27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15EYLÜL 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 ! YAPIKREDÎSANATFESTİVALİ97 ÂçıkhavaVla melodi ve dans gecesi\ÂVUZ BAYDAR Yapı Kredi Sanat Festivali buge- ce saat 21 .OO'de Açıkhava Tiyatro- su sahnesmde, pop tutkunlannı, Avrupa'nm iki ucundan. birbirin- den hayli farklı iki yeni toplulukla buluşturuyor. Iskandmavya, belki dikkatleri çekmiştir. ABBA'dan bu yana, me- lodı üretiminde olsun, ABD ve ln- gıltere kökenli rock, soul, fiınk ve house tüıierinden tûrevler çıkart- tna faaliyetlerinde olsun, yarancı- lığıni hiç elden bırakmayan bir böl- Stakka B, B-Type, Björk, Sucar- cubes, Cardigans, Roıette, A-ha, Europe, Leila K, Stonefunkers, -şımdilerde ABD listelerinde en üst sıralarda olan yeni isimlerden- Robyn. -Tunceli yörelerinden Is- veç e göçen bir Kürt ailesinin ikin- ci kuşak kızı olan- Dilba, içlerinde yan-Türk Kay Konuk'un da yer al- dığı Hans Sofc) Orkestra, -sakso- foncu malum isim Jan'ın kızı- An- ja Garbarek, sakin belgedeki mü- zik arayışlannın önde gelen temsil- cileri. Özellikle Isveç ve Norveç'te, başka hiçbir Avrupa ülkesinde gö- rülmemiş türden bir müzik faali- yeti var. Bunun nedenleri, eğitimin sağlamlıği, gençler arasında alt kültûr geleneğinin yaygınlığı, za- manm ve mali olanaklann teknolo- ji kullanımına olanak tanıması. Bu gece lstanbuHa ilk kez tanı- şacak olan SecretGarden da bu or- tamın yarattığı ûrûnlerden bin. Is- kandinavlar, melodiye düşkünlük- lenyle, Eurovision yanşmasında oldum olası iddia sahibi omuşlar- dır. Secret Garden'in özelliği, "Nocturna" adlı besteyle, yanşma tarihinde ilk kez birinciliği kazanan grup olması. Grubun yaratıcı gücü, pek çok Norveçli pop şarkıcısı için bestele- riyle tanınan Roif Loviand. Yumu- şak, iyimser bir tarzı var. Melodi- lerindeki törpülenmişlik, pek çok eleştirmenin onu "New Age'in Ku- • Insanı kuşatan, akışkan ve sıcak bir • Livin' Joy ise aslında, tüm müzik, Secret Garden'ın ki. Bizde New Avrupa'yı kasıp kavuran ve artık Age geç keşfedildi. O türe yakın sayılan yerleşiklik kazanan dans müziği bu müziği, sanınm, pop tutkunlan bu (alt) kültürünün kıtasal gece içlerine sindirecekler. temsilcilerinden biri. Bu gece tstanbtıl'la ilk kez tanışacak olan Secret Garden ve dans müziginin öncmli temsilcilerinden Livin' Joy bu akşam Açıkhava'da buluşuyor. zeydeld dçisi" olarak tammlama- sına yol açtı. Her ne kadar bu ta- nımlamayı Norveç'te Oystein Se- vaag. Isveç'te Björn J:son Lindh tamı tamına haketse de, çok da yanlış sayılmayacak bir yargı. Grubun "sound"u Kuzeyli, ama ikinci elemanı, kanalın öte yanın- dan, yine eşsiz melodi/ezgi gelene- ği ile tanınan. bitip tükenmez mü- zik kaynağı trlanda'dan gelme. Fi- onnuala Sherry, klasik eğitimden süzülmüş bir kemancı. Sesi Secret Garden'e çok benzeyen Clannad grubu yanı sıra, Van Morrison ve Sinead O'Connor'la birlikte çal- mış. Insanı kuşatan, akışkan ve sı- cak bir müzik, Secret Garden'ın ki. Bizde New Age geç keşfedildi. O türe yakın sayılan bu müziği, sanı- nm, pop tutkunlan bu gece içleri- ne sindirecekler. tkinci grup, ruhen birincisinin karşı kutbunda. Livin' Joy üçlüsü, dans meraklılannın yakından izle- diği bir proje. Çıkış noktalan ttal- ya. Çizmede ikinci" Summer Of Love" sayılan 1987 yazından beri hiphop, house ve techno'ya büyük ilgi var. Son temsilcilerinden biri olan Robert Miles (ismen olmasa da Italyandır) bir süre önce tstan- bul'a gelmişti. Livin' Joy, asbnda, tüm Avru- pa'yı kasıp kavuran ve artık yerle- şiklik kazanan dans müziği (alt) kültürünün kıtasal temsilcilerinden biri. Onlar da -geçenlerde Radyo 5'in Istanbul'a getirdiği- Faithless gibi. eğlendirmeyi ve jestlerle me- sajlar vermeyi hedefliyorlar. İlk albümlen "Don't Stop Mo- vin" onlar adına çok güçlü bir çı- kış olmuş, aynı adı taşıyan kıvrak parçalan listelerde 13 hafta boyun- ca üstlerde kalmıştı. Yapı Kredi Festivali'nde bu ge- cenin akışı belli: Önce ruh temiz- liği. ardından dans. Hava da iyi olursa, gülümseyenlerin sayısında artışı tespitte zorlarunayacaksınız. Once melankoli, sonra hareket CUMHUR CANBAZOĞLU Bu gece Yapı Kredi Sa- nat Festivali '97'nin Açık- hava Tiyatrosu bölümün- de ilgınç bir program var. Saat 21.OO'de başlayacak gecede önce "new age"i anımsatan bir soundu olan grup SecretGarden sahne- ye çıkacak. Onlann prog- ramından sonra çizgi ta- mamen değişecek ve Livin Joydans ettirecek; yani ön- ce Secret Garden'la ro- mantik âlemlere gidilecek, ardından dünyaya dönülüp Açıkhava'nın dar merdi- venlerinde yapılacak dans- larla gece kapanlacak. Gecenin iÛc grubu Sec- ret Garden'ı üç yıl önceki Eurovision Şarİa Yanşma- sı fınalinden anımsayacak- lar müzikseverler. Eurovi- sion'un sablon şarkılaruı- dan hayli farklı, klasik mü- ziğe yakın Nocrurne adlı parçalanylaNorveç'i tem- sil eden Secret Garden, ya- nşma tarihinde ilk kez söz- süz bir çalışmayla binnci olmuştu. Norveç'in en tanınmış bestecilerinden Roif Lo- uland ile lrlandalı Fkmnu- la Staerry'nin 1995'te bir araya gelerek oluşturduk- lan grup, yanşmanın ar- dından ellermde ne varsa toplayarak 26 üücede Sec- rets From a Secret Garden adlı ilk albümlerini yayım- lamışlardı, bu ülİcelerin arasında Türkiye de vardı. ilk kez Norveç patentli bir albüm Avrupa'nın büyük bir bölümünde, Amerika kıtasında Meksika ve ABD'de, Güney Asya'da listelere giriyordu. Bizde ise Secret Gar- den'ın çıkışı Loreena McKennithle oluşan Kelt müziği hayranlığının tam üstüne gelmişti. Secret Garden'ın 13 parçahk ilk albümü, yormayan soun- duyla müzikseverin ilgisi- ni çekmişti ve kulaktan ku- lağa yayılan bir promos- yotıla albüm uzun soluklu bir satış grafığı çizmiş, özellikle Beyoğlu'ndaki kasetçilerde sabahtan ak- şama dek çalınarak adeta marş haline gelmişti. Secret Garden'ın insan- lan bu derece etkilemesi- nin sırn, Shery'nin klasik tadıyla geleneksel lrlanda müziğini yorumladığı ke- manıyla Louland'ın piya- nosunun işi karannda bı- rakarak senteze yönelme- leri, insanlara heT mekân- da eşlik edebilecek müzi- ği üretebilmeleri şeklinde özetlenebilirdi. İlk albü- mûn satışlan başanyla sü- rerken, PolyGram mayıs ayında yeni albümleri VVhite Stones u çıkarttı. Ünlü Hansd ve Gratel öy- küsündeki beyaz taşlanHan adını alan bu albüm, ilki kadar olmasa da iyi satan yapıtlar arasına girdi... Secret Garden'dan son- ra sahneye çıkacak grup Livin Joy'un bunca rr> mantik ortamm ardından gençleri nasıl ateşleyece- ğini merak ediyoruz. Dont Stop Movin ve Dreamer çalışmalanyla uluslararası ünü yakalayan ekibin biz- de de özel dinleyicileri ol- duğunu ekleyelim. Festivalde Goebbels, Stein ve Braunschweig'in yorumlan büyük ilgi çekti Ekliııl>ıu-«Jı\la ııstalamı ÜSTÜNGEL tNANÇ 51. Uluslararası Edinburgh Festivali 10- 30 ağustos tarihleri arasında gerçekleşti. Avustralya'dan Ispanya'ya, Fransa'dan Çin'e uzanan bir yelpazede yer alan grup ve sanatçılann sahne aldıklan festival, ger- çekleştirdiği dünya prömiyerlerinin yanı sıra yeni çalışmalan destekleyen bir stüd- yo tiyatrosu sezonunu da bünyesine katü. Ellibirinci dogum yılında Edinburgh Fes- tivali, geçmişteki elli yıla bir bakış attı. Festivalin geçen elli yıl içerisinde gerçek- leştirmiş olduğu bırçok dünya prömiyeri- ni, prodüksiyonlanru, ısmarlamış olduğu yapıtlan ve festival tarihindeki daha nice etkinlik ve programıylabirlikte belki de ta- rihini canlandırdı. Heiner Müller sesiyle kanldı gösteriye Bu yılın dikkatleri üzerine çeken pro- düksiyonu, çağdaş besteci Heiner Goeb- bels' in "Black on White" (Beyaz Üzerin- de Siyah) adlı prodüksiyonuyla Alman- ya'dan geldi. 8. Uluslararası Istanbul Ti- yatro Festivali'nde Heiner MüDer'in "Prometheus'un Özgürlüğü"ne getirdiği çağdaş yorumla uzun süre tartışılan Go- ebbels'in "18oyuncu/müzisyen için müzik tiyatrosu" olarak adlandırdığı gösteriyi, yırminci yüzyüın klasikleşmiş yapıtlany- la günümüz çağdaş bestecilerinin çalış- malannı seslendiren ve eleştirmenlerin son 10 yılın en kayda değer orkestrası ola- rak tanimladıklan Ensemble Modern yo- rumladı. MauriceBlanchot'un "L'attende l'oubh"i ve T. S. EKot'ın "The WastE Land"i müzikal gösterinin edebi durakla- nydı. 1995 yıhnın son ayında yitirdiğimiz Heiner Müller, T. S. EBot'ın "Snadow-A Parabd" adlı kısa metnini okuyarak sesiy- le katılıyordu gösteriye. Yazma eylemin- den yola koyulan Goebbels, sadece yaza- nn kendi sesinin degil, kolektif bir "ben"in deneyim ve arulannın soyut an- fcrtımı olarak kurgulamış Black on Whi- »e'ı. Bir saati biraz aşan gösteride her iz- leyicinin kendi hikâyesini bulması müm- kün. Enstrümantal ve enstrümantal olma- yan seslerin toplamından oluşan partis- yon, Goebbels'in çarpıcı görsel metniyle destekleniyor. Ensembte Modern'in üye- leri çaldıklan enstrümanlann yanı sıra sahne üzerindeki devinimleri, jestleri ve ğerçekleştirdikleri gündelik eylemlerle de -örneğin kahve suyu kaynatmak- müziğin bir parçasını oluşturuyorlar. Müzikal ve görsel metin arasmda zaman zaman kuru- lan bağlantılar ve karşıtlıklar yoluyla Go- ebbels seyirciye gösteri süresince müziğin nerede başlayip nerede bittiğini; teatral olanın ne olup ne olmadığını; dansın, de- vinimin, ışık ve projeksiyonun nasıl bir- biri içinde eriyerek bütünleşebileceğini sorgulatvrken bir yandan da çağdaş dün- yanın insamnı "hanrlaroaya" davet edi- yordu. Black on White'ın 18 oyuncu/mü- zisyeni seyirciyi anılann gölgeleri arasın- • Bu yılın dikkatleri üzerine çeken prodüksiyonu, çağdaş besteci Heiner Goebbels'in "Black on White" (Beyaz Üzerinde Siyah) adlı prodüksiyonuyla Almanya'dan geldi. Diğer önemli gösteri, PeterStein'ınl989 yılında sahneye koyduğu 1995-96 yıllannda Salzburg Festivali için yeniden ele aldığı büyüleyici "Vişne Bahçesi" yapımıydı. da bir yolculuğa çıkardı. Bir solukta izle- nen gösteri boyunca disiplinlerarası sana- tın en yetkin örneklerinden birini seyret- tiğinin bilincinde olan seyirci, Heiner Go- ebbels'e ilk defa geldiği Edinburgh'ta bit- mez tükenmez alkışlar ve bravolarla teşek- küretti. Stein'dan en yetkin Çehov yorumu Festivalin bir diğer önemli gösterisi, Peter Stein'ın 1989 yılında sahneye koy- duğu 1995- 96 yıllannda Salzburg Festi- vali için yeniden ele aldığı büyüleyici "Vişne Bahçesi" yapımıydı. Natüralizm ve sembolizmin birbiri içerisinde eridiği oyunda Ranyevskaya'yı canlandıran Jut- ta Lampe'nin hassas dengeler üzerine in- şa ettiği, küçük jestlere büyük anlamlar yüklediği nefes kesen yorumu Vişne Bah- çesi'ni unutulmaz oyunlar listesinin baş sıralanna yerleştiriyordu. Hemen hemen tüm eleştirmenler Stein'ın şımdiye kadar sahnelediği en yetkin Çehov oyunu oldu- ğu konusunda aynı fıkirdeydiler. Yaklaşık üç buçuk saat süren oyun başından sonu- na kadar seyirciyi adeta kendine esir edi- yordu. Eğirnli birplatformun üzerinde oy- nanan oyunda giriş- çıkışlann seyirci kol- tuklannın yanlannda yer alan kapılardan sağlanması ve seyircinin göremediği baş- ka odalardan gelen ses efektlerinin kulla- nılmasıyla sonu olmayan bir mekân duy- gusu yaranhyordu, üstelik seyircinin de kendini bu mekânın içinde yalnız hissede- bileceği derecede gerçekçi bir şekilde... Vişne Bahçesi'nin inceden inceye hesap- lanarak yaratılmış dekor ve ışık tasanmı, Stein'ın yarattığı olağanüstü fotoğraflar- la birleştiğinde görsel bir şölene dönüşü- yordu. Açık alanlarda geçen sahnelerde fon perdesi öğlenin sert ışıklanndan gün batımının bal renklerine, akşam alacasm- dan gece mavisinin tonlanna kadar geniş bir renk yelpazesiyle yıkanırken insanm ataletsizliği insanı sarsan bir gerçeklikle sunuluyor; boyalan dökülmüş ipotekli evin duvarlan arasında ise birbirleriyle ve çevTeleriyle ilişki kuramayan aile bireyle- rinin acılan acımasız bir alayla ele alını- yordu. Vişne Bahçesi'nin belki de en ra- hatsız edici kısmı, fazlaca üzerinde durul- muş izlenimi veren Çehov'un günlük ya- şamın sıradan bir parçası olarak sunduğu espri anlayışıydı. Oyunun özellikle birin- ci ve dördüncü sahnelerinde gözlemlenen komedi unsurundaki aşınlık şiirdeki bo- zuk kafıye gibiydi, yine de festival izleyi- cisini en çok doyuran yapımlann başında geliyordu 'Vişne Bançea". Temiz tophım 'hapishane' üzerine inşa edilmiştir Edinburgh Festıvali'nde merakla bek- lediğimiz bir diğer gösteri Stephane Bra- unschweig'ın ilk kez Ingiliz oyuncularla çalıştığı Shakespeare'in "KjsasaKısas"ıy- dı. Braunschvveig'in "Doktor Faus- tus"unu 6. Uluslararası tstanbul Tiyatro Festivali'nde izleyip hayran olduktan son- ra yine aynı yıl "Bir Kış Masata" prodük- siyonunun dillerden düşmediğini, tiyatro dünyasının genç yönetmeni Braunshwe- ig'ın ttalyan tasanmcı Giorgio Barberio Corsetti'yle beraber sahneyi tutuşturdu- ğunu duymuştuk. Shakespeare'in "karanhk komedvala- n", başka bir deyişle "problem mıınlan" arasında yer alan "Kısasa Kısas", kimi eleştirmenlere göre Elisabeth çağında be- ğenilmediği halde yüzyılımızda büyük il- gi uyandınr. Kısasa KJsas". Vıyana ken- tinde ahlaki değerlerin yozlaşrnasını yer y- er gülünç, yer yer gerçekçi bir bakış açı- sıyla gözler önüne serer. Gerçekten de ko- nunun işlenışi Elisabeth çağından çok gü- nümüzü resmetmektedir sanki. Kısasa Kısas' başlar başlamaz seyirci, yuvarlak bir platform üzerine iç içe yer- İeştirilmiş üç panonun birbirinden bağım- sız olarak dönmesiyle, seyirci gizli mer- divenler, kapılar ve esrarengiz boşluklar arasında süren kumpaslara tanıklık etme- yebaşladı. Kulaklan sağıredercesineyük- sek volümlü müzik eşliğinde dönen pano- largözlerimizin önüne yeni mekânlar. ye- ni sahneler tasıdı, ta ki ikinci saatin sonun- da dönen panolardan başka bir şey görme şansımız olmadığını anlayıp dekorunaca- ba bir daha ne zaman hareket edeceğini düşünmeye başlayana kadar. Braunsch- weig oyununu dekora kurban vermişti. Braunschweig o>aın hakkında "Buoyu- na tapıyorum,çünkü ben her şeyi anlama- nuı koİay olmadığı, çok anlamlı ve karşıt- hklaria dolu oyunlan, probJemleri seviyo- rum. Tüm karakterlerinçift anlamlıoldu- ğu poMk bir oyun. Ben oyunu fragraan- lar haünde görüyorum. Seyircinin de oyu- nu bir bakışta görmesi mümkün ofanay*- cak. O\ıın ilerledikcc her parçanm birtt- riyle birleştiği anlaşüacak. Seyirci,oyunun ve dekorun merkeande yer alan hapisha- neyi unutmaya firsat bulamayacak, Temiz tophım düsüncea hapishane' üzerineta- şa edflnuştir" diyor. Yukandaki satnian oyunu seyrettikten sonra okudum ve da- ha önce okumuş olmayı arzu ettım. Bu sa- nrlan okuduğum zaman Braunschweig'in tasarlamış olduğu her 'fikri' sahne üzeri- ne yerleştirmeyi başardığını görüyorum. Birbirinin içinden firlayan, birbirini dogu- ran, kovalayan sahnelere olanak sağlayan işlevsel dekor, kostümde zamana anakro- nik yaklaşım; çağdaş ve ûrkûnç ışık tasa- nmı, atonal müzik son derece klasik, do- ğal, abartısız, çok ymnusak bir oyuncu- lukla birleştiğmde düşündürücü bir karşıt- hk oluşturuyor, ama bütünde tamamlan- mayan, eksik kalan bir şeyler olduğu he- men hissediliyordu. Kısasa Kısas'm belki de en büyük eksikliği, seyirciyi bir türift, yakakyamamasıydı. Dört saatltk süresiy^ le canlanmamış, ölü bir oyunu aadmyor- du; sanki oyun hâlâ çalışma masasının üzerinde yatıyormuş, ete kemiğe bürün- memiş gibi ruhtan yoksundu. Sahneyi tu- tuşturduğuna taruklık etoğimız ve pek çok kereler dinlediğimiz Braunschvveig'ın kı- vılcımlan bu sefer ccvheri alevlendirme- ye yetmemişti ne yazık ki. BUAŞAMADA ŞUKRAN KURDAKUL Çalım Atmak Mehter adımlannda geçmişi yaşattıklannı sa- nanlann mirasçısı olduğumuz kültüre ilgi uzaklığı doğal sayılmalı. O kafalar Cumhuriyet öncesinde de işlerine gel- diği gibi avlanmak istediler geçmişin ormanlann- da. • • • vak'anüvis günümüzün "gizli sansür"cü\&rin- den daha masumdu bence. Öyle oimasaydı, ne- reden bilecektik padişah tahtında oturanlardan ki- milerinin kardeş, kimilerinin evlat katili olduğunu. • • • Tarihin mezariığında mı anyoruz kendimizi, ger- çeği aldatmacaya çevirme ustalannın tuzağına düştük demektir. Öyleyse ne işimiz var mezariıkta?.. • • • Tarihi "şimdikizaman"da görebildik mi.. gele- ceğin işi iş. • • • Halikarnas Balıkçısı, Anadolu'nun yüzyıllar boyunca sürüp giden küttürel zenginliğine deği- nirken "Batılılar, Anadolu'daki uygariıklar zinciri- ni parça parça ettiler.." diyordu. Tarihimizi, Malazgirt'ten başlatanlar ne yapı- yor?! • • • Bir de yadsıdıkça tarihin mangallannda kül bı- rakmadıklannı sanmıyorlar mı? • • • Toplumsal ilerleme bilincimizden kurtulmak is- teyen güçlertarih söz konusu olunca "Belli bir za- man dilimi içinde, belli olaylann nasıl ortaya çık- tığı, hangi ana gelişme evrelerinden geçtiği ve kendi gelişmesi açısından bugün hangi dunıma geldiğini inceleme gerektiği" ilkesine düşman ke- sildiler önce. Sonrası bugünde yaşayan değerleri yadsıma. Ve geçmiş zaman düzenbazlığı. • • • Geçmiş bıraktığı kültüre yanar o "mazipe- resneri gördükçe. • • • Tarihsel maddeci görüş diyor ki: "Bu tarih anlayışı, yaşamın basit maddi üreti- minden yola çıkan gerçek üretim sürecinin açık- lanmasına ve bu üretim tamndan yaratılmış ve onunla bağlantilı olan karştlıfdı ilişki biçiminin, ya- ni bûtün tarihin temeli olarak çeşitli aşamalann- da ve devlet olarak eyleminde sivil toplumun kav- ranmasına dayanır." Ya karşıtlan ne diyor tarihsel maddecilerin: Louis I./LOUİS IIJLouis 111./ Louis IV..... Edward I./Edward Il./Edward Ill./Edward IV..... Mehmet ITMehmet 117 Mehmet Ill./Mehmet IV... ••• Bunca yıl her sözünün hikmet, her hareketinin tarihsel olduğuna inanan kim? Politikacı. Tarihten ders almadığı söylenen kim? Gene o. • • • — Politikacının oyununa getirilebildi mi tarih? Ege- men gücün kiraladığı sahteciye yenik düştü mü? Yasağa boyun eğdi mi?.. Poetik'ııs'un eylül sayısı çıktı • Kültûr Servfei - 2 aydır yayunlanan "Poetik'us" şiir dergisinin eylül sayısı çıktı. Poetik'us şiir sözcüsünün bu ayki sayısında yazılanyla Veysel Çolak, Nihat Ziyalan, Turgut Tan ve Ahmet Ada yer alıyor. Aynca derginin 2. sayısında şiirleri bulunan şairler ise şöyle: küçük Iskender, Savaş Çelik, Yeşim Saygın Armutak, Serap Erdoğan, Halil Ergün, Hüseyin Topçugil, Salih Mercanoğlu, Fatih Hazinedar, Yılmaz Arslan, Adil lzci, Mustafa Köz, H. tbrahim Özcan, Safa Fersal, Ahmet Erhan, Ayhan Bozkurt ve Hüseyin Alemdar. Dergide, James Joyce ve Eskimo şiirinden de çeviriler yer alıyor. Opera ve CSO'ya yenileme • ANKARA (AA) - Devlet Opera ve Balesi ile Cumhurbaşkanlıgı Senfoni Orkestrası binalan 1997-1998 sanat sezonuna yenilenerek giriyor. Cumhurbaşkanlıgı Senfoni Orkestrası, sezona yepyeni bir binayla girerken, salonun akustik düzeninde çeşitli yenilikler yapılıp binanın tamamı r>oyanıyor. Binanın içinde ve dışındaki onanm çalışmalarmın sezon açılışma yetistirileceği ve klimasının da sanatseverlerin yeni sezonda rahat etmeleri için gözden geçirildiği bildiriliyor. Opera binasında sezonun açıhşına kadar bitiribnesi planlanan tadilat sonucunda, Devlet Opera ve Balesi, yepyeni yapıtlann yanı sıra sanatseverleri güzel bir binayla karşılayacak ve yeni sezona kadar binanın elektrik tesisatı da yenilenecek. Opera binasuıın bale bölümünde ise sanatçılann yararlandığı kafeteryanın baştan aşağı yenilendiği kaydediliyor. HamaH Arcmtrtefi Şiddet Üzertne' • Kültür Servisi - Hannah Arendfin 'Şiddet Üzerine' adlı kitabı, Bülent Peker'in çevirisiyle lletişim Yayınlan Politika Dizisi'nden çıktı. Arendt, kitabında insanca bir tepki olan şiddetin bir 'insan eylemi' olarak savunulup savunulmayacağmı sorguluyor ve temel yargı olarak şunu alıyor: "Şiddetle değişen bir dünya, ancak daha çok şiddetin var olduğu bir dünya olur." Arendt kitabında aynca, savaş ve devrim olgulanm şiddet açısından kıyaslayarak çağımızm önemli devrirnlerirun ve onlann temel ilkelerinin şiddetle ilişkisini de yorumluyor. Nüzhet ÖykM Hofburg Sarayfmte • Kültûr Servisi - Pavarotti gibi dünyaca ünlü isimlerin konserlerini verdiği Viyana Hofburg Sarayı, 20 Eylül 1997'de Devlet Opera ve Balesi sanatçısı Nüzhet Öyken'i ağırlıyor. Yurtiçi ve yurtdışmda çok sayıda konser vermiş ve operalarda başrol ahnış olan Nüzhet Öyken, 17- 21 eylül tarihleri arasında yapılacak olan Avusturya Ortopedi Kongresi Veda Balosu'na misafir sanatçı olarak davet edildi. Öyken, "Viyana gibi klasik müziğin her yere damgasını vurduğu bir şehirde ve ünlü müzik adamlannı ağırlamış bir sarayda konser vermek onur verici" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle