğünü söyledı. Genel- kurmav yetkılıleri de Cumhuriyet'e yaptıklan değerlendirmede, heli- kopterin alçak uçuş ya- parken yüksek gerilim hattına takılması nede- niyle düştüğünü bildırdi- ler. Genelkurmay Baş- kanlığı'ndan yapılan ya- zılı açıklamada. u KazaUe ilgili inceleme ve araşör- ma devam etmektedir" denıldı. Helıkopterdebu- lunan ve yaşamını yitiren- lerin adlan şöyle: Jandar- ma Pılot Kjdemli Üsteğ- men Femıh AkyeL Jan- darma İstıhkam Pılot Üs- teğmen E\Ten Döner. Jan- darma Teknısyen Astsu- bay Kıdemli Çavuş Cem Akdoğan. Jandarma Ast- subay Üstçavuş İsmail işıkboL Jandarma Uzman Çav-uş Adem Yassıkaya. jandarma erler Salim C- naL Fadü Özdağ. Mehmet Er, Emin Çölen, Muhsin Kazar. Son Kuzey Irak operas- yonu sırasında PKK fiize- siyle düşürülen 2 helikop- terden sonra. fiize tehdidi nedeniyle Güneydoğu Anadolu'da uçan tüm he- likopterlere "alçak uçuş" emri verildiği. dün Ge- vaş'ta düşen Sikorsky tıpi helikopterin de alçak uçuş esnasında yüksek gerilim hattına takıldığı ögrenildi. Askeri kaynaklardan edinilen bılgiye göre, böl- gede uçan helikopterlerin füze tehdıdini önleyecek koruma sistemlen tam olarak takılmamış durum- da. PKK fiizesiyle düşü- rülen 2 helikopterden son- ra, alınma çalışmalan sü- ren karşı koyma sistemle- rinde henüz bir sonuca ulaşılamadı. Halen bölge- de uçan Sikorsky ve Kob- ra tipı helikopterlerde ye- tersiz koruma ekipmaru bulunurken Fransa'dan şa- ibeli bır şekilde alınan Co- ugar tipi helikopterlerde ıse füze koruma sistemi hiç bulunmuyor. Yine şa- ibeli bir şekilde işadamı .\liŞen'ın aracılığı ile alı- nan Rus tipı Ml-7 tipı he- likopterlerin de koruma sistemi bulunmadığı için bölgedekı uçuşlan yasak- lanmış durumda. Bu ne- denle bölgede uçan pilot- lar, daha emniyetli kabul ettikleri alçak uçuşu ter- cih ediyorlar. Başbakan Mesut Yü- maz, Genelkurmay Baş- kanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'ya gön- derdiği başsağlığı mesa- jında, askerlerin şehit ol- masından büyük üzüntü duyduğunu bildirdi. CHP lideri Deniz Baykal da Karadayf ya bir başsağlı- ğı mesajı göndererek duy- duğu üzüntüyü belirtti. Helikopterin, Pmarbaşı Mahallesi'nde bir evin üzerine düştüğü. kaza sı- rasında evde kimsenin ol- maması nedeniyle sivil- lerden ölen ya da yarala- nan olmadığı ögrenildi. Helikopterin patlayıcı maddeler taşıması. kaza- nın ardından birçok patla- manın meydana gelrnesi- ne neden oldu. Kazadan sonra yörede elektrikler kesilirken çe\Tedeki ev- lerin de boşaltıldığı bil- dirildi. Köprülere otobüs yolu önerisi OKTAY EKİNCİ Eğer, Inşaat Mühendisleri Odası ile Mimarlar Odası'nın 12 Eylül 1997 günü Tünel'deki Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde düzen- ledikleri "brifîng". 3. köprüye bel bağlayan Yüksek Planlanıa Kunılu (YPK) üyelennce de izlenebilseydi. aldıklan karann ne denlı yanlış ve modası geçmiş bir "politik tercihe" dayandığını hemen tüm yönleriyle görebileceklerdı... Gerçı Cumhurbaşkanı Süleymaıı DemireL birgün önceki Istanbul zi- yaretinde trafik sorununa da deği- nirken 3. köprü dayatmasıyla ilgili bir sonıyu, '"taröşmayı politikkştir- mek fevkalade yanlış" şeklinde ya- nıtlayarak konuyu "uzmankra" bı- rakmak gerektiğınin de altını çız- mişti. Ne var ki 2 Eylül 1997 günü YPK'ye Devlet Bakanı Işın Çelebi tarafindan "gündem dışı'' ve sözlü olarak sunulan 3. köprü projesinde de aslmda uzmanlık değil "politi- ka" egemendi. Brifınge katılan ula- şım uzmanlannın tümü tarafindan "bilimsel ve teknik verilerden yok- sun" olduğu saptanan "ENKA AŞ" imzalı projenin açıklama raporun- da, 3. köprü dayatmasırun hangi po- lıtik tercıhten kaynaklandığı şöyle özetleniyordu: tt Sonvıllarda(lstan- bul'da) karayolunun ihmal edilerek rayt sistemlere aşın öncelik verilme- si yerine, bulvarlanıı ve otoyollann yapılmasına da önem verilmelidir-'' (EN1CA Proje Raporu - Sayfa 1) Işte böylesı bir "nıyete"bağlı ola- rak hazırlanan, YPK tarafindan da "aynı niyetle benimsendigi'" anlaşı- lan 3. köprü projesinde, mesleki ge- leneklere ve yasalara uygun olarak "künfcr" eliyle düzenlendiğini gös- teren "müefliP konumundaki ve "•sonımluluk" üstlenecek mühen- dislerin, plancılann ve diğer ilgili uzmanlann "imzalannın" görün- memesi ise yine Demirel'in, "Uz- manlar tarüşsın" şeklindeki öneri- sinin de gerçekleşmesine engel ol- du. Projeyi "danışman" olarak imza- ladığı belirtilen ENKA AŞ bir uz- man değil, bir firmaydj. ENKA'ya hizmet eden hangi mühendisin ya da hangi bilim adamının. örneğin yine rapordaki ifadeyle "jeoteknik değerlendirme bfle yapmâdan" ts- tanbul'un en değerli tarihsel ve do- ğal kent dokusunun bulunduğu bir bölgeye kilometrelerce uzunlukta U 7 adct tûnel, 5 viyadük ve de\ oto- yol kavşaklan" önerdiği, brifinge katılan uzmanlann ve öğretım üye- lennın yanıtlayamadıklan belki de tek soru olarak kaldı... I. köprüde otobüs yolu Brifingden çıkan sonuca gelin- ce... "Ray lı tüp geçiş". aslında artık bır sonuç değil, bir "zonınluluk". Çün- kü otomobile hizmet eden, insanı ise bir kenara iten "bireysei ulaşun", kenti ya tümüyle tıkayacak ya da 1s- tanbul kalan dokusuyla da gözden çıkanlıp "bfiyûk yıkımlar" yaşana- cak... Uzmanlar, aslında bu karanlık sürecin şimdiden başladığına da dikkat çekerek mevcut iki köprunün ivedi olarak "toptu taşımacılıga açd- masuu" öneriyorlar. Brifinge katı- lan MSÜ Öğretim Üyesi İsmail HakJa Acar diyor ki; "Rayta tüp ge- çişe kavıışuncaya kadar da bekle- mek feiaket ohır. Köprülerde otobüs özel yolu başlaührsa, besaplarumza göre insan geçişindeki sayı hemen iidye kadanacak." Aynı görüşü ulaşım uzmanı Er- han Oncü de savunuyor. Önceki yıl yine Inşaat Mühendisleri Odasi'nca düzenlenen bir bilimsel tartışma toplantısmda, "Hiç yatmm yapma- dan yeni bir köprü kadar ek kapa- siteyi mevcut köprülerde toplu ta- şım in ayırarak sağlayabüiriz" di- yen Erhan Öncü. bunun rakamlara dayanan kanıtını da şöy le özetlemış- ti: "Bugün köprüden saatte en çok 12.000 kişi geçebiliyor. Birer şerit sa- deceotobüslere aynldığında ise saat- te en az 20.000 kişilik bir kapasite ya- raûlabilir. Yani şimdiki kullanınıda ild köprü daha yapumış olur..."* Bütün bunlar gerçekleşebılır mı? Raylı tüp geçiş inşaatına başlanıp mevcut köprülerde de toplu taşı- maya olanak sağlanarak. İstanbul bu kâbustan artık "kurtulma umudu- na" kavusabilir mi? Her şey, ülkeyi yönetenlerin, Tür- kiye'nin de ımzası bulunan Avrupa Kentsel Şarö'ndaki 1992 tanhlı şu tarihsel saptamaya uymalanna bağ- lı: "Kente karşı otomobil. Durum arük buna çok yakmdır. Otomobil kenderi öldürmektedir. Öyle ki, 2000'li yıllar. ikisi bir arada olama- yacagından, otomobil \ a da kentten birini seçmemizi zorunlu kılacak- ör_"(madde4/l) Brifıngde "tstanbul" seçildi. Dansı YPK'nin başına... Refah Partisi inişe geçti I Baştarafı 1. Sayfada siplinli parti" olarak niteli- yor. Istanbul Milletvekili Bü- lent Tanla. RP'lı ve genel seçmenler üzerinde kapatıl- ma davası devam eden RP ile ilgili bir araştırma yapnr- dı. Araştırma. 4-8 Eylül ta- nhlen arasında tesadüfi ör- nekleme yöntemi kullanıla- rak, yüz yüze görüşme tek- niğiyle 11 yerleşim merke- zınde 845 RP'live 1108 ge- nel seçmen üzerinde yapıldı. Partınin oy kaybettığini orta- ya koyan araştırma sonucu- na göre, seçmenlerin arayış- lan devam ediyor. Araştırma sonucuna göre, RP'nin ka- patılması durumunda yeni açılacak partinin yerini dol- duracağını düşünenlerin oranı yüzde 61. Yüzde 65'lik bir kesim yeni partiye oy vermeyi düşünüyor. Re- fahlı seçmenin yüzde 15'i kararsızken. yüzde 9'u aynı eğilimdeki başka bir partiye, yüzde 7.5'i merkez sağa, yüzde 3 'ü ise sol eğilimli bir partiye oy vermeyi düşünü- yor. Araştırma sonucu Re- fah'ın birinci parti olması- nın nedenleri ise şöyle sıra- lanıyor: "Diğer siyasi partikrden farklı obnası ve dini değerle- re önem vermesi Yolsuzluk ve rüşvet olaylan, enflasvon ve hayat pahalılığu dengesiz gelir dağıhmı, işsizlik. gele- cekgüvencesînin olmaması." Araştırmanın bir başka sonucu da seçmenin artık koalisyon istememesı. Seç- menlenn yanya yakını, ül- keye istıkrar getirecek tek parti ıktıdanru ıstiyor Bağımsız tstanbul Millet- vekili Bülent Tanla araştır- mayı değerlendırirken ilginç saptamalarda bulundu. Tan- la araştırma \ e son siyasi ge- lişmelerle ilgili sorulanmızı şöyle yanıtladı: -Hükümetpartilerinin ça- faşmasmı nasıl değeriendiri- TOrsunuz? - Türkıye'de mevcut ola- ğanüsrü koşullar nedeniyle hükümet partileri bir uyum ve ışbırlıği içinde çalışıyor- lar. Ancak aralannda ciddi ve köklü bir rekabet de söz konusu. Bu yüzden el ele ve- rip Türkiye'nin sorunlannı çözecek kararlar alamıyor, bu yönde uygulamalara gi- Refah Partisi'nin kapatılması durumunda yeni kurulacak bir partiye oy verme eğilimi Refah Partilı Seçmenler (%) Oy veririm Aynı eğilimdekı başka bir partiye Merkez sağ bir partiye Sol eğilimli bir partiye F8<n yok / Bılmıyor T0WAM 65.2 8.9 7.5 3.1 15.3 100.0 \ Türkiye'nin çözüm bekleyen sorunlannı çözebilecek sivati iktidar terr.ihi Türkıye Geneli^sıyası iKiıaar lercmı seçmenler (%) pek parti iktidan î' Uyumlu koalisyon hükumeti l islami ideotojisi olan iktidarlar |Sol ideolojisi olan iktidarlar plftltyok / Bilmiyor ffOPLAM 45.9 21.7 9.3 7.2 2.9 13.0 100.0 demiyorlar. Önemli bir ek- siklik de kendinı hissettiri- yor. Ülkenin kunıınsal ve in- sani potansiyelini etkili ve tempolu işleyecek bir sistem içinde değerlendirecek öz- verili bir azim ve iradeyi de gösteremiyorlar. Ancak za- man da geçiyor. Refah Par- tisi'nin iktidardan aynldığı günden bu yana temel so- nınlann hiçbirine dokunul- muş değil, sadece ileri bir ta- rihe ertelenmiş bulunuyor. Dolayısıyla gelecekte alına- cak önlemler, yapılacak re- formlar, daha da sıkıntılı günlerde gündeme gelmiş olacak. -Refah ya da yerine kuru- lacak partinin geleceği için ne düşünüyorsunuz? - Refah Partisi'nin Türkı- ye'de ortaya çıkardığı gerçe- ği Refahlı siyasetçilerin iyi okuması ve Türkiye için doğru değerlendirmeleri ge- rekir. Elbette siyasal tslamlabir şekilde bağlantısı olan, kö- künü buradan alan, ancak re- feransı demokrası olan ve re- jimle uyumlu bir kitle partı- si olarak varhklannı sürdü- rebilir ve ülkede bellı bir et- kınlik gösterebilirler. Bu yönde bazı işaretler var. ama geçmışte de Refah içinde böyle eğilimler vardı. Kapa- tılma davası süren bir parti- yi buraya getiren gelişmele- ri iyi tahlil edip etmedikleri- ni, Türk halkının neye izin vermeyeceğini anlayıp anla- madıklanru zaman göstere- cek. - Tekrar DYT'ye döner- sek. Refah'ın oylannı alama- yacaksa veşimdilik sağda bir birleşme de gündemdeohna- dığına göre partiyi nasıl bir gelecek bekliyor? - Tansu ÇUIer'in DYP'si C.Antep Fuarı'nda meydana gelen patlamada 25 kişî yaralandı İncil ve Tevrat satan standa saldın BEKIRŞAHIN GAZİAıNTEP - Gaziantep Sanayi Fuan'nda Tevrat ve încıl satan stan- da bombalı bır saldın düzenlendı. Saldında 3'ü ağır 25 kişi yaralandı. Kimlığı belirlenemeyen kışilerce, 50 bin lıraya Încıl ve Tevrat sattığı belırtilen Müjde Yayınevi'nin önüne bırakılan parça tesirli el bombası sa- at 20.30 sıralannda patladı. Bomba- nın patlamasıyla stand yerle bır olur- ken 25 kişi de çeşıtli yerlennden ya- ralandı. Yaralılar SSK ve devlet has- tanesinde tedavi altına alındı Gaziantep Valisi Muammer Gü- ler. patlamadan sonra olay yerine ge- lerek incelemelerde bulundu. Emni- yet Müdürü HüseyinÇapkuı'dan bıl- gi alan Güler, olayı şiddetle kmadık- lannı bildirdi. Güler, olayla ilgili so- ruşturmanın devam ettiğini belirtti. Patlamayla ilgili soruşturma Gazian- tep Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Üs- küloğhı tarafindan başlatıldı. Müjde Yayıncılığın birkaç gündür tehdit edıldiği belirtilirken önceki yıllarda Gaziantep'te banka şubelerine saldı- n düzenleyen İBDA-C örgütünden şüphelenildiği açıklandı. dağılmaktadır. Biraz aykın gibi gelecek ama genel baş- kanın Refah Partisi'ne yakın söylemleri dağılmayı engel- ledi. Unutmayalım ki DYP seçmeni DP'den, AP'den bu yana kitle partisi konumu ve hemen hemen sürekli ikti- darda olması dolayısıyla, son elli yılın nimetlerinden en çok yararlanmış kitledir. DYP'li seçmenin önemli bir bölümü ile ANAP'lı seçme- nin küçük bir kısmı, ılımlı bir profil sergileyecek bir Refah ya da yerine kurula- cak bir kitle partisine yönel- me eğilimi gösteriyor-Önû- müzdeki seçimlere bu siyasi dağmıkhk içindegklilirseso- nuç ne olur? - Parçalanmış bu siyasi yapı içinde ve Refah Parti- si'nin görüşlenni yansıtan yeni bır parti katılımıyla ya- pılacak bir seçimin, Türki- ye'nin çözüm bekleyen so- runlanna çare bulacak güç- lü bır hükümet çıkarması ımkânı yoktur. Sorumluluk mevkiindeki herkesin, özel- lıkle de lıderlerin bu duru- mun farkında olması gere- kir. tktidarda olmanın imkân- lan ve beklentılen içinde bu gerçeği ertelemek, geciktir- mek doğru değildir. - Refah'ın kapaülmasıda- vası sürerken partiye oy ver- miş seçmenin görüşlerine başvıırdunuz. Avnca Türk seçmeninin de nahzını v<okla- dınız. Sizce bu araşormalar- dan çıkan en önemli tespit nedir? - Refahlı seçmen üzerine yaptığım araştırma, bazı gözlemlerime netlik kazan- dırdığı gibi siyasetin önün- dekı gündemi de bütün açık- lığıyla ortaya koydu. Her şeyden önce Refah'ı sadece "parti'' olarak gör- mek yanlıştır. Şu haliyle si- yasal İslami temsil ettiğini söylemek için tam olarak doğru değildir. Galiba Re- fah'ı en iyi nıteleyen anla- tım "farkh biryaşam biçimi- ni savunan parti" olacaktır. Refah'a gıden ve bugün bir seçim olsa gıdeceğı anlaşı- lan oylann nedeni bence çok açıktır Öteki partiler birbir- lerinden farklılıklannı orta- ya koyamamış, adeta birbir- lerine sokularak merkezde kümelenmişlerdir. Partiler. bu yüzden top- lum sorunlannın üzerine ge- reken cesaret coşku ve ka- rarlılıkla gıdememekte, bu yönde proje üretememekte- dirler. Açıkçası "oy kaybe- deriz" kaygısı ile yeni sıya- set arayışlannı terk etmışler, çözühnekte olan merkezde- ki oylardan kendilerine dü- şen asgari payla yetinme ko- numuna düşmüşlerdir. So- run buradadır. - Siyasi partilerin, liderie- rin bu gidiş karşısında aldık- lan önlemler nelerdir? Daha ne yapmalan gerekir? - Siyasi partiler epeydir bu gidişin farkında; büyük bo- calamalar geçırdiler, geçir- meye de devam ediyorlar. Burada durumu en çabuk fark edip, kendine gelen de CHP oldu. Refah Partisi'nin gerileme sürecıne girmesiy- le önemli bır fırsat ve bir miktar da zaman kazanıldı. Ancak önümuzde fazla da zaman olmadığı görülüyor. Seçmenler çözümü de ülke- de istikran da tek parti ikti- darrnda görüyor. Partilerin bu bölünmüşlük ve parçalanmışlığı içinde böyle bir iktidar mümkün olamayacağı için de solda ve sağda bütünleşme ve siya- sette yeniden yapılanma sü- recinin başlamış olması ge- rekır. Henüz başlamadıysa bile, bugün bıle geç kalmış sayılmazlar. - DYP durumun farkmda değilmiş gibi görünüyor. Sa- yın Çfller. Refah oy lanna gö- zünü dikmiş. dolaşıyor. Ça- basının sonuçlannı alamaya- cakmı? - AJamayacak. Tam tersi- ne bir yöneliş söz konusu. DYP'de Refah'ın temsil etti- ği farklı anlayış ve yaşam bı- çimini kendilerine yakın gö- renler, bu partiye ya da yeri- ne kurulacak yeni partiye girme eğilimi içindeler. Az sayıda da olsa, ANAP'ta da böyle bir eğilim mevcut. Asıl büyük kitle, solda oldu- ğu gibi merkez sağda da kit- lesel bütünleşmenin ayak seslerini duyma özlemi ıçın- de. - Gözlemkrmiz, sadece si- yasi partilere, liderlerinepar- tililere mi yönelik, yoksa bu- radan toplumun bütünü için de sonuçlar çıkanyor musu- nuz? - Siyaset üzerine yapılan kamuoyu araştırmalan siya- sal güç ve kurumlann toplu- mun bütününü yansıttığı varsayımına dayanır. Bura- da elde edılen sonuçlann temsil nıteliği çok güçlü ol- duğu için sadece siyasi kad- rolara değil. toplumun bütü- nüne yönejik mesaj ve ders- ler çıkarmamız da gerekir. Bu mesajı şöyle özetleyebi- linz: REFArTrOL hüküme- tinın ıstifası sonrası rahatla- yan ortam ve çekişmenin gündemde olacağı bir zemi- ne doğru kaymamak için alınması gereken eşzamanlı iki tip önlem bulunmaktadır. 1- Ülke kritik durumlara geldıkten sonra oluşturulan zorakı bırlıktelikler yenne, Türkiye"nin ve halkın istek- lenne uygun sağda ve solda bütünleşmelere gıtmek. 2- Türk toplumunun refa- ha ve çağa taşınabılmesi için eskımış klasik projeler yeri- ne. halkın beklentilerine ce- vap veren ve Türk toplumu- nu gelecek yüzyıla taşıyacak projelen tasarlayıp bir an ön- ce uygulanmalannı sağla- mak. - Kendi siyasal yaşanamı- zuı gittikçe zenginleşen dene- yimleri birleştiğinde nasıl bir Türldye görüntüsü ortaya çı- kıyor? - Ben, solda güçbirliği için çaba göstermemden dolayn DSP'den ihraç edil- dim. Şu sırada bağımsız milletvekiliyim. Türk halkı daha iyi yaşamak istiyor. Benim de olsun diyor. RP'nin sunduğu yaşam bi- çimine karşı, "'suya sabuna dokunmak istiyorum, daha iyi yaşamak istiyorum" di- yor. Türk halkı siyasal sa- ğırlığa karşı. siyasetçilere "Artık sesimi dinle, ben de gülümsemek istiyorum" mesajı veriyor. Bu mesajlar karşısında söylenecek tek cümle var: Çözüm ve ıstik- rar, bütünleşme ve güç bir- liğinden geçer. Dün de bu- nun için çaba gösteriyor- dum. bugün de. Yann da böyle olacak. G U N D E M MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada sansürün kaldınlışının yıldönümünde görülür, çe- te davası da askeri darbenin yıldönümünde... Post modern demokrasi... Böylesıne post modern demokraside çeteler pos- tu deldirir mi? Bir gölge oyunu izlıyor gıbiyiz... Ulkenin gündemıni altüst eden iddialar ortaya atı- lıyor... Bunlar sistemli bir araştımanın ürünü olarak değil, kazara ya da biri ötekine kızdığı için ortaya çıkryor... Iktidardakiler bu iddiaların tam ortasında yer alan kişiler oluyor... Muhalefet yükleniyor... Ön plana çıkmış zanlılar bir süre ülke içinde ken- dini gezdirdikten sonra, randevuyla teslim oluyor... iktidar değişiyor, muhalefettekiler ıktidara taşını- yor... Teslim olup tutuklananlar mahkemeye çıkanlryor, 74 gün tutuklu kaldıktan sonra ellerindeki kan alınla- nna sürülüyor, güle oynaya serbest bırakılıyor... Genel görünüm bu... Tahliyelerin ardından bayan Tansusuriuk çeteler çıkıp nara atıyor "Şimdi herkes özürdilesin... Polislergörevinedön- sün..." Neden özür dilesin? Tahliyeoldulardiye... Tahliye aklanma değil ki... Sadece bu durum bile yargı sistemimizin ne kadar yara aldığını ortaya koyuyor. Tahliye edildıklerine gö- re, hüküm giymeyecekleri, aklanacaklan kanısı öyle- sine yerleşmiş durumda ki, kamuoyu karmakanşık... Gölge oyununa gelelim... Kamuoyu ciddi bir yargılama surecinın başladığını sanmıştı. Çünkü oyunun sahneden dışayansıyan yü- zü buydu. Gölgeler onu göstenyordu. Ama tahliyeler perdeyi sarstı, şimdi kimi ölü ışıklar ama bir şey görünmüyor. Yılmaz, tahliyelerin ardından dün Karabük'te duru- ma değindi: "Size Başbakan olarak söylüyorum, Susurtuk ka- zasının ve ondan önceki cınayetlerin arkasındaki ger- çekler ortaya çıkmadan hiç kımse hukuk devletinın ışlediğıne inanmasın. Ne yetkım varsa hepsmi kullan- mazsam, Başbakanlık bana haram olsun." Ne diyelim? Helal olsun... Ama bu iş demeçle olmuyor. Yılmaz gerçekten sa- mimiyse yargılanması gereken kişiler yeipazesinin öteki uçlannı da tamamlamalı. Önce Meclis... Duaıma, "Vay nasıl tahliye olurlar" diye değil de, biraz daha geniş bakmaya çalışalım. Susurluk kazasıyla birlikte gündeme gelen kişiler kimleroldu? • '•» IJıj - , Mehmet Ağar, Sedat Edip Bucak... Halka gıderek genışledı. 12 Eylul'de tahliye olan Ibrahim Şahin, Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğ- lu'nun cezaevıne girmesıne neden oldu. Ağar'la Bucak ne oldu? Onlar 14 Ağustos günü Tansusurluk Hanım'ın de- yimiyle aklandılar. O gün, Adalet ve Anayasa Komis- yonu ortak toplandı. Ağar ve Bucak'ın dokunulmaz- lıklannınkaldınlmasınailişkinfezlekeoylandı.ANAP ve DSP'nin üçer milletvekili katılmadı. ANAP'lı Ek- rem Pakdemirli de REFAHYOL'la hareket etti. So- nuç: 21 ret, 18evet... Fezleke, iez"leke" olarak TBMM kayıtlanndaki ye- rini aldı. Iddialann asıl sorumlulan yargı önüne çıkanlmıyor. Bu sorumlulardan emır alanlar yargılanıyor. Çelişkinin tahliyelerden önceki halkası bu... Bir başka deyimle, devlet-çete ıddialannda, değil asıl sorumlulann, piyonların yargılanması bile güç görünüyor. Aynı gün ordunun çalışmalanyla ilgili yet- kisi dışına çıkarak istihbarat yaptığı öne sürülen Bü- lent Orakoğlu'nun da tahliye olması, akla değişik sonjlan getiriyor. Yoksa, perde gerisindeki çok büyük bir çekiş- menin dışa yansıyar. yölgelerini mi izliyoruz? 'Susurluk aydınlanacak' • Baştarafı 1. Sayfada cek. Bu bayrak hiçbir za- man inmeyecek, vatan bö- lünmeyecek" diye sürdür- dü. Yılmaz. bugünlerde ba- sında adaletten bahsedildiği- ni anımsatarak, "en konuş- maması gereken" kimselerin adaletten bahsederek "ulu- orta tafcpler" ortaya koyduk- lannı söyledı. "Adaletten hiç nasibini almamıs insanlann pişldnlik içinde kendilerine adalet dersi vtrdiğini'' kay- deden Yılmaz şöyle konuş- tu: "Muhalefette iken bu işle- rin üstüne giden benim. Hiç kimseden korkmadan, yıl- madan bu işin üstüneben git- tim. Şimdi bazılan tutuksuz yargılanmayı beraat etmek zannediyorlar. Bu dosyalar kapandı zannediyorlar. Ben size başbakan olarak söylü- yorum. Susurtuk kazasının. ondan öncekicinayenerin ar- kasındaki gerçekler ortaya çıkmadan hiç Idmse Türld- ye'de hukuk devletinin işle- diğine inanmasın. Bunlann bepsini ortaya çıkarmak için de hükümet olarak, başba- kan olarak ne yapabiHrsem, ne yetkim varsa hepsini kul- lanmazsam bu başbakanlık bana haram olsun. Ama bu sadece benim, sadece hükü- metin çabası ile olacak bir iş değil. Meclis'teki öbür parti- lerin de bize yardımcı olma- sı lazım. Dokunulmadığı kal- dırmak lazım." Susurluk'taki hadısenin basıt bir suç olayı olmadığı- nı ifade eden Başbakan Yıl- maz sözlerini şöyle sürdür- dü: "O hadisenin arkasmda- ki asıl önemli olay, bu ise gi- renlerin devletle irtibam ol- masıdır. Bu çetelerin içinde de\1etin memuriannın ouna- sıdır. Devletin içinde çetele- rin bannmasına müsaade edemeyiz. Dev leti bu çeteler- den mutiaka temizleyeceğiz. Ama geçen olay lann hesabı- nı sormak hükümet olarak benim görevim değil. O, yar- gnıın görevi Benim göre\im de Meclis'in görevi de bu memlekette yaşayan her- kesin görevi de adalete yar- dımcı olmaktır." Hindistan 'da tren kazası: 56 ölü BHOPAL (AA) - Hindistan'da, bir yolcu treninın nehre uçması sonucu 56 kişi öldü, 200'e yakın yolcu da yaralan- dı. Kaza, Madya Pradeş eyaletinin Champa Köyü yakınlanndan meydana geldi. Görgü tanıklannın verdıği bılgi- ye göre yolcu treni, demiryolundaki ta- mirat nedeniyle aniden ften yapmak zo- runda kaldı. Ancak, trenin ilk 5 vago- nu bu ani frenin etkisiyle raylardan çı- karak aşağıya uçtu. Yetkililer, ölü sayısının artmasından endişe duyul- duğunu belirttiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle