Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 EYLÜL 1997 PAZARTESİ
10 HABERLERIN DEVAMI
Istanbul
Edırne
_Y 24 Sinop PB 24 Adana
Y 27 Samsun PB 25 Mersin
Kocaelı _Y 25 Trabzon A 25 Diyarfaakır A
Çanakkale PB 25 Gıresun
Izmir 30 Ankara
A 25 Şanlıurfa
Manısa
Aydın
Eskışehir
27 Mardin
28 Siirt
Denizli
_A 33 Konya A 27 Hakkâri
32 Sıvas 26 Van
Zonguldak PB 23 Antalya A 33 Kars
Yurdun kuzeybatı
kesımleri parçalı
bulutlu. Hava sı- „
caklığı yurdun içve Os
'° 15
doğu kesimlerinde Helsınki Y 16
31
34
26
27
biraz daha arta- Stockholm Y 12
cak. Diğer yerlerde Londra PB 17
ö-nemli bir deği- Amsterdam PB~İ8
şıkhk olmayacak. R ... , p R 1 Q
Rüzgâr kuzey ve PiykşeJ I5-lf
doğu yönlerden P a r ı s P B
*'
hafif ara sıra orta Bonn PB 19
24 kuvvette esecek. Munih PB 19 Mılano
Bertin
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Y
Y
Y
PB
Y
Y
PB
PB
2U
21
25
19
22
20
26
30
PB 26
Taşkent
Tahran
Moskova 16
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tiflis
Kahire
A
PB
PB
PB
A
PB
A
29
29
29
25
31
29
31
Şam 34
Parçalı bulutkj &slı Bulutlu t Çok bulutlu Yağmurtü
W A W
Karlı Sulukar > GOK gûnjttükJ
Betediyelerimar
• Baştarafı 1. Sayfada
"BelgratOrmanlan'nın
doğal SIT ilan edilmesine
karşı Belediye Başkanı
MuzafTer Alnnsoy dadava
açmıştı. SİT karanndan
sonra da. SİT kararlanna
aykın inşaatiara göz yu-
muldu. Altınsoy neden
SİT'e karşı? Ormanhk
alanlann korunmasını is-
temiyor mu? İstanbul'un
baraj havzalan içindeki ya-
pılaşmalar kaldınlmaya
çalışılırken. ormanlık içe-
risinde yapüaşmayı çok da-
ha hızlandıracak kararlar
almak İstanbul'un akci-
ğerfcrûıi yok etmek de-
mektir. Ormanlık araziye
düşen vağış miktan Yeşü-
köy 'e düşen yağışın iki mis-
lidir. Yeşil olarak kalan bu
son alanlar İstanbul'a te-
miz hava >e su havzalanna
>ağışın düşmesini sağlıyor.
Bir taraftan madencile-
rin talanı. diğer taraftan
rant peşinde koşanlann
yağması çok kısa bir süre-
de bu ormanlık alanı biti-
rir. BurasıBüyükşehirBe-
lediyesi'nin denetimi dışı-
na çıkanlırsa yağmanın ar-
tacağı gün gibi açıkür. Çı-
kar çevrelerinin baskısıyla
BahçeköVün sınırian ge-
nişletiliyor. Çünkü o za-
man. kaçak villalanna ve
yapacaklan yeni inşaafiara
çok daha rahat nıhsat ala-
bileceklerini planlıyorlar.
Bahçeköv gerçekten bir
köv iken şimdi bir şehir ol-
mava başladı. Orman ara-
zisi içinde bövle bir kent-
leşmeye izin vermek orma-
na karşı işlenmiş bir cina-
vettir.
Bir oda başkanı olarak,
bir bilim adamı olarak bu-
na karşı çıkmak benim gö-
rvvinı. Buna karşı çıkmaz-
sam görevimi yapmamış
sayıhnm.1
'
Öte yandan bir grup
DYP'lı de Sanyer'de "Ye-
ter arOktalana son" adı al-
tında bir yürüyüş yaptı.
"Bizden alamadılar,
ANAP'tan aldılar", "Bah-
çeköy talanına son" şeklin-
de slogan atan DYP'lıler
bir basm açıklaması yaptı.
DYP ıktidardayken de
Sanyer' ın mücavir alanla-
nnın kendısıne bağlanma-
sını ıstedığı. ancak o dö-
nemde bunun Bayındırlık
ve Iskân Bakanlığı tarafın-
dan reddedıldığı belırtilen
açıklamada, 55. hüküme-
ttn ışbaşına gelmesınden
sonra Muzaffer Altın-
soy un DYP'den istıfa ede-
rek. ANAP'a geçtıği vur-
gulandı. Açıklama da şöy-
le denıldı:
"Amaç Bahçeköy Bele-
diyesi'ne gelir getirecek y-
er ve mahal aranıyorsa bu
yerden daha fazla geliri
olan bir alan bulmak
mömkün değildir. Atatürk
Oto Sanayü'ne dokunma-
>ıp onun yanında ve San-
yer Belediyesi'nin tek tica-
ret merke/i alanı olan bu
yerin en az 15 kilometre
mesafedeki ve iki ilçe son-
ra gelen Bahçeköy'e bağ-
lanmasını anlamak ve izah
etmek mümkün değildir.
İstanbul'un akciğeri olan
bu bölgeyi denetimden ve
gözetimden kaçırarak bir
beldeye bağlanma, bırakın
Sanyer halkını tiim İstan-
bul halkına yapılan bir
haksıziıktır. Ranûn en bü-
yük olduğu bu bölgede
meydana gelebilecek bir
denctim ve kontrol boşluğu
bu akciğerin yok olmasırun
müsebbibi olacakör."
Askeri araç düştii
• Baştarafı 1. Sayfada
Olay yenne giden Van
Valısı Âbdülkadir San,
gazetecılenn sorulan
üzenne, helikopterin
yüksek gerilım hatlanna
takılması nedeniyle düş-
tüğünü söyledı. Genel-
kurmav yetkılıleri de
Cumhuriyet'e yaptıklan
değerlendirmede, heli-
kopterin alçak uçuş ya-
parken yüksek gerilim
hattına takılması nede-
niyle düştüğünü bildırdi-
ler. Genelkurmay Baş-
kanlığı'ndan yapılan ya-
zılı açıklamada.
u
KazaUe
ilgili inceleme ve araşör-
ma devam etmektedir"
denıldı. Helıkopterdebu-
lunan ve yaşamını yitiren-
lerin adlan şöyle: Jandar-
ma Pılot Kjdemli Üsteğ-
men Femıh AkyeL Jan-
darma İstıhkam Pılot Üs-
teğmen E\Ten Döner. Jan-
darma Teknısyen Astsu-
bay Kıdemli Çavuş Cem
Akdoğan. Jandarma Ast-
subay Üstçavuş İsmail
işıkboL Jandarma Uzman
Çav-uş Adem Yassıkaya.
jandarma erler Salim C-
naL Fadü Özdağ. Mehmet
Er, Emin Çölen, Muhsin
Kazar.
Son Kuzey Irak operas-
yonu sırasında PKK fiize-
siyle düşürülen 2 helikop-
terden sonra. fiize tehdidi
nedeniyle Güneydoğu
Anadolu'da uçan tüm he-
likopterlere "alçak uçuş"
emri verildiği. dün Ge-
vaş'ta düşen Sikorsky tıpi
helikopterin de alçak uçuş
esnasında yüksek gerilim
hattına takıldığı ögrenildi.
Askeri kaynaklardan
edinilen bılgiye göre, böl-
gede uçan helikopterlerin
füze tehdıdini önleyecek
koruma sistemlen tam
olarak takılmamış durum-
da. PKK fiizesiyle düşü-
rülen 2 helikopterden son-
ra, alınma çalışmalan sü-
ren karşı koyma sistemle-
rinde henüz bir sonuca
ulaşılamadı. Halen bölge-
de uçan Sikorsky ve Kob-
ra tipı helikopterlerde ye-
tersiz koruma ekipmaru
bulunurken Fransa'dan şa-
ibeli bır şekilde alınan Co-
ugar tipi helikopterlerde
ıse füze koruma sistemi
hiç bulunmuyor. Yine şa-
ibeli bir şekilde işadamı
.\liŞen'ın aracılığı ile alı-
nan Rus tipı Ml-7 tipı he-
likopterlerin de koruma
sistemi bulunmadığı için
bölgedekı uçuşlan yasak-
lanmış durumda. Bu ne-
denle bölgede uçan pilot-
lar, daha emniyetli kabul
ettikleri alçak uçuşu ter-
cih ediyorlar.
Başbakan Mesut Yü-
maz, Genelkurmay Baş-
kanı Orgeneral İsmail
Hakkı Karadayı'ya gön-
derdiği başsağlığı mesa-
jında, askerlerin şehit ol-
masından büyük üzüntü
duyduğunu bildirdi. CHP
lideri Deniz Baykal da
Karadayf ya bir başsağlı-
ğı mesajı göndererek duy-
duğu üzüntüyü belirtti.
Helikopterin, Pmarbaşı
Mahallesi'nde bir evin
üzerine düştüğü. kaza sı-
rasında evde kimsenin ol-
maması nedeniyle sivil-
lerden ölen ya da yarala-
nan olmadığı ögrenildi.
Helikopterin patlayıcı
maddeler taşıması. kaza-
nın ardından birçok patla-
manın meydana gelrnesi-
ne neden oldu. Kazadan
sonra yörede elektrikler
kesilirken çe\Tedeki ev-
lerin de boşaltıldığı bil-
dirildi.
Köprülere otobüs yolu önerisi
OKTAY EKİNCİ
Eğer, Inşaat Mühendisleri Odası
ile Mimarlar Odası'nın 12 Eylül
1997 günü Tünel'deki Tank Zafer
Tunaya Kültür Merkezi'nde düzen-
ledikleri "brifîng". 3. köprüye bel
bağlayan Yüksek Planlanıa Kunılu
(YPK) üyelennce de izlenebilseydi.
aldıklan karann ne denlı yanlış ve
modası geçmiş bir "politik tercihe"
dayandığını hemen tüm yönleriyle
görebileceklerdı...
Gerçı Cumhurbaşkanı Süleymaıı
DemireL birgün önceki Istanbul zi-
yaretinde trafik sorununa da deği-
nirken 3. köprü dayatmasıyla ilgili
bir sonıyu, '"taröşmayı politikkştir-
mek fevkalade yanlış" şeklinde ya-
nıtlayarak konuyu "uzmankra" bı-
rakmak gerektiğınin de altını çız-
mişti.
Ne var ki 2 Eylül 1997 günü
YPK'ye Devlet Bakanı Işın Çelebi
tarafindan "gündem dışı'' ve sözlü
olarak sunulan 3. köprü projesinde
de aslmda uzmanlık değil "politi-
ka" egemendi. Brifınge katılan ula-
şım uzmanlannın tümü tarafindan
"bilimsel ve teknik verilerden yok-
sun" olduğu saptanan "ENKA AŞ"
imzalı projenin açıklama raporun-
da, 3. köprü dayatmasırun hangi po-
lıtik tercıhten kaynaklandığı şöyle
özetleniyordu: tt
Sonvıllarda(lstan-
bul'da) karayolunun ihmal edilerek
rayt sistemlere aşın öncelik verilme-
si yerine, bulvarlanıı ve otoyollann
yapılmasına da önem verilmelidir-''
(EN1CA Proje Raporu - Sayfa 1)
Işte böylesı bir "nıyete"bağlı ola-
rak hazırlanan, YPK tarafindan da
"aynı niyetle benimsendigi'" anlaşı-
lan 3. köprü projesinde, mesleki ge-
leneklere ve yasalara uygun olarak
"künfcr" eliyle düzenlendiğini gös-
teren "müefliP konumundaki ve
"•sonımluluk" üstlenecek mühen-
dislerin, plancılann ve diğer ilgili
uzmanlann "imzalannın" görün-
memesi ise yine Demirel'in, "Uz-
manlar tarüşsın" şeklindeki öneri-
sinin de gerçekleşmesine engel ol-
du.
Projeyi "danışman" olarak imza-
ladığı belirtilen ENKA AŞ bir uz-
man değil, bir firmaydj. ENKA'ya
hizmet eden hangi mühendisin ya
da hangi bilim adamının. örneğin
yine rapordaki ifadeyle "jeoteknik
değerlendirme bfle yapmâdan" ts-
tanbul'un en değerli tarihsel ve do-
ğal kent dokusunun bulunduğu bir
bölgeye kilometrelerce uzunlukta
U
7 adct tûnel, 5 viyadük ve de\ oto-
yol kavşaklan" önerdiği, brifinge
katılan uzmanlann ve öğretım üye-
lennın yanıtlayamadıklan belki de
tek soru olarak kaldı...
I. köprüde otobüs yolu
Brifingden çıkan sonuca gelin-
ce...
"Ray lı tüp geçiş". aslında artık bır
sonuç değil, bir "zonınluluk". Çün-
kü otomobile hizmet eden, insanı
ise bir kenara iten "bireysei ulaşun",
kenti ya tümüyle tıkayacak ya da 1s-
tanbul kalan dokusuyla da gözden
çıkanlıp "bfiyûk yıkımlar" yaşana-
cak... Uzmanlar, aslında bu karanlık
sürecin şimdiden başladığına da
dikkat çekerek mevcut iki köprunün
ivedi olarak "toptu taşımacılıga açd-
masuu" öneriyorlar. Brifinge katı-
lan MSÜ Öğretim Üyesi İsmail
HakJa Acar diyor ki; "Rayta tüp ge-
çişe kavıışuncaya kadar da bekle-
mek feiaket ohır. Köprülerde otobüs
özel yolu başlaührsa, besaplarumza
göre insan geçişindeki sayı hemen
iidye kadanacak."
Aynı görüşü ulaşım uzmanı Er-
han Oncü de savunuyor. Önceki yıl
yine Inşaat Mühendisleri Odasi'nca
düzenlenen bir bilimsel tartışma
toplantısmda, "Hiç yatmm yapma-
dan yeni bir köprü kadar ek kapa-
siteyi mevcut köprülerde toplu ta-
şım in ayırarak sağlayabüiriz" di-
yen Erhan Öncü. bunun rakamlara
dayanan kanıtını da şöy le özetlemış-
ti: "Bugün köprüden saatte en çok
12.000 kişi geçebiliyor. Birer şerit sa-
deceotobüslere aynldığında ise saat-
te en az 20.000 kişilik bir kapasite ya-
raûlabilir. Yani şimdiki kullanınıda
ild köprü daha yapumış olur..."*
Bütün bunlar gerçekleşebılır mı?
Raylı tüp geçiş inşaatına başlanıp
mevcut köprülerde de toplu taşı-
maya olanak sağlanarak. İstanbul bu
kâbustan artık "kurtulma umudu-
na" kavusabilir mi?
Her şey, ülkeyi yönetenlerin, Tür-
kiye'nin de ımzası bulunan Avrupa
Kentsel Şarö'ndaki 1992 tanhlı şu
tarihsel saptamaya uymalanna bağ-
lı:
"Kente karşı otomobil. Durum
arük buna çok yakmdır. Otomobil
kenderi öldürmektedir. Öyle ki,
2000'li yıllar. ikisi bir arada olama-
yacagından, otomobil \ a da kentten
birini seçmemizi zorunlu kılacak-
ör_"(madde4/l)
Brifıngde "tstanbul" seçildi.
Dansı YPK'nin başına...
Refah Partisi inişe geçti
I Baştarafı 1. Sayfada
siplinli parti" olarak niteli-
yor.
Istanbul Milletvekili Bü-
lent Tanla. RP'lı ve genel
seçmenler üzerinde kapatıl-
ma davası devam eden RP
ile ilgili bir araştırma yapnr-
dı. Araştırma. 4-8 Eylül ta-
nhlen arasında tesadüfi ör-
nekleme yöntemi kullanıla-
rak, yüz yüze görüşme tek-
niğiyle 11 yerleşim merke-
zınde 845 RP'live 1108 ge-
nel seçmen üzerinde yapıldı.
Partınin oy kaybettığini orta-
ya koyan araştırma sonucu-
na göre, seçmenlerin arayış-
lan devam ediyor. Araştırma
sonucuna göre, RP'nin ka-
patılması durumunda yeni
açılacak partinin yerini dol-
duracağını düşünenlerin
oranı yüzde 61. Yüzde
65'lik bir kesim yeni partiye
oy vermeyi düşünüyor. Re-
fahlı seçmenin yüzde 15'i
kararsızken. yüzde 9'u aynı
eğilimdeki başka bir partiye,
yüzde 7.5'i merkez sağa,
yüzde 3 'ü ise sol eğilimli bir
partiye oy vermeyi düşünü-
yor. Araştırma sonucu Re-
fah'ın birinci parti olması-
nın nedenleri ise şöyle sıra-
lanıyor:
"Diğer siyasi partikrden
farklı obnası ve dini değerle-
re önem vermesi Yolsuzluk
ve rüşvet olaylan, enflasvon
ve hayat pahalılığu dengesiz
gelir dağıhmı, işsizlik. gele-
cekgüvencesînin olmaması."
Araştırmanın bir başka
sonucu da seçmenin artık
koalisyon istememesı. Seç-
menlenn yanya yakını, ül-
keye istıkrar getirecek tek
parti ıktıdanru ıstiyor
Bağımsız tstanbul Millet-
vekili Bülent Tanla araştır-
mayı değerlendırirken ilginç
saptamalarda bulundu. Tan-
la araştırma \ e son siyasi ge-
lişmelerle ilgili sorulanmızı
şöyle yanıtladı:
-Hükümetpartilerinin ça-
faşmasmı nasıl değeriendiri-
TOrsunuz?
- Türkıye'de mevcut ola-
ğanüsrü koşullar nedeniyle
hükümet partileri bir uyum
ve ışbırlıği içinde çalışıyor-
lar. Ancak aralannda ciddi
ve köklü bir rekabet de söz
konusu. Bu yüzden el ele ve-
rip Türkiye'nin sorunlannı
çözecek kararlar alamıyor,
bu yönde uygulamalara gi-
Refah Partisi'nin kapatılması
durumunda yeni kurulacak bir
partiye oy verme eğilimi
Refah Partilı
Seçmenler (%)
Oy veririm
Aynı eğilimdekı başka bir partiye
Merkez sağ bir partiye
Sol eğilimli bir partiye
F8<n yok / Bılmıyor
T0WAM
65.2
8.9
7.5
3.1
15.3
100.0
\ Türkiye'nin çözüm bekleyen
sorunlannı çözebilecek
sivati iktidar terr.ihi Türkıye Geneli^sıyası iKiıaar lercmı seçmenler (%)
pek parti iktidan
î' Uyumlu koalisyon hükumeti
l islami ideotojisi olan iktidarlar
|Sol ideolojisi olan iktidarlar
plftltyok / Bilmiyor
ffOPLAM
45.9
21.7
9.3
7.2
2.9
13.0
100.0
demiyorlar. Önemli bir ek-
siklik de kendinı hissettiri-
yor. Ülkenin kunıınsal ve in-
sani potansiyelini etkili ve
tempolu işleyecek bir sistem
içinde değerlendirecek öz-
verili bir azim ve iradeyi de
gösteremiyorlar. Ancak za-
man da geçiyor. Refah Par-
tisi'nin iktidardan aynldığı
günden bu yana temel so-
nınlann hiçbirine dokunul-
muş değil, sadece ileri bir ta-
rihe ertelenmiş bulunuyor.
Dolayısıyla gelecekte alına-
cak önlemler, yapılacak re-
formlar, daha da sıkıntılı
günlerde gündeme gelmiş
olacak.
-Refah ya da yerine kuru-
lacak partinin geleceği için
ne düşünüyorsunuz?
- Refah Partisi'nin Türkı-
ye'de ortaya çıkardığı gerçe-
ği Refahlı siyasetçilerin iyi
okuması ve Türkiye için
doğru değerlendirmeleri ge-
rekir.
Elbette siyasal tslamlabir
şekilde bağlantısı olan, kö-
künü buradan alan, ancak re-
feransı demokrası olan ve re-
jimle uyumlu bir kitle partı-
si olarak varhklannı sürdü-
rebilir ve ülkede bellı bir et-
kınlik gösterebilirler. Bu
yönde bazı işaretler var. ama
geçmışte de Refah içinde
böyle eğilimler vardı. Kapa-
tılma davası süren bir parti-
yi buraya getiren gelişmele-
ri iyi tahlil edip etmedikleri-
ni, Türk halkının neye izin
vermeyeceğini anlayıp anla-
madıklanru zaman göstere-
cek.
- Tekrar DYT'ye döner-
sek. Refah'ın oylannı alama-
yacaksa veşimdilik sağda bir
birleşme de gündemdeohna-
dığına göre partiyi nasıl bir
gelecek bekliyor?
- Tansu ÇUIer'in DYP'si
C.Antep Fuarı'nda meydana gelen patlamada 25 kişî yaralandı
İncil ve Tevrat satan standa saldın
BEKIRŞAHIN
GAZİAıNTEP - Gaziantep Sanayi
Fuan'nda Tevrat ve încıl satan stan-
da bombalı bır saldın düzenlendı.
Saldında 3'ü ağır 25 kişi yaralandı.
Kimlığı belirlenemeyen kışilerce,
50 bin lıraya Încıl ve Tevrat sattığı
belırtilen Müjde Yayınevi'nin önüne
bırakılan parça tesirli el bombası sa-
at 20.30 sıralannda patladı. Bomba-
nın patlamasıyla stand yerle bır olur-
ken 25 kişi de çeşıtli yerlennden ya-
ralandı. Yaralılar SSK ve devlet has-
tanesinde tedavi altına alındı
Gaziantep Valisi Muammer Gü-
ler. patlamadan sonra olay yerine ge-
lerek incelemelerde bulundu. Emni-
yet Müdürü HüseyinÇapkuı'dan bıl-
gi alan Güler, olayı şiddetle kmadık-
lannı bildirdi. Güler, olayla ilgili so-
ruşturmanın devam ettiğini belirtti.
Patlamayla ilgili soruşturma Gazian-
tep Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Üs-
küloğhı tarafindan başlatıldı. Müjde
Yayıncılığın birkaç gündür tehdit
edıldiği belirtilirken önceki yıllarda
Gaziantep'te banka şubelerine saldı-
n düzenleyen İBDA-C örgütünden
şüphelenildiği açıklandı.
dağılmaktadır. Biraz aykın
gibi gelecek ama genel baş-
kanın Refah Partisi'ne yakın
söylemleri dağılmayı engel-
ledi. Unutmayalım ki DYP
seçmeni DP'den, AP'den bu
yana kitle partisi konumu ve
hemen hemen sürekli ikti-
darda olması dolayısıyla,
son elli yılın nimetlerinden
en çok yararlanmış kitledir.
DYP'li seçmenin önemli bir
bölümü ile ANAP'lı seçme-
nin küçük bir kısmı, ılımlı
bir profil sergileyecek bir
Refah ya da yerine kurula-
cak bir kitle partisine yönel-
me eğilimi gösteriyor-Önû-
müzdeki seçimlere bu siyasi
dağmıkhk içindegklilirseso-
nuç ne olur?
- Parçalanmış bu siyasi
yapı içinde ve Refah Parti-
si'nin görüşlenni yansıtan
yeni bır parti katılımıyla ya-
pılacak bir seçimin, Türki-
ye'nin çözüm bekleyen so-
runlanna çare bulacak güç-
lü bır hükümet çıkarması
ımkânı yoktur. Sorumluluk
mevkiindeki herkesin, özel-
lıkle de lıderlerin bu duru-
mun farkında olması gere-
kir.
tktidarda olmanın imkân-
lan ve beklentılen içinde bu
gerçeği ertelemek, geciktir-
mek doğru değildir.
- Refah'ın kapaülmasıda-
vası sürerken partiye oy ver-
miş seçmenin görüşlerine
başvıırdunuz. Avnca Türk
seçmeninin de nahzını v<okla-
dınız. Sizce bu araşormalar-
dan çıkan en önemli tespit
nedir?
- Refahlı seçmen üzerine
yaptığım araştırma, bazı
gözlemlerime netlik kazan-
dırdığı gibi siyasetin önün-
dekı gündemi de bütün açık-
lığıyla ortaya koydu.
Her şeyden önce Refah'ı
sadece "parti'' olarak gör-
mek yanlıştır. Şu haliyle si-
yasal İslami temsil ettiğini
söylemek için tam olarak
doğru değildir. Galiba Re-
fah'ı en iyi nıteleyen anla-
tım "farkh biryaşam biçimi-
ni savunan parti" olacaktır.
Refah'a gıden ve bugün bir
seçim olsa gıdeceğı anlaşı-
lan oylann nedeni bence çok
açıktır Öteki partiler birbir-
lerinden farklılıklannı orta-
ya koyamamış, adeta birbir-
lerine sokularak merkezde
kümelenmişlerdir.
Partiler. bu yüzden top-
lum sorunlannın üzerine ge-
reken cesaret coşku ve ka-
rarlılıkla gıdememekte, bu
yönde proje üretememekte-
dirler. Açıkçası "oy kaybe-
deriz" kaygısı ile yeni sıya-
set arayışlannı terk etmışler,
çözühnekte olan merkezde-
ki oylardan kendilerine dü-
şen asgari payla yetinme ko-
numuna düşmüşlerdir. So-
run buradadır.
- Siyasi partilerin, liderie-
rin bu gidiş karşısında aldık-
lan önlemler nelerdir? Daha
ne yapmalan gerekir?
- Siyasi partiler epeydir bu
gidişin farkında; büyük bo-
calamalar geçırdiler, geçir-
meye de devam ediyorlar.
Burada durumu en çabuk
fark edip, kendine gelen de
CHP oldu. Refah Partisi'nin
gerileme sürecıne girmesiy-
le önemli bır fırsat ve bir
miktar da zaman kazanıldı.
Ancak önümuzde fazla da
zaman olmadığı görülüyor.
Seçmenler çözümü de ülke-
de istikran da tek parti ikti-
darrnda görüyor.
Partilerin bu bölünmüşlük
ve parçalanmışlığı içinde
böyle bir iktidar mümkün
olamayacağı için de solda ve
sağda bütünleşme ve siya-
sette yeniden yapılanma sü-
recinin başlamış olması ge-
rekır. Henüz başlamadıysa
bile, bugün bıle geç kalmış
sayılmazlar.
- DYP durumun farkmda
değilmiş gibi görünüyor. Sa-
yın Çfller. Refah oy lanna gö-
zünü dikmiş. dolaşıyor. Ça-
basının sonuçlannı alamaya-
cakmı?
- AJamayacak. Tam tersi-
ne bir yöneliş söz konusu.
DYP'de Refah'ın temsil etti-
ği farklı anlayış ve yaşam bı-
çimini kendilerine yakın gö-
renler, bu partiye ya da yeri-
ne kurulacak yeni partiye
girme eğilimi içindeler. Az
sayıda da olsa, ANAP'ta da
böyle bir eğilim mevcut.
Asıl büyük kitle, solda oldu-
ğu gibi merkez sağda da kit-
lesel bütünleşmenin ayak
seslerini duyma özlemi ıçın-
de.
- Gözlemkrmiz, sadece si-
yasi partilere, liderlerinepar-
tililere mi yönelik, yoksa bu-
radan toplumun bütünü için
de sonuçlar çıkanyor musu-
nuz?
- Siyaset üzerine yapılan
kamuoyu araştırmalan siya-
sal güç ve kurumlann toplu-
mun bütününü yansıttığı
varsayımına dayanır. Bura-
da elde edılen sonuçlann
temsil nıteliği çok güçlü ol-
duğu için sadece siyasi kad-
rolara değil. toplumun bütü-
nüne yönejik mesaj ve ders-
ler çıkarmamız da gerekir.
Bu mesajı şöyle özetleyebi-
linz: REFArTrOL hüküme-
tinın ıstifası sonrası rahatla-
yan ortam ve çekişmenin
gündemde olacağı bir zemi-
ne doğru kaymamak için
alınması gereken eşzamanlı
iki tip önlem bulunmaktadır.
1- Ülke kritik durumlara
geldıkten sonra oluşturulan
zorakı bırlıktelikler yenne,
Türkiye"nin ve halkın istek-
lenne uygun sağda ve solda
bütünleşmelere gıtmek.
2- Türk toplumunun refa-
ha ve çağa taşınabılmesi için
eskımış klasik projeler yeri-
ne. halkın beklentilerine ce-
vap veren ve Türk toplumu-
nu gelecek yüzyıla taşıyacak
projelen tasarlayıp bir an ön-
ce uygulanmalannı sağla-
mak.
- Kendi siyasal yaşanamı-
zuı gittikçe zenginleşen dene-
yimleri birleştiğinde nasıl bir
Türldye görüntüsü ortaya çı-
kıyor?
- Ben, solda güçbirliği
için çaba göstermemden
dolayn DSP'den ihraç edil-
dim. Şu sırada bağımsız
milletvekiliyim. Türk halkı
daha iyi yaşamak istiyor.
Benim de olsun diyor.
RP'nin sunduğu yaşam bi-
çimine karşı, "'suya sabuna
dokunmak istiyorum, daha
iyi yaşamak istiyorum" di-
yor. Türk halkı siyasal sa-
ğırlığa karşı. siyasetçilere
"Artık sesimi dinle, ben de
gülümsemek istiyorum"
mesajı veriyor. Bu mesajlar
karşısında söylenecek tek
cümle var: Çözüm ve ıstik-
rar, bütünleşme ve güç bir-
liğinden geçer. Dün de bu-
nun için çaba gösteriyor-
dum. bugün de. Yann da
böyle olacak.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
sansürün kaldınlışının yıldönümünde görülür, çe-
te davası da askeri darbenin yıldönümünde...
Post modern demokrasi...
Böylesıne post modern demokraside çeteler pos-
tu deldirir mi?
Bir gölge oyunu izlıyor gıbiyiz...
Ulkenin gündemıni altüst eden iddialar ortaya atı-
lıyor...
Bunlar sistemli bir araştımanın ürünü olarak değil,
kazara ya da biri ötekine kızdığı için ortaya çıkryor...
Iktidardakiler bu iddiaların tam ortasında yer alan
kişiler oluyor...
Muhalefet yükleniyor...
Ön plana çıkmış zanlılar bir süre ülke içinde ken-
dini gezdirdikten sonra, randevuyla teslim oluyor...
iktidar değişiyor, muhalefettekiler ıktidara taşını-
yor...
Teslim olup tutuklananlar mahkemeye çıkanlryor,
74 gün tutuklu kaldıktan sonra ellerindeki kan alınla-
nna sürülüyor, güle oynaya serbest bırakılıyor...
Genel görünüm bu...
Tahliyelerin ardından bayan Tansusuriuk çeteler
çıkıp nara atıyor
"Şimdi herkes özürdilesin... Polislergörevinedön-
sün..."
Neden özür dilesin?
Tahliyeoldulardiye...
Tahliye aklanma değil ki...
Sadece bu durum bile yargı sistemimizin ne kadar
yara aldığını ortaya koyuyor. Tahliye edildıklerine gö-
re, hüküm giymeyecekleri, aklanacaklan kanısı öyle-
sine yerleşmiş durumda ki, kamuoyu karmakanşık...
Gölge oyununa gelelim...
Kamuoyu ciddi bir yargılama surecinın başladığını
sanmıştı. Çünkü oyunun sahneden dışayansıyan yü-
zü buydu. Gölgeler onu göstenyordu.
Ama tahliyeler perdeyi sarstı, şimdi kimi ölü ışıklar
ama bir şey görünmüyor.
Yılmaz, tahliyelerin ardından dün Karabük'te duru-
ma değindi:
"Size Başbakan olarak söylüyorum, Susurtuk ka-
zasının ve ondan önceki cınayetlerin arkasındaki ger-
çekler ortaya çıkmadan hiç kımse hukuk devletinın
ışlediğıne inanmasın. Ne yetkım varsa hepsmi kullan-
mazsam, Başbakanlık bana haram olsun."
Ne diyelim? Helal olsun...
Ama bu iş demeçle olmuyor. Yılmaz gerçekten sa-
mimiyse yargılanması gereken kişiler yeipazesinin
öteki uçlannı da tamamlamalı.
Önce Meclis...
Duaıma, "Vay nasıl tahliye olurlar" diye değil de,
biraz daha geniş bakmaya çalışalım.
Susurluk kazasıyla birlikte gündeme gelen kişiler
kimleroldu? • '•»
IJıj
- ,
Mehmet Ağar, Sedat Edip Bucak...
Halka gıderek genışledı. 12 Eylul'de tahliye olan
Ibrahim Şahin, Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğ-
lu'nun cezaevıne girmesıne neden oldu.
Ağar'la Bucak ne oldu?
Onlar 14 Ağustos günü Tansusurluk Hanım'ın de-
yimiyle aklandılar. O gün, Adalet ve Anayasa Komis-
yonu ortak toplandı. Ağar ve Bucak'ın dokunulmaz-
lıklannınkaldınlmasınailişkinfezlekeoylandı.ANAP
ve DSP'nin üçer milletvekili katılmadı. ANAP'lı Ek-
rem Pakdemirli de REFAHYOL'la hareket etti. So-
nuç:
21 ret, 18evet...
Fezleke, iez"leke" olarak TBMM kayıtlanndaki ye-
rini aldı.
Iddialann asıl sorumlulan yargı önüne çıkanlmıyor.
Bu sorumlulardan emır alanlar yargılanıyor.
Çelişkinin tahliyelerden önceki halkası bu...
Bir başka deyimle, devlet-çete ıddialannda, değil
asıl sorumlulann, piyonların yargılanması bile güç
görünüyor. Aynı gün ordunun çalışmalanyla ilgili yet-
kisi dışına çıkarak istihbarat yaptığı öne sürülen Bü-
lent Orakoğlu'nun da tahliye olması, akla değişik
sonjlan getiriyor.
Yoksa, perde gerisindeki çok büyük bir çekiş-
menin dışa yansıyar. yölgelerini mi izliyoruz?
'Susurluk aydınlanacak'
• Baştarafı 1. Sayfada
cek. Bu bayrak hiçbir za-
man inmeyecek, vatan bö-
lünmeyecek" diye sürdür-
dü.
Yılmaz. bugünlerde ba-
sında adaletten bahsedildiği-
ni anımsatarak, "en konuş-
maması gereken" kimselerin
adaletten bahsederek "ulu-
orta tafcpler" ortaya koyduk-
lannı söyledı. "Adaletten hiç
nasibini almamıs insanlann
pişldnlik içinde kendilerine
adalet dersi vtrdiğini'' kay-
deden Yılmaz şöyle konuş-
tu:
"Muhalefette iken bu işle-
rin üstüne giden benim. Hiç
kimseden korkmadan, yıl-
madan bu işin üstüneben git-
tim. Şimdi bazılan tutuksuz
yargılanmayı beraat etmek
zannediyorlar. Bu dosyalar
kapandı zannediyorlar. Ben
size başbakan olarak söylü-
yorum. Susurtuk kazasının.
ondan öncekicinayenerin ar-
kasındaki gerçekler ortaya
çıkmadan hiç Idmse Türld-
ye'de hukuk devletinin işle-
diğine inanmasın. Bunlann
bepsini ortaya çıkarmak için
de hükümet olarak, başba-
kan olarak ne yapabiHrsem,
ne yetkim varsa hepsini kul-
lanmazsam bu başbakanlık
bana haram olsun. Ama bu
sadece benim, sadece hükü-
metin çabası ile olacak bir iş
değil. Meclis'teki öbür parti-
lerin de bize yardımcı olma-
sı lazım. Dokunulmadığı kal-
dırmak lazım."
Susurluk'taki hadısenin
basıt bir suç olayı olmadığı-
nı ifade eden Başbakan Yıl-
maz sözlerini şöyle sürdür-
dü: "O hadisenin arkasmda-
ki asıl önemli olay, bu ise gi-
renlerin devletle irtibam ol-
masıdır. Bu çetelerin içinde
de\1etin memuriannın ouna-
sıdır. Devletin içinde çetele-
rin bannmasına müsaade
edemeyiz. Dev leti bu çeteler-
den mutiaka temizleyeceğiz.
Ama geçen olay lann hesabı-
nı sormak hükümet olarak
benim görevim değil. O, yar-
gnıın görevi Benim göre\im
de Meclis'in görevi de bu
memlekette yaşayan her-
kesin görevi de adalete yar-
dımcı olmaktır."
Hindistan 'da tren kazası: 56 ölü
BHOPAL (AA) - Hindistan'da, bir
yolcu treninın nehre uçması sonucu 56
kişi öldü, 200'e yakın yolcu da yaralan-
dı.
Kaza, Madya Pradeş eyaletinin
Champa Köyü yakınlanndan meydana
geldi. Görgü tanıklannın verdıği bılgi-
ye göre yolcu treni, demiryolundaki ta-
mirat nedeniyle aniden ften yapmak zo-
runda kaldı. Ancak, trenin ilk 5 vago-
nu bu ani frenin etkisiyle raylardan çı-
karak aşağıya uçtu. Yetkililer, ölü
sayısının artmasından endişe duyul-
duğunu belirttiler.