Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15EYLÜL 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
! YAPIKREDÎSANATFESTİVALİ97
ÂçıkhavaVla melodi ve dans gecesi\ÂVUZ BAYDAR
Yapı Kredi Sanat Festivali buge-
ce saat 21 .OO'de Açıkhava Tiyatro-
su sahnesmde, pop tutkunlannı,
Avrupa'nm iki ucundan. birbirin-
den hayli farklı iki yeni toplulukla
buluşturuyor.
Iskandmavya, belki dikkatleri
çekmiştir. ABBA'dan bu yana, me-
lodı üretiminde olsun, ABD ve ln-
gıltere kökenli rock, soul, fiınk ve
house tüıierinden tûrevler çıkart-
tna faaliyetlerinde olsun, yarancı-
lığıni hiç elden bırakmayan bir böl-
Stakka B, B-Type, Björk, Sucar-
cubes, Cardigans, Roıette, A-ha,
Europe, Leila K, Stonefunkers,
-şımdilerde ABD listelerinde en
üst sıralarda olan yeni isimlerden-
Robyn. -Tunceli yörelerinden Is-
veç e göçen bir Kürt ailesinin ikin-
ci kuşak kızı olan- Dilba, içlerinde
yan-Türk Kay Konuk'un da yer al-
dığı Hans Sofc) Orkestra, -sakso-
foncu malum isim Jan'ın kızı- An-
ja Garbarek, sakin belgedeki mü-
zik arayışlannın önde gelen temsil-
cileri.
Özellikle Isveç ve Norveç'te,
başka hiçbir Avrupa ülkesinde gö-
rülmemiş türden bir müzik faali-
yeti var. Bunun nedenleri, eğitimin
sağlamlıği, gençler arasında alt
kültûr geleneğinin yaygınlığı, za-
manm ve mali olanaklann teknolo-
ji kullanımına olanak tanıması.
Bu gece lstanbuHa ilk kez tanı-
şacak olan SecretGarden da bu or-
tamın yarattığı ûrûnlerden bin. Is-
kandinavlar, melodiye düşkünlük-
lenyle, Eurovision yanşmasında
oldum olası iddia sahibi omuşlar-
dır. Secret Garden'in özelliği,
"Nocturna" adlı besteyle, yanşma
tarihinde ilk kez birinciliği kazanan
grup olması.
Grubun yaratıcı gücü, pek çok
Norveçli pop şarkıcısı için bestele-
riyle tanınan Roif Loviand. Yumu-
şak, iyimser bir tarzı var. Melodi-
lerindeki törpülenmişlik, pek çok
eleştirmenin onu "New Age'in Ku-
• Insanı kuşatan, akışkan ve sıcak bir • Livin' Joy ise aslında, tüm
müzik, Secret Garden'ın ki. Bizde New Avrupa'yı kasıp kavuran ve artık
Age geç keşfedildi. O türe yakın sayılan yerleşiklik kazanan dans müziği
bu müziği, sanınm, pop tutkunlan bu (alt) kültürünün kıtasal
gece içlerine sindirecekler. temsilcilerinden biri.
Bu gece tstanbtıl'la ilk kez tanışacak olan Secret
Garden ve dans müziginin öncmli temsilcilerinden
Livin' Joy bu akşam Açıkhava'da buluşuyor.
zeydeld dçisi" olarak tammlama-
sına yol açtı. Her ne kadar bu ta-
nımlamayı Norveç'te Oystein Se-
vaag. Isveç'te Björn J:son Lindh
tamı tamına haketse de, çok da
yanlış sayılmayacak bir yargı.
Grubun "sound"u Kuzeyli, ama
ikinci elemanı, kanalın öte yanın-
dan, yine eşsiz melodi/ezgi gelene-
ği ile tanınan. bitip tükenmez mü-
zik kaynağı trlanda'dan gelme. Fi-
onnuala Sherry, klasik eğitimden
süzülmüş bir kemancı. Sesi Secret
Garden'e çok benzeyen Clannad
grubu yanı sıra, Van Morrison ve
Sinead O'Connor'la birlikte çal-
mış. Insanı kuşatan, akışkan ve sı-
cak bir müzik, Secret Garden'ın ki.
Bizde New Age geç keşfedildi. O
türe yakın sayılan bu müziği, sanı-
nm, pop tutkunlan bu gece içleri-
ne sindirecekler.
tkinci grup, ruhen birincisinin
karşı kutbunda. Livin' Joy üçlüsü,
dans meraklılannın yakından izle-
diği bir proje. Çıkış noktalan ttal-
ya. Çizmede ikinci" Summer Of
Love" sayılan 1987 yazından beri
hiphop, house ve techno'ya büyük
ilgi var. Son temsilcilerinden biri
olan Robert Miles (ismen olmasa
da Italyandır) bir süre önce tstan-
bul'a gelmişti.
Livin' Joy, asbnda, tüm Avru-
pa'yı kasıp kavuran ve artık yerle-
şiklik kazanan dans müziği (alt)
kültürünün kıtasal temsilcilerinden
biri. Onlar da -geçenlerde Radyo
5'in Istanbul'a getirdiği- Faithless
gibi. eğlendirmeyi ve jestlerle me-
sajlar vermeyi hedefliyorlar.
İlk albümlen "Don't Stop Mo-
vin" onlar adına çok güçlü bir çı-
kış olmuş, aynı adı taşıyan kıvrak
parçalan listelerde 13 hafta boyun-
ca üstlerde kalmıştı.
Yapı Kredi Festivali'nde bu ge-
cenin akışı belli: Önce ruh temiz-
liği. ardından dans. Hava da iyi
olursa, gülümseyenlerin sayısında
artışı tespitte zorlarunayacaksınız.
Once melankoli,
sonra hareket
CUMHUR
CANBAZOĞLU
Bu gece Yapı Kredi Sa-
nat Festivali '97'nin Açık-
hava Tiyatrosu bölümün-
de ilgınç bir program var.
Saat 21.OO'de başlayacak
gecede önce "new age"i
anımsatan bir soundu olan
grup SecretGarden sahne-
ye çıkacak. Onlann prog-
ramından sonra çizgi ta-
mamen değişecek ve Livin
Joydans ettirecek; yani ön-
ce Secret Garden'la ro-
mantik âlemlere gidilecek,
ardından dünyaya dönülüp
Açıkhava'nın dar merdi-
venlerinde yapılacak dans-
larla gece kapanlacak.
Gecenin iÛc grubu Sec-
ret Garden'ı üç yıl önceki
Eurovision Şarİa Yanşma-
sı fınalinden anımsayacak-
lar müzikseverler. Eurovi-
sion'un sablon şarkılaruı-
dan hayli farklı, klasik mü-
ziğe yakın Nocrurne adlı
parçalanylaNorveç'i tem-
sil eden Secret Garden, ya-
nşma tarihinde ilk kez söz-
süz bir çalışmayla binnci
olmuştu.
Norveç'in en tanınmış
bestecilerinden Roif Lo-
uland ile lrlandalı Fkmnu-
la Staerry'nin 1995'te bir
araya gelerek oluşturduk-
lan grup, yanşmanın ar-
dından ellermde ne varsa
toplayarak 26 üücede Sec-
rets From a Secret Garden
adlı ilk albümlerini yayım-
lamışlardı, bu ülİcelerin
arasında Türkiye de vardı.
ilk kez Norveç patentli bir
albüm Avrupa'nın büyük
bir bölümünde, Amerika
kıtasında Meksika ve
ABD'de, Güney Asya'da
listelere giriyordu.
Bizde ise Secret Gar-
den'ın çıkışı Loreena
McKennithle oluşan Kelt
müziği hayranlığının tam
üstüne gelmişti. Secret
Garden'ın 13 parçahk ilk
albümü, yormayan soun-
duyla müzikseverin ilgisi-
ni çekmişti ve kulaktan ku-
lağa yayılan bir promos-
yotıla albüm uzun soluklu
bir satış grafığı çizmiş,
özellikle Beyoğlu'ndaki
kasetçilerde sabahtan ak-
şama dek çalınarak adeta
marş haline gelmişti.
Secret Garden'ın insan-
lan bu derece etkilemesi-
nin sırn, Shery'nin klasik
tadıyla geleneksel lrlanda
müziğini yorumladığı ke-
manıyla Louland'ın piya-
nosunun işi karannda bı-
rakarak senteze yönelme-
leri, insanlara heT mekân-
da eşlik edebilecek müzi-
ği üretebilmeleri şeklinde
özetlenebilirdi. İlk albü-
mûn satışlan başanyla sü-
rerken, PolyGram mayıs
ayında yeni albümleri
VVhite Stones u çıkarttı.
Ünlü Hansd ve Gratel öy-
küsündeki beyaz taşlanHan
adını alan bu albüm, ilki
kadar olmasa da iyi satan
yapıtlar arasına girdi...
Secret Garden'dan son-
ra sahneye çıkacak grup
Livin Joy'un bunca rr>
mantik ortamm ardından
gençleri nasıl ateşleyece-
ğini merak ediyoruz. Dont
Stop Movin ve Dreamer
çalışmalanyla uluslararası
ünü yakalayan ekibin biz-
de de özel dinleyicileri ol-
duğunu ekleyelim.
Festivalde Goebbels, Stein ve Braunschweig'in yorumlan büyük ilgi çekti
Ekliııl>ıu-«Jı\la ııstalamı
ÜSTÜNGEL tNANÇ
51. Uluslararası Edinburgh Festivali 10-
30 ağustos tarihleri arasında gerçekleşti.
Avustralya'dan Ispanya'ya, Fransa'dan
Çin'e uzanan bir yelpazede yer alan grup
ve sanatçılann sahne aldıklan festival, ger-
çekleştirdiği dünya prömiyerlerinin yanı
sıra yeni çalışmalan destekleyen bir stüd-
yo tiyatrosu sezonunu da bünyesine katü.
Ellibirinci dogum yılında Edinburgh Fes-
tivali, geçmişteki elli yıla bir bakış attı.
Festivalin geçen elli yıl içerisinde gerçek-
leştirmiş olduğu bırçok dünya prömiyeri-
ni, prodüksiyonlanru, ısmarlamış olduğu
yapıtlan ve festival tarihindeki daha nice
etkinlik ve programıylabirlikte belki de ta-
rihini canlandırdı.
Heiner Müller sesiyle kanldı
gösteriye
Bu yılın dikkatleri üzerine çeken pro-
düksiyonu, çağdaş besteci Heiner Goeb-
bels' in "Black on White" (Beyaz Üzerin-
de Siyah) adlı prodüksiyonuyla Alman-
ya'dan geldi. 8. Uluslararası Istanbul Ti-
yatro Festivali'nde Heiner MüDer'in
"Prometheus'un Özgürlüğü"ne getirdiği
çağdaş yorumla uzun süre tartışılan Go-
ebbels'in "18oyuncu/müzisyen için müzik
tiyatrosu" olarak adlandırdığı gösteriyi,
yırminci yüzyüın klasikleşmiş yapıtlany-
la günümüz çağdaş bestecilerinin çalış-
malannı seslendiren ve eleştirmenlerin
son 10 yılın en kayda değer orkestrası ola-
rak tanimladıklan Ensemble Modern yo-
rumladı. MauriceBlanchot'un "L'attende
l'oubh"i ve T. S. EKot'ın "The WastE
Land"i müzikal gösterinin edebi durakla-
nydı. 1995 yıhnın son ayında yitirdiğimiz
Heiner Müller, T. S. EBot'ın "Snadow-A
Parabd" adlı kısa metnini okuyarak sesiy-
le katılıyordu gösteriye. Yazma eylemin-
den yola koyulan Goebbels, sadece yaza-
nn kendi sesinin degil, kolektif bir
"ben"in deneyim ve arulannın soyut an-
fcrtımı olarak kurgulamış Black on Whi-
»e'ı. Bir saati biraz aşan gösteride her iz-
leyicinin kendi hikâyesini bulması müm-
kün. Enstrümantal ve enstrümantal olma-
yan seslerin toplamından oluşan partis-
yon, Goebbels'in çarpıcı görsel metniyle
destekleniyor. Ensembte Modern'in üye-
leri çaldıklan enstrümanlann yanı sıra
sahne üzerindeki devinimleri, jestleri ve
ğerçekleştirdikleri gündelik eylemlerle de
-örneğin kahve suyu kaynatmak- müziğin
bir parçasını oluşturuyorlar. Müzikal ve
görsel metin arasmda zaman zaman kuru-
lan bağlantılar ve karşıtlıklar yoluyla Go-
ebbels seyirciye gösteri süresince müziğin
nerede başlayip nerede bittiğini; teatral
olanın ne olup ne olmadığını; dansın, de-
vinimin, ışık ve projeksiyonun nasıl bir-
biri içinde eriyerek bütünleşebileceğini
sorgulatvrken bir yandan da çağdaş dün-
yanın insamnı "hanrlaroaya" davet edi-
yordu. Black on White'ın 18 oyuncu/mü-
zisyeni seyirciyi anılann gölgeleri arasın-
• Bu yılın dikkatleri
üzerine çeken
prodüksiyonu, çağdaş
besteci Heiner
Goebbels'in "Black on
White" (Beyaz
Üzerinde Siyah) adlı
prodüksiyonuyla
Almanya'dan geldi.
Diğer önemli gösteri,
PeterStein'ınl989
yılında sahneye
koyduğu 1995-96
yıllannda Salzburg
Festivali için yeniden
ele aldığı büyüleyici
"Vişne Bahçesi"
yapımıydı.
da bir yolculuğa çıkardı. Bir solukta izle-
nen gösteri boyunca disiplinlerarası sana-
tın en yetkin örneklerinden birini seyret-
tiğinin bilincinde olan seyirci, Heiner Go-
ebbels'e ilk defa geldiği Edinburgh'ta bit-
mez tükenmez alkışlar ve bravolarla teşek-
küretti.
Stein'dan en yetkin Çehov
yorumu
Festivalin bir diğer önemli gösterisi,
Peter Stein'ın 1989 yılında sahneye koy-
duğu 1995- 96 yıllannda Salzburg Festi-
vali için yeniden ele aldığı büyüleyici
"Vişne Bahçesi" yapımıydı. Natüralizm
ve sembolizmin birbiri içerisinde eridiği
oyunda Ranyevskaya'yı canlandıran Jut-
ta Lampe'nin hassas dengeler üzerine in-
şa ettiği, küçük jestlere büyük anlamlar
yüklediği nefes kesen yorumu Vişne Bah-
çesi'ni unutulmaz oyunlar listesinin baş
sıralanna yerleştiriyordu. Hemen hemen
tüm eleştirmenler Stein'ın şımdiye kadar
sahnelediği en yetkin Çehov oyunu oldu-
ğu konusunda aynı fıkirdeydiler. Yaklaşık
üç buçuk saat süren oyun başından sonu-
na kadar seyirciyi adeta kendine esir edi-
yordu. Eğirnli birplatformun üzerinde oy-
nanan oyunda giriş- çıkışlann seyirci kol-
tuklannın yanlannda yer alan kapılardan
sağlanması ve seyircinin göremediği baş-
ka odalardan gelen ses efektlerinin kulla-
nılmasıyla sonu olmayan bir mekân duy-
gusu yaranhyordu, üstelik seyircinin de
kendini bu mekânın içinde yalnız hissede-
bileceği derecede gerçekçi bir şekilde...
Vişne Bahçesi'nin inceden inceye hesap-
lanarak yaratılmış dekor ve ışık tasanmı,
Stein'ın yarattığı olağanüstü fotoğraflar-
la birleştiğinde görsel bir şölene dönüşü-
yordu. Açık alanlarda geçen sahnelerde
fon perdesi öğlenin sert ışıklanndan gün
batımının bal renklerine, akşam alacasm-
dan gece mavisinin tonlanna kadar geniş
bir renk yelpazesiyle yıkanırken insanm
ataletsizliği insanı sarsan bir gerçeklikle
sunuluyor; boyalan dökülmüş ipotekli
evin duvarlan arasında ise birbirleriyle ve
çevTeleriyle ilişki kuramayan aile bireyle-
rinin acılan acımasız bir alayla ele alını-
yordu. Vişne Bahçesi'nin belki de en ra-
hatsız edici kısmı, fazlaca üzerinde durul-
muş izlenimi veren Çehov'un günlük ya-
şamın sıradan bir parçası olarak sunduğu
espri anlayışıydı. Oyunun özellikle birin-
ci ve dördüncü sahnelerinde gözlemlenen
komedi unsurundaki aşınlık şiirdeki bo-
zuk kafıye gibiydi, yine de festival izleyi-
cisini en çok doyuran yapımlann başında
geliyordu 'Vişne Bançea".
Temiz tophım 'hapishane'
üzerine inşa edilmiştir
Edinburgh Festıvali'nde merakla bek-
lediğimiz bir diğer gösteri Stephane Bra-
unschweig'ın ilk kez Ingiliz oyuncularla
çalıştığı Shakespeare'in "KjsasaKısas"ıy-
dı. Braunschvveig'in "Doktor Faus-
tus"unu 6. Uluslararası tstanbul Tiyatro
Festivali'nde izleyip hayran olduktan son-
ra yine aynı yıl "Bir Kış Masata" prodük-
siyonunun dillerden düşmediğini, tiyatro
dünyasının genç yönetmeni Braunshwe-
ig'ın ttalyan tasanmcı Giorgio Barberio
Corsetti'yle beraber sahneyi tutuşturdu-
ğunu duymuştuk.
Shakespeare'in "karanhk komedvala-
n", başka bir deyişle "problem mıınlan"
arasında yer alan "Kısasa Kısas", kimi
eleştirmenlere göre Elisabeth çağında be-
ğenilmediği halde yüzyılımızda büyük il-
gi uyandınr. Kısasa KJsas". Vıyana ken-
tinde ahlaki değerlerin yozlaşrnasını yer y-
er gülünç, yer yer gerçekçi bir bakış açı-
sıyla gözler önüne serer. Gerçekten de ko-
nunun işlenışi Elisabeth çağından çok gü-
nümüzü resmetmektedir sanki.
Kısasa Kısas' başlar başlamaz seyirci,
yuvarlak bir platform üzerine iç içe yer-
İeştirilmiş üç panonun birbirinden bağım-
sız olarak dönmesiyle, seyirci gizli mer-
divenler, kapılar ve esrarengiz boşluklar
arasında süren kumpaslara tanıklık etme-
yebaşladı. Kulaklan sağıredercesineyük-
sek volümlü müzik eşliğinde dönen pano-
largözlerimizin önüne yeni mekânlar. ye-
ni sahneler tasıdı, ta ki ikinci saatin sonun-
da dönen panolardan başka bir şey görme
şansımız olmadığını anlayıp dekorunaca-
ba bir daha ne zaman hareket edeceğini
düşünmeye başlayana kadar. Braunsch-
weig oyununu dekora kurban vermişti.
Braunschweig o>aın hakkında "Buoyu-
na tapıyorum,çünkü ben her şeyi anlama-
nuı koİay olmadığı, çok anlamlı ve karşıt-
hklaria dolu oyunlan, probJemleri seviyo-
rum. Tüm karakterlerinçift anlamlıoldu-
ğu poMk bir oyun. Ben oyunu fragraan-
lar haünde görüyorum. Seyircinin de oyu-
nu bir bakışta görmesi mümkün ofanay*-
cak. O\ıın ilerledikcc her parçanm birtt-
riyle birleştiği anlaşüacak. Seyirci,oyunun
ve dekorun merkeande yer alan hapisha-
neyi unutmaya firsat bulamayacak, Temiz
tophım düsüncea hapishane' üzerineta-
şa edflnuştir" diyor. Yukandaki satnian
oyunu seyrettikten sonra okudum ve da-
ha önce okumuş olmayı arzu ettım. Bu sa-
nrlan okuduğum zaman Braunschweig'in
tasarlamış olduğu her 'fikri' sahne üzeri-
ne yerleştirmeyi başardığını görüyorum.
Birbirinin içinden firlayan, birbirini dogu-
ran, kovalayan sahnelere olanak sağlayan
işlevsel dekor, kostümde zamana anakro-
nik yaklaşım; çağdaş ve ûrkûnç ışık tasa-
nmı, atonal müzik son derece klasik, do-
ğal, abartısız, çok ymnusak bir oyuncu-
lukla birleştiğmde düşündürücü bir karşıt-
hk oluşturuyor, ama bütünde tamamlan-
mayan, eksik kalan bir şeyler olduğu he-
men hissediliyordu. Kısasa Kısas'm belki
de en büyük eksikliği, seyirciyi bir türift,
yakakyamamasıydı. Dört saatltk süresiy^
le canlanmamış, ölü bir oyunu aadmyor-
du; sanki oyun hâlâ çalışma masasının
üzerinde yatıyormuş, ete kemiğe bürün-
memiş gibi ruhtan yoksundu. Sahneyi tu-
tuşturduğuna taruklık etoğimız ve pek çok
kereler dinlediğimiz Braunschvveig'ın kı-
vılcımlan bu sefer ccvheri alevlendirme-
ye yetmemişti ne yazık ki.
BUAŞAMADA
ŞUKRAN KURDAKUL
Çalım Atmak
Mehter adımlannda geçmişi yaşattıklannı sa-
nanlann mirasçısı olduğumuz kültüre ilgi uzaklığı
doğal sayılmalı.
O kafalar Cumhuriyet öncesinde de işlerine gel-
diği gibi avlanmak istediler geçmişin ormanlann-
da.
• • •
vak'anüvis günümüzün "gizli sansür"cü\&rin-
den daha masumdu bence. Öyle oimasaydı, ne-
reden bilecektik padişah tahtında oturanlardan ki-
milerinin kardeş, kimilerinin evlat katili olduğunu.
• • •
Tarihin mezariığında mı anyoruz kendimizi, ger-
çeği aldatmacaya çevirme ustalannın tuzağına
düştük demektir.
Öyleyse ne işimiz var mezariıkta?..
• • •
Tarihi "şimdikizaman"da görebildik mi.. gele-
ceğin işi iş.
• • •
Halikarnas Balıkçısı, Anadolu'nun yüzyıllar
boyunca sürüp giden küttürel zenginliğine deği-
nirken "Batılılar, Anadolu'daki uygariıklar zinciri-
ni parça parça ettiler.." diyordu.
Tarihimizi, Malazgirt'ten başlatanlar ne yapı-
yor?!
• • •
Bir de yadsıdıkça tarihin mangallannda kül bı-
rakmadıklannı sanmıyorlar mı?
• • •
Toplumsal ilerleme bilincimizden kurtulmak is-
teyen güçlertarih söz konusu olunca "Belli bir za-
man dilimi içinde, belli olaylann nasıl ortaya çık-
tığı, hangi ana gelişme evrelerinden geçtiği ve
kendi gelişmesi açısından bugün hangi dunıma
geldiğini inceleme gerektiği" ilkesine düşman ke-
sildiler önce.
Sonrası bugünde yaşayan değerleri yadsıma.
Ve geçmiş zaman düzenbazlığı.
• • •
Geçmiş bıraktığı kültüre yanar o "mazipe-
resneri gördükçe.
• • •
Tarihsel maddeci görüş diyor ki:
"Bu tarih anlayışı, yaşamın basit maddi üreti-
minden yola çıkan gerçek üretim sürecinin açık-
lanmasına ve bu üretim tamndan yaratılmış ve
onunla bağlantilı olan karştlıfdı ilişki biçiminin, ya-
ni bûtün tarihin temeli olarak çeşitli aşamalann-
da ve devlet olarak eyleminde sivil toplumun kav-
ranmasına dayanır."
Ya karşıtlan ne diyor tarihsel maddecilerin:
Louis I./LOUİS IIJLouis 111./ Louis IV.....
Edward I./Edward Il./Edward Ill./Edward
IV.....
Mehmet ITMehmet 117 Mehmet Ill./Mehmet
IV...
•••
Bunca yıl her sözünün hikmet, her hareketinin
tarihsel olduğuna inanan kim? Politikacı. Tarihten
ders almadığı söylenen kim? Gene o.
• • • —
Politikacının oyununa getirilebildi mi tarih? Ege-
men gücün kiraladığı sahteciye yenik düştü mü?
Yasağa boyun eğdi mi?..
Poetik'ııs'un eylül sayısı çıktı
• Kültûr Servfei - 2 aydır yayunlanan
"Poetik'us" şiir dergisinin eylül sayısı çıktı.
Poetik'us şiir sözcüsünün bu ayki sayısında
yazılanyla Veysel Çolak, Nihat Ziyalan, Turgut
Tan ve Ahmet Ada yer alıyor. Aynca derginin 2.
sayısında şiirleri bulunan şairler ise şöyle: küçük
Iskender, Savaş Çelik, Yeşim Saygın Armutak,
Serap Erdoğan, Halil Ergün, Hüseyin Topçugil,
Salih Mercanoğlu, Fatih Hazinedar, Yılmaz
Arslan, Adil lzci, Mustafa Köz, H. tbrahim
Özcan, Safa Fersal, Ahmet Erhan, Ayhan
Bozkurt ve Hüseyin Alemdar. Dergide, James
Joyce ve Eskimo şiirinden de çeviriler yer alıyor.
Opera ve CSO'ya yenileme
• ANKARA (AA) - Devlet Opera ve Balesi ile
Cumhurbaşkanlıgı Senfoni Orkestrası binalan
1997-1998 sanat sezonuna yenilenerek giriyor.
Cumhurbaşkanlıgı Senfoni Orkestrası, sezona
yepyeni bir binayla girerken, salonun akustik
düzeninde çeşitli yenilikler yapılıp binanın
tamamı r>oyanıyor.
Binanın içinde ve dışındaki onanm
çalışmalarmın sezon açılışma yetistirileceği ve
klimasının da sanatseverlerin yeni sezonda
rahat etmeleri için gözden geçirildiği
bildiriliyor.
Opera binasında sezonun açıhşına kadar
bitiribnesi planlanan tadilat sonucunda,
Devlet Opera ve Balesi, yepyeni yapıtlann yanı
sıra sanatseverleri güzel bir binayla
karşılayacak ve yeni sezona kadar binanın
elektrik tesisatı da yenilenecek.
Opera binasuıın bale bölümünde ise sanatçılann
yararlandığı kafeteryanın baştan aşağı
yenilendiği kaydediliyor.
HamaH Arcmtrtefi Şiddet
Üzertne'
• Kültür Servisi - Hannah Arendfin 'Şiddet
Üzerine' adlı kitabı, Bülent Peker'in çevirisiyle
lletişim Yayınlan Politika Dizisi'nden çıktı.
Arendt, kitabında insanca bir tepki olan şiddetin
bir 'insan eylemi' olarak savunulup
savunulmayacağmı sorguluyor ve temel yargı
olarak şunu alıyor: "Şiddetle değişen bir dünya,
ancak daha çok şiddetin var olduğu bir dünya
olur." Arendt kitabında aynca, savaş ve devrim
olgulanm şiddet açısından kıyaslayarak
çağımızm önemli devrirnlerirun ve onlann temel
ilkelerinin şiddetle ilişkisini de yorumluyor.
Nüzhet ÖykM Hofburg
Sarayfmte
• Kültûr Servisi - Pavarotti gibi dünyaca ünlü
isimlerin konserlerini verdiği Viyana Hofburg
Sarayı, 20 Eylül 1997'de Devlet Opera ve Balesi
sanatçısı Nüzhet Öyken'i ağırlıyor. Yurtiçi ve
yurtdışmda çok sayıda konser vermiş ve
operalarda başrol ahnış olan Nüzhet Öyken, 17-
21 eylül tarihleri arasında yapılacak olan
Avusturya Ortopedi Kongresi Veda Balosu'na
misafir sanatçı olarak davet edildi. Öyken,
"Viyana gibi klasik müziğin her yere damgasını
vurduğu bir şehirde ve ünlü müzik adamlannı
ağırlamış bir sarayda konser vermek onur verici"
dedi.