Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç
0 Genel Yayın Koordınatoru. Hikmet
Çetinkaya 0 Yazuşlen Müdürien: tbrahim
Yüdız - Dinç Tayanç 0 Sorumlu Mudur
Fikret Ilkiz 0 Haber Merkezı Müdürü
Hakan Kara •Gonsel Yönetmen. Fikret Eser
Dış Haberler Şinasi Damşoğhı 0 Istıhbaral Cengiz
Yüdınm 0 Kultur Handan Şenköken 0 Spor
Abdülkadir Yücelman 0 Ekonomı Seda Öğuz
0 Makaleler Sami Karaören 0 Duzehme Abdufah
Yazra0 Fotograf Erdoğan Köseoğhı 0Bılgı-Belge
Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen. Mehmef Faraç
Yaym Kunıhı. Ühan Sdçok (Başkan),
Orhan Erinç, Okta> Kurtböke,
Hikmet Çetinkaya. Şûkrao Soner,
ErgunBala,DİDç Tayanç, tbrahim
Vıldız. Orhan Bursalı. Mnstafa
Biüba>, Hakan Kara.
Ankara Temsikısı: Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No:
125,Kat-4,Bakanhklar-AnkaraTel 4195020(7hatX Faks
4195027 0 tzmır Temsikısı Serdar Kızık, H. Zıya
Blv. 1352S 2/3Tel.4411220, Faks:44191170Adana
Temsilcısı:ÇetiııYiğeııoğhı, tnonüCd 119S NolKatl,
Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15
MOessese Müdürü: Üstûn Akraen #
Koordınatör Ahmet Kornlsan •
Mutescte Böknt Yener»Idare Hüseym
Gûrcr • Ljleüne Önder Çdik • Bılgı-
tşiem tSail tnal 9 Bılgısayar Sıstem
Mürüvrt ÇDer • Sa&ş Fazflrt kuza
MEDYA C: • Yönetım Kunılu
Başkanı - Genel Müdur Gfilbin
Erduran # Koordmatör Reha
Iptman • Genel Müdür Yardımcısı
Mine Akdağ Tel 514 07 53 -
5139580-513846(^61,Faks 5138463
Yavınıh> aı ve Basaı: Yenı Gün Haber Ajanst, Basın ve Yaymcıhk A Ş
Tûrkocan (ad 39 41 Tagaloglu 34334 tfl. PK 246 Istanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks. (0 212) 513 85 95 15EYLÜL1997 hnsak:5.10 Güneş: 6.37 Öğle: 13.07 tkindi: 16.35 Akşam: 19.22 Yatsı 20.44
Yanıay
tutulıyor
• Hatxr Mertezi - Yann
gerçedeşecek tım ay
tutulmaii ülkeraizden de
izlenebiecek. Boğaziçi
Üniverstesı rCandilli
Rasataaıesı ve Deprem
Araştnta Ensttüsü
Müdûrliğü'nden yapılan
açıklamıya göre tutulma
Türkiye saatı ile 21.15 'te
başlajacak. Saat 22.17'ye
kadar sürecek tutulmanın
Avrupa, Asya, Afhka'nın
doğusu, Avustralya, Yeni
Zelanda kısmen Antartika,
Hint Okvanusu ile Güney
AmerJcc'nın dcğusundan
izlenebiteceği belirtıldi
Avcı'ya özel
koleksiyon
• Haber Merkezi (AA) -
'Elite Model Look
International' yanşması
Fransa'nın Nice kentinde
yann gerçekleştirilecek.
tkınci kez katılacağımız
yanşmada bu yıl ülkemizi
Sedef A\cı temsıl edecek.
Avcı'nın çağdaş ve modern
bir Türk kızı olarak
ülkemizi en iyı şekilde
temsil edebilmesi için
Vakkorama kendisine özel
bir koleksiyon hazırladı.
Avcı, Nıce'te yapılacak
tüm organızasyonlarda,
gezilerde, resepsıyonlarda,
gece gündüz tüm
çalışmalannda bu kostüm
ve aksesuvarlan
kullanacak.
En yaygm dil
Ingjlizce
• ANKARA(UBA)-
Ingilizce dünya üzerinde
en yaygın dil olma
özelliğini koruyor. 470
milyon insan bu dili
kullanıyor. Dûnyada
konuşulan 10 bin dil
arasında, Tûrkçenın en çok
konuşulan 7. resmi dil
olduğu ortaya çıktı.
Dünyada 200 milyon insan
Türkçe konuşurken, resmi
dil olarak kabul edildiği
ülkelerde 120 milyon
insanın Türkçeyi
kullandığı belirlendi.
Park Holding'den
burs
• Haber Merkezi- Park
Holding. 1997-1998
eğitim-öğretim döneminde
15'ı yurtiçinde, 3'ü
yurtdışında olmak üzere
toplam 18 öğrenciye
karşılıksız burs verecek.
Park Holding 1994-1995
öğretim yılından bu yana
toplam 27 öğrenciye
yurtiçinde eğıtim bursu
verdi. Holding'den yapılan
açıklamaya göre 1996-
1997 akademik döneminde
de 3 öğrenciye yurtdışında
eğitim bursu verildi.
İMülerm
öldükleri yerler
• NEWYORK(AA)-
Başta Prenses Diana
olmak üzere, ünlülerin
öldüklen yerlerin turistler
açısından çok ilginç
bulunduğu ve yabancı bir
kentı zıyaret eden
turistlerin buralan görmek
ıstedikleri bildırildi.
Bu dalda öncülüğü
Fransa'nın başkenti
Paris yapıyor. Son
dönemde Paris içinde
düzenlenen tüm şehir
turlannın, Prenses
Dıana'nın kaza geçirdiği
Alma Köprüsü altındaki
geçitten geçtiği ve
turistlere kazamn olduğu
yerin gösterildiği bildirildi.
New York'ta da John
Lennon'ın vurulduğu
kaldınm ile Gıg Young'ın
se\ gilısini öldürdükten
sonra intihar ettiği bina ilgi
merkezlen arasında yer
alıyor.
Turizm Bakanlığı'nın Yeşil Tur '97 programı tamamlandı
Yeşîl ve ma\i kucak kueağa• Istanbul 'dan
başlayarak Samsun,
Sinop, Safranbolu,
Yedigöller, Bolu,
Abant ve Akçakoca
yönünde süren Yeşil
Tur'da yaşanan
organizasyon
bozukluklan
nedeniyle
Kastamonu ve
Amasra programlan
iptal edildi.
BAHAR TANRISEVER
Tanhin deniz ve yeşille
birleştiğı, yöresel etkinlik-
lerinin benzeri bulunma-
yan Doğu Karadeniz. doğ-
ru birtanıtım ile dünya tu-
rizm merkezleri arasında
yer almaya hazırlanıyor.
Turizm Bakanlığı'nın,
Karadenız'i turizme açmak
amacıyla bu yıl üçüncüsü-
nü düzenlediğı "Yeşü Tiır
'97", 14 ülkeden 24 yaban-
cı gazetecinın kanlımıyla 2-
11 eylül tanhleri arasında
gerçekleştırildi.
Müze zıyaretlerinin ço-
ğunlukla bir sonrakı güne
sarktığı Yeşil Turboyunca
valiler ve beledıye başkan-
lanntn sıcak karşılamalan
Doğu Karadeniz, dünya turizm merkezleri arasında yer almaya hazıruuııyor.
aksaklıklardan kaynakla-
nan olumsuzluklan büyük
ölçüde giderdi.
Istanbul'da başlayarak,
Samsun, Sinop, Safranbo-
lu, Yedigöller, Bolu, Abant
ve Akçakoca yönünde sü-
ren Yeşil Tur'da yaşanan
organizasyon bozuklukla-
n nedeniyle Kastamonu ve
Amasra programlan ıptal
edildi.
Samsun'da Kunduz Or-
manlan içinde yer alan Ge-
yik Çiftliği büyük ilgi gör-
dü. Ayancık'ta kıyıya çekı-
len ve restoran haline ge-
ririlen gemi ile konaklama
amacıyla hazırlanan şark
odası "gizlibirceııneti''an-
dırsa da, tanıtım eksikliği,
amacını yenne getırmesi-
ni engelliyor.
Programda özel önem
verilen Safranbolu'da kent-
lerin soğuk ve çirkin bina-
lannın yenni, Roma döne-
minden bugüne kadar ko-
runan ev, çarşı, hamam ve
köprüler alıyor. Safranbo-
lu'nun göze çarpan evlerin-
den 200 yıllık "Asmaziar
Konağf'nın selamlık oda-
sındakı dinlenme amaçlı
yapılan 2 metre derinlikli,
yansı toprakta ve kemerler
üzerinde duran havuz ilçe-
nin tarihsel önemini arttı-
nyor.
tlçe Kütüphane Müdü-
rü Kamil Şen, Türkler için
su, para ve harem sesınin
önemli olduğunu vurgular-
ken, Asmazlar Konağı'nın
Karadenîz'in en yeşîli ArtvinANKARA (AA) - Önce, üzerindeki bitkı ör-
tüsünü tahnp ederek toprağı adeta
u
küstürdük~.
Sonra arazıleri plansız, yanlış kullandık, hay-
vanlan bilınçsizce otlattık, ormanlan yok ettik
ve bir afete, erozyona bile bile davetıye çıkart-
tık.
Sonuçta, bir zamanlarbüyük verim aldığımız,
zenginleştiğimiz bu topraklarda fakirleştik. Ve
ardtndan büyük şehirlere göç etmeye başladık.
Büyük şehırlerde de "facia"nın bır başka yönü
yaşanıyordu: Yeşil alan olarak planlanan bölge-
leri imara açük.
Konuyla ılgilı kurum ve kuruluşlann verdık-
leri bilgilere göre 12 milyon insanın yaşadığı Is-
tanbul'da. kişi başına 1.5 metrekare yeşil alan dü-
şüyor. 218 parka sahıp kentte, oluşturulması
planlanan yeşil alan miktan ise 1 milyon 150 bin
metrekare.
Başkentte ise kişi başına düşen yeşil alan mık-
tan 3.30 metrekare. Büyükşehir belediyesi ile met-
ropol ilçe belediyelerinin düzenlediği parklar,
refüjler, mezarlıklar ve yonca kavşaklann yeşil-
lendirilmesiyle, Ankara toplam 9 milyon 888
bin 758 metrekare yeşil alana sahip bir İcent ola-
bildi.
• Kişi başına en fazla yeşil alanın
düştüğü il, 21.8 metrekareyle
Niğde. En az yeşile Mardin'de
rastlanıyor.
Izmir'in metropol alandaki nüfusu 3 milyon
civannda, kişi başına düşen yeşil alan miktan da
2 metrekare. Kentın çeşitli bölgelerinde yapılan
ağaçlandırma ve rekreasyon alanı çalışmalany-
la yeşil alan mıktannın 65 milyon metrekare da-
ha arttınlması ve metropol alandaki toplam ye-
şil alan miktannın 71 milyon metrekareye yük-
seltılmesi planlanıyor. Kentte metropol alanda-
ki park sayısı da 300 civannda.
Güneyin en fazla göç alan kentlerinden Ada-
na'da kişi başına 9 metrekare yeşil alan düşüyor.
154 parkın yer aldığı kentte, halen çalışmalan sü-
ren yeşil alan 7 bin 900 dekar olarak belirlendi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak,na-
zım imar planında bulunan yeşil alanlann oluş-
turulması için bakanlıklann proje desteği sağla-
ması gerektiğine işaret ediyor ve yeşile sahip çı-
kılması için ilkokullarda kent kültürü dersi ve-
nlmesini öneriyor.
Bir zamanlar adı "yeşü" kelimesiyle bütünle-
şen 1 2 milyon nüfusa sahıp Bursa ise kişi başı-
na düşen 4 metrekare yeşil alan ile Adana'nın
gerisine düşmüş bulunuyor. 300 dinlenme ve ço-
cuk parkına sahip kentte, 1 milyon 325 bin met-
rekare yeşil alan oluşturulması çalışmalan de-
vam ediyor.
Karadeniz'de en fazla yeşil alan, Türkiye or-
talamasının çok üzerinde, Avrupa standartlany-
la aynı düzeyde bulunan Artvin"de... Kişi başı-
na 20 metrekareyle Artvin, bölgenin en yeşil
kentı.
Kişi başına en fazla yeşil alanm düştüğü il, 21.8
metrekareyle Niğde, en az yeşil adeta "minirik
birsaksT ile tanımlanabilecek kadar alanla Mar-
dın'de. Diyarbakır, Kihs, Bıtlıs, Şırnak, Ağn,
Kars, Adıyaman ve Hakkâri'de kişi başına 1 met-
rekare bile yeşil alan düşmüyor.
Avrupa ülkelerindeki yeşil alanlar, şehir plan-
lamalanna bağlı olarak büyümeye, nüfus artışı-
na, konutlann okul ve işyerlerine uzaklığına gö-
re en önemlisi kişi gereksinimlerine göre oluş-
turuluyor. Berlin'de kişi başına 10.7, Viyana'da
25. Ingiltere'de 52.5, Norveç'te 36, Polonya'da
30, Almanya'da 13 metrekare açık alan düşüyor.
havuzunun başında önem-
li konulann, suyun açılarak
görüşüldüğünü belirtiyor.
Şen, aile bireylerinin sıcak
günlerde serinlemek ama-
cıyla kullandığı havuzun,
bahçe sulama işini de ye-
rine getirdiğini kaydedi-
yor. Havuzun suyu boşal-
ülamıyor, çünkü kullanı-
lan taşlar su otaıayuıca çat-
lıyor. Şen'e göre, "Bir ken-
tin bütün olarak korundu-
ğu tek yer Safranbolu."
Safranbolu "Kayma-
kamlar EvT'nde dışandan
gelenlerin ağırlandığı se-
lamlık odasının kapısında
3 kilit bulunuyor. Yabancı
erkekler için tokmak. ya-
bancı kadınlar için çengel
ve ev halkı için doğrudan
girme olanağı tanıyan bir
kilit. tlçe halkının uyduğu
bu kurallara yalmzca bu
evde rastlanabilirken, ha-
rem ve selamlık bölümle-
ri tüm yapılarda bulunu-
yor.
Çoğunluğunda restoras-
yona gidilmesi gereken ta-
rihi evlerde halen oturulma-
sına karşın. ilçenin bugü-
ne kadar teknolojiye tes-
lim olmaması büyük önem
taşıyor. 16 bin ahşap par-
çanın, çok az sayıda çiviy-
le bir araya getirildiği
"EmirhocazadeAhmet Bey
Konağı" 360 yıldır ayakta
duruyor. "Gökçeoğlu Ko-
nağı" da, Safranbolu'ya öz-
gün konumuyla dikkat çe-
kiyor.
Bolu'nun 42 kilometre
kuzeyindeki Yedigöller,
cennet güzelliğiyle konuk-
lannı büyülerken. ilın Ka-
radeniz'e açılan penceresi
Akçakoca, yeşili ve mavi-
yi aynı zamanda kucaklı-
yor.
Düzce'dekı Konuralp,
antik adı "Prusa ad Hypi-
um" olan Roma Tiyatrosu
ve müzesindekı eserlerle
Roma ve Bizans sanatı ör-
neklerini yansıtıyor.
Yeşil Tur'un son duragı,
Karadeniz'in güneye ba-
kan tek doğal limanı Ereğ-
li de, diğer merkezler gibi
başta sanayi ve ticaret ol-
mak üzere turizm, sosyal ve
ekonomik yatınm ve geliş-
melere hazır, geleceğe
dönük bir potansiyel oluş-
turuyor.
ABD güzelini seçti
ArJantk City'de yapılan güzeOik yansmasında 1998
vıh Amerika güzeli bu yd IUinoLs eyaletinden çıkti.
Önceki gûn yapdan 77. yddönümü töreninde tacını
eski kraBçeden devralan Katerine Shindle'nin mut-
hıhık göztaindenokunuyordu. (Fotoğraf: REUTERS)
e-posta : tan (3 prizma.net tr
Istanbul Kanatlannun Amnda filmi seyirci toplamayı başaran fılmlerden biriydL
w
Tiiı*k siııeıııasnKİaıı luımtlııyıız"
ISTANBUL (AA) - Türk sineması-
nın duraklamaya girdiği bir dönemde
ortaya çıkan ve her bıri 100 bınin üze-
rinde seyırcı toplamayı başaran "Ara-
besk", "Amerikah", "İstanbul Kanat-
lanmın Alûnda", "Mum Kokulu Ka-
dmlar" ile 2.5 milyondan fazla seyır-
cıyle rekor kıran "Eşkrya" fılmleri,
Türk sınemasının geleceğı konusun-
da yönetmen ve yapımcılan umutlan-
dırdı.
"Eşla>l
a'' fılmının yapımcısı Mine
Vargı, elde edilen başanlardan sonra
Türk sınemasının geleceği konusun-
da umutlu olduğunu söyledi. Bunun
diğer yapımcı ve yönetmenleri de yü-
reklendirdiğıni ve cesaret verdığını
vurgulayan Vargı, "Görüldü ki, seyir-
ci küsmemiş.- Salon da var, seyirci de
var" dedi.
Antalya Altın Portakal dahil bugü-
ne kadar 18 ödül alan "Mum Kokulu
Kadmlar" adlı fılmın yönetmeni Ir-
fan Tözfim de. Türk sinemasının ge-
leceğinden umutlu olan yönetmenler-
den bırisi. "Arabesk" adlı filmin bu-
gün gelınen noktanın dama taşlann-
dan binsı olduğuna dikkati çeken Tö-
züm, şu an 50 film vızyona gırse hep-
sinın de o>ııayacağını savundu.
9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanat-
lar Fakültesı Sinema-TV Bölüm Baş-
kanı Prof. Dr. Oğuz Adanır da. özel-
lıkle "İstanbul Kanatlanmın Alün-
da" ve "Eşlaya"nın, seyirciyi sine-
maya döndürdüğünü ifade etti. Her
iki filmin de Türk sinemasının çok
iyi seyirci cektıği geçmış yıllara dö-
nüşün bir habercisi olduğunu kayde-
den Prof. Dr. Adanır şöyle dedi:
"Ben bu döneme 'Neo Yeşilcam'
diyorum. Yeşilçanı'ın devamı ve nite-
likli olani— Henüz entelektüd seyird-
ye hhap eden fihnler yok. Popüler fîlm-
ler çekiliyor. Ancak seslenmek istedik-
leri kitle açısından çok da olumlu. İn-
şallah bu rür fılmler bundan sonrası
için daha kaliteli fümler üretilmesjne
neden olur. Veni bir şeyin peşindeler,
ancak ne aradıklannı tam bümiyoıiar.
Olumlu, ancak yetersiz."
Yaşam süresi 659
e yükseldi
tSTANBUL (AA) - Dün-
yada geçen yıl meydana
gelen toplam 52 milyon
ölüm olayının 17 milyonu
enfeksiyon ve parazitlere
bağlı hastalıklar, 15 milyo-
nu da kalp rahatsızlıklan
gibı dolaşım yollan hasta-
lıklanndan kaynaklandı.
Dünya Sağlık Örgütü
(WHO) tarafından hazır-
lanan "Dünya Sağhk Ra-
poru'97"de yer alan ven-
lere göre, dünya nüfusu
1996 yılı ortasında 5.8 mıl-
yarkışiyeulaşırken, 1980-
1995 yıllan arasında orta-
lama yaşam süresi erkekler-
de 4.4 yıl, kadmlarda ise
4.9 yıl uzadı. 1955 yılında
48 olan ortalama yaşam sü-
resi, 1975'te59'a, 1995 yı-
lında ise 65'e yükseldi.
Sanayıleşmiş ülkelerde,
her yenı doğan çocuğa kar-
şılık 10 tane 65 yaş ve üze-
rinde insan bulunuyor.
1960'ta 5 yaşın altındaki
çocuklann 19 milyonu ha-
yatını kaybederken, 1996'da
bu yaş grubundaki ölüm
sayısı 11 milyona düştü.
1995 yılında gelişmekte
olan ülkelerde doğan yak-
laşık 5 milyon çocuk. ya-
şamlannın ilk aymda ha-
yatını kaybetti.
Verem 3 milyon kişiyi
öldürürken, ishal 2.5 mil-
yon kışınin hayatına mal
oldu. Sıtmanın ise 1.5 mil-
yon ile 2.7 milyon arasın-
daki kişiyi öldürdüğü tah-
min ediliyor.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
Bünokrasi, Devlef midir?
Gece, mürettiphanedeyim: linotiplerin, uğultu-
lu çalışması: havada kurşun kokusu; gazete
yönetiminde sorumluluk almaya başladığım, o ilk
zamanlar; sermürettiple, kurşun sayfa kalıplanna
dalmışız, gece göreviisi, elinde bir teleks haberiy-
le karşıma dikiliyor:"-... ağbiy, 'manşet' çıktı: me-
mur maaşlanna zam yapılmış!"
Hadi şimdi düşününüz; geçmiş yıllarda, ne çok
gazetede, memur maaşlanna zam yapıldığına da-
ır, ne çok manşet görmüşsünüzdür? Gazete 'mut-
fağtnda' çalıştığım sürece, bu 'memur maaşlanna
zam' manşeti beni hasta ediyordu; doğru bulma-
dığım, iki 'önkabul'den hareket ettiği için, belki! a)
Memurtar, ülkenin en aydın kesimidir, devieti
onlar ayakta tutar. b) Türkiye'de gazete oku-
yanlar, memuriardan ibarettir, o bakımdan ha-
berin manşete çıkması doğrudur.
Ikisini detartışmışımdır: Bizim kuşağımız, 'erken'
cumhuriyet döneminin hikâyecilerinden; köylüle-
rin, jandarma ve tahsildar elinden neler çektiğini
anlatan, hikâyelerle büyüdü; Sadri Ertem, Ümran
Nazif, Kenan Hulûsi ve kimbilir kimler, 'devlefı tem-
sil edenlerin, halka hiç de hoş davranmadığını bel-
geleyip duımuşlardır. Gazete okuyanların 'memur
kısmı' olduğu, önceleri için belki gerçekti ama, ül-
ke nüfusu 20 milyon olduğu zaman dahi, çolukço-
cuklanyla birlikte memuriar, artık azınlıktaydılar:
Azınlığın haberi, niye çoğunluğa 'manşet' diye su-
nulsundu?
Sebebi basit: çoğumuzun kafasında, 'memle-
ketknizin sahibi ve efendisi hakiki müstahsil olan
köylü' ya da ondan farkı olmayan işçi değildir, ay-
dın saydığımız memurdur da ondan! Halk, bizim
'adam etmekle mükellef olduğumuz' bir kara ka-
labalıktan ibarettir.
Onları adamdan saymadığımızın, hangimiz far-
kındayız?
'Kravatlılar' bir 'kast' mıdır?
Ben llgın bozkınna on bir yaşında bir 'memur
çocuğu' olarak çıktığımda, yıllardan sanırım
1936 fılandı; 30'lu, 4O'lı, 50'li yıllan -Anadolu'un
bu en karanlık ve kederli yıllannı- irili ufaklı ilçeler-
de, halkın içinde bulunduğu darlıklan ve yoklukla-
rı çekerek, yaşadım. Memurların -hele en uçtaki-
lerin, hele cumhuriyetin ilk yıllannda- nasıl bir '1e-
da-yınefsle'kendini işineadadığını kimseinkârede-
mez. Edemez de, bu memur'un kendisini 'dev-
let', 'devleti' de halkın üzerinde bir 'hâkim-i
mutlak', telakki etmesine engel olmaz!
Allahın bol, insanın az olduğu, o topraklan bilir
misiniz? Dağlar duman, doruklarda sisi mavimsi ebe-
di birkar, birufuktan ötekineyankılanan 'yanıkha-
valar?' Italyan Anayasası'ndadiyormuş ki, 'Memur
halkın hizmetçisidir', ya da ona benzer bir şey; bi-
zim anayasamızda kim ne derse desin, büyük me-
mur çoğunluğumuz için, memur devletin ta
kendisidir, göreviyse halkına hayata kolaylaş-
tırmak değil, zorlaştırmaktır. Hangimizin işi bir
devlet dairesine düştü de, buna benzer şeyleri dü-
şünmedik?
O kadar böyledir ki bu, ülkemizde 'memun'yete
intisap' dönmüş dolaşmış 'sınıf atlamanın' (yük-
selmenin) bir yolu olmuştur; alın size somut birör-
nek: 70'li yıllarda, Ankara; köyden şehre intikal et-
miş bir delikanlıya. Sanayi Çarşısı'nda iş buluyo-
ruz; sevinmiyor, kabul de etmeyecek; sebebi şu ki,
o, hademelik' de olsa, ya devlet dairesınde çalış-
mak isteğindedir, ya da bankada filan! Işin gerçe-
ği nedir? Besbelli 'kravatlılar' arasına katılmak is-
tiyor; çünkü, 'yükselen' onlar; kırsallığı ona, 'kra-
vatlılann' ayn bir 'kast' oluşturduğunu öğretmiş!
Hele son yıllarda, bürokrasinin nasıl bir 'yüksek
burjuvazi'ye dönüştüğünü, birbıri ardına eklenen
0 yüz karası rezaletler sayesinde öğrenmedik mi?
Görevi, halkına hizmet olan bir memurun, halkının
tepesinde böyle bir lüks ve konfor rezilliği yaşama-
sı mümkün müdür?
Hadi söyleyin!
Bürokrasinin gözünde halk!...
İ ktidar denkleminin öteki ayağı 'Bürokrasi', bel-
1 ki de devletin 'totaliter' olduğu dönemin 'alışkan-
lıklannı' terkedemiyor: ünlü '40 karanlığı' yıllann-
da, halk tifüsten kınlır, binbir yokluk içinde yaşa-
ma savaşı verirken; 'devlet/parti', memurlarına
'ayncalık' tanıyor; onlara el altından piyasada bu-
lunmayan mallan dağıtıyordu: şeker, gaz, ayakka-
bı, kumaş, vs... Aynı 'Bürokrasi', o yıllarda 'Vartık
Vergisi'y\e darmadağın ettiği 'Burjuvazi'ye savaş
ertesinde banşıp anlaşmış, ortakyaşam'a (symbi-
osis) geçmiş; ne var ki halka hizmet edebilmek için
önce halk olmak gerektiğini, birtürtü kavrayama-
mıştır 'Bürokrasi'nm gözünde halk, hâlâ 'aşağıda-
fe/eVdir; onun gözü ise daima 'yukardakiler'öe olur!
Geçen ay llıca'dakı (Çeşme) evinde Cengiz'le
(llhan) konuşuyoruz; o bir avukat, hukukçu; o,
'öûro/cras/'nin ülkemizdeki 'ayncalıklı' durumunu,
'Memurin Muhakematı Kanunu'na bağladı: It-
tihatçılar'dan beri yürürlükte olan bu kanuna gö-
re herhangi bir memur suç işlese, savcı olaya
kendiliğinden el koyamıyor; önce bürokrasinin
uygun gördüğü makamlar tarafından 'araştınl-
ması' gerek, eğer onlar suçlu bulursa 'savcı' an-
cak ondan sonra işe müdahale edebiliyor.
http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN
http^/www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htim